Birtakým özelliklerle insanýn belirli bir kimse olmasýný saðlayan nitelikler þeklinde tanýmlayabileceðimiz "kimlik", insanýn doðuþtan getirdiði özellikler ile sonradan kazandýðý bilgi, beceri ve alýþkanlýklardan oluþur. Biz, insanlarý kimlikleri ile tanýrýz. Bu açýdan kimlik kiþiler için önemlidir. Kimliðin inþasýnda insanýn yetiþme tarzý, aile yapýsý, okullar, okuduðu kitaplar, gelenek ve görenekleri ve özellikle din
eðitimi ve terbiyesi etkilidir. Ýnsanýn kimliðinin inþasýnda dinî terbiye, eðitim ve öðretimin etkisini anlayabilmemiz için Kur'an'ýn ýþýðýnda insanýn genel yapýsýna bir bakmamýz gerekir.
Varlýk âleminin en saygýný olan insanýn maddi kýsmý, toprak ve sudan, manevi kýsmý ise ruh, yetenek ve duygulardan oluþur. Mü’minun suresinde (23/12–14.), insanýn ana rahminde fiziki yapýsýnýn oluþumunu tamamladýktan sonra, “Biz onu baþka bir yaratýlýþla inþa ettik.” denilmiþtir. Bu; insana beden ve ruhunun dýþýnda birtakým kabiliyetler verildiðini ifade eder. Psikoloji bilim dalýnda bu kabiliyetlere “içgüdüler" ve “temel eðilimler” denir. Bunlar; insanýn aceleci veya aðýrbaþlý, hýrslý veya cimri, asabi veya uysal, hassas veya duyarsýz, heyecanlý veya sakin olmasý ve benzeri mizaç ile ilgili hususlardýr.
Bilmeliyiz ki insan, boþ yere yaratýlmadýðý gibi baþýboþ býrakýlmamýþ, (Mü'minun, 23/115; Kýyame, 75/36.) din duygusu ile yüklü olarak yaratýlmýþtýr. (Rum, 30/30.) Doðan hiçbir çocuk yoktur ki, Ýslam fýtratý üzerine doðmuþ olmasýn. Daha sonra anasý ve babasý çocuðu Yahudi, Hristiyan veya müþrik yapar. (Müslim, Kader, 23.) Bu itibarla aile, arkadaþ, akraba ve okul çevresi, öðretmeler, yayýnlar, medya ve dinî telkinler insanýn inanç ve ahlak yönünü, neticede kimliðini etkiler. Bu itibarla dindar bir kimliðe sahip olabilmek için iyi bir dinî eðitim verilmesi ve ergenlik çaðýndan itibaren gençlerin ibadet ile yetiþtirilmesi gerekir. Ýyi yetiþmiþ, ahlaken eðitilmiþ, Allah'ý, peygamberi ve insaný seven, dinî deðerlere saygýlý bir neslin yetiþmesindeailelere, eðitim kurumlarýna ve toplumu yönetenlere önemli görevler düþmektedir.Özellikle çocukluktan ergenlik çaðýna kadar olan dönemlerinde neslimizin kiþilikli, ahlaklý, çalýþkan, dürüst ve temel haklara saygýlý ve dindar bir kimliðe sahip olarak yetiþebilmesinde, insanlýða rehber olarak gönderilen Kur'an öðretimi ve eðitiminin etkisi vardýr.
Bütün insanlarýn kýlavuzu olan Kur’an’ýn amacý; hangi milletten olursa olsun bütün insanlarý aydýnlatmak, yeryüzünde cehalet, sefahat, küfür ve sapýk inançlara kapýlarak karanlýklar içinde kalan, nereden gelip nereye gittiðini bilemeyen bütün insanlarý sapýklýk ve dalaletten, sefahat ve rezaletten kurtarýp iman nuru ile doðru yola sevk etmektir. (Yazýr, V, 3010.) Bu itibarla Kur’an’ý hayat rehberi edinen doðru yolu bulur ve asla haktan sapmaz. Peygamberimiz (s.a.s.) konuyu þöyle dile getirmiþtir: “Ey insanlar! Size iki þey býraktým. Eðer o iki þeye sarýlýrsanýz ebedî olarak sapýtmazsýnýz. O iki þey Allah’ýn kitabý ve Peygamber'in sünnetidir.” (Hâkim, I, 93.)
Kur’an; Allah’ýn emir ve yasaklarýný, helal ve haramlarýný, öðüt ve tavsiyelerini, hüküm ve sýnýrlarýný, iman, ahlak ve ibadet kurallarýný, iman edip salih amel iþleyenlerin mükâfatlarýný, inkâr ve isyan edenlerin ahretteki cezalarýný, ibret alýnmasý için geçmiþ kavimlerin kýssalarýný ve ahiret ahvalini anlatýr. Ýnsanýn kendisine, Yaratýcý'sýna, insanlara, çevreye ve diðer varlýklara karþý görevlerini bildirir. Bu itibarla insanýn Kur'an'a ve Kur'an eðitimine ihtiyacý vardýr. Ýnsanýn dindar bir kimliðe sahip olmasýný saðlayacak ve dünya ve ahiretini saadete erdirecek olan Kur'an'dýr. Bu itibarla Kur'an öðretim ve eðitiminin hayatýn baharýnda baþlamasý gerekir. Çünkü hayatýn baharýnda yani çocukluk ve gençlik döneminküçük yaþta ezberletilmesi gerekir. Peygamberimiz "Gençliðinde Kur'an öðrenen kimsenin eti ve kanýna Kur'an karýþýr, (bu kimse, Kur'an ile yetiþir)." (Acluni, II, 86, 1757.) buyurmuþtur. Kur'an okuyan, Kur'an ahkâmýný öðrenen ve öðrendiðini uygulayan genç insan Ýslam terbiyesi ile yetiþmiþ, Kur'an ahlakýný özümsemiþ ve dindar bir kimliðe sahip olmuþ olur.
