Ramazan, arapça bir kelimedir. Bu mübarek ay'a Ramazan isminin verilmesindeki hikmet þöyle belirtilmiþtir:
1- Yaz sonunda, güz mevsiminin evvelinde yaðýp yeryüzünü tozdan temizleyen yaðmur manasýna "ramdâ" kelimesinden alýnmýþtýr. Bu yaðmurun yeryüzünü temizlediði gibi, Ramazan ay'ý da müminleri günah kirlerinden temizler. Nitekim bir hadis-i þerifte Peygamber Efendimiz (s.a.s); Kim inanarak ve alacaðý sevabý Allah'tan bekleyerek Ramazan orucunu tutarsa, geçmiþ günahlarý baðýþlanýr" (Buhârî, Savm, VI) buyurmuþtur.
2- Güneþin þiddetli hararetinden taþlarýn yanýp kýzmasý anlamýna olan "ramad" kelimesinden alýnmýþtýr. Böyle kýzgýn yerde yürüyenin ayaklarý yanar, zahmet ve meþakkat çeker. Bunun gibi oruç tutan kimse de açlýk ve susuzluðun hararetine katlanýr, meþakkat çeker, içi yanar. Kýzgýn yer orada yürüyenlerin ayaklarýný yaktýðý gibi, Ramazan da müminlerin günahlarýný yakar, yok eder.
3- Kýlýcýn namlusunu veya ok demirini inceltip keskinleþtirmek için yalabýk iki taþýn arasýna koyup döðmek anlamýna olan "ramd" dan alýnmýþtýr. Bu ay'a Ramazan isminin verilmesi de Araplarýn bu ayda silahlarýný bileyip hazýrladýklarýndan dolayýdýr (bk. M. Hamdi Yazýr, Hak Dini Kur'an Dili, (t.y), I, 643-4).
Ramazan ay'ýna "on bir ayýn sultaný" denilmiþtir. Bu ayýn özelliklerini þöyle sýralayabiliriz:
1- Kur'an-ý Kerim'de ismi açýk olarak geçen tek ay Ramazan ayýdýr.
2- Kur'an-ý Kerim bu ay içerisinde indirilmiþtir. Yüce Rabbimiz; Ramazan ay'ý öyle bir aydýr ki, insanlara doðru yolu gösteren, hidayeti ve hakký batýldan ayýrmayý açýklayan Kur'an, bu ayda indirildi" (el-Bakara, 2/185) buyurmuþtur.
3- Kur'an-ý Kerim'de, "bin aydan daha hayýrlý" olduðu belirtilen Kadir gecesi bu ay içerisindedir.
4- Dinimizin beþ temelinden biri olan oruç ibadeti bu ayda üzerimize farz kýlýnmýþtýr. Kur'an-ý Kerim'de; "Sizden kim bu aya yetirirse oruç tutsun" (el-Bakara, 2/185) buyurulur. Ramazan ay'ý girince þartlarýný taþýyan kimselere oruç farz olur (bk. Oruç). Ramazarý ayýnýn girmesi iki durumdan biriyle sabit olur:
a- Ramazan hilalinin görülmesiyle (bk. Ru'yet-i Hilal),
b- Hilal her hangi bir sebepten dolayý görülemezse, Þaban ay'ý otuza tamamlanarak Ramazan orucuna baþlanýr. Hz. Peygamber (s.a.s) bu konuda þöyle buyurmuþtur: "Ramazan ayýnýn hilalini görünce oruç tutunuz (Þevval ayýnýn) hilalini görünce iftar ediniz, oruç tutmayý býrakýnýz. Þayet gök yüzü kapalýysa Þaban ayýnýn günlerini otuza tamamlayýnýz" (Buhari, Savm, 5,11).
5- Fýtýr sadakasý vermek bu aya mahsus bir ibadettir (bk. Fýtýr Sadakasý).
6- Teravih namazý da bu ay'a mahsus ibadetlerimizdendir. Ebû Hüreyre (r.a)'dan þöyle rivayet edilmiþtir:
"Resulullah (s.a.s)'in Ramazan hakkýnda þöyle buyurduðunu iþittim: Kim inanarak ve sevabýný umarak Allah rýzasý için teravih namazý kýlarsa geçmiþ günahlarý baðýþlanýr" (Buhârî, Teravih,I; ayrýca bk. Teravih).
7- Ýtikafa girmek: Ramazan ay'ýnýn son on gününde itikafa girmek sünnettir. Hz. Peygamber (s.a.s) Ramazan'ýn son on gününde daha çok ibadet ve taatta bulunurdu. Hz. Âiþe validemizden þöyle rivayet edilmiþtir:
"Resulullah (s.a.s) Ramazan ayýnýn son on günü girince elini eteðini toplar, geceyi ihya eder ve ev halkýný uyandýrýrdý" (Buhari, Kadr, V). Yine Hz. Âiþe (r.a.) dan þöyle rivayet edilmiþtir: "Hz. Peygamber (s.a.s) Ramazan'ýn son on gününde vefatýna kadar itikafa girdi. Ýrtihalinden sonra da zevceleri itikafa devam ettiler" (Buhari, Ýtikaf I).
8- Ramazan ayýnda Kur'an-ý Kerim'i okumak, hayýr ve hasenatta bulunmak: Ýbn Abbas (r.a.) dan þöyle rivayet edilmiþtir: "Resulullah (s.a.s) insanlarýn en cömerdi idi. Onun bu cömertliði Ramazan ay'ý girip de kendisiyle Cebrail (a.s.) karþýlaþtýðý zaman daha da artardý. Cebrail (a.s.) Ramazan ay'ý çýkýncaya kadar her gece Resulullah (s.a.s) ile buluþup, Resulullah (s.a.s) Kur'an'ý arzeder (okur) du. Resulullah (s.a.s) Cebrail (a.s) ile buluþtuðunda insanlara rahmet getiren rüzgardan daha cömert, daha faydalý olurdu" (Buhari, Savm, 7).
