Ýki ayette geçtiði gibi Allah’ýn yardýmcýlarý (ensârullah) olmak yerine göre müslümanlar üzerine bir görevdir. Allah’ýn yardýma ve yardýmcýya ihtiyacý olur mu? O’nun yardýmcýlarý olur diye düþünmek O’na noksanlýk izafe etmek anlamýna gelmez mi? Halbuki O Subhân’dýr; noksan ve eksik sýfatlardan münezzehtir, uzaktýr.
Allah (cc) mü’minlere þöyle buyuruyor:
“Ey iman edenler! Allah’ýn yardýmcýlarý olun, týpký Meryem oðlu Ýsa’nýn havârilere demesi gibi…”(1)
Hz. Ýsa’nýn sahabeleri hangi durumda Allah’ýn yardýmcýlarý, ya da Allah yolunda hz. Ýsa’nýn yardýmcýlarý olma davetini almýþlardý?
“Allah, benim de Rabbim, sizin de Rabbinizdir. Öyle ise O'na kulluk edin. Ýþte bu doðru yoldur.
Ýsa, onlardaki inkârcýlýðý sezince: Allah yolunda bana yardýmcý olacaklar kimlerdir? dedi. Havâriler: Biziz Allah yolunun yardýmcýlarý. Allah'a inandýk, þahit ol ki bizler müslümanlarýz, cevabýný verdiler.
(Havâriler devamla) Rabbimiz, Ýndirdiðine inanadýk ve peygambere tabi olduk; artýk bizi þâhitlerden yaz dediler.”(2)
Ya da; “Kim kendi yardýmýný Allah’ýn yardýmýna katar?” “Allah ile birlikte bana kim yardýmcý olur?”Nitekim bir deyimde ‘ez-zevdü ila zevdü ibil-küçük deve sürüsü küçük deve sürüsüne (katýlýrsa) büyük bir deve sürüsü olur” deniliyor. Bu da ‘onlar birlikte olursa’ anlamýnda kullanýlmasý gibidir.
Buradaki emrin, Allah’a yakýnlaþtýracak salih amellerle benim yardýmcým kim olur? anlamýnda olduðu da söylenmiþtir.(3)
Hz. Ýsa (as) ilahî mesajý teblið edince Ýsrailoðullarý ona inanmak bir tarafa, kendisini öldürmeyi planladýklarýný anlamýþtý. Kendisine bu davaya canu gönülden kimlerin destek olacaklarýný belirlemek üzere “Allah’a giden yolda bana kim yardýmcý olacak?” diye sordu. Belli ki davasýný daha düzenli bir þekilde sürdürebilmek için samimi, fedakar, becerikli çekirdek bir kadroya ihtiyacý vardý. “Biz Allah yolunun yardýmcýlarýyýz” diyenler onun has dostlarý, davasýna iananmýþ gönül erleri idi. Bu cevapla “Allah’ýn dinine sahip çýkmada ve onu yaymada olanca çabayý sarfetme’nin kasdedildiði açýktýr.
Kur’an, havârilarin bu ‘Allah yolunun yardýmcýlarý olma’ iradesini açýða vurmalarýný Muhammed ümmetine örnek bir davranýþ olarak gösteriyor. Peygamber (sav); “Her peygamberin bir havârisi vardýr, benim havârim de Zübeyr’dir” dediði kaynaklarda geçiyor.(4)
Bazýlarýna göre Arapça da hýrýstiyanlara ‘nasrânî (çoðulu: Nasara) denilmesinin sebebi, havariler hakkýnda kullanýlan ‘ensar’ sýfatýdýr. Allah’ýn rýzasýný kazanmak üzere hz. Ýsa’ya yürekten yardým edenler anlamýnda.(5)
“Allah’a (giden yolda) yardýmcýlarým kimlerdir?”Hz. Ýsa böylelikle inkârcýlara karþý yardým istedi. Süddi, Sevrî ve baþkalarý der ki: Bu, Allah ile birlikte... (bana kim yardýmcý olur) anlamýndadýr. Buna göre burada ki ‘ila...e, ...a’ ‘maa-birlikte, beraber’ anlamýndadýr.(6) Yüce Allah’ýn þu emrinde olduðu gibi: “Ve onlarýn mallarýný mallarýnýza (katarak) yemeyin.”(7) “Onlarýn mallarýný haksýz yere mallarýnýzla birlikte yemeyin” demektir. el-Hasen der ki: Bu, Allah’a giden yolda benim yardýmcýlarým kimlerdir? demektir. Çünkü onlarý Allah davet etmiþti. Mananýn þöyle olduðu da söylenmiþtir: “Kim yardýmýný Allah’ýn bana olan yardýmýna katar.”
