Ana Sayfa   |   Görüntülü Dersler  |  Sesli Dersler   |  Kur'an Araþtýrmalarý   |  Ýlmi YAZILAR   |  Aile Eðitim Yazýlarý   |  Çocuk Eðitimi Yazýlarý   |  Yazarlar  |  Ýletiþim

Kur`an-i Kerim ve Mealleri

Namaz Sureleri Tefsiri

Cuma (Tefsir) Dersleri

Hadis Dersleri

Cami Dersleri

Hz. Peygamberin Hayatý (s.a.v)

Ýnsaný Tanýmak (Radyo)

Tv Programlarý

Seminer ve Konferans

Kýsa Dersler

Özel Konular

Fýkhi Konular

Aile Eðitim Seminerleri

Foto Galeri

Üyelik Giriþi

Kull. Adı

:

Şifre

:
   

Ücretsiz Üyelik
Şifremi Unuttum

Güncel Videolar

Eðitimcilere ÖZEL
Gazze Duasý
Gençlerle Ýletiþim (Günýþýðý- Reþitpaþa​)
Uyumlu Evlilik Yöntemi (Bulgurlu)

Namaz Vakitleri

Sayaç

Sayac
Tekil (Bugün) 2627
Toplam 16464779
En Fazla 25928
Ortalama 2710
Üye Sayýsý 1194
Bugün Üye Olan 0
Online Ziyaretci
 

