Kur’an Lut kavminden bahsederken, gönderildiði toplumu çökerten bozulmanýn cinsel ahlak alanýnda olduðunu hatýrlatýr. Þuayb peygamberin halkýnýn da ticari ahlakta yozlaþtýðýný belirtir. Hz. Þuayb onlara tevhidi ve ticari hayatta dürüst olmayý teblið etmiþtir. Ne var ki onlar, bütün bu çaðrýlara kulak asmayýnca, þiddetli bir deprem ve korkunç bir gürültü ile helak olmuþlardýr.
Giriþte verilen ayette dikkati çeken hususlardan biri, ölçü ve tartýda insanlarýn dikkatli olmalarý uyarýsýnýn, kulluðun sadece Yüce Allah’a yapýlmasý gerektiði belirtildikten hemen sonra gelmesidir. Diðer bir ifadeyle burada Allah’ýn hukuku ile kullarýn hukuku beraber ele alýnmaktadýr. Dolayýsýyla dinî deðerler sisteminde Yüce Yaratýcý’nýn hukuku önemli olduðu gibi kullarýn hukuku da önemlidir.
Hud suresi 84. ayeti, iki zulüm çeþidine karþý insanlarý uyarmaktadýr. Birincisi, Allah Teala’ya ortak koþmak, diðeri de kullarýn mallarýný gasp etmektir. Þirk, Allah’a karþý haddi aþmak ve zulümdür. Ticari hayatta da ölçü ve tartýya riayet etmemek, haddi aþmak ve zulümdür.
Þirke düþmek, isyan ve günah olduðu gibi, ticari hayatta hak ve hukuka riayet etmemek de isyan ve günahtýr. Din, sadece Yüce Yaratýcý’ya karþý olan görevlerimizde samimi olmayý deðil, ticari hayatýmýzda da hileden uzak ve dürüst olmayý emretmektedir. Allah’a karþý dürüst olanlar, ticari hayatlarýnda da dürüst olurlar. Aksini söylemek de mümkündür. Yani ticari iliþkilerinde hile yapanlar, Cenab-ý Hak’la olan iliþkilerinde samimi deðillerdir.
Günümüzde üretim ve tüketim aþamalarýnda ve ticari iþlemlerde deðiþik þekillerde hak-hukuk ihlalleri olmaktadýr. Hz. Þuayb’ýn yukarýda naklettiðimiz uyarýlarýný, kul hakkýný yemenin haram oluþu çerçevesinde ele aldýðýmýzda, birçok fiilin buna dâhil olduðunu söyleyebiliriz. Mesela günümüzde üretilen malda kalitesiz veya eksik ham madde kullanmak, gýda maddelerine haram veya saðlýða zararlý maddeler katmak, iþçinin ücretini zamanýnda ödememek, ziraat ürününün bedelini geciktirmek, hileli yolla mal pazarlamak, saðlýða faydalý diyerek sahte ilaçlar piyasaya sürmek, ayet çerçevesinde deðerlendirilebilecek meþru olmayan fiillerdir.
Günümüzde kamu mallarýna karþý olan sorumsuzluk gittikçe artmakta, helale-harama yeterince dikkat edilmemektedir. Bazý kimseler, devletin malýný zimmete geçirmenin veya þahsi iþlerinde kullanmanýn sanki hiçbir dinî sorumluluðu yokmuþ gibi hareket edebilmektedirler. Herhangi bir rahatsýzlýk duymadan bu tür fiiller iþlenebilmektedir. Devletin malýnýn milletin malý olduðu, onda tüyü bitmemiþ yetimin hakký bulunduðu unutulmaktadýr.
Yine, vergi kaçýrmak, kaçak elektrik kullanmak, memuriyet görevini savsaklamak, hasta olmadýðý hâlde rapor kullanmak, kamu malýný israf etmek, ihale þartlarýna uymayarak inþaat malzemesinden çalmak, ehil olmadýðý bir iþi üstlenmek, eþ dost ve akrabayý kayýrmak, sorumluluk sahasýnda mevzuata aykýrý fiillere göz yummak, makam arabasýný þahsi iþlerinde kullanmak, bu baðlamda akla gelen ve dinin yasakladýðý fiillerdir.
