Ana Sayfa   |   Görüntülü Dersler  |  Sesli Dersler   |  Kur'an Araþtýrmalarý   |  Ýlmi YAZILAR   |  Aile Eðitim Yazýlarý   |  Çocuk Eðitimi Yazýlarý   |  Yazarlar  |  Ýletiþim

Kur`an-i Kerim ve Mealleri

Namaz Sureleri Tefsiri

Cuma (Tefsir) Dersleri

Hadis Dersleri

Cami Dersleri

Hz. Peygamberin Hayatý (s.a.v)

Ýnsaný Tanýmak (Radyo)

Tv Programlarý

Seminer ve Konferans

Kýsa Dersler

Özel Konular

Fýkhi Konular

Aile Eðitim Seminerleri

Foto Galeri

Üyelik Giriþi

Kull. Adı

:

Şifre

:
   

Ücretsiz Üyelik
Şifremi Unuttum

Güncel Videolar

Eðitimcilere ÖZEL
Gazze Duasý
Gençlerle Ýletiþim (Günýþýðý- Reþitpaþa​)
Uyumlu Evlilik Yöntemi (Bulgurlu)

Namaz Vakitleri

Sayaç

Sayac
Tekil (Bugün) 2374
Toplam 16408610
En Fazla 25928
Ortalama 2706
Üye Sayýsý 1193
Bugün Üye Olan 0
Online Ziyaretci
 
 

PEYGAMBER EFENDÝMÝZÝN HÝCRET YOLCULUÐU

“Hani kâfirler seni tutuklamak veya öldürmek ya da (Mekke’den) çýkarmak için tuzak kuruyorlardý. Onlar tuzak kuruyorlar. Allah da tuzak kuruyordu. Allah tuzak kuranlarýn en hayýrlýsýdýr.” (Enfal, 8/30.)
06/10/2020
Hz. Peygamber Efendimiz, son Akabe Biatý’ndan sonra Müslümanlara Medine’ye hicret edebileceklerini söyleyince kýsa zamanda büyük bir çoðunluk Mekke’den ayrýlarak Medine’ye hicret etti. Kadýnlar, çocuklar, güçsüzler ve imanýný gizleyenlerin dýþýnda Mekke’de Hz. Ali, Hz. Ebu Bekir ve bir de Hz. Peygamber Efendimiz (s.a.s.) kalmýþtý. Müslümanlarýn kýsa zamanda Mekke’den ayrýldýðýný gören müþrikler, Hz. Peygamber’i (s.a.s.) ellerinden kaçýrmadan yakalamak ve onu etkisiz hâle getirmek istediler. Bunun için bir perþembe günü (Ýbn Hacer, Fethü’l-bârî, VII, 184; Diyarbekrî, Hamîs, I, 325.) sabah erkenden Dârü’n-nedve’de toplanýp ne yapacaklarýný uzun uzadýya müzakere ettiler. Yapýlan müzakereler sonunda Hz. Peygamber’i (s.a.s.) öldürmeye karar verdiler. Siyer kaynaklarýnda kaydedilen bu toplantýda müþriklerin yaptýklarý müzakereleri Yüce Allah bize þöyle anlatýr:
 
“Hani kâfirler seni tutuklamak veya öldürmek ya da (Mekke’den) çýkarmak için tuzak kuruyorlardý. Onlar tuzak kuruyorlar. Allah da tuzak kuruyordu. Allah tuzak kuranlarýn en hayýrlýsýdýr.” (Enfal, 8/30.)
 
