Hayat ölçüsü ve imaný Tevhid olan muvahhid mü''min kul, yegâne Rabbi Allah''a teslim olmuþ, O''nun hükümlerine göre hayatý tanzim ederken, þirk ve küfür ölçüsünü esas kabul eden müþrik ve kâfir tip, her þeyin merkezine kendisini oturtur, tek deðer ölçüsü onun ilâhlaþtýrdýðý hevâsý olarak ortaya çýkmaktadýr… Muvahhid mü'' min kulun Rabbi, ilâhý ve Meliki Âlemlerin Rabbi Allah''dýr!.. Müþrik ve kâfir tip, bu hakikati inkâr etmekte, hevâsýný kendisine rab, ilâh ve melik yapmaktadýr…
Yegâne Rabbimiz Allah Azze ve Celle þöyle buyurur:
"Onlara iki adamýn örneðini ver. Onlardan birine iki üzüm baðý vermiþ, iki baðýn etrafýný hurma aðaçlarýyla donatmýþ, aralarýnda ekinler bitirmiþtik.
Ýki bað da yemiþlerini vermiþ, ondan (verim bakýmýndan) hiçbir þeyi noksan býrakmamýþ ve aralarýnda bir ýrmak fýþkýrtmýþtýk.
(Ýkisinden) birinin baþka ürün (veren yer) leri de vardý. Böylelikle onunla konuþurken arkadaþýna dedi ki: "Ben, mal bakýmýndan senden daha zenginim, insan sayýsý bakýmýndan da daha güçlüyüm." (1)
Rabbimiz Allah Teâlâ''nýn beyan buyurduðu iki tip insandan biri, kendisine dünyalýk olarak çok mal ve servet verdiði bir kiþidir… Rabbi Allah''ýn kendisine vermiþ olduðu bu nimetlerden dolayý iman edip salih amel iþleyerek þükretmesi gerekirken, küfretmekte, Rabbine þirk koþmakta, gurur ve kibire kapýlmaktadýr…
Allah Azze ve Celle, ona iki koca üzüm baðý vermiþ, baðlarýn etrafý hurma aðaçlarýyla donatýlmýþ, aralarýnda ekinler bitmiþ ve iki baðýn ortasýnda da bir ýrmak akýp gitmektedir… Ayrýca ona baþka ürünler ve servetler de verilmiþtir… O þirk koþup küfreden kiþi, her türlü dünyalýk ile donatýlmýþtýr… Ona düþen, Rabbi Allah Teâlâ''yý tanýmasý, bütün bu nimetleri O''ndan bilmesi, O''na iman edip þükrünü gereði gibi gündeme getirmesiydi… Çünkü O da, her insan gibi yalnýzca Allah''a ibadet etmek için yaratýlmýþtý ve ibadette Rabbi Allah''a hiçbir þeyi ortak koþmamalýydý!...(2) O, kendisine Rabbi Allah''ýn bahsetmiþ olduðu bunca nimet karþýsýnda çok mütevazi olup haddini bilmesi gerekirken, bu mal ve mülkün varlýðý onu gururlu ve kibirli bir kiþi hâline getirmiþ, bu servetten dolayý kendisi gibi mala sahib olmayanlarý küçük görmesine sebeb olmuþtu… Aslýnda kendisine verilen bu nimetleri deðerlendirirken, içine düþtüðü küfür, þirk, gurur ve kibir bataklýðýnýn sebebi, kendi nefsi idi… Hevâsýný ilâhlaþtýrmasýnýn bataklýðýna saplanýp kalmýþtý…
Rabbimiz Allah Teâlâ þöyle buyurur:
"Þimdi sen, kendi hevâsýný ilâh edinen ve Allah''ýn bir ilim üzere kendisini saptýrdýðý, kulaðý ve kalbini mühürlediði ve gözü üstüne bir perde çektiði kimseyi gördün mü? Artýk Allah''dan sonra ona kim hidayet verecektir? Siz, yine öðüt alýp düþünmüyor musunuz?" (3)
"Kendi istek ve tutkularýný (hevâsýný) ilâh edineni gördün mü? Þimdi ona karþý sen mi vekil olacaksýn?