Ayetin devamýnda “Allah’ýn bakýyyesi” ifadesi geçmekte ve bunun müminler için daha hayýrlý olduðu belirtilmektedir. “Allah’ýn bakýyyesi” ifadesiyle Þuayb peygamber, Medyen halkýna helalle iktifa etmelerini, haksýz kazanca kapýlarak sahip olduklarý temiz ve helal nimetleri haramla kirletmemelerini telkin etmiþtir. Yine bununla hak hukuka riayet etmeden, helal haram demeden kazanýlan çok malýn deðil, az da olsa helalinden kazanýlan malýn hayýrlý olduðu ifade edilmektedir. Nitekim kültürümüzde “Haramýn temeli olmaz” atasözü vardýr. Bununla haram malýn fayda getirmeyeceði, bir gün yok olup gideceði anlatýlýr.
Kur’an, haksýz kazanç yasaðýný ele alýrken konuyu baðlantýlý bulunduðu diðer sosyal olgularla beraber deðerlendirir. Böylece bir anlamda dinî ve ahlaki yozlaþmanýn deðiþik alanlardaki tezahürüne atýfta bulunur; aradaki sebep sonuç iliþkisine ve birbirlerini nasýl tetiklediðine dikkatleri çeker.
Alýþ veriþ toplumun gündelik hayatýnýn vazgeçilmezlerinden biridir. Ýnsanýn hayatýný doðrudan etkiler. Dolayýsýyla bu alan hile, adaletsizlik, karaborsa vb. olumsuzluklara bulaþtýrýlýrsa, toplumsal hayat iyice yozlaþýr, fitne ve fesat yaygýnlaþýr, neticede toplumsal dokuyu çözen ve çökerten olumsuz geliþmeler meydana gelir. Çünkü bahsedilen hakkaniyetten uzak hileli iþlemler, insanlarýn birbirine olan güvenlerini sarsar, tolumda yalan, iftira, saygýsýzlýk ve sevgiden yoksunluðu beraberinde getirir.
Yukarýda iþaret ettiðimiz gibi, ölçü ve tartýda adaletten sapma, bunun yaygýnlaþmasý, yeryüzünde karýþýklýk ve fesadý beraberinde getirmektedir. Nitekim ölçü ve tartýda adalet emredildikten sonra, “Fesatçýlýk yaparak yeryüzünde karýþýklýk çýkartmayýn” uyarýsý gelmektedir. Kýsaca, birleþik kaplar misalinde olduðu gibi haksýz kazanç, kiþinin haramla beslenmesine, o da manevi hayatýnýn inanç ve fiillerinin isyana ve günaha kaymasýna sebep olabilmektedir.
Þu ayetin de bu baðlamda deðerlendirilmesi mümkündür: “Ey iman edenler! Karþýlýklý rýzaya dayanan ticaret dýþýnda mallarýnýzý aranýzda haksýzlýkla yemeyin. Ve kendinizi öldürmeyin.” Ayette görüldüðü gibi, sadece karþýlýklý rýzaya dayalý alýþ veriþe müsaade edilmekte, bunun dýþýndaki iþlemler batýl ve haksýz kazanç olarak deðerlendirilmektedir. Ayný ayetin devamýnda “Kendinizi öldürmeyiniz” ifadelerinin geçmesi dikkat çekicidir. Bir yoruma göre haksýz kazancý meþru hâle getiren sistem ve uygulamalar, sadece bireysel zararlar doðurmamakta, yaygýnlaþarak toplumsal dokuyu tahrip etmekte, onun maddi ve manevi varlýðý üzerinde öldürücü bir etki yapmaktadýr.
Bu anlamda sosyal adaletin bozulmasý, anarþiyi körükler. Bir kere topum düzeni bozulup asayiþ ortadan kalkýnca can güvenliði de tehlikeye düþer. Yasadýþý örgütler devreye girerek hak hukuk ihlalleri yaygýnlaþýr, örgütlü suçlar çoðalýr. Yalnýz haksýzlýða uðrayanlar deðil, baþkasýnýn malýný haksýz olarak alýp yiyen veya baþkasýnýn canýna haksýz olarak kýyan da bu güvensizlikten nasibini alýr. Kendisi canýndan olduðu gibi yakýnlarýnýn da mal ve canlarý zarar görür.
|