Ana Sayfa   |   Görüntülü Dersler  |  Sesli Dersler   |  Kur'an Araþtýrmalarý   |  Ýlmi YAZILAR   |  Aile Eðitim Yazýlarý   |  Çocuk Eðitimi Yazýlarý   |  Yazarlar  |  Ýletiþim

Kur`an-i Kerim ve Mealleri

Namaz Sureleri Tefsiri

Cuma (Tefsir) Dersleri

Hadis Dersleri

Cami Dersleri

Hz. Peygamberin Hayatý (s.a.v)

Ýnsaný Tanýmak (Radyo)

Tv Programlarý

Seminer ve Konferans

Kýsa Dersler

Özel Konular

Fýkhi Konular

Aile Eðitim Seminerleri

Foto Galeri

Üyelik Giriþi

Kull. Adı

:

Şifre

:
   

Ücretsiz Üyelik
Şifremi Unuttum

Güncel Videolar

Eðitimcilere ÖZEL
Gazze Duasý
Gençlerle Ýletiþim (Günýþýðý- Reþitpaþa​)
Uyumlu Evlilik Yöntemi (Bulgurlu)

Namaz Vakitleri

Sayaç

Sayac
Tekil (Bugün) 4392
Toplam 16410628
En Fazla 25928
Ortalama 2706
Üye Sayýsý 1193
Bugün Üye Olan 0
Online Ziyaretci
 

