Hz. Peygamber, yaþadýðý dönemde karþýlaþtýðý her soruya ya da soruna bir cevap vermeye çalýþmýþ; ancak vahiy devam ettiði için cevaplarý onaya veya düzeltilmeye açýk olmuþtur. Onun söz ya da fiilleri vahyin alanýný ilgilendirdiði zamanlarda vahiy onu onaylamýþ ya da düzletmiþtir. Kendisine býrakýlan alanla ilgili cevaplarý ise ilk dönemden itibaren Müslümanlar tarafýndan önemsenmiþ, onun izinden giderek iyi bir Müslüman olmak, Müslümanlarýn Allah rýzasýný kazanma yollarýnýn baþýnda gelmiþtir.
Hz. Peygamber’in yaþadýðý dönemde onun mesajý nasýl anladýðý ve nasýl yaþadýðý Müslümanlar tarafýndan ilgiyle izleniyordu. Vefatýndan sonra bu ilgi, onun söz, fiil ve uygulamalarý etrafýnda hadis ilimleri geliþmesini saðladý. Hadisleri tespit etmeye çalýþan insanlarýn öncelikli amacý Hz. Peygamber’in uygulamasýný anlamaya ve yaþamaya matuftu. Bu çaba çerçevesinde saygýn bir gayret gösterildiði göz ardý edilmemelidir. Geçmiþte ortaya konan miras, Hz. Peygamber’in mesajýný anlamaya dair son nokta olmadýðý gibi bu çaba halen devam etmektedir.
Ýlerleyen zamanlarda Müslümanlarýn kendi aralarýndaki ihtilaflar ve -baþlarda çoðu siyasî olan- sorunlar çerçevesinde ortaya çýkan tartýþmalarda iddialarýný temellendirmek isteyen bazý kiþi ve gruplar Kur’ân’a ve hadisi araçsallaþtýrabilmiþlerdir. Böylece Hz. Peygamber’den gelen ve “eser” dediðimiz kültürel miras ya baðlamý dýþýnda kullanýlabilmiþ ya da eklemeler ve çýkarmalar yapýlmak suretiyle müdahalelere maruz kalmýþtýr. Günümüz Müslümaný bu durumun farkýnda olmalý, ancak karþý karþýya olduðu sorunlar, onu Hz. Peygamber’in mesajýndan uzaklaþtýrmak yerine mesajý doðru anlayýp yaþamak için daha çok çaba harcamaya teþvik etmelidir.
Hz. Peygamber’in doðup büyüdüðü toplum genellikle Allah’a inanmakla birlikte kutsiyet atfettikleri bazý varlýklarý ilah olarak kabul ediyordu. Hz. Peygamber, yaþadýðý dönemde þirk inancýyla ve onun dinî, sosyal, siyasî, hukukî, ekonomik ve kültürel tezahürleriyle mücadele etti.
Ýslâm, Müslüman olan insanlarýn geçmiþlerinden getirdikleri alýþkanlýklarýn tamamýný bir anda ortadan kaldýrmadý. Deðiþim, vahyin yirmi üç yýlýna yayýlan süreçte gerçekleþtirildi. Bu süreç içinde geçmiþe ait alýþkanlýklarýn, davranýþlarý ve iliþkilerin yansýmalarýyla karþýlaþýldýðýnda Hz. Peygamber sabýrla sorunun üzerine giderek çözüm üretti. Baþýndan itibaren üzerinde durulan ve taviz verilmeyen ilkeler vardý. Tevhit ve ahiret inancý bunlarýn baþýnda geliyordu. Esasa taalluk etmeyen eksiklikler her zaman karþýlaþýlabilen durumlardý. Bunlarla ilgili uyarýlarda bulunmak ve gerektiðinde müdahale etmek Allah Elçisi’nin göreviydi.
Hz. Peygamber, nübüvvet görevini derin bir sabýr ve tevekkülle gerçekleþtirdi. Olumsuz bir durumla karþýlaþtýðýnda muhatabý Ýslâm cemaatinin dýþýna atmak yerine kiþiye hatasýný göstermek ve bu hatadan dönmesini, bir daha yapmamasýný söylemek, onun tatbikatýnýn dikkat çeken yönüydü. Öyle ki Allah Elçisi’nin davasýna ihanet etmeye namzet olan, -gerçekte inanmadýklarý halde inanýyor görünen- münafýklarý dahi cemaatin içinde deðerlendirdi. Nifakla mücadelesini onlarý cemaatin içinde tutarak sürdürdü.
Misyonu, ilahî mesajý ulaþabileceði her insana ulaþtýrmaktý. Muhatabýnýn eksikliklerini ortaya çýkarýp onu rencide etmek yerine eleþtirilerini genel, övgülerini ise kiþileri zikrederek yapmaya özen gösterirdi. Onun insanlara karþý davranýþý, birçok kiþiye hidayet yolunu açmýþtý. Ýnsana deðer verdiði davranýþlarý sebebiyle Ýslâm cemaati sürekli büyüyordu.
Nazik, deðer veren, dinleyen, sorun çözen, mütevazý, cömert bir insandý. Sözünde durur, insanlarý kandýrmaz, yalan söylemezdi. Ýlahî mesajý, yaþar, anlatýr ve -en önemlisi- insanlara davranýþlarýyla örnek olmak suretiyle tebliðde bulunurdu. Bunlar, onun sayfalar dolusu anlatýlabilecek güzel ahlakî hasletlerinden sadece birkaçýdýr.
Belki de günümüz Müslümanýnýn en büyük eksiði, Hz. Peygamber’i þeklen izlemeye çalýþýrken onun ameline ve gündelik hayatýna sinmiþ olan ahlakýný ihmal etmesidir. Günümüz Müslümanlarý olarak Allah Elçisi’nin,Allah’ýn emir ve nehiylerinden taviz vermemekle birlikte kuþatýcý ve hiç kimseyi feda etmeyen sosyal iliþkilerinin yaný sýra bir mümin ve Müslüman olarak yaþantýsýnýn çok gerisinde bir hayat yaþadýðýmýzýn farkýnda olduðumuz kuþkuludur. Bugün onun hayatýný da tartýþma konusu yaparken, hoþumuza giden en ufak bir görüþ ya da davranýþla muhatabýmýzý Ýslâm dýþýna attýðýmýzda ilahî mesajýn da, ilk muhatabýnýn mesajdan anladýklarýnýn da uzaðýna düþtüðümüzün farkýnda mýyýz?