Ýhtiyarlamýþ vicdaný uyuyan küremiz, gücünü Kitab’ýndan alan, hakikat iþtiyakýna sahip, toplumun yüreðine yerleþebilecek ve onlarý dönüþtürebilecek idealist genç bir nesille uyanacaktýr. Bu nedenle Kur’an-ý Kerim, peygamberlerle onlarýn genç yardýmcýlarýný insanlýða model gösterir.
Gece karanlýklara yenilmeyen (En’âm, 6/76.), “Rabbim bu mudur?” (En’âm, 6/77.) derken araþtýran, “Ben batanlarý sevmem.” diyerek farkýndalýk oluþturan, kulluk bilincini kuvvetlendirecekler üzerinde uzun uzun tefekkür eden, sonrasýnda “Ben yüzümü tamamen gökleri ve yeri yoktan var edene çevirdim.” (En’am, 6/79.) teslimiyetiyle mesaj veren, toplumunu, batýl inanç sistemlerini sorgulamaya davet eden Ýbrahimî gençlerden Kitab-ý Kerim övgüyle bahseder.
Küfrün belini kýrmaya putlarý kýrmakla baþlayan (Ýbrahim, 21/58.), yalnýzca tek olana yakaran, Rahman’ýn ateþler içerisinde yakmadýðý, vakarlý ve mütevekkil Ýbrahim’i (Enbiya, 21/69.), çaðýn yangýnlarýnda tutuþmamalarý için gençlere üsve kabul eder.
Babasýný uyararak “Sen putlarý tanrýlar mý ediniyorsun? Doðrusu ben seni ve kavmini apaçýk bir yanlýþlýkta görüyorum.” (En’âm 6/74.) sözleriyle kavmine direnen civanmert Ýbrahim, eviremeyince kavmini, çevirmiþ kýblesini babadan, diyardan öte, sevdasýna sevdiklerini terk ederek göçüvermiþ uzak diyarlara. Allah’a hicret edeni (Saffat, 37/99.) halil kabul eden Allah (Nisa, 4/125.), son derece aðýrbaþlý, insanlara karþý yumuþak huylu (Tevbe, 9/114.) misafirperver (Zariyât, 51/24.) ve dürüst (Meryem, 19/41.) olan genç Ýbrahim’i “dost” edinmiþ, davasýna ödediði bedel için, bedel ödeyenlere her yönüyle numune göstermiþtir Kitab’ýnda. (Mümtehine, 60/6.)
Kendisine bir ümmet bulamayýnca Hz. Ýbrahim, kendisine ümmet olsun diye ister Rabbinden “salihlerden bir evlat”. (Saffat, 37/100.) Elbet kabul eder Rabbi ve Hz. Ýbrahim’e “yumuþak huylu” (Saffat, 37/101.) Hz. Ýsmail’i armaðan eder. Yetmez, “sonraki kuþaklar için iyi bir ün” de býrakýr.” (Saffat, 37/108.)
Ýman etmek imtihan olmaya engel deðil ya! Genci de yaþlýsý da imtihana tabi. Baþlar genç Ýsmail’in imtihaný. Hz. Ýbrahim ve Ýsmail’in hikâyesi, aslýnda bir baba ve genç oðlunun tevhit sýnavý baþarýsýnýn öyküsüdür. Tam büyümeye baþlamýþtýr ki Ýsmail, babasý Hz. Ýbrahim: "Yavrum, ben rüyamda seni boðazladýðýmý görüyorum! Ne dersin?” der. "Babacýðým, sana emredileni yap, inþallah beni sabredenlerden bulacaksýn." (Saffat, 37/102.) karþýlýðýný verir Ýsmail. Ýbrahimce sadýk, dost bir babaya, Ýsmailce teslimiyetin sahibi bir evlat baðýþlamýþtýr Rabb’i. Kur’an imtihanla karþýlaþýnca, Ýbrahimce yanlýþa direnmeyi, Allah’a verdiði söze sadýk kalabilmeyi, Ýsmailce emrine teslim olabilenlerden olmayý salýk verir ve onlarý “Müminler içinde Allah’a verdikleri sözlerde duran nice erler vardýr.” (Ahzab, 33/23.) sözleriyle över.
