Hakkýyla “lâ” diyemeyenler, kalpte kir býrakýrlar.. Böylesine kirli kalpte gerçek muhabbetullah yeþermez.
b-Kalbi hazýr hale getirmek,
Kalp “illallah” dedikten sonra, muhabbetullaha hazýrlanýr.
c-Kalbin gýdasý
Ýnsan farklý þeyleri sever ve onlara yönelir. Kimisini tadar, kimisini kullanýr, kimisiyle birlikte olmaktan haz alýr. En fazla neyi seviyorsa, en fazla ona kavuþmaya gayret eder. Sevdiklerine kavuþtukca sevinir, kalbi inþirah bulur, doyduðunu hisseder. Ama hiç bir zaman doymaz.
Muhabbetullah kalbin gýdasýdýr. Dikkat edin kalpler ancak Allah’ýn zikriyle itminan bulur âyeti buna iþaret ediyor olsa gerek.
“Bunlar, iman edenler ve gönülleri Allah'ýn zikriyle sükunete erenlerdir. Bilesiniz ki, kalpler ancak Allah'ý anmakla huzur bulur.” (Ra’d, 13/28)
7-Sevgi mizandýr
a-Allah için sevmek
Allah'ý sevmek, diðer varlýklarý sevmemeyi gerektirmez. Ancak yaratýlaný yaratan gibi, yarataný da yaratýlan gibi sevmek küfürdür. Hristiyanlar Hz. Ýsa’yý Allah gibi sevdiklerinden, küfre girmiþlerdir.
"Ýnsanlardan kimi, Allah'tan baþka eþler tutarlar, Allah'ý gibi onlarý severler. Ýnananlar ise çok Allah'ý severler." (Bakara, 2/165)
Abbâs Ýbnu Abdilmuttalib (radýyallahu anh) anlatýyor: Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'in þöyle söylediðini iþittim: "Ýmanýn tadýný, Rabb olarak Allah'ý, din olarak Ýslâm'ý, peygamber olarak Muhammed'i seçip râzý olanlar duyar." (Müslim, Ýman 56, (34); Tirmizî, Ýmân 10, (2625).
Hz. Enes, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ýn þöyle buyurduðunu anlatýyor:
"Üç haslet vardýr. Bunlar kimde varsa imanýn tadýný duyar: Allah ve Resûlünü bu ikisi dýþýnda kalan herþeyden ve herkesten daha çok sevmek, bir kulu sýrf Allah rýzasý için sevmek, Allah, imansýzlýktan kurtarýp Ýslâm'ý nasib ettikten sonra tekrar küfre, inançsýzlýða düþmekten, ateþe atýlmaktan korktuðu gibi korkmak." (Buhârî, Ýman 9, 14, Ýkrâh 1; Müslim, Ýman 67, (43); Tirmizî, Ýman 10, (2626); Nesâî, Ýman 3, (8, 96); Ýbnu Mâce, Fiten 23, (4033).)
b-Allah için sevmemek
“Allah'a ve ahiret gününe inanan bir milletin, babalarý, oðullarý, kardeþleri, yahut akrabalarý da olsa Allah'a ve Resulüne düþman olanlarla dostluk ettiðini görmezsiniz. Onlar o kimselerdir ki Allah kalblerine iman yazmýþ ve onlarý kendinden bir ruh ile desteklemiþtir. Onlarý, altlarýndan ýrmaklar akan cennetlere sokacak, orada ebedî kalacaklardýr. Allah onlardan razý olmuþ, onlar da O'ndan razý olmuþlardýr. Ýþte onlar Allah'ýn hizbi (dininin yardýmcýlarý)dir. Ýyi bil ki, kurtuluþa ulaþacak olanlar, Allah'ýn hizbidir.” (Mücadile, 58/22)
“Onlara de ki; eðer babalarýnýz, oðullarýnýz, kardeþleriniz, kadýnlarýnýz, akrabalarýnýz, kabileniz, elde ettiðiniz mallar, kesada uðramasýndan korktuðunuz ticaret, hoþlandýðýnýz evler ve meskenler, size Allah ve Resulünden ve Allah yolunda cihaddan daha sevimli ise, artýk Allah'ýn emri gelinceye kadar bekleyin. Allah böyle fasýklar topluluðuna hidayet nasip etmez.” (Tevbe, 9/24)
Ebu Ümâme (radýyallahu anh), Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'in þöyle dediðini rivayet ediyor:
"Kim Allah için sever, Allah için buðzeder, Allah için verir, Allah için vermezse imanýný kemâle erdirmiþtir". (Ebu Dâvud, Sünnet 16, (4681).)
c-Allah sevgisi aynadýr
Bu aynada mü’min, Allah’a nisbetle nerede durduðunu, ihlasýný, boyunun ölçüsünü görür. Aynanýn parlaklýðý kiþinin kulluktaki durumuyla orantýlýdýr.
