Ýhtilafýn insanlýk tarihi kadar eski bir konu olduðunu söylersek, sanýrým hilaf-ý hakikat bir þey söylemiþ olmayýz… Dolayýsýyla insan var oldukça ihtilafta var olacaktýr. Aslýnda sorun ihtilafýn var olmasý deðil, ihtilafýn tefrikaya ve taassuba dönüþmesidir. Diðer bir ifade ile ihtilafýn varlýðý sorun deðil, sorun ihtilaf ahlakýnýn yokluðudur. Doðrusu ihtilaf meþru çerçevede kaldýðý takdirde bu zenginlik ve anlamlý bir farklýlýktýr.
Seviyeli tartýþmalar, düzeyli fikri teatiler, ilkeli ihtilaflar insanýn muhakeme gücüne, mukayese yetisine ciddi katýlar saðlar. O taktirde ihtilaf ‘iyi’yi ‘doðru’yu arayýþ eylemine dönüþür. Böylesi bir ihtilaf tahrip deðil terkiptir. Tahkir deðil tahkiktir. Tezyif deðil tetkiktir. Tefrika deðil telfiktir. Beklide düþüncede derinleþmenin kapýsýdýr.
Kuran ihtilafý yermez. Çünkü ihtilaf insanýn tabiatýnda olan bir durumdur. Ýhtilaf farklýlýktýr.
“Ýnsan çoðunlukla tartýþmacýdýr.”
Tartýþabilirsiniz yeterki farklý fikirlere tahammülünüz ve hakikate saygýnýz olsun.
Ýnsanoðlu kendi görüþünü, yorumunu, anlayýþýný önemser ama bunu mutlaklaþtýrma hakkýna sahip deðildir.
Hele hele din konusunda hiç kimsenin görüþü dinin kendisi deðildir sadece dinden anladýðýdýr ve nihayetinde bu da yorumlardan bir yorumdur.
Dinin kendisi bütünleyici iken, indi görüþlerle bölücü ve parçalayýcý olmak Ýslamýn özü ile örtüþen bir durum deðildir. Kendi düþüncelerimizi Kur’an’a söyletme ve dine giydirme sefaletine son vermeliyiz.
Din adýna didiþme, düello, polemik, mugalata, münakaþa marifet deðildir. Önemli olan hakikatin tecellisi ve tescilidir. Hakkýn teslimidir.
“Herkes kendi yanýnda olanla övünür” ve dini kendi anlayýþýna indirgerse, dinde parçalayýcýlýk ve fýrkacýlýk o zaman baþlar.
Kendi düþüncesini dogmalaþtýran, fetiþleþtiren; fikrin deðil fitnenin peþindedir.
Bir düþünceyi savunmak ayrý, saldýrganlýk apayrý bir þeydir. Farklý fikirleri boðmak, bastýrmak, batýrmak baþarý deðil baðnazlýktýr.
Fikri sabitlik fanatiklikten baþka bir þey deðildir. Fanatizm ne fikir tanýr nede sýnýr. Fanatizm anarþizmin fikri alt yapýsýdýr.
Buyurgan bir üslupla, mütehakkim bir eda ile muhalifleri susturabiliriz ama kazanan biz olmayýz.
Ýhtilaflarýmýzda baskýn olan ihtiraslarýmýz ise, akleden kalbimiz devrede deðilse komplekslerimize kurban gideriz. Öfkeler, önyargýlar, ötekileþtirmeler hakikatlerin önünü kesmeye devam eder.
Ýhtilaflarýmýzda ihtiyat, ihtimam, itina beklenirken bunca ihtiras, ihtikar ve intikam neden?
Ýhtilaflarýmýz bizi iflah etmiyorsa bilelim ki, insafý elden býrakmýþýz. Ahlaki zaafiyetlerimize yenik düþmüþüz.
Birbirimizle didiþtikçe direncimiz gidiyor. Sürtüþtükçe sürünüyoruz.
Husumet, haset, hakaret içeren tartýþmalar içimizi boþalttý. Hakikat, marifet, hikmet iklimine uzak düþtük.
Varlýklarýný muhaliflerinin hatalarý üzerinden sürdürenler asla muvaffak olamazlar.
Unutmayalým ki ne ihtilaflarýmýz son bulur ne de muhalif ve muarýzlarýmýz biter. O halde bize düþen mutedil ve müstakim olmaktýr.
Ýhtilaflý konularda tevil ve telif yollarý varken neden farklý düþüneni tekfir, tezyif ve tahfif edelim ki? Yerine göre ihtilaf da bir ihtiyaçtýr.
Hani, “müsademe-i efkârdan barika-i hakikat zuhur eder / fikirlerin çatýþmasýndan hakikat ortaya çýkar” dý…
“Ýhtilaftan rahmet” umanlar öncelikle ihtilaf ahlakýný kuþanmalarý gerekmiyor mu?
Ýhtilafý azaba dönüþtürenleri görmüyor muyuz?
Ýþte bunun için önce ahlak ve anlayýþ diyoruz…
Ýhtilaf ahlakýnýn kalktýðý yerde artýk karþýlýklý kýlýçlar çekilmiþtir. Kim kime diz çöktürebilirse… Birbirinin ipini pazara çýkarmak da iþin cabasý…
Ýfþa, ilzam, itham, infaz, imha… Allah sonumuzu hayýr getire…
Mesele birbirimizin kuyusunu kazmak mýdýr? Yoksa yeni bir çýðýr açmak mýdýr? Niçin tartýþýyoruz?
Muhatabý mahkûm, mahcup, maðlup etmeden medenice meramýmýzý anlatamaz mýyýz?
Muarýzlarýmýzý hýrpalamak, harcamak, haþlamak hüner midir? Hani “kol kýrýlsa da yen içinde” kalacaktý?
Bugün ihtilaflarýmýzýn düþmanlarýmýzýn elini güçlendirdiði acý bir gerçek deðil midir?
Nüfuzumuzu nakzeden nizalarýmýz deðil midir?
Bilelim ki bugün Müslümanlar arasý sorunun temeli fikri deðil ahlakidir…
Bunu aþmanýn yolu ise ihlâs, insaf ve itidaldir…
Ez cümle; fitne savar olmak ahlaki ve adil olmayý gerektiriyor.