Yegâne önderimiz ve hayat örneðimiz Rasulullah (s.a.s.)'in hayatýndan bir kesit… O'nun hayatý ve tavrý, merhamet olunmuþ vasat ümmetine en büyük örnektir… Ümmet, O'na itaat etmekle mükelleftir… O'na tabi olacak ve O'nun gibi inanýp davranacaktýr… O'na itaat etmek, Âlemlerin Rabbi Allah'a itaat etmektir… Allah'a iman edip itaat ettiklerini iddia edenler, Rasulullah (s.a.s.)'e iman ve itaat etmedikçe, bu iddialarýný isbat edemezler… Bu iddianýn yegâne isbatý, Rasulullah (s.a.s.)'e katýksýz iman ve itaat etmektir!.. (1)
Muhammed ibn Ýshak (rh.a.) þöyle anlatýyor:
Rasulullah (s.a.s.), Abdullah Ýbn Huzafe Ýbn Kays'ý Ýran hükümdarý Kisrâ Ýbn Hürmüz'e gönderdi ve þu mektubu yazdý:
"Bismillahirrahmânirrahîm.
Allah'ýn Rasulü Muhammed' den, Farslarýn büyüðü Kisrâ'ya.
Selâm, doðru yolu tutanlara, Allah ve Rasulüne iman edenlere olsun. Ben seni, Allah'a imana davet ediyorum. Çünkü ben Allah'ýn, sað olanlarý uyarmak, kâfirler hakkýnda da o azab sözü gerçekleþtirmek için bütün insanlara göndermiþ olduðu peygamberiyim. Öyleyse Müslüman ol, selâmette ol. Eðer davetimi kabul etmezsen, bütün Mecusîlerin günahý serin boynuna olsun."
Kisrâ, Rasulullah'ýn mektubunu yýrttý.
Sonra Kisrâ, Yemen'deki Bâzân'a:
Hicaz'da þu adama, yanýndan, güçlü kuvvetli iki kiþi gönder. Onlar, O'nu bana getirsinler, diye yazdý.
(Yemen'de valî)Bâzân, Babaveyh'deki özel vekilini gönderdi.
Bâzân'ýn bu özel vekili, yazý yazan ve hesab yapan birisiydi. Onunla birlikte Farslýlardan birisini daha gönderdi. Onlara, Rasulullah'a götürmelerini emrettiði bir mektub da verdi. O, mektub da, Rasulullah'ýn onlarla birlikte Kisrâ'ya gitmesini emrediyordu.
Babaveyh'e þöyle dedi:
-Adamýn hâline bak! O'nunla konuþ ve bana O'ndan haber getir.
Babaveyh'le o adam, yola çýktýlar. Tâif'e geldiler, Rasulullah'ý sordular.
Sorduklarý kimseler:
-O, Medine'dedir, dediler.
Ayrýca:
-Sevinin! Kisrâ, O'nun karþýsýna dikildi. Artýk o adamýn hakkýnda gelebilirsiniz? dediler.
Babaveyh'le arkadaþý, yine yola çýkýp Medine'ye Rasulullah'ýn yanýna geldiler.
O'nunla, Babaveyh konuþtu:
-Þâhlar þâhý, hükümdarlar hükümdarý Kisrâ, hükümdar Bâzân'a, seni kendisine götürecek kimseler göndermesini emreden bir mektub yazdý. Bâzân da, benimle birlikte gitmen için beni, sana gönderdi. Eðer benimle birlikte gelirsen, hükümdarlar hükümdarýna senin lehine mektub yazarým. O da, senin iþine yarayacak þeyler yapar ve seni baðýþlar. Eðer benimle birlikte gelmekten kaçýnýrsan, sen de bilirsin. Kisrâ, seni de, kavmini de mahveder ve memleketini de yýkar!..
Babaveyh'le yanýndaki, Rasulullah'ýn yanýna gitmeden önce sakallarýný kazýtmýþlar, býyýklarýný da uzatmýþlardý.
Rasulullah onlarý, o þekilde görmekten hoþlanmadýðýndan:
"Yazýklar olsun size! Size, böyle yapmanýzý kim emretti?" buyurdu.
Onlar:
-Bunu bize, rabbimiz, yani Kisrâ emretti! dediler.
Rasulullah (s.a.s.):
"Fakat benim Rabbim, bana sakalýmý uzatmamý, býyýðýmý da kesmemi emretti!" buyurdu.
