O (cc) varlýðý, rabliði, mutlak hakim oluþu, kudreti, her þeyi bilmesi, her þeyi takdir etmesi, nimet vermesi açýsýndan kullarýna yakýn olduðu gibi rahmeti açýsýndan da yakýndýr.
“Islah edilmesinden sonra yeryüzünde bozgunculuk yapmayýn. Allah'a korkarak ve (rahmetini) umarak dua edin. Muhakkak ki iyilik edenlere Allah'ýn rahmeti çok yakýndýr.”(A’raf 7/56)
Allah (cc) þüphesiz her þeyi iþitendir, bilendir, görendir ve her þeye, herkese en yakýn olandýr.
“De ki: Eðer (haktan) saparsam, kendi aleyhime sapmýþ olurum. Eðer doðru yolu bulursam, bu da Rabbimin bana vahyettiði (Kur'an) sayesindedir. Þüphesiz O, iþitendir, yakýndýr.”(Sebe’ 34/50)
Hatta insanlarýn kendi aralarýnda fýsýltý halinde konuþmalarýný bilecek kadar onlarýn yanýndadýr.
“Göklerde ve yerde olanlarý Allah'ýn bildiðini görmüyor musun? Üç kiþinin gizli konuþtuðu yerde dördüncüsü mutlaka O'dur. Beþ kiþinin gizli konuþtuðu yerde altýncýsý mutlaka O'dur. Bunlardan az veya çok olsunlar ve nerede bulunurlarsa bulunsunlar mutlaka O, onlarla beraberdir. Sonra kýyamet günü onlara yaptýklarýný haber verecektir. Doðrusu Allah, her þeyi bilendir.”(Mücadile 58/7)
Evet Allah kullarýnýn yanýnda hazýr ve nazýr, her yerde hazýr ve nazýr olduðu gibi. Burada olan kulun Allah’a yakýn olup olmamasý. Kiþinin Allah’a nisbetle nerede durduðu.
Allah (cc) iman edenlere Allah’a yaklaþmak için vesile (sebep veya imkan) aramalarýný emrediyor.
“Ey iman edenler! Allah'tan korkup-sakýnýn. O'na yaklaþmaya yol arayýn ve yolunda cihad edin (yoðun çaba harcayýn) ki kurtuluþa eresiniz.”(Maide 5/35)
Demek ki Allah’a yakýn olmak mümkün. Ancak bu yakýnlýðý kiþi kendisi maddi bir araþ ile ölçemez. Ama günlük hayattaki halinden Allah’a uzak olup olmadýðýný anlayabilir. Nitekim günaha batmýþ, ibadetten uzaklaþmýþ niceleri bu sebeple Allah’tan uzak kaldýklarýný itiraf ederler.
Tersi de doðru. Ýman ettikten sonra Allah’a þükretmek için ibadet edenler, elinden geldiði kadar Allah’ýn koyduðu sýnýrlara riayet edenler, kendilerini Allah’a, O’nun sevgi ve rahmetine daha yakýn hissederler. O’nun sevgi ve rahmetinin izlerini þahsî ve aile hayatlarýnda, nimetlerde ve iliþkilerinde, iþlerinde ve Allah yolundaki faaliyetlerindeduyarlar.
Ýnsaný Allah’a yaklaþtýracak pek çok vesile (sebep) olmakla birlikte bunlardan üç tanesi daha önemli diye düþünüyoruz. Bunlar;
dua,
Esmâu’l-hüsnâ
ve salih ameldir.
Mü’min bu üç imkaný ihlas ve samimiyetle, yerinde ve emredildiði gibi, devamlý ve içtenlikle kullandýðý zaman Allah’a yaklaþabilir. (Bu yaklaþmaýn fiziki deðil mecazî olduðunu hatýrlatmaya gerek yoktur.)
1-Dua
“Kullarým sana, beni sorduðunda (söyle onlara): Ben çok yakýným. Bana dua ettiði vakit dua edenin dileðine karþýlýk veririm. O halde (kullarým da) benim davetime uysunlar ve bana inansýnlar ki doðru yolu bulalar.”(Bekara 2/186)
Rivâyete göre bir bedevi Resûlullah’a (sav) “Rabbimiz yakýn mýdýr yoksa uzak mýdýr? Yakýnsa ona fýsýltý þeklinde dua edelim, uzaksa baðýralým” dedi. Bunun üzerine bu âyet indi. Allah’ýn istediði iman ve itaattir. Allah, iman edip itaat edenlerin dualarýný kabul edeceðini vadetmiþtir. Gerçek manada iman edip Allah’a kulluk edenlerin duasý kabul olunur. (TDV Meali, ayetin açýklamasý)
Allah (cc) kullarýna çok yakýndýr ve dualarýn dularýný iþitendir, kabul edendir.