Hz. Peygamber’in, Haþimoðlularýndan Ebu Leheb dýþýnda hiçbir kimsenin katýlmadýðý (veya alýnmadýðý) müþriklerin bu gizli toplantýsýndan haberdar olmasý konusunda iki rivayet vardýr. Bu rivayetlerin birine göre Hz. Peygamber’i Cebrail (a.s.) bilgilendirmiþ, (Ýbn Hiþâm, es-Sîre, II, 126; Ýbn Sa’d, et-Tabakât, I, 227; Taberî, Târîh, II, 372.) diðer rivayete göre de Zühreoðullarýndan birisi ile evli olan büyük halasý Rukayka (veya Rakîka) bint Sayfî b. Haþim, suikast teþebbüsüne dair haberleri, belki de bunlarý bazý komþularýndan veya yakýnlarýndan öðrenince Hz. Peygamber’e bildirmiþtir. (Ýbn Sa’d, et-Tabakât, VIII, 52; Hamidullah, Muhammed, Ýslam Peygamber’i, I, 173.) “Bu rivayetlerin ikisinin de meydana gelmiþ olmasý mümkündür. Ancak hicret olayýnýn içindeki olaðanüstülükler, Allah’ýn yardýmýnýn sýkýntýlý durumlarda Müslümanlara gelmesi, bunun Hz. Peygamber’e Cebrail (a.s.) tarafýndan bildirilmiþ olduðu görüþünü teyit etmektedir.” (Adnan Demircan, Nebevi Direniþ Hicret, s. 111.) Ýþte bu toplantýdan sonra Hz. Peygamber’e (s.a.s.) Mekke’den Medine’ye hicret izni verildi. (Ýbn Hiþâm, es-Sîre, II,129; Ýbnü’l-Esir, el-Kâmil, II, 103.) Hz. Cebrail’in, hem toplantýnýn haberini hem de hicret iznini getirmiþ olmasý kuvvetle muhtemeldir.
 
Müþriklerin Dârü’n-nedve’de aldýklarý karara göre karanlýk bastýktan sonra görevli þahýslar evin etrafýný kuþatacaklar, gece sabaha kadar eve giriþ ve çýkýþlarý engelleyecekler ve sabah evinden çýkarken Hz. Peygamber’in üzerine toptan çullanacaklar ve onu öldüreceklerdi. Hep beraber hücum edip öldürecekler ve bu sayede de kimin öldürdüðü belli olmayacaktý. Böylece Hz. Peygamber’in (s.a.s.) yakýnlarý olan Haþimoðullarý kan davasýna kalkýþamayacak ve diyete razý olacaklardý. Neticede diyet ödenerek bu iþ kapatýlacaktý. Daha sonra Müslümanlar, bu kararýn alýndýðý güne “yevmü’z-zahme: zahmet günü” demiþlerdir. (Taberî, Târîh,II, 370; Ýbn Kesîr, el-Bidâye, III, 175.)
 
Kaynaklarda geçen bilgileri yorumlayarak diyebilirim ki müþriklerin bu kararýndan haberdar olan Hz. Peygamber, herkesin gündüz uykusuna yattýðý öðle sýcaðýnda Hz. Ebu Bekir’in evine gitti. Onunla bu gece çýkacaklarý hicret yolculuðunun detaylarýný görüþtü, görevlileri tespit ve görevlerini söyledikten sonra kimse uykudan uyanmadan kendi evine döndü. Evinde gündüz uykusu uyumuþ gibi ikindi serininde dýþarý çýktý. Akþam olunca herkes gibi o da kendi evine döndü. Evi gece karanlýðýnda müþrikler tarafýndan kuþatýldýktan sonra ev halký ile vedalaþýp müþriklerin gözü önünde evden ayrýldý; bir mucize eseri olarak müþrikler onu göremediler. Eþi Sevde, kýzlarý Ümmü Gülsüm ve Fatýma, bir de Hz. Ali ile vedalaþýp ayrýldýðýný düþünüyorum. Eþine ve kýzlarýna ne dediði hakkýnda kaynaklarda bilgi bulamadým. Yalnýz, Hz. Ali’ye þunlarý söylediði bilinen bir gerçektir: “Bu gece benim yataðýmda yat ve rahat uyu! Þu Hadremevt ürünü olan yeþil abama da iyice bürün! Hiç korkma! Onlar, sana hiçbir þey yapamayacaklar! Rahat ol! Rahat uyu!” (Ýbn Hiþâm, es-Sîre, II, 126-127; Taberî, Tarîh, II, 372.)
 
Hz. Peygamber, gece vakti evinin etrafýný saran müþriklerin arasýndan Yasin suresinin ilk ayetlerini okuyarak ve onlarýn yüzlerine toprak serperek ayrýldý. Evden ayrýlýr ayrýlmaz hemen Hz. Ebu Bekir’in evine geldi. Hz. Ebu Bekir ve ev halký onu bekliyorlardý. Gündüzün kararlaþtýrýlan plan ve proje gereði herkes kendine düþeni yapmýþtý. Hz. Ebu Bekir, iki deveyi götürüp Abdullah Ýbn Uraykýt’a teslim etmiþ, evdeki bayanlar da birlikte yola çýkacak iki dost için yol azýðý hazýrlamýþlardý. Hz. Ebu Bekir’in kýzý Esma, hazýrlanan yiyeceklerin konulduðu bohçanýn (veya daðarcýðýn) aðzýný baðlamak için kemerini ikiye ayýrmýþ ve biri ile bohçayý baðlayýp diðeri ile de belini baðlamýþ. (Abdürrezzak es-Sanânî, Musannef, V, 389; Ahmed b. Hanbel, Müsned, VI, 198.)
 