Yoksa sen, onlarýn çoðunu (söz) iþitir ya da aklýný kullanýr mý sayýyorsun? Onlar, ancak hayvanlar gibidirler, hayýr, onlar yol bakýmýndan daha þaþkýn (ve aþaðý) dýrlar." (4)
Bir imtihan aracý olarak kendisine verilen mal ve mülk!.. Bununla dünyada ki payýný unutmadan, ahiret yurdunu mamur bir hâle getirmesi, ölümünden önce çok hayýr ve hasenatta bulunarak, önden çokça sevab göndermesi gerekirken, O, kýyametin kopmayacaðýna inanmýþ ve hesab gününü inkâr etmiþti… Tamamen dünyevîleþmiþti!.. Malum olduðu üzere dünyevîleþenler, ahireti unutan, hesab gününe itibar etmeyenlerdir… Bundan dolayý bütün varlýklarýyla dünyevîleþirler ve diðer varlýklarý sömürmeyi hedef edinirler… Ýnsanlarý ve emeklerini sömürmekle beraber, insanlarýn dýþýndaki varlýklarý da sömürürler… Hayvanlarý sömürürler, bitkileri, meyve, sebze ve tahýllarý sömürürler, yeraltý ve yerüstü servetleri sömürürler… Sömürdükçe de semirirler!..
Karun, bu zalim ve hain sömürünün, bu dünyevîleþmeyi hedef edinen tipin ve hevâsýný ilâh edinen kiþinin en bâriz örneðidir…
Þöyle buyurur Rabbimiz Allah Teâlâ:
"Gerçek þu ki, Karun, Musa''nýn kavmindendi, ancak onlara karþý azgýnlaþtý. Biz, ona öyle hazineler vermiþtik ki, anahtarlarý, birlikte (taþýmaya) davranan güçlü bir topluluða aðýr geliyordu. Hani kavmi, ona demiþti ki: "Þýmararak sevinme! Çünkü Allah, þýmararak sevince kapýlanlarý sevmez.
Allah''ýn sana verdiðiyle ahiret yurdunu ara, dünyadan da kendi payýný (nasibini) unutma. Allah''ýn sana ihsân ettiði gibi, sen de ihsânda bulun ve yeryüzünde bozgunculuk arama. Çünkü Allah, bozgunculuk yapanlarý sevmez."
(Karun) dedi ki: "Bu, bende olan bir bilgi dolayýsýyla bana verilmiþtir." Bilmez mi ki, gerçekten Allah, kendisinden önceki nesillerden kuvvet bakýmýndan kendisinden daha güçlü ve insan sayýsý bakýmýndan daha çok olan kimseleri yýkýma uðratmýþtýr. Suçlu-günahkârlardan kendi günahlarý sorulmaz." (5)
Her hâliyle dünyevîleþip Karunlaþan iki bað sahibi olan kiþi, diðerine:
"Ben, mal bakýmýndan senden daha zenginim, insan sayýsý bakýmýndan da daha güçlüyüm."
Bu mala, mülke ve taraftar bakýmýndan çok insana sahib olmak gurur ve kibiri, onu aldatmýþ, küfredenlerden olup imtihaný kaybetmiþti… Onu, sahib olduðunu zannettiði serveti ve insan sayýsýnca çoðunluðu aldatmýþ, büyük bir yýkýma uðramýþtý…
"(Mal, mülk ve servette) çoklukla övünmek, sizi tutkuyla oyalayýp kendinizden geçirdi.
