‘Zulüm’, bir þeyi ait olduðu yerin dýþýnda bir yere koymaktýr.
Kur’an bu kavramý küfür, þirk, kötülük, baský, iþkence ve haksýzlýk anlamlarýnda kullanmaktadýr. Bütün bu anlamlarýn, hem bir þeye ait olan hakký baþkasýna verme, o hakký baþka bir yere koyma, hem de karanlýk gibi kötü olma durumunu içerisine aldýðý görülmektedir.
Zulmün aslý cevr ve haddi tecavüzdür. Kim baþkasýnýn hakkýný kýsarsa veya hak ettiðinden fazla verirse bu zulümdür.
Haksýzlýk da týpký karanlýk gibi ürkütücü, siyah ve güvensizdir.
Türkçe'de 'zulüm' genellikle tecavüz, haksýzlýk, iþkence ve baský anlamlarýna gelir. Zalim de, merhametsiz, haksýzlýk yapan, gaddar ruhlu, iþkence eden, baský yapan, hakký hak sahiplerine vermeyen ve aþýrý kötülük edendir. Bu anlamlar doðru olmakla beraber yetersizdir.
Zulüm, yaratýlýþ düzenindeki bozukluðun sebebidir. Yaratýlýþ düzenini, tabiatý ve toplum bünyesindeki dengeyi, adaleti ve barýþý hep bu kötü insan tipi bozmaktadýr. Öyleyse bu anlamda en büyük zalim kötü insandýr.
Kur'an göre genel manada üç çeþit zalim tipi vardýr.
Birincisi;Allah’a karþý isyan eden kâfirler veya Allah’a ortak koþan müþrikler.
(Bakýnýz: Lokman 31/13. Kehf 18/18, 57. Cumua 62/5. Zümer 39/32. En’am 6/93. Bakara 2/ 92-93. Necm 53/52)
Ýkincisi;kendi kendilerine zulmedenler.
Bu, kiþinin Allah’a karþý hata iþleyerek içine düþtüðü günahkârlýk, ya da bedenin veya ruhun hakkýný vermeyerek, ilâhi sýnýrlara tecavüz ederek kendi bünyesindeki dengeyi bozanlardýr.
Ýnkârýndan veya günahýndan dolayý azabý hak edenler, kendi kendilerine zulmedenlerdir. Allah (cc) onlar hakkýnda, “Allah onlara zulmetmedi, fakat onlar kendi nefislerine zulmettiler.” demektedir.
Hz. Âdem (as), Cennette yasak meyveyi yedikten sonra yaptýðý hatasý için “kendi nefsime zulmettim” demiþtir. (A’raf 7/23. Kasas 27/16)
Kur’an, muttakilerin özelliklerini sayarken, çirkin bir hayasýzlýk iþledikten ve nefislerine zulmettikten sonra Allah’ý hatýrlayanlar, tevbe edenler demektedir. Bu anlamda günah iþlemek nefse karþý yapýlmýþ bir zulümdür. (Âli Ýmran 3/133-135)
Müslüman olsun, inkârcý olsun; kim Allah’ýn koyduðu sýnýrlara tecavüz ederse, kim Allah’ýn hükmünün dýþýnda iþ yaparsa o zalimdir. (Bakara 2/229)
Üçüncüsü;toplum ve kiþi haklarýna tecavüz edenler.
Bu kamu haklarýna saldýrý ve kiþinin, -ister doðuþtan ister sonradan elde ettiði- haklarý gasbetme, kiþiye veya kamuya her türlü iþkence, baský ve hak ihlâli þeklinde ortaya çýkar. Hak ve adaleti daðýtma makamýnda olanlar, adaletten ayrýlýrlarsa zalim olurlar.
Devlet otoritelerinin fertlere ve toplumlara yaptýklarý zulümleri de bu kategoride deðerlendirmek mümkündür. Halkýna zulmeden, onlarýn haklarýný vermeyen, toplum düzenini saðlamak için gönderilmiþ olan Allah’ýn hükümlerini uygulamayan bütün kiþi ve rejimler zalimdirler. (Maide 5/45) Zulmün kiþiden kitleye, kitleden kiþiye doðru gerçekleþmesi arasýnda fark yoktur. Zulüm zulümdür.
Kim olursa olsun toplumun ve kamunun haklarýna tecavüz edenler, onlarýn haklarýný vermeyenler, haklarýn kullanýmýný rüþvet, torpil, baský, þiddet ve terörle engelleyenler zalimdirler. Yine halkýný iyi yönetmeyip onlara haksýzlýk ve adaletsizlik yapanlar ile, mahkeme ve hukuk iþlerinde adaletten ayrýlanlar da zalimdirler. Bu zalimler, müslümanlardan da olabilir, inkârcýlardan da.
