-
Veli ne demektir?
‘Veli’ kelimesinin kökü ‘velâ’dýr. Bunun masdarý da ‘velâyet’tir. Velâ/velâyet sözlükte; arada bir þey bulunmadan bitiþiklik, yanyana olma ve yaklaþma manasýna gelir.
Bu anlamdan hareketle ‘velâyet’ kavramýna; arkadaþlýk, niyet, yer, zaman, din ve nisbette, yardýmda, inançta tam bir yakýnlýk, nusret (yardým) ve iþi üzerine alma, müttefik ve destek olma manalarý da eklenmiþtir. (Lisanu’l-Arab, 15/406. Isfehani, el-Müfredat, s: 837)
‘Veli’ sözlükte bazen, seven, dost anlamýyla da geçmektedir.
Veli olmak, veli olunan üzerinde hak ve yetki sahibi olmayý gerektirir. Velâyetin doðasýnda bu vardýr. Yalnýz bu veli edinilen üzerinde bir baský ve hükmetme deðil, aksine her açýdan onun iyiliði için çalýþma, onun için gerekli yardýmý yapma yetkisidir. Tipki bir ebeveynin çocuklarý karþýsýndaki durumu gibi. Onun için Ýslam kültüründe yöneticilere ‘veliyyul-emr-iþin kendisine emanet edildiði yetkili’ denilir.
Allah’ýn (cc) kullarýndan bazýlarýný kendine veli edinmesi, hiç bir zaman insanlardan yardýmcý veya yönetici secmesi anlamýna gelmez. Bu, sevgi ve rýza açýsýndan bir yakýnlýk/dostluktur.
-
Kur’an’daveli
Kur’an ‘veli’ kelimesini hem olumlu hem olumsuzanlamda, Allah (cc) hakkýndavemü’minlerhakkýndakullanýyor. Velikavramýnýdahaiyianlayabilmekiçinþuörneklerebakmakgerekiyor:
Þeytanýnvelisiolabildiðigibi, putlarýn da velisiolabilir. (ÂliÝmran 3/175. Nisa 4/76. En’am 6/121. A’raf 7/27, 30. Kehf 18/50. Meryem 19/45. Zümer 39/3. Casiye 45/10. Þura 42/6)
Ýnkârcýlarvezalimler her bakýmdanbirbirlerininvelisidirler. (Enfal 8/73. Casiye 45/19)
Buna karþýn Allah (cc) mü’minlerinvelisi-dostuveyardýmcýsýdýr. (Maide5/55. Enfal 8/72. Tevbe 9/71)O (cc) müslümanlarýn kendi aralarýnda da velâyet iliþkisinin olmasýný emrediyor.(Tevbe 9/71. Ahzab 33/6)
Müslümanlarýninkârcýlarý (ÂliÝmran 3/28. Nisa 4/79, 139, 144. Maide 5/57, 81. Tevbe 9/23. Ankebut 29/41. Mumtehine 60/1), yahudivehýrýstiyanlarý (Maide 5/51, 57. A’raf 7/3) veliedinmeleriharamdýr.
‘Veli’ mü’minlerhakkýndakullanýldýðýyerlerdegenellikleüçanlamagelir:
Birincisi, Allah’ýnyardýmettiði, iþlerindekendisinekolaylýklarsaðladýðýkimse,
Ýkincisi, Allah’a ibadet ve itaat sorumluluðunu üstüne alan kimse,
Üçüncüsü, din kardeþine yardým eden, birbirine yakýn ve müttefik olan kimse.
Allah’ýn güzel isimlerinden biri de ‘el-Veliyy’dir ve onüç âyette geçmektedir. Bunun anlamý, yardým eden, destekleyen, insanlarýn ve evrenin iþlerini üzerine alan demektir.
Kimileri bunu, seven ve yardým eden þeklinde açýklamýþlardýr. ‘Veli’ kelimesi doðrudan doðruya sevgi anlamý taþýmasa bile, bu velâyetin gereði sayýlýr. Birine yardým etmek, onun iþini üzerine almak sevgi ile yakýndan ilgilidir.