Öyle ki (bu,) mezarlarý ziyaretinize kadar sürdü (ve ölülerinizin çokluðu ile övünmeye koyuldunuz.)" (6)
Âlemlerin Rabbi Allah''ýn onlara verdiði serveti, Allah''a karþý þirk koþup kâfirleþerek kendilerinden bildiler… Hâlbuki bu bir imtihandý… Onlar imtihaný kaybettiler… Allah Teâlâ, onlara verdikçe verdi… Onlar, bu nimetlerin akýp geliþini kendileri için kâr gördüler… Dünyalarýný kendilerine cennet ettiler…
Þöyle buyurur Rabbimiz Allah Teâlâ:
"Eðer insanlar, (Allah''a karþý isyanda birleþip) tek bir ümmet olacak olmasaydý, Rahmân (Allah)''ý inkâr edenlerin evlerine gümüþten tavanlar ve üzerinden çýkýp yükselecekleri merdivenler yapardýk.
Evlerine kapýlar ve üzerinde yaslanýp dayanacaklarý koltuklar,
Ve (daha nice) çekici süsler (de verirdik). Bütün bunlar, yalnýzca dünya hayatýnýn metaýdýr. Ahiret ise, Rabbinin katýnda muttakîler içindir." (7)
Ebu Hüreyre (r.a.)''ýn rivayetiyle Rasulullah (s.a.s.) þöyle buyurur:
"Dünya mü''minin zindaný, kâfirin cennetidir." (8)
Katâde (rh.a.) þöyle der:
-Allah''a and olsun ki, bütün bunlar, yani malýn çokluðu, akrabanýn gücü, facir kimsenin kuruntularýndan ibaret olan þeylerdir! (9)
Mal, mülk, evlâd ve sahib olduðu insan çokluðuyla gururlanýp kibirlenerek kuruntuya düþer müþrik-kâfir kiþi:
"Kendi nefsinin zalimi olarak (böylece) baðýna girdi (ve:) "Bunun, sonsuza kadar kuruyup yok olacaðýný sanmýyorum." dedi.
"Kýyamet saati''nin kopacaðýný da sanmýyorum. Buna raðmen Rabbime döndürülecek olursam, þübhesiz bundan daha hayýrlý bir sonuç bulacaðým." (10)
Ýnkâr üste inkâr… Nankörlük üste nankörlük!.. Bu tipin apaçýk özelliðidir bu!..
Hayat kitabýmýz ve düstûrumuz Kur''ân-ý Kerim''de bu tipi þöyle beyan buyurur Rabbimiz Allah:
"Ýnsan, hayýr istemekten býkkýnlýk duymaz, fakat ona bir þerr dokundu mu, artýk O, ye''se düþen bir umutsuzdur.
Oysa ona dokunan bir zarardan sonra tarafýmýzdan bir rahmet taddýrýrsak, mutlaka: "Bu, benim (hakkým) dýr. Ve ben, Kýyamet Saati''nin kopacaðýný da sanmýyorum. Eðer Rabbime döndürülürsem bile, muhakkak O''nun katýnda benim için daha güzel olaný vardýr" der. Amma andolsun Biz, o kâfirlere yaptýklarýný haber vereceðiz ve andolsun onlara en kaba bir azabdan taddýracaðýz." (11)
"Ayetlerimizi inkâr edip, bana: "Elbette mal ve çocuklar verilecektir" diyeni gördün mü?
O, gayba mý tanýk oldu, yoksa Rahmân (olan Allah)’ýn katýnda(n) bir ahid mi aldý?
Asla, demekte olduðunu yazacaðýz ve onun için azabda (n) da süre tanýdýkça tanýyacaðýz.
Onun söylemekte olduðuna Biz, mirasçý olacaðýz. O, Bize yapayalnýz tek baþýna gelecektir." (12)
Ahireti ve geleceði kesin olan hesab gününü inkâr eden, kýyametin kopacaðýna inanmayan bu müþrik tip, "farzet ki, bunlarýn hepsi doðrudur ve gerçekleþecektir. O zaman da Rabbim, dünyada bana verdiði mal, mülk, servet, çoluk-çocuk verecektir. Ben, buna layýðým… Dünyada lâyýk olduðum için bana verdiði gibi, orada da verecektir." Diye kuruntuya düþüp hayal kurmaktadýr!..
