O eþreftir, ahsendir, efdaldýr, ekmeldir ama sonuçta yine de insandýr…
Þeytanlaþma, hayvanlaþma, melekleþme, mükemmelleþme potansiyeli taþýsa da insanýn insan olduðunu unutmamak lazým…
Tamdýr, nakýstýr, kusurludur, güçlüdür, acizdir, zayýftýr, hýrslýdýr, özürlüdür, tartýþmacýdýr, nankördür, zalimdir, cahildir… Her ne ise insan vardýr ve halifedir… Kimse onu hafife alamaz…
Ýnsan meçhul mü? Hayýr!
Malum, insan mesul…
Ýnsan sema ile arzý birleþtiren eksen… Evreni koruyan, arzýn imarý ve neslin ýslahýna memur olan eþsiz varlýk…
O halifedir… Allaha karþý bütün mahlûkattan sorumludur… O Allah’ýn yarattýklarý için bir rahmet kapýsýdýr…
Ancak insan Allah’ýn huzurunda pasif, O’nun halifesi olarak evrene karþý aktiftir… Ýnsan dünyevi ihtiyaçlara sahip bir varlýk olmakla beraber salt dünyevi bir varlýk olarak görülmesi ve dünya ile sýnýrlandýrýlmasý doðru deðildir…
O kendini dünya metaý ve maddesi ile sýnýrlamaz onun meadý ve maverasý vardýr… Çünkü o müteal olana yöneliktir…
Þuhudu temaþa ederken gayb ile temas halindedir…
Bu dünyada yaþýyor olsa da asýl yurdundan uzakta bir yolcu konumundadýr… Bu yolculukta kýlavuz, Kur’an’dýr…
Bunun için tek dünyalý deðil iki dünyalýdýr… Bu dünyalýdýr fakat dünyacý deðildir…
Ruh ve bedenden oluþan insan kutsal deðildir… Kutsallýk arayacaksak o da kulluktadýr…
Ýnsan mükemmelliði kullukta arar, hikmette bulur, Furkan’la sürdürür…
Her insan özeldir…
Ýnsan bu özelliðini imajýna deðil imanýna borçludur…
Ýnsan olmak, iman etmek demektir…
Ýmaninsanýn elinden tuttu… Onu esfelden eþrefe taþýdý…Erzeldenekmele yüceltti…
Komutasý Kur’an’da olan insan kurtuldu… Kur’an insaný önce “kul” sonra “kardeþ” kýldý… Bu sayede insan yalnýzlaþmaktan, yabancýlaþmaktan ve parçalanmaktan kurtuldu…
Dizginlerini vahyin eline veren insan hep diri ve duru kaldý…
Vahiyden koptukça vahþetlerin ve vahametlerin kurbaný oldu…
Ýnsaný aþýrýlýklardan ve þýmarýklýklardan koruyan Ýslam’dýr…
Ýslam insanýn vasatýdýr… Vüs’atýdýr…
Ýfrat ve tefritlere itirazýn ismidir, Ýslam… Ýnsan itidal ve istikametini Ýslam’la buldu…
Modernitenin kurtlaþtýrdýðý, diktatörya ve feodalitenin mankurtlaþtýrdýðý insana, kardeþleþme yolunu açan Ýslam’dýr…
Bir tarafta fanatizm ve radikalizm diðer yandan ruhbanlýk ve mistisizm kýskacýnda kýstýrýlan insanoðlunurabbanilik çizgisine irþad eden vahiydir…
Ýslam kendi insanýna ne modern zamanlarda olduðu gibi olabildiðince “özgürleþ” der, ne de adam olabilmek için “nefsini öldür” der…
Ýslam, “ol” der, “olgunlaþ” der…
Ýslam’ýnhedeflediði insan; ne saldýrgan, ne de siliktir…
O saygýn ve salih bir kuldur…
Ruh ve balçýk bileþkesi olan insaný parçalarsanýz geriye iki helakten biri kalýr… Topraðý yok sayar sadece ruhla yetinirseniz insan ruhbanlaþýr…
Omurgasýz, iddiasýz, iradesiz bir insan profili ortaya çýkar… Sadece insanýn topraðý ile yetinirseniz insanýn çamurlaþma süreci baþlar… Robotlaþan, makineleþen bir nesneye dönüþür…
Vahiy dýþý tüm yaklaþýmlar bu iki hüsrandan birinin habercisidir…
Ýnsanýn çamuruna takýlý kalmadan insanýn cevherini keþfetmek lazým…
Fýtratý atlayarak insana fark edemezsiniz…
Spirtüalist(ruhçu) anlayýþ da, Materyalist(maddeci) algý da insanýn bütünlüðüne kasteden kahredici kabullerdir… Her ikisi de insanýn harcanmasýný hýzlandýrýyor… Ýnsana nasýl kýyýldýðýný þimdi daha iyi anlýyoruz…
Ýnsanýn önünü açmak adýna sýnýrlarý zorlarsanýz, insaný iki bataklýktan birine terk etmiþ olursunuz; Narsizm(kendini aþýrý beðenme)… Veya Nihilizm(Hiççilik)…
Özünden uzaklaþan insan ölümcül yok oluþlarýn pazarýdýr artýk…
Ýnsaný kutsayan hümanizm, insaný yüceltmek adýna her þeyi insana feda etti… Aslýnda insaný nasýl feda ettiðinin farkýnda deðildi…
Seküler hümanizm insaný nihai ve tek belirleyici kabul ederek, insaný “mutlaklaþtýrarak”, insana nasýl bir kötülük ettiðinin hâlâ farkýnda deðil… Ýnsanýn kaldýramayacaðý bir rolü insana yüklerseniz ona zulmetmiþ olmaz mýsýnýz?