Ýsa (as) Allah’a davet yolunda “kim benim yardýmcým olur” diye sordu. Týpký Peygamberin Hicretten önce dediði gibi: “Rabbimin kelâmýný teblið edebilmem için kim beni koruyacak. Çünkü Kureyþ Rabbimin kelâmýný teblið etmekte bana engel oldu.” Peygamber (sav) Hicretten önce Ensarla buluþtu. Ayný isteði onlara da yöneltti.
Hz. Ýsa’nýn yardým talebine karþýlýk Ýsrailoðullarýndan bir grup onun yardým çaðrýsýný kabul etti, ona iman etti, ona destek oldular, ona yardým ettiler. Ýsa (as) ile birlikte indirilen nura tabi oldular. Hem de yürekten “... Biz, Allah yolunun yardýmcýlarýyýz.”dediler.
“(Havariler devamla) Rabbimiz, Ýndirdiðine inandýk ve peygambere tabi olduk; artýk bizi þâhitlerden yaz dediler.” (8)
“ Ýsa (as) kavminin islâmî davete inatla direnmelerine, onu yalanlamalarýna, dinden yüz çevirmelerine karþýlýk “Allah’ýn hüccetiyle bana kim yardýmcý olacak?” diye sordu.(9)
Tefsirci Hasen ve Mücahid’e göre Hz. Ýsa’nýn yardým isteme sebebi, onlarýn kendisini öldürmek istediklerini anlamasý idi. Bazýlarýn göre Hz. Ýsa düþmanlarýna üstünlük saðlamak için onlardan yardým istedi. (10)
Hz. Ýsa onlardan isteði, dini ikame etmeleri, þeriatine iman etmeleri ve kendisini korumlarý idi. Týpký Peygamber’’in (sav) kendisini kabilelere arzetmesi gibidir. “Ýlallah” iki manaya gelebilir: “Allah’a giden yolda benim yardýmcýlarým kimler?”, Ýkinci anlam takdiren, “Kim yardýmýný benim için Allah’ýn yardýmýna katmak ister?” Bu da Nisa 2. âyette söylendiði manadadýr.(11)
Onlarýn kendisini katledeceklerini sezince “Allah’a doðru yardýmcýlarým kimlerdir?” diye sordu. ‘Ýlallah’, yani Allah’a müteveccih (doðru), ya da O’na iltica edici, ya da O’na doðru gidici kimlerdir? Bazýlarý “Yolda Allah’a doðru benim yardýmcýlarým kimlerdir?” “Kim yardýmýný Allah’ýn yardýmýna katar?” þeklinde anladýlar.(12)
Âyetin akýþýndan havârilerin Allah yolunda hz. Ýsa’ya yardýmcý olduklarýný anlayoruz. Nitekim havârilar Hz. Ýsa sað iken korkusuzca ona tabi oldular, onun vefatýndan sonra da o günkü Ýslamî daveti sürdürdüler. Ýslam o zaman onlarýn elleriyle yayýldý.
Âyetin cümleleri içerisinde ‘Allah’ýn yardýmcýlarý olmak’ þeklinde bir ifade geçse bile bu, Allah’a doðrudan bir yardým deðil, birinci âyette geçtiði gibi ‘Allah için yardým’ þeklinde anlaþýlmalýdýr.
Elmalýlý burada þu manalarýn olma ihtimalinden söz ediyor:
1-Ben Allah’a giderken yardýmcýlarým kimlerdir?
2-Allah’a teslim ve uymuþ olarak bana yardým edecek kimler?
3-Benim, Allah için yardýmcýlarým kimler?
4-Allah ile beraber olup, yardýmcým olacaklar kimlerdir?
“Allah’a iman etmiþ ve nefsini Allah’a teslim etmiþ olup da, yardýmýný Allah’a baðlayarak ve Allah rýzasýndan baþka bir þey düþünmeyerek bana yardým yapacak; özetle, özü Allah’a baðlý, yardýmcýlarým, dostlarým kimlerdir?” demek istedi.
