Ana Sayfa   |   Görüntülü Dersler  |  Sesli Dersler   |  Kur'an Araþtýrmalarý   |  Ýlmi YAZILAR   |  Aile Eðitim Yazýlarý   |  Çocuk Eðitimi Yazýlarý   |  Yazarlar  |  Ýletiþim

Kur`an-i Kerim ve Mealleri

Namaz Sureleri Tefsiri

Cuma (Tefsir) Dersleri

Hadis Dersleri

Cami Dersleri

Hz. Peygamberin Hayatý (s.a.v)

Ýnsaný Tanýmak (Radyo)

Tv Programlarý

Seminer ve Konferans

Kýsa Dersler

Özel Konular

Fýkhi Konular

Aile Eðitim Seminerleri

Foto Galeri

Üyelik Giriþi

Kull. Adı

:

Şifre

:
   

Ücretsiz Üyelik
Şifremi Unuttum

Güncel Videolar

Eðitimcilere ÖZEL
Gazze Duasý
Gençlerle Ýletiþim (Günýþýðý- Reþitpaþa​)
Uyumlu Evlilik Yöntemi (Bulgurlu)

Namaz Vakitleri

Sayaç

Sayac
Tekil (Bugün) 4644
Toplam 16410880
En Fazla 25928
Ortalama 2706
Üye Sayýsý 1193
Bugün Üye Olan 0
Online Ziyaretci
 

 
Geciken Adalet
28/04/2009 - 16:09
 
Ramazan Kayan
Adalet, insanlýk tarihi ile yaþýt kadim ve derin bir konu. Uðrunda habire kan, gözyaþý, ter, mürekkep akýtýlan adaletin; bugün bile kendine geldiðini, hak ettiði yeri aldýðýný söylemek güç. Sürekli hýrpalanan, anlamý ile oynanan bu kavramýn önce ne olduðuna bakmak lazým.

Sözlükte, eksik ve fazlalýk bakýmýndan aþýrýya gitmeksizin orta yolu bulup korumak… Hakkaniyet, doðruluk ve eþitlik… Zulmün zýddý…

Bir þeyi konuþmasý gereken yere koymak… Ýslam’ýn hükmü… Eþitlik, eþit davranýþ tarzý… Haksýzlýðý terk etmek, her hakký gerçek sahibine devretmek…

Ýnanç, söz, davranýþ ve her tutumda aþýrýlýktan kaçýnmak, sýnýrlarý çiðnememek, her þeyin itidalinde kalmak, orta yolunu tutmak…

Adaletle ilgili tamamlayýcý kelimeler olarakta þunlarý görüyoruz: Adl, kýst, nasib, vasat, hisse…

 

Konu bütünlüðünü yakalayabilmek için adaletin zýddý olan zulüm, tuðyan, ifsad, ilhad, baðyde  bahse deðer kelimelerdir…

Adl, allah’ýn doksan dokuz ismi (esma-i hünsa) arasýnda yer alýr.

Adaletin türevi itidal ve vasattýr…

Adaletin dayanaðý ise hakkaniyettir… Adalet amacýndan kopunca, her þey mübahlaþmaya baþlar. Kaos, anarþi, terör o zeminde vücut bulur…

Adaleti çürüten ve tüketen marazlar ise buðz, kin, heva, öfke, þehvet, þiddet, güç, hýrs, haset ve fesattýr…

Bu virüsleri etkisizleþtiren erdemler ise; hikmet, iffet, cesaret, merhamet, istikamet, sadakat ve basirettir…

Ýtikatta adaletin karþýlýðý, tevhiddir

Ýbadette adaletin karþýlýðý, ihlastýr

Hükümde adaletin karþýlýðý, þeriattýr…

Sözde adaletin karþýlýðý, sadakattir

Ýktisatta adaletin karþýlýðý, zekat ve infaktýr

Sosyal hayatta adaletin karþýlýðý, ihsan ve itidaldir

Mücadelede adaletin karþýlýðý, istikamettir…

Tevhidin toplumsal tezahürü adalet, kiþisel ifadesi özgürlüktür… Bu bakýmdan akideden baðýmsýz bir adalet anlamsýzdýr…