 
Deðerlendirmede Ölçü
07/04/2009 - 15:48
 
Abdullah Dai
"Ýþittik ve itaat ettik" (1) diyen muvahhid mü'minler Hakký iþittiler ve hakka tabi olup itaat ettiler O mü'minler, Allah'a ve Rasulü (s.a.s.)' e katýksýz iman ettiler ve imanlarýnda hiçbir þübheye düþmeden teslim olup itaatlerini gereði gibi yerine getirdiler (2) Bu, onlarýn asla deðiþmeyen özelliðidir Âlemlerin Rabbi Allah Teâlâ, muvahhid mü'min müslüman kullarýnýn bu özelliklerini þöyle beyan buyurur:
 "Aralarýnda hükmetmesi için, Allah'a ve Rasulüne çaðrýldýklarý zaman mü'min olanlarýn sözü: 'Ýþittik ve itaat ettik' demeleridir. Ýþte felâha kavuþanlar bunlardýr." (3)
Dünyada da, ahirette de kurtuluþa erenler, iþte bunlardýr… Ýman, takva ve teslimiyet ehli olanlar, dünyada izzeti, ahirette cenneti hak etmiþlerdir…
 Dünyanýn neresinde olursa olsun ve hangi çaðda yaþarsa yaþasýnlar bu mü'min müslüman þahsiyetler, yegâne Rabbleri Allah Azze ve Celle'nin tamamlanmýþ nimeti olan hayat nizamý Ýslam'a katýksýz iman edip teslim olmuþlardýr…
"Bugün size dininizi kemâle erdirdim, üzerinizdeki nimetimi tamamladým ve size din olarak islam'ý seçip beðendim." (4) diye buyuran Rabbimiz Allah Teâlâ, bütün hayatý kuþatýcý olarak ve kýyamete kadar gelecek nesillerin her ihtiyacýný karþýlamak üzere dinini tamamlamýþtýr…
"Bu ayet, Vedâ Haccý arefesinde nâzil olmuþtur. Ayetin mânâsýnda anlaþýldýðýna göre, daha önce inen bütün hüküm ve farzlar tamamlanmýþ olmaktadýr." (5)
"Kim Ýslam'dan baþka bir din ararsa (veya benimserse) asla ondan kabul edilmez. O, ahirette de kayba uðrayanlardandýr." (6)
Çünkü:
 "Hiç þüphesiz din, Allah katýnda islâm'dýr." (7)
 Din, yani hayatý kuþatýcý Ýslâm tamamlanmýþ, her çaðýn problemlerine çözüm üreten ve sorunlarýna cevap veren nizam kemâle ermiþtir… Ýslâm'ýn cevap veremediði hiçbir soru ve çözemediði hiçbir hayati problem yoktur!..
"Biz, Kitab'ta hiçbir þeyi noksan býrakmadýk." (8) diye buyuruyor Âlemlerin Rabbi Allah Teâlâ…
Hayat nizamý Ýslâm'ýn hiçbir noksanlýðý yok ve kendisinin dýþýnda hiçbir þeye de ihtiyacý yoktur…
Ýbn el-Mâciþûn (rh.a.) þunu nakleder:
(Ýmam) Mâlik'in þöyle dediðini duydum:
-Kim Ýslam'da, hoþ gördüðü zannýyla bir bid'atý uydurursa, o kimse, Muhammed (s.a.s.)'in risâletine ihanet etmiþtir.
Çünkü Allah:
"Bugün size dininizi tamamladým." (Mâide,5\3) buyurmaktadýr.
O gün din olmayan (þey), bugün de asla din olmayacaktýr! (9)
Ýslâm, her çaðýn ve her ortamýn hayat nizamýdýr… Ýslâm, fýtrat dinidir… Ýnsan fýtratý deðiþtirilmedikçe, her çaðda ve her ortamda Ýslâm'a uyum saðlar ve Ýslâm ile uzlaþýr… Ýslâm, hayatý kuþatýcý bir nizam olduðu için, insanýn her derdine devâ olmuþ ve onunu her ihtiyacýný, insan þahsiyetine uygun bir þekilde giderip huzur ortamýný saðlamýþtýr… Ferd ferd insan yada insan kitleleri, kendisinde hayat ve huzur bulacaklarý fýtrat dini Ýslâm'a teslim olur, emre itaat edecek olurlarsa, onlarýn hâl olmadýk hiçbir problemleri, çâre bulmadýk hiç bir dertleri kalmaz… Çünkü Ýslâm, insan hayatýyla ilgili bütün meseleleri çözümünü sunmuþ, faydalýyý helâl, faydasýzý ve zararlý olaný haram kýlmýþtýr!..
Ebu Zerr (r.a) anlatýyor:
-Andolsun ki Rasulullah(s.a.s.), bizi terk ettiðinde, gökyüzünde kanat çýrpan bir kuþa varýncaya kadar da ondan bir ilmi bize zikretmiþtir! (10)
Muvahhidlerin ve mücahidlerin önderi, en son Nebî ve en son Rasul, Rasulullah Muhammed (s.a.s.), insan hayatýyla ilgili kapsayýcý bütün bilgileri vermiþ, hayatýyla yaþayarak göstermiþ, önderliðini kâmil mânâda gerçekleþtirdiði gibi, örnekliðini de en üst seviyede gündeme getirmiþtir…
Rabbimiz Allah Teâla'nýn beyanýyla:
"O, hevâdan (kendi istek, düþünce ve tutkularýna göre) konuþmaz.
O (söyledikleri), yalnýzca vahyolunmakta olan bir vahiydir." (11)
Muttalib b. Hantab (r.a.)'ýn rivayetiyle þöyle buyuruyor Rasulullah (s.a.s.):
"Allah'ýn size emretmiþ olduðu hiçbir þeyi size emretmeden terk etmiþ deðilim. Allah'ýn sizi ondan nehyetmiþ olduðu bir þeyi sizden nehyetmeden sizi terketmiþ deðilim.
Þüphesiz Ruhu'l-Emin, kalbime þunu vahyetti: Hiçbir nefis, rýzkýndan istifade etmeyinceye kadar ölecek deðildir. Talebinizi güzel yapýn" (12)
