Ana Sayfa   |   Görüntülü Dersler  |  Sesli Dersler   |  Kur'an Araþtýrmalarý   |  Ýlmi YAZILAR   |  Aile Eðitim Yazýlarý   |  Çocuk Eðitimi Yazýlarý   |  Yazarlar  |  Ýletiþim

Kur`an-i Kerim ve Mealleri

Namaz Sureleri Tefsiri

Cuma (Tefsir) Dersleri

Hadis Dersleri

Cami Dersleri

Hz. Peygamberin Hayatý (s.a.v)

Ýnsaný Tanýmak (Radyo)

Tv Programlarý

Seminer ve Konferans

Kýsa Dersler

Özel Konular

Fýkhi Konular

Aile Eðitim Seminerleri

Foto Galeri

Üyelik Giriþi

Kull. Adı

:

Şifre

:
   

Ücretsiz Üyelik
Şifremi Unuttum

Güncel Videolar

Eðitimcilere ÖZEL
Gazze Duasý
Gençlerle Ýletiþim (Günýþýðý- Reþitpaþa​)
Uyumlu Evlilik Yöntemi (Bulgurlu)

Namaz Vakitleri

Sayaç

Sayac
Tekil (Bugün) 4240
Toplam 16410476
En Fazla 25928
Ortalama 2706
Üye Sayýsý 1193
Bugün Üye Olan 0
Online Ziyaretci
 

 
KALBLERÝ ÝÞGALDEN KURTARMAK
10/08/2016 - 13:03
 
Abdullah Dai
Kendisinden baþka hakk Ýlâh olamayan, yegâne hüküm sahibi ve hiç kimseyi hükmüne ortak etmeyen Âlemlerin Rabbi Allah Teâlâ þöyle buyurur:
"Asla, hayýr, onlarýn kazandýklarý, kalbleri üzerinde pas tutmuþtur." 1
 
Kazançlarýndan dolayý kalbleri kirlenen, paslanan bu kiþiler kimlerdir? Ne yaptýlar da kalbleri paslandý ve kirlendi?..
 
Rabbimiz Allah, onlarýn kimler olduklarýný ve neler iþlediklerini þöyle beyan buyuruyor:
 
"Noksan ölçüp tartanlarýn vah hâline.
 
Ki onlar, insanlardan ölçerek aldýklarýnda noksansýz alýrlar.
 
Kendileri onlara ölçtüklerinde veya tarttýklarýnda eksiltirler.
 
Yoksa onlar, diriltileceklerini sanmýyorlar mý?
 
Büyük bir günde.
 
Ýnsanlarýn, âlemlerin Rabbi için kalkacaðý günde.
 
Hayýr, fâcir olanlarýn kitabý, þübhesiz 'Siccîn'dedir.
 
Siccîn'in ne olduðunu sana öðreten nedir?
 
Yazýlý bir Kitab'dýr.
 
O gün, yalanlayanlarýn vay hâline.
 
Ki onlar, din gününü yalanlýyorlar.
 
Oysa onu, sýnýr tanýmaz, saldýrgan, günahkâr olandan baþkasý yalanlamaz.
 
Ona ayetlerimiz okunduðu zaman: ' Geçmiþlerin masallarýdýr ' dedi."2
 
Ýþte kalbleri kirlenmiþ ve pas tutmuþ insanlarýn vasýflarý bunlardýr… Bu vasýflarýn sahibleri, yani gerek inanç, gerekse amel yönüyle bozulan ve bozan kiþilerdir… Bulunduklarý toplumda maddî ve manevî fücûr iþleyen bu fâcirlerin yaptýklarý yanlarýna kâr kalmýyor ve mutlak adâlet sahibi Âlemlerin Rabbi Allah tarafýndan cezalandýrýlacaklardýr…
 
Þöyle buyurur Allah Azze ve Celle:
 
"Hayýr, gerçekten onlar, Rabblerinden perdelenerek - yoksun tutulmuþlardýr.
 
Sonra onlar, kuþkusuz cehenneme yollanacaklardýr.
 
Sonra onlara: ' Ýþte sizin yalanladýðýnýz (þey) budur ' denir." 3
 
Ýçinde bulunduklarý toplumu ifsâd eden bu kalbleri pas tutmuþ günahkârlar, toplumsal felâketin sebeblerini oluþturmakta ve engellenmedikleri vakit, korkunç felâkete sürüklenmek ân meselesi olur…
 
Þeyhu'l-Ýslâm Ebu's-Suûd Efendi (rh.a.), bu ayetleri tefsir ederken þu önemli tesbitte bulunuyor:
 