Rabbimiz Allah þöyle buyurur:
"Fakat insan, ne zaman Rabbi, kendisini bir denemeden geçirse, ona bir keremde bulunsa, nimetler verse: "Rabbim bana ikram etti" der.
Amma ne zaman onu deneyerek, rýzkýný kýssa, hemen: "Rabbim bana ihanet etti" der.
Hayýr!" (13)
"Ýnkâr edenler, iman edenler için dediler ki: "Eðer O (Kur''ân veya iman) hayýrlý bir þey olsaydý, ona, bizden önce koþup yetiþemezlerdi." Oysa onlar, onunla hidayete ermediklerinden: "Bu, eski bir yalandýr" diyeceklerdir." (14)
Geçici olarak sahib olduklarý dünyalýklardan ve maddî üstünlükten dolayý azgýnlaþan, haddini aþýp tuðyan eden, bundan dolayý diðer insanlarý hakir gören bu taðutî tip, ayný zamanda cahiliyyet bataklýðýna da saplanmýþtýr… Egemenliðinde olan maddî üstünlükten dolayý her þeye güç yetireceðini ve sahib olamayacaðý bir þeyin olmadýðýný zannetmekte, bundan dolayý büyük bir aldanýþla aldanmakta ve korkunç sonucunu hazýrlamaktadýr!..
"Kendisiyle konuþmakta olan arkadaþý, ona dedi ki: "Seni topraktan, sonra bir damla sudan yaratan, sonra da seni düzgün (eli-ayaðý tutan, gücü-kuvveti yerinde) bir adam kýlan (Allah) ý inkâr mý ettin?
Fakat o Allah, benim Rabbimdir ve ben, Rabbime hiç kimseyi ortak koþmam.
Baðýna girdiðin zaman, "Maþallah Allah''dan baþka kuvvet yoktur" demen gerekmez miydi? Eðer beni mal ve çocuk bakýmýndan senden daha az (güçte) görüyorsun.
Belki Rabbim senin baðýndan daha hayýrlýsýný bana verir, (seninkinin) üstüne gökten yakýp yýkan bir afet gönderir de kaygan bir toprak kesiliverir.
Veya onun suyu dibe göçüverir de böylelikle onu arayýp bulmaya kesinlikle güç yetiremezsin." (15)
Âlemlerin Rabbi Allah''ý, Rabb, Melik ve Ýlâh bilip katýksýz iman eden muvahhid mü''min kul, dünyevîleþerek müþrik ve kâfir olan muhatabýna hakikatý teblið etmede, üstünlüðün asla maddî þeylerde olmadýðýný apaçýk ortaya koymaktadýr… Çünkü Âlemlerin Rabbi Allah Azze ve Celle þöyle buyurur:
"Gevþemeyin, üzülmeyin, eðer gerçekten iman etmiþseniz en üstün olan sizlersiniz." (16)
Âiz ibn Amr el-Muzenî (r.a.)''dan.
Rasulullah (s.a.s.) þöyle buyurur:
"Ýslâm (en) yücedir. Onun üstünde yücelik yoktur." (17)
Allah''ýn ayetlerini inkâr edenler, aslýnda kendilerini inkâr etmiþlerdir!..
Rabbimiz Allah Teâlâ, bu inkâr eden kâfir ve müþrik tipleri uyarmakta, onlara anlayacaðý örnekler vermekte ve onlarý iman etmeye davet etmektedir:
"Nasýl oluyor da Allah''ý inkâr ediyorsunuz? Oysa ölü iken sizi, O diriltti. Sonra sizi yine öldürecek, yine diriltecektir ve sonra O''na döndürüleceksiniz.
