1-el-FÂTÝHA :Müddesir sûresinden sonra Mekke'de inmiþtir. 7 (yedi) âyettir. Kur'an'ýn ilk sûresi olduðu için açýþ yapan, açan manasýna "Fâtiha" denilmiþtir. Diðer adlarý þunlardýr: Ana kitap manasýna "Ümmü'l-Kitâp" dinin asýllarýný ihtiva eden manasýna "el-Esâs", ana hatlarýyla Ýslâm'ý anlattýðý için "el-Vâfiye" ve "el-Seb'u'l-Mesânî", birçok esrarý taþýdýðý için "el-Kenz". Peygamberimiz "Fâtiha'yý okumayanýn namazý olmaz" buyurmuþtur. Onun için, Fâtiha, namazlarýn her rekâtýnda okunur. Manasý itibariyle Fâtiha, en büyük dua ve münâcâttýr. Kulluðun yalnýz Allah'a yapýlacaðý, desteðin yalnýzca Allah'tan geldiði, doðru yola varmanýn da doðru yoldan sapmanýn da Allah'ýn iradesine dayandýðý, çünkü hayrý da þerri de yaratanýn Allah olduðu hususlarý bu sûrede ifadesini bulmuþtur. Kur'an, insanlýða doðru yolu göstermek için indirilmiþtir. Kur'an'ýn ihtiva ettiði esaslar ana hatlarý ile Fâtiha'da vardýr. Zira Fâtiha'da, övgüye, ta'zime ve ibadete lâyýk bir tek Allah'ýn varlýðý, O'nun hakimiyeti, O'ndan baþka dayanýlacak bir güç bulunmadýðý anlatýlýr ve doðru yola gitme, iyi insan olma dileðinde bulunulur.
2-el-BAKARA :Medine'de inmiþtir. 286 (ikiyüzseksenaltý) âyettir. Kur'an'ýn en uzun sûresidir. Adýný, 67-71. âyetlerde yahudilere kesmeleri emredilen sýðýrdan alýr. Yalnýz 281. âyeti Veda Haccýnda Mekke'de inmiþtir. Ýnanca, ahlâka ve hayat nizamýna dair hükümlerin önemli bir kýsmý bu sûrede yer almýþtýr.
3-ÂL-Ý ÝMRÂN :Medine'de nâzil olmuþtur. 200 (Ýki yüz) âyettir. 34-37. âyetlerde Hz. Meryem'in babasýnýn mensup olduðu Ýmrân ailesinden söz edildiði için sûre bu adý almýþtýr.
4-en-NÝSÂ :Hicretten sonra Medine'de nâzil olmuþtur, 176 (yüzyetmiþaltý) âyettir. "Nisâ" kadýnlar demektir. Bu sûrede daha çok kadýndan, cemiyet içinde kadýnlarýn hukukî ve içtimaî yer ve deðerlerinden bahsedildiði için adýna "Nisâ" denmiþtir.
5-el-MÂÝDE :Üçüncü âyetin dýþýnda sûrenin bütünü Medine'de, hicrî altýncý yýlda nâzil olmuþtur. 120 (yüzyirmi) âyettir. Buhârî ve Müslim'de, Hz. Ömer'den rivayet edildiðine göre "Bugün size dininizi ikmal ettim..." ifadesinin yer aldýðý âyet Mekke'de, vedâ haccýnda, cuma günü, Arafe akþamý nâzil olmuþtur. "Mâide" sofra demektir. 112 ve 114. âyetlerde, Hz. Ýsa zamanýnda, gökten indirilmesi istenen bir sofradan bahsedildiði için sûreye bu isim verilmiþtir. Bundan önceki sûrede dinî zümreler içinden münafýklar aðýrlýkla söz konusu edilmiþti. Bu sûrede ise yine münafýklardan bahsedilmekle beraber aðýrlýk ehl-i kitapta ve özellikle hristiyanlardadýr. Bunun dýþýnda sûrede hac farizasý, abdest, gusül, teyemmüm ile ilgili bazý bilgiler, içki ve kumar yasaðý, ahitlere ve söze baðlýlýk, içtimaî ve ahlâkî münasebetler, haram ve helâl yiyecekler gibi bilgi ve hükümlere temas edilmiºtir.
6-el-EN'ÂM :En'âm sûresi, 165 (yüzaltmýþbeþ) âyettir. 91, 92, 93 ve 151, 152, 153. âyetler Medine'de, diðerleri Mekke'de inmiþtir. Sûrenin bazý âyetlerinde Araplarýn, kurban edilen hayvanlarla ilgili birtakým gelenekleri kýnandýðý için sûreye En'âm sûresi denmiþtir. En'âm; koyun, keçi, deve, sýðýr ve manda cinslerini bir arada ifade eden bir kelimedir.
7-el-A'RÂF :A'râf sûresi Mekke'de inmiþ olup, 206 (ikiyüzaltý) âyettir. 46. ve 48. âyetlerde A'râf'ta yani cennet ve cehennem ehli arasýndaki yüksek bir yerde bulunan insanlardan söz edildiði için sûreye bu ad verilmiþtir.
8-el-ENFÂL :Enfâl sûresi, 75 (yetmiþbeþ) âyettir. 30 ilâ 36. âyetler Mekke'de, diðerleri Medine'de inmiþtir. Enfâl, ziyade manasýna gelen "nefl" kelimesinin çoðuludur. Ýslâm dinini savunmak için yapýlan savaþlarda elde edilen sevaba ek olarak alýnan ganimet malýna da "nefl" denilmiþtir. Sûrenin birinci âyetinde savaþtan elde edilen ganimetlerin Allah ve Resûlüne ait olduðu ifade edildiði için sûreye bu ad verilmiþtir.
