Ana Sayfa   |   Görüntülü Dersler  |  Sesli Dersler   |  Kur'an Araþtýrmalarý   |  Ýlmi YAZILAR   |  Aile Eðitim Yazýlarý   |  Çocuk Eðitimi Yazýlarý   |  Yazarlar  |  Ýletiþim

Kur`an-i Kerim ve Mealleri

Namaz Sureleri Tefsiri

Cuma (Tefsir) Dersleri

Hadis Dersleri

Cami Dersleri

Hz. Peygamberin Hayatý (s.a.v)

Ýnsaný Tanýmak (Radyo)

Tv Programlarý

Seminer ve Konferans

Kýsa Dersler

Özel Konular

Fýkhi Konular

Aile Eðitim Seminerleri

Foto Galeri

Üyelik Giriþi

Kull. Adı

:

Şifre

:
   

Ücretsiz Üyelik
Şifremi Unuttum

Güncel Videolar

Eðitimcilere ÖZEL
Gazze Duasý
Gençlerle Ýletiþim (Günýþýðý- Reþitpaþa​)
Uyumlu Evlilik Yöntemi (Bulgurlu)

Namaz Vakitleri

Sayaç

Sayac
Tekil (Bugün) 4135
Toplam 16410371
En Fazla 25928
Ortalama 2706
Üye Sayýsý 1193
Bugün Üye Olan 0
Online Ziyaretci
 

 
Ümmetin Hakemi : Kur’an Ve Sünnet
01/06/2009 - 16:18
 
Abdullah Dai
Ýslâm!..Kemâle erdirilmiþ ve Âlemlerin Rabbi Allah Azze ve Celle tarafýndan bahþedilmiþ bir nimet. Ýslâm, tamamlanmýþ nimet ve tam teslimiyettir. Allah’ýn hükümlerine, Rasulullah (s.a.s.)’in sünneti ölçüsünce teslim oluþtur Ýslâm Ýslâm hayat nizamý ve kurtuluþtur. Ona teslim olanlar, dünyada kurtuluþa erdikleri gibi, ahirette de kurtulanlardan olurlar. Dünyada izzet ahirette ebedî cennet!..
  Ýmam Tahâvî (rh.a.), “Ehl-i Sünnet ve’l-Cemaat” akîdesini beyan ettiði, “el-Akîdetu’t-Tahâvîyye” adlý eserinde þöyle der : “Ýslâm’ýn ayaðý ancak teslim oluþun ve teslimiyet gösteriþin üzerinde sapasaðlam durabilir.”

  Bu metni þerh eden Ýmam Ýbn Ebi’l-Ýzzel-Hanefî (rh.a.) þunlarý beyan eder : “Þeyh rahimehullah’ýn kullandýðý bu ifade, bir çeþit istiaredir. Çünkü bildiðimiz maddî ayak, ancak bir þeyin üzerinde saðlamca durabilir. Yani iki vahyin (Kur’ân ve Sünnetin) nasslarýna teslim olup onlara sýký sýkýya baðlanan, onlara itiraz etmeyen, þahsî görüþünü, aklýný ve kýyasýný ileri sürerek onlara itiraz etmeyen kimselerin dýþýndakilerin Ýslâm’ý saðlam bir þekilde yer etmez.

 Buhârî, Ýmam Muhammed b.Þihâb ez-Zührî rahimehullah’dan þöyle dediðini rivayet etmiþtir.

 —Risâlet Allah’dandýr, Rasule düþen tebliðdir, bize düþen ise teslimiyet göstermektir!” (1)
  “Bu söz, gerçekten kapsamlý ve faydalýdýr.” (2) Hayat nizamýmýz Ýslâm’a tam teslimiyet, katýksýz imanýn gereðidir… Ýman eden teslim olur. Teslim olan, emredilen gibi yaþamaya gayret eder.

  Bu ihlâs ile yaþayana, Allah’ýn yardýmý ulaþýr. Allah’ýn yardýmý ulaþýnca olmazlar, olur hâline gelir ve zorlar kolaylaþýr. Böylece imtîhan çok kolay bir þekilde baþarýlýr.

  Bu güzel ve baþarýlý sonuca ermek, Kitab ve Sünnet’e teslim olmak ile gerçekleþir. “Allah’ýn Kitabý ve Nebîsinin Sünneti!..”  Ümmete býrakýlan birbirinden asla ayrýlmaz iki miras… Katýksýz iman edip sarýlan herkesi kurtaran ve Allah’ýn rýzasýna ulaþtýran iki kaynak :  Kur’an ve Sünnet!.

  Ýmam Mâlik(rh.a.)’e þu rivayet olundu :  

  Rasulullah(s.a.s.) þöyle buyurdu: “Size iki þey býrakýyorum. Bunlara sýmsýký baðlandýðýnýz sürece, asla doðru yoldan sapmayacaksýnýz. Bunlar: Allah’ýn Kitabý ve Nebisinin Sünneti’dir.” (3)

 Muvahhid mü’minlerin kulluk vazifesî, Kur’ân ve Sünnet’e, yani Ýslâm’a teslim olmak ve hayatý, Ýslâm’a göre düzenlemektir. Ýslâm’ý hayat hâline getirmek ve hayatý Ýslâmlaþtýrmaktýr.  Kalpler ve ayaklar, Ýslâm üzerine sabit olunca, Ýslâm da bu teslimiyet üzere sabit kalýr.