Daha sonra onlara:
"Þimdi gidin, kaldýðýnýz yere dönün, yarýn yanýma gelin!" buyurdu.
Rasulullah (s.a.s.)'e:
"Allah, Kisrâ'ya oðlu Þireveyh'i musallat kýldý ve oðlu onu, falan ayýn, falan gecesinde ve gecenin de falan, falan saatlerinde öldürdü!" diye vahiy geldi.
Ertesi gün elçiler, Rasulullah'ýn yanýna gelince, onlara:
"Benim Rabbim, falan gece ve o gecenin falan saatlerinde, oðlu Þiraveyh'i Kisrâ'ya musallat kýlýp onu öldürdü!" buyurdu.
Elçi:
-Sen, ne söylediðini biliyor musun? Üzerine yürüyüp seni cezalandýrmamýz bizim için, bu söylediðini, hükümdar Bâzân'a haber vermekten daha kolaydýr. Bu duyduðumuzu, ona yazalým mý, hükümdara haber verelim mi? dediler.
Rasulullah (s.a.s.):
"Evet! Bunu, benden duyduðunuzu ona haber verin. Ona, þunu da söyleyin:
Benim dinim ve hakimiyetim, Kisrâ'nýn saltanatýnýn ulaþtýðý yerlere kadar ulaþacak atlarýn ve develerin ayak basacaklarý en uzak yerlere kadar uzanacaktýr.
Yine ona, þöyle deyin:
Eðer Müslüman olursan, idaren altýndaki yerleri sana vereceðim. Seni, Ebna'dan olan kavmine hükümdar yaparým!" buyurdu. (2)
Âlemlerin Rabbi Allah Teâlâ tarafýndan, "âlemlere rahmet olarak gönderilen" (3) ve "en güzel ahlâk üzerinde olan" (4) önderimiz Rasulullah (s.a.s.), Bâzân'ýn elçilerinin, Allah'ýn yaratmýþ olduðu insan fýtratýna aykýrý davrandýklarýný görünce, onlarýn bu durumundan hoþlanmadý…
Ümmü'l-mü'minin Aiþe (r.anha)'nýn rivayetiyle Rasulullah (s.a.s.) þöyle buyurdu:
"On þey (vardýr ki bunlar,) fýtrattandýr:
Býyýðý kesmek, sakalý uzatmak, misvak kullanmak, burnuna su çekmek, týrnak kesmek, parmak mavsallarýný yýkamak, koltuk altýný yolmak, kasýklarý týraþ etmek ve su ile taharetlenmek."
Zekeriya demiþtir ki:
-Mus'ab: Onuncuyu unuttum. Meðer ki, mazmaza ola, dedi.
Kuteybe:
-Veki' intikasu'lma, yani istinca dedi, ibaresini ziyade etmiþtir. (5)
Ýnsanýn yaratýlýþ fýtratýna aykýrý davranmak yegâne önderimiz Rasulullah (s.a.s.) hoþuna gitmez… Çünkü Allah Teâlâ, O'na ve merhamet olunmuþ vasat ümmetine fýtrat üzere olmayý emretmiþtir:
"Öyleyse sen yüzünü, Allah'ý birleyen (bir hanif) olarak dine, Allah'ýn o fýtratýna çevir ki, insanlarý bunun üzerine yaratmýþtýr. Allah'ýn yaratýþý için hiçbir deðiþtirme yoktur. Ýþte dimdik ayakta duran din (budur). Ancak insanlarýn çoðu bilmezler." (6)
Fýtrat, Allah Teâlâ'yý yegâne Rabb kabul etmek ve O'nun dýþýnda yalancý, sahte rableri reddetmektir:
"Hani Rabbin, Âdemoðullarýn sýrtlarýndan zürriyetlerini almýþ ve onlarý, kendi nefislerine karþý þahidler kýlmýþtý: 'Ben, sizin Rabbiniz deðil miyim?' (demiþti de) Onlar: 'Evet, (Rabbimizsin) þahid olduk' demiþlerdi." (7)
"Gerçekten Allah, benim de Rabbim, sizin de Rabbinizdir. Öyleyse O'na ibadet edin. Dosdoðru olan yol, iþte budur." (8)
