Ana Sayfa   |   Görüntülü Dersler  |  Sesli Dersler   |  Kur'an Araþtýrmalarý   |  Ýlmi YAZILAR   |  Aile Eðitim Yazýlarý   |  Çocuk Eðitimi Yazýlarý   |  Yazarlar  |  Ýletiþim

Kur`an-i Kerim ve Mealleri

Namaz Sureleri Tefsiri

Cuma (Tefsir) Dersleri

Hadis Dersleri

Cami Dersleri

Hz. Peygamberin Hayatý (s.a.v)

Ýnsaný Tanýmak (Radyo)

Tv Programlarý

Seminer ve Konferans

Kýsa Dersler

Özel Konular

Fýkhi Konular

Aile Eðitim Seminerleri

Foto Galeri

Üyelik Giriþi

Kull. Adı

:

Şifre

:
   

Ücretsiz Üyelik
Şifremi Unuttum

Güncel Videolar

Eðitimcilere ÖZEL
Gazze Duasý
Gençlerle Ýletiþim (Günýþýðý- Reþitpaþa​)
Uyumlu Evlilik Yöntemi (Bulgurlu)

Namaz Vakitleri

Sayaç

Sayac
Tekil (Bugün) 4548
Toplam 16410784
En Fazla 25928
Ortalama 2706
Üye Sayýsý 1193
Bugün Üye Olan 0
Online Ziyaretci
 

 
Toplumsal Enkazýn Altýnda: “AÝLE”
14/10/2019 - 10:50
 
Ramazan Kayan
Ýnsanlýk tarihinde ailesiz bir toplum hiç olmadý, bundan sonra da olmayacaktýr… Çünkü evlilik fýtridir… Aile evrenseldir, süreklidir ve zorunludur… Sünnetullah böyle gerektiriyor…
  Evliliði ve aileyi emreden bizatihi Allah azze ve celledir…
 
  Ýlahi vasiyetin eseridir, aile…
 
  Aile insanla birlikte baþladý ve onunla yürüyor… Tüm çözülme, çürüme, yozlaþma, deðiþim, dönüþüm, evrim ve yýkýmlara raðmen aile serüveni devam ediyor. Olumsuz süreçlerden en çok etkilenen bu sosyal kurum yine de yola devam ediyor… Roller ve iþlevler deðiþse de aile ortadan kalkmýyor, son kale bir þekilde kendini koruyor…
 
   Ve biliyoruz ki,  dünyayý ayakta tutan daðlardýr... Toplumun direði ise ailedir…
 
   Bunu ifade ederken muradýmýz aileyi takdis etmek deðil, bu önemli ocaðý tashih etmektir…
 
   Ýslami deðerler baðlamýnda yeni bir deðerlendirme yapmaktýr…
 
   Modern toplumsal modellerdeki alt üst oluþlar en çok aileyi etkiliyor… Sýký bir aile analizi yapmadýðýmýz takdirde aile açmazlarýný açma fýrsatýný yitiririz… Ailedeki aþýnmayý durduramayýz…
 
  Baðýmsýzlaþmak ve bireyselleþmek adýna aile baðlarýnýn nasýl zayýfladýðýna tanýklýk ediyoruz… Oysa ki, aile bir sözleþmedir, baðlanmadýr… Bireysel baðýmsýzlýklarý ortak baðlarla sýnýrlamadýr…
 
  Bireyi kutsayan, aileyi hýrpalayan algýlara duyarlý olmak zorundayýz…
 
  Evet, aile, insan ömrünün asli umdesi, ümmetin merkezi nüvesidir…
 
  Bugün iðreti evlilikleri ve fay hattýndaki aileleri konuþmak durumundayýz…
 
  Türk modernleþmesi, ailenin kadim deðerlerini ve asli gövdesini hýrpalýyor…
 
  Özgünlüðünü ve özelliðini kaybeden ailenin hangi liberal ya da seküler limana demir atacaðýný bilemiyoruz…
 
  Böylesi bir atmosferde aile konusunda bir panik havasý var… Hangi dönüþüme direneceðiz? Hangi deðiþimi deðerlendirmeye alacaðýz? Kafalar karýþýk…
 
  Merhametin ve mahremiyetin merkezi olmasý gereken aile, bu zeminden hýzla uzaklaþmaktadýr… Statükonun aile üzerindeki vesayeti vahim sonuçlara sebep olmaktadýr…
 
Bir tüketim merkezine dönüþen modern ailenin, kapitalist sistemin parçasý ve pazarý olmaktan baþka ne iþlevi kaldý ki?
 