 Yaþanan ortamýn, her þeyi Ýslâm’a göre düzenlediði ve tam teslimiyet ortaya çýktýðý vakit, Ýslâm’ýn vaat ettiði kurtuluþ gündeme gelir. Ýstenen þartlar oluþunca, vaat edilenler yerine getirilir.

 Allah Teâlâ’nýn Risaleti, Allah’ýn vazifeli kýldýðý Nebisi, yani Rasulullah Muhammed (s.a.s.) tarafýndan hakkýyla teblið edildi. Buna, bütün Ümmet olarak þahidiz!..Çaðlarýn bütününü kuþatýcý ve her problemini çözücü olan Ýslam, kendisine iman ederek kabul etmiþ olan ferd ve toplumlarý, ideal huzur ve mutluluða ulaþtýrmaya yeterlidir…

 Ýslam, hayatýn bütününü kuþatýcý ve kendisinden baþka hiçbir þeye muhtaç olmayan en mükemmel nizamdýr. O’nun, hayatî meselelerle ilgili olan hiçbir þeyi noksan býrakmadýðýna, Allah’ýn verdiði akýl nimetini kullana bilen herkes þahiddir. Allah’ýn Kâmil nimeti olan Ýslâm, kendisine tam teslim olan ferd ve cemiyetleri, olmasý gereken en ideal huzur saadete kavuþturmuþ, maddi ve manevi yönlerini yüceltmiþ, köle iken efendi etmiþ, fakir iken zenginleþtirmiþtir. Çünkü Allah katýnda din olan Ýslam, Âlemlerin Rabbi Allah tarafýndan vazedilmiþtir. Ýslâm, yegane Rabbimiz Allah’ýn hükümlerini beyan buyurduðu ve benzeri olmayan dindir!..

 Kendisinden baþka hak din olmayan Ýslâm, kendisine iman edenleri itaate davet etmektedir. Onun davetine icabet eden mümin Müslümanlarý, en hayýrlý ve en güzel sonuca ulaþtýrmaktadýr. Bu, Ýslâm’ýn deðiþmez karakteridir. Hangi ferd, hangi toplum, ona teslim olup itaatini istenilen ölçüde ortaya koyacak olursa, bu hayra ve güzelliðe kavuþmayý hakkeder.

 Rabbimiz Allah Azze ve Celle þöyle buyurur:

 “Ey iman edenler, Allah’a itaat edin, Rasule itaat edin ve sizden olan emir sahiplerini de (itaat edin). Eðer bir þeyde anlaþmazlýða düþerseniz, artýk onu, Allah’a ve Rasulüne döndürün. Þayet Allah’a ve ahiret gününe iman ediyorsanýz. Bu, hayýrlý ve sonuç bakýmýndan daha güzeldir.” (4)

            Siyasetinden ekonomiye, hukukundan eðitimine tüm sosyal kurum ve kuruluþlarý ile Ýslâm’a teslim olan bir toplum, izzeti ve þerefi hak eden erdemli bir toplumdur. Bütün hayatî meselelerin çözümünü Allah’a ve Rasulüne (s.a.s.) döndüren, Allah’ý ve Rasulullah (s.a.s)’i hakem kabul edip verilen hükme razý olarak teslim olan Tevhid toplumu, bütün problemlerini hâl etmiþ demektir. Allah ve Rasulü (s.a.s.)’i hakem edinen mü’min Müslümanlar, Allah’ýn ve Rasulünün (s.a.s.) hükmüne iman edip teslim olanlardýr. Bu sonuç, onlarýn katýksýz imanlarýnýn bir gereðidir…

 Þöyle buyurur Rabbimiz Allah Teâlâ:

 “Allah ve Rasulü, bir þeye hükmettiði zaman, mü’min bir erkek ve mü’min bir kadýn için o iþte kendi isteklerine göre seçme hakký yoktur. Kim Allah’a ve Rasulüne isyan ederse, gerçekten o, apaçýk bir sapýklýkla sapmýþtýr.” (5)

 Teslim olup uyanlar, kurtuluþa erenlerdir. Ýsyan edenler ise, korkunç bir sapýklýkla sapýp mahvolup gitmiþlerdir. Kim Allah’ýn hükümlerine itaat edip teslim olursa o, hidayet üzeredir. Hidayet üzere olanlar da, mahzun olmayacaklardýr. Bu hakikat insanýn cennetten yeryüzüne indiriliþinden kýyamete kadar devam edecektir. Bu, sünnetullah’dýr.  Sünnetullah’da hiçbir deðiþme olmaz!... (6)

 Rabbimiz Allah þöyle buyurur:

 “Dedik ki: ‘oradan (cennetten) hepiniz inin. Bundan sonra benden size bir hidayet geldiðinde, kim benim hidayetime uyarsa, onlara korku yoktur ve onlar mahzun olmayacaklardýr.” (7)