9-et-TEVBE :Tevbe sûresi, 129 (yüzyirmidokuz) âyettir. 128 ve 129. âyetler Mekke'de, diðerleri Medine'de inmiþtir. 104. âyet tevbe ile ilgili olduðu için sûreye bu isim verilmiþtir. Sûrenin bundan baþka birçok ismi olup en meþhuru Berâe'dir. Bu sûrenin Enfâl sûresi'nin devamý veya baþlý baþýna bir sûre olup olmadýðý hakkýnda ihtilâf olduðu için baþýnda Besmele yazýlmamýþtýr. Hicretin dokuzuncu yýlýnda Hz. Ebu Bekir, hac emîri olarak tayin edilmiþ ve müslümanlar hacca gönderilmiþti. Bu sûre inince Resûlullah (s. a.) Allah'ýn emirlerini hacdaki insanlara teblið etmesi için Hz. Ali'yi görevlendirdi. Hz. Ali hac kafilesine ulaþtýðýnda Hz. Ebu Bekir, "Amir olarak mý geldin, yoksa memur olarak mý?" diye sordu; Hz. Ali, sadece sûreyi Mekke'de hacýlara teblið ile me'mûr olduðunu bildirdi. Hz. Ali bayramýn birinci günü Akabe Cemresi yanýnda ayaða kalkarak kendisinin Peygamber tarafýndan gönderilmiþ bir elçi olduðunu bildirdi ve bir hutbe okudu, sonra da bu sûrenin baþýndan 30 veya 40 âyet okuyarak dedi ki: "Dört þeyi tebliðe memurum: 1. Bu yýldan sonra Kâbe'ye hiçbir müþrik yaklaþmayacak, 2. Hiç kimse çýplak olarak Kâbe'yi ziyâret etmeyecek, 3. Müminden baþkasý cennete girmeyecek, 4. Müþrik kabileler tarafýndan bozulmamýþ antlaþmalar, antlaþma süresinin sonuna kadar yürürlükte kalacak."
10-YÛNUS :Yunus sûresi, 109 (yüzdokuz) âyet olup 40, 94, 95 ve 96. âyetler Medine'de, diðerleri Mekke'de inmiþtir. 98. âyette Hz. Yunus'un kavminden bahsedildiði için sûreye bu ad verilmiþtir. Mekke halký, kendi içlerinden bir adamýn peygamber olabileceðine inanamýyorlar ve: "Allah, Ebû Tâlib'in yetimi Muhammed'den baþka bir peygamber bulamadý mý?" diyorlardý. Hiç olmazsa hatýrý sayýlýr, zengin ve makam sahibi birisinin peygamber olmasýný daha uygun görüyorlardý. Ýþte bunun üzerine bu sûre inmiþtir.
11-HÛD :Hûd sûresi, 123 (yüzyirmiüç) âyet olup 12, 17 ve 114. âyetler Medine'de, diðerleri Mekke'de inmiþtir. 50 - 60. âyetlerde Arabistan halkýna gönderilmiþ peygamberlerden biri olan Hûd (a. s.)'ýn hayatýndan bahsedildiði için sûreye bu isim verilmiþtir. Yunus sûresinden sonra inmiþ olup onun devamý niteliðindedir. Ýtikada ait esaslarý, Kur'an'ýn mucize oluþunu, ahiretle ilgili meseleleri, sevap ve cezayý ve Hz. Hûd'dan baþka Nuh, Salih, Ýbrahim, Lût, Þuayb ve Musa (a. s.) gibi peygamberlerin kýssalarýný ihtiva etmektedir.
12-YÛSUF :Yusuf suresi, 111 (yüzonbir) âyet olup 1,2 ve 3. âyetler Medine'de, diðerleri Mekke'de inmiþtir. Sûrenin baþýndan sonuna kadar Yusuf Peygamber'den bahsedildiði için bu adý almýþtýr.
13-er-RA'D :Ra'd Sûresi, 43 (kýrküç) âyet olup Mekke'de mi, Medine'de mi indiði hakkýnda ihtilaf vardýr. Sûrenin muhtevasý göz önüne alýnýrsa Mekke'de indiðini söyleyenlerin görüþü biraz daha aðýrlýk kazanýr. Sûrenin onüçüncü âyetinde gök gürültüsü manasýna gelen "er-Ra'd" kelimesi zikredildiði için sûreye bu ad verilmiþtir.
14-ÝBRÂHÝM :Ýbrahim sûresi, 52 (elliiki) âyet olup 28 ve 29. âyetler Medine'de, diðerleri Mekke'de inmiþtir. 35-41. âyetler Hz. Ýbrahim'in duasýný ihtiva ettiði için sûreye bu ad verilmiþtir.
15-el-HÝCR :Hicr sûresi, 99 (doksandokuz) âyet olup 87'si Medine'de, diðerleri Mekke'de inmiþtir. Hicr, bir yer adýdýr. 80-84. âyetlerde Hicr'den bahsedildiði için sûreye bu ad verilmiþtir.
16-en-NAHL :Nahl sûresi 128 (yüzyirmisekiz) âyet olup, son üç âyeti Medine'de, diðerleri Mekke'de inmiþtir. 68. âyette bal arýsýndan söz edildiði için sûreye bu ad verilmiþtir.
17-el-ÝSRÂ :Mekke'de nâzil olmuþtur. Ancak 26, 32, 33 ve 57. âyetlerle 73 ilâ 80. âyetlerin Medine'de indiði rivayet edilmektedir. 111 (yüzonbir) âyettir. "Ýsrâ" kelimesi, geceleyin yürümek manasýna gelir. Hz. Peygamber'in Mi'rac mucizesinin Mekke'den Kudüs'e kadar olan kýsmý bu sûrede anlatýldýðýndan, sûre "Ýsrâ" adýný almýþtýr.
18-el-KEHF :Kehf sûresi 110 (yüzon) âyettir. Mekke'de nâzil olmuþtur. Ancak, 28. âyetin Medine'de nâzil olduðu rivayeti de vardýr. Sûre bu adý, içinde söz konusu edilen ve "maðara arkadaþlarý" demek olan "Ashâb-ý Kehf"den almýþtýr.
19-MERYEM :Meryem sûresi, 98 (doksansekiz) âyet olup Mekke'de nâzil olmuþtur. Bazý tefsircilere göre 58. âyet, bazýlarýna göre de 71. âyet Medine'de nâzil olmuþtur. Bu sûre, diðer bahisler yanýnda, özellikle Hz. Meryem'den ve onun Hz. Ýsa'yý dünyaya getirmesinden bahsetmesi sebebiyle "Meryem sûresi" adýný almýþtýr.