  Düþük profilli aileye ikna olan toplum hýzla evsizleþmeye doðru evriliyor…
 
  Zaten Batý ailenin öldüðünü ilan edeli çok oldu… Þimdi hedefte bizim aile yapýmýz var…
 
  Aliya Ýzzetbegoviç’in yerinde tespiti ile; “Batý, hayatýmýzýn bütün karelerine egemen oldu. Henüz yeterince nüfuz edemediði bir aile yapýmýz kaldý.”
 
“Son kale; aile” diyoruz, ancak aile gerçeðimizle yeterince yüzleþmekten kaçýnýyoruz…
 
  Aile içinde kontrol kaybý, kaygýlarý arttýrýyor…
 
  Dizimizin dibinde büyüyen ama bugün dizginleyemediðimiz bir nesil geliyor… Bugünlerde gecikirsek yarýnlarda dizimizi çok döveriz…
 
  Bizimle ayný yuvayý paylaþan ama bizimle mutlu olmayan çocuklarýmýz var… Herkes huzuru içeride deðil, dýþarýda arýyor… Ebeveyn de, çocuklar da kendilerini dýþarý atmanýn derdindeler… Evlerin metrekareleri büyürken evdekilerin ruhu daralýyor, kalbi sýkýþýyor…
 
  Aile içinde bir iktidar mücadelesi tüm hýþmýyla sürüyor… Kazananý olmayan bir kavga bir türlü bitmek bilmiyor…
 
  Kadýn erkekleþme, erkek kadýnlaþma yolunda… Hünsa müþkül bir durum… Dün refik olanlar bugün rakip oldular… Alan kapma, kendine yontma, boyun eðdirme ataklarý aileyi takatsiz býraktý…
 
  Adalet ve ahlak üzerinden yürümesi gereken aile yaþamý, arzularýn egemenliðine terkedildi…
 
  Ne kadýn kadýnlýk sýnýrýnda kalýyor ne de erkek erkeklik hududunda duruyor… Bir had bilmezlik ve haksýzlýktýr baþýný almýþ gidiyor…
 
  Kadýn erkeðin, erkek kadýnýn örtüsü olmasý gerekirken þimdilerde ötekisi oldu… Yetmedi öcüsü olmaya baþladý…
 
  Mahremiyet bilinci, hayâ duygusu, hicap hassasiyeti zaafa uðrayýnca hiçbir þey örtmüyor… Ýfþa ve teþhir günleri baþlýyor…
 
  Þefkatin merkezi olarak bilinen aile düzeni, þiddetin odaðý olarak tanýmlanýr oldu…
 
  Evlilik paylaþmak iken sanki birbirini paylamak olarak algýlanýr oldu…
 
  Mabed olmasý gereken evler matem yerine dönüþüyor…
 
  Karþýlýklý kýþkýrtmalar, kýskançlýklar, kin ve kulisler ailenin kahrýný arttýrýyor, mahvýný hazýrlýyor…
 
  Sorunun çözümüne “hak ve hakkaniyet” üzerinden deðil de, “eþitlik” üzerinden gidildiði için bir türlü sonuç alýnamýyor, gereði gibi eþ de olunamýyor…
 
  Aile içi mesuliyet þuuru kalmayýnca, aile içi muhalefet savaþlarý baþlýyor…
 
  Sonrasýnda siyasi erkin hukuki düzenlemeleri, aile sosyal politikalarý kaybettiðimiz huzuru saðlamýyor…
 
  Lokal zeminde aile terapileri, psikolojik destekler, panel, konferans, çalýþtay, proje, protokol, platform çabalarý ile pansuman tedavilerle yetiniyor, günü kurtarmaya çalýþýyoruz…
 
  Gerçekten biz yitiðimizi nerede arýyoruz?
 
  Sanki Nasreddin Hoca misali içeride kaybettiðimi dýþarýda arýyoruz…
 
  Aslýnda þunun farkýndayýz… Ailede yaþanan erozyon kendiliðinden deðil, kendi ellerimizle iþlediklerimizden dolayýdýr… Ýþlediðimiz günahlar, bulaþtýðýmýz haramlar, yaptýðýmýz haksýzlýklar iþi bu kerteye getirdi… Ailenin meþruiyeti zedelendi…
 
  Belki birçok yanlýþý fark ettik, artýk eve dönmemiz gerektiðini de biliyoruz… Ama gel gör k, ev eski ev deðil… Mahalle bile dönüþtü…
 
  Peki, ne yapmamýz gerekiyor?
 