 
Her Çaðda Deðiþmeyen Tavýr
28/04/2009 - 16:47
 
Abdullah Dai
Mekke!.. Þehirlerin anasý Âlemlerin Rabbi Allah Teâlâ’nýn yeryüzündeki insan kullarý için inzâl buyurduðu ilk ve son vahyin indiði mukaddes belde!...
Ýþte Biz sana, böyle Arapça bir Kur’ân vahyettik. Þehirlerin anasý (olan Mekke halký)ný ve çevresinde olanlarý uyarman için ve kendisinde þübhe olmayan toplanma gününü (haber verip onlarý) uyarman için de. (O gün onlarýn) bir bölümü Cennette, bir bölümü çýlgýnca yanan ateþin içersindedirler.(1)
Ýnsanlar için yeryüzünde kurulan ilk evin bulunduðu Tevhid beldesi Mekke! Þehirlerin anasý, Tevhid’in yurdu ve ilk “Daru’l-Ýslâm” olan þehir!..
Þöyle buyurur Rabbimiz Allah Azze ve Celle:
“De ki: ‘Allah doðru söyledi. Öyleyse Allah’ý bir tanýyan (Hanif)ler olarak Ýbrahim’in dinine uyun. O, müþriklerden deðildi.
Gerçek þu ki, Ýnsanlar için ilk kurulan Ev, Bekke (Mekke)de, o kutlu ve bütün isanlar (âlemler) için hidayet olan (kâbe)dir.
Orada apaçýk ayetler (ve) Ýbrahim’in makamý vardýr. Kim oraya girerse o, güvenliktedir. Ona bir yol bulup güç yetirenlerin Evi (Beyt’i) haccetmesi, Allah’ýn insanlar üzerindeki hakkýdýr. Kim de inkâr ederse, þübhesiz Allah, âlemlere karþý muhtaç olmayandýr.”(2)
Yeryüzünde insanlýk âleminin ilk vataný, ilk insanýn evi ve yurdu Mekke!.. Ýlk insanýn dünyada mekân eylediði yer… Yeryüzünde “Halife” (3) olarak yaratýlan ilk Peygamber, ilk insan ve ilk Medeniyet kurucusu Âdem(a.s.) ile eþi Havva (r.anha.) ve çocuklarýnýn yaþayýp insanoðlunun ürüyerek çoðaldýðý belde Mekke’dir…
Allah Teâlâ halife olarak yarattýðý ilk insan, kulu e Rasulu olan Âdem (a.s.) ile eþi Havva(r.anha)yý, cennetten yeryüzüne indirince Mekke’ye indirdi…
“Dedik ki: ‘Oradan (cennetten) hepiniz inin. Buradan sonra size Benden bir hidayet geldiðinde, kim Benim hidayetime uyarsa, onlara korku yoktur ve onlar, mahzun olmayacaklardýr.” (4)
“(Allah) dedi ki: ‘Kiminiz, kiminize düþman olarak, hepiniz ondan inin. Artýk size, Benden bir yol gösterici gelecektir. Kim Benim hidayetime uyarsa, artýk o, þaþýrýp sapmaz ve mutsuz olmaz.
Kim de Benim zikrimden yüz çevirirse, artýk oun için sýkýntýlý bir geçim vardýr ve Biz onu kýyamet günü kör olarak haþredeceðiz.’
O da (þöyle) demiþ olur: ‘Ben, görmekte olan biriyle, beni niye kör olarak haþrettinRabbim?’
(Allah da ) der ki: ‘Ýþte böyle, sonra ayetlerimiz gelmiþti, fakat sen, onlarý unuttun. Bugün de sen de iþte böyle unutulmaktasýn.” (5)
“ (Allah) dedi ki: ‘Kiminiz, kiminize düþman olarak inin. Yeryüzünde beli bir vakte kadar sizin için bir yerleþim ve metâ (geçim) vardýr.”
Dedi ki: ‘Orda(yeryüzünde)yaþayacak, orda ölecek ve ordan çýkarýlacaksýnýz.” (6)
“Mekke Tarihi” hakkýnda önemli ve çaplý bir eser sahibî olan “Ebu’l-Velîd Muhammed el-Erzakî”, Âdem (s.a.)’ýn yeryüzünde Mekke’ye iniþini þöyle kaydediyor:
“Ýbn Abbas(r.anhuma)’dan rivayetedildiðine göre, Âdem (a.s.) yeryüzüne gönderilince, ilk olarak Beytu’l-Haram’ýn bulunduðu yere indirilmiþtir. Fakat âdem, pek üzgündü. O’nu, teselli etmek üzere Cenâb-ý Allah, Haceru’l-Esved’i gönderdi. Haceru’l-Esved, o zaman bembeyazdý. O kadar beyazdý ki, beyezlýðýnýn þiddetinden her tarafa ýþýklar saçýlýyordu. Âdem (a.s.), asýl yurdundan gönderilen bu taþý alýp kucakladý. Böylece cennetten ayrýlmanýn hasretine biraz olsun göndermiþ oldu.” (7)
Ýbn Ebi Hatim dedi ki:
Ebu Zer’a, Ýbn Abbas’ýn þöyle dediðini rivayet etmiþtir:
“ Âdem (s.a.), Cennetten inerken, Mekke ile Taif arasýndaki Dehna denilen yere indi.” (8)
Beyan edilen ayet-i kerimeler ve haberlerden anlaþýldýðý üzere Mekke, ilk insanlarýn ilk Tevhîd yuvasýnýn inþâ edildiði bir mekândýr… Mekke. “Daru’t-Tevhîd” ve “Daru’l-Ýslâm” olarak insanlýk tarihinde yerini almýþtýr…
Mekke, vahyin indiði Tevhîd merkezi ve “Daru’l-Ýslâm” olmaya devam edegelmiþtir… Milletin atasý ve tek baþýna bir ümmet olan Allah’ýn dostu Ýbrahim (a.s.) döneminde, kesintiye uðrayan “Daru’l-Ýslâm” olma özelliðini yeniden kazanan Mekke, insanlarýn “Beytu’l-Haram” olan “Kabe”yi hacc ettikleri ve akýn akýn ziyarete geldikleri bir Tevhîd beldesi olmaya devam etmiþtir…
Rabbimiz Allah Teâlâ þöyle buyuruyor:
“Hani Biz, Ýbrahim’e Ev’in (kâbe’nin)yerini belirtip hazýrladýðýmýz zaman (þöyle emr etmiþtik:) ‘Bana hiçbirþeyi ortak koþma, tavaf edenler, kýyam edenler, rükûa ve sücûda varanlar için Evimi tertemiz tut.
Ýnsanlar içinde haccý duyur, gerek yaya, gerekse uzak yollardan (derin vadîlerden) gelen yorgun düþmüþ develer üsütnde sana gelsinler.’
Kendileri için birtakým yararlara þahid olsunlar ve kendilerine rýzýk olarak verdiði (kurbanlýk) hayvanlar üzerinde belli günlerde(kurban adarken)Allah’ýn adýný ansýnlar. Artýk bunlardan yiyin ve zorluk çeken yoksulu da doyurun.
Sonra kirlerini gidersinler, adaklarýný yerine getirsinler. Beyt-i Atik-i tavaf etsinler.
Ýþte böyle, kim Allah’ýn haram kýldýklarýný (gözetip hükümlerini) yüceltirse, Rabbimin katýnda kendisi için hayýrlýdýr. Size (haklarýnda yasaklar) okunanlar dýþýnda hayvanlar helâl kýlýndý. Öyleyse iðrenç bir pislik olan putlardan kaçýnýn, yalan söz söylemekten de kaçýnýn.
Allah’ý birleyen (Hanif)ler olarak. O’na (hiçbir) ortak koþmaksýzýn. Kim Allah’a ortak koþarsa. Sanki o gökten düþmüþ de onu bir kuþ kapývermiþ veya rüzgar onu ýssýz bir yere sürükleyip atmýþ gibidir.
Ýþte böyle, kim Allah’ýn þîârlarýný yüceltirse, þübhesiz bu, kalblerin takvasýndandýr.” (9)
“Hani Ýbrahim: ‘Rabbim. Bu þehir (Mekke’yi)bir güvenlik yeri kýl ve halkýndan, Allah’a ve ahret gününe inanlarý ürünlerle rýzýklandýr.” Demiþti de (Allah: ‘Sadece inananlarý deðil) inkâr edeni de az bir süre yararlandýr, sonra onu ateþin azabýna uðratýrým. Ne kötü bir dönüþtür o.’ demiþti.
Ýbrahim, Ýsmail’le birlikte Ev’in (kâbe’nin) Sütünlarýný yükselttiðinde (ikisi þöyle duâ etmiþti): ‘Rabbimiz, bizden bunu kabul et. Þüphesiz Sen, iþiten ve bilensin.
Rabbimiz, Ýkimizi sana teslim olmuþ (Müslüman) kýl ve soyumuzdan sana teslim olmuþ (Müslüman) bir ümmet (ver). Bize, ibadet yöntemlerini (yer veya ilkelerini) göster ve tevbemizi kabul et. Þübhesiz Sen, tevbeleri kabul eden ve esirgeyensin.
Rabbimiz, içlerinden onlara bir Rasul gönder, onlara ayetleri okusun, kitab’ý ve hikmeti öðretsin ve onlarý arýndýrsýn. Þübhesiz Sen, güçlü ve üstün olansýn, hüküm ve hikmet sahibisin.”
Kendi nefsini aþaðýlýk kýlandan baþka, Ýbrahim’in dininden kim yüz çevirir? Andolsun Biz O’nu dünyada seçtik, gerçekten ahrette de O, Salihlerdendir.
Rabbi, O’na: ‘Teslim ol’ dediðinde (O:)’Âlemlerin Rabbine teslim oldum’ demiþti.
Bunu Ýbrahim, oðullarýna vasiyet etti, Yakub da: ‘Oðullarým, Þübhesiz Allah, Sizlere bu dini seçti. Siz de, ancak Müslüman olarak can verin’(diye benzer bir vasiyette bulundu.)” (10)
Nakledilen ayet-i kerimeler tekrar tekrar okunup üzerlerinde derin düþünülecek olunursa, görülecektir ki, Halilullah Ýbrahim(a.s.) ve Ýsmail (a.s.) döneminde þehirlerin anasý Mekke, bir Tevhid ve Ýman yurdu, yani bir “Daru’l-Ýslâm” idi. Allah’ýn Salih kulu ve Rasulu Ýbrahim (a.s.), oðlu Ýsmail (a.s.) ile birlikte Beytullah olan Kâbe’yi asýl temelleri üzerinde yeniden inþâ etmiþ, insanlarý Hacca davet eyleyerek, Allah’a iman etmelerini ve Ýbadetleri yalnýzca Allah’a hâss kýlarak iþlemelerini saðlamýþ, insanlara hidayet rehberleri olmuþ, þirki ve tuðyaný terk ederek Allah’a inanmalarýna öncülük etmek gereðini hakkýyla yerine getirmiþlerdir…
Hanif Dini olan hayat nizamý Ýslâm, Mekke þehrine hakim olmuþ, Cahiliyyete aid olan her þey ayaklar altýna alýnmýþ, þirkin yerini Tevhîd, küfrün yerini Ýman almýþ, böylece Mekke bir “Daru’l-Ýslâm” hâline gelmiþtir!..
Aradan asýrlar geçmiþ, Mekke’de yaþayan insanlar zamaniçinde deðerler deðiþimine uðramýþ, Âlemlerin Rabbi Allah Teâlâ’nýn kendilerine lütfettiði Tehid, iman ve Ýslam nimetlerini, þirk, küfür ve tuðyan ile deðiþtirmiþlerdi…
Rabbimiz Allah Teâlâ’nýn deðiþmez sünneti:
“Bir kavim(toplum), kendinde olaný deðiþtirmeyinceye kadar Allah, ona nimet olarak baðýþladýðýný deðiþtirici deðildir. Allah, þübhesiz iþitendir, bilendir.”(11)
Bu deðiþmeyen ilâhi Sünnet, Mekke’de yaþayan insanlar üzerinde gerçekleþti… Onlar, vahiyden yüz çevirdiler… Onlar, hevâlarýný ilâh edindiler… Onlar, hevâlarný Ýlâh edindiler. Onlar, Allah’dan baþka hüküm koyucu taðutlara rýza gösterdiler… Onlar, Allah inandýklarý söylemekle berber Allah’dan baþka ilâhlara tapýnýr oldular… Tevhîd’in yerine þirki, Ýmanýn yerine küfrü ve Ýslâm’ýn yerine taðutu kabul ettiler… Ve Tevhid yurdu Mekke, þirk yurduna döndü, iman vataný Mekke, küfür ülkesi oldu…