Kendileri için hazýrlanan yol azýklarýný ve yolda lazým olacak eþyalarýný ellerine alan bu iki dost, Medine’ye doðru deðil Yemen’e doðru giden yol üzerinde, Mekke’nin güney batýsýndaki Sevr Maðarasý’na çýktýlar. Hz. Ebu Bekir çok heyecanlýydý, kendisini Hz. Peygamber’e (s.a.s.) siper etmiþti. Maðaraya önce o girdi ve dibi köþeyi kontrol ettikten sonra Hz. Peygamber’i (s.a.s.) içeri aldý. (Ahmed b. Hüseyin Beyhakî, Delâilü’n-Nübüvve, II, 477; Þâmi, es-Sîre, III, 240.)
 
Sabahleyin Hz. Peygamber’i evinde bulamayan müþrikler, beklenmedik bir þekilde karþýlarýna çýkan Hz. Ali’yi sorgu suale çektiler, tartakladýlar, bir müddet hapsettikten sonra kendisinden bir bilgi alamayýnca býraktýlar. (Taberî, Târih, II, 374; Diyarbekrî, Hamîs, I, 325.) Ebu Cehil ve beraberindekiler, Hz. Ebu Bekir’in evine baskýn yaptý ve Hz. Esma’yý tokatladýlar. (Ýbn Hiþâm, es-Sîre, II, 132; Taberî, Târih, II, 380.) Her iki evden de bir bilgi alamayan müþrikler, Medine yollarýna düþerek kendilerini yordular. Yorulmakla kalmadýlar, elleri boþ döndükleri için sýkýntýya düþtüler. Bunlarý ölü veya diri yakalayana yüz deve ödül koyarak herkesi bu iþin içine katmaya çalýþtýlar. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, IV, 175; Belâzürî, Ensâb,I, 308.) Üç gün boyunca koþuþturmalarý, bu iki dostu ölü veya diri yakalayana yüz deve ödül koymalarý ve neticede bir arpa boyu yol alamayýþlarý müþrikleri çileden çýkardý. Hâlbuki Hz. Peygamber (s.a.s.) ve arkadaþý Hz. Ebu Bekir, her an müþriklerin ne yaptýklarýndan ve ne yapacaklarýndan haberdardýlar. Yiyecek ve içecekleri geliyor, her þey planladýklarý gibi cereyan ediyordu. Hz. Ebu Bekir’in küçük oðlu Abdullah, herkes yatýp uyuduktan sonra yola çýkýyor, hem yiyeceklerini hem de yeni haberleri getiriyordu. Abdullah, geceyi maðarada geçiriyor sabaha karþý Mekke’ye dönüyor ve hiç kimse onu görmüyordu. (Abdürrezzak es-Sanânî, Musannef, V, 390; Buhari, Menâkýbu’l-Ensâr, 44.) Herkes görevini yapýyor ve iletiþim aksamadan saðlanýyordu. Ýþte buna, peygamber siyaseti derler.
 
Müþrikler, Hz. Peygamber’i ve Ebu Bekir’i yakalamak için Sevr Daðý’na da çýktýlar. Onlarýn Sevr Daðý’na kadar çýktýklarýný bize Yüce Allah haber veriyor. Kur’an’da, bu konuda þöyle buyuruyor: “Eðer siz ona (Peygamber’e) yardým etmezseniz, (biliyorsunuz ki) inkâr edenler onu iki kiþiden biri olarak (Mekke’den) çýkardýklarý zaman, ona bizzat Allah yardým etmiþti. Hani onlar maðarada bulunuyorlardý. Hani o arkadaþýna, ‘Üzülme, çünkü Allah bizimle beraber.’ diyordu. Allah da onun üzerine güven duygusu ve huzur indirmiþ, sizin kendilerini görmediðiniz birtakým ordularla onu desteklemiþ, böylece inkâr edenlerin sözünü alçaltmýþtý. Allah’ýn sözü ise en yücedir. Allah mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.” (Tevbe, 9/40.)
 