Sizin için yerde olanlarýn tümünü yaratan O''dur. Sonra göðe yönelip (istiva edip) de onlarý yedi gök olarak düzenleyen O''dur. Ve O, her þeyi bilendir." (18)
"Andolsun, ilk inþâ (yaratma) yý bildiniz, amma öðüt alýp düþünmeniz gerekmez mi?
Þimdi ekmekte olduðunuz (tohumu) gördünüz mü?
Onu sizler mi bitiriyorsunuz, yoksa bitiren Biz miyiz?
Eðer dilemiþ olsaydýk, gerçekten onu bir ot kýrýntýsý kýlardýk. Böylelikle þaþar kalýrdýnýz.
(Þöyle de sýzlanýrsýnýz:) "Doðrusu biz, aðýr bir borç altýna girip zorlandýk.
Hayýr, biz büsbütün yoksun býrakýldýk."
Þimdi siz, içmekte olduðunuz suyu gördünüz mü?
Onu, sizler mi buluttan indiriyorsunuz, yoksa indiren Biz miyiz?
Eðer dilemiþ olsaydýk onu, tuzlu kýlardýk. Þükretmeniz gerekmez mi?" (19)
"De ki: "Haber verin, eðer suyunuz yerin dibine göçü verecek olsa, bu durumda kim size bir akarsu getirebilir?" (20)
Âlemlerin Rabbi Allah Teâlâ''ya katýksýz iman eden muvahhid mü''min kul, þirk koþan kâfire nasihat etmekte… Yegâne Rabbinin Allah olduðunu ve hiç kimseyi O''na ortak koþmadýðýný apaçýk beyan etmekle beraber, inkâr edeni de bu Tevhid inancýna davete çalýþmaktadýr… Eðer iman etmez, Allah''a ibadet eylemeyecek olursa, eldeki maddî imkânýnýn yok olacaðýnýn da haberini vermektedir…
"Maþaallah, Lâ kuvvete Ýlla billah"
Ýnsan, kendisini ve sahib olduðu servetini, Rabbi Allah''dan bilmelidir… Bunlarý yaratan Allah''dýr… Onlarý, kuluna veren ve kulundan kendisine þirksiz ibadet etmeyi emreden Allah Teâlâ''dýr…
"Her þey Allah''ýn dilemesiyledir… Allah''ýn dediði olur… Allah''dan baþka kuvvet yoktur."
Þükür, mal ve servetin artmasýna vesile olur, nankörlük ise, onun yok olmasýnýn sebebidir!...
Enes (r.a.)''ýn rivayetiyle þöyle buyurur Rasulullah (s.a.s.):
"Kim hoþuna giden bir þey görür de:
Maþaallah, Lâ kuvvete illa billah: Allah''ýn dediði olur, Allah''dan baþka kuvvet ve kudret sahibi yoktur, derse, O þeye herhangi bir zarar vermez." (21)
Ebu Musa el- Eþ''arî (r.a.) anlatýyor:
Rasulullah (s.a.s.):
"Sana cennet hazinelerinden büyük bir hazine deðerinde olan bir kelimeye delâlet edip bildireyim mi?" buyurdu.
Ben de:
-Evet, bildir ya Rasûlallah, babam-anam sana fedâ olsun, dedim.
Rasulullah:
"O kelime: Lâ havle velâ kuvvete illa billahi''dir." Buyurdu.(22)
Müþrik, kâfir ve facirin elindeki mal ve servet, eþkýyanýn elindeki silah gibidir… Salih kiþinin elindeki hayâlinden kazanýlmýþ mal ise, Allah yolunda cihad eden mücahidin elindeki silahdýr!..
Amr ibni''l-Âs (r.a.)''dan.
