Ana Sayfa   |   Görüntülü Dersler  |  Sesli Dersler   |  Kur'an Araþtýrmalarý   |  Ýlmi YAZILAR   |  Aile Eðitim Yazýlarý   |  Çocuk Eðitimi Yazýlarý   |  Yazarlar  |  Ýletiþim

Kur`an-i Kerim ve Mealleri

Namaz Sureleri Tefsiri

Cuma (Tefsir) Dersleri

Hadis Dersleri

Cami Dersleri

Hz. Peygamberin Hayatý (s.a.v)

Ýnsaný Tanýmak (Radyo)

Tv Programlarý

Seminer ve Konferans

Kýsa Dersler

Özel Konular

Fýkhi Konular

Aile Eðitim Seminerleri

Foto Galeri

Üyelik Giriþi

Kull. Adı

:

Şifre

:
   

Ücretsiz Üyelik
Şifremi Unuttum

Güncel Videolar

Eðitimcilere ÖZEL
Gazze Duasý
Gençlerle Ýletiþim (Günýþýðý- Reþitpaþa​)
Uyumlu Evlilik Yöntemi (Bulgurlu)

Namaz Vakitleri

Sayaç

Sayac
Tekil (Bugün) 4385
Toplam 16410621
En Fazla 25928
Ortalama 2706
Üye Sayýsý 1193
Bugün Üye Olan 0
Online Ziyaretci
 

 
Felâketi Önlemek
06/01/2011 - 11:04
 
Abdullah Dai
En son Rasul ve en son Nebî önderimiz Rasulullah(s.a.s.)'dan önceki ümmetlere de O'nun gibi Nebîler ve Rasuller gönderilmiþti...