 “Dedik ki: ‘kiminiz, kiminize düþman olarak hepiniz oradan inin. Artýk size, Benden bir yol gösterici gelecektir. Kim Benim hidayetime uyarsa, artýk o, þaþýrýp kalmaz ve mutsuz olmaz.” (8)

 Ýmam Ýbn Kesîr (rh.a.)’in beyanýyla:

 “Allah Teâlâ, Hz. Âdem’i ve eþini uyardýðýný, îblis’i ve Âdem ile eþini cennetten indirdiðini belirtmektedir. Burada kasdolunan onlarýn soylarýdýr.  Onlara kitaplar indirilecek, kendilerinden Peygamberler ve elçiler gönderilecektir.

     Ebu’l-Âliye’nin dediði gibi:

     Hidayetten maksad, Peygamberler, Rasuller ve ilâhî beyandýr.

     Mukâtil Ýbn Hayân der ki:

     Hidayetten maksad, Muhammed Mustafa (s.a.s.)’dir.

     Hasan der ki:

     Hidayet Kur’ân’dýr!

     Her iki kavil de sahihtir. Ancak Ebu’l-Âliye’nin kavli, daha geniþ ve daha yaygýndýr.

  “Kim Benim hidayetime uyarsa….”, Kendisine indirilen kitab’a ve gönderilen Rasule inanýr ve baðlanýrsa, “onlara korku yoktur.”  Ne beklenilen ahiret konusunda korku vardýr, nede dünya iþlerinde kaybolan þeyler hususunda üzüntü vardýr.” (9)

 Âlemlerin Rabbi Allah Teâlâ’dan gelen hidayet, Risâlet ve Kitaplardýr… En son Nebî ve en son Rasul Rasulullah Muhammed (s.a.s)’in Risâleti ve Kendisine verilen Kitab, Kur’ân-ý Kerim, Rabbimiz Allah’ýn insan kullarýna hidayetidir. Allah’ýn hidayetine tabi olanlar ve gereðini amel olarak yapanlar, þaþýrýp kalmazlar. Çünkü önlerinde bir hayat rehberleri vardýr ve onlarý, dosdoðru yol üzere hedeften þaþmadan götürmektedir.
 
  Þöyle buyurur Âlemlerin Rabbi Allah Teâlâ :

 “Bu, indirdiðimiz mübarek bir Kitab’dýr. Þu hâlde O’na uyun ve korkup sakýnýn. Umulur ki, esirgenirsiniz.” (10)

 “Elif, Lâm, Mîm. Bu, kendisinde þübhe olmayan, muttakîler için yol gösterici (hidayet rehberi) bir Kitab’dýr.” (11)    

 Âlemlerin Rabbi Allah’dan gelen hidayet: Kur’ân-ý Kerim!.. Yegâne Halîkimiz ve Rabbimiz Allah’ýn, biz insan kullarýnýn uymalarýný buyurduðu hidayet rehberi… Ýçinde hiçbir çeliþki bulunmayan, hiçbir þüphe olmayan, dosdoðru yolun, dosdoðru kýlavuzu!.. Ona tabi olmak, dünyada ve ahirette kurtuluþun tâ kendisidir. Ona itaat ederek teslim olanlar için asla korku yoktur ve onlar mahzun da olmayacaklardýr. Çünkü ona inanarak tabi olanlar, katýksýz iman eden muvahhid mü’minlerdir. Rabbimiz Allah Teâlâ, iman eden kullarýnýn velîsidir. Onlarý, karanlýklardan nûra çýkarýr. (12) Allah, mü’min müslüman kullarýnýn yardýmcýsýdýr. Allah’ýn yardým ettiði ferd ve toplumu yenecek hiç kimse yoktur. “Öyleyse mü’minler, yalnýzca Allah’a tevekkül etsinler.” (13)

  Yalnýz ve yalnýz Âlemlerin Rabbi Allah’a güvenip dayanmalý ve O’na teslim olmalýdýr muvahhid mü’minler. Bunun içinde hayat kitabýmýz, dosdoðru yol üzerinde rehberimiz kur’ân-ý kerim’e uymalý ve kur’ân’daki Allah Teâlâ’nýn hükümlerine teslim olunmalýdýr… Bu, Rabbimiz Allah’ýn iman eden kullarýna emridir.

