Hayat ve ölüm, gökler ve yerler, kýsaca bütün varlýk bir amaca yönelik olarak yaratýlmýþtýr. O da, insanýn bu dünyada denenmesidir. (Hud, 11/7; Mülk, 67/2.) Varlýðýn sahibi, hikmeti mucibince böyle takdir buyurmuþtur. Ne olursa olsun, insan bu dünyada imtihan edilecektir.
Ýyilerle kötüler birbirinden ayrýlacaktýr. Islah edenlerle ifsat edenler, ihya edenlerle imha edenler belli olacaktýr. Þeytanýn adýmlarýný takip edenlerle Rahman’ýn çaðrýlarýna uyanlar tespit edilecektir. Böylece iyilerle kötüler ayný kefeye konmayacaktýr. Yaþ kuru beraber yanmayacaktýr. Kimsenin yaptýðý yanýnda kâr kalmayacak, hak ve adalet mutlaka yerini bulacaktýr.
Neden insan bu zorlu sýnava tabi Tutulmuþ tur? Çünkü insanýn hayatý manevi anlamda bir yükseliþtir. Onun varoluþ gayesi bu þekilde konmuþtur. Dünya iþleri de böyle yürümüyor mu? Kariyer sahibi olmak isteyenler hep imtihan edilmiyor mu? Gözü yukarýda olanlar çalýþýr çabalar, imtihana hazýrlanýrlar. Demek ki imtihan, insanýn dünyevi ve manevi yükseliþinin temel dinamiðidir.
Dünya hayatýnda bir seçime tabi tutuluyoruz. Bir kulluk yarýþýndayýz. Böylece doðru olanlarla münafýklarýn yollarý belli oluyor. Dürüst olanlarla ikiyüzlülerin saflarý ayrýlýyor. Dünya için çalýþanlarla ahiret için çalýþanlar tefrik ediliyor. Ebedî olana talip olanlarla fani olanýn peþine düþenler ortaya çýkýyor. Hayra öncülük edenlerle fesadý körükleyenler belli oluyor. (Âl-i Ýmran, 3/179; Enfal, 8/37.)
Yaþadýðýmýz hayat, biz müminler için adeta engelli bir koþu gibi. Bu engeller, bazen bela ve musibet olarak bazen de nimet ve refah olarak karþýmýza çýkmaktadýr. (Enbiya, 21/35.) Ýþte ebedî kurtuluþ, bu imtihan engellerini tek tek aþabilenlere nasip olacaktýr. Hayatýn her alaný bizim için sanki bir süzgeç vazifesi görmektedir. Her iþ, bizim gerçek kimliðimizi, sadakatimizi veya ikiyüzlülüðümüzü ortaya koymaktadýr. (Âl-i Ým-ran, 3/186.)
Kur’an, insanýn bu dünyadaki imtihanýna dair dikkat çekici örnekler verir. Mesela Talut-Calut kýssasý bunlardan biridir. Anlatýma göre Talut savaþmak üzere ordusuyla yola çýkar. Ancak bu yolculukta beklenmedik bir þey olur. Allah Teala onlarý önlerine çýkan bir nehirle imtihan eder. Aslýnda uzun bir yolculuktan gelmek tedirler ve iyice susamýþlardýr. Ne var ki bu nehirden keyiflerince iç meleri kendilerine yasaklanýr. Bir askerin sadece bir avuç dolusu su içmesine müsaade edilir. An Her Dem Ýmtihan Yoksa siz, (dinin yayýlýp yaþanmasý uðrunda) içinizden ciddi çaba harcayanlarý ve sabredenleri Allah ortaya çýkarmadýkça kolayca cennete girivereceðinizi mi zannettiniz? (Âl-i Ýmran, 3/142.) Vahyin Aydýnlýðýnda Prof Dr. Ý. Hilmi Karslý Din Ýþleri Yüksek Kurulu Üyesi cak askerlerin çoðu suya dayanamaz; kana kana ondan içerler. Ýþte bu imtihanýn kaybedilmesi demekti. (Bakara, 2/249.)
Kur’an, insanýn bu dünyadaki imtihanýna dair dikkat çekici örnekler verir. Mesela Talut-Calut kýssasý bunlardan biridir. Anlatýma göre Talut savaþmak üzere ordusuyla yola çýkar. Ancak bu yolculukta beklenmedik bir þey olur. Allah Teala onlarý önlerine çýkan bir nehirle imtihan eder. Aslýnda uzun bir yolculuktan gelmektedirler ve iyice susamýþlardýr. Ne var ki bu nehirden keyiflerince içmeleri kendilerine yasaklanýr. Bir askerin sadece bir avuç dolusu su içmesine müsaade edilir. Ancak askerlerin çoðu suya dayanamaz; kana kana ondan içerler. Ýþte bu imtihanýn kaybedilmesi demekti. (Bakara, 2/249)
Bu kýssalar, yaþanan tarihî tecrübeler olarak önümüze konmaktadýr. Elbette ki müminler olarak buradan alacaðýmýz birçok ders vardýr. Olaylar tarihî, hatta birkaç bin yýl öncesine ait olabilir. Ancak bilmeliyiz ki imtihan olgusu sadece eski kavimlere mahsus bir þey deðildir. Rabbimiz onlarýn þahsýnda aslýnda bizleri uyarmaktadýr.