"Andolsun, senden önceki ümmetlere(peygamber) gönderdik de onlarý dayanýlmaz zorluk (yoksulluk) ve sýkýntýlarla çeviriverdik. Umulur ki yalvarýrlar diye.
 Onlara zorlu azabýmýz geldiði zaman yalvarmalarý gerekmez miydi? Amma onlarýn kalbleri katýlaþtý ve þeytan onlara yapmakta olduklarýný çekici (süslü) gösterdi.
 Derken kendilerine hatýrlatýlan (Îlâhî) teblið ve hükümleri) unuttuklarýndan, onlarýn üzerlerine her þeyin kapýlarýný açtýk. Öyle ki, kendilerine verilen þeylerle sevince kapýlýp þýmarýnca, onlarý apansýz yakalayýverdik. Artýk onlar, umutlarý suya düþenler oldular.
Böylece zulmeden topluluðun kökü kurutuldu. Hamd, âlemlerin Rabbi olan Allah'adýr." (1)
    En son Rasul ve en son Nebî önderimiz Rasulullah(s.a.s.)'dan önceki ümmetlere de O'nun gibi Nebîler ve Rasuller gönderilmiþti... Onlar da, Allah'ýn kelâmýyla uyarmýþ, þirkten, küfür ve taðuttan vazgeçip, tamamen reddederek, Allah'a iman edip salih ameller iþledikçe müjdelendiler... Allah'a ve Rasulune iman etmeyi reddedip þirk koþarak, taðutlara kulluða devam etmeleri hâlinde ilâhî azapla korkutuldular... Onlar, inadî küfrün içine girdiler ve þirk bataklýðýna saplandýlar... Rasullerin, Allah'dan indirilen vahyi teblið ederken, onlarý dinlemediler, kulaklarýný týkadýlar, kalblerini kapadýlar, gözlerini ve beyinlerini cehâlet perdesiyle örttüler...
    O taðuta kul olan müþrikler ve onlarý sömüren elebaþlarý, Tevhid'e karþý böyle davranýnca Allah Teâlâ, onlarý çeþitli zorluklarla imtihan etti... onlara çeþitli sýkýntýlar verdi... ola ki, bu sýkýntýlardan kurtulmak için yeðane Rabbleri Allah'a dönerler, iman eder, dinler ve itaata baþlarlar diye... Fakat o kaþarlanmýþ müþriklerin kalbleri katýlaþmýþ, pas üstüne pas tutmuþ, beyinleri dumura uðramýþtý... Ýnsanlarýn en büyük düþmaný olan þeytan onlara, Allah'a koþtuklarý þirklerini ve tuðyanlarýný süslü-çekici göstermiþtir... Bundan dolayý þirk ideolojilerinde küfür düzenlerinde ayak dirediler ve Ýslâm'ý kabul etmediler...
    Yaratýlýþ gayelerine ters düþen bu toplumlar, Allah'a ibadet etmemek için direnip müstekbirleþtiler... Baþlarýna gelen sýkýntýlar, müsibet ve belâlar, onlarýn kalb katýlýðýndan dolayý küfürlerini ve isyanlarýný arttýrdý...
    Hâlbuki, yanlýzca Allah'a ibadet etsinler diye yaratýlan bu insanlar, ilâhî davete icabet etmeliydiler... Fýtratlarýna uygun olan Ýslâm'a iman etmeli, gereði gibi amel iþlemeli ve yegâne Rabbleri Allah'a duâ etmeliydiler...
"Rabbimiz dedi ki: 'Bana duâ edin,size icabet edeyim.' Doðrusu bana ibadet etmekten büyüklenen (Müstekbir)ler, cehenneme boyun bükmüþ kimseler olarak gireceklerdir." (2)
    Dünya hayatýnda imtihan olunan insanlar, akledip fýkhedip, tefekkür ederek Rabbleri ve ilâhlarý Allah'a iman etmeli kendilerine ulaþan imam ve Ýslâm davetini kabul eylemeli deðiller miydi? Muvahhid Mü'min þahsiyetiyle imtihan sýrasýnda kalbleri daha yumuþamalý, sabýrlarý ve küfürleri artmalý ve Rabbleri Allah'a duâlarla ibadetlerini olgunlaþtýrmalý deðiller miydi?...
    Suheyb (r.a.)'ýn rivayetiyle Rasulullah (s.a.s.) þöyle buyurur:
" Mü'minin iþine þaþarým. Gerçekten onun bütün iþleri hayýrlýdýr. Bu, mü'minden baþka hiç kimsede yoktur.
Kendisine varlýk isabet ederse, þükreyler. Bu, onun için hayýrlý olur. Darlýk isabet ederse, sabreyler. Bu da onun için hayýr olur." (3)
    Muvahhid mü'minlerin tavrý bu idi, ya katý yürekli inkârcý müþrik taðutlarýn tavrý!.. Allah'a kul olmalarý emredilen ve yanlýzca Allah'a ibadet etmek için yaratýlan kullarý, kendilerine kul etmemek, kul olmalarý gerekli rab ve ilâh olmaya kalkýþmak... Evet, eðemen taðutlarýn haddini aþmýþ tavýrlarýydý bu!..
"Derken, kendilerine hatýrlatýlaný (ilâhî teblið ve hükümleri) unuttuklarýnda, onlarýn üzerlerine her þeyin kapýlarýný açtýk....."
Bu ayetin tefsirinde Ýmam Fahreddin er-Râzî (rh.a.) þunlarý beyan ediyor:
"Bu ayette, onlar, kendilerine hatýrlatýlmýþ olan hastalýk ve yoksulluðu unuttuklarýnda, onlara herþeyin kapýsýný açarak, onlarý hakirlik ve yoksulluktan kurtarýp rahat, bolluk ve çeþitli nimetlere sevkedeceðini beyan buyurdu. Bundan maksad ise þudur:
    Allah Teâlâ onlara, bazen musibet ve belâlarý musallat kýlmak suretiyle muâmele etmiþ amma onlar, bundan gereken istifadeyi elde edememiþlerdir. Bunun üzerine de Allah onlarý, bu durumun aksi olan baþka bir hâle geçirmiþtir ki bu da, onlara her türlü hayrýn kapýlarýný açmasý, onlar için sürür ve saadet vesilelerini kolaylaþtýrmasýdýr. Amma onlar, bundan da yararlanamamýþlardýr. Bu, týpký, þefkatli bir babanýn, çocuðuna karþý olan þu davranýþýna benzer: Baba, çocuðunun iyiliði için ona, bazen sert, bazen de yumuþak davranýr.