Önderimiz Rasulullah (s.a.s.)'in, Ümmet'e býraktýðý ve sýmsýký sarýldýklarý müddetçe asla sapmayacaklarý iki emanet olan "Allah'ýn Kitabý ve Nebîsi'nýn Sünneti" (13) hayatî bütün meseleleri açýklamýþ, noksan bir konu býrakmamýþtýr…
Ýrbâd b. Sariye (r.a.)'ýn rivayetiyle þöyle buyuruyor Rasulullah (s.a.s.):
"Ben sizi, gecesi, gündüzü gibi apaydýn olan (en küçük bir þüphe kabul etmeyen gayet açýk) bir din üzere býraktým. Benden sonra ancak helâk olanlar, o dinden (baþka yönlere) sapar." (14)
"Merhamet olunmuþ Ümmetini", dosdoðru ve apaydýn bir yol üzerinde býrakarak, yolda nasýl yürüyüp hedefe ulaþýlacaðýný en ince detaylarýna kadar öðreten önderimiz Rasulullah (s.a.s.), O insanlýða örnek yaþantýsýyla hidayet rehberi olmuþtur… 
Abdullah b. Ömer (r.anhuma)' nýn rivayetiyle þöyle buyuruyor Rasulullah (s.a.s.):
"Benim sünnetimde sûkün bulan, hidayete ermiþtir. Sünnetimden baþka þeyde sûkün bulan kiþi de helâk olmuþtur." (15)      
Hidayet üzere olmak ve dünya hayatýný huzurlu bir þekilde devam ettire bilmek için Rasulullah (s.a.s.)' in izlenmesi, yani O'nun Sünnet'ine tabi olunmasý olmazsa olmazdýr!.. O'na itaat etmek, Rabbimiz Allah Teâlâ'nýn emridir… (16)
Abdullah b. Abbas (r. anhuma), Atâ'(rh. a.), Mücahid (rh.a.)ve Mâlik b. Enes (rh.a.), ortak bir görüþ olarak þöyle demiþlerdir:
-Allah Rasülü (s.a.s.) hariç, istisnâsýz herkesin sözü kabulde edilebilir, red de edilebilir! (17)
Rasulullah (s.a.s.)'in sözü, ancak dinlenilip kabul edilir… Onun reddi asla mümkün deðildir… Bir Muvahhid mü'min, Rasulullah (s.a.s.)'in sözlerine karþý "iþittik ve itaat ettik" der… Böyle inanýp davranmak, muvahhid mü'min katýksýz imaný gereðidir… Hayatýn, iman ve cihad olduðuna inanan mü'min þahsiyetler, "iþittik ve iman ettik," "iman ettik ve itaat eyledik," hakikatýný yaþanýr hâle getirirler…   
Tek ve deðiþmez ölçü: Hayat nizamý Ýslam'dýr… Kitab'dýr ve Sünnet'tir!..
Kadýn olsun, erkek olsun her muvahhid mü'min, yalnýz Allah'ý Rabb edinmiþ, din olarak Ýslâm'ý kabul etmiþ ve Nebî olarak da Rasulullah Muhammed (s.a.s.)'e iman ederek, imanýný itaat eyleyerek apaçýk bir þekilde ortaya koymuþtur… Ýmaný, þirkten ve küfürden temizlenmiþ, itaatý ise, bid'at ve hurafeden alabildiðince uzaklaþmýþtýr… Bu saflýk ve bu temizlikle Kitab ve Sünnet ölçüsünü elde etmiþ, hayatý bu ölçü ile deðerlendirip, olaylara bu ölçü ile deðer biçmiþtir…
Ýnsanýn inancý ve itaatý ne ise, hayatý ve olaylarý ona göre deðerlendirir… Ýnsan, hangi ölçü ile bakarsa, deðerlendirmeyi onunla yapar ve sonuç o ölçüye göre olur!..
Bir insan, eðer Âlemlerin Rabbi Allah Teâlâ'nýn tamamlanmýþ nimeti olan Ýslâm'ý hayat ölçüsü edinecek olursa, hayatî meselelere bakýþý, deðerlendirmesi ve sonuca ulaþtýrmasý baþka olur, yok eðer Ýslâm topraklarýný iþgal eden taðutlara itaat ederek ve taðutî bir ölçü ile olaylarý deðerlendirmesinin sonuçlarý baþka olacaktýr!.. Ola ki bu insan, kendisini Müslümanlardan kabul eder olsun!.. Hayat olaylarýný ne ile ölçüp deðerlendiriyor ise, o kiþi ancak odur!.. Eðer deðer ölçüsü Ýslâm ise, Ýman ve itaatý Ýslâm'a göre olur… Eðer deðer ölçüsü, Allah'ýn hükümleriyle hükmetmeyen ve egemen olduklarý iþgal edilmiþ Ýslâm topraklarýndaki taðutî düzenler, ya da Ýslâm'ý yasaklayan taðutlarýn hevâlarý ise, hayatî olaylarý ona göre deðerlendirecektir…
Yegâne Rabbimiz Allah Teâlâ'nýn beyan buyurduðu þu ayetleri örnek olarak ele alalým… Bu iki bakýþ ölçüsünce ayetteki hevâsýný ilâh edinmiþ tipin deðerlendirilmesini görelim…
Þöyle buyuruyor Âlemlerin Rabbi Allah Teâlâ:
"Kendi istek ve tutkularýný(hevâsýný)ilâh edineni gördün mü? Þimdi ona karþý sen mi vekîl olacaksýn?
Yoksa sen, onlarýn çoðunun (söz) iþitir ya da aklýný kullanýrýmý sanýyorsun? Onlar, ancak hayvanlar gibidirler. Hayýr, onlar yol bakýmýndan daha þaþkýn(ve aþaðý) dýrlar." (18)  
Ýmam Ýbn Kesîr(rh.a), bu ayetin tefsirinde þunlarý kaydeder:
"Kendi nefsinin arzusuna göre neyi güzel görmüþse, o þey, o kimsenin dini ve mezhebi olmuþtur. Nitekim baþka bir ayet-i kerimede:
"Kötü olarak iþledikleri kendisine çekici-süslü kýlýnýp da onu güzel gören mi (Allah katýnda kabul görecek)? Artýk þüphesiz Allah, dilediðini saptýrýr, dilediðini hidayete eriþtirir. Öyleyse onlara karþý nefsin hasretlere kapýlýp gitmesin." (19) buyururken, burada da:
"Þimdi ona karþý sen mi vekîl olacaksýn?" buyrulmuþtur.
Ýbn Abbas (r.anhuma) der ki:
 -Cahiliyye devrinde kiþi, bir süre beyaz bir taþa tapýnýr, bir baþkasýný ondan daha güzel gördüðü zaman birinciyi terk edip ikinciye tapýnýrdý.
Yoksa sen, onlarýn çoðunun dinlediklerini veya aklettiklerini mi sanýyorsun? Baþka deðil, onlar dört ayaklý hayvanlar gibidirler. Hattâ daha da sapýktýrlar. Durumlarý, otlamaya giden hayvanlardan daha kötüdür. Zirâ onlar, ne için yaratýlmýþlarsa onu yaparlar. Bunlar ise, tek ve ortaðý olmayan Allah'a ibadet için yaratýldýklarý hâlde bir baþkasýna tapýnmakta ve aleyhlerine huccet konulmuþken, kendilerine elçiler gönderilmiþken, Allah'a ortak koþmaktadýrlar." (20)
Ýmam Kurtubî(rh.a), bu ayetlerin tefsirinde þunlarý beyan eder:
"Hevâ ve hevesini ilâh edinen kimseyi gördün mü?"buyruðu ile yüce Allah, onlarýn kalplerinde þirki muhafaza etmelerine raðmen ve onun üzerinde ýsrar etmelerinin hayret edilecek bir hâl olduðunu peygamberine bildirmektedir. Bununla birlikte onlardan herhangi bir kimse, herhangi bir delil olmaksýzýn bir taþa yönelip, ibadet edebiliyordu.
el-Kelbî ve baþkalarý dediler ki:
-Arablardan herhangi bir kimse, bir þeyi hevâ ve hevesiyle sevip ona baðlandý mý, Allah'dan baþka ona ibadet ederdi. Ondan daha güzelini buldumu bu sefer birincisini terkeder, daha güzel olanýna tapardý. (21)
Ýbn Abbas(r.anhuma)dedi ki:
-Hevâ, Allah'dan baþka kendisine ibadet olunan bir ilâhtýr!
Sonra bu ayet-i kerimeyi okudu.
"Hevâ ve hevesini ilâh edinen kimse" buyruðunun, hevâ ve hevesine itaat eden kimse, anlamýnda olduðu da söylenmiþtir.   
el-Hasen'den rivayete göre:
-O, neyi severse, mutlaka ona tabi olan kimse, diye açýkladýðý nakledilmiþtir ki, anlam birdir.
"Onlar, ancak hayvanlar gibidir." Yemeleri, içmeleri ve ahiret hakkýnda düþünmemeleri itibariyle onlara benzerler. "Hattâ onlar-yolca daha da sapýktýrlar." Zirâ hayvanlar için hesab ve ceza söz konusu deðildir.
Mukâtil dedi ki:
-Hayvanlar, Rablerini bilir, gidip otlayacaklarý yerleri bulur ve bilip tanýdýklarý sahiblerinin arkasýndan giderler. Bunlar ise, hakka iletenin arkasýndan gitmezler. Kendilerini yaratýp rýzýklandýran Rablerini de bilip tanýmazlar. (22) 
Diðer bir açýklamaya göre de hayvanlar, eðer Tevhid ve Nübüvvetin saðlýklý ve doðru oluþunu akýllarýyla kavrýyor ise de ayrý þekilde bunlarýn batýl olduðu inancýna da sahib deðillerdir." (23)
Hevâsýný Ýlâhlaþtýran ve "Allah'ýn indirdikleriyle hükmetmeyen" egemen taðutlar ile, onlarýn hükümleriyle hayatlarýný tanzim eden diðer insanlar, onlarý,  Allah'dan baþka rab ve ilâhlar edinmiþ, dolayýsýyla Allah'a þirk koþmuþlardýr…
"Þübhesiz þirk, çirkin bir þey ve büyük bir zulümdür. (24) Zirâ o, bir þeyi, konulmasý gereken yerden baþka bir yere koymaktýr. Kim yaratanla yaratýlaný, ilâh ile putu bir tutarsa, kuþkusuz o, insanlarýn en ahmaðý akýl ve hikmet mantýðýndan en uzak olanýdýr. Ona, zalimlik sýfatýnýn verilmesi ve hayvanlar arasýnda sayýlmasý uygun düþer." (25)
Çaðdaþ taðutlar tarafýndan iþgal edilip paramparça edilerek ve her parçasýna bir taðutun egemen olduðu Ýslâm topraklarýnda iktidar olanlar, taðutî hükümlerle hükmetmektedirler… Taðutî hükümlerle hükmeden iktidar sahiblerinin bazýlarý, Allah'ýn hükümlerini inkâr ve reddederek yasaklayýp geçersiz kýlarken bazýlarý da, Allah'ýn hükümlerini kabul etmekle beraber yasaklayýp geçersiz kýlmaktadýrlar… Bunlardan bazýlarýný inkâr ve reddi, bazýlarýnýn da kabulu, Allah'ýn hükümlerinin yasaklanýp geçersiz kýlýnmasý konusunda birbirinin aynýsý olmuþlardýr…  Her iki iktidar sahiblerinin iktidar dönemlerinde, Allah'ýn hükümleri yasaklanýp geçersiz kýlýnmýþtýr… Birinin abdestsiz, diðerinin abdestli ve namazlý olmasý, sonucu deðiþtirmemiþtir… Sonuç: Allah'ýn hükümleri yasak ve geçersiz bir hâlde terk edilmiþtir!.. Allah'ýn hükümlerinin yerine, ilâhlaþtýrdýklarý hevâlarýndan kaynaklanan hükümler, hayata hakim edilmiþtir…
