Cennet, dünyada iman edip salih amel iþleyenlere, ya da Allah’a karþý sorumluluk bilinciyle hareket edip kulluk görevlerini yerine getiren güzel insanlara verilecek sonsuz ödül yeri.
Kur’an bu gerçeði kesin ve açýk ifadelerle farklý þekillerde haber veriyor.
“(O yurt) Adn cennetleridir; oraya babalarýndan, eþlerinden ve çocuklarýndan salih olanlarla beraber girecekler, melekler de her kapýdan onlarýn yanýna varacaklardýr.”(Ra’d 13/123)
“(Kötülüklerden) sakýnanlara: Rabbiniz ne indirdi? denildiðinde, “Hayýr (indirdi)” derler. Bu dünyada güzel davrananlara, güzel mükâfat vardýr. Ahiret yurdu ise daha hayýrlýdýr. Takva sahiplerinin yurdu gerçekten güzeldir.” (Nahl 16/30)
“Þüphesiz ayetlerimizi inkâr edenleri gün gelecek bir ateþe sokacaðýz; onlarýn derileri piþip acý duymaz hale geldikçe, derilerini baþka derilerle deðiþtiririz ki acýyý duysunlar! Allah daima üstün ve hakimdir.
Buna mukabil, iman edip doðru ve yararlý iþlerde bulunanlarý içlerinden ýrmaklar akan hasbahçelere koyacaðýz, orada sonsuza kadar kalacaklar; ve orada tertemiz eþlere sahip olacaklar; (böylece) onlarý sonsuz mutluluða eriþtireceðiz.”(Nisa 4/56-57)
Daha fazlasý da var:
“Ýçlerinde derelerin, ýrmaklarýn çaðýldadýðý ebedî mutluluk-esenlik bahçeleri iþte böylelerinin olacaktýr. Orada onlara altýn bilezikler takýlacak; yeþil ipekli ve iþlemeli giysiler giyinecekler ve orada (yumuþak) divanlarda yaslanýp oturacaklar.Bu ne güzel bir karþýlýk, bu ne güzel bir dinlenme yeri!”(Kehf 18/31. Ayrýca bakýnýz: Rahman 55/54)
Cennet öyle bir yer ki orada kötü, rahatsýz edici, hoþ olmayan, istenmeyen hiç bir þey yok. Orada boþ söz yok, yalan yok, çirkin kelime yok; ama sadece selâm var.
“(Cennetlikler) orada ne boþ konuþmalar duyacaklar, ne de günaha yönelten bir çaðrý. Duyduklarý söz, yalnýz “Selâm, selâm” dýr.”(Vakýa 56/25-26)
“Onlar aralarýnda selâmý yayarlar. Birbirlerine selâm üstüne selâm verirler.”(1) Ya da Rableri onlara selam gönderir.(2) Veyahut onlar, orada rahatsýz edici bir söz iþitmezler ama meleklerden selâm üstüne selâm alýrlar.
Sanki Allah (cc) cennetliklere þöyle denilecek: “Siz boþ sözden ve günaha yönelten bir çaðrý gibi ayýplardan uzaksýnýz, bunlardan selâmettesiniz.” (3)
Allah (cc) muttaki (hakkýyla korkup-çekinen) kullarýný þöyle müjdeliyor:
“Cennet de takva sahiplerine yaklaþtýrýlýr; (onlardan) uzakta olmayacaktýr.
Görmeden Rahman'a saygý gösteren ve(Allah'a) dönük bir kalp getiren herkesin (mükafatý budur).
“Oraya selâmla girin” (denir). Ýþte bu, ebedi yaþamanýn baþladýðý gündür.
Orada kendileri için diledikleri her þey vardýr. Katýmýzda dahasý da vardýr.” (Kaf 50/32-35)
Yani oraya azaptan ve üzüntüden selâmette (kurtulmuþ) olarak girin. Kaf 34. âyet þöyle de anlaþýldý: “Allah’tan veya meleklerden size selâm olsun”, “size ikram edilen bu nimetin kaybolmasýndan endiþe etmeyerek selâmetle girin cennete”.(4)
Bir baþka âyette bu müjde þu ifadelerle geliyor:
“Müttaki (Allah’a karþý sorumluluk bilinci taþýyan) kimseler ise, onlar (kendilerini) hasbahçeler içinde gözelerin, kaynaklarýn baþýnda (bulacaklar).