Genç Ýsmail babasýyla Kâbe’nin imarýna baþlar. Hem inþa hem tezyin düþmüþtür hisselerine. Çýraklýk yaparken Hz. Ýbrahim’e, ustalaþýr da Hz. Ýsmail. Birlikte dua ederler: “Rabbim, bizden kabul buyur!” (Bakara, 2/127.) yoksa yalnýz yorgunluk kalýr diye. Kâbe’nin temeline taþýdýklarý taþý, þeytana da atmýþlardýr baba ve oðul. (Taberi, Camiu’l-Beyan, XXI, 80-81.) Böylelikle Yüce Kitap, Hz. Ýsmail gibi camiye taþýdýðý taþlarý yerince þeytana fýrlatabilen, gerektiðinde Habibu’n-Neccar gibi taþlanabilen ama her durumda insanlýðý “Keþke kavmim bilebilseydi!” diye uyarabilen (Yasin, 36/26.) yiðit gençleri, bizlere örnek gösterir.
Öte yandan Hz. Âdem ile Nuh’un kaybeden evlatlarýnýn hikâyesini de taþýr bizlere. Biri kýskandýðý için kardeþini, kaybetmiþtir imtihanýný. (Bakara, 2/27.) Diðeri Allah’a sýðýnmak yerine tercih ettiði için daðlarý, boðulmuþtur bataklýklarda. (Hûd, 11/43.) Kur'an'ý Kerim, Nuh’un oðlu misali gemiyi görmezden gelerek daða sýðýnaný ve kýskandýðý için kardeþini kuyunun karnýnda terk edenleri deðil Yakuplarýn özlediði, darda Allah’ý unutmayan, varda yolunu kaybetmeyen, çaðýn bataklýklarýnda boðulmayan Yusuf modelli gençleri takdir eder.
Kur’an’a göre iffet, kadýna yakýþtýðý kadar erkeðe de yakýþmaktadýr. Bundan ötürüdür ki, Allah’tan çekinen Hz. Yusuf’un (Yusuf, 12/24.) kýssasýný sure yapmýþtýr baþlý baþýna. Allah’ý önceleyen, ikramý olan güzelliðini verenin rýzasý dýþýnda kullanmayan, onun emirlerini çiðnemek yerine karþýsýndakinin meþru olmayan isteklerini çiðnemeyi tercih eden, günaha koþarken deðil günahtan kaçarken sýrtýndan hançerlenen, yoldan çýkmayan, çýkarmayan, zinaya zindaný tercih eden, tercih ettiði zindaný medreseye, dünyevi cezasýný uhrevî mükâfata dönüþtürebilen iffet abidesini, çaðýn Yusuflarýna örnek gösterir. Elindeki telefonunda önüne çýkan haramlarý görmemek için sayfasýný kapatan, izlediði televizyonun kanalýný deðiþtiren, gözünü gönlünü çirkinliklerden çeviren, yüzünü ona dönen, kendisine gösterdiði özen kadar onun emirlerini yerine getirmeye özen gösteren çaðýn delikanlýlarýna örnek olarak taþýr.
Hazinenin baþýnda hazineden aþýrmayan (Yusuf, 12/55.), imkânda þaþýrmayan, imtihanda kaybetmeyen, güçsüzken duayý, güçlü iken affý önceleyen Hz. Yusuf’u (Yusuf, 12/92.), karýndaþýný ve mümin kardeþini affedemeyen Yusufçuklara örnek gösterir.
Ýffet sahibi genç delikanlýlara öncülük eden Hz. Yusuf’tan bahseden Kur’an, genç kadýnlara örnek, abide Hz. Meryem’i de övgüyle anar. (Âl-i Ýmran, 3/37.) Adayan anasýnýn duasýna fiilî karþýlýk adanmýþ Meryem, daha gençken Rabb'inin ikramýna mazhar (Âl-i Ýmran, 3/37.), akabinde imtihanýna muhatap olmuþ (Meryem, 19/13.), sonunda ak pak olarak geçebilmeyi baþarmýþ genç bir kadýndýr. Allah’ýn beytine daha bebek iken alýnmamakla baþlayan imtihaný hayatý boyunca sürüvermiþtir. Bakýmýný üstlenmek, kalem yarýþlarýna giriþen ilim erbabý arasýndan eniþtesi Zekeriya’da kalmýþtýr. (Âl-i Ýmran, 3/44.) Kadýnýn mabede, okula istenmediði bir çaðýn insanýna inat Allah onu evine almýþ, dersini mihrapta alan Hz. Meryem’le insanlýða ders vermiþtir.
