Ana Sayfa   |   Görüntülü Dersler  |  Sesli Dersler   |  Kur'an Araþtýrmalarý   |  Ýlmi YAZILAR   |  Aile Eðitim Yazýlarý   |  Çocuk Eðitimi Yazýlarý   |  Yazarlar  |  Ýletiþim

Kur`an-i Kerim ve Mealleri

Namaz Sureleri Tefsiri

Cuma (Tefsir) Dersleri

Hadis Dersleri

Cami Dersleri

Hz. Peygamberin Hayatý (s.a.v)

Ýnsaný Tanýmak (Radyo)

Tv Programlarý

Seminer ve Konferans

Kýsa Dersler

Özel Konular

Fýkhi Konular

Aile Eðitim Seminerleri

Foto Galeri

Üyelik Giriþi

Kull. Adı

:

Şifre

:
   

Ücretsiz Üyelik
Şifremi Unuttum

Güncel Videolar

Eðitimcilere ÖZEL
Gazze Duasý
Gençlerle Ýletiþim (Günýþýðý- Reþitpaþa​)
Uyumlu Evlilik Yöntemi (Bulgurlu)

Namaz Vakitleri

Sayaç

Sayac
Tekil (Bugün) 1261
Toplam 16502148
En Fazla 25928
Ortalama 2711
Üye Sayýsý 1195
Bugün Üye Olan 0
Online Ziyaretci
 
 

ZOR ZAMANDA

Müslüman Olmak

Bize düþen bütün bu yaþananlar karþýsýnda hiçbir tavýr almadan eli kolu baðlýymýþ gibi beklemek midir? Yoksa içinde bulunduðumuz þartlar çerçevesinde yapýlabilecekleri yapmak mýdýr?
19/01/2016

Ýnsan, ruh ve bedenden meydana gelen mükemmel bir varlýktýr. Nefes almak, yemek- içmek gibi hasletler insanýn bedenî yönünü; inanmak, sevinmek, mutlu olmak gibi hasletler ise insanýn ruhi yönünü teþkil etmektedir. Ýnsan, maddi yönüyle diðer canlýlarla benzer özelliklere sahip olsa da onu diðer canlýlardan ayýran en belirgin özelliði, bir ruha sahip olmasýdýr. Bu sebepledir ki insan, hep bir varlýða inanma ihtiyacý içinde olmuþtur. Bu temel ihtiyaçtan hareketle yeryüzünde inanma ihtiyacý içinde olmayan hiçbir topluluk yoktur. (Diyanet, Kur’an Yolu Tefsiri, Hicr, 15/28-29-30; Doç. Dr. Ali Rýza Aydýn, Ýnanma Ýhtiyacý ve Dinî Ritüellerin Psikolojik Deðeri, Dinbilimleri Akademik Araþtýrma Dergisi, IX (2009) Sayý, 3, s, 88; DÝA, ‘Ýman’ md. c, 22, s. 214-216.) sözü, din-toplum araþtýrmalarýnýn ana eksenini oluþturmuþtur. Þu hâlde toplumu oluþturan bireylerin, her ne kadar farklýlýklar arz etse de mutlak bir inanma ihtiyacý içinde olduklarý söylenebilir. Bu inanýþlar, ayný varlýða inanmak þeklinde olabileceði gibi farklý varlýklara inanmak þeklinde de olabilir. Ýster ayný inanç grubuna mensup olsun, isterse farklý inanç grubuna mensup olsun toplumu oluþturan tüm bireyler, ayný ortamda birlikte yaþamak zorundadýrlar. Ýþte bu birlikte yaþama esnasýnda çeþitli inanç ve menfaat çatýþmalarý meydana gelebilmektedir. Bu çatýþmalar zamanla ileri boyutlara uzanarak maddi anlaþmazlýklarý geçip manevi, dinî çatýþmalara kadar varabilmektedir. Nitekim geçmiþte de günümüzde de dinî farklýlýklar sebebiyle nice çatýþmalarýn ve savaþlarýn yaþandýðý bilinmektedir. (DÝA, ‘Haçlýlar’ maddesi, c, 14, s, 525-546.) Günümüz insanýnýn geçmiþte yaþanan bu tür çatýþmalardan ibret almasý gerekirken ne yazýk ki günümüzde de ayný tür inanç çatýþmalarýna sýklýkla rastlanmaktadýr. Birbirleriyle her konuda ayný düþünen, ayný inanç ve dünya görüþünü paylaþan bir toplum vücuda getirmek mümkün olmadýðýna/ olamayacaðýna göre geriye, farklý inançlara sahip bireylerin birbirlerinin temel haklarýna saygý göstererek yaþamalarý kalmaktadýr. Ancak düþünülen, istenen ve ideal olan bu olsa da gerçek hayatta bunun örneklerini görebilmek pek olasý deðildir. Bütün bunlara raðmen yine de yapýlmasý gereken, asgari müþtereklerde buluþarak birlikte yaþama arzusunu ortaya koymaktýr. Böyle bir toplumda her ne kadar bazý olumsuzluklar çýksa da ortak ilkeler çerçevesinde sorunlar kýsa sürede halledilebilir.