“Oraya selâmla girin” (sözleriyle karþýlanacaklar orada).
(O zaman) Biz onlarý içlerinde (kalmýþ) olabilecek nahoþ duygu ve düþüncelerden arýndýracaðýz ve (böylece) birbirleriyle kardeþ olarak mutluluk tahtlarý üzerinde karþý karþýya oturacaklar.” (Hýcr 15/45-47)
Cenneti hak edenler, oraya insaný üzecek, hoþnutsuz veya rahatsýz edici bütün afetlerden, korkulardan emin olarak girecekler. Ya da birbirlerine selâm vererek, veyahut melekler tarafýndan selâmla karþýlanarak cennete dahil olacaklar.(5) Nitekim pek çok ayette cennetliklere korkunun olmayacaðý ve onlþarýn üzülmeyecekleri haber vriliyor. (Mesela; Bekara 2/38, 112, 288. Ali Ýmran 3/170. Maide 5/69. Zümer 39/61. Ahkaf 46/13)
“Yani, hepsi onur ve itibar bakýmýndan eþit ve buna baðlý olarak hased ve kýskançlýktan azade olacak. Râzî'nin belirttiði gibi, sürur çoðul ismi (tekili serîr) lugat olarak “sedirler” ya da bazan “tahtlar” anlamýna olduðu gibi, “yücelik ya da mutluluk (sürûr) makamý” anlamýna da gelmektedir. Dolayýsýyla, ‘serîr-taht’ ismi ve onun çoðulu olan ‘sürûr’ sözcüðü iþte bu, mutluluk/sevinç anlamýndaki sürûr sözcüðünden türemiþ olabilir.”(6)
Acaba bütün bu âyetlerde sözü edilen ve cennetliklere muhteþem bir ödül olan “selâm” meleklerden mi, yoksa Allah’tan mý gelecek?
Her ikisinin de olmasý muhtemel. Zira Kur’an, Allah’tan onlara selâm sözü geleceðini(Yasin 36/58);
meleklerin onlarý selâm ile karþýlayacaklarýný;
“(O yurt,) girecekleri, zemininden ýrmaklar akan Adn cennetleridir. Onlar için orada kendilerine diledikleri her þey vardýr. Ýþte Allah, takva sahiplerini böyle mükafatlandýrýr.
(Onlar,) meleklerin, “Size selâm olsun. Yapmýþ olduðunuz (iyi) iþlere karþýlýk cennete girin” diyerek tertemiz olarak canlarýný aldýklarý kimselerdir.”(Nahl 30-32)
“(orada) onlarýn, atalarýndan, eþlerinden ve çocuklarýndan doðru yolu tutan kimselerle birlikte gireceði, huzurla dolup taþan ebedî hasbahçeler vardýr ki, her kapýsýndan melekler onlarýn yanýna varýp;
“Size selâm olsun! Çünkü siz (iyilikte) sebat ettiniz!” (diyecekler). (Hal) böyleyse, ahirette eriþilecek olan bu mutlu son ne hoþ ve ne güzel!”(Ra’d 13/23-24)
“Onlar ki, bir arýnmýþlýk hali içindeyken melekler; “Size selâm olsun, (hayattayken) yaptýklarýnýzdan ötürü girin cennete!” diyerek canlarýný alýrlar”(Nahl 16/32)haber veriyor.
Cennetin meleklerden olan bekçileri de cennetlikleri müjde vererek, tebrik ederek ve ‘selâm’ ile karþýlayacaklar.
“Rablerine karþý gelmekten sakýnanlar ise, bölük bölük cennete sevk edilir, oraya varýp da kapýlarý açýldýðýnda bekçileri onlara:
Selâm size! Tertemiz geldiniz. Artýk ebedi kalmak üzere girin buraya, derler” (Zümer 39/73)
Allah’tan hakkýyla korkup çekinenler, ya da dünya hayatýnda Allah’a karþý sorumluluk bilinciyle yaþayanlar; hesaptan sonra, bölük bölük, grup grup Cennete götürülürler. Þerefli birer konuk/heyet olarak. (Meryem 19/85) En önde mukarrabler, yani Allah’a en yakýn olanlar, sonra ebrar yani en iyi davranýþta öncü olanlar, sonra diðerleri, sonra diðerleri.
