Sözlük anlamý
“K-f-r” kökü, sözlükte bir þeyi örtmek, gizlemek, nimeti inkâr etmek ve nankörlük etmek anlamýna gelir.Araplar, zýrhýný elbisesi ile örtüp gizleyen kimse için “kefere dýr’ahû”, silahýný örtüp gizleyen kiþiye “mükeffir” karanlýðý ile her þeyi örtüp gizlediði için geceye, tohumu topraða gömüp gizlediði için çiftçiye, içindekileri gizlediði için denize, büyük nehre ve büyük vadiye “kâfir” (çoðulu küffar, kefere ve kifar) demiþlerdir. Kelimenin kök anlamý bir þeyi örtmek ve gizlemektir.
Din dilindeki anlamý
Din dilinde “küfr” kelimesi, “iman” kelimesinin; ayný kökten gelen “küfran” kelimesi ise “þükr” kelimesinin zýddý olarak kullanýlmýþtýr. Her iki anlamýn, kelimenin kök anlamý ile iliþkisi vardýr. Çünkü iman etmeyen kimse, hakký örtmüþ ve gizlemiþ, nimete þükretmeyen kimse ise nimeti bilerek inkâr etmiþ ve nimeti verene nankörlük etmiþtir.
Kur’an’daki anlamý
1. Allah’ýn varlýðýný, birliðini, sýfatlarýný, peygamberlerini, kitaplarýný, meleklerini, ayetlerini, kýsaca Peygamberimizin Allah’tan alýp bize haber verdiði ve iman edilmesi zorunlu olan þeyleri inkâr etmek, tasdik etmemek, kabul etmemek, yalan saymak, beðenmemek, alay konusu yapmak, helalý haram, haramý helal saymak, iman esaslarýný kalp ile tasdik etmemek ve Allah’ý ortak koþmak. Kur’an’da küfr kelimesi Bakara suresinin 6’ncý ayetinde olduðu gibi genelde imanýn zýddý anlamýnda kullanýlmýþtýr.
2. Nimete nankörlük etmek. Mesela; Bakara, 2/152, Þuara, 26/19 ve Neml, 2/40 ayetlerinde bu anlamda kullanýlmýþtýr.
3. Hakký bilerek inkâr etmek. Mesela; Bakara, 2/89 ayetinde bu anlamdadýr.
4. Beri olmak, tanýmamak, uzak durmak. Mesela; Ankebut, 29/25 ayetinde bu anlamdadýr.
5. Örtmek, gizlemek. Mesela; Hadid, 57/20 ayetinde bu anlamdadýr.
Küfrün çeþitleri
Küfür, genel olarak iki kýsma ayrýlýr:
1) Küfr-ü itikadiyani insaný dinden çýkaran, kâfir yapan küfür. Bu küfür þu kýsýmlara ayrýlýr:
a) Küfr-ü inkari.Bu, kalbi ve dili ile Allah’ýn varlýðýný veya peygamberi, Kur’an’ý ve Ýslam’ý kabul etmemek veya ilahlýk iddia etmek þeklinde olur. Firavun’un küfrü (Naziat, 79/24.) bu çeþit bir küfürdür.
b) Küfr-ü cühut(bilerek yapýlan küfür). Hakk’ý kalbi ile ikrar ettiði ve bildiði hâlde dili ile ikrar etmemektir. Mesela Bakara, 2/89 ayetinde geçen küfür bu anlamdadýr.
c) Küfr-ü tekzip(yalanlama küfrü). Bu; Allah’ý, peygamberini ve ayetleri yalanlama þeklinde olur. Mesela Ankebut, 29/68 ayetinde geçen küfür bu anlamdadýr.
ç) Küfr-ü istikbar(kibirlenme küfrü). Bu, Hakk’ý bildiði hâlde kibrinden dolayý kabulden imtina etmektir. Mesela Bakara, 2/34 ve A’raf, 7/11 ayetlerinde bildirildiði gibi Ýblis, Allah’ýn Âdem’e secde emrine kibirlenerek karþý çýktýðý için kâfir olmuþtur.
d) Küfrü inadi(inadýna küfür).Küfür-Kâfir Bu, Hakk’ý bildiði hâlde kabul etmemektir. Ýman etmeden ölen Peygamberimizin amcasý Ebu Talib’in küfrü bu çeþit bir küfürdür.
e) Küfrü’þ-þek(þek ve þüphe küfrü). Kur’an’da bildirilen gerçeklerden söz gelimi meleklerin, cinlerin ve ahiret hayatýnýn varlýðýndan þüphe etmek bu tür bir küfürdür. (bk. Yunus, 10/94; Hucurat, 49/15.)
f) Küfr-ü ý’rat(Kur’an’dan yüz çevirme küfrü). Mesela Ahkâf, 46/3ayetinde geçen küfür bu tür bir küfürdür.
g) Küfr-ü nifak(münafýðýn küfrü). Bu, Münafikûn, 63/1-3 ayetlerinde beyan edildiði gibi dili ile iman esaslarýný ikrar ettiði hâlde kalbi ile tasdik etmemektir.