Allah’a raðmen ne emniyet, ne adalet, ne de ahlak mümkün… Adaletin menþei, mebdei, melcei, merkezi, adresi elbette Allah’ýn sözleridir…

Kur’an’daki adalet mefhumundan kopuk, çarpýk bir adalet tanýmý ve sununu yanýltýcýdýr…

Ýnsanýn en soylu damarý adalettir… Adalet yoksa her þey deðer yitimine uðrar…

 

Yer ve gök adaletle ayaktadýr… Evet, evrenin ruhudur, adalet… Önemli olan gökteki adaleti yeryüzüne taþýmaktýr… Uhrevi adaletten de kuþku yok… Sorun bugünle ilgili… Yani, hemen, þimdi adalet, ihtiyaç budur…

Ýnsan, Allah tarafýndan yeryüzüne çýkarýlmýþ tertemiz bir sayfadýr… Bu sayfayý kirleten insanoðlunun kendi elleri ile iþlediði zulümlerdir…

Kendi fýtratlarýný tanýmayan, isyan yolunu seçenler önce kendi kendilerine, sonra da birbirlerine zulmetmiþlerdir… Kabil’in Habil’e zulmü gibi…

Yüce kitabýmýz zulmün taþýyýcý figürleri üzerinden bizlere adalet mesajlarý sunuyor… Kimler bunlar?

Firavun… Ýstikbarda bulundu… Büyüklendi… Kavmini aþaðýladý… Onlarý aptallaþtýrdý…

Böylelikle kendi kavmini küçümsedi, onlarda ona boyun eðdiler. Gerçekten onlar, fasýk olan bir kavimdi.” (Zuhruf- 54)

Ancak insanlýk tarihinin geçmiþinde sýnýrlý sayýda firavunlar olduðunu görüyoruz. Bu gün ise çaðdaþ uygarlýk tüm insanlarý firavunlaþtýrmak gayretinde… Günümüz insaný istikbar ve istiðna budalasý…

Burada firavunlaþmaya yeltenenlere karþý belirtmemiz gereken ise þudur:

Hüküm yalnýzca Allah’ýndýr…” (En’am- 57)

Bel’am… Ýstihmarda bulundu… Merkepleþme yolunu seçti… Firavni sistemlerin iþleyiþine meþruiyet kazandýrma ihanetini iþledi… Kitleleri zorba güçlerin güdümüne girmesi için rol üstlendi…

Bel’amlaþmaya cevabýmýz ise:

Haberin olsun; halis (katýksýz) olan din yalnýzca Allah’ýndýr…” (Zümer- 3)

Karun… Ýstihlakta bulundu… Ýsraf ve istif yolunu seçti… Sýnýrsýz tüketim arzusu ile kendini kaybetti… Bu istihlak onun helaký oldu… Gel gör ki, dün olduðu gibi bugün de nice insanlar Karunlaþma arzusu ile yanýp-tutuþmaktadýr…

Ah keþke, Karun’a verilenin bir benzeri bizimde olsaydý. Gerçekten o, büyük bir pay sahibidir, dediler.” (Kasas- 79)

Belki Karunlarýn sayýsý az, ama o özlemle çýrpýnanlar ne de çok!