Bu mana hepsini toplayýcýdýr. Havarilerin Hz. Ýsa’ya verdiði cevap da buna uygundur.(13)
Baþkaâyetlerde ‘Allah’a yardým’, ‘O’na yardým’ ifadeleri yer alýyor:
“Ey iman edenler! Eðer siz Allah'a yardým ederseniz O da size yardým eder, ayaklarýnýzý sabit tutar.”(14)
‘Allah’a yardým’ cümlesini hemen hemen bütün Türkçe mealler parantez içinde ‘Allah’ýn dinine yardým veya ‘Allah’ýn davasýna yardým’ þeklinde çevirdiler.
Allah’ýn yardýma kesinlikle ihtiyacý olmadýðýna göre ‘Allah’a yardým’ mecazen ‘O’nun dinine, peygamberine’ yardým demektir.
Buradaki hitap öncelikle Hz. Muhammed’in sahabelerinedir. Peygamber’in (sav) davet uðruna çektiði zorluklar, karþýlaþtýðý güçlükler, gördüðü eziyetler bir insanýn gücünü aþan þeylerdi. Onun Ýslamý tebliði etmek, insanlarýn hidayeti bulmalarýný saðlamak için gösterdiði çaba ve gayret, yaptýðý fedakârlýklar her türlü takdirin üzerinde idi. O’na iman edenlerin ve islamî davete yardýmcý olanlarýn da benzer zorluklarla karþýlaþtýklarýný, bu uðurda çok çalýþtýklarýný, mallarýyla ve canlarýyla Allah yolunda fadakârlýk yaptýklarýný biliyoruz.
Týpký Hz. Ýsa’ya iman eden havâriler gibi. Böyle bir ortamda Allah (cc) onlarýn kalplerini güçlendirmek ve yapacaklarý iþin önemini hatýrlatmak için, onlarý Allah’ýn dinine yardýma davet ediyordu.
Þüphesiz ki bütün sahabeler, Ensar ve Muhacir, bu davete karþýlýk verdiler ve hemen hemen hepsi de farklý boyutlarda, fiilen ve manen Allah’ýn dinine ve Peygamberine yardýmcý (ensar) oldular.
Ensar Akabe biatýnda Hz. Peygamber'e verdiði sözü tutarak onu Medine’de barýndýrmýþ, gerek içeriden gerek dýþarýdan gelen tehlikelere karþý onu korumuþtu. Peygamberin hayatýndaki bütün Gazve’lere katýlýmýþ, bu uðurda hiç bir fedakarlýktan kaçýnmamýþtý. Bedir öncesi istiþarede Ensar’ýn ileri gelenlerinden Sa'd b. Muâz daha önce kendisine iman edip desteklemeye söz verdiklerini, Peygamber denize dalsa bile kendilerinin de arkasýndan gideceklerini söylemiþti.
Ensarýn fedakârlýklarý ve samimiyetleri, muhacirler ile aralarýnda kurduklarý kardeþlik (uhuvvet), Ýslâm kardeþliðinin ideal bir uygulamasý olarak görülmüþ ve daima örnek alýnmýþtýr.
Ayný þekilde ensarýn hanýmlarý da islamî davet uðrunda büyük fedakârlýklar göstermiþler, Ýslâm'ýn geliþip güçlenmesine destek olmuþlardýr.
Ayet bütün mü’minlere hitap ediyor.
Yani, âyet; “Ey iman edenler, Allah’ýn dinini yardýmcýsý olun” diyor.Bu zýmnen þu demektir: “Ey Muhammed mü’minlere de ki: Allah’ýn yardýmcýlarý olun.”Týpký Ýsa’nýn (as) sahabelerinin yaptýðý gibi. Onlar Ýsa’nýn daveti üzerine Allah’ýn yardýmcýlarý ve onun havârileri oldular.(15)
Her devirde ve her yerde müslümanlar öncelikle Ýslâm’ý hayatlarýnda yaþayarak, onu birer canlý hayat haline getirerek, onun güzelliklerini ahlâk olarak göstererek, diðer insanlara ‘hidayet’ örneði ve þâhidi olarak yardým etmek, ‘ensar’ olmak durumundadýrlar.Bulunduklarý yerlerde, þartlarýn uygun olarak mallarýyla, imkanlarýyla, bilgi ve güçleriyle, gerekirse canlarýyla Allah’ýn dininin ‘ensar’ý olmalýlar, týpký Ensar gibi.
Allah’a yardým, O’nun dinine ve O’nun muhtaç, müstez’af ve mücahid kullarýna yardým etmekle, yani ensar olmakla mümkündür.