"Bu kelâm, onlarýn ölçüde ve tartýda iþledikleri hilenin ne denli korkunç bir günah olduðunu bildirmekte ve onlarýn bu cürretinden teaccüb ettirmektedir. Zira kýyamet günü ve onun hadiselerinin büyüklük ve korkunçluðu, bütün tarif ve ifâdelerin fevkindendir. O gün onlar, zerre miktarý ve hardal tanesi kadar olan amellerinden bile hasab vereceklerdir. Bu itibarla þübhe ve vehme yakýn zayýf bir zan ile de olsa, onun gerçekleþeceðini sanan kimse, bu gibi çirkinliklere cesaret edemez. O hâlde buna kesin olarak inanan kimse, nasýl cesaret edebilir!?" 4
 
Kýyamete kadar bütün insanlara gönderilen en son Nebî ve en son Rasul, Rasulullah Muhammed (s.a.s.), toplumsal felâkete sebeb olacak olaylardan dolayý merhamet olunmuþ ümmetini uyarmakta ve onlara nasihat etmektedir!..
 
Abdullah b. Ömer (r. anhuma) anlatýyor:
 
Rasulullah (s.a.s.), bize yönelerek þöyle buyurdu:
 
"Ey Muhacirler cemaatý, beþ þey vardýr ki onlarla mübtelâ olacaðýnýz zaman (hiçbir hayýr kalmaz). Ben, sizlerin o þeyler (dönemin)e eriþmenizden Allah'a sýðýnýrým.
 
(O þeyler þunlardýr: )
 
Bir milletin içinde zinâ - fuhuþ ortaya çýkýp nihayet o millet, bu suçu aleni olarak iþlediðinde tâun hastalýðý ve onlardan önce gelip geçmiþ milletlerde vukû bulmamýþ hastalýklar yayýlýr.
 
Ölçü ve tartýyý noksan yapan her millet, mutlaka kýtlýk, geçim sýkýntýsý ve baþlarýndaki hükümdarýn zulmü ile cezalandýrýlýrlar.
 
Mallarýnýn zekatýný vermekten imtinâ eden (çekinen) her millet, mutlaka yaðmurdan men'edilir (kuraklýk cezasýyla cezalandýrýlýr) ve hayvanlar olmazsa, onlara yaðmur yaðdýrýlmaz.
 
Allah'ýn ahdini ve Rasulünün ahdini bozan bir milletin baþýna mutlaka Allah, kendilerinden olmayan düþmaný musallat eder ve düþman, o milletinin elindekinin bazýsýný alýr.
 
Ve imamlarý (devlet adamlarý) Allah'ýn Kitabý ile amel etmeyip, Allah'ýn indirdiði hükümlerden iþlerine geleni seçtikçe (diðer hükümleri uygulamadýkça) Allah, onlarýn azabýný kendi aralarýnda kýlar (iç fitne, fesâd, terör ve anarþi gibi azablarla azablandýrýr)." 15
 
Toplumsal felâkete vesile olan adaletsizliðin önlenmesi için, kullarýna gerekeni beyan buyuran Rabbimiz Allah þöyle buyurur:
 
"Ölçtüðünüz zaman ölçüyü tam tutun ve dosdoðru bir tartýyla tartýn. Bu, daha hayýrlýdýr ve sonuç bakýmýndan daha güzeldir." 6
 
"Sakýn mizanda haksýzlýk ve taþkýnlýk yapmayýn.
 
Tartýyý adâletle tutup doðrultun ve tartýyý noksan tutmayýn." 7
 
"Ölçüyü ve tartýyý doðru olarak yapýn. Hiç bir nefse, gücünün kaldýrabileceði dýþýnda bir þey yüklemeyiz."8
 
Rabbimiz Allah Teâlâ, her þeyi bir ölçü ile yarattýðýný beyan buyurur:
 
"Göklerin ve yerin mülkü O'nundur, çocuk edinmemiþtir. O'na mülkünde ortak yoktur. Her þeyi yaratmýþ, ona bir düzen vermiþ, belli bir ölçüyle takdir etmiþtir." 9
 
"Allah, her þey için bir ölçü kýlmýþtýr."10
 
Ýnsanlar, yeryüzünde varlýklarýn tabiatýný bozmadan, adâletli davranýp huzurlu yaþamak istiyorlarsa, hem Ýlâhî ölçü ile yaratýlmýþlarý, hem de kendi aralarýndaki alýþ-veriþleri emrolunduklarý gibi dosdoðru davranarak, her þeyi olmasý gerekli olanýn yerine koyup dengeyi saðlamalý ve bozguncu olmamalýdýrlar… Baþta kendilerinden baþlayarak sosyal dengeyi bozmadan, yaratýlýþ gayeleri olan þirk koþmadan kendilerini, kendisini ibadet etsinler diye yaratan Allah Azze ve Celle'ye itaat etmeli ve kendilerine emanet edilen, onlara hizmet etmek için yaratýlan þeyleri israf etmeden, ayrýca cimrilik de yapmadan gereði ne ise öylece kullanmalýdýr… Ölçüyü aþmadan hareket ederek âdil olanlar, yeryüzünde mutlu ve huzurlu yaþamayý elde ederler…
 