Günümüzde müþahede ettiðimiz insanlýk dýþý olaylarýn daha çok inanç eksenli olarak cereyan ettiði ve bunlarýn pek çoðunda da Müslümanlarýn bedel ödemek zorunda kaldýklarý görülmektedir. Kimi yerde açýktan Müslümanlar hedefteyken kimi yerde de dolaylý olarak yine Müslümanlar zulmün odak noktasýnda yer almaktadýr. Kýsaca sonuç hiçbir zaman deðiþmemekte ve ne yazýk ki Müslümanlar hep zarar gören taraf olmaktadýr.

Zor zamanda Müslüman olduðunu söylemenin nelere mâl olduðunu önce Hz. Peygamber (s.a.s.) döneminden daha sonra da günümüzden, özellikle de Arakanlý Müslümanlar baðlamýnda ele alýp hatýrlatmalarda bulunacaðýz. Bu hatýrlatmaya Ýslam’ýn ilk yýllarýnda Hz. Peygamber ve arkadaþlarýnýn sadece Müslüman olduðunu söylemeleri sebebiyle maruz kaldýklarý bazý sýkýntýlarý hatýrlatarak baþlamak istiyoruz.

Doðmadan önce babasýný, altý yaþýnda da annesini kaybeden Hz. Peygamber’e (s.a.s.) dedesi Abdülmuttalip kol kanat germiþ, daha sonra da Ebu Talip’in himayesinde çocukluk, gençlik dönemini geçirmiþti. Ýlk Müslümanlar müþriklerin, Ýslam’ý kabul edenlere yapacaklarý zulümleri çok iyi bildikleri için ibadetlerini gizlice yapýyorlardý. (Hz. Muhammed ve Hayatý, Ali Himmet Berki, Osman Keskioðlu, 69-70, DÝB. Yay. Ankara 2013.)

Üç sene kadar devam eden gizli davet döneminin sonunda Allah’ýn (c.c.); ‘(Önce) en yakýn akrabaný uyar. Müminlerden sana uyanlara kanatlarýný indir. Eðer sana karþý gelirlerse, “Þüphesiz ben sizin yaptýðýnýz þeylerden uzaðým.” de.’ (Þuara, 26/214-216.) ve ‘Ey Muhammed! Þimdi sen, sana emrolunaný açýkça ortaya koy ve Allah’a ortak koþanlara aldýrýþ etme.’ (Hicr, 15/94.) emirleriyle açýktan davetle emrolundu. Ýþte tam da bu safhadan sonra hem Hz. Peygamber’e hem de O’na inanan müminlere akla hayale gelmez tecrit ve iþkenceler baþlamýþ oldu. Bu iþkencelerin tek sebebi, Müslümanlarýn, Allah (c.c.) birdir ve Hz. Muhammed O’nun Rasulü’dür demeleriydi.