Bu hususta hatýrlanmasý gereken ise:

Göklerin ve yerin mülkü O’nundur…” (Hadid- 5)

Haman… Ýstibdatta bulundu… Bürokratik gücünü baký ve zulüm aracý kýldý… Kitleleri zorba yöntemlerle köleleþtirme politikalarý uyguladý…

Samiri… Ýstismarda bulundu… Statüsünü kötüye kullandý. Gerçekleri çarpýttý, bunun üzerinden çýkar hesaplarý yaptý…  Sömürü, suistimal ve sapkýnlýk sýnýr tanýmýyor…

Ýþte adaleti katleden bir þeytan beþgeni… Ýçinde insanlarýn ezildiði bu kýskaçta iktidar, sermaye, bilgi, güç insanlýða doðrultulmuþ bir silaha dönüþtü… Sindirilen, susturulan yýðýnlar tepkisiz… Kuyruk olan köle ruhlu kitleler egemenlere güç katmaktadýrlar… Çünkü þahsiyetleri parçalanmýþ, kimlik kaybýna uðramýþ bu zavallýlar, zillet ve zafiyet içinde boyun eðmektedirler… Bunu bir kader bilmektedirler… Hayýr, bu kader deðil kahýrdý… Nitekim Hz. Musa  (as) devreye girince kölelikten özgürlüðe çýkýþ gerçekleþti…

Bu beþli çeteyi esas besleyen ise, mele ve mütref sýnýfý… Ýktidara yakýn gözdeler, gözlerini insanlarýn emeðine ve onuruna dikmiþler… Þýmarýk zengin zümresi sermayelerini katlamanýn derdinde… Onlar adalet bilincinden, özgürlük ruhundan haz duymazlar… Onlarýn istediði adil deðil, aciz bir toplum… Asil deðil, asalak kitleler…

Þimdilerde de adalet gücünü kaybetti, odak gücü baskýn… Adalet zulmün aracý kýlýndý… Uygulanan ise adalet deðil, yasalar yýðýný…

Adaletin mahkum edildiði bir ülkede doðal olarak doðrularýn yeri cezaevleridir…

Adalet çarpýtýldý… Çaðdaþ yorumlarla hakikat sulandýrýldý… Ýçi boþaltýlmýþ boþ ve kof cümlelerle insanlar aldatýldý… Sihirli söylemlerle kitleler büyülendi… Olan halka oldu… Artýk adalet, özgürlük, insan haklarý vurgusu cezp etmiyor, heyecan vermiyor… Kelimeler inandýrýcý deðil…

“Ýnsan haklarý” iddialarý, adeta onlarýn tüm gayri insaniliklerini örtbas eden güçlü bir argümana dönüþtü…

Zulüm örgütlü, hem de küresel düzlemde… Adalet daðýnýk, parçalý… Örgütlü zulüm, adaleti önce örseledi, sonra öteledi… Ýnsanlar kötülere öykündükçe adaletin kökü kurumaya yüz tuttu… artýk örgütsüz ve duyarsýz toplumlar öðütülmeye mahkum… Hak talepleri ertelene ertelene zaman aþýmýna uðradý… Þirazesinden çýkmýþ insanlar nerede duracaðýný, baþýný hangi taþa vuracaðýný bilmiyor… Yaslanacaðý bir güvenlik duvarý arýyor…

Ýnsanlar haklý olarak soruyor: Adalet söylemi kimlerin çýkarýna hizmet ediyor? Adalet üzerindeki kuþkuyu kim giderecek? Sis perdesini kim kaldýracak?

Adalet saraylarýnda yaþanan cevr-ü cefa tüm bunlarý bize söyletiyor…

Adalet adýna slogan, söylem, sembol kýrýla gidiyor… Bu yönü ile fazlasý var, noksaný yok… Ancak adaletin kendisine gelince yoksunluk iþte o zaman… “Kýst” kýsýrlýðý burada kendini gösteriyor…

Habire adalet saraylarý inþa ediliyor, adalet yasalarý çýkarýlýyor, ancak adalete yaþam hakký yok…

Bu þartlarda yetiþen nesiller silik ve suskun… Dertsiz ve duyarsýz… Her türlü olumsuz etkiye yatkýn ve yakýn…