Rasulullah (s.a.s.) þöyle buyurur:
"Salih kimse için hayýrlý mal ne güzeldir!.(23)
Katýksýz iman eden muvahhid mü'' min kulun, alnýnýn terini silerek helâl yollardan kazanmýþ olduðu mal, Rabbi Allah''a þükrettiði için bereketlenir, artar… Müþrik, kâfir ve insan emeðini sömüren tipin haram yollardan kazandýðý mal, nankörlüðü ve inkârý yüzünden noksanlaþýr ve yok olur gider!.. Allah''ýn, kendisine bol nimet verdiði iki bað sahibi kiþi, þirk koþarak ve küfrederek nankörleþtiði için Allah Teâlâ, onu cezalandýrdý… Elindeki malý ve serveti yok ediverdi!..
"(Derken) Onun ürünleri (afetlerle) kuþatýlýverdi. Artýk O, uðrunda harcadýklarýna karþý avuçlarýný (esefle) oðuþturuyordu. O (baðýn) çardaklarý yýkýlmýþ durumdaydý, kendisi de þöyle diyordu: "Keþke Rabbime hiç kimseyi ortak koþmasaydým."
Allah''ýn dýþýnda ona yardým edecek bir topluluk yoktu, kendi kendine de yardým edemedi.
Ýþte burada (bu durumda) velâyet (yardýmcýlýk-dostluk), hak olan Allah''a aiddir. O, sevab bakýmýndan hayýrlý, sonuç bakýmýndan hayýrlýdýr." (24)
Ýþte maddeperestin acý sonu!... Ýþte hevâsýný ilâhlaþtýranýn uðradýðý korkunç felâket!.. Her müstekbir müþrik ve kâfirin sonucu!.. Her taðutun uðrayacaðý korkunç felâket!..
Rabbimiz Allah Teâlâ þöyle buyurur:
"Bizim dayanýlmaz azabýmýzý gördükleri zaman, dediler ki: "Bir olan Allah''a iman ettik ve O''na þirk koþtuðunuz þeyleri de inkâr ettik."
Amma Bizim dayanýlmaz azabýmýzý gördükleri zaman, imanlarý, kendilerine hiçbir yarar saðlamadý. (Bu,) Allah''ýn kullarý arasýnda sürüp giden Sünnetîdir. Ýþte kâfirler, burada hüsrana uðramýþlardýr." (25)
"Biz, Ýsrailoðullarýný denizden geçirdik. Fir''avn ve askerleri, azgýnlýkla ve düþmanlýkla peþlerine düþtü. Sular, onu boðacak düzeye eriþince (Fir''avn): "Ýsrailoðullarýnýn kendisine inandýðý (ilâhdan) baþka ilâh olmadýðýna inandým ve ben de müslümanlardaným" dedi.
Þimdi, öyle mi? Oysa sen, önceleri isyan etmiþtin ve bozgunculuk çýkaranlardandýn." (26)
Geri dönüþü olmayan son piþmanlýk fayda vermez!.. Tarihteki azgýn müstekbirlere ve zalim taðutlara, son piþmanlýk fayda vermedi… Günümüzdeki egemen zalim taðutlar ve sömürücü müstekbirleri, ayný sonuç beklemektedir!..
