Ýnsan, biyolojik ve toplumsal bir varlýk olmasýnýn yanýnda zihninde oluþan ya da oluþturduðu deðerler sistemiyle diðer canlýlardan farklýlýk arz eder. Aristo’nun "düþünen canlý"sýna mukabil, Faslý bilgin Abdurrahman Taha’nýn deyimiyle insan “ahlaki bir canlýdýr” ki bu özelliði oluþturan da deðerler ve onlarýn sýra düzenidir.
Ýnsan, iki alternatif davranýþtan birini seçmekte tereddüt ettiðinde, deðer problemiyle karþý kar-þýyadýr. A davranýþýnýn yerine B’yi seçmesi, bir bakýma B’deki deðeri A’dakine öncelediði anlamýna gelir. Ýnsan ömrünün bu gibi birçok ter-cih ikileminde geçtiði bir gerçektir. Allah rýzasýný her þeyin önünde bir deðer olarak gören Müslümanýn, böyle durumlarda Allah’ýn insan için gerekli gördüðü deðerlere göre davranmasý gerekir. Ama bu durumda da söz konusu deðerlerin neler olduðu ve deðerler arasýndaki iliþki bir problem teþkil etmektedir.
Kur’an’ýn deðerlerini ve aralarýndaki sýra düzenini açýklayabilmek için, deðer kavramýný belirlemek gerekir. Deðer, kendisiyle nesnelerin/davranýþlarýn önem derecesinin belirlendiði, ulaþýlmak istenen, arzulanan genel niteliktir. Kur’an’a göre akletmek, dürüstlük, adalet, takva gibi davranýþ niteliklerini deðerli kýlan, Allah’ýn onlarý istemesi, insanlarýn davranýþlarýna yön veren nitelikler olarak görmesidir.
Kur’an deðerlerinin temelini Allah kavramý, insan ve onun ferdî sorumluluðu ile ahiret olgusu teþkil eder. Allah’a gönülden inanan Müslüman, kendi bireysel sorumluluðunun bilincinde olarak ve ahiret hayatýný dikkate alarak davranmak durumundadýr.
Bu temel deðerlerin zemini üzerinde Kur’an’ýn deðerlerini, bizzat gerçekleþtirilme durumunda olan deðerler anlamýnda fiilî deðerler ve insanýn bu deðerleri gerçekleþtirmesinde ona þevk ve heyecan veren deðerler anlamýnda motivasyon ve amaç deðerleri olarak iki grupta sýnýflandýrabiliriz.
Motivasyon ve amaç deðerleri
Motivasyon ve amaç deðerlerinin, Kur’an’da Allah’a þükretmenin (Zümer, 63.), azaptan kurtulup ebedi mutluluðu kazanmanýn (Bakara, 189; Âl-i Ýmran, 130, 200; Maide, 100.)ve Allah’ýn rýzasýný kazanmanýn (Tevbe, 72.)insaný saðlam davranýþlar (salih amel) ortaya koymaya teþvik eden deðerler olarak sunulduðunu görürüz.
Allah’a þükretmek, sadece dil ile "Allah’ým nimetlerine þükürler olsun!” demek deðil; daha önemli-si, Allah’ýn nimetlerine saðlam, doðru davranýþlar sergileyerek teþekkürde bulunmaktýr. Söz gelimi Beled suresinde (3–17) Allah, insana verdiði nimetleri hatýrlatmakta, ardýndan onun bu nimetlere karþýlýk ondan beklenen saðlam davranýþlarý, ayetin ifadesiyle bir kimseyi kölelikten kurtarmayý, bir öksüzü veya bir fakiri doyurmayý gerçekleþtirmediðini belirtmektedir. Yine "Ey Davut ailesi þükretmek için (iyi) davranýþta bulunun…" (Sebe, 13.)ifadesi de asýl þükrün, iyi eylemlerle ger-çekleþtiðini ifade eder.