Ýþgal edilmiþ vatanlarýnda esaret altýndaki Muztaz'af muvahhid mü' minler, Allah'ýn hükümlerini yasaklayýp geçersiz kýlan iktidarlar arasýnda sonuç bakýmýndan fark görmezler… Çünkü onlar, Kitab ve Sünneti ölçü edinmiþlerdir… Onlar, Allah ve Rasulü (s.a.s.)'e iman ve itaat etmiþlerdir… Onlar, imanýn emrine verdikleri akýllarýný kullanýr ve "Nass" 'ýn hükmünce düþünüp hayatî olaylarý deðerlendirirler…
Diðer yanda bulunan kitlelerin ölçüsü ya menfaatlarý ya da duygularýdýr… Onlar, egemen hükümlere deðil, egemen kiþilerin özelliklerine bakarlar… Eðer bu egemen kiþiler,  abdestli ve namazlý kiþiler iseler, onlarýn taðutun hükümleriyle hükmetmeleri, Allah'ýn hükümlerinin yasaklayýp geçersiz kýlmalarý hiçte önemli deðildir… Ne de olsa abdestli ve namazlý kiþilerdir… Bunlar olmasýnda abdestsiz ve namazsýzlar mý olsun!.. Hâlbuki abdestli ve namazlýlar, abdestsiz ve namazsýzlarýn yaptýklarýnýn aynýsýný yapmaktadýrlar… Ayný hükümler ve ayný hükümlerin gereði olan uygulamalar… Taðutun hükümleri geçerli, Allah'ýn hükümleri yasak ve geçersiz!..
Ýslâm topraklarýný iþgal edip her türlü zulüm ve sömürüyü en korkunç þekilde yapan egemen taðutî iktidarlarý ayakta tutanlarýn, kendilerini müslüman gören kitleler olduðu da hayatýn inkâr edilemez bir gerçeði… Egemen zalim taðutlar, iktidar güçlerini, her yönüyle cehâletin koyu karanlýðýna ittikleri halk kitlelerinden almaktadýrlar… Bu kitleleri politik tuzaklarla, þeytani planlarla ve koyun postuna bürünmüþ vahþi kurt rolleriyle aldatmakta, sömürmekte, derin gaflet uykularýna daldýrmakta, bu hâlleriyle sevk ve idare etmektedirler…
Ýslâm ölçüsünü kaybetmiþ, Kitab ve Sünnet gerçeðinden uzaklaþtýrýlmýþ, isimleri müslüman, fakat fikir, hâl ve hareket bakýmýndan iþgalci, zalim egemen taðutlara itaatkâr kitleler, "gecesi, gündüzü kadar apaçýk" hak yolunu býrakýp, hevâlarýný ilâhlaþtýran taðutlarýn ardý sýra gitmektedirler… Bu sapýtýlmýþ gidiþlerini de, Ýslâm'ýn bir emri olarak görüp kabul ettiler!.. Hâlbuki muvahhid mümin müslümanlarýn, hangi çaðda ve hangi durumda olursa olsun, egemen taðutlara vereceði tek cevap:    
"Sizin dininiz size, benim dinim bana!"  
Çünkü katýksýz iman ettiði Rabbi Allah Teâlâ böyle buyurmakta ve izinde olup peþinden asla ayrýlmayacaðý önderi Rasulullah(s.a.s.), böyle buyurup net tavrýný ortaya koymuþtu…
Ýbn Abbas(r.anhuma) anlatýyor:
Kureyþ müþrikleri, Rasulullah (s.a.s.)'e kendisi için bir þart ortaya koyup, dâvâsýndan vazgeçmesi karþýlýðýnda, Mekke'nin en zengini yapmaya, kadýnlardan istediði birisiyle evlendirmeye, kendilerine idareci seçip peþinden gitmeye çaðýrdýlar ve:
-Ya Muhammed, bizim sana vereceðimiz ancak bu kadardýr. Sen, bizim ilâhlarýmýza sövmekten vazgeç, onlarý kötü sözlerle anma. Eðer razý olmazsan biz sana, teklif edeceðiz ki, orda senin için iyilik vardýr, dediler.  
Rasulullah(s.a.s.):
"Nedir o?" diye sordu.
 Onlar:
 -Sen, bizim ilâhlarýmýz olan Lât ve Uzza'ya bir yýl tap, bizde senin ilâhýna bir yýl tapalým, dediler.
Rasulullah(s.a.s.):
"Rabbimin emri gelinceye kadar bana zaman verin!" buyurdu.
Bunun üzerine Allah'ýn indinden ve "Levh-i Mahfûz"'dan bir süre ile bazý ayetler nâzil oldu.
Sûre'de þöyle buyurmaktadýr:
"De ki: Ey Kâfirler,
Ben, sizin taptýklarýnýza tapmam.
Benim taptýðýma siz tapacak deðilsiniz.
Bende sizin taptýklarýnýza tapacak deðilim.
Siz de benim taptýðýma tapacak deðilsiniz.
Sizin dininiz size, benim dinim bana." (26)
Nâzil olan ayetler ise, þöyle idi:
"De ki: Ey cahiller, bana, Allah'ýn dýþýnda bir baþkasýna mý kulluk etmemi emrediyorsunuz?"
Andolsun, sana ve senden öncekilere vahyolundu (ki): 'Eðer þirk koþacak olursan, þüphesiz amellerin boþa çýkacak ve elbette sen, hüsrana uðrayanlardan olacaksýn.
Hayýr, artýk (yalnýzca) Allah'a kulluk et ve þükredenlerden ol." (Zümer, 39\64-66) (27)
"Rasulullah(s.a.s.), sabah erken "Mescid-i Haram"'a gitti. Kureyþ'in ileri gelenleri oradaydý. Sûre'yi onlara baþtan sona okuyunca, o zaman O'dan umudlarýný kestiler." (28)