 Þöyle buyurur Rabbimiz Allah : “Rabbinden sana vahyedilene uy. O’ndan baþka Ýlâh yoktur. Ve müþriklerden yüz çevir.” (14)  “Sana Rabbinden vahyedilene uy. Þüphesiz Allah yaptýklarýnýzdan haberdardýr. Allah’a tevekkül et, vekil olarak Allah yeter.” (15)  “Rabbinizden size indirilene uyun. O’ndan baþka velilere uymayýn. Ne az öðüt alýyorsunuz.” (16) “Sonra senide bu emirden bir þeriat üzerinde kýldýk. Öyleyse sen ona uy ve bilmeyenlerin hevâ (istek ve tutkularýna) uyma.” (17) “Rabbinizden size indirilenin en güzeline uyun. Siz, hiç þuurunda deðilken azab apansýzýn gelip çatmadan evvel.” (18)

 Mü’min Müslümanlar, hangi hâlde olurlarsa olsunlar ve hangi çaðda bulunursa bulunsunlar, sahip olduklarý imkânlar ölçüsünde Kur’ân-ý Kerim’e uymakla mükelleftirler.  Kur’ân hayat kitabýdýr. Kur’ân, muvahhid mü’minlerin ortak kabul etmeyen hayat düstûrudur.  Kur’ân, “Âlemlerin Rabbinden indirilmelidir…” (19) Ve “Bu Kur’ân Allah’dan baþkasý tarafýndan yalan olarak uydurulmuþ deðildir. Ancak bu, önündekileri doðrulayan ve kitabý ayrýntýlý olarak açýklayandýr. Bunda hiç þüphe yoktur, Âlemlerin Rabbindendir.” (20)

 Hayat nizamý Ýslâm’ýn egemen olduðu ve Mü’min müslümanlarýn iktidarda bulunup Allah’ýn hükümleriyle hükmettikleri “Daru’l-Ýslâm’da” Kur’ân-ý Kerim’e uymakla mükellef olan muvahhid mü’minler, Ýslâm’ýn mahkum edilip sosyal hayattan uzaklaþtýrýlarak, hükümlerinin yasak edildiði ve þirk ile küfür hükümlerinin egemen olduðu, “Daru’l-Harb’de” de Kur’ân-ý Kerim’e uymakla mükelleftirler. Hangi ortamda olurlarsa olsunlar, imkânlarýn el verdiði ölçüde Allah’ýn gökten yere uzatýlmýþ ipi olan Kur’ân’a  sýmsýký sarýlmak, ayrýlmamak, daðýlmamak ve parçalanmamak, iman eden þahsiyetlerin kulluk vazifesidir. Ümmetin birlik ve beraberliðini saðlamak, her mü’min ferdin olmazsa olmaz görevidir.

 Rabbimiz Allah Teâlâ þöyle buyurur : “Allah’ýn ipine hepiniz sýmsýký sarýlýn. Daðýlýp ayrýlmayýn. Ve Allah’ýn üzerinizdeki nimetini hatýrlayýn. Hani siz, düþmanlar idiniz. O,  kalplerinizin arasýný uzlaþtýrýp ýsýndýrdý ve siz, O’nun nimetiyle kardeþler olarak sabahladýnýz. Yine siz, tam ateþ çukurunun kýyýsýndayken, oradan sizi kurtardý. Umulur ki hidayete erersiniz diye, Allah size ayetlerini böyle açýklar.” (21)

  Aziz Ýslâm Milleti’nin katýksýz iman etmiþ olan muvahhid ferdlerinin vazifesi, Rabbimiz Allah’ýn ayetinde beyan buyurduðudur. Kardeþleri olan diðer mü’minlerle, taðutu, bütün kurum ve kuruluþlarýyla reddederek, hayat düstûru olan Allah’ýn ipine, yani Kur’ân’a sýmsýký sarýlmak!.. Ýslâm’dan asla taviz vermeden yaþamak ve katýksýz iman ile : “Ben, yalnýzca bana vahy olunana uyarým.” (22) demek, mü’min müslümanýn üzerine ânýn vacibidir.

 Kur’ân’a uymak, yegâne önderimiz Rasulullah (s.a.s.)’in Sünneti’ne uymak demektir. Çünkü Sünnet, Kur’ân’ýn açýklanýþý ve hayata uygulanýþýdýr. Sünnet bilinmeden, Kur’ân bilinemez. “Allah’ýn Kitabý ve Nebisînin Sünneti” beraberce zikredilip miras býrakýlmýþtýr. “Kitab ve Sünnet” bir bütünlük arzeder ve bütünlük içinde gündeme getirildiðinde ancak hakikat ortaya çýkar ve anlaþýlýr. Kur’an’a itaat, Allah’a itaattýr ve Sünnete itaat ise Rasulullah (s.a.s.)’e itaattýr. Allah’a ve Rasul (s.a.s.)’e itaat edilmesi emredilmiþ, Rasule itaat, Allah’a itaat olduðu beyan buyrulmuþtur.

 Rabbimiz Allah Teâlâ þöyle buyurur :  “Ey iman edenler, Allah’a itaat edin, Rasule itaat edin.” (23) “Kim Rasule itaat ederse, gerçekte Allah’a itaat etmiþ olur.” (24)  “De ki: ‘Eðer siz Allah’ý seviyorsanýz bana uyun, Allah da sizi sevsin ve günahlarýnýzý baðýþlasýn. Allah, baðýþlayandýr, esirgeyendir.’ De ki: ‘ Allah’a ve Rasulüne itaat edin.’ Eðer yüz çevirirlerse, þüphesiz Allah, kâfirleri sevmez.” (25)