Düne kadar olup- bitenin farkýnda olanlarýn bir çoðu ise bugün “göze batmadan, dikkat çekmeden” hayatýný yaþamanýn derdindeler… Çünkü onlar artýk akýllý, tedbirli, bilgili ve de tecrübeli!.. Evet, bu doymuþluk ve bilmiþlik havasý, “teslimiyetçi” bir ruh halinin tezahürü… “Gelene aðam, giden paþam” felsefesi hakim…

 

Tahrik”lere kapýlmama, “ajite” olmama, “provakasyon”a gelmeme, “aþýrý”lardan sayýlmama adýna tüm tepki, tavýr, eylem ve duruþlar ertelendi… Adalet talepleri siyasi iktidarlara ihale edildi… Siyasilerde adaletin yerine kalkýnmayý önceledi… Toplumlarýn felahý ihsan ve adalet iken refah peþinde koþuldu… Hak ve adalet artýk sadece Mazlum Der ve Özgür Der’in ilgi alanýydý… Ýnsani yardýmlarý da bizim adýmýza ÝHH, Cansuyu, Kimse Yok mu üstlenmiþti… Bundan gayrý ne olabilirdi ki?

Tüm “hak” algýsý, maaþ bordosunda yazýlý “hak ediþ” ile sýnýrlý bir insan prototipi yetiþti… Haksýzlýklar, hak ihlalleri,hak gasbý kime ne?

Sýyrýlmak, sývýþmak, sorumluluktan kaçýnmak savrulmanýn en fenasý deðil midir? Bu kadar zulüm, zulmet ve zilletten sonra hiçbir þey olmamýþ gibi davranabilir miyiz?

Sorgulamayan sadece seyredenin, ortaya sahici, sadra þifa olacak þeyler koymasý mümkün mü?

Bir itirazýmýz… Bir þikayetimiz… Bir aðýrlýðýmýz… Bir haykýrýþýmýz olmalý deðil mi? Zulme ortak olmamak için buna mecbur deðil miyiz? Bunu yapabilmek için önce fark etmek, farklý olmak, farkýnda olmak gerekir… Yani bu dertli ve duyarlý insanlarýn eylemi ve erdemidir…

Acaba yalnýzlýk ve zayýflýk haksýzlýðý içselleþtirmenin mazereti olabilir mi?

Firavun’un sarayýnda Hz. Asiye yalnýz bir kadýndý… Ama onurlu, ama kararlý… Ýlkeli bir örneklik sunuyor…

Ashab-ý Kehf sayýsal hesaplara takýlý kalmadan baþlattýklarý direniþ ile tüm zamanlara ýþýk ve ufuk oldu…

O ki, vasat ümmetiz… Vasat ümmet zalimle,mazlum arasýnda orta bir noktada durmayý gerektirmiyor… Ýki taraf arasýnda tarafsýzlýk deðil… Denge politikalarý sürdürmek deðil… Ne þiþ yansýn, ne kebap yaklaþýmlarý deðil… Adaletin icabý ne ise onu icra etmek durumundadýr… Adalet acý ve yakýcý da olsa… Ýtidal ve riskte içerse bundan þaþmak ve sapmak mümkün deðil… Yoksa zulme meylin ateþle temasa geçmek olduðunu unutuyor muyuz?

Adalet ne dilemek, ne de dilenmekle gerçekleþir… Adaletin yolu direnmektir… Zaten, Allah yolunda davet; hicret, cihad, direniþ,, hak ve adalet arayýþýndan baþka bir þey midir ki?

Birde kurtarýcý bekleme yanýlgýsý zulmün ömrünü uzatýyor, bilmem farkýnda mýyýz? Bir kurtarýcý olabileceðimizi nasýl unuturuz?

Siz insanlar için çýkarýlmýþ hayýrlý bir ümmetsiniz; marufu emreder, münker olandan sakýndýrýrsýnýz…” (Al-i Ýmran- 110)

Ýþte bizden istenen; kötülüðe, haksýzlýða katlanmak deðil, sonuna kadar direnmektir…

Birde þunu kendimize sormamýz gerekiyor; Adalet, hak, doðru, deðer, ilke diye bir derdimiz var mý? Varsa kimler için? Sadece kendimiz için mi? Bilelim ki; ötekini de kucaklamayan adalet özürlüdür… Gerçekten adalet perspektifimiz kimleri kapsýyor? Herkes için, hemen adalet diyebiliyor muyuz?