Mekke’ye Ýslam hakim idi, taðut hakim oldu… Mekke’de “hakimiyet kayýtsýz-þartsýz taðutlarýn oldu… Mekke’yi ve Mekke halkýný þirk ve küfür hükümleriyle yöneten taðutlar, bu yetkilerini Mekke’de yaþayan insanlardan alýyorlardý… Taðutlar, Mekke halký adýna Allah’a isyan ve tuðyan ediyorlardý…
Ýbn el-Kelbî, “Kitabu’l-Esman” adlý eserinde Tevhid’in þirke, imandan küfre, Ýslâm’dan taðuta, Allah’a ibadetten putlara tapýnmaya geçiþ olan bu deðiþimi þöyle anlatýyor:
“Ýsmail(Allah’dan O’na selam olsun) dinini ilk deðiþtiren, putlarý diken, Sâ’iba, Vasila, Bahîra, ve Hâmiya’yý getiren kiþi, Amr b. Rabia’dýr.
el-Hâris, kâbe’nin yöneticisiydi. Amr b. Luhayy büyüyünce, yönetim içinde onunla anlaþmazlýða düþtü. Ýsmailoðullarý ile birleþip Cürhüm ile savaþtý. Onlarý yendi, Kâbe’den uzaklaþtýrdý. Mekke’nin dýþýna sürerek “Kutlu Ev’in” bekçiliðini üzerine aldý.
Sonra aðýr bir hastalýða tutuldu. Kendisine denildi ki:
-Suriye’de Balkâ denilen yerde sýcak bir pýnar vardýr. Oraya gidersen iyileþirsin.
Oraya gitti, yýkandý ve iyileþti. Oranýn halkýnýn putlara taptýðýný gördü.
-Bunlar nedir? Diye sordu.
Dediler ki:
-Biz, bunlarýn aracýlýðý ile yaðmur ve düþmana karþý yardým isteriz.
Bunun üzerine bunlardan, kendisine de vermelerini istedi, verdiler. Onlarý, Mekke’ye getirdi ve Kâbe’nin çevresine dikti.
(…………..)
(Ýsmailoðullarýndan ve diðer topluluklardan, Ýsmail’in dinini terk etikleri sýrada, onlarý hatýrladýklarýna göre ilk ilkadlandýranlar) ve bu putlarý ilk edinenler, Huzayl b. Mudrika idi.” (12)
Ebu Hüreyra (r.a.)’ýn rivayetiyle Rasulullah (s.a.s.) þöyle buyurur:
“Ben(kusûf namazý kýlarken) Cehennemde Huzâalý Amr ibn Amir Ýbn Luhayy’ý kendi baðýrsaklarýný ateþ içinde sürükler hâlde gördüm. Çünkü O,develeri putlar için salma adaðý yapanlarýn ilki idi!”(13)
“Daru’l-Ýslâm” onlar þehirlerin anasý Mekke, “Daru’þ-Þirk”, “Daru’l-Küfür” ve “Daru’l-Harb”e dönüþmüþ oldu… Bu deðiþim, Mekke’ye þirk ve küfrün hükümleriyle hükmeden taðutlarýn eðemen olmasýyla gündeme geldi… “Daru’l-Ýslâm” olan Mekke’ye taðutlar hakim olunca “Daru’l-Harb” edönmüþtü!.. Bu cahiliye hükmü ile hükmetme durumu, tâ son Nebî ve son Rasul, Allah’ýn kulu ve Raslü Muhammed (s.a.s.)’in “Nûr Daðý”ndaki “Hýra Maðarasý”ýnda Risâlet ile vazifeli kýlýnmasýna kadar devam etti…
Âlemlerin Rabbi Allah Azze ve Celle, son Nebî ve son Rasul olarak vazifeli kýldýðý Rasulullah (s.a.a.)’e ilk vahyi, “Hýra Maðarasý”nda indirdi:
“Yaratan Rabbin adýyla oku.
O, Ýnsaný bir alak’tan yarattý.
Oku, Rabbin en büyük kerem sahibidir.
Ki O, kalemle (yazmayý) öðretendir.
Ýnsana bilmedðini öðretti”(14)
Yegâne önderimiz Rasulullah (s.a.s.), Allah’ýn hükmünü terk edip, ilâhlaþtýrdýklarý hevâlarýndan (16)ortaya koyduklarý cahiliyyenin hükmüyle hükmeden (17) Mekkeli taðutlarýn egemen olduðu ve “Daru’l-Harb”e dönüþmüþ olan þehirlerin anasý Mekke’de insanlarý tekrar Tevhid, Ýman ve Ýslâm’a davet etmeye baþlamýþtý.
Rabbimiz Allah’ýn hidayet etmesiyle(18) Rasulullah (s.a.s.)’inÝslâm’ý teblið ederek, davet etmesiyle Makkeli insanlar Tevhid’e yöneldiler… Þirki, küfrü ve taðutu reddedip Allah’a iman ettiler… Hergün Ciddî bir artýþla artan Muvahhid mü’min Müslümanlara karþý korkunç bir iþkence ve baský uygulamasý baþlatan Mekke þirk devletinin eðemen taðutlarý, onlarý þehid etmek, iþkence sonucu sakat býrakmak ve yurtlarýndan çýkarmak ile önleyemediklerini görünce, siyasî ayak oyunlarý, politik tuzaklara ve þeytanî planlara baþvurdular… Kendi hesaplarýnca, Rasulullah(s.a.s.)’i aldatmak istiyorlardý… Dünya hazinelerini, baþlarýna kral olmayý ve nefsin hoþlarýna giden þeyler teklif ediyorlar… O’nu (s.a.s.), “Lâilâhe Ýllallah” dâvâsýndan vazgeçirip, kendi yasalarýyla hükmeden bir konuma getirmek istiyorlardý… Böylelikle Rasulullah (s.a.s.)’i ve Müvahhid mü’minleri aldatmk, onlarý tekrar cahiliyyenin hükmüne döndürmek, onlar için büyük bir zafer idi…
O cahillerin, o taðutlarýn ve o hevâlarýn ilâh edinnelerin bu haince taleblerine karþý, Rabbimiz Allah’ýn beyanýyla Rasulullah (s.a.s.) þöyle diyordu:
“De ki: ‘Ey cahiller, bana Allah’ýn dýþýnda bir baþkasýna mý kulluk etmemi emrediyorsunuz.” (19)
Bir “Daru’l-Ýslâm” olan Mekke’yi, Allah’ýn hükümlerini reddedip þirk ve küfür yasalarýyla yöneterek “Daru’l-Harb”e dönüþtüren Mekke’nin yöneticisi olan taðutlarýn, Rasulullah (s.a.s.)’i yolundan alýkoymak için getirdikleri cahilî tekliflerden birisini Ýbn-i Ýshak þöyle naklediyor:
Utbe b. Rebîa, bir gün kureyþ’in meclisine oturdu ve Rasulullah (s.a.s.) de Mescid (Harem-i Þerif) de yalnýz oturduðu hâlde, dedi ki:
- Ey kureyþ topluluðu, uyanýk olunuz ki. Muhammed’e gidiyorum. O’nunla konuþacaðým ve O’na birtakým iþler arzedeceðim. Umulur ki O, onlarýn bir kýsmýný kabul eder. Biz de, onlarýn hangisini dilerse, O’na veririz. Böylece bizden vazgeçer.
Bu, Hamza’nýn Müslüman olduðu ve Rasulullah (s.a.s.)’in Ashabý’nýn arttýðý ve çoðaldýklarýný gördükleri bir sýrada idi.
Onlar da dediler ki;
-Evet olur, ya Ebu Velîd! Kalk, O’na git ve O’nunla konuþ!...
Bunun üzerine Utbe, O’na gitti. Rasulullah (s.a.s.)’in yanýna oturdu ve dedi ki:
-Ey kardeþin oðlu, þübhesiz sen, gördüðün gibi bizden aþiretçe ve nesebdeki yerin itibariyle þereflisin. Ve sen, kavmine büyük bir iþ ile geldin ve onunla onlarýn cemaatýný daðýttýn. Onunla, onlarýn ilâhlarýný ve dinlerini ayýplayýp. Onunla, onlarýn geçmiþ babalarýný küfre nisbet ettin. O hâlda beni dinle! Sana birtakým þeyler arzedeceðim ki, onlar hakkýnda düþünsün. Umulur ki, onlardan bir kýsmýný kabul edesin!
Bunun üzerine Rasulullah (s.a.s.), ona:
“Þöyle, ya Ebu Velîd, dinleyeyim!” buyurdu.
O da, sözlerine þöyle devam etti:
-Ey kardeþimin oðlu, eðer sen bu iþten, kendisiyle geldiðin þey ile mal dilerden, mallarýmýzdan sana mal topladýk ki, malý en çok olanýmýz olursun.
Eðer onunla þeref diler, seni bizim üzerimize efendi (baþkan) yapalým! Öyle ki, artýk sensiz bir iþe kat’i karar vermeyiz.
Eðer bu sana gelen þey, sana görünen cinden bir þey ise, sen onu kendiden çevirmeye kadir olmazsan biz, senin için tedavi ararýz ve seni ondan iyileþtirene kadar o hususta mallarýmýzý sarfediniz. Çünkü adamýn peþine düþen cin, tedavi olunmadan adama galib olur!
Nihayet Utbe sözünü bitirdiði zaman,onu dinleyen rasulullah (s.a.s.):
“Ya ebu Velid,sözünü bitirdin mi ?”buyurdu.
-Evet,dedi.
“O halde beni dinle ! “buyurdu.
-Dinliyorum,dedi.
Bunu üzerine Rasulullah (s.a.s.),Fussilet Sûresi’ni okumaya baþladý :
“Ha,Mim.
(Bu Kur’ân,)Rahman ve Rahim’den indirilmiþtir.
Bilen bir kavim için,ayetleri(çeþitli biçimlerde,birer birer)fasýllar halinde açýklanmýþ Arapça Kur’ân(veya okunan)Kitab’dýr.
Bir müjde verici ve bir uyarýcý olarak.Amma çogu yüz çevirdiler.Artýk onlar,dinlemezler.
Dediler Ki : “ Biz,kendisine Çaðýrdýðýn þeye karþý Kalblerimiz bir örtü içindedir.Kulaklarýmýzda bir aðýrlýk,bizimle senin aranda bir perde vardýr.Artýk sen,(yapabileceðini)yap,biz de gerçekten yapýyoruz.”
De Ki : “ Ben, ancak sizin benzeriniz olan bir beþerim.Bana yalnýzca,sizin ilâhýnýzýn bir tek Ýlâh olduðu vahyolunur.Öyleyse O’na yönelin ve O’na maðfiret dileyin.Vay hâline o müþriklerin.”
Ki onlar, zekat vermeyen ve ahireti inkâr edenlerdir.
Þübhesiz iman edip salih amellerde bulunanlar,onlar için kesintisiz bir ecir vardýr.
De Ki : “ Gerçekten siz mi yeri iki günde yarataný inkâr ediyor ve O’na bir takým eþler Kýlýyorsunuz ? O, Âlemlerin Rabbidir.
Orda(yerde) onun Üstünde Sarsýlmaz daðlar yarattý.Onda bereketler yarattý ve isteyip arayanlar için eþit olmak üzere ordaki rýzýklarý dört günde taktir etti.
Sonra duman hâlinde olan göðe yöneldi.böylece ona ve yere dedi Ki: “ isteyerek veya istemeyerek gelin.” Ýkisi de : “ Ýsteyerek (itaat ederek) geldik.” Dediler.
Böylece onlarý iki gün içinde yedi gök olarak tamamladý ve her bir göðe emrini vahyetti.Biz, dünya göðünü de kandillerle süsleyip donattýk ve bir koruma(altýna aldýk).Ýþte bu,üstün ve güçlü olan,bilen(Allah)’ýn taktiridir.
Bu durumda eðer onlar yüz çevirirlerse,artýk de Ki : “ Ben sizi, Ad ve Semud(kavimlerinin)yýldýrýmýna benzer bir yýldýrýmla uyardým.”(Fussilet,41/1-13 (20)