"Þübhesiz Allah adâleti, ihsâný, yakýnlara vermeyi emreder." 11 diye buyuran yegâne Ýlâhýmýz Allah, adâletle davrananlarý sevdiðini beyan buyurur:
 
"Âdil davranýn. Þübhesiz Allah, âdil olanlarý sever." 12
 
Her iþte, her zaman ve her mekânda emrolunan ölçüde âdil olmak, katýksýz iman eden mü'min müslüman kullarýn olmazsa olmaz vazifesidir… Hangi çaðda ve hangi þartlarda olursa olsun, imkânlar nisbetinde adâleti ayakta tutmak kýnayýcýlarýn kýnanmasýndan çekinmeden üzerine düþen kulluk görevlerini yerine getirmek muvahhid þahsiyetlerin özelliklerinden… Bu özelliklerinden dolayý, yöneticilerinin "Allah'ýn indirdikleriyle hükmeden" "Daru'l-Ýslâm"da olsun, yöneticilerinin þirk ve küfür hükümleriyle hükmettiði "Daru'l-Harb"de olsun, muvvahid mü'minler imanlarýnýn gereði olan adâletli davranmayý ertelemez ve ötelemezler…
 
Son yüzyýldan bu yana topraklarý çaðdaþ zalim taðutlar tarafýndan iþgal edilen ve esaret altýnda bulunan mustaz'af mü'min müslümanlar, esaret zilletinin gereði bir çok kötülüklere ve haramlara zorlanmakta, hayata egemen olan þirk yasalarý ve kültürünün etkisinde kalarak günaha alýþtýrýlmaktadýrlar… Allah'ýn koyduðu ölçü aþýlmakta, sýnýrlar çiðnenmekte, masiyetler artmaktadýr… Bu sebeblerden dolayý haramlar iþlenmekte, günahlarýn içine dalýnmaktadýr… Ýslâm topraklarý, taðutî güçler tarafýndan iþgal edildiðinden bu yana, bu beldelerde yaþayan insanlarýn kalbleri ve beyinleri de taðutî eðitim ile tuðyan kültürü tarafýndan iþgal edilmiþ, yapýlan isyanlardan, iþlenen günahlardan dolayý pas tutar olmuþtur…
 
Ebu Hüreyre (r.a.)'ýn rivayetiyle Rasulullah (s.a.s.) þöyle buyurur:
 
"Mü'min, günah iþlediði zaman kalbinde siyah bir iz olur. Sonra o kiþi tevbe edip (nefsini o günahtan) çekip çýkarýr ve (Allah'dan) maðfiret dilerse, kalbi (o iz pasýndan) cilâlanýp temizlenir. Eðer mü'min, günahý fazlalaþtýrýrsa kalbindeki siyah iz (ve leke) fazlalaþýr. (Netice bütün kalbi iþgal eder.)
 
Ýþte Allah'ýn Kitabý'nda:
 
"Asla, hayýr, onlarýn kazandýklarý, kalbleri üzerinde pas tutmuþtur." (Mutaffifin, 83/14) ayetinde buyurduðu 'rân' budur." 13
 
Hadisin Þerhinde þunlar kaydedilmiþtir:
 
"Mü'min, bir günah iþlediði zaman bunun etkisiyle kalbinde manevî siyah bir leke oluþur.
 
Tuhfe yazarý o lekeyi, ayna ve kýlýç üstünde oluþan kir lekesine benzetir.
 
El-Karî de, beyaz kaðýda damlatýlan siyah mürekkep dalgasýna benzetir. Kalbde oluþan siyah is ve lekenin kapladýðý yer, iþlenen günahýn büyüklük ve aðýrlýk derecesine göredir. Sonra mü'min kul, iþlediði günahtan tevbe ve dönüþ yapýp günahý kesinlikle terk eder ve Allah'dan maðfiret ve baðýþlanmasýný dilerse, kalbi cilâlanýr. Yani, kalbinin aynasý arýnýp temizlenir. Çünkü tevbe ve istiðfar gerçek olduðu zaman kalbin cilâsýdýr. Þayet kul, günah iþlemeye devam ederse, o leke geliþir, büyür ve nihayet kalbi tamamen kaplar, nûrunu söndürür ve basireti körletir.
 
Tuhfe yazarý, bundan sonra 'Rân' ve 'Reyn' kelimelerinin asýl mânâsý bir þeyi örten, kaplayan örtüdür. Bu örtü, cilâlý, bir maddenin üstündeki pas gibidir, der ve Teybî'den naklen þu bilgiyi verir:
 
Rân ve Reyn, ayný mânâyý ifâde eden iki kelimedir. Bu ayet, kâfirler hakkýndadýr. Ancak mü'min kiþi, günah iþlemek sûretiyle kalbinin kararmasý ve günah iþlemeye devam etmesi yüzünden kalbinin kararmasýnýn fazlalaþmasý bakýmýndan kâfirlere benzer.
 