  Aðýt yakmak mý? Matem tutmak mý? Tüm suçu modernizme ya da muhafazakârlýða fatura etmek mi? Kurtarýcý beklemek mi? Kaderine küsmek mi? Ýçine kapanmak mý? Akýntýya kendini koyuvermek mi?
 
  Hayýr! Aile sýnavýmýz devam ediyor…
 
  Aile asla vazgeçemeyeceðimiz bir özgürlük alanýdýr...
 
  Aile atomize olsa da atýlacak adýmlar var… Sekülerize edilse bile söyleyecek sözümüz bitmedi…
 
  Sahte ve sakat paradigmalara prim vermeden, hesaplaþacaðýz…
 
  Ne feminist de feodalist… Ne fanatik ne popülist… Fýtratý ve Furkan’ý önceleyen aile farkýný ortaya koymaya çalýþacaðýz…
 
  Nostalji ve ütopya arasýnda da gezinmeyeceðiz…
 
  Belki bugüne kadar, bu ülkede güçlü ve güzel bir aile resmi sunamadýk…
 
  Aileyi aþka indirgedik, aþkýnlýðý ýskaladýk…
 
  Temel sorun, Ýslami duyarlýlýklarýn sulanmasý, Allah’ýn dostluðunun veya Allah’a dostluðun azalmýþ olmasýdýr…
 
  Allah ile ne kadar iyi olursak, ailemiz de o kadar iyi olur…
 
  Ýslam’ýn öngördüðü aile; tevhid, takva, tevazu ve terbiye ile temellendirilen ailedir…
 
  Kaldý ki, mü’minlerin aile konusunda bakýþ açýsýný belirleyen bir paradigmasý var… Bunun merkezinde Üsve-i Hasene olan peygamberimiz(sav) bulunuyor… Öncelikle yüzümüzü Ona dönmeliyiz…
 
  Ýslami ailede son söz ne erkekte ne de kadýndadýr… Son söz Allah’a ve Resulüne aittir…
 
  Bugün sekülerleþen ailenin Ýslamlaþmasý gerekiyor…
 
  Hasan el-Benna’nýn haklý çaðrýsýna kulak verelim:
 
  “Sizi evlerinizde Ýslam devletini kurun ki, sokaklarýnýz Ýslamlaþsýn…”
 
  Yüce Kur’an’ýn bu konudaki beyanýný buyurun birlikte dinleyelim…
 
  “Evlerinizi kýblegâh edininiz…” (Yunus,87)
 
  Karargâh evlerin korunmasýna bugün daha fazla muhtacýz…
 
  Hem bildiðimiz Erkam’ýn Evi; bizim için bir anekdot, bir hatýradan öte, bizzat eskimez bir örneklik içeriyor…
 
  Aileyi geleceðe hatta cennete baþka türlü nasýl taþýyabiliriz?
 
  Evet, ümmet olmanýn yolu, devlet kurmanýn yolu, medeniyet inþa etmenin yolu ve de cennete varmanýn yolu aileden geçiyor…
 
  Lütfen bu hayati konuyu geçiþtirmeyelim…
 
  Çünkü aile, bize Allah’ýn bir emanetidir, sahip çýkmak zorundayýz…
 
  Aile bir nimettir… Þükretmek makamýndayýz…
 
  Bu yolda önce duyarlýlýk, sürekli sorumluluk diyoruz…
 
  Bunlar yoksa sürüleþmekten ve sömürülmekten nasýl kurtulabiliriz?

Bu Makale 5133 defa okunmuþtur

 

Yazdýr

YAZARIN DÝÐER YAZILARI

©

12/02/2024 - 11:12 Ýnsan kalmak

©

30/03/2020 - 10:43 Ev ödevi

©

02/03/2020 - 11:06 Normalleþtirilmiþ anormallikler

©

27/01/2020 - 13:13 Vahiyle vücud bulmak

©

16/12/2019 - 10:40 Örtülü çýplaklýk

©

14/10/2019 - 10:50 Toplumsal Enkazýn Altýnda: “AÝLE”

©

02/09/2019 - 10:19 Oyalanma odaklan!