   Onlar, kendilerine verilen hayýr ve nimetler sebebiyle sevinip, herhangi bir þükür edâsýnda bulunmaksýzýn ve de herhangi bir mazeret beyanýnda bulunmaya, tevbe etmeye yönelmeksizin, sevinme ve þýmarmadan fazla bir þey yapmadýlar.
   Bil ki, "üzerlerine her þeyin kapýlarýný açtýk..." buyruðunun mânâsý, onlara kapalý olan bütün hayýrlarýn kapýlarýný açtýk demektir.
"Sevince kapýlýp Þýmarýnca" sözünün mânâsý ise, onlar, baþlarýna gelen bu hakirlik ve hastalýklarýn, Allah'dan bir intikam olmak üzere olmadýðýný zannedip, Allah da onlara her türlü hayýrlarýn kapýlarýný açýnca bunu, kendilerinin haketmiþ olduklarýný zannedince, iþte o vakit onlarýn kalblerinin katýlaþýp öldüðü ve intibahýn ümit edilemeyeceði ortaya çýkar... Ýþte bu sebeble Allah, farkedemeyecekleri bir yönden, onlarýn baþýna ansýzýn azabýný getirivermiþtir, þeklindedir." (4)
   Ukbe b. Amir (r.a.)'ýn rivayetiyle þöyle buyuruyor Rasulullah (s.a.s.):
"Bütün isyanlara raðmen, Allah Teâlâ'nýn bir kula istediklerini verdiðini görürsen bil ki bu,  bir istidractýr (yani, Allah'ýn ona yavaþ yavaþ azaba sevketmesidir)."
   Rasulullah (s.a.s.), daha sonra Allah Teâlâ'nýn þu ayetini okumuþtur:
"Derken, kendilerine hatýrlatýlaný unuttuklarýnda, onlarýn üzerine her þeyin (bolluk, güç, saðlýk, servet) kapýlarýný açtýk. Öyle ki, kendilerine verilen þeylerle sevince kapýlýp þýmarýnca onlarý apansýz yakalayýverdik. Artýk onlar, umutlarý suya düþenler oldular." (En'âm, 6/44) (5)
   Yegâne önderimiz Rasulullah (s.a.s.)'ýn bu hadisi ve delil olarak okuduklarý ayeti düþündüðümüz zaman, çaðýmýzýn egemen zalim taðutlarýný hatýrlýyoruz... Ýnsan olma acizliklerini hiç düþünmeden, hadlerini aþarak, kendilerince dünya ya yeni bir düzen verme þeytanî düþüncenin peþine düþmüþlerdir... Dünyanýn olmasý gerekli olan fýtrî düzenini bozanlar, dünyanýn tabiatýna uymayan yeni düzen projeleri geliþtirmektedirler... Emperyalist egemen taðutlar, iþgal ettikleri Ýslâm topraklarýndaki yerli iþbirlikçi uþaklarýyla, yeni dünya düzeninin düzensiz programlarýný yapmaktadýrlar!... Ýnsanlýk âlemini huzursuz edenler, "huzur getireceðiz" iddiasýndadýrlar... Mazlum insanlarýn yaþadýðý ülkeleri iþgal edip, her tarafý ateþe veren, savaþ naralarýyla katliamlar yapan taðutî güçler, dünya barýþýndan bahsetmektedirler...
   Bu emperyalist þeytanî planlarýyla Ýslâm topraklarýný iþgal edip, akýttýklarý mazlum ve Mustaz'af müslümanlarýn kanlarýyla kan gölüne çeviren egemen zalim taðutlar, buralara barýþ, hürriyet ve huzur getireceklerini ilân ediyorlar...
   Riyet ve huzur getireceklerini ilân ediyorlar… Bu emperyalist vahþiler, yerli iþbirlikçi taðutlarla beraber mazlum ve mustaz'aflarýn kanýný dökmeye, malýný sömürmeye ve ekmeðini çalmaya devam etmektedirler.
 Mazlum ve mustaz'af ülke halklarýný ve onlarýn servetlerini þeytani oyunlarla çaldýklarý için dünyanýn en zengin ülkelerinin egemenleri haline gelen zalim taðutlar "üzerlerine her þeyin kapýlarýnýn açýldýðý" bir duruma gelmiþlerdir. Bunca isyanlarýna raðmen, Allah Teâla, kendilerine istediklerini veriyor… Önderimiz Rasulullah (s.a.s)'nin en doðru olarak beyan buyurduðu gibi bu hal, onlar için yavaþ yavaþ azaba yaklaþmaktan baþka bir þey deðildir.
 Doðusuyla batýsýyla "küfür tek millettir." Küfür ve þirk ile egemen olduktan sonra doðu ve batý arasýnda hiçbir fark yoktur… Birisini destekleyip, diðerini reddederek saldýrmak, hiçbir akýllý insanýn iþi olmasa gerek!.. Hele hele muvahhid mü'minler, Ýslam düþmanlarý olan iki müþrik güç arasýnda tercih yapma durumuna düþmemelidirler… Doðusuyla batýsýyla þirk sistemleri ayný þeydir… Yalnýz bu gün Ýslam topraklarýný küfür ve þirkin batýl cephesi iþgal etmiþ ve Müslüman kanýný oluk oluk akýtmýþtýr. Elbette ki,  Müslümana saldýrý ve darbe nereden geliyorsa oraya daha çok yönelmeli, saldýraný durdurup geriye püskürtmelidir…