20-TÂ-HÂ :135 (yüzotuzbeþ) âyet olup Mekke'de nâzil olmuþtur. Sûre, ismini, baþýndaki Tâ-Hâ harflerinden almýþtýr. Hz. Ömer'in bu sûre vesilesiyle müslüman oluþu, Ýslâm tarihinin önemli bir hatýra sayfasýdýr. Olay, kýsaca þöyledir: Ýslâm'ýn yaman bir düþmaný olan Hattâb oðlu Ömer, Resûlullah'ý öldürme vazifesini üstlenmiþ ve bu iþ için yola çýkmýþtý. Ancak, yolda kýz kardeþi Fatýma ile eniþtesi Saîd'in müslüman olduðunu öðrenince, önce onlarýn iþini bitirmeye karar verdi. Tâ-Hâ sûresini okumakta olan karý-koca, Ömer'in geldiðini görünce Kur'an sayfalarýný sakladýlarsa da, Ömer onlarý duymuþtu. Okuduklarýný görmek istediðini söyledi. Ýnkâr etmeleri üzerine Saîd'e saldýrdý. Kendisine mâni olmak isteyen Fatýma'yý tokatladý. Yüzlerinden kanlar akan Fatýma, cesarete gelerek müslüman olduklarýný açýkça söyledi. Kardeþinin haline acýyan Ömer, bu sefer yumuþak bir sesle okuduklarýný tekrar istedi. Tâ-Hâ sûresinin yazýlý bulunduðu sayfalarý okuyunca, Kur'an'ýn mucizeli tesirinden nasibini alarak Resûlullah'ýn huzuruna gitti ve müslüman oldu.
21-el-ENBÝYÂ :Enbiyâ sûresi, 112 (yüzoniki) âyettir ve Mekke'de nâzil olmuþtur. Baþka konular yanýnda bilhassa bazý peygamberler ve onlarýn kavimleriyle olan münasebetlerinden bahsettiði için Enbiyâ (Peygamberler) sûresi adýný almýþtýr.
22-el-HACC :Sûre 78 (yetmiþsekiz) âyettir. Müfessirlerin çoðunluðuna göre 19. âyetten itibaren 6 âyet Medine'de, diðerleri Mekke'de nâzil olmuþtur. Bu sûrede, hac farizasýnýn daha önce Hz. Ýbrahim tarafýndan baþlatýldýðýndan ve Hz. Muhammed (s. a.) tarafýndan da devam ettirildiðinden bahsedildiði için sûreye "Hac sûresi" denilmiþtir.
23-el-MÜ'MÝNÛN :118 (yüzonsekiz) âyet olup Mekke'de nâzil olmuþtur. Özellikle ilk âyetlerinde kurtuluþa eren müminlerin ibadetlerinden, ahlâki yaþayýþlarýndan ve nâil olacaklarý uhrevî nimetlerden bahsedildiði için sûre "el-Mü'minûn" adýný almýþtýr. Nitekim Abdullah b. Abbas'tan rivayet edilen bir hadiste Hz. Peygamber (s. a.), bu âyetlerin inzâlini müteakip, "Bana on âyet indi ki, durumu bunlara uyan cennete gidecektir" buyurdu ve bu sûrenin ilk on âyetini okudu.
24-en-NÛR :64 (altmýþdört) âyetten ibaret olan sûrenin tamamý Medine'de nâzil olmuþtur. "Nûr âyeti" diye bilinen 35. âyette Allah'ýn, gökleri ve yeri aydýnlatan nûrundan bahsedildiði için "Nûr sûresi" adýný almýþtýr.
25-el-FURKAN :Bu sûre Mekke'de nâzil olmuþtur, sadece üç âyetinin (68, 69, 70) Medine'de nâzil olduðu hakkýnda bir rivayet vardýr. 77 (yetmiþyedi) âyettir. Sûre, adýný ilk âyetinde geçen "el-furkan" kelimesinden alýr. "Furkan", hakký bâtýldan ayýrdeden demektir ve Kur'an-ý Kerim'in isimlerindendir.
26-eþ-ÞUARÂ :Mekke'de nâzil olan bu sûre, 227 (ikiyüzyirmiyedi) âyettir. 224, 225, 226, 227. âyetleri (dört âyet), Medine'de nâzil olmuþtur. "Þuarâ", þairler demektir; 224. âyetinde þairlerden sözedildiði için, sûre bu ismi almýþtýr. Muhaliflerin Kur'an'a karþý ileri sürdükleri iddialarýndan biri de, onun bir þair tarafýndan meydana getirilmiþ olduðu idi. Ýþte Kur'an, Hz. Peygamber'in irþadý ile daha önceki peygamberlerin irþadlarýnýn özde birleþtiðini ve Kur'an'ýn bir þair eseri olmadýðýný isbat ederek, bu iddiayý çürütmekte ve reddetmektedir.
27-en-NEML :Bu sûre, Mekke'de nâzil olmuþtur. 93 (doksanüç) âyettir. "Neml" karýnca demektir. 18. âyetinde, Süleyman aleyhisselâmýn ordusuna yol veren karýncalardan söz edildiði için sûre bu ismi almýþtýr.
28-el-KASAS :Bu sûre Mekke'de nâzil olmuþtur. 85. âyetinin hicret esnasýnda Mekke ile Medine arasýnda, 52 ilâ 55. âyetlerinin ise Medine'de nâzil olduðu rivayet edilmiþtir. 88 (seksensekiz) âyettir. "Kasas", olaylar, hikâyeler demektir. Ýsmini 25. âyetinden almýþtýr. Sûrenin baþlýca konularýný, Hz. Musa'nýn çocukluðundan itibaren hayatý, mücadeleleri; tevhid ehlinnin zaferi ve dünya servetine güvenilmemesi teºkil etmektedir.
29-el-ANKEBÛT :Mekke'de nâzil olan bu sûre 69 (altmýþdokuz) âyettir. "Ankebût", örümcek demektir. 41. âyetinde kâfirlerin iþleri örümcek aðýna benzetildiði için sûre bu ismi almýþtýr.
30-er-RÛM :17. âyeti hariç, sûrenin tamamý Mekke'de nâzil olmuþtur. 60 (altmýþ) âyettir. Ýranlýlarla yapýlan savaþta yenilmiþ olan Rumlarýn (Bizanslýlarýn) tekrar galip gelecekleri anlatýldýðýndan, sûreye bu isim verilmiþtir.
31-LOKMAN :Mekke'de nâzil olmuºtur. 27, 28 ve 29. âyetlerinin Medine'de nâzil olduðu da rivayet edilmiþtir. 34 (otuzdört) âyettir. Hz. Lokman'ýn kýssasýný anlattýðý için bu adý almýþtýr.