Hadis-i þeriften Ramazan ayýnda Kur'an-ý Kerim'i hatmetmenin sünnet olduðu anlaþýldýðý gibi, gücü yetenlerin çokça sadaka vermeleri, hayýr ve hasenatta bulunmalarýnýn da sevap olduðu anlaþýlmaktadýr. Enes (r.a)'dan rivayet edildiðine göre Hz. Peygamber (s.a.s)'e; "Hangi sadaka daha faziletlidir?" diye sorulunca, "Ramazan ayýnda verilen sadaka" buyurmuþtur (Tirmizi, Zekat, 28).
Ramazan ay'ý dinimizce en faziletli ve mukaddes bir aydýr. Bu konuda Peygamber Efendimiz (s.a.s)'den bir takým hadis-i þerifler rivayet edilmiþtir:
Ebû Hureyre (r.a)'dan Resulullah (s.a.s)'in þöyle buyurduðu rivayet edilmiþtir: "Ramazan ay'ý girince göklerin kapýsý (baþka bir rivayette Cennetin kapýlarý) açýlýr, Cehennemin kapýlarý kapanýr, þeytanlar zincire vurulur" (Buhari, Savm, V).
Cabir b. Abdullah Resulullah (s.a.s)'in þöyle buyurduðunu rivayet etmiþtir:
"Ümmetime Ramazan ayýnda beþ þey verilmiþtir ki bunlar benden önceki hiç bir peygambere verilmemiþtir":
1- Ramazan ayýnýn ilk gecesi olunca Allah Teala ümmetime (rahmet bakýþýyla) bakar. Allah her kime (rahmet bakýþýyla) bakarsa ona ebedi olarak azab etmez.
2- Akþamladýklarýnda aðýzlarýnýn kokusu Allah katýnda misk kokusundan daha güzeldir.
3- Melekler her gün ve gece onlara istiðfar ederler,'Allah'tan baðýþlanmalarýný dilerler.
4- Allah Teala Cennetine emredip; "Kullarým için hazýrlanýp süslen. Onlarýn dünya meþakkatlerinden kurtulup, benim yurduma ve ihsanýma istirahat için gelmeleri yaklaþtý" buyurur.
5- Gecenin sonu olunca, Allah hepsini baðýþlar. Orada bulunanlardan biri; "O gece Kadir gecesi midir?" deyince: "Hayýr, çalýþanlarý görmüyor musun? Onlar çalýþýp iþlerini bitirince kendilerine ücretleri tam olarak ödenir" buyurdu (Beyhaki'den naklen et-Tergîb, II, 92).
Ubade b. es-Samit (r.a)'dan: Resulullah (s.a.s) Ramazan ay'ýnýn yeni girdiði bir gün þöyle buyurdu:
"Size bereket ayý Ramazan geldi. Bu ayda Allah sizi kuþatýp rahmetini indirir. Günahlarý baðýþlayýp, dualarý kabul eder. Allah bu ayda sizin hayýr hususunda yarýþmanýza bakar ve sizinle meleklerine karþý iftihar eder. Allah'a hayýr ameller takdim ediniz. Þaki, günahkar, bu ayda Allahýn rahmetinden mahrum olan kimsedir" (Taberani'den naklen et-Tergîb, II, 99).
Ýbn Hüzeyme'nin naklettiðine göre Selman (r.a) þöyle anlatmýþtýr; Resulullah (s.a.s) bir Þaban ayýnýn son gününde bize þöyle hitab etti:
"Ey insanlar! Yüce ve mübarek bir ay'ýn gölgesi üzerinize bastý. O ayda bir gece vardýr ki bin aydan daha hayýrlýdýr. Allah o ayda oruç tutmayý farz kýldý. Geceleyin ibadet yapmayý (teravih) kýlmayý nafile kýldý. O ayda bir hayýr iþleyen kimse diðer aylarda bir farz iþlemiþ gibi olur. O ayda bir farz iþleyen ise diðer aylarda yetmiþ farz iþleyen gibidir. O, sabýr ay'ýdýr, sabrýn karþýlýðý ise Cennettir. O, yardýmlaþma ay'ýdýr. O ayda müminin rýzký bollaþtýrýlýr. O ayda kim bir oruçluyu iftar ettirirse bu, günahlarýnýn baðýþlanmasýna ve Cehennemden kurtulmasýna sebep olur. Ayný zamanda oruçlunun sevabý kadar sevap verilir. Oruçlunun sevabýndan da birþey noksanlaþmaz. " Ashab; "Ya Resulullah! Hepimiz oruçluyu iftar ettirecek bir þey bulamýyoruz" deyince Resulullah (s.a.s):
Allah bu sevabý oruçluyu kuru bir hurma ile veya bir yudum su ile ya da bir yudum süt karýþýðý ile iftar ettirene de verir. O öyle bir aydýr ki; evveli rahmet, ortasý maðfiret ve sonu da Cehennem ateþinden kurtuluþtur. O ayda köle ve hizmetçilerinin yükünü hafifleten kimseyi Allah baðýþlar ve Cehennem ateþinden kurtarýr" (et-Tergîb, II, 94-95).
ÝSLAM ANSÝKLOPEDÝSÝ / Durak PUSMAZ
|