 Sanal medeniyetini, zulüm, sömürü, iþkence ve mazlumlarýn ahý üzerine kuran batýl, mustaz'aflardan çaldýklarýyla servet sahibi olmuþ ve üzerine her þeyin kapýsý açýlmýþ olduðundan dolayý ulaþtýðý seviyeden kazandýðý güç onu azdýrýp þýmartmýþtýr… Bunun için kendisini dünyanýn tek hakimi zannediyor… Bu zannýndan dolayý düzensiz düzeniyle dünyaya yeni düzen vermek arzusundadýr. Hakký ve haklýyý inkar etmiþ, adaleti yok edip, yerine batýlý ve zulmü yerleþtirmiþtir… Gözü kendisinden baþkasýný görmediði için, her ülkeyi ve her halký kendisine çevirmek peþinde… Bütün gücü kendinde toplamýþ zannýyla en azgýn iþleri yapýyor ve vahþice saldýrýyor… Hevasýný ilahlaþtýrmýþ, bir köy haline getirip, köyün tek ve rakip tanýmaz muhtarý olduðu kanaatine varmýþ, egemen olduðu bölgelerde tek ilah ve tek rab olduðu anlayýþýnda… Selefi Fir'avn gibi!..  Fir'avn'da azgýnlýðýndan dolayý böyle çýlgýnlýklar yapmýþ egemen olduðu ülkede tek ilah ve tek rab olduðu kanaatine varýp, öyle sanarak ilan etmiþti… (6) Bu batýl iddiasý ve bu azgýnlýðý O'nun Kýzýldeniz'de boðulmasýna sebep olmuþtu… Allah O'nu derece derece azaba yaklaþtýrdý ve bir gün ordusuyla beraber ordusuyla Kýzýldeniz'in içinde ansýzýn yakalayýp, âleme ibret  bir þekilde helak etti…
 Bugünün emperyalist taðutu, dünkü selefi olan Fir'avn'un yolundadýr!.. Baþlangýcý, yaþantýsý ve yeni dünya düzeni iddiasý Fir'avn gibi. Allah'ýn sünnetullahýnda bir deðiþme olmadýðý (7) için, sonu da Fir'avn gibi olur … Ýnþallah…
 Rabbimiz Allah Teâla  þöyle buyurur:  "Artýk o sözü (Kur'aný) yalan sayaný sen bana býrak. Biz onlarý, bilemeyecekleri bir yönden derece derece azaba yaklaþtýracaðýz.
 Ben onlara süre tanýyorum. Elbette benim düzenim (cezalandýrmam) sapasaðlamdýr." (8)
 Kâtâde (rha.) þöyle buyurmuþtur: "Bir kavim, Allah'ýn emrine karþý gelmiþti. Allah Teâla, bir kavmi ancak onlarýn sarhoþluðu, gafleti ve nimet içinde olduklarý zamanda alýp yakalayýverir.
 Allah'ýn nimeti ile gururlanmayýnýz. Allah'ýn nimeti ile ancak günahkâr kavimler gururlanýr.(9)
 Ýmam Hasan El-Basri (rha.) þu tespiti yapar: "Allah, kimin rýzkýný geniþletirde imtihan edildiðini görmezse onun sýhhatli bir görüþü yoktur. Allah kimin rýzkýný daraltýrda o kiþinin, kendisine yardýn edildiðini görmezse, onun da sýhhatli bir görüþü ve aklý yoktur!.."
 Hasan El-Basri(rha.) sonra "Kendilerine hatýrlatýlaný unuttuklarýnda, onlarýn üzerine her þeyin kapýlarýný açtýk. Öyle ki, kendilerine verilen þeylere sevince kapýlýp þýmarýnca onlarý, apansýz yakalayýverdik. Artýk onlar umutlarý suya düþenler oldular." (En'am 6/44) ayetini okuyup, "Kabe'nin Rabbine yemin ederim ki, istedikleri kendilerine verilip de sonra geri alýnan kavim, hileleri karþýlýðýnda cezaya uðratýlmýþtýr," demiþtir. (10)
 Rabbimiz Allah, ayetlerini inkar edenleri ve en büyük zulüm olan þirk koþanlarý nasýl helak ettiðini  ve bu O'nun deðiþmez sünneti olduðunu þöyle beyan buyuruyor:
 "Ayetlerimizi yalanlayanlar ise, onlarý bilmeyecekleri bir yönden derece derece (günahlarý yükleyip azaba) yaklaþtýracaðýz. Onlara bir süre tanýyorum. Hiç þüphesiz benim düzenim (cezalandýrmam) sapasaðlamdýr (þiddetlidir)" (11)
 "Bunlar, sana doðru haber (kýssa) olarak aktardýðýmýz (geçmiþteki) nesillerin haberleridir. Onlardan kimi ayakta kalmýþ (hala izleri var, kimi de) biçilmiþ ekin (gibi yerle bir edilmiþ, kalýntýsý silinmiþ) dir.
 Biz, onlara zulmetmedik, onlar ancak kendi nefislerine zulmettiler. Böylece Rabbinin emri geldiði zaman, Allah'ý býrakýp da taptýklarý ilahlarý onlara hiçbir þey saðlayamadý. Helak ve kayýplarýný arttýrmaktan baþka bir iþe yaramadý.
 Onlar, zulüm iþlemekteyken ülkeleri (veya nesilleri) yakaladýðý zaman... Rabbinin yakalamasý iþte böyledir. Gerçekten O'nun yakalamasý pek acý, pek þiddetlidir.
 Ahiret azabýndan korkan için bunda kesin ayetler vardýr. O, bütün insanlarýn kendisinde toplanacaðý bir gündür ve o, gözlenebilen bir gündür. (12)
 Ebu Musa (r.a)'ýn rivayetiyle Rasulullah (s.a.s) þöyle buyurmuþtur: 
 "Allah zalime, muhakkak ki mühlet verir de, onu yakalayacaðý zaman göz açtýrmadan ansýzýn yakalar."
 Ebu Musa (r.a) dedi ki:
- Sonra Rasulullah (s.a..s) þu ayeti okudu: "Onlar zulüm iþlerlerken ülkeleri (veya nesilleri) yakaladýðý zaman… Rabbi'nin yakalamasý iþte böyledir. Gerçekten O'nun yakalamasý pek acý, pek þiddetlidir." (Hud, 11/102) (13)
 "Bu Allah'ýn öteden beri sürüp giden sünnetidir. Sen Allah'ýn sünnetinde kesinlikle bir deðiþiklik bulamazsýn." (14)
 Zemahþeri (rh)  þöyle söylemiþtir:
Bu Mekke kafirlerinden olsun, baþkalarýndan olsun, ahalisi zalim olan her belde, hatta baþkasýna, yahut günah iþlemek suretiyle kendisine zulmeden herkes hakkýnda, zulmün akibetinin vehim olacaðýndan sakýndýrmaktýr. Bundan dolayý her günahkâra, Rabbi'nin elim ve þiddetli azabýndan korunmak ve mühlete aldanmayarak hemen tevbeye yönelmek gerekir…(15)