“Allah (cc) iman edenlerin velisi” ifadesi ise Kur’an’da fiil ve isim halinde bir kaç defa geçmektedir. (Bakara 2/257. Ali Imran 3/68 122. En’am 6/14, 127. Casiye 45/19
“Allah veli olarak yeter”bir yerde geçiyor. (Nisa 4/45)
Hz. Musa (as), kavmi arasýndan seçtiði yetmiþ kiþiyi bir sarsýntý tutunca Rabbine, beyinsizler yüzünden kendilerini helâk etmemesini diledi, içinde bulunduklarý durumun bir imtihan olduðunu ve dilediðini doðra yola iletebileceðini itiraf ettikten sonra; “...Bizim mevlâmýz ancak sensin. Bizi baðýþla, bize merhamet et. Sen baðýþlayanlarýn en iyisisin.” þeklinde duada bulundu. (A’raf 7/155)
Melekler Allah’a ibadet ederlerken de “Seni tenzih ederiz (noksanlýklardan uzak tutarýz), Sen bizim Velimizsin’ derler.” (Sebe’ 34/41)
Kendisine verdiði nimetlere þükreden Hz. Yusuf (as) þöyle niyaz etmiþti:“Dünyada ve Ahirette benim Veli’m Sen’sin.”(Yusuf 12/10)
Allah’ýn isimlerinden olan Veli, bir çok âyette ‘nâsýr-yardýmcý’ ismi ile beraber geçmektedir. Veli kelimesinde yardým etmek, iþini üzerine almak ile ‘nâsýr-yardýmcý’ ismi arasýndaki baðlantý dikkat çekicidir. (Bakara 2/107, 120)
Bir kaç âyette ise veli isminin mürþid (yol gösteren) (18/Kehf, 10), ‘þefî’ (þefaat eden) (6/En’am, 51, 71. 32/Secde, 4), vaak (koruyucu) (13/Ra’d, 37) ve hamîd (övülen) (42/Þûra, 28) sýfatlarýyla beraber geçtiðini görmekteyiz. Þüphesiz ‘veli’ kavramýnýn bunlarla yakýn iliþkisi vardýr. Bunlar ayný zamanda gerçek dostun (velinin) da belirgin nitelikleridir.
Üç ayette geçen ‘mevlâ’ da veli anlamýndadýr. (Enfal 8/40. Hac 22/78. Muhammed 47/11)
-
Allah’ýn velileri
Allah lafzý ile veli kelimesinin çoðulu olan evliya kelimelerinden meydana gelen bu kalýp ifade Kur’an’da bir ayette geçmektedir.
“Haberiniz olsun; Allah’ýn velileri (evliyâu’llah), onlar için korku yoktur, onlar mahzun da olacak deðillerdir.”(10 Yunus/62)
Bu bazýlarý hakkýnda yüce, övücü bir sýfat, Allah’ýn verdiði bir ünvan, lütuf ve müjde, yüksek bir makamdýr.Allah’ýn verdigi ünvan insanlýðýn tanýdýðý hiç bir rütbeye benzemez. Bu taltif, hiç bir makamýn verdiði mükâfat gibi deðildir. Hiç bir armaðan bu denli deðerli ve üstün olamaz. Allah’ýn dostu, yakýný (velisi) olmak ulvi bir þereflidir. Ýnsanýn yüreðine bahar çiçekleri açtýran, bütün üzüntülerini sevince çeviren, bütün umutsuzluklarý ebedî umuda döndüren bir muþtudur. Bu muþtu, bütün tereddütleri, bütün endiþeleri bir fecir aydýnlýðý gibi ýþýða çevirmektedir.
Bu müjdeye kavuþacak olan ‘evliyâ-veliler’ kimlerdir acaba?
Her konuda olduðu gibi bu konuda da þaþmaz ölçü Kur’an ve sahih sünnettir.
Cevabý bu âyeti takip eden ikinci âyet veriyor:
“Onlar iman edenler ve (Allah’tan) korkup-sakýnanlardýr.
Müjde dünya hayatýnda ve ahirette onlarýndýr. Allah’ýn sözleri için deðiþiklik yoktur. Ýþte büyük kurtuluþ/mutluluk budur.” (Yunus 10/63-64)
Burada sözü edilen Allah dostlarýndan maksat tam manasýyla inanmýþ olan mü’minlerdir. Gerçek manada takvaya ermiþ olanlardýr. Ýman ise gönülde yerleþip ve amellerle doðrulanan þeydir. Amele gelince o, Allah’ýn emrettiði þeyleri yerine getirip yasak ettiklerinden sakýnmaktýr.
Allah’a dost olmanýn manasýný da böyle anlamamýz gerekiyor. Yoksa ‘Allah’ýn velileri’, avamdan bir takým kimselerin anladýðý gibi meczuplar veya kendilerine veli adý verenler deðildir.” (S. Kutub, fi-Zýlâli’l Kur’an, 3/1804)
Kur’an kimin Allah’in velisi olduðunu açýk açýk anlatýyor. O’nun dostlarý O’nun koyduðu ölçülere titizlikle uyanlar, O’ndan hakkýyla korkup-sakýnanlar, O’na karþý sorumluluk bilinciyle davrananlardýr. Ya da amellerini, ibadetlerini, içlerini ve dýþlarýný güzelleþtirenler, salih amel (hayýrlý iþler) yapan salihlerdir. Dini Allah’a has kýlýp ihlas sahibi olan sâdýklardýr. (Bakara 2/177. Nisa 4/146. Zümer 39/2, 14. Mü’min 41/14, 66. Beyyine 98/5. Ahzab 33/35. Haþr 59/8)
Onlar tam bir iman ile ilâhî emirleri ve hükümleri yerine getirmeye devam ederler. Kendilerinden Allah rýzasýna aykýrý bir durum olmamasý için dikkatli davranýrlar. Her türlü haramdan ve þüpheli þeylerden sakýnýrlar.