Rasulullah(s.a.s.),okumasýnýn bu ayetine gelince “ Utbe,ileri atýlarak elini peygamber(s.a.s.)’in aðzýna koydu.Allah hakký için,akrabalýk baðý için susmasýný O’ndan istedi.”(21)
Önceleri, hayat nizamý islâm’ýn egemen olduðu için bir “Daru’l-Ýslâm” iken, sonralarý Ýslâm’ýn hayattan uzaklaþtýrýlýp yasaklandýktan sonra, taðutlarýn þirk ve Küfürle egemen olduklarý bir “ Daru’l-Harb” e dönüþen Mekke’de, yegâne önderimiz Rasulullah (s.a.s.),Mekke’yi þirk ve küfür yasalarýyla yöneten ve islâm’ý kabul etmeyen taðutlarýn tekliflerine böyle cevap vermiþtir…
Rasulullah (s.a.s.),Kýyamete kadar Muvahhid Mü’min müslümanlarýn yegâne önderi ve hayat örneðidir…
Rabbimiz Allah Teâla þöyle buyurur:
“ De Ki: Eger siz Allah’ý seviyorsanýz bana uyun. Allah da sizi sevsin ve günahlarýnýzý baðýþlasýn. Allah, baðýþlayandýr, esirgeyendir.
De Ki : “ Allah’a ve Rasulüne itiaat edin. Eðer yüz çevirirlerse, þübhesiz Allah, kâfirleri sevmez.”(22)
Yegâne önderleri ve hayat örnekleri Rasulullah (s.a.s.)’e uymak ve itaat etmekle mükellef olan muvahhid mü’min müslümanlarýn “Daru’l-Harb” e dönüþmüþ Ýslâm topraklarýný iþgal edip þirk ve küfür hükümleriyle hükmeden egemen taðutlardan gelen,Ýmandan ve Ýslâm’dan taviz gerektiren her türlü uzlaþma tekliflerine karþý cevaplarý, Fussilet Sûresi’dir!.. Çünkü önderleri Rasulullah (s.a.s.)’in cevabý bu idi… Bu cevab asla deðiþmez!..
Enes b.Malik (r.a.)’dan.
Rasulullah (s.a.s.) þöyle buyurur:
“ (Ýþte benim sünnetim budur.)Her kim benim sünnetimden yüz çevirirse, O,benden deðildir.”(23)
1- Þura,42/7.
2- Âl-i Ýmrân,3/95-97
3- Rabbimiz Allah Teâlâ þöyle buyurur:
“Hani Rabbin, Meleklere: ‘Muhakkak Ben, yeryüzünde bir halife yaratacaðým’ demiþti.” Bakara,2/30.
4- Bakara,2/38.
5- Taha, 20/123-126.
6- A’râf, 7/24-25.
7- Ebu’l-Velîd Muhammed el-Erzakî, Kâbe ve Mekke Tarihi, çev. Y. Vehbi Yavuz, Ýst. 1980, sh.32.
8- Ýbn Kesîr, el-Bidaye Ve’n-Nihaye-Büyük Ýslâm Tarihi, çev. Mehmet Keskin, Ýst. 1994, C.1, sh.106
9- Hacc. 22/26-32.
10- Bakara, 2/126-132.
11- Enfal, 8/53.
12- Ýbn al-Kalbî, Putlar Kitabý, çev. Beyza (Düþüngen) Bilgin, Ýst. 2003, sh. 42.
13- Sahih-i Buhârî, Kitabu’l-Menâkýb. B.12, Hds.33
Kitabu’l-Tefsir, B.112, Hds. 145-146.
Sahih-i Müslim, Kitabu’l-Cenne, B. 13, Hds.51.
14- Lak,96/1-5.
15- “Kim Allah’ýn indirdiðiyle hükmetmezse, iþte onlar kâfirlerin ta kendileridir.”Mâide, 5/44.
“Kendi nefsini aþaðýlýk kýlandan baþka, Ýbrahim’in dininden kim yüz çevirir.” Bakara, 2/130.
16- “Kendi istek ve tutkularýný (hevasýný) ilâh edineni gördün mü? Þimdi ona karþý sen mi vekil olacaksýn.” Furkan, 25/43. Casiye, 45/23.
17- “onlar, hâlâ cahiliye hükmünü mü arýyorlar? Kesin bilgi ile inanan bir topluluk için hükmü, Allâh’tan daha güzel olan kimdir?” Mâide, 5/50.
18- “Onlarýn hidayete ermesi, senin üzerinde (bir yükümlülük) deðildir. Ancak Allâh, dilediðini hidayete erdirir.” Bakara, 2/272.
“Bu, Allâh’ýn hidayetidir. Kullarýndan dilediðini bununla hidayete erdirir.” En’âm, 6/88.
19- Zûmer, 39/64.
20- Ýbn Hiþam, Ýslam Tarihi – Siret-i Ýbn Hiþam Tercemesi, Çev. Hasan Ege, Ýst. 1985, C.1, Sh.389-390.
Muhammed ibn Ýshak, Siyer, çev. Sezai Özel, Ýst.1991,Sh.257-258.
Ýbn Kesir, el-Bidaye ve’n Nihaye – Büyük Ýslam Tarihi, çev. Mehmet Keskin, Ýst. 1994, C-3 Sh. 91-94.
Ýmam Muhammed b. Muhammed b. Süleyman er-Rûdânî, Cemûl – Fevâid, Büyük Hadis Külliyatý, çev. Naim Erdoðan, Ýst. 2003, C. 3, Sh. 257, Hds. 6393. Ya’lâ’dan, Cabir (r.a.)’ýn rivayetiyle.
el – Hafýz Ýbn Hacer el – Askalânî, Metâlibûl Âliye, çev. Hüseyin Kaya, Ýst. 2006, C. 5, Sh. 166, -168, Hds. 4285. Ýbn Ebi Þeybe, Ebu Ya’lâ ve Abd b. Humeyd’den. Cabir b. Abdullah (r. anhuma) rivayetiyle.
Not: Cabir b. Abdullah (r.anhuma)’nýn rivayetinde, Utba b. Rabia’nýn tekliflerinden birisi de þudur; “Eðer evlenmek istiyorsan, Kureyþ’in dilediðin kadýnýný seç. Seni, Kureyþ’in en güzel on kadýnýyla evlendirelim.”
21- Ýmam Kurtubî, el – Câmiu li Ahkâmi’l – Kur’ân, çev. M. Beþir Eryarsoy, Ýst. 2002, C. 15, Sh. 306.
Not: Diðer rivayetlerde Rasulullah (s.a.s.)’in Fussilet Sûresi’nin otuz yedinci ayetine kadar okuduðu ve secde ettiði beyan edilir.
22- Âl-i Ýmran, 3/31-32.
23- Sahîh-i Buhârî, Kitabu’n – Nikâh, B.1, Hds. 1,
Sahîh-i Müslim, Kitabu’n – Nikâh, B.1, Hds. 5.