ð) Küfr-ü þirk(Allah’a ortak koþma küfrü). Bu, iman ve ibadetinde baþkalarýný Allah’a ortak koþmak, Allah’tan baþka ilah kabul etmektir. Mesela Maide, 5/72 ayetinde de geçen küfür bu çeþit bir küfürdür.
h) Küfr-ü tefrik(parçalý küfür). Bu; iman esaslarýnýn, ayetlerin, haramlarýn, emir ve yasaklarýn bir kýsmýný kabul edip bir kýsmýný kabul etmemektir. Mesela Nisa, 4/150-151 ayetinde bu tür kimselere “gerçekten kâfir” denilmiþtir.
2. Küfr-ü ameli(insaný dinden çýkarmayan küfür). Bu, nimetlere nankörlük etmektir. Mesela Nahl, 16/112 ayette geçen küfür kelimesi bu anlamdadýr. Þartlarýna uygun iman ettiði hâlde dinin emir ve yasaklarýna riayet etmede gevþeklik gösteren söz gelimi, yalan söyleyen, içki içen, kumar oynayan, namaz kýlmayan, domuz eti yiyen, zina eden, hýrsýzlýk yapan kimse Allah’a nankörlük etmiþ, isyankâr ve fasýk olmuþtur.
“Küfr”, Kur’an’da insanýn inanç, söz, eylem ve davranýþlarýndaki olumsuzluðunu ifade eden bir kavramdýr. Kur’an’da inkâr edilen þeyler; Allah, Allah’ýn ayetleri, peygamberler, melekler, kutsal kitaplar, ahiret hayatý, kýyametin kopmasý, Kur’an ve iman zikredilmiþtir. (Nahl, 16/106; Nisa, 4/56, 136; Sebe’, 34/3; Fussýlet, 41/41; Ankebut, 29/67; Maide, 5/5.)
Küfür; kalbi bir hastalýktýr, tedavisi, tövbe edip iman etmektir. Hangi çeþit küfre sahip olursa olsun insan, küfrü terk eder, “la ilahe illallah Muhammedü’r-Rasulüllah” derse mümin olur. Ýman, kiþinin küfür hâlindeki günahlarýný silip yok eder. Küfürde direnen insan, kendi aleyhine yapmýþ, nefsine zulmetmiþ ve kendisini ebedî ziyana sürüklemiþ olur.
Kur’an’da; Allah’ýn kâfirleri sevmediði, onlara gazap ve lanet ettiði ve onlarýn düþmaný olduðu bildirilmektedir. (Rum, 30/45; Nahl, 16/106; Âl-i Ýmran, 3/ 86-87; Bakara, 2/98.)
Kur’an’da kâfirlerin tanýmý
Birçok ayet-i kerimede kâfirlerin nitelikleri bildirilmektedir. Bunlardan bir kýsmýný þöyle sýralayabiliriz: Kâfirler; sapýk, fasýk, kibirli, mücrim, þerli, bozguncu, zalim (Âl-i Ýmran, 3/90; Nur, 24/55; Ahkâf, 46/20; Casiye, 45/31; Enfal, 8/55; Nahl, 16/88; Bakara, 2/254.) hakký batýl ile yok etmek için mücadele veren (Kehf, 18/56.), dünyayý ahirete tercih eden, (Nahl, 16/107.), Allah’a yalan isnat eden, peygamber, ayetler ve müminler ile alay eden, dinlerini oyun ve eðlence yerine koyan, Kur’an’a büyü, eskilerin masalý, yalan ve uydurma diyen, hakký yalanlayan ve batýla uyan (Maide, 5/103; Yunus, 10/105; A’raf, 7/51; Yunus, 10/2; En’am, 6/25; Furkan, 25/4-5; Ýnþikâk, 84/22; Muhammed, 47/3.) kimselerdir.
Kâfirler için hazýrlanan (Nisa, 4/137-138.) cehennemin yakýtý kâfirlerdir. (Âl-i Ýmran, 3/10.) Cehennemde kâfirlere büyük, þiddetli, acýtýcý, alçaltýcý ve çok kötü bir azap, ateþten elbiseler, demirden kamçýlar ve kaynar sudan içecekler vardýr; üzerlerine kaynar su dökülür, boyunlarýna halkalar vurulur, derileri ateþte yandýkça azabý tadýp durmalarý için yenilenir, azaptan kurtulamazlar, onlara yardým eden de bulunmaz. (Nahl, 16/106; Âl-i Ýmran, 3/14; Maide, 5/36; Nisa, 4/102; Casiye, 45/11; Hac, 22/19-21; Yunus, 10/4; Hac, 22/20; Yasin, 36/8; Nisa, 4/56; Enbiya, 21/39.)
Kâfirler, “Keþke Müslüman olsaydýk.” (Hicr, 15/2.) ve “Keþke toprak olsaydýk. ”(Nebe, 78/40.) diye temenni ederler, piþman olurlar, ama piþmanlýklarý kendilerine bir fayda vermez. Kâfirler için ahirette af ve maðfiret yoktur, cehennemde ebedî olarak kalýrlar.
|