“Semûd kavmine de kardeþleri Sâlih'i (gönderdik). Dedi ki: Ey kavmim! Allah'a kulluk edin. Sizin O'ndan baþka tanrýnýz yoktur. O sizi yerden (topraktan) yarattý. Ve sizi orada yaþattý. O halde O'ndan maðfiret isteyin; sonra da O'na tevbe edin. Çünkü Rabbim (kullarýna) çok yakýndýr, (dualarýný) kabul edendir.”(Hûd 11/61)
Allah (cc) iman edenlere kendisine dua etmelerini, kendisinden istemelerini emrediyor. Onlarýn dualarýna karþýlýk vereceðini vadediyor.
“Rabbiniz þöyle buyurdu: Bana dua edin, kabul edeyim. Çünkü bana ibadeti býrakýp büyüklük taslayanlar aþaðýlanarak cehenneme gireceklerdir.”(Mü’min 40/60)
“O daima diridir; O'ndan baþka hiçbir tanrý yoktur. O halde dinde ihlaslý ve samimi kiþiler olarak O'na dua edin. Her türlü övgü alemlerin Rabbi Allah'a mahsustur.”(Mü’min 40/65)
Dua bir iman, bir aksiyon, bir çaba ve uyanýþtýr. Allah’ý ve O’na ait hakimiyeti, ilâhlýðý tanýma, itiraf etmedir. Hayatýn amacýný idrak etme, yaþayýþý proðrama koyma, ilerisi için hazýrlýk yapma, Din için çalýþmaya (cihada) azmetme, toparlanma ve eksikliklerini gidermedir.
Dua, Allah’ýn makamýndan sürekli bir istemedir. Bu isteme mü’min için itikat, bir þiar, bir hayat hedefidir. O, Allah’ýn bitmez- tükenmez hazinelerini, iyi bir mü’min olma uðruna ister, onlarýn yeryüzüne inmesini niyaz eder.
Dua kulun Allah’a yakýnlaþamabilme cesaretidir. Kul Rabbinin emrinden aldýðý cesaretle O’na yönelir, O’na manen yaklaþarak O’nun makamýndan, lutuf ve kereminden talep eder.
Kulun Allah’a en yakýn olduðu an secde anýdýr. O yüzden Peygamber (sav) secde dua edilmesini tavsiye etmiþtir. “Kulun Rabb'ine en yakýn olduðu hâl secdedir; öyle ise secdede O’na çokça dua edin.”(Müslim, Salât/15 )
2-Esmâu’l-husnâ
Rabbimiz kendi isimleriyle dua etmemizi söylüyor.
“En güzel isimler (el-esmâü'l-husnâ) Allah'ýndýr. O halde O'na o güzel isimlerle dua edin. Onun isimleri hakkýnda eðri yola gidenleri býrakýn. Onlar yapmakta olduklarýnýn cezasýna çarptýrýlacaklardýr.”(A’raf 7/180)
“De ki: "Ýster Allah deyin, ister Rahman deyin. Hangisini deseniz olur. Çünkü en güzel isimler O'na hastýr." Namazýnda yüksek sesle okuma; onda sesini fazla da kýsma; ikisinin arasý bir yol tut.”(Ýsra 17/110)
Mü’min hangi hacetini Rabbine arzediyorsa, o hacetle alakalý Esmâ’yý anarak, onunla dua eder, onunla vesile yapar.
Mesela baðýþlanma dileyen birinin þöyle demesi gibi: “Allahým beni affet, bana merhamet et! Muhakkak ki Sen Ðafûr ve Rahimsin“
Esmâu’l Hüsnâ, müslümanýn Allah karþýsýndaki esas duruþlarýndan biri olan duanýn anahtarýdýr. Onlarla imanýn güçlendirir, onlarla Allah tasavvurunu inþa eder, onlarla dua eder, onlarla Rabbine yakýnlaþmaya çalýþýr.
3-Salih amel (ibadet)
Allah’ýn razý olacaðý, iþe yarayan, ýslah edici özelliði olan, dinin ölçülerine uygun, müslümana sevap kazandýrýcý her eylem salih ameldir. Dinde ister emredilsin, isterse tavsiye edilsin, ibadet de zaten bu deðil midir?