32-es-SECDE :Adýný 15. âyette geçen kelimeden alan bu sûre Mekke'de nâzil olmuþtur. 18, 19 ve 20. âyetlerinin Medine'de nâzil olduðu da rivayet edilmiºtir. 30 (otuz) âyettir.
33-el-AHZÂB :Medine'de nâzil olmuþtur. 73 (yetmiþüç) âyettir. "Ahzâb", "hizb"in çoðuludur. Topluluk, gurup, bölük, parti gibi manalara gelir. Her gün mutad olarak devam edilen dua demetine, Kur'an cüzünün dörtte birine de hizip denir. Bu sûrede, müslümanlara karþý savaþmak üzere birleþen Arap kabilelerinden bahsedildiði için, bu isim verilmiþtir. (Rivayete göre, bir takým ileri gelen müþrikler "Uhud" savaþýndan sonra Medine'ye gelmiþler, münafýklarýn lideri Abdullah b. Übeyy'in evine misafir olmuþlardý. Hz. Peygamber bunlara, kendisiyle görüþmek üzere emân vermiþti. Bu görüþme esnasýnda Resûlullah'a: Sen bizim taptýklarýmýzý diline dolamaktan vazgeç, "onlar menfaat saðlayabilir, þefâat edebilir" de, biz de seni Rabbinle baþbaþa býrakalým, dediler. Orada bulunan müslümanlarýn canlarý sýkýldý, onlarý öldürmek istediler. Bunun üzerine, verilmiþ olan emânýn bozulmasý konusunda Allah'tan korkmalarýný ve kâfirler ile münafýklarýn sözlerine boyun eðmemelerini, Resûlullah'ýn þahsýnda müminlerden isteyen 1. âyet nâzil oldu.
34-SEBE' :Mekke'de nâzil olmuþtur. 54 (ellidört) âyettir. Yalnýz 6. âyeti Medine'de inmiþtir. Sûre adýný, Yemen'de bir bölge veya kabile ismi olan Sebe' kelimesinin geçtiði 15. âyetten alýr.
35-FÂTIR :Mekke'de nâzil olmuþtur, 45 (kýrkbeþ) âyettir.
36-YÂSÎN :Sûre, ismini iki harften ibaret olan ilk âyetten almýþtýr. Mekke'de inmiþtir. 83 (seksenüç) âyettir. Sûreye isim olarak verilen "yâsîn"in, genellikle "Ey insan!" manasýna geldiði kabul edilir. Bununla kasdedilen, Hz. Peygamber'dir. Yâsîn sûresi Kur'an'ýn kalbi kabul edilmiþ ve müslümanlar arasýnda ayrý bir önem kazanmýþtýr. Fazileti hakkýnda hadisler vardýr.
37-es-SÂFFÂT :Adýný, saf tutmuþ meleklere iþaret eden ilk âyetten alan ve kâinattaki güçlerden söz eden bu sûre, Mekke'de inmiþtir. 182 (yüzsekseniki) âyettir. Ýlk üç âyette, saf tutmuþ meleklere, bulutlarý sevk ve idare eden güce, zikri yapan dile yahut insana yemin edilerek Allah'ýn bir olduðu gerçeði ortaya konmuþtur.
38-SÂD :Kamer sûresinden sonra Mekke'de inmiþtir 88 (seksensekiz) âyettir. Ýsmini birinci âyette yer alan Sâd harfinden alýr.
39-ez-ZÜMER :Mekke'de nâzil olmuþtur. 75 (yetmiþbeþ) âyettir. Yalnýz 53 - 55. âyetler Medine'de inmiþtir. Adýný, 71 ve 73. âyetlerde geçen mümin ve kâfirlerin oluþturduðu topluluklar anlamýna gelen "zümer" kelimesinden almýþtýr.
40-el-MÜ'MÝN :Ayný zamanda Gâfir adýný da taþýyan bu sûre, 85 (seksenbeþ) âyettir. 56 ve 57. âyetleri Medine'de inmiþtir. Adýný, Firavun ailesinden inanan bir kiþinin vasýflarýnýn sayýldýðý 28 - 45. âyetlerden alýr.
41-FUSSILET :Adýný, 3. âyette geçen "fussýlet" kelimesinden almýþtýr. Secde, Hâ, Mîm ve Mesâbih adlarý ile de anýlan bu sûre, Mekke'de inmiþtir. 54 (ellidört) âyettir.
42-eþ-ÞÛRÂ :Mekke'de nâzil olan bu sûre 53 (elliüç) âyettir. Yalnýz 23 - 26. âyetleri Medine'de inmiþtir. Adýný 38. âyette geçen ve müslümanlarýn, iþlerini aralarýnda danýþma ile yapmalarýnýn gereðini bildiren Þurâ kelimesinden almýþtýr.
43-ez-ZUHRUF :Zuhruf, altýn ve mücevher anlamýna gelir. Sûrede bunlardan söz edildiði ve Allah'ýn insana sahip olduðu altýn ve mücevherle deðil, inanç ve davranýþlarýna göre deðer verdiði anlatýldýðý için sûre bu adla anýlmýþtýr. Mekke'de inmiºtir ve 89 (seksendokuz) âyettir.
44-ed-DUHÂN :Mekke'de inen bu sûre 59 (ellidokuz) âyettir. Adýný, onuncu âyette geçen ve duman manasýna gelen "duhan" kelimesinden almýþtýr.
45-el-CÂSÝYE :Mekke'de inmiþtir. 37 (otuzyedi) âyettir. Adýný, 28. âyette geçen ve kýyamette diz üstü çökenleri anlatan "câsiye"den almýþtýr. Bu sûreye þerîat ve dehr sûresi de denilmiºtir.
46-el-AHKAF :Âd kavminin yaþadýðý bölgede rüzgârlar, "ahkaf" denen kum tepeleri meydana getiriyordu. Ýçinde bu kavmin yaþadýðý bölge ve kum yýðýnlarýndan söz edildiðinden sûre Ahkaf adýný almýþtýr; Mekke'de inmiþtir; 35 (otuzbeþ) âyettir.
47-MUHAMMED :Adýný Peygamberimizin isminden alan bu sûreye ayný zamanda Kýtâl sûresi de denmiþtir. Medine'de inmiþtir, 38 (otuzsekiz) âyettir.