Kur'an öðretim ve eðitimi, insanýn var oluþ gayesi olan (Zariyat, 51/56.) kulluk görevlerini yapmaya sorumluluk çaðýnda baþlamasýný saðlayacaktýr. Ýman edip Allah ve peygamberin emir ve yasaklarýna, öðüt ve tavsiyelerine, helal ve haramlarýna uyan insan hayatý boyunca "ibadet" görevini yerine getirmiþ olur.
Peygamberimiz (s.a.s.), gençlerin ibadet ile yetiþip dindar bir insan olmalarý için tedbiri çocukluk ve evlilik dönemlerinden baþlatmýþtýr. Gençlere eþ olarak dindar olanlarý seçmelerini (Buhari, Nikâh, 15.), doðan çocuðun sað kulaðýna ezan, sol kulaðýna kamet okunmasýný (Münavi, VI, 238.), yedi yaþýna geldiklerinde namazýn öðretilmesini, on yaþýnda namazý aralýksýz kýlmalarýný, aksi takdirde tedip edilmelerini (Ebu Davud, Salat, 26.) tavsiye etmiþ, gençlerin dinin kurallarýna, emir ve yasaklarýna, helâl ve haramlarýna uymalarýný önemsemiþtir.
Bilelim ki insanlar, günah iþleyebilecek potansiyelde yaratýlmýþlardýr (Þems, 91/8.), nefisleri kendilerine vesvese verir (Kaf, 50/16.) ve daima kötülükleri emreder. (Yusuf, 12/53.) Ýnsanlarýn, þehvete ve servete düþkünlükleri vardýr. (Al-i Ýmran, 3/14.) Þeytan kendilerine düþmanlýk eder ve onlarý daima kötülüðe sevk eder. Bu itibarla insanlar, nefislerine, þehvetlerine ve þeytana uyarak günah iþleyebilirler. Özellikle gençleri günaha sürükleyecek pek çok tuzak vardýr. Dolayýsýyla gençler, bu tuzaklara düþebilir ve günaha dalabilirler. Bu itibarla insanlarýn gençlik dönemlerini dikkatli geçirmeleri, özellikle þehvetlerine sahip çýkmalarý gerekir. Þehvetlerine sahip çýkabilirlerse Allah'ýn sevgisini ve beðenisini kazanýrlar. Peygamberimiz (s.a.s.); "Allah, gayrimeþru þehvete düþkün olmayan genci beðenir" buyurmuþ (Ahmed, IV, 151.) ve harama düþmemeleri için gençlere evlenmeyi, evlenmeye gücü yetmeyenlere oruç tutmayý tavsiye etmiþtir. (Buhari, Nikâh, 2–3.)
Müslüman genç nefsine sahip çýkabilmeli, kendisini her türlü haram ve kötülüklerden koruyabilmeli, gençliðini Allah'a itaat ile geçirebilmelidir. Böyle yapabilirse Allah'ýn sevgisini kazanýr, Peygamberimizin, "Allah, gençliðini Allah'a itaatle geçiren genci sever." (Acluni, I, 286, No: 746.) anlamýndaki hadisi, bu gerçeði ifade etmektedir. Nefsine uyarak, þeytana aldanarak veya kötü insanlarýn telkinlerine kapýlarak bir günah iþlerse o günahýna hemen tövbe etmeli, kalbinin kirlenip katýlaþmasýný önlemelidir. Böyle yapabilirse "Allah tövbe eden genci sever." (Acluni, I, 286, No:748.) anlamýndaki hadiste ifade edildiði gibi Allah'ýn sevgisini kazanmýþ ve dindar bir kimliðe sahip olmuþ olur.
Sonuç olarak varlýk âleminin efendisi ve en deðerlisi olan insanýn Allah katýndaki bu deðerini koruyabilmesi ve sürdürebilmesi doðuþtan getirdiði din duygusunu Kur'an ve sünnetin istediði istikamette geliþtirmesine baðlýdýr. Kimlik kiþiyi deðerlerinden ayýran özelliklerdir. Müslümanýn kimliði, Kur'an ahlaký ile ortaya çýkar. Kur'an'ýn istediði bir kimliðe sahip olabilmek için insanýn Kur'an eðitim ve öðretimi ile yetiþtirilmesi, Kur'an ile tanýþtýrýlmasý, Kur'an ahkâmýnýn ve ahlakýnýn öðretilmesi gerekir.
|