Dünyayý doðru okuyanlar hayata deðer kattý ve Ýlahi ölçekte deðer kazandýlar… Dünyaya dalanlar ise duyarsýz ve deðersiz hayatýn girdabýnda yok olmaya yüz tuttular…
Bu bakýmdan iki türlü insan vardýr:
Dünyalý…
Dünyacý…
Evet, biz müminler dünyalýyýz fakat dünyacý deðiliz… Ancak bizim dünyalý olmamýz tek dünyalý olduðumuz anlamýna gelmiyor… Ýki dünyalý olmanýn iman ve itminanýný taþýyoruz… Ötelenemeyecek bir “öte dünya” inancýmýz var… Bu açýdan dünya hayatýna ahiret penceresinden bakarýz… “Ahiret yurdu”nu “dünya meta”ýna tercih ederiz… Çünkü dünya sonlu ve sýnýrlý… Ahiret ise baki ve hakiki yurt…
Ýþte insanoðlunun en çok düþtüðü ikilem:
Ahiret için dünya mý? Dünya için ahiret mi?
Dünya kendisinde var olunan mý? Kendisi için olunan mý?
Yani dünya mý insan için? Ýnsan mý dünya için?
Biz mi dünyanýn, dünya mý bizim emrimizde?
Sýnýrlý olan insan, sýnýrsýz arzular peþinde koþtukça dünyanýn emrine girmekten kurtulamýyor… Dünyanýn tefahür ve tekasürüne tenezzül edenler tezellül ve tefessühe yenik düþtüler…
Evet, insaný bozan, insanýn dünyalý olmasý deðil, dünyacý olmasýdýr… Yani dünyevileþmesidir… Tabir-i aharla, denileþmesidir…
Dünyevileþmek, ahireti atlayarak, dünyayý amaçlaþtýrmaktýr, mutlaklaþtýrmaktýr… Allah’ýn ruhunu benlikten sýyýrarak çamurlaþmaktýr… Ukbayý, fenaya feda etmektir… Efdalý, ednaya kurban kýlmaktýr…
Ahiret üzerinden hayat tanzim edilmeyince dünyevileþme kaçýnýlmaz oluyor… Tüm kadim dinleri, kavimleri ve medeniyetleri bozan en büyük tehlike dünyevileþmektir…
Bugün de Ýslam’ýn kendisi ile çatýþtýðý en ciddi tehlike ne siyonizm ne de emperyalizmdir… Dünyevileþmektir...
Çünkü bu illet deðerleri, nesilleri tüketen salgýn bir virüstür… Bulaþýcýdýr, baðýmlýlýk yapar ve insaný bozar…
Ýnsan dünyevileþtikçe kirlendi…
Yaþam ufku bu dünya ile sýnýrlý; hesapçý, hazýrcý, hazcý, þimdici, dünyacý insanlarýn gündemine ulvi hedefleri, rabbani davalarý, gaybi haberleri koyabilmek gerçekten çok zor…
Çünkü insan evla olandan koptu, edna olana takýlý kaldý… Yani yeryüzüne mýhlanýp kaldý…
Evet, insan dünyalýklarla bütünleþti, büyüklendi, büyülendi…
Çünkü artýk o müstaðni… O mütekebbir… O maðrur…
Orada heva konuþuyor, takva gündemden düþtü…
Öte dünyasýz bir konforun kucaðýna düþenler yeryüzü cennetinin peþinde “peþin” olaný arýyorlar… Anýn tadýný çýkarmaya adaydý onlar…
Ýslami kesimlerde sinsice yayýlan “iç sekülerleþme” geleceðimizi tehdit ediyor…
Duyarsýzlaþan insanlarýmýzýn derdi neydi? Artýk onlarýn vazgeçemeyecekleri dünyalýklarý var… Tel tel dökülen deðerler dolayýmýnda dünyayý tekrar deðerlendirmemiz gerekmiyor mu?
Bu yolda bu kadar fire, sizce de normal midir?
Bu telefatýn telafisi mümkün deðil mi acaba?
Masa, kasa, nisa üçgeninde tanýnmaz hale gelen insanýmýzýn önce hangi hallerini konuþsak, bilmem ki?
Haz, hýz, kýz anaforunda, anlamsýzlýðýn girdabýnda günahý alkýþlayan adamlar bize çok da yabancý gelmiyor…
Ýþte benmerkezci algý, her þeye maddi açýdan bakma yanýlgýsý iþi bu hale getirdi… Yaþam vahyin müdahalesinden soyutlanýnca savrulmanýn da önü açýldý…
Dünyevileþen insan külli aklý deðil, cüz’i aklý rehber edindi… Din de dünyevileþince, dindarlýðýn içi boþaldý… Ýslam’ýn magazinleþtirilmesi de bu süreçte hýz kazandý… Din sekülerleþtirilirken, sekülerizm de dinleþtirildi…
Dinden arýndýrýlmýþ “politika”, dinden soyutlanmýþ “ekonomi”, dinden ayrýþtýrýlmýþ “kültür” özendirildi… Aslýnda olan biten “dini” olanýn tersyüz edilmesiydi…
Peki, bu þartlarda olmasý gereken nedir?
Dünyevileþmeye karþý münzevileþmek midir?
Dünyayý dýþlamak mýdýr? Dünyadan el etek çekmek midir?
Kýzmak, küsmek, þikayetlenip bir köþeye çekilmek midir?
Hayýr, hayýr!
Dünyanýn içinde olmamýz lazým, hem de tam merkezinde ama dünya için olmamak kaydýyla… Dünyanýn içinde, Allah için olma bilinci ile…
Biz dünyanýn içine girebiliriz, yeter ki dünya içimize girmesin…
Dünya ile meþgul olabiliriz, yeter ki kalbimizi iþgal etmesin…
Dünyalý kalalým ama duyarlý olalým… Deðerlerimizden ödün vermeyelim…
Takva libasýný kuþanýp dünyalýk açýlým ve atýlýmlarýmýzý sürdürebiliriz…
Allah’ýn boyasý ile boyanýp dünya kirlerini dezenfekte edebiliriz…
Bizim dünyaya deðil, dünyanýn bize ihtiyacý var…
Kur’an’ýn açýk mesajý bize ulaþmadý mý?
“Þüphesiz yeryüzüne salih kullarým mirasçý olacaktýr.” (Enbiya, 105)