 Kim Allah’a itaatten yüz çevirirse ve kim Rasulullah (s.a.s.)’e itaatten yüz çevirirse, Allah’ýn kâfirleri sevmediðini bilsin… Allah, kendisine itaat etmekten yüz çeviren kâfirleri sevmediði gibi Rasulü (s.a.s.)’e itaatten yüz çeviren kâfirleri de sevmemektedir… (26)

 Þöyle buyurur Rabbimiz Allah Teâlâ : “Biz, Rasullerden hiç kimseyi ancak Allah’ýn izniyle kendisine itaat edilmesinden baþka bir þeyle göndermedik.” (27)  “Hayýr öyle deðil. Rabbine andolsun, aralarýnda çekiþtikleri þeylerde seni hakem kýlýp sonra senin verdiðin hükme, içlerinde hiçbir sýkýntý duymaksýzýn, tam bir teslimiyetle teslim olmadýkça, iman etmiþ olmazlar.” (28)

 Ýman, Allah ve Rasulüne(s.a.s.) inanmak, tam teslimiyet ile hükümlerine teslim olmak ve yüz çevirmemektir!.. Kitab’ý ve sünnet’i her iþlerinde hakem kabul edip,  hükümlerine razý olup itaat edenler, gerçekten iman ettiklerini ispatlamýþ olurlar.  Sünnet kitab’ýn açýklayýcýsý olduðu malumdur.  Bundan dolayý Kitab’ý ve Sünnet’i birlikte  mütalâa edip kabul etmek gerek. Kitab’ýn helâl ve haramýna riayet edip itaat edenler, Sünnette de ayný ölçüde riâyet edip itaat etmelidirler. Sünnet’e olacak bu  itaati emreden kitab’ýn kendisidir.

 Rabbimiz Allah Teâlâ, kitabýmýz Kur’ân’da þöyle buyurur : “Rasul size ne verirse artýk onu alýn, sizi neden sakýndýrýrsa, artýk ondan sakýnýn ve Allah’tan korkun. Þüphesiz Allah, Cezâsý (ikâbý) pek þiddetli olandýr.” (29) “O’nun (Rasulün) emrine aykýrý davrananlar, kendilerine bir fitnenin isabet etmesinden veya onlara acý bir azabýn çarpmasýndan sakýnsýnlar.” (30)

 Rasulullah (s.a.s.)’in Sünneti’nden yüz çevirip reddedenler lânetlenmiþlerdir. Sünnet’i terk edenler kitabý da terk etmiþ olurlar. Kitab ve Sünneti terk edenler, korkunç bir sapýklýkla sapýp giderler.

 Mü’minlerin annesi Âiþe (r.anha)’nýn rivayetiyle þöyle buyuruyor Rasulullah (s.a.s.) : “Altý kiþiye ben lânet ettim, Allah lânet eder ve duâlarý kabul edilen bütün peygamberler lânet eder.Bunlar:

 Yüce Allah’ýn kitabýna, ondan olmayan þeyleri ekleyen, Allah’ýn takdirine inanmayan, Allah’ýn aziz kýldýðýný zelil, zelil kýldýðýný aziz kýlmak için ümmetimi korkutarak, onlar üzerine musallat olan, Allah’ýn haram kýldýklarýný helâl sayan, Ehl-i Beytimden de, Allah’ýn haram kýldýðý þeyleri helâl sayanlar,  Sünneti terk edenler.” (31)

 Allah’ýn kitabý Kur’an-ý Kerim ve Rasulullah Muhammed (s.a.s.)’in Sünneti, merhamet olunmuþ ümmetin kurtuluþu için iki saðlam kaynak ve Cennete uçuran iki eþsiz kanattýr. Aziz Ýslam Milleti, bu iki kaynaða sýmsýký sarýlýp, bu iki saðlam kanat ile uçtukça, asla maðlub olmayacaktýr. Çünkü böyle iman edip, böyle amel edenler, Allah taraftarlarýdýrlar. Ve Allah taraftarlarý olanlar, her zaman galiptirler. (32)

  Rabbimiz Allah Teâlâ þöyle buyurur :

  “Bu (Ýslâm) benim dosdoðru yolumdur. Þu halde ona uyun. Sizi, O’nun (Allah’ýn) yolundan ayýracak (baþka) yollara uymayýn. Bununla size tavsiye etti, umulur ki korkup sakýnýrsýnýz.” (33)

 “Buna raðmen sana icâbet etmeyecek olurlarsa, artýk bil ki onlar, gerçekten kendi hevâ (istek ve tutku) larýna uymaktadýrlar. Oysa Allah’dan bir kýlavuz (doðru yol gösterici) olmaksýzýn, kendi istek ve tutkularýna (hevâsýna) uyandan daha sapýk kimdir? Þübhesiz Allah, zulmeden bir kavme hidayet vermez.” (34)

  Katýksýz iman edip üstün olanlar, (35) Allah’ýn beyan buyurduðu dosdoðru yol üzerinde hidayet bulup ilerleyenler, “Allah’ý Rabb, Ýslâm’ý din ve Rasulullah Muhammed’i Nebî” edinenler, Kitab ve Sünnet’in hükmüne teslim olup asla taviz vermeyenler… Ýþte bunlar ve bunlara uyanlar, Allah’ý razý etmiþ ve Allah’tan razý olmuþ, böylece dünyada izzet, ahirette cennet ehli haline gelmiþlerdir.