Allah’a kavuþmanýn, O’na yakýn olmanýn imkanlarýný birinin de salih amel olduðunu Kur’an söylüyor:
“De ki: Ben, yalnýzca sizin gibi bir beþerim. (Þu var ki) bana, Ýlah'ýnýzýn, sadece bir Ýlah olduðu vahyolunuyor. Artýk her kim Rabbine kavuþmayý umuyorsa, salih amel iþlesin ve Rabbine ibadette hiçbir þeyi ortak koþmasýn.”(Kehf 18/110)
“Sizi huzurumuza yaklaþtýracak olan ne mallarýnýzdýr ne de evlatlarýnýz. Ýman edip iyi amelde bulunanlar müstesna; onlara yaptýklarýnýn kat kat fazlasý mükâfat vardýr. Onlar (cennet) odalarýnda güven içindedirler.”(34 Sebe’/37)
Ýman edeni Allah’a yaklaþtýrcak ameller kendisine farz kýlýnan kulluk görevleridir. Bununla beraber nafile ibadetler de kulu Allah’a dahaçok yaklaþtýrýr.
Peygamber (sav) Rabbi adýna söylediði bir hadiste þöyle buyuruyor: “Kulumun, farz kýldýðým þeylerle bana yaklaþmasýndan iyisi yoktur. Kulum bana nafilelerle de yaklaþmaya devam eder. Öyle olur ki artýk onu severim. Onu sevdim mi iþittiði kulaðý, gördüðü gözü, tuttuðu eli ve yürüdüðü ayaðý olurum. Benden isterse kesinkes veririm. Bana bir sýðýnsýn, onu muhakkak korurum.” (Buhârî, Rikâk/ 38 no: 6502)
Kulu Allah’a yaklaþtýarcak amel ne demektir? Ameli nasýl anlamak gerekir?
- Salih amel ibadetin icrasýdýr
Ýnsanýn görevi Rabbine itaat etmesi, yani yalnýzca O’na kulluk yapmasýdýr.
Kur’an’ýn üzerinde durduðu en önemli iki konu iman ve salih ameldir. Bu demektir ki imanýn gereði ibadet, yani salih amel iþlemektir. Bu da insaný Rabbine yaklaþtýracak, O’nun sevgisini ve rýzasýný kazandýracak en önemli imkandýr.
- Amel nedir?
‘Amel’ sözlükte, iþ, davranýþ, hareket, aksiyon, faaliyet ve faydalý eylem anlamlarýna gelir.
‘Amel’, aslýnda niyetli davranýþ, bir maksada baðlý olarak yapýlan fiildir. Bütün canlýlar bir takým fiiller yapabilirler. Ancak onlarýn yaptýklarý bu fiillere ‘amel’ denilmez.
Ýyi veya kötü nitelemesi de bir niyetle yapýlan ameller hakkýnda geçerlidir. Buna göre insan, ister iyi bir þey yapsýn, isterse kötü bir þey yapsýn; yaptýðý iþi bir niyetle yapýyorsa, o iþi yapmakta bir maksadý varsa, o iþ bir ameldir.
Ýslâm sýradan amelin deðil salih amelin üzerinde duruyor. Kur’an, pek çok âyette Allah’a imandan sonra hemen amel iþlemeye dikkat çekiyor. (Ece, H. K. Ýslâmýn Temel Kavramlarý, s: 40)
Ýnsanýn kurtuluþu iman ve onun gereði olan salih amelle mümkündür. Esasen insan ve ona ait hayat ile ölümün yaratýlmasýnýn amacý, nasýl bir amel iþleyeceðini denemek içindir. (Mülk 67/2)
Ýnsan sürekli faaliyet halindedir. Her an bir fiil yapabilir. Yaptýðý fiilin ‘amel’ diye bir deðer kazanmasý, o ameli þuurla ve bir niyetle yapmasýna baðlýdýr.
Bu açýdanbakýldýðý, zaman bir müslümanýn inancýnýn gereði olarak yerine getirdiði bütün ibadetler birer ameldir.
- Amelin çeþitleri:
Amelleri sonuçlarýna göre üç kýsma ayýrmak mümkündür:
-Salih amel:Faydalý, maksada uygun, zararlý ve ifsat edici (bozucu) olmayan davranýþlar. Ýslâmýn yapýlmasýný emrettiði, ya da tavsiye ettiði bütün hayýrlý iþler. Bununla insan ya kendine, ya çevresine, ya da insanlara faydalý olur. Allah (cc) katýnda sevap ve O’nun rýzasýný kazanýr.
-Fasid (batýl)/suî amel:Zararlý, maksada uygun olmayan, ifsat edici, Allah katýnda geçersiz her türlü faaliyetin genel adý. Bunlar Ýslâmýn yapýlmasýný yasak ettiði, ya da yapýlmamasýný uygun gördüðü iþlerdir. Bu gibi amelleri iþleyenler günah kazanýr.