48-el-FETÝH :Ýçinde Ýslâm'ýn elde edeceði fetih, baþarý ve zaferden bahsedildiði için Fetih adýný alan bu sûre, hicretin altýncý yýlýnda Hudeybiye antlaþmasý dönüþünde Mekke ile Medine arasýnda inmiþ ve Medine'de inen sûrelerden sayýlmýþtýr; 29 (yirmidokuz) âyettir.
49-el-HUCURÂT :Bu sûrede müminlere bazý görgü kurallarý, Peygamber'e ve birbirlerine karþý nasýl davranacaklarý öðretilmektedir. Medine'de inmiþtir. 18 (onsekiz) âyettir. Adýný, dördüncü âyetteki "odalar" anlamýna gelen "hucurât" kelimesinden alýr.
50-KAF :Mekke'de inmiþtir. 45 (kýrkbeþ) âyettir. "Kaf" harfi ile baþladýðý için bu adý almýþtýr.
51-ez-ZÂRÝYÂT :Mekke'de inmiþtir. 60 (altmýþ) âyettir. Ýlk âyette geçen ve "rüzgârlar" anlamýna gelen "zâriyât" kelimesi, sûrenin adý olmuþtur.
52-et-TÛR :Mekke'de inmiþtir. 49 (kýrkdokuz) âyettir. Adýný, birinci âyette geçen ve üzerinde Hz. Musa'ya Tevrat'ýn indiði, böylece onun ilâhi hitaba mazhar olduðu Tûr daðýndan almýþtýr.
53-en-NECM :Mekke'de inmiþtir. 62 (altmýþiki) âyettir. Yalnýz 32. âyeti Medine'de nâzil olmuþtur.
54-el-KAMER :Ayýn yarýlmasý mucizesi bu sûrede anlatýlýr. Onun için bu adý almýþtýr. Mekke'de inmiºtir, 55 (ellibeº) âyettir.
55-er-RAHMÂN :Mekke'de inmiþtir. 78 (yetmiþsekiz) âyettir. Ýlk kelime olan "er-rahmân" sûreye ad olmuþtur. Bu sûrede Allah'ýn nimetleri sayýlýr. Bunlar sayýlýrken bütün þuurlu varlýklara hitaben "O halde Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlýyorsunuz?" anlamýna gelen ayet sýk sýk tekrar edilir.
56-el-VÂKIA :Mekke'de inmiþtir: 96 (doksanaltý) âyettir. Adýný ilk âyetinde geçen ve kýyamet olayýný ifade eden "vâkýa" kelimesinden almýþtýr.
57-el-HADÎD :Arapça'da demir anlamýna gelen "hadid" kelimesiyle isimlenen ve demirin önemine iþaret ettiði için bu adý alan sûre Medine'de inmiþtir. 29 (yirmidokuz) âyettir.
58-el-MÜCÂDELE :Medine'de inmiþtir; 22 (yirmiiki) âyettir. Adýný, ilk âyetinde geçen "tecâdilü" kelimesinden alýr.
59-el-HAªR :Medine'de inmiþtir. 2 - 7. âyetlerinde yahudi kabilelerinden Nadîroðullarýnýn sürülmeleri hakkýnda bilgi verdiði için bu adý almýþtýr. 24 (yirmidört) âyettir.
60-el-MÜMTEHINE :Adýný, 10. âyette geçen "imtehýnû" kelimesinden alan bu sûde Medine'de inmiºtir; 13 âyettir.
61-es-SAFF :Adýný, müminlerin saf tutarak Allah yolunda savaþtýklarýný bildiren 4. âyetinden almýþtýr; Medine'de inmiþtir; 14 (ondört) âyettir.
62-el-CUM'A :Adýný, 9. âyetinde geçen "cum'a" kelimesinden alýr. Medine'de inmiþtir; 11 (onbir) âyettir.
63-el-MÜNÂFÝKÛN :Medine'de inmiþtir; 11 (onbir) âyettir. Münafýklarýn davranýþlarýndan söz ettiði için bu adý almýþtýr.
64-et-TEÐÂBÜN :Medine'de inmiþtir; 18 (onsekiz) âyettir. Adýný, dokuzuncu âyette geçen ve aldanma, kâr-zarar manasýna gelen "teðâbün" kelimesinden alýr.
65-et-TALÂK :"Talâk", boþama anlamýna gelir. Sûre boþama konusunu ihtiva ettiði için bu ismi almýþtýr; Medine'de inmiþtir. 12 (oniki) âyettir.
66-et-TAHRÎM :Adýný Hz. Peygamber'in bazý yiyecekleri kendisine yasakladýðýný anlatan birinci âyetten alýr. Medine'de nâzil olmuþtur, 12 (oniki) âyettir.
67-el-MÜLK :Mekke'de nâzil olmuþtur; 30 (otuz) âyettir. Adýný, birinci âyetinde geçen "el-mülk" kelimesinden almýþtýr. Ayrýca Tebâreke, Münciye, Mücâdele, Mâni'a, Vâkiye adlarý ile de anýlýr. Bu sûreyi her gece okuyanýn, pek büyük sevaba nâil olacaðýna ve sûrenin faziletlerine dair hadisler vardýr.
68-el-KALEM :Mekke'de nâzil olmuþtur, 52 (elliiki) âyettir. "Nûn" sûresi diye de anýlýr. Adýný ilk âyetindeki "kalem" kelimesinden alýr.
69-el-HÂKKA :Mekke'de nâzil olan bu sûre, 52 (elliiki) âyettir. Adýný, ilk âyetindeki "el-hâkka" kelimesinden almýþtýr. "Hâkka"ya deðiþik manalar verilmiþtir. "Hak" kökünden geldiði için, hepsinde hak ve hakikat manasý vardýr. Daha çok "kýyamet" manasý verilmektedir.
70-el-MEÂRÝC :Mekke'de nâzil olan bu sûre, 44 (kýrkdört) âyettir. Adýný, üçüncü âyetindeki "el-meâric" kelimesinden almýþtýr. Meâric, "ma'rec"in çoðulu olup "yükselme dereceleri" demektir.
71-NÛH :Mekke'de nâzil olmuþtur; 28 (yirmisekiz) âyettir. Hz. Nuh'un ilâhî elçi olarak gönderiliþi ve mücadeleleri anlatýldýðýndan sûre bu ismi almýþtýr.