Yüce Allah’ýn, Hz. Peygamber’i (s.a.s.) ve Ebu Bekir’i koruduðu aþikârdýr. Çünkü müþrikler, maðaranýn aðzýna kadar geldikleri hâlde içine bakmadan geri dönüp gittiler. Bir örümceðin maðaranýn aðzýna að örmesi (Ahmed b. Hanbel, Müsned, I, 348.), iki güvercinin yuva kurup yumurtalarýný býrakmasý, müþriklerin maðaraya bakmadan dönmelerine sebep oldu. (Ýbn Sa’d, et-Tabakât, I, 229; Belâzürî, Ensâb, I, 308.)
 
Hz. Âiþe’nin bize verdiði bilgiye göre Hz. Peygamber (s.a.s.) ve Hz. Ebu Bekir, Sevr Maðarasý’nda üç gece kaldýlar. Ücretle tuttuklarý güvenilir ve mahir yol kýlavuzu olan Abdullah b. Uraykýt ile de öyle anlaþmýþlardý. Abdullah, pazarý pazartesiye baðlayan gece develeri alýp gelecekti. Hz. Ebu Bekir’in verdiði bilgiye göre de maðaradan geceleyin ayrýldý. Hz. Peygamber, Ebu Bekir, Âmir b. Füheyre ve Abdullah b. Uraykýt’tan oluþan dört kiþilik kafile, Ýbn Sa’d ve Belâzürî’ye göre pazarý pazartesiye baðlayan gece Mekke’den ayrýldýlar. (Belâzürî, Ensâb,I, 308; Ýbn Sa’d, et-Tabakât, I, 232.) Ýbn Hacer de bu konudaki deðiþik görüþleri telif ederek þöyle demektedir: “Mekke’den perþembe gününü cuma gününe baðlayan gece çýktý ve maðaraya vardýlar. Sýðýndýklarý Sevr Maðarasý’nda üç gece gizlendiler ve pazarý pazartesiye baðlayan gece maðarayý terk ettiler.” (Ýbn Hacer, Fethü’l-Bârî, VII, 244; Bu konudaki rivayetler ve daha geniþ bilgiler için Kasým Þulul’un Hz. Peygamber Devri Kronolojisi isimli kitabýna (Ýnsan yayýnlarý, Ýstanbul 2011, s. 401-406) bakýnýz.) Hz. Peygamber (s.a.s.) ve beraberindekiler, Mekke’nin güneybatýsýndan bir yay çizerek Medine’ye yöneldiler. Mekke-Medine arasýnda iþlek olmayan bir güzergâh izleyerek ve zikzaklar çizerek yol aldýlar. Bazen sarp dað geçitlerinden, bazen çöllerin arasýndan geçtiler.
 
Hz. Ebu Bekir, maðaradan ayrýlýþlarýný þöyle anlatýr: “Bizi takip etmek ve yakalamak için gözcüler tutulmuþtu. Biz, geceleyin Mekke’den (Sevr Daðý’ndan) ayrýlýp yola çýktýk. O gecemizi ve gündüzümüzü hýzlýca yürüdük. Nihayet günün en sýcak vaktine girdik, güneþ gündüzün ortasýna gelip dikildi. Ben, kendisine sýðýnýp barýnabileceðimiz bir gölge görebilir miyim diye etrafa bir göz attým. Tam o sýrada büyük bir kaya gördüm ve hemen onun yanýna geldim. Onun biraz gölgesi vardý. Ben, Resulüllah (s.a.s.) için yanýmda buluna bir pöstekiyi yere serdim. Sonra ona: ‘Ya Resulüllah! Sen biraz yat, uyu! Ben, þöyle etrafý bir dolaþayým!’ dedim. Resulüllah da onun üzerine yattý ve uyudu. Ben de peþimize düþenlerden kimseyi görebilir miyim diye etrafý gözetleyerek biraz yürüdüm. Sonra güneþ biraz batýya doðru meyletmiþken
hareket ettik. Bizi arayanlar peþimizdeydi. Bize onlardan Sürâka b. Mâlik b. Cü’þum’dan baþka hiçbir kimse yetiþemedi.” (Buhari, Menâkýb, 25; Fedâil’ü-Ashâb, 2; Menâkýbü’l-Ensâr, 44.)
 