Rabbimiz Allah Teâlâ, kendisine þirk koþan kâfirlerin ve fasýk-facirlerin aldandýðý dünya hayatýnýn fâniliðini þöyle beyan buyurur:
"Onlara dünya hayatýnýn örneðini ver. Gökten indirdiðimiz suya benzer. Onunla yeryüzünün bitkileri birbirine karýþtý, böylece rüzgârlarýn savurduðu çalý-çýrpý oluverdi. Allah, her þeyin üzerinde güç yetirendir." (27)
"Görmüyor musun gerçekten Allah, gökyüzünden su indirdi de onu, yerin içindeki kaynaklara yürütüp geçirdi. Sonra onunla çeþitli renklerde ekinler çýkarýyor. Sonra kurumaya baþlar, böylece onu sararmýþ görürsün. Sonra da onu, kurumuþ kýrýntýlar kýlýyor. Þübhesiz bunda temiz akýl sahibleri için gerçekten öðüt alýnacak bir ders (zikir) vardýr." (28)
"Dünya hayatýnýn örneði, ancak gökten indirdiðimiz, onunla insanlarýn ve hayvanlarýn yediði yeryüzünün bitkisi karýþmýþ bir su gibidir. Öyle ki yer, güzelliðini takýnýp süslendiði ve ahalisi gerçekten ona güç yetirdiklerini sanmýþlarken (iþte tam bu sýrada) gece veya gündüz ona emrimiz gelmiþtir de dün, sanki hiçbir zenginliði yokmuþ gibi, onu kökünden biçilip atýlmýþ bir durumda kýlmýþtýr. Düþünen bir topluluk için Biz, ayetleri böyle birer birer açýklarýz." (29)
"Bilin ki dünya hayatý, ancak bir oyun, (eðlence türünden) tutkulu bir oyalama, bir süs, kendi aranýzda bir övünme (süresi ve konusu) mal ve çocuklarda bir çoðalma tutkusudur. Bir yaðmur örneði gibi, onun bitirdiði ekin, ekincilerin (veya kâfirlerin) hoþuna gitmiþtir, sonra kuruyuverir. Bir de bakarsýn ki, sapsarý kesilmiþ, sonra O, bir çer-çöp oluvermiþtir. Ahirette ise, þiddetli bir azab, Allah''dan bir maðfiret ve bir hoþluk (rýza) vardýr. Dünya hayatý, aldanýþ olan bir metadan baþka bir þey deðildir.
Rabbinizden olan bir maðfirete ve cennete (kavuþmak için) çaba gösterip yarýþýn ki, (O cennet) geniþliði, gök ile yerin geniþliði gibi olup Allah ve Rasulüne iman edenler için hazýrlanmýþtýr. Ýþte bu, Allah''ýn fadlýdýr ki, onu, dilediðine verir. Allah, büyük fazýl sahibidir." (30)
Yegâne Rabbimiz Allah Azze ve Celle, imtihan yurdu olarak yarattýðý dünyayý ve dünya hayatýný böyle beyan buyuruyor… Hakikat bu olunca hiçbir muvahhid mü''min Müslüman, dünya hayatýný, ahiret hayatýna tercih edemez… Dünyayý, ahireti için bol ürün veren bir tarla hâline getirir ve þu kýsa dünya hayatýný, ebedî ahiret hayatýný kazanmak için sermaye yapar…
Azgýn müstekbirler ve egemen müþrik taðutlar, Allah''ýn nizamý olan Ýslâm''ý reddettikleri için, ahireti kabul etmez, hesab gününü önemsemezler… Bunun için onlarýn varý-yoðu, iki bað sahibi o kâfir-müþrik gibi sarýldýklarý dünyalýklarýdýr… Onlara, imtihan için verilen maddî sermayeyi, her þey görüyor, ona dört elle sarýlýp, onun uðrunda gerekirse bütün dünyayý ateþe vermeye razý oluyorlar…
"Zalimler için yaþasýn cehennem!.."
Müstekbir taðutlar için son piþmanlýk fayda vermiyor… Onlar, ellerindeki teknolojik üstünlükten dolayý, mazlumlarý alabildiðince küçümseyerek ezip sömürmekte ve kendilerini yeryüzünün ilâhlarý, hükümlerine boyun bükülen rableri görmekteler… Selefleri Nemrud gibi, Fir''avn gibi ve Ebu Cehil gibi!..
Ýnþaallah, sonlarý da selefleri gibi olur!..