72-el-CÝNN :Mekke'de nâzil olmuþtur: 28 (yirmisekiz) âyettir. Cinlerin Kur'an dinleyip hidayete geldikleri anlatýldýðýndan, sûre bu ismi almýþtýr. Hz. Peygamber, amcasý Ebu Talip ve eþi Hz. Hatice'yi kaybettikten sonra Tâif'e gitmiþ, orada çirkin davranýþlarla karþýlaþmýþtý. Bu sýralarda Kureyþ müþrikleri de müslümanlara karþý düþmanlýklarýný iyice arttýrmýþ bulunuyorlardý. iþte Tâif dönüþünde nâzil olarak Resûl-i Ekrem'e teselli veren bu sûre, yalnýz insanlarýn deðil, cinlerin de Kur'an'a tâbi olduklarýný bildiriyor, Ýslâm'ýn muzafferiyetini müjdeliyordu.
73-el-MÜZZEMMÝL :Mekke'de nâzil olmuþtur; 10, 11 ve 20. âyetlerinin Medine'de nâzil olduðu rivayet edilmiþtir. 20 (yirmi) âyettir. Sûre, adýný, ilk âyetindeki "el-müzzemmil" kelimesinden almýþtýr. "Müzemmil" örtünüp bürünen demektir.
74-el-MÜDDESSÝR :Mekke'de nâzil olmuþtur; 56 (ellialtý) âyettir. Sûre, adýný ilk âyetindeki "el-müddessir" kelimesinden almýþtýr. "Müddessir", örtüsüne bürünen, sarýnan demektir. Hz. Peygamber'e hitap eden ilk âyet, Müzzemmil sûresinden önce nâzil olmuþtur.
75-el-KIYÂME :Mekke'de nâzil olan bu sûre, 40 (kýrk) âyettir. Adýný, ilk âyetinde geçen "el-kýyâme" kelimesinden almýþtýr.
76-el-ÝNSÂN :Mekke'de veya Medine'de nâzil olduðuna dair rivayetler vardýr; 31 (otuzbir) âyettir. Adýný ilk âyetinde geçen "el-insân" kelimesinden almýþtýr. "Hel etâke", "ed-Dehr", "el-Ebrâr" ve "el-Emþâc" isimleri ile de anýlýr.
77-el-MÜRSELÂT :Mekke'de inmiºtir. 50 (elli) âyettir. "Gönderilenler" anlamýna gelen "el-mürselât" kelimesi ile baþladýðý için sûre bu adý almýþtýr. Müfessirler, "gönderilenler"den maksadýn, âlemin idaresi ile görevli bir kýsým melekler veya rüzgârlar, yahut peygamberler, yahut da Kur'an âyetleri olabileceðini belirtmiþlerdir.
78-en-NEBE' :Meâric'den sonra inmiþtir; ilk Mekkî sûrelerden olup 40 (kýrk) âyettir. "Nebe' " haber demektir. Kýyamet haberlerini ihtiva ettiði için bu ad verilmiþtir.
79-en-NÂZÝ'ÂT :Nebe' sûresinden sonra Mekke'de inmiþtir; 46 (kýrkaltý) âyettir. Adýný, "söküp çýkaranlar" manasýna gelen "nâziât" kelimesinden alýr. Ana fikir olarak kýyameti konu edinir. Cenab-ý Allah, sûrenin baþýnda, kendilerini, ilk beþ âyette belirtilen güç ve melekelerle donattýðý varlýklara yemin etmektedir.
80-ABESE :Mekke'de inmiþtir, 42 (kýrkiki) âyettir. Adýný, "yüzünü ekþitti, buruþturdu" anlamýna gelen ilk kelimesinden almýþtýr. Bu sûrenin iniþ sebebiyle ilgili olarak þöyle bir hadise nakledilmiþtir: Efendimiz; Velîd, Ümeyye b. Halef, Utbe b. Rabîa gibi Kureyþ'in ileri gelenlerine Ýslâm'ý anlattýðý bir sýrada âmâ olan Abdullah b. Ümmü Mektum gelir ve "Yâ Resûlallah! Allah'ýn sana öðrettiklerinden bana da öðret" der. O esnada Resûlullah (a. s.) cevap vermez. Çünkü Kureyþ'in bu ileri gelen kimseleri, zaten kendilerine özel muamele edilmesini istiyorlardý. Efendimiz onlarý gücendirmek istemedi. Abdullah tekrar seslenince elinde olmayarak yüz hatlarý deðiþti. Bu esnada onlar kalkýp gittiler. Biraz sonra bu âyetler geldi. Resûlullah'ýn bazý davranýþlarýný tenkit ve onu ikaz mahiyetinde gelen bu ve benzeri âyetler, onun hak peygamber olduðuna en büyük delildir. Zira hiç kimse kendisini bu ºekilde tenkit etmez.
81-et-TEKVÎR :Mekke'de inmiþtir, 29 (yirmidokuz) âyettir. Sûrenin baþýnda güneþin dürülmesinden söz edilmiþ ve adýný da buradan almýþtýr. Sûrenin söz dizisinde, ihtiva ettiði konuya iliþkin anlamlarý yankýlandýran ve güçlendiren mükemmel bir musikî taklit edilemez bir âhenk vardýr.
82-el-ÝNFÝTÂR :Nâziât sûresinden sonra Mekke'de inmiþtir. 19 (ondokuz) âyettir. Manasý "yarýlmaktýr"týr. Göðün yarýlmasýndan söz ederek baþladýðý için bu adý almýþtýr. Konusu ahiret âlemidir.
83-el-MUTAFFÝFÎN :Mekke'de inmiþtir, 36 (otuzaltý) âyettir. Ölçü ve tartýlarýnda hile yapanlarý kötüleyerek baþladýðý için bu adý almýþtýr.
84-el-ÝNÞÝKAK :Ýnfitâr sûresinden sonra Mekke'de inmiþtir, 25 (yirmibeþ) âyettir. Göðün yarýlmasýndan söz ettiði için bu adý almýþtýr.
85-el-BÜRÛC :Þems sûresinden sonra Mekke'de inmiþtir; 22 (yirmiiki) âyettir. "Bürûc", burc kelimesinin çoðuludur. Sûrede burçlarý olan gökyüzüne, kýyamet gününe ve o güne tanýklýk edecek olanlarla, yine o gün müþahede edilecek olaylara yemin edildikten sonra Yemen'de geçmiþ bir olaya temas edilir: Yahudi Zûnuvas ve adamlarý, yahudiliði kabul etmeyen Necran hýristiyanlarýný, Hendek içinde yakýlmýþ bir ateþe atarak yakarlar ve yanmakta olan insanlarý seyrederler. Bu þekilde iþkence ile yakýlýp öldürülen kimseler inançlarý uðrunda ölmüþlerdir.