 Fert olarak ve devlet olarak, yada toplum olarak insan, kendisini hiçbir þeye muhtaç olmayan olarak görürse, yeryüzünde azgýnlýk yapar.. Elindeki maddi güç ile diðerlerine üstünlük saðlayýnca, onlarý kendisine kullar, kendisini ise onlara Rab olarak görmeye baþlar… Ýþte o zaman dünyanýn fýtrî düzenini bozar, kendi hevasýna göre yeni dünya düzeni oluþturur. Oluþturmaya çalýþtýðý yeni dünya düzeni, dünyanýn tabiatýna ters olduðu için huzur yerine felaket, barýþ yerine savaþ ve mutluluk yerine keder getirir…
 Rabbimiz Allah Teâla þöyle buyuruyor:
"Hayýr, gerçekten insan azar, kendini müstaðni gördüðünde." (16)
 Dünya malýndan yana zenginliðin sahibi ve bundan dolayý azgýnlýðýn sembolü Karun'dur… Karun, kendi zamanýnda ki insanlar için ibret olduðu gibi, bütün çaðlara ve  zamanlara þamil bir ibret örneðidir!...
 Rabbimiz Allah Teâla, azgýn Karun'un kýssasýný þöyle beyan buyurur:
 Gerçekten þu ki Karun, Musa'nýn kavmindendi, ancak onlara karþý azgýnlaþtý. Biz ona, öyle hazineler vermiþtik ki, anahtarlarý, birlikte(taþýmaya) davranan topluluða aðýr geliyordu. Hani kavmi, ona demiþti ki; "Þýmararak sevinme. Çünkü Allah þýmararak sevince kapýlanlarý sevmez."
 Allah'ýn sana verdiðiyle ahiret yurdunu ara, dünyada da kendi payýný (nasibini) unutma. Allah'ýn sana ihsan ettiði gibi, sen de ihsanda bulun ve yeryüzünde bozgunculuk arama. Çünkü Allah, bozgunculuk yapanlarý sevmez.
 (Karun) dedi ki: "Bu, bende olan bir bilgi dolayýsýyla bana verilmiþtir." Bilmez mi ki, gerçekten Allah, kendisinden önceki nesillerden kuvvet bakýmýndan kendisinden daha güçlü ve insan sayýsý bakýmýndan daha çok olan kimseleri yýkýma uðratmýþtýr. Suçlu günahkârlardan kendi günahlarý sorulmaz.
 Böylelikle kendi ihtiþamlý süsü içinde, kavminin karþýsýna çýktý. Dünya hayatýný istemekte olanlar: "Ah keþke,  Karun'a verilenlerin bir benzeri bizimde olsaydý. Gerçekten o, büyük bir pay (talih, þan, kýsmet ve haz) sahibidir." dediler.
 "Kendilerine ilim verilenler ise, 'Yazýklar olsun size, Allah'ýn sevabý, iman eden ve salih amellerde bulunan kimse için daha hayýrlýdýr. Buna da sabredenlerden baþkasý kavuþturulamaz' dediler.
 "Sonunda onu da, konaðýný da yerin dibine geçirdik. Böylece Allah'a karþý ona yardým edecek bir topluluðu olmadý ve o, kendi kendine yardým edebileceklerden de deðildi."
 "Dün onun yerinde olmayý dileyenler sabahladýklarýnda, 'Vay! Demek ki, Allah kullarýndan dilediðinin rýzkýný geniþletip yaymakta ve kýsýp daraltmaktadýr. Eðer Allah bize lutfetmiþ olamasaydý, bizi de þüphesiz batýrýrdý. Vay! Demek gerçekten inkâr edenler, felah bulamaz' demeye baþladýlar." 
 "Ýþte ahiret yurdu! Biz onu, yeryüzünde büyüklenmeyenlere ve bozgunculuk yapmak istemeyenlere (armaðan) kýlarýz. Güzel sonuç takva sahiplerinindir." (17)
 Tarihteki, Karun ve yandaþlarýnýn kýssasý, günümüzde ki 'Emperyalist Batý Taðutu ve Yandaþlarýnýn' kýssasýdýr. Karakter ayný, tavýr aynýdýr… Sonlarý da aynýdýr…
 Þöyle buyurur Rabbimiz Allah Teâla:
 "Biz bir ülkeyi helak etmek istediðimiz zaman, onun varlýk ve güç sahibi önde gelenlerine emrederiz, böylelikle onlar, onda bozgunculuk çýkarýr. Artýk onun üzerine söz hak olur da onu, kökünden darmadaðýn ederiz.
 "Biz Nuh'dan sonra nice kuþaklarý yýkma uðrattýk. Kullarýný günahlarýný haber alýcý, görücü olarak Rabbin yeter." (18)
   "Yeryüzünde büyüklük taslayarak ve kötülüðü tasarlayýp, düzenlerek… Oysa hileli düzen, kendi sahibinden baþkasýný sarýp kuþatmaz. Artýk onlar, öncekilerin sünnetinden baþkasýný mý gözetmektedirler? Sen, Allah'ýn sünnetinde kesinlikle bir deðiþiklik bulamazsýn ve Sen, Allah'ýn sünnetinde kesinlikle bir dönüþüm de bulamazsýn.
 Yeryüzünde gezip dolaþmýyorlar mý ki, kendilerinden öncekilerin nasýl bir sona uðradýklarý görsünler? Üstelik onlar, kuvvet bakýmýndan daha güçlüydüler. Göklerde ve yerde Allah'ý aciz býrakacak hiçbir þey yoktur. Þüphesiz O, bilendir, güç yetirendir." (19)
 'Emperyalist Batý Taðutu'nu ve onun yandaþlarýný bekleyen son bu iken, nasýl oluyor da birileri onlarla beraber bu felakette birlikte olmak istiyorlar?..
 Ey akýl sahipleri, hiç düþünmezmisiniz!?
 Düþünün ve uyanýn!.. Uyanýn ve tedbirinizi alýn!.. Aðýrdan almayýn, yavaþ davranmayýn!.. Geç kalmak, felaketi önlemeyebilir!.. Felaketi önlemek için acele edin!..


