Yaz mevsiminin yakýcý günlerindeyiz… Kavurucu sýcaklarýn kucaðýnda rahmet meltemlerini soluyoruz, yani Ramazan ayýndayýz… Fiziki bedenimiz Temmuz-Aðustos harareti ile yanarken metafizik dünyanýn esenliðine ve serinliðine kanat açtýk…
Tam da “Ramazan” kelimesinin anlamý ile mütenasip günlerden geçiyoruz… Ýsmi ile müsemma Ramazan günleri…
Peki, “Ramazan”ýn kelime anlamý nedir?
Güneþin þiddetli hararetinden taþlarýn yanýp kýzmasý anlamýnda ”Ramad” kelimesinden alýnmýþtýr. Böyle kýzgýn yerde yürüyen kimsenin ayaklarý, zahmet ve meþakkat çeker. Bunun gibi Oruç tutan kimse de açlýk ve susuzluðun hararetine katlanýr... Yahut kýzgýn yer ayaklarý yaktýðý gibi Ramazan da müminlerin günahýný yakar, yok eder…
Enes b. Malik (r.a) den gelen þu rivayette bunu teyit ediyor: “Bu aya Ramazan isminin verilmesi günahlarý yaktýðý içindir”. (Ýbni Kudame-Muðni)
Evet, þimdi sýcaklarla sýnanýyoruz…
Þu soru þimdi sürekli gündemde: “Bu sýcaklarda nasýl oruç tutulur?”
Müslüman’ýn sýcakla imtihaný…
Biliyoruz ki imanýn yazý kýþý olmaz… Ýman engel tanýmaz… Ne sýcak dinler ne de soðuk…
Ýman Sibirya soðuðuna da, çöl sýcaðýna da mukavemet demektir…
Sadece oruçla deðil tarih boyunca imanýn bedelini sýcak sýnavlarla ödeyenlere ve ateþten gömlekler giyerek cennete müþteri olanlara tanýklýk etmekteyiz…
H.z. Ýbrahim(a.s) Nemrud’un ateþinin üstüne üstüne yürürken Allah(cc) bu yürüyüþü ödüllendiriyor, nar’ý nur’a dönüþtürüyor…
Ýbrahim’i duruþ tarihin akýþýný belirliyor…
Ashab-ý Uhdud’un ateþ dolu hendeklerinde, kor ateþlerle imanlarý sýnanan müminler asla ödün vermediler… Ateþleri açmasýný bildiler, zirvelere yürüdüler… Yüreklerinde ki iman koru onlarý sonsuza odaklamýþtý zaten…
Habbab b. Eret(r.a) Mekke cehenneminde kor ateþler üzerinde, göðsünün üzerine konulan aðýr taþ kütlesi altýnda “ahad ahad” haykýrýþý ile hakikatin tercümaný ve hamalý olduðunu kanýtlýyordu…
Bu iman’ýn ateþe ve sýcaða baþkaldýrýþýydý…
Bu çizgiyi bugün de sürdürenlerin var olduðunu görüyoruz. Ýþte Suriye yer-gök tüm ülke ateþ topuna dönüþtü ama Suriye direniþi yoluna devam ediyor… Hama’nýn küllerinden yeniden diriliþin resmini görüyoruz… Ateþ kusan silahlar Suriye intifadasýný susturamadý…
Suriye de Ramazan baþka… Onlar sadece güneþin sýcaklýðý ile sýnanmýyorlar… Silahlarýn kahredici zehrine sinelerini siper ediyorlar… Hama da, Humusta iftar sofralarýna yaðan ateþin farkýnda mýyýz acep?
Arakan… Topyekûn bir halkýn yurtlarýyla, yuvalarýyla, yavrularýyla nasýl ateþe verildiklerine tüm dünya tanýklýk ediyor ama kör ve saðýr…
Arakan da baðýrlarýna taþ basan analarýn iftarlýk aþý kaç pirinç tanesidir, bilen var mý?
Ýþte onlar, Ýslam ateþten bir gömlek de olsa giymeye razý oldular… Çünkü Resulullah’ýn þöyle buyurduðunu biliyorlar: “Ýnsanlar üzerine öyle bir zaman gelir ki Ýslam’ý yaþamada sebat etmek avuçta kor ateþi tutmak gibi zor olacaktýr.”
Evet, Ýslam artýk ateþten bir gömlek…
Bu gömlek ile ancak Cehennem ateþinden korunabiliriz…
Hani sürekli þu duayý yapan bizler deðil miyiz?
“Rabbimiz ateþin azabýnda bizi koru” (Bakara - 201)
Ve biliyoruz ki Allah’ýn arþýnýn gölgesinden baþka bir gölgenin olmadýðý günde, o gölgeden yararlanabilmek için Salih amellere yoðunlaþmamýz gerekiyor…
Sýcak günlerin orucuna dayanmak zorundayýz…
Sýcaklarý bahane edip seferden kopamayýz…
Hani Medine günlerinde sýcaklarý mazeret gösterip Tebük seferinden kopanlarýn akýbeti düþünelim…
“Bu sýcakta sefere çýkmayýn dediler. De ki: Cehennem ateþi daha sýcak! Keþke fark etselerdi.(Tevbe–81)
Sýcak sýnavlardan sýyrýlmanýn yollarýný aramak yerine bu sýcakta kime sýðýnacaðýmýzý düþünelim…
Deniz sahillerine mi? Ramazan limanýna mý?