Kabileciliðin zirvede olduðu bu dönemde Hz. Ebubekir, Hz. Ömer ve Hz. Ali gibi köklü ailelere mensup olan Müslümanlar, diðerlerine göre nispeten daha az zulme maruz kalsalar da Bilal-i Habeþi, Ammar b. Yasir, Süheybi Rumi ve Habbab b. el Eret (Ýbrahim Sarýçam, age. 91-92.) gibi kendilerine sahip çýkacak köklü bir ailesi bulunmayan ‘kimsesiz’ ilk Müslümanlarsa en çok zulme uðrayanlardý. Bunlar aç, susuz býrakýlarak ve kýzgýn kumlara yatýrýlarak iþkence yapýlmak dâhil her türlü zulme tabi tutuluyorlardý. Akýl almaz bu zulüm ve iþkencelere maruz kalmalarýnýn tek sebebi ise, Allah’a (c.c.) birdir ve Hz. Muhammed (s.a.s.) O’nun peygamberidir demeleriydi. Bu yüce þahsiyetler bütün iþkence ve tecride karþý var güçleriyle direniyorlar ve asla inandýklarý davalarýndan vaz geçmiyorlardý. Ýnananlara karþý Cahiliye Dönemindeki bu tahammülsüzlük öyle boyutlara ulaþmýþtý ki sonunda Haþim ve Muttalipoðullarýna sosyal ve ekonomik boykot uygulanmaya baþladý. Öyle ki müþrikler, bu boykotta bu kabilelerle kýz alýp vermemek, alýþveriþ yapmamak ve konuþmamak üzere anlaþtýlar. Düþünebiliyor musunuz bu boykotla adeta Hz. Peygamber ve ona sahip çýkanlar ‘açlýktan’ öldürülmeye ve sosyal hayattan tamamen tecrit edilmeye çalýþýlýyordu. Bütün bu olumsuzluklara raðmen Hz. Peygamber (s.a.s.), hem peygamberlikten önce hem de peygamberliði sýrasýnda haktan adaletten asla ayrýlmamýþtýr. Tüm insanlýða da Peygamberimiz’in (s.a.s.) bu eþsiz davranýþlarý hep örnek olmuþtur.

Hz. Peygamber henüz peygamberlik gelmeden önce zulme uðrayanlarý korumak ve onlarýn haklarýný vermek üzere oluþan ‘Hýlfu’l-Fudul’ cemiyetine iþtirak etmiþ ve peygamberlikten sonra da bu antlaþmadan bahsederken ‘Bugün de böyle bir sözleþmeye davet olunsam onu hiç tereddüt etmeden kabul ederim’ diyerek zulme karþý olduðunu açýkça ortaya koymuþtur. (Ali Himmet Berki, Osman Keskioðlu, Hz.Muhammed ve Hayatý, 47, DÝB. Yay. Ankara 2013.) Medine’de ise baþka bir dine inananlarý yurtlarýndan çýkarmak ve onlara husumet beslemek gibi bir yola asla baþvurmadý ve onlarla antlaþma yapma yoluna girdi. Ve sonuçta ‘Hz. Peygamber, Müslümanlarýn yaný sýra Medine toplumunu oluþturan Yahudileri ve diðer gruplarý bir þehir devleti hâlinde teþkilatlanmaya ikna etti. Durumu müzakere etmek üzere Enes b. Malik’in evinde bir toplantý yaptý. Bu toplantýya katýlanlar Medine toplumunu yeniden düzenleyen bir sistem oluþturmaya karar verdiler; birbirleriyle ve yabancýlarla iliþkilerini, idari ve adli yapýlarýný, fertlerin sahip olduklarý din ve vicdan hürriyetini, haklarýný ve sorumluluklarýný belirli esaslara baðlayan bir metin hazýrladýlar. Bir sosyal mukavele olarak da kabul edilebilecek bu metin, þekil açýsýndan bugünkü anayasalarla hayli farklý olsa da bir anayasa niteliðindedir. Bu metin, ana kaynaklarýmýzda bütün hâlinde bize intikal etmiþ bulunmaktadýr. “Kitap”, “Sahife” ve “Müvadea”, yani sulh antlaþmasý adýný taþýyan bu vesika zamanýmýzda Medine Sözleþmesi olarak anýlmaktadýr.’ (Prof. Dr. Ýbrahim Sarýçam, Hz. Muhammed ve Evrensel Mesajý, s. 142, DÝB. Yay. Ankara 2005.) Ýþte Hz. Peygamber farklý inanç gruplarýna karþý düþmanlýk beslememiþ ve onlarý yurtlarýndan çýkarma yoluna gitmemiþtir. Tam aksine bir arada yaþamak için sözleþme yapmak suretiyle herkese haklarýný eksiksiz olarak tevdi etmiþtir. Bütün bu gayretlere raðmen müþrikler Hz. Peygamber’i doðduðu topraklardan çýkartmýþlar ve Hz.Peygamber (s.a.s.) bu durum karþýsýnda þöyle demiþtir: ‘Ey Mekke! Vallahi sen yeryüzünün en hayýrlý ve Allah’a en sevimli olan ülkesisin senden çýkarýlmýþ olmasaydým çýkmazdým.’ (Tirmizi, Menakýb, 69/39253926; Ýbn Mace, Menasik, 279.) ‘Senin evlatlarýn beni senin duvarlarýn (hudutlarýn) arasýnda huzur içinde býrakmýyorlar!…’ (Ýbrahim Sarýçam, age. 189.) diyerek Mekke’den zorla çýkartýldýðýna vurgu yapmaktadýr.