Ýþte kýyamete kadar geçerli olan net tavýr!.. Aziz Ýslâm Milleti'nin ferdleri olan muvahhid þahsiyetlerin tavrý budur ve bundan baþkasý olamaz, olmamalýdýr da!      
Yeryüzünün varisi ve "Merhamet olunmuþ Ümmet"'in mutlak müctehidlerinden Ýmam Mâlik b. Enes (rh. a.) þöyle der:
Bu ümmete, ancak ilk devrindeki ümmet için uygun olan iþler uygun olur!(29)
Ýbn Abdilberr (rh. a)'ýn rivayetine göre, Ýmam Mâlik (rh. a) þöyle demiþtir:
Vehb b. Keysan el-Kureþî, bizim yanýmýzda oturur ve þu sözü söylemeden asla kalkmazdý:
Biliniz ki, bu ümmetin evvelini ne düzeltti ise, sonunu da ancak o düzeltir! (30)
Dipnotlar:
1) Bakara, 2/285.
2) Bkz. Hucurat, 49/15.
3) Nur, 24/51.
4) Mâide, 5/3.
5) Ýmam Celâleddin es-Suyutî, el-itkan Fi Ulûmi'l-Kur'ân Ýlimleri Ansiklopedisi, çev. Doç. Dr. Sakýp Yýldýz-Dr. Hüseyin Avni Çelik, Ýst. 1987, c. 1, sh. 58.
6) Âl-i Ýmrân, 3/85.
7) Âl-i Ýmrân, 3/19.
8) En'âm, 6/38.
9) Ýmam Þâtibî, el-Ý'tisâm, çev. Dr. Ahmet Ýyibildiren, Ýst. 2003,  c. 1 (1-2 bir arada), sh. 60. c. 2, sh. 24, 71, 82.
10) Ebu Davud Tayalisî, Müsned, c. 1, sh. 385, Hbr. 481.
Ýbn Hibban, es-Sahih, c. 1, sh. 142, Hbr. 65.
Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 5, sh. 154, Hbr. 21689.
Bezzâr, Müsned, c. 9, sh. 341, Hbr. 3897.
11) Necm, 53/3-4.
12) Ýmam Þafiî, Müsned, c. 4, sh. 64, Hds. 1798.
Beyhakî, Þuabu'l-Ýman, c. 2, sh. 67, Hds. 1185.
13) Bkz. Ýmam Malik, Muvatta, Kitabu'l-Kader, Hds. 3.
14) Sünen-i Ýbn Mace, Mukaddime, B. 6, Hds. 43.
Ýmam Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, çev. Rýfat Oral, Konya, 2003, c. 2, sh. 14, Hds. 7/285'in devamýnda.
Ýmam Hafýz el-Munzirî, Hadislerle Ýslâm-Terðib ve Terhib, çev. A. Muhtar Büyükçýnar, vdð. Ýst. T.y. c. 1, sh. 113,  Hds. 17. Ýbn Ebi Asým, "Kitabu's sünne" 'de hasen isnad ile rivayet edilmiþtir.
15) Ýmam Hafýz el-Munzirî, A.g.e. c. 1, sh. 112, Hds. 14.
Ýbn Ebi Asým ve Ýbn Hibban, "es Sahih"'inde rivayet etmiþlerdir.
16) Bkz. Âl-i Ýmrân, 3/31. Nisa, 4/59, 80.
17) Þah Veliyyullah  ed-Dihlevî, Fýkhî Ýhtilaflarda Ölçü-el-Ýnsâf Fi Beyâni Esbâbi'l-Ýhtilâf, çev. Musa Hûb, Ýzmir, 2006, sh. 125.
18) Furkan, 25/43-44. Ayrýca bkz. Casiye, 45/23.
Not: Bu ayetin nüzûl sebebi için Ýmam Alûsî (rha) þöyle demiþtir:
"Ýbn Ebi Hâtim ve Ýbn Merdûye'nin Ýbn Abbas (r.anhuma)'dan rivayetinde þöyle denmiþtir:
Cahiliyye devrinde kiþi, bir zaman beyaz bir taþa tapýnýr, sonra ondan býkarak tutar bir sürede siyah bir taþ bularak onu sever ve onu ilâh edinerek o taþa tapýnýrdý. Ýþte bunun üzerine Allah Teâlâ:
"Kendi istek ve tutkularýný (hevâsýný) ilâh edineni gördün mü?....." ayet-i kerimesini indirdi.
Prof. Dr. Bedreddin Çetiner, Fatiha'dan Nâs'a Esbâb-ý Nüzûl, Ýst. 2002, c. 2, sh. 670. Alûsî, Rûhu'l-Ma'ânî, c. 19, sh. 24'den.
19) Fatýr, 35/8.
20) Ýbn Kesîr, Hadislerle Kur'ân-ý Kerim Tefsirî, çev. Dr. Bekir Karlýða-Dr. Bedreddin Çetiner, Ýst. 1986, c. 11, sh. 6012-6013.
21) Bkz. Ýbn al-Kalbî, putlar Kitabý, çev. Beyza (düþünyen) Bilgin, Ýst. 2003,  sh. 58.
22) Bkz. Mukâtil b. Süleyman, Tefsirî Kebîr, çev. M. Beþir Eryarsoy, Ýst. 2006, c. 3, sh. 188.
23) Ýmam Kurtubî, el-Câmiu Li-Ahkâmî'l-Kur'ân, çev.M.Beþir Eryarsoy, Ýst. 2001, c. 12, sh. 554-556.
24) Bkz. Lokman, 31/13.
25) Muhammed Ali es-Sabunî, Saffetü't-Tefâsî-Tefsirlerin Özü, çev. Prof. Dr. Sadreddin Gümüþ-Dr. Nedim Yýlmaz, Ýst. 2003, c. 5, sh. 19.
26) Kâfirun, 109\1-6.
27) Taberânî, Mu'cemu's-Saðir Tercüme ve þerhi, çev. Ýsmail Mutlu, Ýst. 1997, c. 2, sh. 201,  Hds. 517.
28)Abdul fettah el'Kadî, Esbâb-ý Nüzûl, çev. Doç. Dr. Salih Akdemir, Ank. 1986, sh. 430.
Ýmam el-Vahidî, Esbâb-ý Nüzûl, çev. Dr. Necati Tetik-Necdet Çaðýl, Erzurum, T-Y. sh. 559.
Ýbn Hîþam, Ýslâm Tarihi-Siret-i Ýbn Hîþam Tercemesi, çev. Hasan Ege, Ýst. 1985, c. 1, sh. 484.
Ýbn Kesîr, A.g.e. c. 15, sh. 8722.
29) Kadý Iyâz, Þifâ-ý Þerif, çev. Suat Cebeci, Ank. 1992, sh. 373.
30) Faysal b. Kazzâm el-Câsim, Tevhid inancýna Aykýrý iddialar ve Cevaplarý, çev. Ahmet Ýhsân Dündar, Ýst. 2006,  sh, 106, Dipnot: 199. et-Temhid (9\ 315)' den.         