 Þöyle buyuruyor Rabbimiz Allah Teâlâ :

 “Öne gecen Muhacirler ve Ensar ile onlara güzellikle uyanlar, Allah, onlardan hoþnut olmuþtur, onlarda O’ndan hoþnut olmuþlardýr ve (Allah) onlara,  içinde ebedî kalacaklarý altýndan ýrmaklar akan cennetler hazýrlamýþtýr. Ýþte büyük kurtuluþ ve mutluluk budur.”  (36)

 Bu büyük kurtuluþa ve mutluluða ermek için “Selef-i Salihin” ‘imiz olan “Muhacir, Ensar ve onlara güzellikle uyanlar” gibi davranmalýyýz. Onlar gibi, Kur’ân’a ve Sünnet’e sarýlýrsak, onlar gibi meselelerimizin bütününü Rabbimiz Allah’a ve önderimiz Rasulullah (s.a.s.)’e döndürüp verilen hükme razý olarak tam teslimiyet gösterip katýksýz iman ile Salih amel iþlendiði takdirde, onlar gibi kurtuluþa erip zafer elde edeceðiz.  Bu, deðiþmeyen sünnetullah’dýr!..

1)Allâme Ýbn Hacer el-Askalânî (rh.a), “Sahih-i Buhârî” þerhi olan “Fethûl-Bârî” adlý eserinde, Ýmam Muhammed b. Þihâb ez-Zührî (rh.a)’in bu tesbitini þöyle nakleder:
“Zührî:
—Risâlet, yüce Allah tarafýndandýr. Rasulullah (s.a.s.) üzerine teblið, bizim üzerimize de kabul etmek (teslim) yükümlülüðü vardýr, demiþtir.
Bu söz, Humeydî’nin en-Nevadir’de naklettiði bir olay geçmektedir. Haberi, Humeydî vasýtasýyla Hatîb de nakletmiþtir.
Humeydî þöyle der:
Süfyan, bize þöyle dedi:
Adamýn biri, Zührî’ye gelerek:
—Ey Ebu Bekr, Rasulullah (s.a.s.)’in:
“Yakalarýný yýrtan bizden deðildir.” (Buhârî cenâiz, B.35, Hds.53) sözünün mânâsý nedir?
Zührî dedi ki:
—Allah’dan ilim, Rasulü üzerine teblið, bizim üzerimize de teslim olmak vardýr!
Burada zîkrî geçen adam, Evzâî’dir. Bu haberi, Ýbn Ebî Asým, “Kitabu’l-Edeb” ‘de rivayet etmiþtir.”
Ýbn Hacer el-Askalânî, Fethu’l-Bârî-Muhtasar, çev. Dr. Ýbrahim Tüfekçi, Ýst. 2008, c.14, sh.616.2)Ýbn Ebî’l-Ýzz el-Hanefî, el-Akîdetu’t-Tahâviyye ve þerhi, çev. M.Beþir Eryarsoy, Ýst. 2008, sh.181. (2. baský)3)Ýmam Mâlik, Muvatta, Kitabu’l-Kader, Hds.3.Ýmam Hafýz el-Munzîrî, Hadislerle Ýslâm-Terðib ve Terhîb, çev. A.Muhtar Büyükçýnar, vdð. Ýst. T.y. c.1, sh.99, Hds.6. Hakîm, Ýbn Abbas (r.anhuma.)’dan rivayet eder.El-Hafýz Þîhabuddîn Ahmed b. Ali Ýbn Hacer el-Askalânî Terðîb ve Terhîb, çev. Abdulvehab Öztürk, Ýst. 1982, sh.27, Hds.16. Hakîm, Ýbn Abbas (r.anhuma)’dan Ýbn Hîþam, Ýslâm Tarihi-Siret-i Ýbn  Hîþam Tercümesi, çev. Hasan Ege, Ýst. 1985, c.4, sh.346.4)Nisa, 4/59.5)Ahzab, 33/36.6)Bkz. Fatýr, 35/43. Fetih, 48/23.7)Bakara, 2/38.8)Tâhâ, 20/123.9)Ýbn Kesîr, Hadislerle Kur’ân-ý Kerim Tefsirî, çev. Dr. Bekir Karlýða-Dr. Bedrettin Çetiner, Ýst. 1984, c.2, sh.311.10)En’âm, 6/155.11)Bakara, 2/1–2.12)Bakara, 2/257.13)Âl-i Ýmrân, 3/160.14)En’âm, 6/106.15)Ahzab, 33/2–3.16)A’raf, 7/3.17)Casiye, 45/18.18)Zümer, 39/55.19)Vakýa, 56/80.20)Yunus, 10/37.21)Âl-i Ýmrân, 3/103.22)Yunus, 10/15. ayrýca bkz. Ahkaf, 46/9.23)Nisa, 4/59.24)Nisa, 4/80.25)Âl-i Ýmrân, 3/31–32.26)Ýman Ýbn Kesîr (rh.a.) þöyle der: “Bu da delâlet ediyor ki, davranýþlarýnda Rasulullah (s.a.s)’e zýt hareket etmek küfürdür.”Ýbn Kesîr, A.g.e. c.4, sh.1229.a, 4/64.28)Nisa, 4/65.29)Haþr, 59/7.30)Nur, 24/63.31)Ýmam Hafýz el-Munzîrî, Hadislerle Ýslâm-Terðîb ve Terhib, çev. A.Muhtar Büyükçýnar, Vdð. Ýst. T.y. c.1, sh.107, Hds.4. Tebarânî, “Mu’cemu’l-Kebîr” ‘de, Ýbn Hýbban, “Sahîh”’de ve Hakîm, “Müstedrek” ‘de rivayet etmiþlerdir.Hakîm: —Bu hadisin isnadý sahîhtir. Ýlletli olduðuna muttali olamadým, demiþtir.el-Hafýz Þihabuddîn Ahmed b. Ali Ýbn Hacer el-Askalânî, Tergîb ve Terhîb, çev. Abdulvehab Öztürk, Ýst. 1982, sh.28, Hds.19.32)Bkz. Mâide, 5/56.Mücadele 58/22.33)En’âm, 6/153.34)Kasas, 28/50 35)Bkz. Âl’i Ýmrân, 3/139.36) Tevbe, 9/100.