"Ýþte Rabbiniz olan Allah budur. O'ndan baþka ilâh yoktur. O, her þeyi yaratmýþtýr. O, her þeyi bilendir." (9)
"Gerçekten Ben, ben Allahým. Benden baþka ilâh yoktur. Þu hâlde Bana ibadet et ve Beni zikretmek için dosdoðru namaz kýl." (10)
Fýtrat, yaratýlýþ gayesi gereði "þirk koþmadan yalnýzca Allah'a kulluk etmektir." (11)
Allah, "Âlemlerin yegâne Rabbi" (12) ve "insanlarýn yegâne Rabbi"'dir. (13)
Ýnsanlarýn yegâne Rabbi Allah Teâlâ, insan kullarýna fýtrat üzere olmalarýný emretmektedir. Allah'dan baþka sahte rabler ise, egemenliði altýndaki insanlara fýtrata aykýrý davranmalarýný emretmektedirler. Emirlerine itaat edenler, onlarý kendilerine rabler edinmiþlerdir… (14)
Bundan dolayý, Bâzân'ýn elçileri, insanýn yaratýlýþýna, yani fýtratýna aykýrý davranmayý kendilerine emreden Ýran hükümdarý Kisrâ'ya, "rabbimiz" demiþlerdir…
Önderimiz Rasulullah (s.a.s.), yegâne ve ortaksýz Rabbin Allah olduðunu beyan edip, O'nun fýtratý emrettiðini vurgulayarak:
"Benim Rabbim, bana sakalýmý uzatmamý, býyýðýmý da kesmemi emretti!" buyurmuþtur…
Allah Teâlâ'nýn yegâne Rabb olduðuna katýksýz iman eden muvahhid mü'minler ve Allah'ýn Rabb olduðuna inanmayýp Allah'dan baþka rabler edinen kâfir ve müþrikler… Ýki cephe, iki rab ve iki kulluk anlayýþý…
Benim Rabbim Allah, senin rabbin Allah'dan baþkalarý… Benim Rabbim, bana emrederken, senin rabbin de sana emretmektedir… Ben, benim Rabbim Allah'ýn emrine tabi oluyorum. Sen, senin Allah'dan baþka rab edindiklerinin emrine… Benim Rabbim Allah, hayatýmýn her merhalesine müdahale edip, nasýl davranacaðýma, nasýl giyinip kuþanacaðýma, nasýl ticaret yapacaðýma, kýsacasý nasýl yaþayacaðýma dair hükümlerini beyan buyurmuþ ve ben bir muvahhid mü'min olarak Rabbim Allah'ýn hükümlerine itaat etmekteyim…
Sen, Allah'dan baþka edindiðin rablerinin hükümlerine tabi olup onlarýn emrettiði gibi giyinip kuþanmakta, ticaret yapmakta ve hayatýný tanzim etmektesin…
Benim Rabbim Allah, senin rabbin Allah'dan baþka hüküm koyucular olan egemen taðutlar…
"Allah, iman edenlerin velîsi (dostu, destekleyicisi)dir. Onlarý, karanlýklardan nûra çýkarýr. Ýnkâr edenlerin velîsi ise, taðuttur. Onlarý, nûrdan karanlýklara çýkarýrlar. Ýþte onlar, ateþin halkýdýrlar, onda süresiz kalacaklardýr." (15)
Önderimiz Rasulullah (s.a.s.), bundan dolayý: "Benim Rabbim Allah, onun rabbi Kisrâ'yý öldürdü" buyurmuþtur… Çünkü benim Rabbim Allah'dýr, onun rabbi taðut Kisrâ'dýr… Bu konuda birkaç örnek zikredelim:
1) el-Makburî þunu anlatýyor:
Feyruz ed-Deylemî, Rasulullah (s.a.s.)'e gelip:
-Kisrâ, Bâzân'a: Senin topraklarýnda peygamber olan birisinin bulunduðunu duydum. O'nu baðlayýp bana gönder, diye yazdý, dedi.
Rasulullah (s.a.s.):
"Benim Rabbim, senin Rabbine kýzdý. Onu oðullarý, seher vakti þu saatte öldürdüler!" buyurdu.
