Her türlü cehaletin körlüklerine ve karanlýklarýna karþý en kararlý savaþçý, despot rejimlere karþý en kararlý direniþçi, toplumsal kokuþmaya karþý en basiretli ve dirençli direniþ erleri olarak onlarý gördük…
Kötülüðe karþý bariyerdi onlar… Toplumsal ihtilaflarda, kavgalarda baþvuru mercii melcei mahkemelerden önce alimlerdi… Alimin sözü üzerine söz olmazdý… Þeriatýn kestiði parmak acýmazdý…
Medeniyetin mimarlarý nesillerin mürebbileri…
Bir alim bir alemdi… Týpký Ýbrahim’in tek baþýna bir ümmet olmasý gibi…
Erdemli toplumun adresi, temiz toplumun sigortasý Ulema idi…
Alim yerine göre toplumun konuþan dili, kuþanýlan kýlýcý, hakký haykýran çýðlýðý, susmayan vicdaný, durmayan yüreði, sönmeyen umudu, karamayan ufkuydu…
Ümmet deccallaþanlara karþý onurlu duruþu onlardan öðrendi, Haccac’laþanlara karþý pervasýzlýðý onlarda gördü, Yezid’leþenlere karþý izzet dersini onlardan aldý…
Biliyoruz ki, kalemin kontrolünde olmayan kýlýç barbarlaþýr…
Kalemin denetiminde olmayan siyaset soysuzlaþtýrýr…
Kalemin gözetiminde olmayan ticaret Karun’laþtýrýr…
Tecdid için… Islah için… Ýnþa için mutlaka alimlerin aðýrlýðýna ihtiyacýmýz var…
Ýdraki, yüreði, bileði uyandýran, yönlendiren, dizginleyen, düzenleye, harekete geçiren onlardý…
Alimin aksiyon ve azmidir, aleme rahmet ve adalet güvencesi…
Çünkü alim; kendisi için yaþayan deðil kendini adayandýr…
Þimdi, denilebilir ki nerde bu alimler? Böyle alimler var mý ki?
Cumhuriyet döneminde Kemalizm’in baskýcý politikalarý öncelikle alimleri hedef aldý… Yeni sistemin toplum mühendisleri tarafýndan topluma dayatýlmasýnýn önünde en büyük engel alimlerdi… Resmi ideoloji alimler ya susturarak yada itibarsýzlaþtýrarak dinin toplum üzerindeki etkisini kýrmayý hedeflediler… Kemalizm taciz ve tazirlerle alimleri acizleþtirme, halk üzerindeki saygýnlýklarýný sýfýrlama ve onlarý boðma yoluna gitti… Tevhidi Tedrisat bu amaca yönelikti…
Minber sustu, mihrap boþaldý, kürsü küstü, kalem kýrýldý…
Ümmetin evlatlarý yetim kaldý. Fakihsiz bir toplum fýkýhsýz bir kültür oluþtu. Hatta iþ öyle raddeye geldi ki; alimsiz Ýslami hareketler oluþtu. Ýslami hareketlerdeki keyfiyetsizlik ve kifayetsizlik birazda buradan kaynaklanmýyor mu? Bu açýðý Ýslamcý aydýnlar doldurmaya çalýþtý, ancak þer’i ilimlerde müktesebatý yetersiz olan bu kesim Ýslami hareketi temsil ve taþýmada yetersiz kaldýlar… Hatta kimi oryantalist ruhlu teologlarýn elinde din kadavraya dönüþtü…
Fýkýhsýz bir toplum, fakihsiz bir hareket hangi limana demir atar bilinmez…
Onlar sahadan çekilince çapulcu, yaltakçý, fýrsatçý, ikiyüzlü el ve etek öpücüler çoðaldý…
Cemaat ve STK’larýn en bariz farklýlýklarýndan biride cemaatlerde alimlerin belirleyici olmasý, STK’larda iþi bilenlerin…
Evet, alimlerin karikatürize edildiði bir süreçten sonra yeniden alimlere iadei itibarda bulunmamýz gerekiyor… ve bize gözü toplumun elinde ve devletin kapýsýnda olmayan alimler gerekiyor…
Ýslam ile geçinen deðil, Ýslam için çýrpýnan alimler… Sivil, baðýmsýz ve baðlantýsýz ilim erbabý…
Kendi aralarýnda güçlü bir blok oluþturmuþ, kurumsallaþmýþ, örgütlenmiþ, hiçbir kurumun yedeðine düþmemiþ, siyasilerin yörüngesine girmemiþ, entelektüel birikimi olan, sadece kitabý okuyan, nakleden deðil hayatý da okuyabilen, hayatýn içinden çözümler üreten ve öneren bir merci lazým…
Alimlerimiz sokaðýn dilini, zamanýn ruhunu, mekanýn makdusunu yakalayarak hayata müdahil olabilirler…
Toplumsal, siyasal, küresel sorunlara vahyin bakýþ açýsý ile neþter vurmak onlara düþüyor… Meþruiyet zeminimizin takipçisi tabiî ki alimlerdir… Bunu yaparken ne statükoyu nede kamuoyuna yaranma kompleksine ve kaygýsýna düþmeden hareket edilmelidir…
Öncelikle yeni kuþaklarla alimler arasýndaki mesafeyi ve önyargýyý gidermek icab ediyor… Toplumla alimi buluþturacak, barýþtýracak adýmlar gerekiyor…
Bu ülkede Kürt sorunu, ahlaki yozlaþma, gelir daðýlýmýndaki adaletsizlik, ruhi boþluk, sosyal çöküntü alimler yok sayýlarak nasýl aþýlabilir?
Bu özelliklerde alim mi yok?
Geleceðin alimlerini yetiþtirmek de bize düþer…
Acaba zeki ve baþarýlý çocuklarýmýzý hangi hedeflere yönlendiriyoruz?
Çözüm; var olan alimlerin sahaya inmesi, sahadakilerin de alimleri sahiplenmesi gerekiyor…
Bu makaleyi yazmak nerden aklýma geldi? Türkiye’nin deðerli alimlerinden Abdulcelil Candan’ýn vefat haberini aldýðýmda… Merhuma Rabbimden rahmet dilerken, onun ”Ulemanýn Gücü” kitabýný okuyucularýma tavsiye ediyorum…