86-et-TÂRIK :Beled sûresinden sonra Mekke'de inmiþtir, 17 (onyedi) âyettir. Adýný, 1. âyette geçen "târýk" kelimesinden alýr. Târýk, geceleyin gelen, þiddetlice vuran, kapý çalan demektir. Sûrede geçen târýk ise gece fazla ýþýk saçan yýldýza denir ki, bu, sabah yýldýzýdýr. Mecâzî olarak da ünlü kiþiye denir. Bir edebî sanat olarak cahiliye devri geceye, o devirde gelen Hz. Peygamber de geceyi aydýnlatan ve sabahý müjdeleyen sabah yýldýzýna benzetilmiþ olabilir.
87-el-A'LÂ :Allah'ýn "Yüce" anlamýndaki adýyla baþladýðý için "el-A'lâ" denilen bu sûre 19 (ondokuz) âyet olup, Mekke'de inen ilk sûrelerdendir. Cenab-ý Allah bu sûrede kâinatýn esrarýný, oluþunu, iþleyiþini özlü bir anlatýmla ifade etmiþtir.
88-el-ÐÂÞÝYE :Adýný, ilk âyette geçen ve her þeyi saran, kaplayan, dehþeti her þeye ulaþan kýyamet günü anlamýna gelen "ðâþiye" kelimesinden alýr. Ýlk gelen sûrelerden olup, Zâriyât sûresinden sonra Mekke'de inmiþtir. Bu sûrede kýyamet ve ahirete ait haberler vardýr. ayrýca Allah'ýn varlýðýný anlamaya yardým edecek bazý kevnî deliller serdedilmiþtir. Hayatýn bir plan ve program içinde akýp gittiði, bu akýþýn sonunda Allah'a varýlacaðý ve O'nun katýnda hesap verileceði anlatýlýr. 26 (yirmialtý) âyettir.
89-el-FECR :Fecr, tan yerinin aðarmasý ve þafak manasýna gelir. Fecr sûresi, Leyl sûresinden sonra Mekke'de inmiþtir, 30 (otuz) âyettir. Bu sûrede eski kavimlere ait kýssalar hatýrlatýlýr. Ýnsanoðlunun kötülüðe yönelmekte olduðu belirtilerek bunun kötü sonucu, dünya hayatýndan sonraki hayat ve oradaki durumlar kýsaca anlatýlýr.
90-el-BELED :Mekke'de Kaf sûresinden sonra inmiþtir. 20 (yirmi) âyettir. Adýný, ilk âyette geçen, Mekke'yi anlatan ve "þehir" anlamýna gelen "beled" kelimesinden almaktadýr. Bu sûrede insanýn yaratýlýþýndan, onun bazý davranýþlarýndan, insana verilen üstün vasýflardan, o vasýflarý iyiye kullanmayanýn kötü âkýbetinden, iyiye kullananlarýn da mutlu geleceklerinden söz edilir.
91-el-ÞEMS :Kadir sûresinden sonra Mekke'de inmiþtir, 15 (onbeþ) âyettir. Adýný, sûrenin ilk kelimesi olan ve "güneþ" anlamýna gelen "þems"ten alýr. Bu sûrede insanýn yaratýlýþýnda var olan iki özellik ele alýnýr: Ýyilik ve kötülük. Ýnsanýn yaratýlýþýnda, iyi olmak da kötü olmak da kabiliyet olarak vardýr.
92-el-LEYL :Geceye yeminle baþladýðý için "Leyl" denilmiþtir. Mekke'de inmiþtir, 21 (yirmibir) âyettir. Bu sûrede insanoðlunun iki zýt davranýþýndan, cömertlik ve cimrilikten bahsedilir. Ýmanlý olmakla cömertlik, imansýzlýkla cimrilik arasýndaki iliþkiye dikkat çekilir.
93-ed-DUHÂ :Duhâ, kuþluk vakti demektir. Sûre, adýný ilk ayette geçen bu kelimeden alýr. Fecr sûresinden sonra Mekke'de inmiþtir, 11 (onbir) âyettir. Sûrede âhir zaman Peygamberinin hususiyetlerinden biri yani yetim oluþu ele alýnýr ve kendisi teselli edilir.
94-el-ÝNÞÝRÂH :"Ýnþirâh" açýlmak, geniþlemek, sevinmek manalarýna gelir. Duhâ sûresinden sonra Mekke'de inmiþtir. 8 (sekiz) âyettir. Bu sûrede Peygamberimizin, çocukluðunda risalete hazýrlamak üzere kalbinnin açýlýp arýtýlmasýndan söz edilmektedir. Ayrýca, onun getirdiði dindeki kolaylýklara dikkat çekilerek Allah'a ºükretmeye teºvik edilmektedir.
95-et-TÎN :"Tîn", dað adý veya incir demektir. Bürûc sûresinden sonra Mekke'de inmiºtir, 8 (sekiz) âyettir
96-el-ALAK :Alak, insanýn yaratýlýþ safhalarýndan olan aþýlanmýþ yumurtayý ifade eder. Bu sûreye "Ýkra' sûresi" de denir. Mekke'de inmiþtir; 19 âyettir. Ýlk 5 âyeti, Kur'an'ýn ilk inen âyetleridir. Bu sûrede okumanýn, öðrenmenin üstünlüðü, insanýn yaratýlýþý, kalemin özelliði, bunlarýn insana Allah'ýn ihsaný olduðu, insanýn bunlarý düþünmesi, Rabbine itaat etmesi gerektiði, aksi halde azaba dûçar olacaðý anlatýlýr.
97-el-KADR :Kadir gecesinden söz ettiði için bu adý almýþtýr. Abese sûresinden sonra Mekke'de inmiþtir. 5 (beþ) âyettir. Sûrede, Kadir gecesinden, onun faziletinden, o gecede meleklerin yeryüzüne iniºinden bahsedilir.
98-el-BEYYÝNE :Açýk delil manasýna gelen ve birinci âyette geçen "beyyine" kelimesi sûreye ad olmuþtur. Talâk sûresinden sonra Medine'de inmiþtir, 8 (sekiz) âyettir. Bu sûrede kâfirlerden ve müþriklerden söz edilmiþ, onlarýn bazý davranýþlarý anlatýlmýþ, inanan ve iyi iþler yapanlarýn kurtuluþa ereceði ifade edilmiºtir.