-Mübah (caiz) amel:Yapýlýp yapýlmamasý kiþinin kendisine ait olan iþlerdir. Bunlarý yapanlar günah veya sevap kazanmadýklarý gibi, kimseye de zarar veya fayda vermezler.
- Amelin Deðeri:
Bir iþin (amelin) iyi mi, kötü mü? (salih mi fasit mi?) olduðunun ölçüsü insan kafasýna ( hevasýna) göre belli olmaz. Farklý kiþilere göre farklý ölçüler olabilir.
Allah’ýn rýzasýna uyan iþler iyidir, O’nun rýzasýna uymayan davranýþlar kötüdür.
Kiþi kendi iradesiyle iyi veya kötü amellerden birini seçer, o amelin dünyadaki veya ahiretteki sonucuna razý olur.
Allah (cc), insanýn kötü amel iþlemesini sevmemektedir. Ancak insan dünyada serbesttir .
- Salih amelin deðeri
Ameller, yani insanlarýn yaptýklarý iþler maslahat ve mefsedet çizgisinde deðerlendirilir.
Maslahat (fayda, hayr, hasenat ve sevap kazandýrýcý)unsuru taþýyan bütün ameller güzel görülür.
Mefsedet(zararlý, þer, seyyiat ve günah kazandýrýcý) özelliði taþýyan bütün ameller ise mü’minlere yasaklamaktadýr.
Kur’an, mü’minlerin yaptýðý doðru, faydalý ve düzgün iþlere ‘salih amel’ adý vermekte ve doksandan fazla yerde iman ve salih ameli söz konusu etmektedir. Bu olguya iki açýdan bakmamýz mümkündür:
-Birinci olarak;iman gerçeði ancak salih amelle bütünleþir. Ýmaný kuvvetlendiren, saðlamlaþtýran ve koruyan salih ameldir.
-Ýkinci olarak;imanýn gereði salih amel iþlemektir. Çünkü iman etmek ayný zamanda, iyiyi, doðruyu, faydalýyý, düzgün olaný anlamak ve kabul etmektir.
Ýman olgusunu tanýyan ve bunu kalbine yerleþtiren mü’min, bu imanýnýn bir sonucu olarak salih amel iþler. Ýmaný onu salih amel iþlemeye zorlar.
- Amelin sâlih olabilmesinin þartlarý
Bir eylemin (bir amelin) salih amel veya ibadet sayýlabilmesi için üç tane temel þaret vardýr:
Birincisi:Þâri’nin (þeriat koyucunun) emretmesi gerekiyor. Ýbadetler ya Kur’anla ya da sahih sünnetle emredilmeli.
Ýkincisi: Peygamber tarafýndan uygulanmýþ/öðretilmiþ olmasý.
Peygamber ibadetlerin nasýl yerine getirip ümmetine öðretmiþtir. Onun yapmadýðý, öðretmediði, ya da yapýlmasýný tavsiye etmediði eylemler ibadet özelliði kazanmazlar. Bunlar olsa ols kiþinin ibadet zannettikleri alýþkanlýklardýr.
Üçüncüsü: Ýhlasla/Allah rýzasý niyetiyle yapýlmýþ olmasý.
Ýbadetler Allah rýzasý için yapýlýr.
Amellerin salih olup olmamasý mü’minin Allah katýndaki derecesini belirler. Bütün ameller de niyete göre deðer kazanýr. Kiþi bir ameli hangi niyete göre yaparsa, amelinin sonucu ona göre deðerlenir. (Müslim, Ýmare/155 no: 1907. EbuDâvûd, Talak/11 no: 2201. Buhârî, B. Vahy/1 no: 1. Tirmizí, F. Cihad/16 no: 1647. Nesâí, Taharet/60 no: 75)
Mü’mini Dinde emredilen ve tavsiye edilen farz, vacip, nafile olarak deðerlendirilen salih ameller, yani ibadetler Allah’a ve O’nun sevgi ve rýzasýna yaklaþtýrýr. Bu þekilde ihlasla Rabbine kulluða devam eden iman ehli Rabbinin yakýnlýðýný kazanýr.
Dosta yakýn olmak isteyen elbette dostun razý olduðunu þeyleri yapmaya çalýþýr. Dostun hoþlanmayacaðý þeylerden uzak kalmaya çaba gösterir.
Kulun Allah’a yakýnlýðýnýn en belirgin alameti o kulun istikamet üzere olmasýdýr. Böyleleri kuvvetli imanlarý ve ihlaslý ibadetleriyle Allah’a yakýnlýk kazananlardýr. (Vakýa 56/11) Bunlar ahirette özel içeceklerle taltif edilecekler. (Mutaffifin 83/28)
10.07.2015
Zaandam-Hollanda