-Zulmün çirkin yüzü
Haksýzlýk da týpký karanlýk gibi ürkütücü, siyah ve güvensizdir. Koyu karanlýk gecenin insan için neler sakladýðýný kimse bilemez. Bu gibi karanlýklarda dýþarýda kalanlarýn, bir de yalnýz ise, bir de ýssýz yerlerde ise; korkmamasý, ürkmemesi mümkün deðildir. Karanlýk, bu durumda olanlarýn iç dünyalarýna kim bilir neler biriktirir. Onlar için ne tuzaklar, ne korkular, ne ürpetiler hazýrlar.
Zulüm, görüntü itibariyle çirkin ve ürkütücü, sonuç itibariyle acý ve etkilidir.
Bir zulmün hangi sonuçlarý doðuracaðý, hangi geliþmelere sebep olacaðý önceden bilinemez. Çünkü mazlumun ahý zalimden aheste aheste, yani yavaþ yavaþ çýkar. Yüce Yaratýcý kimsenin hakkýný kimse de býrakmaz. Bugün baþkasýna gücü yettiði için dayýlýk ve haksýzlýk yapanlar; yarýn kim bilir nelerle karþýlaþacaklar.
Zalim, baþkasýna þiddet kullanan, iþkence eden ve haksýzlýk yapandýr. Hak yiyendir. Bunun da boyutlarý oldukça geniþtir.
Haksýz yere atýlan bir tokattan tutun da, gizli mahvillerde en igrenç ve acýmasýz iþkence yapmaya kadar, bir kimseye manevi iþkenceden tutun da masumlara terör uygulamaya kadar, ne kadar hukuk ve ahlâk dýþý uygulama varsa hepsi zulümdür. Bunlarý yapan da zalimdir.
Karar verme makamýnda olan haklýnýn lehine karar vermiyorsa bu da zulümdür. Birisi herhangi bir çaba ile bir þey hak ediyor, ilgili ona bu hakkýný vermiyorsa bu da zulümdür. Otorite sahibi olan bir kimse, yasanýn kendisine vermediði bir yetkiyi kullanýp, onunla bir nevi maddi ve manevi çýkar saðlýyorsa bu da zulümdür.
Kur´an, her türlü zulmü mahkûm ediyor, zalimleri ise en aðýr cezalarla tehdit ediyor. Bununla birlikte müslümanlarý, adaletten ve insaftan yana olanlarý da þöyle uyarýyor.
-Zalimlere meyletmeyin
Allah (cc) þöyle buyuruyor:
“Zalimlere yanaþmayýn, yoksa size ateþ dokunur. Sizin Allah´tan baþka veliniz (dost ve yardýmcýnýz) yoktur. Sonra (O´ndan da) yardým görmezsiniz.”(Hûd 11/113)
Zalimlere sakýn ha yanaþmayýn!
Zalimlere hiç bir þekilde meyletmeyin!
Zalimlerin yanýnda olmayýn!
Zalimlerin taraftarý, destekçisi, seveni olmayýn!
Ürpetici bir uyarý: Sakin ha… Aman ha tarzýnda.
Yoksa; evet, yoksa size de ateþ dokunur!
Ateþ sadece zalimleri yakmaz, sizi de yakar. Ceza sadece zalimlere gelmez, size de gelir. Felâket sadece zalimleri kuþatmaz sizi de kuþatýr.
Bu ateþ dünyalýk da olabilir, âhiretteki cehennem ateþi de olabilir.
Sakýn ha, zalimlere en ufak bir meyil göstermeyin!
Âyette, “zalimlere destek/ortak olmayýn” denilmeyip de meyletmeyin denilmesi gerçekten dikkat çekici.
Ne demek onlarla ortak olmak…
Ne demek onlarýn safinda yer almak…
Ne demek onlarla birlikte görünmek???
Onlara kalbinizde en ufak bir meyl bile olmasýn. Onlardan yana donup bakmayýnýz. Gönlünüz onlardan yana dönmesin, yüz çevirin, uzaklaþýn, terkedin onlarý…
Yoksa onlara ulaþan acýtýcý akibet, size de dokunabilir.
Kurunun yanýnda yaþ gibi deðil, suç ortaðý olduðunuz için.
Onlarýn zihniyetini onayladýðýnýz için, onlarýn zulümlerine ortam hazýrladýðýnýz için, onlarý takbih etmediðiniz için.
Zalimler birbirlerininyakýný, dostu, yardýmcýsý ve müttefikidirler. Onlar haktan yan olan, âdil, hakka kullukla meþgul, insan haklarýna saygýlý ve onlarý korumada titiz olan, insanlara haksýzlýk etmeyen, çalýp çýrpmayan, rüþvet yemeyen ve yolsuzluk yapmayan dürüst kimseleri sevmezler. Onlarla dost ve arkadaþ olmazlar.