Allah’ýn velisi olmanýn (evliyadan sayýlmanýn) ölçüsü iman ve takvadýr. Kim hakkýyla iman eder, imanýný þirk veya riya gibi þeylere bulaþtýrmazsa ve arkasýndan da Kur’an’ýn tanýmladýðý takvaya ulaþýrsa, yani Allah’a karþý sorumluluk bilinci duyarsa, ya da hayatýnýn her anýnda Allah’ý ve O’nun ahiretinde insana nasýl muamele edeceðini biliçli bir þekilde hesaba katarak yaþarsa; iþte böyleleri Allah’ýn yanýnda veli olurlar. Bunu da Allah’tan baþka kimse bilemez.
Buna göre þöyle söylemek mümkün:
Her insan Allah’ýn halifesi olmaya adaydýr. Zira Allah insanýyerzünün halifesi olsun diye yarattý. (Bakara 2/30) Her insan mü’min olmakla da mükelleftir. ÇünküAllah (cc) insaný yalnýzca kendisine kulluk yapmasý için yarattý. (Zariyat 52/56) Her mü’min de veli adayýdýr. Her mü’min imanýnýn sayesinde, takvasýnýn gücü nisbetinde Allah’ýn velisi olabilir. Allah (cc) zaten insana yakýndýr. Ýnsana düþen de Allah’ýn razý olacaðý amelleri iþleyerek O’nun sevgisini, salih amelleriyle ve samimiyetiyle O’nun yakýnlýðýný kazanmaktýr.
Allah’ýn (cc) mekân ve yön bakýmýndan insanlara yakýn olmasý mümkün deðildir. O’na yakýnlýk mecazidir. Kalb Allah’ýn nuruna dalýnca O’na yakýnlýk meydana gelir. Bundan sonra da -bir kutsí hadiste denildiði gibi- bakýnca O’nun kudretini görür. Konuþunca Allah’ý över. Yürüyünce Allah’a hizmet için yürür. Çalýþýnca O’na kulluða çalýþýr.
“Veli kelimesinin fiili, öncelikle bir þeyin baþka bir þeye yakýn olmasýný ifade eder. Yukarýdaki âyette Allah’ýn müslümanlara yakýn (veli) oluþundan söz edilmektedir. Veli, özellikle Allah için kullanýldýðýnda, ya da insanlar arasý iliþkiyi belirtmek üzere insan için kullanýldýðýnda her ne kadar Kur’an’da ‘yardýmcý’, ‘dost’, ‘koruyucu’ vb. anlamlar yükleniyorsa da, sözcüðün bu ikincil anlamlarýndan hiç biri -Allah’a karþý gözetilmesi gereken saygýyý zedeler gibi olduklarýndan- insanýn Allah’a karþý tutumunu ya da O’nunla olan iliþkisini tanýmlamak için uygun gözükmemektedir.
Sonuç olarak yukarýda, mü’minleri Allah’ýn evliyâsý olarak tanýmlayan ifadenin, onlarýn Allah’a karþý hep bilinçli ve duyarlý kimseler olmasý anlamýnda, ‘Allah’a yakýn olanlar’ ifadesiyle aktarýlmasý yerinde olacaktýr. (M. Esed, Kur’an Mesajý, çev. Heyet, 2/407)
Bu özellikleri taþýyan bütün müslümanlar Allah’ýn velisi olmaya aday olmasýna raðmen, her nasýlsa insanlar bu Kur’an kavramýný çok farklý anlýyorlar, bambaþka ‘veli’ tarifi yapýyorlar. Bütün mü’minlere ait olmasý gereken bu özelliði, bazý özel kimselere veriyorlar.
Veli olmanýn þartý Kur’an’a göre iman, takva ve salih amel (hayýrlý iþler) yapmak olmasýna raðmen; böyleleri evliyâ’dan sayýlmanýn þartlarýný kendileri belirlerler, velilerde hep özel statü, olaðanüstülükler, manevi tasarruf gücü ararlar. Onlara göre Allah’ýn velileri, Ýslâm ümmeti içerisinde yüksek maneví özellikler kazanmýþ olan özel bir tabakadýr.
Kur’an baþka ayetlerde kimlerin Allah’ýn velisi olabileceðine dair iþaretler vermeye devam ediyor. Allah (cc) müslümanlarýn velisidir, yardýmcýsý ve dostudur. (Bakara 2/257. Âli Ýmran 3/68) Mü’minler Rabblerine hakkýyla iman ettikten sonra O’na karþý takvalý davranýrlar. Bundan dolayý da Allah (cc) onlara veli olur. (En’am 6/127) Allah’a yakýn olmaya çalýþanlara Allah (cc) yakýnlýðýný, O’nu sevenlere sevgisini bildirir.
Devamý var…
Hüseyin K. Ece / Zaandam/Hollanda