1) En'am, 6/42-45. 2) Mü'min, 40/60. 3)Sahih-i Müslim, Kitabu-z Zühd, b.13, hds- 64. Sünen-i Dârimi, Kitab-ur Rikak, b.61, hds- 2780. Ýmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, çev. Rýfat Orul, Konya 2003, c.1 sh. 205, hds-15/166/ 4) Fahruddin-er Râzi, Tefsiri Kebir-Mefatih-ül Gayb, çev. Prof. Dr. Suat Yýldýrým, Ankara 1990, c.9, sh. 433. 5) Ahmed Ýbn Hanbel, Kitab-üz Züh, çev. Mehmed Emin Ýhsanoðlu, Ýst.1993, c.1, sh 27, hds. 62. Ýmam Suyuti, Cami-us Saðir, Muhtasarý Tercüme ve Þerhi, çev. Ýsmail Mutlu, vdg. Ýst.1996, ç.1, sh.194, hds-359 (629) Ahmed B. Hanbel, Müsned, ç. 4, sh.145'den.  Ebu Cafer Muhammed B. Cerir, Et-Taberi, Taberi Tefsiri, çev. Hasan Karakaya- Kerim Aytekin, Ýst.1996, ç. 3, sh. 490.  Ýbn-i Kesir, Hadislerle Kur'an-ý Kerim Tefsiri, çev. Dr. Bekir Karlýða, Dr. Bedreddin Çetiner, Ýst.1984, ç.6, sh. 2631. Ahmed B. Hanbel ve Ýbn-i Ebu Hatim'den Ýmam Kurtubi,El-Cami-u li-Ahkam-il Kur'an, çev. M. Beþir Eryarsoy, Ýst.1998, ç.7, sh.13, (not: Ayný sayfanýn 1. nolu dipnotunda bu hadisin: Taberani, El-Mu'cemil Evsad, ç.10, sh.125-126'dan olduðu kaydedilmiþtir. 6) Bkz. Kasas, 28/ 38, Naziat, 79/23-24. 7) Bkz. Fetih,48/23.Fatýr 35/43, Ýsra 17/77, Ahzab 33/62. 8) Kalem 68/44-45 9). Ýbn-i Kesir, a.g.e., ç. 6, sh. 2631. 10) Ýbn-i Kesir, a.g.e., ç. 6, sh. 2630, Fahruddin-i Razi, a.g.e., ç. 9, sh. 434, Ýmam Kurtubi, a.g.e, ç.7, sh.13, Ahmed Ýbn-i Hanbel, Kitab-uz Zuhd, ç.1, sh. 64, hbr. 200. 11) Araf 7/ 182-183. 12) Hud 11/100-103 13)Sahih-i Buhari, Kitab-ut Tefsir, Bkz.161, hds. 206. Sahih-i Müslim, Kitab-ul Birri Ve-s Sýla, b.15, hds 61. Sünen-i Tirmizi, Kitab-u Tefsir-ul Kur'an, b.12, hds. 3309. Sünen-i Ýbn-i Mace, Kitab-ul Fiten, b. 22, hds. 4018. Ahmed Ýbn-i Hanbel, Kitab-uz Zühd, ç. 1,  sh42, hds 120. 14) Fetih 48/23, Ayrýca bkz. Enfal 8/38/ 15) Ahmed Davudoðlu, Sahih-i Müslim, Tercüme ve Þerhi, Ýst.1983, ç. 10, sh. 533/ 16) Alak 96/6-7. 17) Kasas 28/76-83. 18) Ýsra 17/16-17/ 19) Fatýr 35/43-44  