Batýnýn insan tanýmý, “homoeconomicus” ve “homopoliticus” merkezlidir… Yanisekülerdir, rasyoneldir, hümaniterdir, liberaldir…Müteali yoktur… Aþkýn deðildir…Hevasývar,verasý yoktur…
Homoislamicus sadece zihni melekelere deðil, içsel bir bilgi donanýmýna sahiptir… Bu dünyada yaþýyor olsa da maverasý vardýr…
Modern insan “göksel” olana kördür… Semadan “baðýmsýz” sadece toprakla ilgidir… Tüm deðerlerini topraða gömmüþtür… Ölüm ötesi tüm gerçekliklere kendini kapatmýþtýr…
Beþeri düzeyi aþamayan antropomorfik(insan biçimcilik) düþünüþ tarzý ,insaný düzeysizleþtiriyor…
Allah’a aidiyetini sonlandýran insan, arzulara aidiyet üzerinden anlamsýzlýk ve amaçsýzlýk girdabýna savruluyor…
Artýk yaþadýðýmýz dünyada savaþlar politik, ekonomik, ideolojik olmaktan öte bizzat insanýn kendisine yönelik… Nasýl bir insan?
Ýslam’ýn savaþý da insaný insan kýlma, insan olma savaþýdýr… Yani Ýslam’ýn önceliði insanýn insanlaþmasýdýr… Ýnsana “insanlýk” dersi vermesidir…
Ýnsan yaratýldýk… Peki, insan kaldýk mý? Soru bu… Sorun bu… Sorumluluk bu…
Ýslam’ýn ortaya çýkýþ amacý, insani bir hamle ve insani bir duruþ içindir…
Bunun þifresi ise;
Ta’zimliemrillah(Allah’ýn yüceliðine tazim)…
Þefkat lihalkillah(Allah’ýn yaratýklarýna þefkat)…
Ýnsan incitmek için deðil, iyilik için vardýr…
Ýnsanýn vazifesi kendini deðil, Rabbini yüceltmektir…
Sesini deðil, Ýla’yýKelimetullah’ý yükseltmektir…
Ýnsan olmanýn sýrrý; “Allah için olmak” tan geçer… Ýnsan, Allah ile barýþýk olmadan kendisi ile barýþýk olamaz… Kendisi ile barýþýk olmayan evrende misyon yüklenemez…
Temel mesele; Allah ile uyumlu olmak… Kendini O’na uyarlamak… O’na tutunmak… O’na odaklanmak…
Allah’ýn gücü ile güçlenmeyen insan acizdir…
Allah’ýn ruhu ile ruhlanmayan insan boþluktadýr ve baþýboþtur…
Allah’ýn boyasý ile boyanmayan insan bayaðý ve boþtur…
Ýnsan, “insanlaþma” sürecinde hangi basamaklarý týrmanýr?
Ýyi efkâr… Doðru düþünceler…
Ýyi akval… Hak sözler…
Ýyi ef ‘al… Salih ameller…
Ýyi ahlak… Güzel ahlak…
Ýþte “iyi adam” olmanýn imkâný… Model insan, kâmil müminin kimliði… Adres belli… Referans saðlam…
Vahiyle netleþen bir zihin… Iþýðýný vahiyden alan bir akýl… Vahiyle titreyen bir yürek… Vahiyle donanan, doyan, durulan ve dolan bir ruh… Vahiyle arýnan bir nefis… Vahiyle dirilen bir hayat… Ve vahiyle yürüyen yani vahiyle vücud bulmuþ bir insan… Varlýðýný vahye borçlu bilen bir insandýr temel meselemiz…
Bunun için de saðlam bir ruha, etkin bir akla, güçlü bir iradeye, selim bir kalbe, arýnmýþ bir nefse, saðlýklý bir bedene ihtiyacýmýz var…
Bu da salt insanýn kendi gücü ile yapabileceði bir iþ deðildir, Allah’ýn yardýmýna muhtaçtýr…
Ýslam, insanýný “halife” liðe hazýrlarken bütünselliðini bozmaz, onu parçalamaz…
Bu halifelik ne salt kuru akýl iþidir…
Ne salt kaba kuvvet gösterisidir…
Ne salt kitap kurdu olma becerisidir…
Ne de salt kof softalýk hevesidir…
Mesele sadece bilgi sahibi olmak deðil, önemli olan bilgeliktir…
Konu sadece akýllý olmakta deðil, daha da önemlisi hikmet sahibi olabilmektir…
Can taþýmak, canlý olmakta yetersiz bizden istenen canlýlýk, yani direniþ ve dik duruþtur…
Daha da önemlisi Allah’ýn “dur” dediði yerde durmaktýr…