“Sürâka bize yetiþince: ‘Yakalanýyoruz ya Resulüllah!’ dedim. O da: ‘Üzülme! Çünkü Allah, bizimle beraberdir.’ dedi ve Sürâka’ya beddua etti. Bunun üzerine Sürâka’nýn atý tökezleyip karnýna kadar yere battý. Zannediyorum ki biz, bu sýrada düz ve sert bir yerde bulunuyorduk. Atýnýn ön ayaklarýnýn yere saplandýðýný gören Sürâka þöyle dedi: ‘Kesin olarak anladým ki siz ikiniz bana beddua ettiniz. Þimdi siz benim için dua ediniz. Allah þahit olsun ki ben sizin peþinizde olanlarý geri çevireceðim.’ Bu þekilde söz vermesi üzerine Resulüllah (s.a.s.) ona hayýr dua etti; o da kurtuldu. Sonra geriye döndü ve bizim peþimizde olanlardan karþýlaþtýðý herkese ‘Bu taraflara gitmenize gerek yok, ben oralardan geliyorum!’ diyerek o kiþileri geri çevirdi ve bize verdiði sözde durdu.” (Buhari, Menâkýb, 25; Müslim, Zühd, 75.)
 
Hz. Peygamber Efendimiz (s.a.s.) ve beraberindekiler, yolda Ümmü Ma’bed Âtike bint Hâlid’in çadýrýna uðramýþ ve ondan süt almýþlardý. Sürüye katýlamayan bir keçiden sütün saðýlmasý ve Ümmü Ma’bed’in, o an hayvanlarýnýn peþinde olduðu için çadýrda olmayan ve akþam gelen eþine Hz. Peygamber’i vasfetmesi hakkýnda kaynaklarýmýzda deðiþik rivayetler vardýr. (Ýbn Sa’d, et-Tabakât, I, 231; Hâkim, el-Müsterek, III, 9-10; Ebu Nuaym, Delâil, II, 283.)
 
Medine’ye yaklaþtýklarý zaman, Eslem kabilesi reisi Bureyde, Kureyþ’in ortaya koyduðu ödülü almak için adamlarýndan yetmiþ kiþi ile kafilenin önünü kesmiþ, Hz. Peygamber’in (s.a.s.) kendisi ile konuþmasýndan sonra da Müslüman olmuþtur. Baþýndaki sarýðý çýkarýp uzun bir sýrýða takarak kabilesinin topraklarýndan çýkýncaya kadar kafileye sancaktarlýk yapmýþ ve adamlarý ile birlikte yol boyunca çevre güvenliðini saðlamýþtýr. (Ýbn Sa’d, et-Tabakât, IV, 242; Belâzürî, Ensâb, I, 309; Ýbn Abdilberr, el-Ýstîâb, I, 185.)
 
Kaynaklarýmýzýn verdiði bilgiye göre kafile, 1 Rebiülevvel/13 Eylül 622 pazartesi günü Mekke’den (Sevr Maðarasý’ndan) yola çýkmýþ ve bir hafta sonra yani 8 Rebiülevvel/20 Eylül 622 pazartesi günü öðleye doðru Medine’ye çok yakýn olan Kubâ köyüne varmýþtýr. Hz. Peygamber Efendimiz (s.a.s.) ve beraberindekiler, cuma gününe kadar bu köyde kalmýþlardýr. Kur’an-ý Kerim’de “Temellerinin takva üzere atýldýðý” bildirilen Kubâ Mescidi iþte bu kýsa zaman içerisinde yapýldý. 12 Rebîülevvel/24 Eylül 622 cuma günü kuþluk vaktinin sonlarýna doðru Kubâ’dan ayrýlan Hz. Peygamber, Rânûnâ vadisinde Sâlimoðullarý mahallesinde beraberindekilere ilk cuma namazýný kýldýrdý. Cuma namazýndan sonra da Hz. Enes’in deyimiyle bir bayram havasý içerisinde Medine’ye girdi. (Ahmet Önkal, Hicret, DÝA, XVII, 461.)
 
Prof. Dr. Mustafa AÐIRMAN
 

Bu yazý 1716 defa okunmuþtur...