“Bak, eðer Allah'ýn iradesine karþý gelmiþ olsaydýn, onlarýn sana hiçbir faydasý dokunmazdý, çünkü bu zalimler sadece birbirlerinin dostlarý ve koruyucularýdýr (velileridir). Allah da takva sahiplerinin dostudur (velisidir).”(Câsiye 45/19
Herkes kendisine en yakýn olanla dostluk kurar. Eþkýyanýn arkadaþý da genelde eþkýya olur. Sâlih kimseler, arkadaþlýk kurmak, dost olmak için salih kimseleri ararlar.
Zalimler eylem ve niyet açýsýndan birbirlerine benzedikleri için birbirlerine yakýndýrlar. Birbirlerine þer iþlerde destek olurlar, arka çýkarlar.
Peygamber (sav) onlarýn candan dostluðunu ve yardýmýný beklememesi gerektiði gibi, bütün mü’minler de zalimleri dost, müttefik, nâsýr (yardýmcý) bilmemeliler. Býrakýn onlara dost olmayý, onlarýn semtine bile yanaþmamalýlar. (Hûd 11/113)
Kur’an bir baþka âyette müslümanlara býrakýn zalimlere dost, yardýmcý, müttefik olmayý küfrü tercih eden yakýn akraba ile iliþkilerinde bile dikkatli olmayý emrediyor.
“Ey iman edenler! Eðer küfrü imana tercih ediyorlarsa, babalarýnýzý ve kardeþlerinizi (bile) veli (candan dost, dinde müttefik) edinmeyin. Sizden kim onlarý veli edinirse, iþte onlar zalimlerin kendileridir.”(Tevbe 9/23)
Müslümana düþen zalime yanaþmak, iþinde ona ortak olmak, ona yaltaklanmak, ondan çýkar beklemek, onun gölgesinden nasiplenmek, uzatacaðý az bir dünyalýk çýkara (kemiðe mi demeliydim) heveslenmek deðil, ona yardým etmektir. Nasýl mý?
Peygamber (sav) bir seferinde þöyle buyurdu: “Mazluma da zalime de yardim edin.” Soruldu ki; “mazluma yardýmý anladýk da zalime nasýl yardým edebiliriz?” “Onun zulmüne engel olmaya çalýþýn, böylece ona da yardým etmiþ olursunuz” þeklinde cevap verdi.” (Tirmizî, Fiten/68 no: 2255)
Zalime yardým edin, yani zulmüne engel olmaya çalýþýn ki baþkasýna daha fazla zulmetmesin. Ona yardým edin ki kendine de daha fazla zarar vermesin. Öyle ya, zulmüne devam ettikçe Allah’ýn lâneti, mazlumlarýn ahý ve bedduasý onun peþini býrakmayacaktýr. Hem bu dünyada, hem de ötede fitil fitil burnundan gelecektir. Yaptýðý haksýzlýklarýn karþýlýðýný mutlaka görecektir. Siz yine de merhametli olun, ona engel olmaya çalýþýn.
Hadiste, zalime meyletme bir tarafa, onun zulmüne engel olunmasý çaðrýsý yapýlýyor. Adalet ve hak savucularý bulunduklarý yerde zalimlere karþý, eldeki imkanlar ölçüsünde karþý gelmeli, mücadele etmeli, gerekirse savaþmalý.
Çünkü zalimler meydaný boþ bulduklarý zaman, insan ve toplum zarar görüyor.
Durum böyle olmasýna raðmen ne yazýk ki bilmeyenler, ya da zalimlerin gözlerini manen kör ettiði þaþkýnlar çoðu zaman zalimlere sevgi beslerler. Onlarýn tarafýnda yer alýrlar. Onlarýn safýnda mücadele ederler.Böylece onlarýn zulümlerinin artmasýna sebep olurlar. Hatta bu zulümlerden kendileri de zarar görmelerine raðmen, anlamazlar. Zalimlerden kendilerine rahmet veya iyilik geldiðini hayal ederler.
Ama iþin doðrusu bambaþkadýr.
Haksýzlýða ve gadre uðramýþlar öteden beri zalimlere meylettikleri, onlara destek olduklarý için, ateþ onlara da dokunuyor. Çünkü bu Allah’ýn yasasýnýn (Sünnetullah’ýn) gereðidir. Zalimi yakan ateþ, onun yandaþlarýna da dokunacaktýr. Ýnsanlar bu ateþin nasýl dokunduðunu anlamasalar da.
