Özgürlük mü? Barýþ mý? Güvenlik mi? Demokrasi mi? Hukuk mu? Ekmek mi? Adalet mi? Ahlak mý? Ekonomik kalkýnmýþlýk mý? Siyasi istikrar mý? Teknolojik geliþmiþlik mi? Ýnsan haklarý mý? Manevi deðerler mi?
Bunlarýn hepsi kendi baðlamýnda önem arz edebilir fakat daha da önemlisi insanlýk “iyiliði emredecek her türlü kötülükten sakýndýrmaya çaðýracak” bir sese muhtaç…
Evet, bu insani sorumluluðu üstlenecek inisiyatif alacak, irade beyan edecek, bu yolda risk almaktan çekinmeyecek insanlýðýn salahý ve felahý için kendini feda edebilecek yüreklere ihtiyaç var…
Ekonomik ve ideolojik savaþlardan yorgun düþmüþ dünyanýn geleceði bulanýk…
Kötülüðü içselleþtiren bu çaðýn yarýnlarý karanlýk…
Ýnsanlýðýn acýsýna yabancýlaþan bireyler arttýkça, vicdan denen insanlýk damarý da kurumaya yüz tutu… Baþkalarýnýn acýlarýna bakmak normalleþiyor… Katýlaþan kalpler, þartlanmýþ beyinler, körleþen vicdanlar, taþlanan ruhlar yaþanan acýlara ne kadar uzak?
Tüm bunlar gösteriyor ki; Yeryüzünün ýslahý hedeflenmiþ bir iyilik hareketi aciliyet arz ediyor… Kötülüðe karþý bir ortak direniþ ruhu kaçýnýlmaz oluyor…
Bu çaða bir iyilik aþýsý yapmalýyýz…
Ýyilik denilince sadece dünyada ki açlýk sorununu gidermeye yönelik çabalar anlaþýlmasýn… Açlýk bir sonuçtur… Yeryüzünü talan eden sömürgeci güçler var oldukça; açlýk, yoksulluk, zulüm, kan ve gözyaþý devam edecektir…
Onlar sömürecek, biz yara saracaðýz… Bu þekilde sonuç alamayýz…
Ýyiliðin egemenliði, kötülüðün izalesi için mutlaka bir yol bulmalýyýz… Bir þey yapmalýyýz…
Küresel ifsada karþý evrensel sorumluluklarýmýza dönmeliyiz…
Evet, bu küresel trajedilerin pasif izleyicileri olamayýz… Bizi bir þekilde seyirce kalmaya ikna etmeye çalýþýyorlar… Fakat bize düþen ulvi amaçlarýn fedaisi olmaktýr.
Kur’an bizi nasýl konumlandýrýyordu:
“Siz insanlar için çýkarýlmýþ hayýrlý bir ümmetsiniz. Ýyiliði emreder, kötülükten sakýndýrýrsýnýz…” (Al-Ýmran 110)
Kötülüðü kanýksamýþ, kötülükle övünen bir dünyanýn akýbetinden korkulur. Ýþte burada görev iyilere düþüyor...
Ýyiliði sürdürebilmenin, kötülüðe karþý durabilmenin sýrrý ise þu kelimeler de saklý olduðunu düþünüyorum:
Aþkýnlýk…
Arýnmýþlýk…
Adanmýþlýk…
Aþkýnlýk…Topraða takýlý kalan insan ruhunu ýskaladý… Kutsallarýný, deðerlerini dumura uðrattýkça insanýn çamurlaþma süreci hýzlandý… Fizik dünyanýn verileri ile yetinen birey öteler ötesinden koptu… Bu kopuþ yok oluþa kapý araladý… Tüm seküler, rasyonel, liberal, fiziksel reçeteler ne tedavi edebildi ne de tatmin…
Artýk tüm bunlarý aþmak ve aþkýn olanda buluþmak lazým…
Müteal deðerlere yaslanmaktan gayrý çýkýþ yolu gözükmüyor… Tüm sahip olduklarýmýza ve sorumluklarýmýza uhrevi bir boyut kazandýrmadan hedefe yürüme takatimiz kalmayacaktýr… Örtülü bir sekülerleþme, insanýmýzý nesneleþtirme, sömürülmeyeteþne bir ruh haline sürüklüyor.
Çözüm, sosyal baþarýlar, somut sonuçlarla kendini sýnýrlamadan, sonsuz güzelliklere ve sýnýrsýz nimetlerle odaklanmaktýr…
Ýstikamet ayarlý, ahiret öncelikli bir yaþamda kararlý ve tutarlýlýk göstermektir.
Dünyevileþmeyi durdurmadan, duruþumuzu koruyamayýz.. Deðerlerimizi taþýyamayýz… Doðrularýmýzýn mücadelesini uzun soluklu sürdüremeyiz.
Modern dünyanýn grafikleri, göstergeleri, anketleri, rakamlarý, puanlarý bizim gerçekliðimiz yansýtamaz, taþýyamaz, gösteremez…
Biz müteal olana yaslanmalýyýz… Aþkýn olanda karar kýlmalýyýz…
Arýnmýþlýk…Biz tevhid ile arýmadan, takva ile donanmadan ne Hakk’ýn temsilcisi ne de hakikatýn tebliðcisi olabiliriz… Ýç dünyasýnda bir temizlik hareketi gerçekleþtirmeyenler, dýþ dünyada sürdürecekleri iyilik projeleri karþýlýk bulamayacaktýr… Islah hareketi ancak salihler eliyle sürdürülebilir…
Yüksek vizyon, güzel imaj, güçlü karizma, üstün kariyer, büyük kapital sahibi olabiliriz… Þayet iç dünyamýzda bir zenginlik ve derinlik yoksa, ruhi dayanaklarýmýz saðlam deðilse, deteruni dinamiklerimiz güçlü deðilse, ne dayanabiliriz, ne de direnebiliriz…
Önemli olan Ýslami kalitemizdir… Ýnsani damarýmýzdýr…
Vahiyle arýnan temiz ellere, Allah yeryüzünü tevdi edecektir…
Adanmýþlýk…Kendini önceleyen ve sadece kendisi için yaþayanlarýn kimseye verecek bir þeyi kalmamýþ demektir… Baþkasý için yaþama erdemini kuþananlarýn eli ile dava yürüyecektir…
Þayet bizde; anlam, yorum, birikim, donaným, deneyim, bilgi, beceri, baþarý, analitik düþünce, stratejik derinlik gibi zenginlikler var, adanmýþlýk ruhu, fedakarlýk bilinci oturmamýþsa bir rüzgar estirmeyiz, yeni çýðýrlar açamayýz…
Hasbilik, harbilik, kalbilik olmadan hesapçýlýktan, fýrsatçýlýktan, çýkarçýlýktan, bencillikten nasýl kurtulabiliriz?..
Aþk için… Azim için… Aksiyon için… Adam olmak için, adanmýþlýk þarttýr…
Ah þu aþýrýlýklarýmýzý, asabiyetlerimizi, alýþkanlýklarýmýzý, arzularýmýzý, ataletimizi yenebilsek, belki o zaman herþey mümkün olacak, önümüz açýlacak…