a-Mü’minler Allah’ý severler
Ýnsanlardan kimi de Allah'tan baþka þeyleri O'na eþ tutuyorlar da onlarý, Allah'ý sever gibi seviyorlar. Oysa iman edenlerin Allah sevgisi daha kuvvetlidir. O zulmedenler, azabý görecekleri zaman bütün kuvvetin Allah'a ait olduðunu ve Allah'ýn azabýnýn gerçekten çok þiddetli bulunduðunu keþke anlasalardý. (Bakara, 2/165)
“Þayet kullarým, sana benden sordularsa, gerçekten ben çok yakýnýmdýr. Bana dua edince, duacýnýn duasýný kabul ederim. O halde onlar da benim davetime koþsunlar ve bana hakkýyla iman etsinler ki, doðru yola gidebilsinler.” (Bakara, 2/186)
“Ey iman edenler! Sizden kim dininden dönerse, bilsin ki Allah yakýnda öyle bir toplum getirir ki, Allah onlarý sever, onlar da Allah'ý severler; müminlere karþý yumuþak, kâfirlere karþý da onurlu ve þiddetlidirler; Allah yolunda mücahede eder, hiçbir kýnayýcýnýn kýnamasýndan da korkmazlar. Bu, Allah'ýn bir lütfudur, onu dilediðine verir. Allah, geniþ ihsan sahibidir, her þeyi çok iyi bilendir.” (Maide, 5/54)
b-Allah’tan razý olanlar O’nu severler
“Allah buyurdu ki: "Bu, sadýklara doðruluklarýnýn fayda saðladýðý gündür. Onlar için altlarýndan ýrmaklar akan, içinde ebedî kalacaklarý cennetler vardýr". Allah onlardan razý olmuþ, onlar da O'ndan razý olmuþlardýr. Ýþte büyük kurtuluþ budur.” (Maide, 5/119)
“Rableri katýnda onlarýn mükâfatý, altlarýndan ýrmaklar akan Adn cennetleridir. Orada ebedî olarak kalacaklardýr. Allah onlardan razý olmuþ, onlar da O'ndan razý olmuþlardýr. Ýþte bu mükâfat, Rabbine saygý gösterene mahsustur.” (Beyyine 98/8)
c-Evliyaullah sever:
“Bilesiniz ki, Allah'ýn dostlarýna korku yoktur; onlar üzülmeyecekler de.
Onlar, iman edip de takvâya ermiþ olanlardýr.
Dünya hayatýnda da ahirette de onlara müjde vardýr. Allah'ýn sözlerinde asla deðiþme yoktur. Ýþte bu, büyük kurtuluþun kendisidir.” (Yunus, 10/62-64)
‘Kahrýn da hoþ lütfun da hoþ’ demek, muhabbetullahýn yürekteki tezahürüdür. Gerçekten sevenler, sevgiliden gelene itiraz etmezler. Zira onun kendisi yanlýþ bir þey düþüneceðine ihtimal vermezler. Ya da ondan gelene itiraz etmenin, hem sevgiye yakýþmayacaðýný, hem de sevgiyi törpüleyeceðini bilirler.
b-Sevgi itibar ve deðer vermeyi gerektirir
Bunun için ma’rifet gerekir. Ma’rifet ehli âlemlerin Rabbini hakkýyla takdir ettikleri için O’nu hakkýyla severler, O’na itibar ederler, O’na ait olana gereðince deðer verirler. Büyük bir alimi talebesi de bilir, komþusu da bilir. Ama talebesinin tanýmasýyla, komþusunun tanýmasý bir deðildir. Dolaysýyla talebesinin takdir etmesiyle, komþusunun takdir etmesi ayný deðildir.
c-Sevginin eseri amellerde görülür
“Peygamber'e indirilen (Kur'ân)i dinledikleri zaman, onun hak olduðunu öðrendiklerinden dolayý gözlerinin yaþla dolup taþtýðýný görürsün. Onlar: " Ey Rabb'imiz iman ettik, bizi de þahitlerden yaz" derler.
"Hem biz Rabb'imizin bizi iyi kiþilerle birlikte (cennete) sokmasýný arzulayýp dururken, neden Allah'a ve hak olarak bize gelen þeylere inanmayalým!". (Maide, 5/83-84)
“Gerçek müminler ancak o müminlerdir ki, Allah anýldýðý zaman yürekleri ürperir, âyetleri okunduðu zaman imanlarýný arttýrýr. Ve bunlar yalnýzca Rablerine tevekkül ederler.