Benzer sýnamalardan tekrar tekrar her birimiz geçirilmekteyiz. Sokakta, evde, iþ yerinde imtihan ediliyoruz. Bu, bazen fert bazen de toplum planýnda olmaktadýr. Demek ki en kritik anlarda bir denemeye tabi tutulabiliriz, sabrýmýz zorlanabilir. Þeytan, bazý haramlarý bizle re alabildiðine cazip gösterebi lir. Haramlarýn çekiciliði zihni mizi ve gönlümüzü allak bullak edebilir. Böylece sadakatimiz ve kararlýlýðýmýz test edilebilir. Ýþte böyle anlarda “imtihan uyanýklýðý” son derece önemlidir.
Biz, bu anlarýmýzý bir imtihan cilvesi olarak kabul ederiz. Mercek altýnda olduðumuzu düþünürüz. Ýlahî murakabenin üzerimizde yoðunlaþtýðýný fark ederiz. Þeytan taifesinin baþýmýza üþüþtüðünü görür gibi oluruz. Dolayýsýyla ilahî sýnýrlarý koruma noktasýna olaðanüstü bir gayret gösteririz. Çünkü aksi bir durum, Allah korusun, manevi hayatýmýzýn yýkýlmasýna ve her þeyin altüst olmasýna sebep olabilir.
Ýnsanoðlu, þu hayatýn akýþý içerisinde debelenip durur. Hâlden hâle sürüklenir. Kimi zaman yükselir, kimi zaman alçalýr.Ýniþler ve çýkýþlar birbirini kovalar. Ýnsan bazen yokluðu, bazen de varlýðý tadar. Kimi zaman belalar üst üste gelir. Kimi zaman da nimete ve refaha boðulur. Mutluluk ve süruru yaþarken, beklenmedik bir þekilde kedere gark olabilir. Bela dalgalarýyla boðuþurken, bir anda sahil-i selamete çýkabilir.
Þu ayette belirtildiði gibi imtihan insanýn bu dünyadaki kaderidir: “Ýnsanlar, ‘inandýk’ demekle imtihan edilmeden býrakýlacaklarýný mý zannederler. Biz elbette kendilerinden önce yaþamýþ olanlarý imtihan etmiþtik. Allah elbette (þimdiki müminleri de imtihan edip) iman iddiasýnda sadýk olanlarla, samimiyetsiz olanlarý elbette bilecektir.” (Ankebut, 29/2-3.)
Hz. Yusuf’tan Hz. Eyyub’a, Hz. Musa’dan Hz. Muhammed’e peygamberlerin hayatlarý imtihanlarla doludur. Dünyevi planda onlar kimi zaman sýkýntý çekmiþ, kimi zaman da yükselmiþlerdir. Ancak istikametlerini hiç kaybetmemiþlerdir. Dolayýsýyla düþtükleri zannedilirken yücelmiþ, kaybederken de hep kazanmýþlardýr.
Ýnsan, bu gelgitler, yükseliþ ve düþüþler arasýnda hep bir imtihan kuþaðýnda bulunur. Bütün bu geliþmeler karþýsýnda bir tavýr sergiler. Bir duruþ ortaya koyar. Böylece onun gerçek imani ve ahlaki kiþiliði açýða çýkar. Samimiyeti ve içtenliði veya sahteliði ve ikiyüzlülüðü anlaþýlmýþ olur. Ýfade yerinde ise, Mevla nazarýndaki kýymet-i harbiyesi belli olur.
Ýnsanlardan kimin Allah yolunda çaba sarf ettiði, kimin bu uðurda zorluklara göðüs gerdiði mutlaka tespit edilecektir. Allah yolunda koþanlarla oturanlar eþit tutulmayacaktýr. Hak ve adaletin yayýlmasý için gayret edenlerle boþ vermiþler ayný kefeye konulmayacaktýr. Tevhidin yayýlmasý için çýrpýnanlarla dertsiz, tasasýz yaþayanlar ayný tutulmayacaktýr. Davasý Allah’ýn kelimesini yüceltmek olanlarla davasý kendini yüceltmek olanlar açýða çýkartýlacaktýr.
Nitekim bu ilahî yasa sýk sýk Kur’an’da bizlere hatýrlatýlýr. Bunlardan biri de þudur: “Hepinizi mutlaka sýnayacaðýz ki (Bizim yolumuzda) üstün gayret gösterenleri ve sýkýntýlara göðüs gerenleri (diðerlerinden) ayýrabilelim.” (Muhammed, 47/31.)
|