Ýbnu'l-Melik demiþtir ki:
 
Bu ayet, kâfirler hakkýndadýr. Fakat Rasul-i Ekrem (s.a.s.), mü'minleri korkutmak için bunu okumuþ ki, mü'minler günahlarý çoðaltmaktan sakýnsýnlar ve kâfirlerin kalbleri karardýðý gibi, onlarýn kalbleri de kararmasýn. Bunun içindir ki: Günahlar, küfrün postasýdýr, demiþler." 14
 
"Müfessirlerde böyle demiþlerdir. Bu, kalb kararýncaya kadar günah üstüne günah iþlemektir.
 
Mücahid (rh.a.) dedi ki:
 
- Bu, bir günah iþleyip günahýn kalbini çepeçevre kuþattýðý, sonra tekrar bir günah daha iþleyip bu günahýn da kalbini çepeçevre kuþattýðý ve nihayet günahlar kalbini tamamen örtüp perdelediði kimselerdir.
 
Bu buyruk, Bakara Suresin'de yer alan:
 
"Hayýr, kim bir kötülük iþler ve günahý kendisini çepeçevre kuþatýrsa." 15 ayeti gibidir.
 
Buna yakýn bir açýklamayý yapan el-Ferrâ þöyle der:
 
- Yüce Allah, böylelerinin çokça masiyet ve günah iþlediklerini ve bunun kalblerini çepeçevre kuþattýðýný anlatmaktadýr. Ýþte kalblerin üzerinin perdelenmesi, örtülmesi budur.
 
Yine, Mücahid (rh.a.)'in þöyle dediði rivayet edilmiþtir:
 
- Kalb, bir maðaraya benzer.
 
Mücahid, elini kaldýrdý:
 
- Kul, bir günah iþledi mi kalb büzülür, dedi ve bir parmaðýný kapattý.
 
- Bir günah iþledi mi yine içeri doðru çekilir, dedi ve diðer parmaðýný kapattý.
 
Sonunda bütün parmaklarýný kapattý:
 
- Ve nihayet artýk onun kalbine mühür basýlýr. Onlar (bizden önceki âlimler), iþte reyn (kalbin örtülmesi) bu olduðu görüþünde idiler.
 
(Mucahid,) daha sonra:
 
"Asla, hayýr, onlarýn kazandýklarý, kalbleri üzerinde pas tutmuþtur." buyruðunu okudu.
 
Bunun bir benzeri ayný þekilde Huzeyfe (r.a.)'dan da rivayet edilmiþtir.
 
Bekr b. Abdullah dedi ki:
 
- Kul, günah iþledi mi kalbinde iðne batmýþ gibi bir iz olur. Sonra ikinci bir defa daha günah iþledi mi ayný þey olur. Nihayet günahlar çoðaldý mý bu sefer kalb bir elek yahud bir kalbur gibi olur. Hayýr diye bir þeyin farkýna varma ve o kalbde salâh diye bir þey sebat bulunmaz!" 16
 
Ayet-i kerimede geçen ve "Kalblerini paslandýrmýþtýr" þeklinde terceme edilen "Rân" kelimesi için þu açýklamalarda yapýlmýþtýr:
 
Abdullah b. Abbas (r. anhuma):
 
- Kalbleri mühürlenmiþtir, demiþtir.
 
Ýmam Hasan el-Basrî ve Katâde ise:
 
- Günahlar üst üste gelerek, kalbi körletir ve onu öldürür, demiþlerdir. 17
 
Çaðdaþ müstekbir taðutlar tarafýndan iþgal edilen Ýslâm topraklarýnda esaret ve zillet hayatýna devam eden müslüman kitleler, el birliði yapýp kendilerini günahlardan korumaya çalýþmalý, kalblerini ve beyinlerini iþgalden kurtarmalarý gerekir ki, bedenleri esaretten kurtulmuþ olsun…
 
Huzeyfe b. el-Yemân (r. anhuma)'nýn rivayetiyle Rasulullah (s.a.s.) þöyle buyurur:
 
"Fitneler, kalblere (týpký) hasýr çubuklarý gibi dal dal arzolunur. Artýk onlar, hangi kalbe iþlerlerse, o kalbde siyah bir leke hasýl olur. Hangi kalb onlarý kabul etmezse, o kalbde de beyaz bir leke meydana gelir. Böylece iki kalbe yerleþirler. (Bu kalblerden) biri cilâlý taþ gibi bembeyazdýr ve göklerle yer durdukça ona hiçbir fitne zarar vermez. Ötekine gelince: O, alaca siyahtýr, tepesi aþaðý duran destî gibidir. Ne bir ma'ruf tanýr, ne de bir münkeri inkâr eder. Yalnýz içine iþleyen hevâ ve hevesini bilir."18
 