Onlar ki, namazý gereði gibi kýlarlar ve kendilerine rýzýk olarak verdiðimiz þeylerden Allah yoluna harcarlar.
Ýþte gerçekten mümin olanlar onlardýr. Onlara Rablerinin katýnda dereceler vardýr, baðýþlanma ve deðerli rýzýk vardýr.” (Enfal,8/2-4)
d-Sevenler takva sahibi olurlar:
Vikaye/takva; sakýnma, korunma anlamýna gelir.
Takva’nýn Allah’a nisbet edilmesi hiç bir zaman bizzat korkunç ve tehlikeli bir þeydebn korkmak anlamýna gelmez. Öyler olsaydý, takva sahiplerinin O’na yakýn deðil uzak olmalarý gerekirdi. O halde takva, Allah sevgisine engel olacak þeylerden nefsi korumaktan ibarettir.
Takva, Allah ile kul arasýnda sevgi ve dostluðun (muhabbet ve velayetin) oluþmasý ve devam etmesi esasýna baðlýdýr. Allah kendisinin müttakilerin dostu olduðunu söylüyor:
“Çünkü onlar, Allah'a karþý sana hiçbir fayda vermezler. Doðrusu zalimler birbirlerinin dostlarýdýr; Allah da takva sahiplerinin dostudur.”(Casiye, 45/19)
Ýman ve takva sahibi Allah dostlarýna da iþaret ediliyor.
Takva, Allah ceza verecek diye korkmak deðil, Allah sevmiyecek diye korkmaktýr.
e-Þahit olan sevmeye baþlar
Mahlukât sahip olmak için deðil þahit olmak için yaratýlmýþtýr. Aynel-yakîn þahit olan sevmeye baþlar. Zira idrak ettiði Hak (Gerçek) sevilmeye layýktýr.
Þehid, gerçekten sevdiði için canýný verir.
Kurban, sevginin isbatýdýr. Ýbrahim, sevgisinin sonucu Ýsmail’i kurban etmeye hazýrdý.
Ýnfak sevginin göstergesidir.
“Sevdiðiniz þeylerden (Allah yolunda) harcamadýkça, gerçek iyiliðe asla eriþemezsiniz. Her ne harcarsanýz Allah onu hakkýyla bilir.”(Âli Ýmran, 3/92)
5-Bir bedende iki yürek olmaz
a-Yürek sahibine aittir
“Allah bir adam için içinde iki kalb yapmamýþtýr…” (Ahzab, 33/4)
Yürek beytullah ise, onun sahibi de onu var edendir, sevginin matlaý yapandýr, sevmeyi öðretendir. O nasýl bir et parçasýdýr ki, insan tekinin merkezi, imanýn ve inkârýn, sevginin ve nefretin, müjdenin ve korkunun, umudun ve umutsuzluðun, gülmenin ve aðlamanýn, sevinmenin ve üzülmenin, zaferin ve yenilginin yeri olmaktadýr. Onu böyle yapan asýl sahiptir. Öyleyse mutlak sevgi de O’na ait olmalýdýr.
Enes ibnu Malik’in rivâyetine göre Peygamber þu duayý yapardý:
“Yâ mukallibe’l- qulûb, sebbît kalbî âla dinike/Ey kalplerý çekip çeviren Allahým Kalbimi dinin üzerine sabit kýl.” (Tirmizî, Kader 7, 2141. Ýbnu Mace, Dua 2, 3834)
"Ýman edenler, hicret edenler ve Allah yolunda mallarýyla ve canlarýyla cihad edenlerin Allah katýnda büyük dereceleri vardýr.
Ýþte 'kurtuluþa ve mutluluða' erenler bunlardýr. ."
( Tevbe sûresi - 20)
Bir Hadis
Hz. Peygamber (s.a.s.) þöyle buyurmuþtur:
“Sizden biriniz ölümü temenni etmesin. Eðer kiþi iyi bir insan ise hayýr iþleyerek sevabýný artýrýr. Eðer kötü bir insan ise belki tövbe edip Allah’tan af ve maðfiret diler.”
Nesâî, Cenâiz, 1
Bir Dua
“Allah’ým! Beni baðýþla, bana hidayet nasip eyle, bana rýzýk ver, beni afiyette daim eyle ve bana merhamet et.”
(Müslim, Zikir ve Duâ, 35)
Hikmetli Söz
Kibir, bele baðlanmýþ taþ gibidir. Onunla ne yüzülür ne de uçulur.