 


Bu Makale 5059 defa okunmuþtur

 

Yazdýr

YAZARIN DÝÐER YAZILARI

©

12/02/2024 - 11:04 HESABA ÇEKÝLMEK

©

03/07/2017 - 15:52 EN GÜZEL SÖZLÜ OLMAK

©

01/02/2017 - 11:24 KENDÝLERÝNE MÜHLET VERÝLEN ZALÝMLER

©

07/11/2016 - 11:47 ALLAH'IN VELÎLERÝ KÝMLERDÝR?

©

18/10/2016 - 14:06 KUDÜS VE MESCÝD-Ý AKSÂ HAKKINDA BÖYLE BUYRULDU

©

27/09/2016 - 11:22 AZ GÜLÜP ÇOK AÐLAMAK!

©

10/08/2016 - 13:03 KALBLERÝ ÝÞGALDEN KURTARMAK

©

28/06/2016 - 12:04 CAHÝLLERÝ, CEHÂLETEN KURTARMAK

©

02/05/2016 - 12:18 MÜ'MÝNLERÝN MÝSALÝ

©

09/03/2016 - 14:01 EN HAYIRLI NESÝL BÖYLE ÝDÝ!

©

01/02/2016 - 10:59 DOSDOÐRU YOLDAN SAPMAMAK ÝÇÝN

©

04/01/2016 - 11:38 BÜYÜK CÝHAD

©

01/12/2015 - 13:49 EN HAYIRLI NESÝL BÖYLE ÝDÝ!

©

31/07/2015 - 14:48 Dosdoðru Yolun Eþkiyasý

©

06/05/2015 - 14:28 KALBE DAÝR

©

16/12/2014 - 12:16 AHDE VEFÂ, KATIKSIZ ÝMANIN GEREÐÝDÝR

©

23/10/2014 - 15:41 “BÝZ, ÜMMÎ BÝR ÜMMETÝZ!”

©

01/09/2014 - 15:35 ÜMMETÝN HELÂK SEBEBÝ

©

04/07/2014 - 15:08 KÝM KAZANDI?..

©

09/06/2014 - 11:09 ALLAH’IN KULU VE RASULÜ MESÝH ÝSA (A.S.)’IN HÝKMETLÝ BEYANLARINDAN

©

05/05/2014 - 12:39 MÜSLÜMANLARDAN ÝLKÝ OLMAK

©

09/04/2014 - 13:03 ZULÜMLE ABÂD OLANLAR

©

01/02/2014 - 14:16 MUVAHHÝD, MÜCAHÝD VE ÖNCÜ BÝR ÝSLÂM ÂLÝMÝ

©

04/12/2013 - 13:50 RASULULLAH (S.A.S.) E ÝTAAT

©

04/10/2013 - 14:26 ALLAH’IN SEVGÝSÝNÝ KAZANMA YOLLARI

©

12/08/2013 - 16:04 BU VASÝYET HEPÝMÝZE!

©

16/07/2013 - 13:09 Þirk: En Korkunç Münker

©

19/06/2013 - 16:40 ÞÝRK CEPHESÝNÝN TUZAK TEKLÝFLERÝ

©

20/05/2013 - 15:24 MÜ’MÝNÝN DEÐERÝNÝ BÝL!

©

18/04/2013 - 11:30 SEVGÝNÝN BEDELÝ

©

19/03/2013 - 14:46 CENNETLÝK KULUN AMELÝ

©

19/02/2013 - 11:36 CEMAAT VE AYRILIK

©

28/01/2013 - 13:39 KUR'AN'DA ÝMAN ÝLKELERÝ

©

24/12/2012 - 15:50 EZELÎ VE EBEDÎ BÝR UFUKTAN BAKMAK

©

24/12/2012 - 15:36 KUR'AN'DA ÝMAN ÝLKELERÝ

©

21/11/2012 - 14:04 TOPLUMSAL DEÐÝÞÝMÝN ÝLKESÝ

©

25/09/2012 - 12:31 ALLAH YALNIZ ANILINCA

©

23/07/2012 - 12:38 EY FIKIH OKUYANLAR, FIKHEDÝN!