"Fitnelerin kalbe yerleþmesi, hasýra benzetilmiþtir. Buradaki, 'arz olunur' tabirinden murad, fitnenin kalbe hasýr gibi döþenmesi, yani yerleþmesidir. Hasýr üzerinde yatan bir kimseye, hasýr nasýl yapýþýrda vücûdunda iz býrakýrsa, fitnede ayný þekilde kalbe yerleþir ve orada iz býrakýr.
 
'Dal dal arzolunmak 'dan maksad, bazýlarýna göre fitnenin tekerrürüdür. 'Hasýr gibi ' tabiri de, hasýr dokur gibi demektir. Yani, hasýr dokuyan kimse, hasýr çubuklarýný nasýl birer birer örerse fitneler de peyder pey zuhur edecektir.
 
Hadiste, fitnenin tesirine kapýlmayan kalbler mücellâ taþa, fitneyi kabul edenler de, tepesi aþaðý çevrilmiþ destîye benzetilmiþtir. Yani, hayýr kabul etmeyen bir kalb, içinde su kalmayan ters çevrilmiþ destîye benzer."19
 
Muvvahhid mü'minler, en zor þartlarda bile Allah'a itaate devam ederken, kendilerini ve çoluk -çocuklarýný yakacaðý insanlar ve taþlar olan cehennem ateþinden korumalýdýrlar… Yani, kendilerini cehennemlik edecek inanýþlardan, fikirlerden, sözlerden ve amellerden uzak tutmalýdýrlar… Birlik ve beraberlik içinde imkânlarýnýn elverdiði ölçüde Allah'ýn ipi olan Kur'ân'ý Kerim'e ve onun hayata uygulanýþý olan Rasulullah (s.a.s.)'in Sünneti'ne sýmsýký sarýlmalý, daðýlmamalý, parçalanmamalýdýrlar… Bu birlik içinde birbirlerini denetlemeli, hakký ve sabrý tavsiye ederken, iyiliðin emri ve kötülüðün nehyini gündemde tutmalýdýrlar…
 
Enes (r.a.) rivayet eder.
 
Rasulullah (s.a.s) þöyle buyurur:
 
"Þübhesiz Kalbler, týpký demir gibi paslanýr. Onlarýn cilâsý istiðfârdýr." 20
 
Aðaar el-Muzenî (r.a.)'dan.
 
Rasulullah (s.a.s.) þöyle buyurur:
 
"Gerçek þu ki, bazan kalbim perdelenir (gaflet çöker). Amma ben, Allah'a günde yüz defa istiðfâr ederim." 21
 
Bütün cahilî düþünce, ideoloji, düzen, hâl ve hareketlerden kaynaklanan her günahtan tevbe ve istiðfâr edilmeli…
 
Ýslâm'ýn mahkum, þirk ve küfrün hakim kýlýndýðý iþgal altýndaki Ýslâm topraklarýnda kalbler ve beyinlerin de taðutî ideolojiler tarafýndan iþgal edildiði malumdur… Mü'min müslümanlar, iþgalden kurtuluþ mücadelesini bütün imkânlarýný kullanarak gündeme getirdikleri bu günlerde, hem topraklarýný, hem kalblerini ve beyinlerini, hem de bedenlerini iþgalci taðutî güçlerin egemenliðinden kurtarýp hürriyete kavuþturmalýdýrlar… Kurtuluþu, hem maddî, hem de manevî cephesiyle gerçekleþtirmelidirler…
 
Ýbn Abbas (r. anhuma) anlatýyor:
 
Bir gece namaza kalktýðý zaman Rasulullah (s.a.s.)'in þöyle duâ ettiðini iþittim:
 
"Allahým, Senin yanýndan, onunla kalbimi hidayet edeceðin, iþlerimi toplayacaðýn, daðýnýklýðýmý düzene koyacaðýn, iç âlemimi ýslâh edeceðin, dýþ âlemimi yükselteceðin, amelimi tezkiye edeceðin, rüþtümü bana ilhâm edeceðin, ülfetimi çevireceðin ve beni her kötülükten koruyacaðýn bir rahmet istiyorum Senden." 22
 
Bütün varlýðýmýzla yegâne Rabbimiz Allah Teâlâ'ya yönelip kendisine kalî duâda bulunup yalnýz O'ndan isterken, fiilî duâmýzý asla unutmamalýyýz!.. Rabbimiz Allah'dan isterken, bize düþen görevimizi emrolunduðu gibi dosdoðru olmak üzere yerine getirmemiz ânýn vâcibi olduðunu devamlý hatýrda tutmalýyýz…
 
Önce ferd ferd kalblerin ve beyinlerin iþgalden kurtulmasý, böylece bedenlerin esaretten hürriyete kavuþmasý gerçekleþtirilmeli, sonra ifsâd edilen toplumun ýslâhý ve inkýlâbý için gayret etmeliyiz…
 
Kurtuluþun fecr-i sadýkýna direnenler, gün yüzünü görmeyi hak ederler!
 