Günümüze gelecek olursak inancý sebebiyle zulme maruz kalan Müslümanlarýn Cahiliye Dönemindeki zulümlerden çok da farklý bir muameleye tabi tutulduklarý söylenemez. Dünyanýn çeþitli bölgelerindeki zulümlerden daha ön plana çýkan biri var ki bu, insanlýk adýna utanç verici bir durum arz etmektedir. Bu baðlamda yazýlý ve görsel medyada yer almaya baþlayan Arakan Müslümanlarý da sadece inançlarý, Müslüman olmalarý sebebiyle çeþitli zulümlere maruz býrakýlmýþlardýr. Güneydoðu Asya’daki, eski adý Burma olan Myanmar’ýn Arakan bölgesinde yaþayan ve sayýlarý iki milyondan fazla Rohingya (Arakan) Müslümanlarý, senelerdir öz vatanlarýnda toplumsal ve siyasal baský altýndaydý.Bu baský sonucu 3 milyona yakýn Arakanlý Müslüman ise deðiþik ülkelere göç etmek zorunda kaldý. Yapýlan zulümler gizlenemez hâle gelince dünya bu olaydan haberdar oldu. Ölümden kaçýp komþu ülkelere sýðýnmak için yollara düþtüler, ama o ülkeler de Arakanlý Müslümanlarý ülkelerine almadýlar. Böylece açlýk ve sefaletle baþ baþa kaldýlar. (www.sabah.com. tr/pazar/.../olume-mahkum-bir-halk-arakan-muslumanla.) Baský ve zulümden kaçmak zorunda kalan Arakan Müslümanlarý gittikleri yerlerde de en zor þartlarda yaþamak zorunda kalmaktadýrlar. Komþu ülkelere sýðýnan Arakanlýlarýn kaldýklarý yerler ve yaþadýklarý sýkýntýlarla ilgili insan haklarý örgütleri ise, kamp koþullarýnýn dehþet verici olduðunu belirtmektedirler.

Þu hâlde bize düþen bütün bu yaþananlar karþýsýnda hiçbir tavýr almadan eli kolu baðlýymýþ gibi beklemek midir? Yoksa içinde bulunduðumuz þartlar çerçevesinde yapýlabilecekleri yapmak mýdýr? Elbette Müslümanlar olarak bize düþen, fiili olarak elimizden geleni yapmak ve daha sonra da kurtuluþlarý için dua etmektir. Kýsaca en son safhada tüm dünya genelinde yaþanan bu tür olumsuzluklara özellikle de Arakan’da yaþanan bu insanlýk dýþý uygulamalara rýza göstermediðimizi ifade etmemiz gerekmektedir. Bu konuda da Hz. Peygamber’in; ‘Her kim kötü bilinen bir þeyi görürse ona el atýp onu düzeltsin, buna gücü yetmez ise dili ile o kötülüðü düzeltmeye çalýþsýn buna da gücü yetmeyen ise kalbiyle bu iþin kötü olduðunu bilsin ki bu durum imanýn en zayýf þeklidir.’ (Müslim, Ýman, 20; Tirmizi, Fiten 11.) hadisi bize rehber olmalýdýr.

 

Medet COÞKUN / DÝYANET AYLIK DERGÝ

 

Bu yazý 3224 defa okunmuþtur...