Sevgisi güçlü olanlarýn bu aynasý parlaktýr ve güzel þeyler gösterir.
d-Allah sevgisi her sevgi için ölçüdür:
Neyi ne kadar sevmemiz gerektigini Allah sevgisi belirler. Diger sevgiler, allah sevgisine nisbetle deger kazanýr. Anne babamýzý Allah emrettiði için severiz. Anne babamýza Allah bizi seveceði için iyilik ederiz.
Çocuðumuz Allah emaneti, hibesi, sürur kaynaðý olduðu için severiz. Ona karþý görevlerimizi Allah belirlerdiði için severiz.
Baþka þeyleri, baþka insanlarý Allah sevgisine göre severiz. Allah’ýn sevmediði, bize sevmeyin dediðini sevmek, muhabbetullaha tersdir.
Allah sevgisinin, diðer mahlûkâtý sevmeye engel olmadýðýný söylemiþtik. Ana, baba, eþ, evlâd, dünya ve dünya nimetleri de sevilir. Ancak bu sevgi, Allah sevgisinden daha üstün olmamalýdýr. Sevgi, insaný sevdiðine baðlar. Ondan ayrýlmak ise en büyük ýzdýrap kaynaðýdýr. Aþýrý derecede dünyayý seven ve ona baðlanan insan, bir gün ondan ayrýlacaðýný düþündükçe kahrolur. Allah'a ve âhirete inanmayan ve hayat olarak sadece dünya hayatýný kabul eden kâfir için, ölüm en büyük felakettir. Ölümü inkâr, Allah'ý ve âhireti inkâr kadar kolay deðildir. Kâfir için sevdiklerinden ayrýlma ve ýzdýrap kaynaðý olan ölüm,, mü'min için sevdiðine kavuþma anýdýr.
8-Yamuk sevgi yamuk tavra sebep olur
a-Kiþi neyi seviyorsa onun kölesi olur
Kiþi neyi aþýrý seviyorsa, onun emrine girer, adeta kul-köle olur. Sevgi hürmeti doðurur, tutku ise köleliðe götürür. Birine köle olmak sevginin deðil, kendini deðersizleþtirmenin sonucudur.
Halbuki gerçek sevgide istenen, kendi benliði inkâr, yok etme, fenâya sürüklemek deðil, durduðu yeri ve sevginin adresini bilmektir.
b-Yanlýþ yapanlar yanlýþý sevenlerdir
Ýnsanlarýn yanlýþlarýn kaynaðý yanlýþ sevgilerindendir. Sevdalanadýklarý nesneler, kiþiler, hedefler onlarý yanlýþa götürmektedir.
Ama Hakký sevenler, bu sevgiyi eksen alýrlar, Ona layýk olaný sever, o sevgiyi yitirmemeye çalýþýrlar.
9-Üç Þey Allah’a mahsustur
Ýnsan bazý þeyleri sevebilir. Bazý þeylerden korkabilir. Birlerinden, bir yerlerden bir þey umabilir. Ama insan ayný anda sevgi, korku ve ümit duygularýný yalnýzca Allah’a karþý besler.
Bu üç duyguyu ayný anda herhangi bir þeye karþý besleyenler, korkulur ki biraz sonra onun tanrý sanmaya baþlar. Zira insandan kaynaklanan bu üç duygu, hep birlikte sadce insanýn sahibine aittir.
9-Allah’ý seven Rasûlüne itaat eder
“De ki, siz gerçekten Allah'ý seviyorsanýz bana uyun ki, Allah da sizi sevsin ve suçlarýnýzý baðýþlasýn. Çünkü Allah çok esirgeyici ve baðýþlayýcýdýr.” (Âli Ýmran, 3/31)
10-Allah'ý sevmenin ve Allah tarafýndan sevilmenin özelliði;
O'na, mü'minlere karþý alçak gönüllü, kâfirlere karþý onurlu ve þiddetli olmak, Allah yolunda cihad etmek, ve Ýslâm'ýndan dolayý kýnayýcý-ý kýnamasýndan korkmamaktýr,
“Ey iman edenler! Sizden kim dininden dönerse, bilsin ki Allah yakýnda öyle bir toplum getirir ki, Allah onlarý sever, onlar da Allah'ý severler; müminlere karþý yumuþak, kâfirlere karþý da onurlu ve þiddetlidirler; Allah yolunda mücahede eder, hiçbir kýnayýcýnýn kýnamasýndan da korkmazlar. Bu, Allah'ýn bir lütfudur, onu dilediðine verir. Allah, geniþ ihsan sahibidir, her þeyi çok iyi bilendir.” (el-Mâide, 5/54)