Yorum Ekle

Yazdýr

YORUM LÝSTESÝ

KATEGORÝDEKÝ DÝÐER HABERLER

n

12/02/2024 - 10:58 ÜMMET OLMAK

n

27/11/2023 - 09:29 ÝMAN VE SAMÝMÝYET

n

08/08/2022 - 10:21 ÝSLAM’IN ASLÝ KAYNAKLARINI DOÐRU ANLAMANIN YÖNTEMÝ ÜZERÝNE

n

04/10/2021 - 11:28 KÖTÜLÜKLERDEN ALIKOYAN NAMAZ HANGÝ NAMAZDIR?

n

24/05/2021 - 03:53 GERÇEK KIYMET ÖLÇÜSÜ:  SALÝH VE BAKÝ AMEL

n

05/04/2021 - 08:34 FELSEFENÝN ÇALDIÐI ÝNSANLAR

n

08/03/2021 - 11:02 TEVHÝDDEN HÝDAYETE  NEBEVÝ RÝSALET

n

12/01/2021 - 11:25 ÝÞTE TOPLUMUMUZUN HÂLÝ BU

n

06/10/2020 - 02:15 PEYGAMBER EFENDÝMÝZÝN HÝCRET YOLCULUÐU

n

06/10/2020 - 11:27 ÞEHÝTLER ÖLMEZ!

n

31/08/2020 - 04:09 SONUÇLARI ÝTÝBARIYLA ÝSTÝÐFAR VE TÖVBE / Dr. Abdülkadir ERKUT

n

06/07/2020 - 09:49 GENÇLÝK NEREYE GÝDÝYOR? / Abdülhamit Kahraman

n

25/06/2020 - 10:51 ÞÝMDÝ TAM ZAMANI / Abdülhamit Kahraman

n

18/05/2020 - 12:33 CÂMÝLER KAPATILDI  CUMALAR KALDIRILDI AMA.. / Abdülhamit Kahraman

n

23/04/2020 - 04:29 RAMAZANDA HAYATIN VE ÖLÜMÜN MUHASEBESÝNÝ YAPMAK / Dr. Muhlis AKAR 

n

23/04/2020 - 02:47 ÞEHR-Ý RAMAZAN VE SORUMLULUK BÝLÝNCÝ / Prof. Dr. Ramazan ALTINTAÞ

n

06/04/2020 - 10:26 HER HÂLÝMÝZE ÞÜKREDEBÝLMEK / Dr. Lamia LEVENT ABUL

n

30/03/2020 - 10:30 KULLUÐUN EN GÜZEL KIVAMI: ÝHSAN / Prof. Dr. Safi ARPAGUÞ

n

16/12/2019 - 10:13 HZ. PEYGAMBER (S.A.S.) DÖNEMÝNDE ÝLÝM / Prof. Dr. Þakir GÖZÜTOK

n

30/08/2019 - 10:56 HARAMDAN HELALE HÝCRET ETMEK

n

29/08/2019 - 02:59 ZÝKÝR: KALPLERÝ DÝRÝLTEN ÝKSÝR

n

17/12/2018 - 01:05 ALLAH’A YÖNELÝÞ BÝLÝNCÝNÝ TAZELEME: TÖVBE

n

17/12/2018 - 12:56 MANEVÝ ARINMA: TÖVBE

n

19/11/2018 - 10:47 Ýnancý kuþanan gençler

n

19/11/2018 - 10:42 Hz. Peygamberi Gençlere Anlatabilmek

n

17/10/2018 - 03:38 Mescitlerde Namaz Kýlmak ve Takva Sahibi Ýmam Olmak

n

30/03/2018 - 12:31 DEÝZMÝ VE ATEÝZMÝ BESLEYEN ÖNEMLÝ BÝR FAKTÖR ÝBADETSÝZLÝ

n

29/03/2018 - 12:11 MÜSLÜMANLARIN ÝLK KIBLESÝ MESCÝD-Ý AKSA VE MÜBAREK ÞEHÝR KUDÜS

n

04/01/2018 - 10:52 NEFÝS ÝLE MÜCADELE CÝHAD-I EKBER

n

03/01/2018 - 11:14 DÝNÎ TEBLÝÐDE DÝL VE ÜSLUP NASIL OLMALIDIR?