Bu Makale 5083 defa okunmuþtur

 

Yazdýr

YAZARIN DÝÐER YAZILARI

©

12/02/2024 - 11:04 HESABA ÇEKÝLMEK

©

03/07/2017 - 15:52 EN GÜZEL SÖZLÜ OLMAK

©

01/02/2017 - 11:24 KENDÝLERÝNE MÜHLET VERÝLEN ZALÝMLER

©

07/11/2016 - 11:47 ALLAH'IN VELÎLERÝ KÝMLERDÝR?

©

18/10/2016 - 14:06 KUDÜS VE MESCÝD-Ý AKSÂ HAKKINDA BÖYLE BUYRULDU

©

27/09/2016 - 11:22 AZ GÜLÜP ÇOK AÐLAMAK!

©

10/08/2016 - 13:03 KALBLERÝ ÝÞGALDEN KURTARMAK

©

28/06/2016 - 12:04 CAHÝLLERÝ, CEHÂLETEN KURTARMAK

©

02/05/2016 - 12:18 MÜ'MÝNLERÝN MÝSALÝ

©

09/03/2016 - 14:01 EN HAYIRLI NESÝL BÖYLE ÝDÝ!

©

01/02/2016 - 10:59 DOSDOÐRU YOLDAN SAPMAMAK ÝÇÝN

©

04/01/2016 - 11:38 BÜYÜK CÝHAD

©

01/12/2015 - 13:49 EN HAYIRLI NESÝL BÖYLE ÝDÝ!

©

31/07/2015 - 14:48 Dosdoðru Yolun Eþkiyasý

©

06/05/2015 - 14:28 KALBE DAÝR

©

16/12/2014 - 12:16 AHDE VEFÂ, KATIKSIZ ÝMANIN GEREÐÝDÝR

©

23/10/2014 - 15:41 “BÝZ, ÜMMÎ BÝR ÜMMETÝZ!”

©

01/09/2014 - 15:35 ÜMMETÝN HELÂK SEBEBÝ

©

04/07/2014 - 15:08 KÝM KAZANDI?..

©

09/06/2014 - 11:09 ALLAH’IN KULU VE RASULÜ MESÝH ÝSA (A.S.)’IN HÝKMETLÝ BEYANLARINDAN

©

05/05/2014 - 12:39 MÜSLÜMANLARDAN ÝLKÝ OLMAK

©

09/04/2014 - 13:03 ZULÜMLE ABÂD OLANLAR

©

01/02/2014 - 14:16 MUVAHHÝD, MÜCAHÝD VE ÖNCÜ BÝR ÝSLÂM ÂLÝMÝ

©

04/12/2013 - 13:50 RASULULLAH (S.A.S.) E ÝTAAT

©

04/10/2013 - 14:26 ALLAH’IN SEVGÝSÝNÝ KAZANMA YOLLARI

©

12/08/2013 - 16:04 BU VASÝYET HEPÝMÝZE!

©

16/07/2013 - 13:09 Þirk: En Korkunç Münker

©

19/06/2013 - 16:40 ÞÝRK CEPHESÝNÝN TUZAK TEKLÝFLERÝ

©

20/05/2013 - 15:24 MÜ’MÝNÝN DEÐERÝNÝ BÝL!

©

18/04/2013 - 11:30 SEVGÝNÝN BEDELÝ

©

19/03/2013 - 14:46 CENNETLÝK KULUN AMELÝ

©

19/02/2013 - 11:36 CEMAAT VE AYRILIK

©

28/01/2013 - 13:39 KUR'AN'DA ÝMAN ÝLKELERÝ

©

24/12/2012 - 15:50 EZELÎ VE EBEDÎ BÝR UFUKTAN BAKMAK

©

24/12/2012 - 15:36 KUR'AN'DA ÝMAN ÝLKELERÝ

©

21/11/2012 - 14:04 TOPLUMSAL DEÐÝÞÝMÝN ÝLKESÝ

©

25/09/2012 - 12:31 ALLAH YALNIZ ANILINCA

©

23/07/2012 - 12:38 EY FIKIH OKUYANLAR, FIKHEDÝN!

