Vahyi solumak istiyoruz…
Hidayet kývýlcýmlarýnýn ilk tecelli ettiði daðýn eteðindeyiz…
Hira kriterlerinin inþa ettiði kimlik ve karakter, þahsiyet ve izzet arayýþýndayýz…
Kaybolan kimliklerin hükümsüzlüðünün farkýndayýz…
Gümrükte kimlik kontrolünden geçtik… Parmak izi, göz taramasý, vize iþlemi sorun yok… Ancak kaç gündür Mekke’de Mekke’yi ve kendimi arýyorum…
Kendimi bulabilecek miyim? Kendime gelebilecek miyim? Kendim olabilecek miyim?
Kulluðun þekil þartlarýný, biçim boyutunu, görünür kýsmýný gücüm yettiðince yerine getirmeye çalýþýyorum… Ancak bir þeylerin hala eksik kaldýðýný hissediyorum…
Ýbadetin retorik ve ritüellerine hassasiyet göstersem de içimdeki boþluðu sonlandýramýyorum…
Ýþ duruluðuna, yürek zenginliðine, ruh güzelliðine acil ihtiyacým var…
Söylem ve eylem yoðunluðu içinde kalbi bir inþirah ve itminana fazlasýyla muhtacým…
Kur’an’a ve Kabe’ye kalbimi açýk tutuyorum… Bir esinti, bir etki, bir nükte, bir ilham, bir kývýlcým, bir hikmet, bir titreyiþ, bir temas acaba mümkün mü?
“Oku!” uyarýsý ile irkiliyorum…
Ýnsaný, evreni, Kur’an’ý yeniden, yine okumam gerektiðini hatýrlýyorum… Üç kitap birlikte okununca anlam kapýlarýnýn açýlacaðýný biliyorum…
Bugüne kadar ezberlediðim fakat ertelediðim Ayetlere yeniden dönmek gerektiðini fark ediyorum…
Þimdi Vahyin yurdunda, Vahyin insanýný tanýmlayan Ayetlerden yaptýðým bir seçkiyi sizlere sunmak istiyorum…
“Allah’ýn boyasý ile boyandýk. Allah’ýn boyasýndan daha güzel boyasý olan kimdir.”(Bakara-138)
Vahyin insaný… Rengi belli… Çizgisi net… Kýblesi sabit… Gri duruþlu, flu bakýþlý deðil…
“Yüzlerindeki secde iziyle tanýnýrlar…”(Fetih-29)
Yüzleri maskeli, makyajlý deðil secde ahlakýný kuþanmýþlardýr… Görüldüklerinde Allah’ýn hatýrlandýðý bir güzelliðe sahiptirler…
“Ýffetlerinden dolayý bilmeyen onlarý zengin sanýr.(Ama) Sen onlarý yüzlerinden tanýrsýn. Yüzsüzlük ederek insanlardan istemezler.” (Bakara-273)
Masumiyet ve samimiyetleri yüzlerinden okunur… Onlar haya ve iffet abidesi þahsiyetlerdir…
“Onlarýn yanlarý (Gece namazýna kalkmak için) yataklarýndan uzaklaþýr. Korku ve ümit ile Rablerine dua ederler…” (Secde-16)
Yan gelip sabaha kadar yatmazlar… Yan çizmezler… Yüz çevirmezler… Yüzleri Rahmana dönüktür… Yatak ile seccade arasýndaki mesafeyi yürüyebilecek yüreðe sahiptirler…
“Binek vermen için sana geldiklerinde “Size binek bulamýyorum”, dediðin zaman sarf edecekleri bir þey bulamadýklarý için üzüntüden gözyaþý dökerek geri dönenlere sorumluluk yoktur.” (Tevbe-92)
Seferden geri kalmak onlar için kabustu… Sefersizlik onlarýn literatüründe sefalet ve esaret demekti… Mazeretlere sýðýnmadýlar… Hüzün ve hicranla gözyaþlarýyla yazdýklarý dilekçelerini Rablerine arz ettiler…
“Kendileri son derece ihtiyaç içinde bulunsalar bile onlarý (kardeþlerini) kendilerine tercih ederler…” (Haþr-9)
Ýsar kývamýnda bir kardeþlik düzeyinde bulunurlar… Ýhtiraslarla deðil, ihtiyaç durumunda bile tercihleri kardeþliktir…
“Kuþkusuz o müminler ki ALLAH anýldýðý zaman kalpleri titrer… (Enfal-2)
Alabildiðine deðiþken ve dönüþken olan kalbi zikrin korumasýnda tutabilme özelliðine sahiptirler…
Ýþte vahyin yurdunda, vahyin insanýnýn anlam kodlarý… Ruh haritasý…