n

14/11/2017 - 11:22 HZ. PEYGAMBER’Ý GÜNÜMÜZ ÝNSANINA DOÐRU ANLATMAK

n

02/10/2017 - 04:02 ÝNSAN ONURU VE ALLAH’A KULLUK

n

02/10/2017 - 03:31 ASIL DÝN AÞIRI YORUM

n

02/10/2017 - 03:08 DÝN GÜVENLÝÐÝ BAÐLAMINDA DÝNÝN DOÐRU ANLAÞILMASI VE YORUMLANMASI

n

19/08/2017 - 09:04 Kurban ya da Baþýndan Serçe Geçen Bir Çocuktur  ÝSMAÝL

n

12/07/2017 - 10:42 ÝNSANLIÐA KARÞI EN BÜYÜK GÜNAH:  FÝTNE

n

13/06/2017 - 12:14 RAMAZAN MEKTEBÝ

n

13/06/2017 - 12:07 EMANET AHLAKI

n

13/06/2017 - 11:59 RAMAZAN MEDENÝYETÝ

n

19/04/2017 - 03:16 HZ. PEYGAMBER VE GÜVEN TOPLUMU: DARU'S-SELAM

n

28/03/2017 - 02:41 SANAL DÜNYA VE  DEÐÝÞEN MAHREMÝYET

n

17/02/2017 - 03:17 PARALEL DÝNLERÝ KÝMLER SEVER

n

17/02/2017 - 12:40 “HADÝS ÝLMÝ”NÝN ÝSLÂMÎ ÝLÝMLER ARASINDAKÝ YERÝ

n

13/02/2017 - 12:17 KALPLERÝNDE MARAZ BULUNANLAR: MÜNAFIKLAR

n

01/02/2017 - 11:12 TEFRÝKAYA DÜÞENLER GÝBÝ OLMAYIN

n

29/12/2016 - 10:25 BÝR GÜVEN ABÝDESÝ:  Muhammedü’l-Emin

n

19/12/2016 - 04:10 Fitne ve Fesadýn Baþka Bir Versiyonu: ÝFTÝRA VE SUÇLAMA

n

18/10/2016 - 11:53 Bir Mektep Olarak CAMÝ

n

26/09/2016 - 11:04 Peygambersiz Ýslam Söylemi

n

22/09/2016 - 12:08 VÝCDANIMIZIN "Selfie"SÝNÝ ÇEKEBÝLÝR MÝYÝZ ?

n

21/09/2016 - 02:57 Boþ Vakit mi Dediniz?

n

10/08/2016 - 01:00 RASULULLAH (S.A.S.) BÖYLE BUYURDU

n

10/08/2016 - 12:44 Narsisistik Kiþilik

n

14/06/2016 - 11:32 Ramazanda Gönülden Tevhidi Yaþamak

n

06/06/2016 - 02:55 Kur’an Ýkliminde Ýyiliklerle Dinamik Bir Hayat Ýnþasý

n

02/06/2016 - 04:44 Ramazan ve iYiLiK

n

02/05/2016 - 12:25 HZ. PEYGAMBER’ÝN MESAJINI DOÐRU ANLAMAK

n

08/04/2016 - 03:14 Yoðunlaþmýþ Ýbadet Mevsimi: “Üç Aylar”

n

24/03/2016 - 10:35 DUANIZ OLMASA

n

24/03/2016 - 10:31 SAHÂBE’NÝN PEYGAMBER SEVGÝSÝ

n

01/02/2016 - 11:48 ZÂLÝME HAKKI SÖYLEMEK

n

19/01/2016 - 04:35 ZOR ZAMANDA Müslüman Olmak

n

18/01/2016 - 02:04 Huzurda Huþu ile Durmak

n

18/01/2016 - 01:22 Alný Secdeye Varan Simalar

n

14/12/2015 - 11:41 HZ. ALÝ (Ö: 40/660)’NÝN KUR’AN-I KERÝM ANLAYIÞI

n

01/12/2015 - 02:21 SAHÂBE’NÝN PEYGAMBER SEVGÝSÝ

n

26/11/2015 - 02:10 Namaz: Divan-ý Ýlahîde Durup Tevhide Ermektir

n

19/11/2015 - 03:13 Kur’an ve Sünnet Perspektifinden Bilgi AHlAKI

n

19/11/2015 - 03:11 Ýlim, Marifet ve Hikmet Ýliþkisi

n

22/10/2015 - 12:39 Söz mü Sükût mu?