Dipnot
 
1) Mutaffifin, 83/14.
 
2) Mutaffifin, 83/1-13.
 
3) Mutaffifin, 83/15-17.
 
4) Þeyhulislâm Ebusssuûd Efendi, Ebussuûd Tefsiri, çev. Ali Akýn, Ýst. 2007, C. 12, Sh. 5755.
 
5) Sünen-i Ýbn Mace, Kitabu'l-Fiten, B. 22, Hds. 4019.
 
Hâkim en-Nîsâbûrî, el-Müstedrek Ale's-Sahihayn, çev. M. Beþir Eryarsoy, Ýst. 2013, C. 11, Sh. 232-233, Hds. 8667.
 
Ýmam Hafýz el-Munzirî, Hadislerle Ýslâm Terðib ve Terhib, çev. A. Muhtar Büyükçýnar, Vdð. Ýst. T.y. C. 2, Sh. 207-208, Hds. 20. C. 4, Sh. 57, Hds. 3. Bezzâr ve Beyhakî'den.
 
6) Ýsra, 17/35.
 
7) Rahman, 55/8-9.
 
8) En'âm, 6/152.
 
9) Furkan, 25/2.
 
10) Talak, 65/3.
 
11) Nahl, 16/90.
 
12) Hucurat, 49/9.
 
13) Sünen-i Ýbn Mace, Kitabü'z-Zühd, B. 29, Hds. 4244.
 
Sünen-i Tirmizî, Kitabu Tefsiru'l-Kur'ân, B. 74, Hds. 3552.
 
Ýmam Ahmed b. Hanbel, Müsned, çev. Hüseyin Yýldýz, Vdð. Ýst. 2014, C. 16, Sh. 672, Hds. 24372.
 
Hâkim en-Nîsâbûrî, el-Müstedrek, C. 5, Sh. 671, Hds. 3963.
 
Ýmam Nesâî, es-Sünenü'l-Kübrâ, çev. Hüseyin Yýldýz, Ýst. 2011, C. 9, Sh. 240, Hds. 10179.
 
Ýmam Nesâî, Hadisle Iþýðýnda Günlük Hayat - Amelu'l-Yevmi ve'l-Leyle, çev. Mehmet Yolcu, Ýst. 1999, C. 1, Sh. 430, Hds. 418.
 
Nûreddin el-Heysemî, Sahih-i Ýbn Hibbân Zevâidi, çev. Hasan Yýldýz, Ýst. 2012, C. 2, Sh. 244, Hds. 1771. Sh. 600, Hds. 2448.
 
14) Haydar Hatipoðlu, Sünen-i Ýbn Mace Tercemesi ve Þerhi, Ýst. 1983, C. 10, Sh. 521.
 
15) Bakara, 2/81.
 
16) Ýmam Kurtubî, el-Câmiu Li Ahkâmi'l-Kur'ân, çev. M. Beþir Eryarsoy, Ýst. 2013, C. 18, Sh. 480.
 
17) Ebu Cafer Muhammed b. Cerîr et-Taberî, Taberî Tefsiri, çev. Hasan Karakaya - Kerim Aytekin, Ýst. 1996, C. 9, Sh. 38.
 
Ýmam Hafýz Ýbn Kesir, Ýbn Kesir Tefsiri, çev. M. Beþir Eryarsoy, Ýst. 2012, C. 12, Sh. 45.
 
18) Sahih-i Müslim, Kitabu'l-Ýman, B. 65, Hds. 231.
 
19) Ahmed Davudoðlu, Sahih-i Müslim Terceme ve Þerhi, Ýst. T.y. C. 2, Sh. 20.
 
20) Taberânî, Mu'cemu's-Saðir Tercüme ve Þerhi, çev. Ýsmail. Mutlu, Ýst. 1996, C. 1, Sh. 484, Hds. 359.
 
21) Sahih-i Müslim Kitabu'z-Zikr, B. 12, Hds. 41.
 
Sünen-i Ebu Davud, Kitabu'l-Vitr, B. 26, Hds. 1515.
 
Ýmam Nesâî, Hadisle Iþýðýnda Günlük Hayat, C. 1, Sh. 445-446, Hds. 442.
 
Ýmam Ahmed b. Hanbel, Müsned, C. 16, Sh. 671, Hds. 24371.
 