Yorum Ekle

Yazdýr

YORUM LÝSTESÝ

KATEGORÝDEKÝ DÝÐER HABERLER

n

12/02/2024 - 10:58 ÜMMET OLMAK

n

27/11/2023 - 09:29 ÝMAN VE SAMÝMÝYET

n

08/08/2022 - 10:21 ÝSLAM’IN ASLÝ KAYNAKLARINI DOÐRU ANLAMANIN YÖNTEMÝ ÜZERÝNE

n

04/10/2021 - 11:28 KÖTÜLÜKLERDEN ALIKOYAN NAMAZ HANGÝ NAMAZDIR?

n

24/05/2021 - 03:53 GERÇEK KIYMET ÖLÇÜSÜ:  SALÝH VE BAKÝ AMEL

n

05/04/2021 - 08:34 FELSEFENÝN ÇALDIÐI ÝNSANLAR

n

08/03/2021 - 11:02 TEVHÝDDEN HÝDAYETE  NEBEVÝ RÝSALET

n

12/01/2021 - 11:25 ÝÞTE TOPLUMUMUZUN HÂLÝ BU

n

06/10/2020 - 02:15 PEYGAMBER EFENDÝMÝZÝN HÝCRET YOLCULUÐU

n

06/10/2020 - 11:27 ÞEHÝTLER ÖLMEZ!

n

31/08/2020 - 04:09 SONUÇLARI ÝTÝBARIYLA ÝSTÝÐFAR VE TÖVBE / Dr. Abdülkadir ERKUT

n

06/07/2020 - 09:49 GENÇLÝK NEREYE GÝDÝYOR? / Abdülhamit Kahraman

n

25/06/2020 - 10:51 ÞÝMDÝ TAM ZAMANI / Abdülhamit Kahraman

n

18/05/2020 - 12:33 CÂMÝLER KAPATILDI  CUMALAR KALDIRILDI AMA.. / Abdülhamit Kahraman

n

23/04/2020 - 04:29 RAMAZANDA HAYATIN VE ÖLÜMÜN MUHASEBESÝNÝ YAPMAK / Dr. Muhlis AKAR 

n

23/04/2020 - 02:47 ÞEHR-Ý RAMAZAN VE SORUMLULUK BÝLÝNCÝ / Prof. Dr. Ramazan ALTINTAÞ

n

06/04/2020 - 10:26 HER HÂLÝMÝZE ÞÜKREDEBÝLMEK / Dr. Lamia LEVENT ABUL

n

30/03/2020 - 10:30 KULLUÐUN EN GÜZEL KIVAMI: ÝHSAN / Prof. Dr. Safi ARPAGUÞ

n

16/12/2019 - 10:13 HZ. PEYGAMBER (S.A.S.) DÖNEMÝNDE ÝLÝM / Prof. Dr. Þakir GÖZÜTOK

n

30/08/2019 - 10:56 HARAMDAN HELALE HÝCRET ETMEK

n

29/08/2019 - 02:59 ZÝKÝR: KALPLERÝ DÝRÝLTEN ÝKSÝR

n

17/12/2018 - 01:05 ALLAH’A YÖNELÝÞ BÝLÝNCÝNÝ TAZELEME: TÖVBE

n

17/12/2018 - 12:56 MANEVÝ ARINMA: TÖVBE

n

19/11/2018 - 10:47 Ýnancý kuþanan gençler

n

19/11/2018 - 10:42 Hz. Peygamberi Gençlere Anlatabilmek

n

17/10/2018 - 03:38 Mescitlerde Namaz Kýlmak ve Takva Sahibi Ýmam Olmak

n

30/03/2018 - 12:31 DEÝZMÝ VE ATEÝZMÝ BESLEYEN ÖNEMLÝ BÝR FAKTÖR ÝBADETSÝZLÝ

n

29/03/2018 - 12:11 MÜSLÜMANLARIN ÝLK KIBLESÝ MESCÝD-Ý AKSA VE MÜBAREK ÞEHÝR KUDÜS

n

04/01/2018 - 10:52 NEFÝS ÝLE MÜCADELE CÝHAD-I EKBER

n

03/01/2018 - 11:14 DÝNÎ TEBLÝÐDE DÝL VE ÜSLUP NASIL OLMALIDIR?