 

Ey Ýman edenler, adil þahitler olarak, Allah için, hakký ayakta tutun. Bir topluluða olan kininiz, sizi adaletten alýkoymasýn. Adaletli olun.” (Maide- 8)

Zalimlerin zulmüne zalimleþerek cevap veremeyiz… Bir karanlýðý baþka bir karanlýkla kovamayýz… Kaný kanla temizleyemeyiz… Ulusal zulme tepki gösterirken, sonuç alabilmek için küresel zorbalarla iþ tutmak gerekmiyor… Zulmü bertaraf etmenin yolu zalimliðe özenmekten geçmiyor…

Hiç kimsenin zulmetme imtiyazý yoktur… Ne doðuþtan gelen, ne de sonradan kazanýlmýþ böylesi bir hak söz konusu olamaz…

Kendilerini dokunulmaz, layüsel gören kiþi ve çevrelerin kartondan heykellerini un-ufak edecek olan adaletin þaþmaz gücüdür…

Fakat Paskal’in ifadesi ile: “Kuvvete dayanmayan adalet aciz, adalete dayanmayan kuvvet zalimdir.

O halde idrak, yürek, bilek bütünlüðü içinde ancak adalet saðlanýr… Sadece devlete ait bir sorumlulukmuþ gibi düþünmek gerçeði görmemektir… Yine yalnýzca yargý alanýna münhasýr kýlmakta ciddi bir yanýlgýdýr… Adalet komple hayatý kuþatan bir anlam ve amaçlar bütünüdür.

Þimdi þu acýnasý insanlýðýn çektiði ýstýraba adalet neþterini vurmak vaktidir… Haksýzlýðýn kanýksandýðý, ahlakýn sukut ettiði, insanlýðýn iflas ettiði günlerden geçiyoruz…

Çað çaðýrýyor ve sahibini arýyor… Ey adalet neredesin?

Adalete susamýþlar yüzünü kime dönecek? Ýnsanlar nere adalet arayacak? AÝHM’de mi?BM’de mi? Anayasa Mahkemesinde mi? Lahey Adalet Divanýnda mý? Evrensel Ýnsan Haklarý Beyannamesinde mi? Helsinki Ýnsan Haklarý Sözleþmesinde mi?

Artýk þunu diyemeyecek miyiz?

Askeri, siyasi, iktisadi gücümüz yeterli olmasa da;

Hak sözümüzle…

Adil duruþumuzla…

Ahlaki yürüyüþümüzle…

Engin merhametimizle biz buradayýz…

Vahye þahitliðin, vasat ümmet olmanýn anlamý bu deðil midir?

Kitap, Mizan, Demir hepsi bunun için deðil mi? Eve, Kitap, kýlýç, kalem ve kelam adil bir dünya inþa içindir…

Çaðýn vicdaný olmak durumunda olan bizler için en büyük sermaye ve en güçlü silah; adalet ve ahlaktýr…

Gecikmiþ adalet, adalet deðildir.”

Sence de, adil bir dünya için gecikmiyor muyuz?

O taktirde, mazlumlarýn “ah”ý bizi de tutmaz mý?


Bu Makale 5187 defa okunmuþtur

 

Yazdýr

YAZARIN DÝÐER YAZILARI

©

12/02/2024 - 11:12 Ýnsan kalmak

©

30/03/2020 - 10:43 Ev ödevi

©

02/03/2020 - 11:06 Normalleþtirilmiþ anormallikler

©

27/01/2020 - 13:13 Vahiyle vücud bulmak

©

16/12/2019 - 10:40 Örtülü çýplaklýk

©

14/10/2019 - 10:50 Toplumsal Enkazýn Altýnda: “AÝLE”

©

02/09/2019 - 10:19 Oyalanma odaklan!