Ebedi, mutluluðu kazanmak ile Allah’ýn rýzasýný kazanmak söz konusu olduðunda ise Allah’ýn tercihi, Tevbe suresinin 72. ayetinde belirtildiði gibi, sadece onun rýzasýný kazanmak için davranmaktan yanadýr.
Fiili deðerler
Ýnsanýn bu motivasyon deðerleri ile teþvik edildiði fiili deðerler ise kalbî deðerler ve somut eylem deðerleri olarak iki kýsýmdan oluþ-maktadýr. Kalbî deðerlerin iþlevi insanýn doðru ve saðlam davranýþlar sergilemesine uygun duygusal ve zihnî þartlarý saðlamaktýr.
Kur’an’da kalbî deðerleri akli faaliyet, inanmak, takva, Allah’ý hatýrlamak ve ona yakarmak, Allah’a güvenmek, sevmek, tevazu, samimiyet, kalp temizliði, tövbe ve sabýr oluþturmakta; somut eylem deðerlerini yani saðlam davranýþlarýn (salih ameller) içeriðini ise ibadet, dürüstlük, adalet, iffeti korumak, Allah yolunda harcamak, insana deðer vererek davranmak, Allah yolunda cihat ve fedakârlýk, orta yol izlemek ile akrabalýðý gözetmek deðerleri teþkil etmektedir.
Somut eylem deðerlerinin içeriðine baktýðýmýzda, yaygýn din anlayýþýnda en önemli deðerler olarak görünen namaz, oruç, hac gibi þeklî ibadetlerin oluþturduðu (ibadet) deðerinin, kalbî deðerler gibi diðer somut eylem deðerlerinin saðlam bir þekilde gerçekleþmesini saðlayacak bir araç olduðu görülmektedir. Bu yüzdendir ki namaz kýlýp da insanlardan ufak bir þeyi esirgeyenler kýnanmaktadýr. (Mâ’ûn, 2–7.)“Namaz kötülüklerden alýkor.” (Ankebût, 45.)dendiði hâlde, kýlýnan namazlarýn, sahtekârlýk, adaletsizlik, insana kaba muamele etmek, cimrilik gibi kötü davranýþlarýn orta-ya çýkmasýna engel olmamasý, kiþinin zihnindeki deðerler sýra düzeninin çarpýklýðýndan kaynaklanýr. Böyle davranan biri, namaz kýlmayý en önemli bir deðer olarak görmüþ, onu gerçekleþtirince de âdeta ahireti garantilediði duygusuyla, diðerlerini görmezden gelir olmuþtur. O hâlde Müslümana düþen, akletmenin, imanýn, takvanýn, Allah’ý anmanýn, þeklî ibadetleri yerine getirmenin; dürüstlük, adalet, insana deðer vererek davranmak, Allah yolunda harcamak, fedakârlýk gibi deðerlere uygun davranýþlarýn ortaya çýkmasý için bir araç olduðunun bilincinde olmasý ve bu bilinçle hareket etmesidir.
Kalbî deðerlerin Kur’an’da en çok vurgulananý olan takva da salt bir Allah’tan korkma duygusu deðil, bu duygunun gereði olarak Allah yolunda harcamak, antlaþmalara sadýk kalmak (Bakara, 177.), adaletli davranmak (Mâide, 8.), boþanan kadýnlarýn geçimini saðlamak (Bakara, 241.), faizcilik yapmaktan kaçýnmak (Âl-i Ýmrân, 130.), insanlar hakkýnda kötü düþünmemek (Hucûrat, 12.)gibi saðlam davranýþlar (salih ameller) sergilemektir. Takvanýn ölçüsü zikredilen salih amel deðerlerini sergilemektir.