©

10/06/2019 - 12:39 Ýnsan, en muhteþem muamma…

©

21/05/2019 - 11:03 Sade hayat

©

01/02/2019 - 14:09 Deðiþim Ýradesi

©

13/10/2018 - 14:29 Hayat paylaþmaktýr

©

19/02/2018 - 12:35 Heva ile Heba Olmamak Ýçin

©

19/01/2018 - 18:49 Kaybolmamak için…

©

25/12/2017 - 14:04 Rüya mý, kabus mu?

©

20/11/2017 - 10:36 Heyecanýmýza ne oldu?

©

25/10/2017 - 09:48 Ömür Boyu Davet

©

28/09/2017 - 14:33 Hicri hicranlar

©

07/07/2017 - 16:15 Onur Sýnavý

©

29/05/2017 - 12:26 Ýnsanoðlu Zayýftýr

©

03/05/2017 - 15:51 Nebevi Vasiyet

©

13/03/2017 - 11:10 Tevbesizliðe Tevbe

©

01/02/2017 - 11:48 Kâbe’nin Mesajý

©

03/01/2017 - 14:25 Nasýl kurtuluruz?

©

08/12/2016 - 09:14 Ertelenen Evlilikler

©

05/10/2016 - 10:20 Allah’la Dost Olmak...

©

25/06/2016 - 09:43 ÝSRAF TOPLUMU

©

08/04/2016 - 14:22 Gaye ve Gayret

©

20/02/2016 - 11:07 Þahit Olmak...

©

19/01/2016 - 16:38 HELAL YAÞAM

©

15/12/2015 - 13:44 ZAFER ZAAFI

©

18/11/2015 - 11:31 DÜNYA VE DURUÞ

©

13/10/2015 - 12:30 SORUMLULUK ALANIMIZ

©

10/03/2015 - 10:59 “Haydi gelsene…”

©

31/10/2014 - 14:33 DEÐER AÞINMASININ ACI AKIBETÝ; VEFASIZLIK…

©

01/09/2014 - 15:25 YAÞAMIN EMARI

©

04/08/2014 - 13:52 Öncemiz ve sonramýz bayram olsun.

©

04/07/2014 - 15:51 Açýn Halinden Kim Anlar

©

09/06/2014 - 11:51 KENDiMiZ OLMAK KENDiMiZ KALMAK

©

05/05/2014 - 12:31 YENÝDEN KARDEÞLÝK

©

09/04/2014 - 14:14 Ýyilik Erleri

©

01/02/2014 - 13:44 Temiz Hayatlar

©

04/12/2013 - 13:38 Dindarlýðýn Modernizmle Sýnavý

©

04/10/2013 - 14:16 Selim bir gelecek için

©

12/08/2013 - 10:40 Duayý Kuþanmak

©

19/06/2013 - 16:24 Uyum Krizi

©

20/05/2013 - 14:23 Yeniden Kardeþlik

©

18/04/2013 - 10:49 Geleceði Ýnþa Sorumluluðu

©

19/03/2013 - 14:35 Aktif ve Afif kadýn

©

19/02/2013 - 11:22 Güzel bir gelecek için

©

28/01/2013 - 14:03 Fýkýhsýz Toplum Fakihsiz Hareket

©

24/12/2012 - 11:13 Ýhtilaf Ahlaký

©

22/11/2012 - 14:17 Hicri hicranlar

©

25/09/2012 - 15:25 Mekke`de Mekke`yi aramak

©

27/08/2012 - 12:41 Haddini aþan zýddýna döner

©

23/07/2012 - 11:30 Sýcak Sýnav

©

28/06/2012 - 12:36 Denge ve düzen

©

04/06/2012 - 11:34 Allah’ýn Ýhsaný, Ýnsan

©

25/04/2012 - 15:05 Dindarlýðýn modernizmle sýnavý

©

26/03/2012 - 11:47 Modern Zamanlarda Aile Açmazý

©

02/01/2012 - 12:07 NASIL BÝR GENÇLÝK?

©

28/11/2011 - 13:08 Arzýn ýslahý için...

©

03/10/2011 - 12:13 Evrensel Kardeþlik Buluþmasý; Hac

©

05/09/2011 - 14:37 Müsait zamanlar Müslümanlýðý

©

03/08/2011 - 11:07 Güzele, En Güzele

©

04/07/2011 - 12:49 Tembelizm

©

03/06/2011 - 12:06 Yüce Ahlak

©

09/05/2011 - 12:01 Kaygan zeminde kaim kalmak

©

11/04/2011 - 15:05 Muttaki toplum

©

07/03/2011 - 13:17 Üçlü Reçete

©

14/02/2011 - 12:08 SERVET SINAVI

©

06/01/2011 - 11:51 Evlad-ý Rasul’ün Vedasý…

©

02/12/2010 - 11:24 Evlilik mi, Evcilik mi?