n

09/10/2015 - 02:23 Haccýn Evrensel Boyutu

n

07/09/2015 - 04:20   KURBAN

n

07/09/2015 - 04:14 Mescitler Arasýnda Mescid-i Aksa’ya Dair

n

06/07/2015 - 12:25 SADAKA-Ý FITIR

n

06/07/2015 - 12:23 TERAVÝH NAMAZI

n

23/06/2015 - 03:48 Þeytanýn Telkini VESVESE

n

19/06/2015 - 04:50 RAMAZAN

n

15/06/2015 - 06:11 Kardeþlik ve Dostluða Açýlan Pencere SELAM

n

15/06/2015 - 03:24 Vücutta Dolaþan Sinsi Düþman: Þeytan

n

12/06/2015 - 03:38 Ýnsanýn Temel Bir Zaafý

n

12/06/2015 - 03:07 Mültecilere Hicret Yurdu            ya da Muhacire Ensar Olmak

n

06/05/2015 - 02:27 DERÝN BÝR MUHALEFET

n

27/04/2015 - 12:31 Merhameti Kuþanmak

n

27/04/2015 - 12:30 Þiddet Karþýsýnda rahmet Peygamberi 

n

17/01/2015 - 04:13 HADÝSLERÝN DOÐRU ANLAÞILMASINDA VE YORUMLANMASINDA TAKÝP EDÝLECEK YÖNTEM

n

23/12/2014 - 04:13 Müslümanýn Varlýkla Ýmtihaný

n

23/12/2014 - 04:12 Ýslami Bakýþla Varlýk ve Servet Algýmýz

n

16/12/2014 - 02:50 SÜNNET VAHÝY ÝLÝÞKÝSÝ

n

27/10/2014 - 03:06 Sabýr-Sâbir

n

24/10/2014 - 04:08 Hz. Peygamber ve Genç Sahabiler

n

24/10/2014 - 03:59 Okunmasý Gerekenler (12)

n

24/10/2014 - 03:53 Ýslam’ýn Gençlik Tasavvuru

n

04/07/2014 - 03:29 BORÇ ve KARZ-I HASEN

n

30/06/2014 - 04:46 Ramazan Ýklimi ve Helal Kazanç Bilinci

n

09/06/2014 - 11:33 ATÂLETÝ TATÝL ZANNETMEK

n

05/05/2014 - 02:42 HZ. PEYGAMBER (S.A.S.)’ÝN ADÂLET ANLAYIÞI

n

09/04/2014 - 02:07 BÝR YÖNETÝCÝ OLARAK RASULULLAH

n

21/03/2014 - 04:40 Allah’ýn Korumasýný Hak Etmenin Yolu: Sabah Namazý

n

10/02/2014 - 02:47 Deðerini Bilemediðimiz Ýki Eþsiz Nimet: Saðlýk ve Boþ Zaman

n

04/10/2013 - 05:02 “Hakikat”in Nihai Temsilcisi:  Hz. Muhammed (s.a.s.) 
 

Site Ýçi Arama

19 Cemâziye'l-Evvel 1446 |  21.11.2024

Bir Ayet

Bismillahirrahmanirrahim

Gerçek þu ki, Biz onu kadir gecesinde indirdik.

( Kadîr sûresi - 1)

Bir Hadis

Ebu Temîme (radýyallahuanh) anlatýyor:

"Arkadaþlarý kendisine 'Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) size çok þeyler söyledi, öyleyse bize de bir tavsiyede bulunun!' demiþlerdi.
'Ýnsanýn ilk (çürüyüp) kokacak olan yeri karnýdýr. Öyleyse, kim, karnýna temiz olandan baþka bir þey girdirmeyebilirse mutlaka bunu yapsýn!' tavsiyesinde bulundu."


Buhârî, Ahkam 9

Bir Dua

“Allah’ým! Bana kendi sevgini ve senin yanýnda sevgisi bana fayda verecek kimsenin
sevgisini ver.”

(Tirmizî, Deavât, 73)

Hikmetli Söz

Üç þey üzüntü ve kederi giderir, gönlü açar:
Allah’ý anmak,Allah dostu ile buluþmak, hikmet sahibi kimselerin
sözlerini dinlemek.


Canlý yayýn

Ýslam Ansiklopedisi

  Tasarým : Networkbil.NET

@2008 kuraniterbiye.Com