Bu aþamada sayýlan deðerlerin kendi aralarýndaki sýra düzeninin (hiyerarþinin) nasýl olduðu-nu ortaya koymak durumundayýz. Bu sýra düzenini, insana gösterilen hedef açýsýndan, Allah’ýn insanda gerçekleþtirmek istediði hedef açýsýndan ve iki deðerden birini seçmek durumunda kalýnmasý açýsýndan ayrý ayrý tespit edebiliriz.
Ýnsana gösterilen hedef açýsýndan deðerler þöyle sýralanmaktadýr:
Motivasyon ve amaç deðerleri (Ebedi mutluluðu ve Allah rýzasýný kazanmak)
Dürüstlük, adalet, insana deðer vermek gibi somut eylem deðerleri
Namaz, oruç, hac gibi þeklî ibadetler
Kalbî deðerler
Temel deðerler Allah’ýn insanda gerçekleþtirmek istediði hedef açýsýndan bakýldýðýnda sýralama þöyle olmaktadýr: Dürüstlük, adalet, insana deðer vermek gibi somut eylem deðerleri Namaz, oruç, hac gibi þeklî ibadetler Kalbî deðerler Motivasyon ve amaç deðerleri Temel deðerler Ýki deðerden birini seçmek durumunda kalýnmasý açýsýndan bakýldýðýnda ise deðerler sýralamasý þöyle bir görünüm arz etmektedir: Ýffetin, adaletin ve ideolojik kimliðin muhafazasý için Allah yolunda cihat (Gerekli durumda Allah yolunda ölmek)
Ýnsan hayatý
Dürüstlük
Ýnsana deðer vererek davranmak
Allah yolunda harcamak
Þeklî ibadetler
Ýdeal olan bütün deðerlerin ayný anda birbirleriyle etkileþim hâlinde ama somut eylem deðerlerini gerçekleþtirecek þekilde kazanýlmasý ve ona göre davranýlmasýdýr. Ancak iki deðerden sadece birini tercih etme durumu söz konusu olduðunda ise bu sýralamada üstte olan alttakine tercih edilmektedir. Söz gelimi, sadaka vermek ile insana deðer vererek davranmak çatýþtýðýn-da “Güzel söz ve baðýþlama, arkasýndan incitme gelen sadakadan daha iyidir.” (Bakara, 263.)ayetinde ifade edildiði gibi, tercih edilmesi gereken, insana deðer vererek davranmaktýr. Ana babanýn rýzasý ile dürüstlük ya da adalet çatýþtýðýnda yapýlmasý gereken, “Ey iman edenler! Kendiniz, ana babanýz ve en yakýnlarýnýzýn aleyhine de olsa, Allah için þahitlik yaparak adaleti titizlikle ayakta tutan kimseler olun.” (Nisa, 135.)ayetin-de ifade edildiði gibi dürüstlüðü ve adaleti tercih etmektir. Ýnsan hayatý ile kimliðimizi ve kiþiliðimizi oluþturan deðerlerin ya da vatanýn müdafaasýndan birini seçmek durumunda kaldýðýmýzda Müslümana düþen, birçok cihat ayetinde deðinildiði gibi (Bakara, 190; Âl-i Ýmran, 167.), gerekirse bunlar için hayatýmýzý feda etmektir.
Sonuç olarak…
Müslüman, davranýþlarýnda Allah’ýn rýzasýný göze-ten kiþidir. O deðersizlik ya da hevaya uymak diye niteleyebileceðimiz ilkesiz, günün þartlarýna, anlýk menfaatine göre davranmak durumunda olan birisi deðildir. Aksine davranýþlarýnda Allah’ýn rýzasýný gözeten, insanlara iyi davranýþlar sergileyerek Rabbine þükrünü gerçekleþtiren, kalbî deðerlerle ve þeklî ibadetlerle zihnini salih amel gerçekleþtirmeye uygun hâle getirmeye çalýþan ve en önemlisi Allah’ýn kendisinden beklediði doðru davranýþlarý gerçekleþtiren kiþidir.
|