Bu azgýnlýðýn, bu zulmün, bu sömürünün ve bu imansýzlýðýn sonucu korkunç bir yýkýmdýr… Bu, Allah''ýn deðiþmez Sünnetidir…
Þöyle buyurur Rabbimiz Allah Teâlâ:
"Ve Biz, halký zulmeden þehirlerden baþkasýný da yýkýma uðratýcý deðiliz." (31)
1) Kehf, 18/32-34 2) Bkz. Zariyat, 51/56. Kehf, 18/110 3) Casiye, 45/23 4) Furkan, 25/43-44 5) Kasas, 28/76-78 6) Tekasür, 102/1-2 7) Zuhruf, 43/33-35 8) Sahih-i Müslim, Kitabü''z-Zühd, Hds.1
Sünen-i Tirmizî, Kitabü''z-Zühd, B.12, Hds.2426 Sünen-i ibn Mace, Kitabü''z-Zühd, B.3, Hds.4113
Ayrýca bkz. Ahmed b. Hanbel, Müsned, C.2, sh.323, 389, 485. 9) Ýbn Kesîr, Hadislerle Kur''ân-ý Kerim Tefsiri, çev. Dr. Bekir Karlýða-Dr.Bedrettin Çetiner, Ýst.1996, C.9, sh. 4987 10) Kehf, 18/35-36 11) Fussilet, 41/49-50. 12) Meryem, 19/77-80 13) Fecr, 89/15-17 14) Ahkaf, 46/11 15) Kehf, 18/37-41 16) Âl-i Ýmrân, 3/139
17) Darekutnî, Sünen, C.3, sh. 155, Kitabü''n-Nikâh, Mihr Babý, Hds.3578. Sahih-i Buhârî, Kitabu''l-Cenâiz, B. 79 (Bab baþlýðýnda) Taberânî, Mu''cemu''s-Saðir Tercüme ve Þerhi, çev. Ýsmail Mutlu, ist. 1997, C. 2, sh. 357, Hds. 653 Ali el-Muttakî el-Hindî, Kenzu''l-Ummal, C.1, sh. 49, Hds. 242 18) Bakara, 2/28-29 19) Vakýa, 56/62-70 20) Mülk, 67/30 21) Ýmam Nevevî, el-Ezkâr-Rasulullah (s.a.s.)''in Dilinden Duâlar ve Zikirler, çev. Doç. Dr. Abdulvehhab Öztürk, Ýst. 2005, sh. 444, Hds. 890. Ýbn Sunnî, 206''dan Ýbn Kesîr, A.g.e. C.9, sh. 4989. Hafýz Ebu Ya''lâ el- Mavsilî, Müsned''den. Ayrýca bkz. Nureddin el-Heysemî, Mecmau''z-Zevaid, C.5, sh. 109 22) Sahih-i Buhârî, Kitabu''l-Meðâzî, B.40, Hds. 222 Kitabu''d-Daavat, B. 50, Hds. 77
Kitabu''t-Tevhid, B. 9, Hds. 16 Sahih-i Müslim, Kitabu''z-Zikr, B. 13, Hds. 44-47 Sünen-i Tirmizî, Kitabu''d-Daavat, B. 58, Hds. 3690 Sünen-i Ebu Davud, Kitabu''l-Vitr, B. 26, Hds. 1526 Sünen-i ibn Mace, Kitabu''l-Edeb, B. 59, Hds. 3825 Ýbn Kesîr, A.g.e. C. 9, sh. 4989-4990. Ahmed b. Hanbel, (Müsned, C.4, sh. 394, 403, 417)''den. 23) Ýmam Buhârî, Edebü''l-Müfred, B. 140, Hds. 299 Kuzâî, Þihâbü''l-Ahbâr Tercümesi, çev. Prof. Dr. Ali Yardým, ist. 1999, sh. 236, Hds. 809 Aclunî, Keþfu''l- Hafa, C. 2, sh. 320, Hds. 2833 Ayrýca bkz. Ahmed b. Hanbel, Müsned, C. 4, sh. 197, 202 Hakim, Müstedrek, C. 2, sh. 2 24) Kehf, 18/42-44
25) Mü''min, 40/84-85 26) Yunus, 10/90-91 27) Kehf, 18/45 28) Zümer, 39/21 29) Yunus, 10/24 30) Hadid, 57/20-21 31) Kasas, 28/59