99-ez-ZÝLZÂL :Deprem demek olan "zilzâl", sûrenin ilk âyetinde geçer. Nisâ sûresinden sonra Medine'de inmiþtir, 8 (sekiz) âyettir. Kýyametin kopmasýndan, insanlarýn yeniden dirilip hesap vermelerinden, herkesin -iyi ya da kötü- ettiðini bulacaðýndan bahseder.
100-el-ÂDÝYÂT :Âdiyât, koþan atlar demektir. Asr sûresinden sonra Mekke'de inmiþtir, 11 (onbir) âyettir. Bu sûrede insanoðlunun nankörlüðünden, kýyamet günü ortaya çýkacak acýklý durumdan söz edilir.
101-el-KÂRÝA :Kâria, kapý çalan demektir ve kýyamet kasdedilmiþtir. Kureyþ sûresinden sonra Mekke'de inmiþtir, 11 (onbir) âyettir. Bu sûrede, kýyametin kopuþunda meydana gelecek olaylardan ve insanýn âkýbetinden söz edilmiþtir.
102-et-TEKÂSÜR :Tekâsür, çokluk yarýþý ve çoklukla övünmek demektir. Kevser sûresinden sonra Mekke'de inmiþtir. 8 (sekiz) âyettir. Cahiliye Araplarý, mal, evlât ve akrabalarýnýn çokluðunu bir gurur ve þeref sebebi sayarlar, hatta bu hususta yaþayanlarla yetinmeyip kabilelerinin üstünlüðünü geçmiþleriyle de isbat etmek için kabirlere gider, ölmüþ akrabalarýnýn çokluðuyla övünürlerdi. Sûrede onlarýn bu tutumu eleþtirilmekte ve gerçek üstünlüðün ahirette ortaya çýkacaðý belirtilmektedir.
103-el-ASR :Asr, yüzyýl, ikindi vakti ve meyvenin suyunu çýkarmak gibi manalara gelir. "Asr"a yemin ile söze baþladýðý için bu adý almýþtýr. Ýnþirâh sûresinden sonra Mekke'de inmiþtir. 3 (üç) âyettir. Sûrede kurtuluþun imana, iyi iþler yapmaya hakký ve sabrý tavsiye etmeye baðlý olduðu anlatýlmýþtýr.
104-el-HÜMEZE :Hümeze, birini arkasýndan çekiþtirmek, onunla alay etmek, kýrmak ve incitmek manalarýna gelir. Kýyamet sûresinden sonra Mekke'de inmiºtir, 9 (dokuz) âyettir.
105-el-FÎL :Kâbe'yi yýkmak isteyen Ebrehe'nin fillerle hücumunu konu edindiði için bu adý almýþtýr. Kâfirûn sûresinden sonra Mekke'de inmiºtir, 5 (beº) âyettir.
106-KUREYÞ :Kureyþ'e cahiliye devrinde verilen bazý imtiyazlardan bahsettiði için bu adý almýþtýr. Tîn sûresinden sonra Mekke'de inmiþtir, 4 (dört) âyettir.
107-el-MÂÛN :Mâûn, zekât vermek yahut bir þeyi geçici olarak kullanmasý için birine vermek þeklinde yardým demektir. Âlimlerin çoðuna göre tamamý Mekke'de inmiþtir, 7 (yedi) âyettir. Dini yalanlayan, iyilikten uzak duran kimseler hakkýnda inmiþtir.
108-el-KEVSER :Kevser, çok nimet demektir; ayrýca cennette bir havuzun da adýdýr. Âdiyât sûresinden sonra Mekke'de inen bu sûre 3 (üç) âyettir. Erkek çocuklarý yaþamadýðý için Peygamberimize müþrikler, nesli kesik manasýna "ebter" dediler. Sûrede buna cevap verilmiþtir.
109-el-KÂFÝRÛN :Kâfirlerden söz ettiði için bu adý almýþtýr. Mâûn sûresinden sonra Mekke'de inmiþtir, 6 (altý) âyettir.
110-en-NASR :Nasr, yardým demektir. Sûrede Allah'ýn Hz. Peygamber'e yardým ederek fetihlere kavuþturduðu ifade edildiði için bu adý almýþtýr. Bu sûre, Mekke'nin fethi sýrasýnda inmiþ olmakla beraber Medine devrinde yani hicretten sonra indiði için medenî (Medine'de inen) sûrelerdendir. 3 (üç) âyettir. Ýslâm zaferini haber verir. Ýbn Ömer'den gelen rivayete göre bu sûre indikten sonra Peygamberimiz seksen gün yaþamýþtýr.
111-TEBBET :Tebbet, "kurusun" manasýna bedduadýr. Ebu Leheb hakkýnda inmiþtir. Zira o, eziyet etmek kasdýyla Resûlullah'ýn yoluna gizlice diken koymuþ, bu iþte kendisine karýsý da yardým etmiþti. Sûre, "Mesed sûresi" diye de anýlýr. Fâtiha sûresinden sonra Mekke'de inmiþtir, 5 (beþ) âyettir. (Bir rivayete göre Þuarâ sûresinin 124. âyeti gereðince Efendimiz yakýn akrabasýný çaðýrarak, onlarý Ýslâm'a dâvet etmiþti. Amcasý Ebû Leheb galiz sözler sarfederek, "Bizi bunun için mi çaðýrdýn?" demiþti. Bunun üzerine bu sûre indi.)
112-el-ÝHLÂS :Ýhlâs, samimi olmak, dine içtenlikle baðlanmak, esaslarýný sýrf Allah rýzasý için uygulamak anlamýnadýr. Mekke'de inmiþtir, 4 (dört) âyettir. Ýslâm'ýn tevhid akîdesinin en özlü ve anlamlý ifadesidir.
113-el-FELAK :Felak, sabah manasýna geldiði gibi yarmak manasýna da gelir. Bunndan sonra gelen Nâs sûresiyle birlikte ikisine "iki koruyucu" anlamýnda "muavvizeteyn" denir. Bu sûrelerin þifa maksadýyla okunduðuna dair hadisler vardýr. Medine'de inmiºtir. 5 (beº) âyettir.
114-en-NÂS : Nâs, insanlar demektir. Medine'de inmiþtir, 6 (altý) âyettir.
|