Bu Makale 5046 defa okunmuþtur

 

Yazdýr

YAZARIN DÝÐER YAZILARI

©

12/02/2024 - 11:04 HESABA ÇEKÝLMEK

©

03/07/2017 - 15:52 EN GÜZEL SÖZLÜ OLMAK

©

01/02/2017 - 11:24 KENDÝLERÝNE MÜHLET VERÝLEN ZALÝMLER

©

07/11/2016 - 11:47 ALLAH'IN VELÎLERÝ KÝMLERDÝR?

©

18/10/2016 - 14:06 KUDÜS VE MESCÝD-Ý AKSÂ HAKKINDA BÖYLE BUYRULDU

©

27/09/2016 - 11:22 AZ GÜLÜP ÇOK AÐLAMAK!

©

10/08/2016 - 13:03 KALBLERÝ ÝÞGALDEN KURTARMAK

©

28/06/2016 - 12:04 CAHÝLLERÝ, CEHÂLETEN KURTARMAK

©

02/05/2016 - 12:18 MÜ'MÝNLERÝN MÝSALÝ

©

09/03/2016 - 14:01 EN HAYIRLI NESÝL BÖYLE ÝDÝ!

©

01/02/2016 - 10:59 DOSDOÐRU YOLDAN SAPMAMAK ÝÇÝN

©

04/01/2016 - 11:38 BÜYÜK CÝHAD

©

01/12/2015 - 13:49 EN HAYIRLI NESÝL BÖYLE ÝDÝ!

©

31/07/2015 - 14:48 Dosdoðru Yolun Eþkiyasý

©

06/05/2015 - 14:28 KALBE DAÝR

©

16/12/2014 - 12:16 AHDE VEFÂ, KATIKSIZ ÝMANIN GEREÐÝDÝR

©

23/10/2014 - 15:41 “BÝZ, ÜMMÎ BÝR ÜMMETÝZ!”

©

01/09/2014 - 15:35 ÜMMETÝN HELÂK SEBEBÝ

©

04/07/2014 - 15:08 KÝM KAZANDI?..

©

09/06/2014 - 11:09 ALLAH’IN KULU VE RASULÜ MESÝH ÝSA (A.S.)’IN HÝKMETLÝ BEYANLARINDAN

©

05/05/2014 - 12:39 MÜSLÜMANLARDAN ÝLKÝ OLMAK

©

09/04/2014 - 13:03 ZULÜMLE ABÂD OLANLAR

©

01/02/2014 - 14:16 MUVAHHÝD, MÜCAHÝD VE ÖNCÜ BÝR ÝSLÂM ÂLÝMÝ

©

04/12/2013 - 13:50 RASULULLAH (S.A.S.) E ÝTAAT

©

04/10/2013 - 14:26 ALLAH’IN SEVGÝSÝNÝ KAZANMA YOLLARI

©

12/08/2013 - 16:04 BU VASÝYET HEPÝMÝZE!

©

16/07/2013 - 13:09 Þirk: En Korkunç Münker

©

19/06/2013 - 16:40 ÞÝRK CEPHESÝNÝN TUZAK TEKLÝFLERÝ

©

20/05/2013 - 15:24 MÜ’MÝNÝN DEÐERÝNÝ BÝL!