(Feyruz, Rasulullah'ýn) yanýndan çýktý. Haberi duydu. Ýslâm'a girdi ve iyi bir müslüman oldu." (16)
2) Rasulullah (s.a.s.), Medine'ye gelen Yemen San'a Valîsi Bâzân'ýn elçilerine:
"Gidin! Adamýnýza, benim Rabbimin bu gece, onun rabbini öldürdüðünü söyleyin!" buyurdu. (17)
3) Rasulullah (s.a.s.), Ýran Kisrâ'sýnýn sömürgesinde bulunan Yemen Valîsi Bâzân'ýn elçilerine:
"Sahabinize (Bâzân'a) teblið ediniz ki, benim Rabbim olan Allah, onun rabbi Kisrâ'yý bu gece, geceden yedi saat geçince, gecenin yedinci saatinde öldürmüþtür." buyurdu. (18)
4) Vakit:
Oðlu Þireveyh, babasý Kisrâ'yý hicretin 7. yýlý, 13. Cumade'lu-lâ tarihinde gece saat yedide öldürdü, demiþtir. (19)
Benim Rabbim Allah'dýr, onun veya onlarýn rabbi Kisrâ'dýr, Kayser'dir ve benzeri taðutlardýr… Ben, Rabbim Allah'ýn emir ve nehiylerine tabi iken, Allah'ýn helâl ve haram sýnýrlarýna riâyet eder iken, onlar, rab edindikleri egemen taðutlarýn emir ve nehiylerine tabi oluyor, serbest ve yasak sýnýrlarýna riâyet ediyorlar… Ben hayatýmý, ailemi ve sosyal yaþantýmý, Rabbim Allah Teâlâ'nýn hükümlerine göre düzenlerken, onlar ise egemen taðutlarýn hükümlerine göre düzenledikleri bir hayat yaþýyorlar…
Benim Rabbim Allah, onlarýn Allah'dan baþka çaðdaþ taðutlar… Allah'a raðmen ve Allah ile beraber baþka rabler, baþka ilâhlar edinmiþler, çaðdaþ bâzânlar… Bâzân, Yemen San'anýn sömürü valîsiydi… O günün doðudaki süper güç olan Ýran Sasanî Ýmparatorluðunun sömürgesi olan Yemen'de, onlar adýna yöneticilik yapan birisi idi… Onu yöneten ve yönlendiren, onun ve ülkesinin yönetimine sahib olan Kisrâ idi… O ve ülkesi Kisrâ'nýn hükümlerine göre hayat sürüyorlardý… Onun ve ülkesinin rabbi Kisrâ idi… Kendilerine rab edindikleri Kisrâ'nýn emirlerine göre giyinip kuþanýyor, onun hükümlerine göre ekomilerini, hukuklarýný, eðitimlerini, siyasetlerini ve sosyal hayatlarýný düzenliyorlardý…
Bu günün süper emperyalist güçleri kendilerine rab edinen "çaðdaþ Bâzânlar" da, müstekbir egemen taðutlarýn iþgal ettikleri Ýslâm topraklarýnda yetkili kýlýnmýþ birer sömürü valîleridirler… Egemen süper taðutlar tarafýndan sömürülen bölgelerin baþýna yönetici atanmýþ ve onlarýn hükümlerine göre halký sevk ve idare etmektedirler…
Benim Rabbim Allah'dýr, onlarýn ki ise çaðdaþ egemen süper taðutî güçlerdir… Ben, insanlýk tarihi boyunca Tevhid cephesinde yer alan muvahhid mü'minlerden olduðum için, Rabbim Allah'ýn hükümlerine göre yaþamaya gayret ederken, onlar, tarih boyu þirk cephesinde yer alan müþriklerden olduklarý için egemen süper taðutlarýn hükümlerine göre yaþamaya çalýþmaktadýrlar…
Allah Teâlâ, hepimizin Rabbi iken, O'nun bir ortaðý, eþi ve benzeri yok iken, göklerde de Ýlâh, yerde de Ýlâh iken, egemen taðutlarý Rab edinenler, onlara kul olmuþ, dolayýsýyla Allah'ý yegâne Rabb kabul etmemiþ ve gereði gibi kul olamamýþlardýr… Ýki rabli olmaya baþlamýþ, bunun için gerçek Rabb Allah'a, sahte rablerini ortak etmiþ, böylece Allah'a þirk koþmuþlardýr… Yalnýz ve yalnýz Allah'ýn hakký olan yeryüzü ilâhlýðýný, Allah'dan baþkalarýna veren ve Allah'ýn hükümlerini egemen olduklarý bölgelerde geçersiz kýlan taðutlarýn hükmüne itaat edenler, bu egemen zalim taðutlarý, hüküm ve itaat etme konusunda Allah'a ortak etmiþlerdir…
Allah Teâlâ, yeðane Rabb olduðunu, kendisinden baþka ilâh olmadýðýný beyan edip insan kullarýný bu konuda uyarýyor:
"Allah, kendisinde sükûn bulmanýz için geceyi, aydýnlýk olarak da gündüzü sizin için var etti. Þübhesiz Allah, insanlara karþý (sýnýrsýz) bir fazl sahibidir. Ancak insanlarýn çoðu þükretmiyorlar.
