Sebepler âleminde zaferin zahiri sahibi biz görünebiliriz, ancak zaferin asýl sahibi müsebbibu’l esbabý asla unutamayýz…
Zafer de bize emanettir… Zaferle gelen sorumluluk bilinci belimizi bükmeli, ‘Bu aðýr yükün altýndan nasýl kalkabilirim?’ kaygýsý ile kulluðumuzu gözden geçirmeliyiz. Çünkü herkes zaferi taþýyamaz.
Zaferle tanýnmaz hale gelen nicelerini gördük, deðil mi? Sakýn zafer bizi zaferin gerçek ‘sahibi’nden uzaklaþtýrmasýn, bize O’nu unutturmasýn… Ve bizi utandýrmasýn…
Sanki zafere susamýþ olan bizler, insanýmýza zafer sonrasý ‘zafer ahlaký’ bilincini vermeyi unutuyoruz… Her zaferin bir risk içerdiðini hatýrlamýyoruz… Zavallý insan, zaferle ‘ne oldum delisi’ oluveriyor… Zafer zafiyetleri, zeminimizi zorluyor ve kayýyoruz…
‘Zaferi hangi zerafetle karþýlayacaðýz?’ sorusu önemli…
Zaferde duracaðýmýz yeri bilmek erdemdir… Haddini bilmektir…
Zaferi kendine yazma… Zafer bizim zaferimiz olabilir ama sakýn zaferi kendimizden bilmeyelim… ‘Zafer sadece ve daima Allah’tandýr.’
Evet, zaferi nasýl okumalýyýz? Zaferi mü’mince nasýl karþýlamalýyýz? Zaferin bizce kutlamasý nasýl olmalýdýr?
Hamdimizi arttýracak baþarýlara muhtacýz.
Zikrimizi ziyadeleþtirecek zaferleri özleriz…
Biz dünün boynu bükükleri, bugün zaferin büyüsü ile nasýl böbürlenebiliriz? Baþarý ile nasýl büyüklenebiliriz?
Sakýn muhteþem ve muazzam zaferler muvazenemizi bozmasýn…
Biliyoruz ki, Allah’tan baðýmsýz bir zafer düþünülemez.
Bedir savaþýnda attýðý çakýl taþlarýný düþmana isabet ettiren, görünürde Hz. Peygamber (sav) idi. Fakat iþin aslýný bizatihi Allah (cc) açýklýyor:
‘Attýðýn vakit sen atmadýn, Allah attý.’ (Enfal, 17)
Zaferi, baþarýyý, kazanmayý Allah’a hasretmek sadece bir hakikatin tespiti deðil, ayný zamanda haddini bilmektir… O aziz olan Allah dilerse vezir de eder, rezil de… Rezzak olan Rabbimiz, rýzký açar da kýsar da… Kim karýþabilir?
Topraktan yaratýlan bizler tekasür, tefahür, tekebbür körleþmesine nasýl düþebiliriz?
Ey zafere susamýþlar, gelen zaferler sarhoþluða dönüþmesin, yeni savrulmalara neden olmasýn… Galibiyetin gururu, kalplerin gafletidir…
Çoðu zaman zafer, akleden kalbi köreltiyor. Kahraman olmanýn kahredici kibri insanda kiþilik býrakmýyor…
Kibir ve gurur içeren zaferler, zevali çabuklaþtýrýyor…
Zafer, kin ve kýskançlýklarý kamçýlýyor, hased ve husumetleri harlýyorsa, hayatýn hayrý ve huzuru bitti demektir…
Ýstikbar ve istiðnanýn ilacý ise istiðfardýr…
Nasr (zafer) suresi zaferi nasýl karþýlamamýz gerektiðini bizlere söylüyor… ‘Allah’ýn yardýmý ve zaferi geldiðinde, insanlarýn akýn akýn Allah’ýn dinine girdiðini gördüðünde, Rabbine hamd ederek tesbihte bulun ve O’na istiðfarda bulun. Çünkü O, tevbeleri çok kabul edendir.’
Hamd, tesbih ve istiðfar… Üç anahtar kelime… Elhamdülillah… Sübhanallah… Estaðfirullah…
Eþya ve olaylarý Allah merkezli okumak…
Alkýþ, alayiþ arayýþýna girmeden aþkýnlýk, arýnmýþlýk ve adanmýþlýk ruhu ile duruþumuzu netleþtirmek…
Evet, yengi, yenilgi önemli deðil, önemli olan durduðumuz yerdir… Kimse kendini yenilmez zannetmesin… Düþmez kalkmaz bir Allah’týr…
Mahkeme kadýya mülk deðildir… Her baharýn bir kýþý, her gündüzün bir gecesi vardýr…
Maðlubiyet ve mazlumiyet günlerinde boynu bükük duranlar, muvaffakiyet ve mazhariyet günlerinde, bize yakýþan tevazu ile baþýmýzý önümüze eðmektir…
Ýþte son Nebi’nin Fetih Günü… Þölen, þatafat, þýmarýklýk yok, sadece þükür ve secde var. Fetih günü taþkýnlýk yapan birkaç sahabeyi Efendimizin nasýl uyardýðýný hatýrlýyoruz, deðil mi? Þýmarma, semirme yok, sevinçleri bile ölçülü...
Evet, sevincimiz bile incitici olmayacak…
Galibiyetler gelip geçici, kalýcý olan tevazu ve takvadýr…
‘Allah, günleri insanlar arasýnda döndürüp duruyor…’
Bedirlerin sonrasýnda Uhudlarýn, Mekke Fetihleri sonrasýnda Huneynlerin olduðunu unutmayalým…
‘Hani þu tüm geniþliðine raðmen yeryüzünün dar geldiði günler…’
Çoklukla þýmaranlara Allah’ýn þamarý þedid olur… Yüksekten uçanlarýn düþüþü feci olur… Hýzlý çýkýþlarýn iniþi acý olur…
Devraný döndüren Allah’týr, duruþumuza dikkat edelim…
Tevazu Rahmani, tekebbür Þeytanidir…
Ýstikbar, istiðna, intikam, ihtiþam ve imtiyazýn istikbali yoktur; istiðfar ve ihlastan kopmayalým…
Güç zehirlenmesi tüm güzellikleri götürüyor… Ýnsanýn en güçlü olduðu an, ayný zamanda en ciddi zaaflarý taþýdýðý vakittir… Kazandýðýmýz zaferler sakýn rýzayý ilahiden bizi koparmasýn…
Baþarý ve zafer günlerinin günlük yaþamýmýza yanký ve yansýmasý nasýl oluyor? Allah’a yakýnlaþýyor muyuz, yoksa uzak mý düþüyoruz?
Her zafer bir sonuçtur… Sonucu doðuran süreci ve sonuç sonrasý seyri doðru deðerlendirmeliyiz…
Her daim Allah’a teþekkür borçluyuz…
Ya O elini bizden çekerse nasýl ayakta durabiliriz?
Biz gariplere, galibiyetini çok görme Allah’ým!
‘Sevineceðiniz baþka bir kazanç daha var: Allah’tan bir yardým ve yakýn bir zafer. Müminleri müjdele!’ (Saf, 13)