n

14/11/2017 - 11:22 HZ. PEYGAMBER’Ý GÜNÜMÜZ ÝNSANINA DOÐRU ANLATMAK

n

02/10/2017 - 04:02 ÝNSAN ONURU VE ALLAH’A KULLUK

n

02/10/2017 - 03:31 ASIL DÝN AÞIRI YORUM

n

02/10/2017 - 03:08 DÝN GÜVENLÝÐÝ BAÐLAMINDA DÝNÝN DOÐRU ANLAÞILMASI VE YORUMLANMASI

n

19/08/2017 - 09:04 Kurban ya da Baþýndan Serçe Geçen Bir Çocuktur  ÝSMAÝL

n

12/07/2017 - 10:42 ÝNSANLIÐA KARÞI EN BÜYÜK GÜNAH:  FÝTNE

n

13/06/2017 - 12:14 RAMAZAN MEKTEBÝ

n

13/06/2017 - 12:07 EMANET AHLAKI

n

13/06/2017 - 11:59 RAMAZAN MEDENÝYETÝ

n

19/04/2017 - 03:16 HZ. PEYGAMBER VE GÜVEN TOPLUMU: DARU'S-SELAM

n

28/03/2017 - 02:41 SANAL DÜNYA VE  DEÐÝÞEN MAHREMÝYET

n

17/02/2017 - 03:17 PARALEL DÝNLERÝ KÝMLER SEVER

n

17/02/2017 - 12:40 “HADÝS ÝLMÝ”NÝN ÝSLÂMÎ ÝLÝMLER ARASINDAKÝ YERÝ

n

13/02/2017 - 12:17 KALPLERÝNDE MARAZ BULUNANLAR: MÜNAFIKLAR

n

01/02/2017 - 11:12 TEFRÝKAYA DÜÞENLER GÝBÝ OLMAYIN

n

29/12/2016 - 10:25 BÝR GÜVEN ABÝDESÝ:  Muhammedü’l-Emin

n

19/12/2016 - 04:10 Fitne ve Fesadýn Baþka Bir Versiyonu: ÝFTÝRA VE SUÇLAMA

n

18/10/2016 - 11:53 Bir Mektep Olarak CAMÝ

n

26/09/2016 - 11:04 Peygambersiz Ýslam Söylemi

n

22/09/2016 - 12:08 VÝCDANIMIZIN "Selfie"SÝNÝ ÇEKEBÝLÝR MÝYÝZ ?

n

21/09/2016 - 02:57 Boþ Vakit mi Dediniz?

n

10/08/2016 - 01:00 RASULULLAH (S.A.S.) BÖYLE BUYURDU

n

10/08/2016 - 12:44 Narsisistik Kiþilik

n

14/06/2016 - 11:32 Ramazanda Gönülden Tevhidi Yaþamak

n

06/06/2016 - 02:55 Kur’an Ýkliminde Ýyiliklerle Dinamik Bir Hayat Ýnþasý

n

02/06/2016 - 04:44 Ramazan ve iYiLiK

n

02/05/2016 - 12:25 HZ. PEYGAMBER’ÝN MESAJINI DOÐRU ANLAMAK

n

08/04/2016 - 03:14 Yoðunlaþmýþ Ýbadet Mevsimi: “Üç Aylar”

n

24/03/2016 - 10:35 DUANIZ OLMASA

n

24/03/2016 - 10:31 SAHÂBE’NÝN PEYGAMBER SEVGÝSÝ

n

01/02/2016 - 11:48 ZÂLÝME HAKKI SÖYLEMEK

n

19/01/2016 - 04:35 ZOR ZAMANDA Müslüman Olmak

n

18/01/2016 - 02:04 Huzurda Huþu ile Durmak

n

18/01/2016 - 01:22 Alný Secdeye Varan Simalar

n

14/12/2015 - 11:41 HZ. ALÝ (Ö: 40/660)’NÝN KUR’AN-I KERÝM ANLAYIÞI

n

01/12/2015 - 02:21 SAHÂBE’NÝN PEYGAMBER SEVGÝSÝ

n

26/11/2015 - 02:10 Namaz: Divan-ý Ýlahîde Durup Tevhide Ermektir

n

19/11/2015 - 03:13 Kur’an ve Sünnet Perspektifinden Bilgi AHlAKI

n

19/11/2015 - 03:11 Ýlim, Marifet ve Hikmet Ýliþkisi

n

22/10/2015 - 12:39 Söz mü Sükût mu?

n

09/10/2015 - 02:23 Haccýn Evrensel Boyutu

n

07/09/2015 - 04:20   KURBAN

n

07/09/2015 - 04:14 Mescitler Arasýnda Mescid-i Aksa’ya Dair

n

06/07/2015 - 12:25 SADAKA-Ý FITIR

n

06/07/2015 - 12:23 TERAVÝH NAMAZI

n

23/06/2015 - 03:48 Þeytanýn Telkini VESVESE

n

19/06/2015 - 04:50 RAMAZAN

n

15/06/2015 - 06:11 Kardeþlik ve Dostluða Açýlan Pencere SELAM

n

15/06/2015 - 03:24 Vücutta Dolaþan Sinsi Düþman: Þeytan

n

12/06/2015 - 03:38 Ýnsanýn Temel Bir Zaafý

n

12/06/2015 - 03:07 Mültecilere Hicret Yurdu            ya da Muhacire Ensar Olmak