Ýþte bu, sizin Rabbiniz Allah'dýr. Her þeyin yaratýcýsýdýr. O'ndan baþka ilâh yoktur. Öyleyse, nasýl oluyor da çevriliyorsunuz?" (20)
Her muvahhid mü'min katýksýz iman ederek ve imanýn gereði olarak salih amel iþleyerek, yani taðutu her yönüyle reddedip Allah'a iman ederek ve imanýnýn olgunlaþtýrýcý, Allah'ýn razý olduðu kulluðu yaparak, þu hakikata inanýp beyan eder:
"Fakat, O Allah, benim Rabbimdir ve ben, Rabbime hiç kimseyi ortak koþmam." (21)
Benim Rabbim Allah ve hayat nizamýn Ýslâm'dýr… Benim dinim, Rabbim Allah'ýn benim hayatýmý tanzim eden hükümleridir... Ben, muvahhid bir mü'min olarak, bütün þirk ve küfür cephelerinden soyutlandým, taðutu her þeyi ile reddedip Allah'a ve Allah'ýn iman etmemi emrettiði þeylerin bütününe inandým... Rabbim Allah'ýn kabul buyurup razý olduðu þekilde iman ettim... Amelim, halim ve hareket tavrým, Rabbim Allah Teâlâ'nýn razý olacaðý bir þekilde, yani dinim Ýslâm'a uygun olmasýna cehd ve gayret etmekteyim…
Hayat tarzým, Allah'dan baþka rabler edinen, çaðdaþ Kisrâlarý rab kabul edip ona kul olanlarýn hayat tarzýndan çok baþkadýr… Birbirine zýddýr…
Rabbimiz Allah, küfür ve þirk cephesinden tamamen arýnmayý, onlara asla karýþmamayý ve bunu yaþayarak ilan etmeyi emrediyor:
"De ki: "Ey kâfirler,
Ben, sizin taptýklarýnýz tapmam.
Benim taptýðýma siz, tapacak deðilim.
Ben de sizin taptýklarýnýza tapacak deðilim.
Siz de, benim taptýðýma tapacak deðilsiniz.
Sizin dininiz size, benim dinim bana." (22)
Benim Rabbim Allah'ýn, benim için uygun görüp razý olduðu hayat tarzým olan dinim Ýslâm bana... Sizin rabbiniz olan çaðdaþ Kisrâlarýn, sizin için uygun gördüðü hayat tarzýnýz size...
Rabbimiz Allah þöyle buyuruyor:
"Þübhesiz: "Bizim Rabbimiz Allah'dýr, deyip sonra doðru bir istikâmet tutturanlar (yok mu), artýk onlar için korku yoktur ve onlar, mahzun olmayacaklardýr.
Ýþte onlar, cennet halkýdýr, yaptýklarýna karþýlýk olmak üzere, içinde ebedî olarak kalacaklardýr." (23)
"Þübhesiz: "Bizim Rabbimiz Allah'dýr" deyip sonra dosdoðru bir istikâmet tutturanlar (yok mu), onlarýn üzerine melekler iner (ve der ki:) "Korkmayýn ve hüzne kapýlmayýn, size va'dolunan cennetle sevinin.
Biz, dünya hayatýnda da, ahirette de sizin velîleriniziz. Orda, nefislerinizin arzuladýðý her þey sizindir ve istediðiniz her þeyde sizindir.
Çok baðýþlayan, çok esirgeyen (Allah)'tan bir aðýrlanma olarak.
Allah'a çaðýran, salih amellerde bulunan ve: "Gerçekten ben Müslümanlardaným" diyenden daha güzel sözlü kimdir? (24)
"De ki: "O. Her þeyin Rabbi iken, ben Allah'dan baþka bir Rabb mý arayayým?" (25)
Benim Rabbim Allah'dýr, O'ndan baþka ilâh yoktur. O, bana emretmektedir…
Dâvâmýzýn baþý ve sonu, Âlemlerin Rabbi Allah'a hamdetmektir.