Herkes kendine uygun bir grupla, herkes kendi önderiyle, herkes dünyada iken kime yakýn idiyse onlarla, mesela peygamberler peygamberlerle, salihler kendilerine benzeyenlerle, alimler kendi akranlarýyla, imanýnda sâdýk olanlar kendi yakýnlarýyla Cennete doðru yürürler.
Ta ki Cennetin kapýsýna geldikleri zaman oradaki görevliler onlara; “selâmün aleyküm týbtüm, fedhulûhâ hâlidîn- “Selâm size! Hoþ geldiniz! Ýþte buyrun, içinde temelli kalacaðýnýz bu (Cennet’e) girin)” diyecekler.(7)
Þüphesiz ki cennetlikler için yapýlacak bu teþrifat; çok güzel bir karþýlama, onlar için hoþ bir övgüdür. Sebebi ise cennetliklerin dünyada iken Allah’a karþý sorumluluk bilinciyle hareket edip, günahlarýn ve hatalarýn pisliklerinden arýnmalarýdýr. Cennetin kapýsýna da tertemiz gelirler. Cennette ancak güzellik vardýr. Oraya ancak güzel, tertemiz olanlar girerler.(8)
Ayrýca henüz cennete girmemiþ olan A’raf ehlinin cennetliklere selâm vereceklerini de Kur’an haber veriyor:
“Ýki taraf (cennetlikler ve cehennemlikler) arasýnda bir perde ve A'raf üzerinde de herkesi simalarýndan tanýyan adamlar vardýr ki, bunlar henüz cennete giremedikleri halde (girmeyi) umarak cennet ehline: “Selâm size!” diye seslenirler.”(A’raf 7/46),
Meleklerin selâmýný ‘mutluluk tebriði’ diye de anlamak mümkün.
“O Rahmet Kaynaðýnýn kullarýna söz verdiði, insanýn kavrama kapasitesini aþan bir gerçeklik olan mutlak mutluluk ve güzelliðin merkezi cennetler (onlarýn olacak). Ve her halükârda O’nun sözü yerini bulacaktýr.
Orada selâm dýþýnda asla boþ bir söz iþitmeyecekler. Ve onlar orada sabah akþam rýzýklandýrýlacaklar.” (Meryem 19/61-62)
Meryem 62. âyette geçen “selâmen”, cennetlikler için geçtiði yerlerde hikâye tarzýnda geliyorsa “mutluluk tebriði”, konuþma tarzýnda geliyorsa ‘mutluluklar’ ve ‘esenlikler’ þeklinde anlaþýlmalýdýr.” (9)
- Allah’ýn selâmý
Cennetliklerin ‘selam’ ile karþýnacaklarý bir baþka âyette þöyle anlatýlýyor:
“Sizi karanlýklardan aydýnlýða çýkarmak için üzerinize rahmetini gönderen O'dur. Melekleri de size istiðfar eder. Allah, müminlere karþý çok merhametlidir.
Onlarýn Alah’a kavuþacaklarý gün, dirlik temennileri ‘tahiyye’dir-selâmdýrve Allah, onlar için en güzel ödülü hazýrlamýþtýr.”(Ahzab 33/43-44)
Kur’an, cennetliklere Allah’tan bir selâm sözü olacaðýný haber veriyor. Bu selâm sözünden kasdýn ne olduðu, bunun cennetliklere nasýl ulaþacaðý konusunda farklý yorumlar var.
Allah (cc) cenneti hak eden kullarýný kendi katýndan ödüllerin en muhteþemi olmak üzere bizzat kendisi “selâmün aleyküm-size selâm olsun” diye mi iltifat edecek yoksa, bir çok âyette geçtiði gibi bundaki kasýt meleklerin onlara verecekleri selâm mý, onlarý selâm sözüyle, mutluluk müjdeleriyle karþýlamalarý mý?