Bu âyet ayný zamanda ilahî bir sünnete (kanuna) ýþýk tutmaktadýr. Allah (cc) kendi yardýmýný kulun üzerine düþeni yapmasýna, sözlü dua yanýnda, salih ameli ve çabasýyla fiilîdua yapmasýna baðladý. Kul iyi olana bir adým attýðý zaman Allah (cc) ona yardým ve ödül, hayýr ve bereket vermek üzere belki bin adým atar.(16)
Nitekim Allah (cc) kendi dinine yardým edenlere mutlaka yardým edeceðini, destekleyeceðini müjdeliyor.
“... Allah O’na (kendi dinine) yardým edenler muhakkak yardým edecektir. Þüphesiz Allah güçlüdür, mutlak galiptir. Onlar öyle kimselerdir ki kendilerine yeryüzünde bir egemenlik versek, namazý kýlarlar, zekâtý verirler, iyiliði emrederler ve kötülükten alýkoymaya çalýþýrlar. Ýþlerin sonu Allah’a varýr.”(17)
Havâriler, eski gelenekleri, Ýsrailoðullarýnýn yanlýþ din anlayýþlarýný, piyasada din adýna geçen öðretileri reddettiler. Hz. Ýsa’nýn Allah’tan getirip teblið ettiði her þeyi kabul ettiler. Hayatlarýný onunla inþa etmeye, bununla birlikte bu hak daveti korumaya, onu baþkalarýna aktarmaya, bu uðurda her türlü fedakârlýðý yapmaya söz verdiler. Mallarýyla canlarýyla bu uðurda çalýþtýlar, çaba gösterdiler (cihad ettiler). Ýþte bu da Allah’ýn yardýmcýsý (ensarullah) oolmak demektir.
Allah (cc) bu gibi kimseleri þöyle övüyor.
“Oysa, Elçi ve o'nunla ayný inancý paylaþan herkes (Allah yolunda) mallarýyla, canlarýyla zorlu çabalar ortaya koymaktadýr; iþte (öte dünyada) en üstün armaðanlara kavuþacak olan kimseler böyleleridir; sonu gelmez bir mutluluða eriþecek kimseler de bunlardýr!”(18)
“(Þunu bil ki, gerçek) müminler, yalnýzca, Allah'a ve Elçisi'ne iman edenler ve (bu konuda) bütün þüphelerden uzak duranlarve Allah yolunda bütün mallarý ve canlarý ile cihad edenlerdir: iþte onlardýr sözlerinde duranlar!” (19)
Hz. Ýsa’nýn davetine karþýlýk verip ona yardým eden, ensar olan havârileri Allah (cc) destekledi, güçlendirdi ve onlarý düþmanlarýna karþý üstün kýldý.
“... Ve böylece Ýsrailoðullarý'ndan bir kýsmý (Ýsa'nýn peygamberliðine) inanmaya baþladý, diðerleri ise hakikati inkar ettiler. Ama (þimdi) Biz, (gerçekten) imana kavuþmuþ olanlarý düþmanlarýna karþý koruyup destekledik; ve onlar üstün gelenlerden oldular.”(20)
Ayný þekilde Ensar ve Muhacirden oluþan sahabeler de Allah’ýn dinine destek oldular, ensarullah oldular, bunun gereðini yaptýlar. Allah da hem Peygamber’e (sav) hem onlara, -fert ve ümmet planýnda- fetih, zafer ve izzet, dünya ve ahirette necat, insanlara karþý þâhitler (örnek) olma þerefi verdi. Ýslamî daveti baþarýya ulaþtýrdý.
Böylece kim veya hangi toplum Allah’ýn yardýmcýlarý (ensarullah) olursa, onlar da týpký havâriler ve sahabeler gibi Allah’ýn yardýmýna mazhar olurlar.
18.05.2013
Zaandam-Hollanda
(3) Kurtubî, Tefsir 2/3062
(4) Buharî, Cihad/40-41, 135 no: 2846, 2847, 2997. Müslim, Fedâilü’s-Sahabe/48 no: 6243
(5) Heyet, Kur’an Yolu, 1/426
(6) Taberi, Tefsir 3/282. Ýbni Atiyye, el-Muharraru’l-Vecîz, s: 306
(8) Ýbni Kesir, Muhtasar Tefsir, 1/275
(10) Taberî, Tefsir 3/285
(11) Ýbni Atiyye, el-Muharraru’l-Vecîz, s: 306
(12) Þevkânî, Fethu’l-Kadîr, s: 262)
(13) Elmalýlý, Tefsir (sad.), 2/368
(15) Kurtubî, Tefsir 2/3062
(16) Heyet, Kur’an Yolu 5/7