Ne yazýk ki zalimler ve onlarýn destekçileri bunlardan ibret almýyorlar. Kendi sonlarýnýn berbat olacaðýný hesap etmiyorlar. Zulme devam ediyorlar. Ellerindeki gücü baþkalarýna haksýzlýk yapma yolunda kullanýyorlar.
Yine ne yazýk ki kitleler çoðunlukla zalimi tanýyamýyorlar. Ya da ortak çýkarlarý olduðu için destekliyorlar, zulmüne karþý çýkmýyorlar. Bir baþka deyiþle zalimlerin icraatlarýný doðru buluyorlar, benimsiyorlar.
Ýlâhî ikaz son derece açýk ve uyarýcý:
“Zalimlere meyletmeyin! Sonra ateþ size de dokunur. Sonra Allah bile size yardým etmez. Sizin için gercek dost ve yardýmcý O iken.”
Zalime meyletmenin muhtelif þekilleri olabilir. Bir kaç tanesini hatýrlayalým.
• Zalim zulmünü icra ederken onun yanýnda yer almak, desteklemek, arka çýkmak gibi.
• Zalimin zulmü karþýsýnda susmak, ses çýkarmamak, köþeye çekilmek, piþman olmamak, bana ne demek gibi.
• ‘Allah onu baþýmýzdan eksik etmesin, zeval vermesin’ diye dua etmek gibi.
• Onlarýn icraatlarýnda memur, görevli, gönüllü olarak çalýþmak gibi.
• Zulüm ve haksýzlýk yapacaðý gün gibi aþikâr olmasýna raðmen, siyaseten onu desteklemek, ona oy vermek, ona arka çýkmak, onun bayraðýný sallamak gibi.
• Zalimlerin zulmünü meþru sayan, onlarý cici göstermeye, zulümlerini adalet gibi lanse etmeye çalýþan yazýlý ve sözlü basýný parayla, duyguyla, seyrederek desteklemek gibi.
• Çevresinde çok açýk bir þekilde zulümler, haksýzlýklar olurken baþýný deve kuþu gibi kuma sokmak gibi.
• “Bizimkiler yapýyorsa bir hikmeti vardýr” deyip, kendi yandaþlarýnýn yaptýðý zulümlere kýlýf uydurmak gibi.
• Zulüm yapýlarýnýn, kurumlarýnýn, ortamlarýnýn hazýrlanmasýna, sürdürülmesine zemin hazýrlamak, yardýmcý olmak gibi.
• Zulme uðradýðý halde, deðil karþý koymak; zulmü itiraftan bile korkmak, aðzýný açmamak gibi.
Bütün bunlar zalime meyletmek, ona destek ve yardým, onunla müttefik olmak sayýlabilir.
-Netice
Kur’an, kimin zalim olduðunu örneklerle haber veriyor. Pek çok âyette zalimlerin
özellikleri sayýp mü’minleri böyle olmaktan sakýndýrýyor ve onlara yanþamktan, onlarla birlikte olmaktan sakýndýrýyor.
Zulüm sayýlan davranýþlarý yapmak ve nitelikleri sayýlan zalimlerden olmak müslümanlara yakýþmaz. Ýman buna izin vermemektedir.
Kur’an’da özellikleri sayýlan zalimleri bugün her yerde görmek mümkün. Onlarý dünyanýn farklý yerlerinde, liderlik koltuðunda, yönetimlerde, kürsülerde, yetkili makamlarda, sokaklarda, yer altý dünyasýnda, adalet saraylarýnda, yazýlý ve görsel medyanýn baþýnda, yani hayatýn her alanýnda.
Öncelikle onlarý Kur’an’ýn verdiði ölçülerle iyi tanýmak, onlara karþý dikkatli olmak, onlarla günün meþru imkanlarý ile mücadele etmek her hak ve adalet taraftarýnýn, “emr-i bi’l-ma’ruf, nehy-i ani’l-münker” yapmakla sorumlu mü’minlerin görevidir.
Adalet ve hak taraftarlarý, insan onuruna ve haklarýna saygý duyanlar, iyilik ve güzellikten yana olanlar zalimler kadar cesur olmak zorundadýrlar.
Peygamber (sav) buyuruyor ki:
“Bu ümmet zalime zalim deme cesareti göstermediði zaman kýyameti bekle.” (Ahmed b. Hanbel, 2/190)
“Ýnsanlar zalimi görüp de elini (zulümden) alýkoymaycak olurlarsa, aradan fazla zaman geçmeden, Allah’ýn onlara genel bir azap göndermesi yakýndýr.”(Tirmizî, Fiten/8. Tefsir 5/17. Ebu Dâvud, Melâhim/17. Ýbni Mâce, Fiten/20)
Hüseyin K. Ece
22.08.2016
Zaandam