©

10/06/2019 - 12:39 Ýnsan, en muhteþem muamma…

©

21/05/2019 - 11:03 Sade hayat

©

01/02/2019 - 14:09 Deðiþim Ýradesi

©

13/10/2018 - 14:29 Hayat paylaþmaktýr

©

19/02/2018 - 12:35 Heva ile Heba Olmamak Ýçin

©

19/01/2018 - 18:49 Kaybolmamak için…

©

25/12/2017 - 14:04 Rüya mý, kabus mu?

©

20/11/2017 - 10:36 Heyecanýmýza ne oldu?

©

25/10/2017 - 09:48 Ömür Boyu Davet

©

28/09/2017 - 14:33 Hicri hicranlar

©

07/07/2017 - 16:15 Onur Sýnavý

©

29/05/2017 - 12:26 Ýnsanoðlu Zayýftýr

©

03/05/2017 - 15:51 Nebevi Vasiyet

©

13/03/2017 - 11:10 Tevbesizliðe Tevbe

©

01/02/2017 - 11:48 Kâbe’nin Mesajý

©

03/01/2017 - 14:25 Nasýl kurtuluruz?

©

08/12/2016 - 09:14 Ertelenen Evlilikler

©

05/10/2016 - 10:20 Allah’la Dost Olmak...

©

25/06/2016 - 09:43 ÝSRAF TOPLUMU

©

08/04/2016 - 14:22 Gaye ve Gayret

©

20/02/2016 - 11:07 Þahit Olmak...

©

19/01/2016 - 16:38 HELAL YAÞAM

©

15/12/2015 - 13:44 ZAFER ZAAFI

©

18/11/2015 - 11:31 DÜNYA VE DURUÞ

©

13/10/2015 - 12:30 SORUMLULUK ALANIMIZ

©

10/03/2015 - 10:59 “Haydi gelsene…”

©

31/10/2014 - 14:33 DEÐER AÞINMASININ ACI AKIBETÝ; VEFASIZLIK…

©

01/09/2014 - 15:25 YAÞAMIN EMARI

©

04/08/2014 - 13:52 Öncemiz ve sonramýz bayram olsun.

©

04/07/2014 - 15:51 Açýn Halinden Kim Anlar

©

09/06/2014 - 11:51 KENDiMiZ OLMAK KENDiMiZ KALMAK

©

05/05/2014 - 12:31 YENÝDEN KARDEÞLÝK

©

09/04/2014 - 14:14 Ýyilik Erleri

©

01/02/2014 - 13:44 Temiz Hayatlar

©

04/12/2013 - 13:38 Dindarlýðýn Modernizmle Sýnavý

©

04/10/2013 - 14:16 Selim bir gelecek için

©

12/08/2013 - 10:40 Duayý Kuþanmak

©

19/06/2013 - 16:24 Uyum Krizi

©

20/05/2013 - 14:23 Yeniden Kardeþlik

©

18/04/2013 - 10:49 Geleceði Ýnþa Sorumluluðu

©

19/03/2013 - 14:35 Aktif ve Afif kadýn

©

19/02/2013 - 11:22 Güzel bir gelecek için

©

28/01/2013 - 14:03 Fýkýhsýz Toplum Fakihsiz Hareket

©

24/12/2012 - 11:13 Ýhtilaf Ahlaký

©

22/11/2012 - 14:17 Hicri hicranlar

©

25/09/2012 - 15:25 Mekke`de Mekke`yi aramak

©

27/08/2012 - 12:41 Haddini aþan zýddýna döner

©

23/07/2012 - 11:30 Sýcak Sýnav

©

28/06/2012 - 12:36 Denge ve düzen

©

04/06/2012 - 11:34 Allah’ýn Ýhsaný, Ýnsan

©

25/04/2012 - 15:05 Dindarlýðýn modernizmle sýnavý

©

26/03/2012 - 11:47 Modern Zamanlarda Aile Açmazý

©

02/01/2012 - 12:07 NASIL BÝR GENÇLÝK?