Ýmam Nesâî, es-Sünenü'l-Kübrâ, C. 9, Sh. 250-251, Hds. 10203-10204.
 
22) Sünen-i Tirmizî, Kitabu'd-Daavât, B. 29, Hds. 3641.        
 
                                              
 
Abdullah DÂÝ / Vuslat dergisi

Bu Makale 5203 defa okunmuþtur

 

Yazdýr

YAZARIN DÝÐER YAZILARI

©

12/02/2024 - 11:04 HESABA ÇEKÝLMEK

©

03/07/2017 - 15:52 EN GÜZEL SÖZLÜ OLMAK

©

01/02/2017 - 11:24 KENDÝLERÝNE MÜHLET VERÝLEN ZALÝMLER

©

07/11/2016 - 11:47 ALLAH'IN VELÎLERÝ KÝMLERDÝR?

©

18/10/2016 - 14:06 KUDÜS VE MESCÝD-Ý AKSÂ HAKKINDA BÖYLE BUYRULDU

©

27/09/2016 - 11:22 AZ GÜLÜP ÇOK AÐLAMAK!

©

10/08/2016 - 13:03 KALBLERÝ ÝÞGALDEN KURTARMAK

©

28/06/2016 - 12:04 CAHÝLLERÝ, CEHÂLETEN KURTARMAK

©

02/05/2016 - 12:18 MÜ'MÝNLERÝN MÝSALÝ

©

09/03/2016 - 14:01 EN HAYIRLI NESÝL BÖYLE ÝDÝ!

©

01/02/2016 - 10:59 DOSDOÐRU YOLDAN SAPMAMAK ÝÇÝN

©

04/01/2016 - 11:38 BÜYÜK CÝHAD

©

01/12/2015 - 13:49 EN HAYIRLI NESÝL BÖYLE ÝDÝ!

©

31/07/2015 - 14:48 Dosdoðru Yolun Eþkiyasý

©

06/05/2015 - 14:28 KALBE DAÝR

©

16/12/2014 - 12:16 AHDE VEFÂ, KATIKSIZ ÝMANIN GEREÐÝDÝR

©

23/10/2014 - 15:41 “BÝZ, ÜMMÎ BÝR ÜMMETÝZ!”

©

01/09/2014 - 15:35 ÜMMETÝN HELÂK SEBEBÝ

©

04/07/2014 - 15:08 KÝM KAZANDI?..

©

09/06/2014 - 11:09 ALLAH’IN KULU VE RASULÜ MESÝH ÝSA (A.S.)’IN HÝKMETLÝ BEYANLARINDAN

©

05/05/2014 - 12:39 MÜSLÜMANLARDAN ÝLKÝ OLMAK

©

09/04/2014 - 13:03 ZULÜMLE ABÂD OLANLAR

©

01/02/2014 - 14:16 MUVAHHÝD, MÜCAHÝD VE ÖNCÜ BÝR ÝSLÂM ÂLÝMÝ

©

04/12/2013 - 13:50 RASULULLAH (S.A.S.) E ÝTAAT

©

04/10/2013 - 14:26 ALLAH’IN SEVGÝSÝNÝ KAZANMA YOLLARI

©

12/08/2013 - 16:04 BU VASÝYET HEPÝMÝZE!

©

16/07/2013 - 13:09 Þirk: En Korkunç Münker

©

19/06/2013 - 16:40 ÞÝRK CEPHESÝNÝN TUZAK TEKLÝFLERÝ

©

20/05/2013 - 15:24 MÜ’MÝNÝN DEÐERÝNÝ BÝL!

©

18/04/2013 - 11:30 SEVGÝNÝN BEDELÝ

©

19/03/2013 - 14:46 CENNETLÝK KULUN AMELÝ

©

19/02/2013 - 11:36 CEMAAT VE AYRILIK

©

28/01/2013 - 13:39 KUR'AN'DA ÝMAN ÝLKELERÝ

©

24/12/2012 - 15:50 EZELÎ VE EBEDÎ BÝR UFUKTAN BAKMAK

©

24/12/2012 - 15:36 KUR'AN'DA ÝMAN ÝLKELERÝ

©

21/11/2012 - 14:04 TOPLUMSAL DEÐÝÞÝMÝN ÝLKESÝ

©

25/09/2012 - 12:31 ALLAH YALNIZ ANILINCA

©

23/07/2012 - 12:38 EY FIKIH OKUYANLAR, FIKHEDÝN!

©

04/06/2012 - 12:36 RASULULLAH (S.A.S.)’E MUHALEFET ETMEMEK

©

25/04/2012 - 15:42 DEÐERLENDÝRMEDE ÖLÇÜ

©

26/03/2012 - 12:43 "ÝSLÂM EN YÜCEDÝR!"