Bu Makale 5093 defa okunmuþtur

 

Yazdýr

YAZARIN DÝÐER YAZILARI

©

12/02/2024 - 11:04 HESABA ÇEKÝLMEK

©

03/07/2017 - 15:52 EN GÜZEL SÖZLÜ OLMAK

©

01/02/2017 - 11:24 KENDÝLERÝNE MÜHLET VERÝLEN ZALÝMLER

©

07/11/2016 - 11:47 ALLAH'IN VELÎLERÝ KÝMLERDÝR?

©

18/10/2016 - 14:06 KUDÜS VE MESCÝD-Ý AKSÂ HAKKINDA BÖYLE BUYRULDU

©

27/09/2016 - 11:22 AZ GÜLÜP ÇOK AÐLAMAK!

©

10/08/2016 - 13:03 KALBLERÝ ÝÞGALDEN KURTARMAK

©

28/06/2016 - 12:04 CAHÝLLERÝ, CEHÂLETEN KURTARMAK

©

02/05/2016 - 12:18 MÜ'MÝNLERÝN MÝSALÝ

©

09/03/2016 - 14:01 EN HAYIRLI NESÝL BÖYLE ÝDÝ!

©

01/02/2016 - 10:59 DOSDOÐRU YOLDAN SAPMAMAK ÝÇÝN

©

04/01/2016 - 11:38 BÜYÜK CÝHAD

©

01/12/2015 - 13:49 EN HAYIRLI NESÝL BÖYLE ÝDÝ!

©

31/07/2015 - 14:48 Dosdoðru Yolun Eþkiyasý

©

06/05/2015 - 14:28 KALBE DAÝR

©

16/12/2014 - 12:16 AHDE VEFÂ, KATIKSIZ ÝMANIN GEREÐÝDÝR

©

23/10/2014 - 15:41 “BÝZ, ÜMMÎ BÝR ÜMMETÝZ!”

©

01/09/2014 - 15:35 ÜMMETÝN HELÂK SEBEBÝ

©

04/07/2014 - 15:08 KÝM KAZANDI?..

©

09/06/2014 - 11:09 ALLAH’IN KULU VE RASULÜ MESÝH ÝSA (A.S.)’IN HÝKMETLÝ BEYANLARINDAN

©

05/05/2014 - 12:39 MÜSLÜMANLARDAN ÝLKÝ OLMAK

©

09/04/2014 - 13:03 ZULÜMLE ABÂD OLANLAR

©

01/02/2014 - 14:16 MUVAHHÝD, MÜCAHÝD VE ÖNCÜ BÝR ÝSLÂM ÂLÝMÝ

©

04/12/2013 - 13:50 RASULULLAH (S.A.S.) E ÝTAAT

©

04/10/2013 - 14:26 ALLAH’IN SEVGÝSÝNÝ KAZANMA YOLLARI

©

12/08/2013 - 16:04 BU VASÝYET HEPÝMÝZE!

©

16/07/2013 - 13:09 Þirk: En Korkunç Münker

©

19/06/2013 - 16:40 ÞÝRK CEPHESÝNÝN TUZAK TEKLÝFLERÝ

©

20/05/2013 - 15:24 MÜ’MÝNÝN DEÐERÝNÝ BÝL!