©

04/06/2012 - 12:36 RASULULLAH (S.A.S.)’E MUHALEFET ETMEMEK

©

25/04/2012 - 15:42 DEÐERLENDÝRMEDE ÖLÇÜ

©

26/03/2012 - 12:43 "ÝSLÂM EN YÜCEDÝR!"

©

30/01/2012 - 11:45 TEVHÝD VE AHLÂK

©

02/01/2012 - 14:34 EHL-Ý SÜNNET’E GÖRE ULU’L-EMRE ÝTAAT

©

28/11/2011 - 14:02 AZ DA OLSA, DAÝMÎ ÝBADET

©

03/10/2011 - 12:32 ÂLÝMLER: TOPLUMUN ÖNDERLERÝ

©

05/09/2011 - 15:00 AMELLERÝ BOÞA GÝDENLER

©

01/08/2011 - 12:10 Zulmedenlere Meyletmeyin !

©

04/07/2011 - 14:25 YALNIZ ALLAH ÝÇÝN OLMAK

©

03/06/2011 - 15:01 Zilletlerini Düþünmeden Dinlerini Tartýþanlar

©

09/05/2011 - 12:25 Ümmet’in Diriliþi

©

11/04/2011 - 15:19 “Benim Rabbim Kim? Sorusuna Cevab Aramak

©

07/03/2011 - 14:31 Mü’minlerin Yolu

©

14/02/2011 - 13:30 ÜMMETÝN ZAYIF MÜ’MÝNLERÝ

©

06/01/2011 - 11:04 Felâketi Önlemek

©

02/12/2010 - 12:18 Allah’dan yardým dilemenin þartlarý: NAMAZ (2)

©

14/10/2010 - 18:18 Rasulullah (s.a.s.) Sevgisi

©

22/06/2010 - 12:49 Allah ve Rasulünden (s.a.s.) Müjde!

©

18/05/2010 - 11:42 Âl-i Cengiz Oyununa Gelmemek

©

16/04/2010 - 11:55 Allah’tan Baþkasýna Kulluk Yapanlar

©

22/03/2010 - 16:53 Þirk: En Korkunç Münker

©

21/01/2010 - 11:03 Mesuliyeti Ýdrak Etmek

©

23/11/2009 - 16:00 Batýla Tabi Olanlar

©

23/10/2009 - 09:56 Evla Olan Def-i Mefasiddir

©

24/09/2009 - 11:05 "Lâ Ýlâhe Ýllallah Deyin

©

24/07/2009 - 12:13 Mü’minlerin Yolu

©

25/06/2009 - 11:04 Tevhid Kalesine Sýðýnmak

©

01/06/2009 - 16:18 Ümmetin Hakemi : Kur’an Ve Sünnet

©

28/04/2009 - 16:47 Her Çaðda Deðiþmeyen Tavýr

©

07/04/2009 - 15:48 Deðerlendirmede Ölçü

©

09/03/2009 - 16:19 Allah ve Rasulü (s.a.s.)´in Lânetini Hak Edenler

©

17/11/2008 - 23:52 Tevhid ve Dünyevîleþmek

©

05/09/2008 - 13:36 Allah ve Rasulü(s.a.s.)’in Lânetlediði Toplum

©

30/05/2008 - 22:58 Allah’ýn Razý Olduðu Üç Þey

©

02/03/2008 - 16:19 Kur’ânî Sorumluluk
 
 

Site Ýçi Arama

2 Cemâziye'l-Âhir 1446 |  03.12.2024

Bir Ayet

Bismillahirramanirrahim

Allah, mü'min erkeklere ve mü'min kadýnlara, ebedî olarak kalacaklarý, içinden ýrmaklar akan cennetler ve Adn cennetlerinde çok güzel köþkler va'detti. Allah'ýn rýzasý ise, bunlarýn hepsinden daha büyüktür. Ýþte bu büyük baþarýdýr.

( Tevbe sûresi - 72)

Bir Hadis

Ebu Hureyre (r.a.)’tan dedi ki:
Rasûlullah (s.a.) þöyle buyurdu:
"Kuþluk namazýna ancak evvâb (çokça tevbe ederek Allah’a dönen kimse) kimseler devam eder. Ýþte salâtu’l-evvâbîn: evvâbîn namazý (Allah’a dönenler namazý) da budur."


[Ýbn Huzeyme, Sahih, II, 228]

Bir Dua

“…(Allah’ým!) Beni güzel ahlaka eriþtir. Senden baþka güzel ahlaka eriþtirecek yoktur. Kötü ahlaký benden uzaklaþtýr. Senden baþka kötü ahlaký benden uzaklaþtýracak yoktur!…”

(Müslim, Müsafirin, 201)

Hikmetli Söz

“Allah’ým! Günahlarýmý kar ve dolu suyu ile yýka ve beyaz elbiseyi kirden temizler gibi
kalbimi hatalardan arýndýr.” (Buhârî, Deavât, 39)

Canlý yayýn

Ýslam Ansiklopedisi

  Tasarým : Networkbil.NET

@2008 kuraniterbiye.Com