©

30/01/2012 - 11:45 TEVHÝD VE AHLÂK

©

02/01/2012 - 14:34 EHL-Ý SÜNNET’E GÖRE ULU’L-EMRE ÝTAAT

©

28/11/2011 - 14:02 AZ DA OLSA, DAÝMÎ ÝBADET

©

03/10/2011 - 12:32 ÂLÝMLER: TOPLUMUN ÖNDERLERÝ

©

05/09/2011 - 15:00 AMELLERÝ BOÞA GÝDENLER

©

01/08/2011 - 12:10 Zulmedenlere Meyletmeyin !

©

04/07/2011 - 14:25 YALNIZ ALLAH ÝÇÝN OLMAK

©

03/06/2011 - 15:01 Zilletlerini Düþünmeden Dinlerini Tartýþanlar

©

09/05/2011 - 12:25 Ümmet’in Diriliþi

©

11/04/2011 - 15:19 “Benim Rabbim Kim? Sorusuna Cevab Aramak

©

07/03/2011 - 14:31 Mü’minlerin Yolu

©

14/02/2011 - 13:30 ÜMMETÝN ZAYIF MÜ’MÝNLERÝ

©

06/01/2011 - 11:04 Felâketi Önlemek

©

02/12/2010 - 12:18 Allah’dan yardým dilemenin þartlarý: NAMAZ (2)

©

14/10/2010 - 18:18 Rasulullah (s.a.s.) Sevgisi

©

22/06/2010 - 12:49 Allah ve Rasulünden (s.a.s.) Müjde!

©

18/05/2010 - 11:42 Âl-i Cengiz Oyununa Gelmemek

©

16/04/2010 - 11:55 Allah’tan Baþkasýna Kulluk Yapanlar

©

22/03/2010 - 16:53 Þirk: En Korkunç Münker

©

21/01/2010 - 11:03 Mesuliyeti Ýdrak Etmek

©

23/11/2009 - 16:00 Batýla Tabi Olanlar

©

23/10/2009 - 09:56 Evla Olan Def-i Mefasiddir

©

24/09/2009 - 11:05 "Lâ Ýlâhe Ýllallah Deyin

©

24/07/2009 - 12:13 Mü’minlerin Yolu

©

25/06/2009 - 11:04 Tevhid Kalesine Sýðýnmak

©

01/06/2009 - 16:18 Ümmetin Hakemi : Kur’an Ve Sünnet

©

28/04/2009 - 16:47 Her Çaðda Deðiþmeyen Tavýr

©

07/04/2009 - 15:48 Deðerlendirmede Ölçü

©

09/03/2009 - 16:19 Allah ve Rasulü (s.a.s.)´in Lânetini Hak Edenler

©

17/11/2008 - 23:52 Tevhid ve Dünyevîleþmek

©

05/09/2008 - 13:36 Allah ve Rasulü(s.a.s.)’in Lânetlediði Toplum

©

30/05/2008 - 22:58 Allah’ýn Razý Olduðu Üç Þey

©

02/03/2008 - 16:19 Kur’ânî Sorumluluk
 
 

Site Ýçi Arama

19 Cemâziye'l-Evvel 1446 |  21.11.2024

Bir Ayet

Bismillahirrahmanirrahim

Allah uðrunda nasýl cihâd etmek gerekiyorsa, öyle cihâd edin! O sizi seçmiþ ve dinde üzerinize hiçbir zorluk kýlmamýþtýr. Babanýz Ýbrâhîm’in dîninde de(böyleydi).
O (Allah), gerek daha önce(ki kitablarda), gerekse bunda (Kur’ân’da) sizi “Müslümanlar” diye isimlendirdi ki, resuller size þâhid olsun ve (siz de) bütün insanlara þâhidler olasýnýz! Öyle ise namazý dosdoðru kýlýn, zekâtý verin ve Allah’e sýmsýký tutunun! O sizin mevlâ’nýzdýr.
Ýþte O ne güzel mevlâ ve ne güzel nasirdir! (yardýmcýdýr)



( Hacc Suresi - 78)

Bir Hadis

Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:

“(Hakîkî) zenginlik, mal çokluðundan deðildir. (Hakîkî) zenginlik ancak nefis zenginliði (kanâat etmek)dir.”

(Müttefekun aleyh)

Bir Dua

Hz. Peygamber (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur:

“Rabbim! Bütün iþlerimdeki ölçüsüzlüðümü, cahilliðimi ve hatamý baðýþla. Sen bunlarý benden daha iyi biliyorsun.”


(Buhârî, Deavât, 60)

Hikmetli Söz

Kula sadakat yaraþýr,
görse de ikrah.

Yardýmcýsýdýr,
doðrularýn Hazret-i
Allah.

Canlý yayýn

Ýslam Ansiklopedisi

  Tasarým : Networkbil.NET

@2008 kuraniterbiye.Com