©

18/04/2013 - 11:30 SEVGÝNÝN BEDELÝ

©

19/03/2013 - 14:46 CENNETLÝK KULUN AMELÝ

©

19/02/2013 - 11:36 CEMAAT VE AYRILIK

©

28/01/2013 - 13:39 KUR'AN'DA ÝMAN ÝLKELERÝ

©

24/12/2012 - 15:50 EZELÎ VE EBEDÎ BÝR UFUKTAN BAKMAK

©

24/12/2012 - 15:36 KUR'AN'DA ÝMAN ÝLKELERÝ

©

21/11/2012 - 14:04 TOPLUMSAL DEÐÝÞÝMÝN ÝLKESÝ

©

25/09/2012 - 12:31 ALLAH YALNIZ ANILINCA

©

23/07/2012 - 12:38 EY FIKIH OKUYANLAR, FIKHEDÝN!

©

04/06/2012 - 12:36 RASULULLAH (S.A.S.)’E MUHALEFET ETMEMEK

©

25/04/2012 - 15:42 DEÐERLENDÝRMEDE ÖLÇÜ

©

26/03/2012 - 12:43 "ÝSLÂM EN YÜCEDÝR!"

©

30/01/2012 - 11:45 TEVHÝD VE AHLÂK

©

02/01/2012 - 14:34 EHL-Ý SÜNNET’E GÖRE ULU’L-EMRE ÝTAAT

©

28/11/2011 - 14:02 AZ DA OLSA, DAÝMÎ ÝBADET

©

03/10/2011 - 12:32 ÂLÝMLER: TOPLUMUN ÖNDERLERÝ

©

05/09/2011 - 15:00 AMELLERÝ BOÞA GÝDENLER

©

01/08/2011 - 12:10 Zulmedenlere Meyletmeyin !

©

04/07/2011 - 14:25 YALNIZ ALLAH ÝÇÝN OLMAK

©

03/06/2011 - 15:01 Zilletlerini Düþünmeden Dinlerini Tartýþanlar

©

09/05/2011 - 12:25 Ümmet’in Diriliþi

©

11/04/2011 - 15:19 “Benim Rabbim Kim? Sorusuna Cevab Aramak

©

07/03/2011 - 14:31 Mü’minlerin Yolu

©

14/02/2011 - 13:30 ÜMMETÝN ZAYIF MÜ’MÝNLERÝ

©

06/01/2011 - 11:04 Felâketi Önlemek

©

02/12/2010 - 12:18 Allah’dan yardým dilemenin þartlarý: NAMAZ (2)

©

14/10/2010 - 18:18 Rasulullah (s.a.s.) Sevgisi

©

22/06/2010 - 12:49 Allah ve Rasulünden (s.a.s.) Müjde!

©

18/05/2010 - 11:42 Âl-i Cengiz Oyununa Gelmemek

©

16/04/2010 - 11:55 Allah’tan Baþkasýna Kulluk Yapanlar

©

22/03/2010 - 16:53 Þirk: En Korkunç Münker

©

21/01/2010 - 11:03 Mesuliyeti Ýdrak Etmek

©

23/11/2009 - 16:00 Batýla Tabi Olanlar

©

23/10/2009 - 09:56 Evla Olan Def-i Mefasiddir

©

24/09/2009 - 11:05 "Lâ Ýlâhe Ýllallah Deyin

©

24/07/2009 - 12:13 Mü’minlerin Yolu

©

25/06/2009 - 11:04 Tevhid Kalesine Sýðýnmak

©

01/06/2009 - 16:18 Ümmetin Hakemi : Kur’an Ve Sünnet

©

28/04/2009 - 16:47 Her Çaðda Deðiþmeyen Tavýr

©

07/04/2009 - 15:48 Deðerlendirmede Ölçü

©

09/03/2009 - 16:19 Allah ve Rasulü (s.a.s.)´in Lânetini Hak Edenler

©

17/11/2008 - 23:52 Tevhid ve Dünyevîleþmek

©

05/09/2008 - 13:36 Allah ve Rasulü(s.a.s.)’in Lânetlediði Toplum

©

30/05/2008 - 22:58 Allah’ýn Razý Olduðu Üç Þey

©

02/03/2008 - 16:19 Kur’ânî Sorumluluk
 
 

Site Ýçi Arama

19 Cemâziye'l-Evvel 1446 |  21.11.2024

Bir Ayet

Bismillahirrahmanirrahim

Hamd, o Allah'a mahsustur ki, göklerde ve yerde bulunan ne varsa kendisine âittir. Hamd âhirette de O'na mahsustur. Ve O, hakimdir, habirdir (hüküm ve hikmet sahibidir, her þeyden hakkýyla haberdardýr.)

( Sebe’ sûresi, - 1)

Bir Hadis

Ebû Hüreyre radýyallahu anh,

Hz. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i þöyle buyururken iþittiðini söylemiþtir:

“Vallahi ben günde yetmiþ defadan fazla Allah’dan beni baðýþlamasýný diler, tövbe ederim.”



Buhârî, Daavât 3

Bir Dua

“Allah’ým! Bana doðru olaný ilham et ve beni nefsimin þerrinden koru.”

(Tirmizî, Deavât, 70)

Hikmetli Söz

Ýki kiþinin, darýldýktan sonra birbirinin ayýplarýný ortaya çýkarmasý münafýklýk alametidir.

Canlý yayýn

Ýslam Ansiklopedisi

  Tasarým : Networkbil.NET

@2008 kuraniterbiye.Com