Kötü sýfatlarla anýlmaktansa “unutulmayý” (Meryem, 19/23.) yeðleyen iffet ve abideliðin öncüsü Hz. Meryem’i, çaðýn genç kadýnlarýna en muhteþem imtisal olarak göstermiþtir, Yüce Kitap. O, kimsenin bulunmadýðý mekânda kendisine yaklaþandan uzaklaþarak: “Senden, Rahman'a sýðýnýrým. Eðer Allah'tan çekinen biri isen bana yaklaþma” diyecek erdemi gösteren, saldýrgan kavmine “susarak” (Meryem, 19/26.) en güzel karþýlýðý veren, kendisini beþikteki yavrusunun savunduðu (Meryem, 19/30.) yürekli, imanlý bir genç kadýndýr. (Meryem, 19/18.)
Kur’an-ý Kerim erkeðin öncelendiði kadýnýn ötelendiði dönemlerde, bir kadýndan hem de erkek eli deðmeden bir erkek dünyaya getirmiþ, erkek ya da kadýn olmanýn deðil, Allah katýnda ancak kulluðun deðer bulduðunu genç kadýn Meryem eliyle haykýrmýþtýr. Kitap, Hz. Meryem gibi iffetiyle abideleþen, hayâsýyla hayatýný bütünleþtiren, Rabbi istediði için örtünen, rükû edenlerle rükû eden (Âl-i Ýmran, 3/43.), camide, okulda eðitilen, toplumda deðer üretebilen seçkin genç kadýnlarý takdir eder.
Kadýn olmadan yaratýlan Hz. Âdem gibi erkek olmadan yaratýlan Meryem oðlu Ýsa da ulü’l-azm peygamberlerin gençlerindendi. Kelamullah (Nisa, 4/171.) olan, Ruhu’l-Kuds ile desteklenen (Bakara, 2/253.), kavmine gökten sofra indirilen (Maide, 5/114.) Hz. Ýsa’yý, öldürmek isteyenlere karþý da Allah korumuþtu. (Nisa, 4/157.)
Hz. Meryem’in abideliðine hayran olan Hz. Zekeriya’nýn duasýna karþýlýk (Âl-i Ýmran, 3/38.) “efendi, zahit ve nefsine hakim” Hz. Yahya’yý (Âl-i Ýmran, 3/39.) müjdelemiþ ve ona “Ey Yahya, kitaba sýmsýký sarýl!" (Meryem, 19/12.) demiþtir Rahman. Kitabý kuvvetle kavrayan Yahya, kitabýndan asla vaz geçmemiþ lakin serden geçmiþ, canýný verene can vererek genç yaþta þehadete koþmuþ ve Allah’ýn selamýna mazhar olmuþtur. “Doðduðu gün, öleceði gün ve diriltileceði gün ona selâm olsun!” (Meryem, 19/15.)
Kavminin günahýný terk eden, “Rabbim! Bana göndereceðin her hayra öylesine muhtacým ki…" (Kasas, 28/24.) diye yakaran genç Musa’ya, kavminin günahýndan ýrak duran Hz. Þuayb’ýn iffetli kýzýný (Kasas, 28/23.) armaðan eden Allah, iffetlinin ancak iffetliye uygun olabileceðini belirtiyordu. (Nûr, 24/3.) Hz. Musa’ya genç bir kuþaktan baþkasý da iman etmemiþti. (Yûnus, 10/83.) Daha sonra yola koyulduðu da bir genç delikanlý idi. (Kehf, 18/60.) Genç peygambere genç arkadaþ veren Allah, genç kuþaktan ümit vardý elhamdülillah. Yüce Kitap, Hz. Musa gibi Harun arayan bir kardeþ, Hz. Harun gibi hakkýn yoluna yardýmcý bir yoldaþ olan gençliðe özlem duyar.