©

14/10/2010 - 19:12 Tüketen ve Tükenen Ýnsan

©

27/07/2010 - 11:07 Aklý Selim

©

22/06/2010 - 12:18 Tevhidi Varoluþ

©

18/05/2010 - 12:12 5 EM

©

16/04/2010 - 11:26 Nebevi Vasiyet

©

22/03/2010 - 16:29 Zamana Yenik Düþmemek

©

18/02/2010 - 12:20 Ýnsan ve Ýnfak

©

21/01/2010 - 11:17 Hesap dönümü

©

03/12/2009 - 11:30 Ýlla Namaz

©

19/10/2009 - 13:47 Özgün eðitim

©

24/09/2009 - 11:13 TEZKÝYE GÜNLERÝ

©

25/06/2009 - 09:43 Müslüman þahýs mýyýz? Müslüman þahsiyet miyiz?

©

01/06/2009 - 15:02 Eti Senin, Kemiði Benim!

©

28/04/2009 - 16:09 Geciken Adalet

©

07/04/2009 - 14:15 Hakkýyla Kulluk

©

09/03/2009 - 16:35 Ödünç Özgürlükler

©

09/03/2009 - 15:18 Toplumsal Ýnþa Sorumluluðumuz!

©

10/11/2008 - 22:32 Yürüyen Ahlak

©

05/09/2008 - 13:42 EY DÝRÝ AY! DÝRÝLT BÝZÝ!
 
 

Site Ýçi Arama

19 Cemâziye'l-Evvel 1446 |  21.11.2024

Bir Ayet

Bismillâhirrahmânirrahîm

"Ýman edip de imanlarýna zulmü (þirki) bulaþtýrmayanlar var ya; iþte güven onlarýn hakkýdýr. Doðru yolu bulmuþ olanlar da onlardýr."

( En-am Suresi - 82)

Bir Hadis

( اَللَّهُمَّ أَنْتَ رَبِّي لاَ إِلَهَ إِلاَّ أَنْتَ خَلَقْتَنيِ وَ أَنَا عَبْدُكَ، وَ أَنَا عَلَى عَهْدِكَ وَ وَعْدِكَ مَا اسْتَطَعْتُ، أَعُوذُ بِكَ مِنْ شَرِّ مَا صَنَعْتُ، أَبُوءُ لَكَ بِنِعْمَتِكَ عَلََىَّ، وَأَبُوءُ بِذَنْبيِ فَاغْفِرْ ليِ فَإِنَّهُ لاَ يَغْفِرُ الذُّنُوبَ إِلاَّ أَنْتَ )

(Allahümme ente rabbî lâ ilahe illâ ente halaktenî ve ene abdüke ve ene alâ ahdike ve va'dike me´s-teda'tü, eûzübike min þerri mâ-sana'tü, ebûu leke bini'metike aleyye ve ebûu bizenbî faðfirlî feinnehu lâyaðfiruzzünûbe ilâ ente.)

(Allahým! Sen benim Rabbimsin. Senden baþka hakkýyla ibâdete lâyýk hiçbir ilah yoktur.Beni sen yarattýn ve ben senin kulunum.Gücüm yettiðince sana verdiðim söz üzereyim. Yaptýklarýmýn þerrinden sana sýðýnýrým.Üzerimdeki nimetini ve günahlarýmý kabul ediyorum.Beni baðýþla.Þüphesiz günahlarý ancak sen baðýþlarsýn.)

Kim bunu akþamladýðý vakit içtenlikle inanarak söyler de o gece ölürse cennete girer. Sabahladýðý vakit yaparsa da böyledir.

[Buhârî, 7/150]

Bir Dua

Hz. Peygamber (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur:

“Allah’ým! Kullarýný mahþerde topladýðýn veya mahþerde kaldýrdýðýn gün beni azabýndan koru.”

(Tirmizî, Deavât, 18)

Hikmetli Söz

Seven o kimsedir ki, sevgilisinden ne kadar düþmanlýk
görse yine dostluðunu artýrýr. Sevgilisinden baþýna binlerce sitem
taþý gelse, onlardan ancak aþk binasýný saðlamlaþtýrýr.


Canlý yayýn

Ýslam Ansiklopedisi

  Tasarým : Networkbil.NET

@2008 kuraniterbiye.Com