©

28/11/2011 - 13:08 Arzýn ýslahý için...

©

03/10/2011 - 12:13 Evrensel Kardeþlik Buluþmasý; Hac

©

05/09/2011 - 14:37 Müsait zamanlar Müslümanlýðý

©

03/08/2011 - 11:07 Güzele, En Güzele

©

04/07/2011 - 12:49 Tembelizm

©

03/06/2011 - 12:06 Yüce Ahlak

©

09/05/2011 - 12:01 Kaygan zeminde kaim kalmak

©

11/04/2011 - 15:05 Muttaki toplum

©

07/03/2011 - 13:17 Üçlü Reçete

©

14/02/2011 - 12:08 SERVET SINAVI

©

06/01/2011 - 11:51 Evlad-ý Rasul’ün Vedasý…

©

02/12/2010 - 11:24 Evlilik mi, Evcilik mi?

©

14/10/2010 - 19:12 Tüketen ve Tükenen Ýnsan

©

27/07/2010 - 11:07 Aklý Selim

©

22/06/2010 - 12:18 Tevhidi Varoluþ

©

18/05/2010 - 12:12 5 EM

©

16/04/2010 - 11:26 Nebevi Vasiyet

©

22/03/2010 - 16:29 Zamana Yenik Düþmemek

©

18/02/2010 - 12:20 Ýnsan ve Ýnfak

©

21/01/2010 - 11:17 Hesap dönümü

©

03/12/2009 - 11:30 Ýlla Namaz

©

19/10/2009 - 13:47 Özgün eðitim

©

24/09/2009 - 11:13 TEZKÝYE GÜNLERÝ

©

25/06/2009 - 09:43 Müslüman þahýs mýyýz? Müslüman þahsiyet miyiz?

©

01/06/2009 - 15:02 Eti Senin, Kemiði Benim!

©

28/04/2009 - 16:09 Geciken Adalet

©

07/04/2009 - 14:15 Hakkýyla Kulluk

©

09/03/2009 - 16:35 Ödünç Özgürlükler

©

09/03/2009 - 15:18 Toplumsal Ýnþa Sorumluluðumuz!

©

10/11/2008 - 22:32 Yürüyen Ahlak

©

05/09/2008 - 13:42 EY DÝRÝ AY! DÝRÝLT BÝZÝ!
 
 

Site Ýçi Arama

19 Cemâziye'l-Evvel 1446 |  21.11.2024

Bir Ayet

Bismillahirramanirrahim

Hakkýnda bilgin olmayan þeyin ardýna düþme; çünkü kulak, göz ve kalb, bunlarýn hepsi ondan sorumludur.

( Ýsra Suresi - 36)

Bir Hadis

Hz. Ebu Hureyre (radýyallahuanh) anlatýyor:

"Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)'dan

ateþe insanlarý en çok atan þeyin ne olduðu soruldu:
"Aðýz ve ferc!" buyurdular.
En ziyade neyin insanlarý cennete soktuðundan sordular:
"Allah'a takva ve güzel ahlak!" buyurdular."

Tirmizî, Birr 62

Bir Dua

Peygamberimiz (s.a.s.) þöyle buyurmuþtur:

“Allah’ým! Senden iman içinde saðlýk, güzel ahlak içinde iman, peþinden rahmet, afiyet,
maðfiret ve rýza gelen bir kurtuluþ istiyorum.”

(Hâkim, Deavât, No: 1919)

Hikmetli Söz

Ölmek deðildir ömrümüzün en feci iþi,

Müþkil budur ki ölmeden evvel ölür kiþi.


Canlý yayýn

Ýslam Ansiklopedisi

  Tasarým : Networkbil.NET

@2008 kuraniterbiye.Com