Abid gençlerin anýsýný da yâd etmiþti Kur’an. Hakikatleri krallarýna haykýran, tevhit mücadelesi uðruna maðarada yaþamayý tercih eden delikanlýlar sonunda: “Rabbimiz, bize katýndan bir rahmet ver ve bize þu iþimizden bir çýkýþ yolu hazýrla!" diye yardýmý, yalnýz Rablerinden istemiþlerdi. (Kehf, 18/10.) Kavimlerinin yanlýþlarý kulaklarýný yaralayanlarý, Rableri kulaklarýna aðýrlýk koyarak dinlendirmiþti. (Kehf, 18/11.) Birkaç genç yiðit sýfatýný Allah’tan alan birkaç genç, (Kehf, 18/12.) yýllar sonra uyandýklarýnda, kendilerini maðarada unutmayaný unutmamýþlar ve “Rabb'imiz, göklerin ve yerin Rabb'idir. O'ndan baþkasýna asla ilâh demeyiz.” diye haykýrmýþlardý. (Kehf, 18/14.) Çaðýn kokuþmuþluklarýndan inzivaya çekilebilen delikanlýlarý iþte böyle takdir eder Kur’an.
Ve Hz. Lokman’ýn genç evladýna hitabýyla ümmetin evlatlarýna nasihatte bulunur Kur’an. O “Yavrucuðum!” diye baþlamýþtý içten ve samimi: "Allah'a ortak koþma, çünkü ortak koþmak, büyük bir zulümdür. Anne babana iyi davranmayý ihmal etme. Yavrum, yaptýðýn iyilik veya kötülük, hardal dânesi aðýrlýðýnca bir þey de olsa, bir kayanýn içinde, göklerde veya yerde bulunsa Allah mutlaka onu getirir. Çünkü Allah’ýn bilgisi her gizli ve ince þeye ulaþýr. O, her þeyi haber alýr. Yavrum! Namazý dosdoðru kýl. Ýyiliði emret. Kötülükten alýkoy. Baþýna gelen musibetlere karþý sabýrlý ol. Çünkü bunlar kesin olarak emredilmiþ iþlerdendir. Ýnsanlara yanaðýný bükme ve yeryüzünde böbürlenerek yürüme. Zira Allah, kendini beðenip övünen kimseyi sevmez. Yürüyüþünde ölçülü hareket et, sesini de çok yükseltme.” (Lokman, 31/13-19.)
Allah’ýn son elçisi de gençlerin eðitimine ayný özeni göstermiþ, onlarla ayrý ayrý ilgilenmiþ, mescidinin yaný baþýndaki Suffe’de nice delikanlýya dinini öðretmiþtir. “Delikanlý! Sana bazý sözler öðreteceðim: Allah'ýn hakkýný koru ki Allah da seni korusun. Allah'ýn hakkýný gözet ki O'nu hep yanýnda bulasýn. Bir þey isteyeceðinde Allah'tan iste. Yardým dileyeceðinde Allah'tan yardým dile. Þunu bilmelisin ki bütün toplum bir konuda senin yararýna bir þey yapmak için bir araya gelse ancak Allah yazmýþsa sana destek verebilirler. Yine sana zarar vermek için bir araya gelseler ancak Allah yazmýþsa sana zarar verebilirler. Zira kalemler kaldýrýlmýþ, sayfalar kurumuþtur.” (Tirmizi, Sýfatü’l-kýyame, 59.) þeklinde onlara hatýrlatmada bulunmuþtur.
Ayrýca Hz. Nebi “Huþu duyan gençler, rükû eden yaþlýlar, emzikli bebekler ve otlayan hayvanlar olmasaydý mutlaka baþýmýza azap yaðardý.” (Ebû Ya’la, Müsned, XI, 287.) sözleriyle iffetini koruyan, sorumluluðunun bilincinde istikamet eri olan gençleri ilahî azabýn karþýsýndaki engeller olarak tanýtmýþtýr.
“Hiçbir gölgenin bulunmadýðý kýyamet gününde Rabb'inin arþýnýn gölgesinde barýndýrýlacaklar arasýnda, Rabbine kulluk ederek tertemiz bir hayat içinde serpilip büyüyen genci” (Buhari, Ezan 36.) saymasý ona verilen deðeri göstermesi açýsýndan önem arz etmektedir.
Hz. Yakup gibi özlediðimiz Yusuflara ulaþmak için Hz. Hacer gibi yürekli olmak ve Ýsmaillerin yok olmamasý için var gücümüzle koþmak zorundayýz.
Hz. Muhammed’e iman edenlerin öncülerinin gençler olduðu akýldan çýkarýlmamalýdýr. Ashabýný yýldýzlar olarak niteleyen Allah’ýn elçisinin yýldýzlarýndan olmaya aday, yýldýz yürekli genç dimaðlara selam.
Diyanet Aylýk Dergi / Ýsmail Çiçek
|