“Bir peygamber ile ayný çaðda yaþasaydýk. Zamanýn peygamberi bize gelse ve gözleri parlayarak deseydi ki:
-Allah’ýn sana selâmý var.
O anda ne hissederdik?
Nutkumuz tutumaz mýydý?
Sevinçten baþýmýz dönmez miydý?
Kalbimiz bir kuþ gibi çýrpýnmaz mýydý?
Sevinç gözyaþlarý göz pýnarlarýmýzdan süzülmez miydi?
Kendimizi gayr-i ihtiyari þükür secdesinde bulup, kýyamete kadar secdede donmak istemez miydik?
Ýþte es-Selâm olan Allah’ýn ahirette böyle bir tecellisi olacak. (10)
Yâsîn Sûresini bunu þöyle haber veriyor:
“Elbet cennet ehli O Gün, keyif veren bir meþguliyet içinde olacak.
onlar ve eþleri (bu huzurun) gölgesi altýnda mükemmel yataklar üzerinde uzanacaklar.
orada her türlü refaha sahip olacaklar ve arzuladýklarý her þey onlara sunulacak.
Bu Rahman olan Rabbin sözüyle gelen bir ‘selâm’dýr.”(Yâsin 36/55-58)
Cennetlikler, cehennemi hak edenlerin aksine nimetlere kavuþacaklar. Asla rahatsýzlýk vermeyen, eþsiz haz ve keyif veren tatlý meþguliyetler içinde olacaklar. Yani onlar orada sefa sürmekle meþgul olacaklar. Usanç ve can sýkýntýsýna sebep olan hiç bir þeyle karþýlaþmayacaklar. (Fatýr 35/35) 57. âyette geçen ‘fekihûn’ kelimesi, cennetteki sevinç, sürûr, neþe manasýyla refahýn ve huzurun en üst seviyesini, kemal noktasýný ifade eder.
Kur’an'ýn cennet tanýmlamalarýnda zýll (gölge) terimi ve çoðul biçimi olan ‘zilâl’, çoðunlukla ‘mutluluk’un mecazî karþýlýðý olarak kullanýlýr. Nisa 57. ayette geçen ‘zill-zalîl’ ‘sonsuz mutluluk’ anlamýndadýr. Kurtuluþa erenlerin üzerinde uzandýklarý ‘sedirler’ ise, manevî bir doygunluðu ve bir zihin dinginliðini simgeler.(11)
Âyetler, cennetliklere haz verecek, refah saðlýyacak her türlü nimetlerin sunulacaðýný haber veriyorlar. Ancak bu nimetlerin ötesinde cennetliklere Allah’ýn rýzasýnýn müjdesinin verilmiþ olmasý daha da önemlidir. Bu müjdeyi “Rabbin sözüyle gelen bir ‘selâm’dýr bu” ifadesinden anlamak mümkün. Allah’ýn selâm sözü doðrudan veya melekler aracýlýðýyla cennetliklere ulaþtýracak.(12)
(Devamý var)
Hüseyin K. Ece
15.11.2014
Zaandam-Hollanda
(1) Zamahþerî, El-Keþþaf, 4/449
(2) Muhammed b. Ýbrahim el-Baðdadî, Tefsir-i Hazin, 4/236
(3) Ýbni Atiyye, El-Muharriru’l-Veciz, S: 1811
(4) Muhammed b. Ýbrahim el-Baðdadî, Tefsir-i Hazin, 4/190
(5) Þevkânî, El-Fethu’l-Kadîr, s: 897
(6) Esed, M. Kur’an Mesajý, 2/520
(7) Ýbni Kesir, Muhtasar Tefsir, 3/231
(8) Kutub, S. Fi Zýlâli’l-Kur’an, 5/3062
(9) Ýslâmoðlu, M. Hayat Kitabý Kur’an, 1/588
(10) Ýslâmoðlu, M. Esmâ-i Hüsnâ, 3/2128
(11) Esed, M. Kur’an Mesajý, 2/904
(12) Zamahþerî; El-Keþþaf, 4/22