©

18/04/2013 - 11:30 SEVGÝNÝN BEDELÝ

©

19/03/2013 - 14:46 CENNETLÝK KULUN AMELÝ

©

19/02/2013 - 11:36 CEMAAT VE AYRILIK

©

28/01/2013 - 13:39 KUR'AN'DA ÝMAN ÝLKELERÝ

©

24/12/2012 - 15:50 EZELÎ VE EBEDÎ BÝR UFUKTAN BAKMAK

©

24/12/2012 - 15:36 KUR'AN'DA ÝMAN ÝLKELERÝ

©

21/11/2012 - 14:04 TOPLUMSAL DEÐÝÞÝMÝN ÝLKESÝ

©

25/09/2012 - 12:31 ALLAH YALNIZ ANILINCA

©

23/07/2012 - 12:38 EY FIKIH OKUYANLAR, FIKHEDÝN!

©

04/06/2012 - 12:36 RASULULLAH (S.A.S.)’E MUHALEFET ETMEMEK

©

25/04/2012 - 15:42 DEÐERLENDÝRMEDE ÖLÇÜ

©

26/03/2012 - 12:43 "ÝSLÂM EN YÜCEDÝR!"

©

30/01/2012 - 11:45 TEVHÝD VE AHLÂK

©

02/01/2012 - 14:34 EHL-Ý SÜNNET’E GÖRE ULU’L-EMRE ÝTAAT

©

28/11/2011 - 14:02 AZ DA OLSA, DAÝMÎ ÝBADET

©

03/10/2011 - 12:32 ÂLÝMLER: TOPLUMUN ÖNDERLERÝ

©

05/09/2011 - 15:00 AMELLERÝ BOÞA GÝDENLER

©

01/08/2011 - 12:10 Zulmedenlere Meyletmeyin !

©

04/07/2011 - 14:25 YALNIZ ALLAH ÝÇÝN OLMAK

©

03/06/2011 - 15:01 Zilletlerini Düþünmeden Dinlerini Tartýþanlar

©

09/05/2011 - 12:25 Ümmet’in Diriliþi

©

11/04/2011 - 15:19 “Benim Rabbim Kim? Sorusuna Cevab Aramak

©

07/03/2011 - 14:31 Mü’minlerin Yolu

©

14/02/2011 - 13:30 ÜMMETÝN ZAYIF MÜ’MÝNLERÝ

©

06/01/2011 - 11:04 Felâketi Önlemek

©

02/12/2010 - 12:18 Allah’dan yardým dilemenin þartlarý: NAMAZ (2)

©

14/10/2010 - 18:18 Rasulullah (s.a.s.) Sevgisi

©

22/06/2010 - 12:49 Allah ve Rasulünden (s.a.s.) Müjde!

©

18/05/2010 - 11:42 Âl-i Cengiz Oyununa Gelmemek

©

16/04/2010 - 11:55 Allah’tan Baþkasýna Kulluk Yapanlar

©

22/03/2010 - 16:53 Þirk: En Korkunç Münker

©

21/01/2010 - 11:03 Mesuliyeti Ýdrak Etmek

©

23/11/2009 - 16:00 Batýla Tabi Olanlar

©

23/10/2009 - 09:56 Evla Olan Def-i Mefasiddir

©

24/09/2009 - 11:05 "Lâ Ýlâhe Ýllallah Deyin

©

24/07/2009 - 12:13 Mü’minlerin Yolu

©

25/06/2009 - 11:04 Tevhid Kalesine Sýðýnmak

©

01/06/2009 - 16:18 Ümmetin Hakemi : Kur’an Ve Sünnet

©

28/04/2009 - 16:47 Her Çaðda Deðiþmeyen Tavýr

©

07/04/2009 - 15:48 Deðerlendirmede Ölçü

©

09/03/2009 - 16:19 Allah ve Rasulü (s.a.s.)´in Lânetini Hak Edenler

©

17/11/2008 - 23:52 Tevhid ve Dünyevîleþmek

©

05/09/2008 - 13:36 Allah ve Rasulü(s.a.s.)’in Lânetlediði Toplum

©

30/05/2008 - 22:58 Allah’ýn Razý Olduðu Üç Þey

©

02/03/2008 - 16:19 Kur’ânî Sorumluluk
 
 

Site Ýçi Arama

19 Cemâziye'l-Evvel 1446 |  21.11.2024

Bir Ayet

Bismillahirrahmanirrahim

Muhakkak ki, Biz emaneti göklere, yere ve daðlara arz ettik (sunduk) da onlar bunu yüklenmekten kaçýndýlar ve ondan korktular.

Onu insan yüklendi. Doðrusu o, çok zalim, çok cahildir.


( Ahzâb sûresi - 72)

Bir Hadis

Hz. Ebu Umame (r.a.)' tan

Resulullah (s.a.v.) buyurdular ki:

"Kim, müslüman bir kiflinin hakk›n› yalan yemin ile al›rsa, Allah ona cehennemi vacib, cenneti ise haram k›lar."

Bir adam dedi ki: "Ya Resulallah bu az birfley olsa da m›?"

Buyurdu ki: "Misvak a€ac›ndan bir dal parças› olsa bile.."




Müslim

Bir Dua

“…Allah’ým! Ey Rabbimiz ve her þeyin Rabbi! Beni ve ailemi dünya ve ahirette her
an sana ihlasla baðlý kýl. Ey yücelik ve ikram sahibi!...”

(Ebû Dâvûd, Vitr, 25)

Hikmetli Söz

Eðer düþmanýn sana zarar vermesinden korkuyorsan iyilikle onun gönlünü baðlamalýsýn.

Canlý yayýn

Ýslam Ansiklopedisi

  Tasarým : Networkbil.NET

@2008 kuraniterbiye.Com