n

06/05/2015 - 02:27 DERÝN BÝR MUHALEFET

n

27/04/2015 - 12:31 Merhameti Kuþanmak

n

27/04/2015 - 12:30 Þiddet Karþýsýnda rahmet Peygamberi 

n

17/01/2015 - 04:13 HADÝSLERÝN DOÐRU ANLAÞILMASINDA VE YORUMLANMASINDA TAKÝP EDÝLECEK YÖNTEM

n

23/12/2014 - 04:13 Müslümanýn Varlýkla Ýmtihaný

n

23/12/2014 - 04:12 Ýslami Bakýþla Varlýk ve Servet Algýmýz

n

16/12/2014 - 02:50 SÜNNET VAHÝY ÝLÝÞKÝSÝ

n

27/10/2014 - 03:06 Sabýr-Sâbir

n

24/10/2014 - 04:08 Hz. Peygamber ve Genç Sahabiler

n

24/10/2014 - 03:59 Okunmasý Gerekenler (12)

n

24/10/2014 - 03:53 Ýslam’ýn Gençlik Tasavvuru

n

04/07/2014 - 03:29 BORÇ ve KARZ-I HASEN

n

30/06/2014 - 04:46 Ramazan Ýklimi ve Helal Kazanç Bilinci

n

09/06/2014 - 11:33 ATÂLETÝ TATÝL ZANNETMEK

n

05/05/2014 - 02:42 HZ. PEYGAMBER (S.A.S.)’ÝN ADÂLET ANLAYIÞI

n

09/04/2014 - 02:07 BÝR YÖNETÝCÝ OLARAK RASULULLAH

n

21/03/2014 - 04:40 Allah’ýn Korumasýný Hak Etmenin Yolu: Sabah Namazý

n

10/02/2014 - 02:47 Deðerini Bilemediðimiz Ýki Eþsiz Nimet: Saðlýk ve Boþ Zaman

n

04/10/2013 - 05:02 “Hakikat”in Nihai Temsilcisi:  Hz. Muhammed (s.a.s.) 
 

Site Ýçi Arama

13 Cemâziye'l-Âhir 1446 |  14.12.2024

Bir Ayet

Bismillahirrahmanirrahim

Andolsun, Allah Ýsrailoðullarýndan saðlam söz almýþtý. Onlardan on iki temsilci -baþkan- seçmiþtik.

Allah, þöyle demiþti: "Sizinle beraberim. Andolsun eðer namazý kýlar, zekâtý verir ve elçilerime inanýr, onlarý desteklerseniz,

Allah'a güzel bir borç verirseniz, elbette sizin kötülüklerinizi örterim ve andolsun sizi, içinden ýrmaklar akan cennetlere koyarým.

Ama bundan sonra sizden kim inkâr ederse, mutlaka o, dümdüz yoldan sapmýþtýr."

( Maide Suresi - 12)

Bir Hadis

Ka'b Ýbnu Ýyaz (r.a.) anlatýyor:

Hz. Peygamber'i (s.a.v.) þöyle derken iþittim:

"Her ümmet için bir fitne vardýr, ümmetimin fitnesi de maldýr."


(Tirmizi, Zühd 26)

Bir Dua

Peygamberimiz (s.a.s.) þöyle buyurmuþtur:

“Allah’ým! Biz sadece sana ibadet ederiz. Senin için namaz kýlar, sana secde ederiz. Senin rýzaný ve kulluðunu elde etmek için çalýþýr çabalarýz. Rahmetini umar, azabýndan korkarýz. Senin azabýn kâfirleri yakalayacaktýr.”

(Ýbn Ebû Þeybe, Salavât, 579)

Hikmetli Söz

Allah korkusu, insaný O'nun gazabýndan koruyan bir kalkan ve rýzasýný kazanmaya bir vesiledir. Hadiseler karþýsýnda Allah'tan korkun,cemaate sarýlýn fýrka fýrka ayrýlmayýn. Allah'ýn size olan nimetini hatýrlayýn.

Canlý yayýn

Ýslam Ansiklopedisi

  Tasarým : Networkbil.NET

@2008 kuraniterbiye.Com