©

04/06/2012 - 12:36 RASULULLAH (S.A.S.)’E MUHALEFET ETMEMEK

©

25/04/2012 - 15:42 DEÐERLENDÝRMEDE ÖLÇÜ

©

26/03/2012 - 12:43 "ÝSLÂM EN YÜCEDÝR!"

©

30/01/2012 - 11:45 TEVHÝD VE AHLÂK

©

02/01/2012 - 14:34 EHL-Ý SÜNNET’E GÖRE ULU’L-EMRE ÝTAAT

©

28/11/2011 - 14:02 AZ DA OLSA, DAÝMÎ ÝBADET

©

03/10/2011 - 12:32 ÂLÝMLER: TOPLUMUN ÖNDERLERÝ

©

05/09/2011 - 15:00 AMELLERÝ BOÞA GÝDENLER

©

01/08/2011 - 12:10 Zulmedenlere Meyletmeyin !

©

04/07/2011 - 14:25 YALNIZ ALLAH ÝÇÝN OLMAK

©

03/06/2011 - 15:01 Zilletlerini Düþünmeden Dinlerini Tartýþanlar

©

09/05/2011 - 12:25 Ümmet’in Diriliþi

©

11/04/2011 - 15:19 “Benim Rabbim Kim? Sorusuna Cevab Aramak

©

07/03/2011 - 14:31 Mü’minlerin Yolu

©

14/02/2011 - 13:30 ÜMMETÝN ZAYIF MÜ’MÝNLERÝ

©

06/01/2011 - 11:04 Felâketi Önlemek

©

02/12/2010 - 12:18 Allah’dan yardým dilemenin þartlarý: NAMAZ (2)

©

14/10/2010 - 18:18 Rasulullah (s.a.s.) Sevgisi

©

22/06/2010 - 12:49 Allah ve Rasulünden (s.a.s.) Müjde!

©

18/05/2010 - 11:42 Âl-i Cengiz Oyununa Gelmemek

©

16/04/2010 - 11:55 Allah’tan Baþkasýna Kulluk Yapanlar

©

22/03/2010 - 16:53 Þirk: En Korkunç Münker

©

21/01/2010 - 11:03 Mesuliyeti Ýdrak Etmek

©

23/11/2009 - 16:00 Batýla Tabi Olanlar

©

23/10/2009 - 09:56 Evla Olan Def-i Mefasiddir

©

24/09/2009 - 11:05 "Lâ Ýlâhe Ýllallah Deyin

©

24/07/2009 - 12:13 Mü’minlerin Yolu

©

25/06/2009 - 11:04 Tevhid Kalesine Sýðýnmak

©

01/06/2009 - 16:18 Ümmetin Hakemi : Kur’an Ve Sünnet

©

28/04/2009 - 16:47 Her Çaðda Deðiþmeyen Tavýr

©

07/04/2009 - 15:48 Deðerlendirmede Ölçü

©

09/03/2009 - 16:19 Allah ve Rasulü (s.a.s.)´in Lânetini Hak Edenler

©

17/11/2008 - 23:52 Tevhid ve Dünyevîleþmek

©

05/09/2008 - 13:36 Allah ve Rasulü(s.a.s.)’in Lânetlediði Toplum

©

30/05/2008 - 22:58 Allah’ýn Razý Olduðu Üç Þey

©

02/03/2008 - 16:19 Kur’ânî Sorumluluk
 
 

Site Ýçi Arama

19 Cemâziye'l-Evvel 1446 |  21.11.2024

Bir Ayet

Bismillahirramanirrahim

Þüphesiz 'gizli toplantýlarýn fýsýldaþmalarý' (kulis), iman edenleri üzüntüye düþürmek için ancak þeytan (ürünü olan iþler)dandýr. Oysa Allah'ýn izni olmaksýzýn o, onlara hiç bir þeyle zarar verecek deðildir. Þu halde mü'minler, yalnýzca Allah'a tevekkül etsinler.

( Mücâdele sûresi - 10)

Bir Hadis

Âiþe (r.a.)’dan rivayet edildiðine göre

Hz. Peygamber (s.a.v.) þöyle buyurdu:

Allah Teâlâ kullarýna lutufkârdýr. Onlara kolaylýk gösterilmesine memnun olur.

Zorluk çýkaranlara ve baþkalarýna vermediði baþarýyý ve sevabý, kolaylýk gösterenlere verir.

Müslim, Birr 77. Ebû Dâvûd, Edeb 10; Ýbni Mâce, Edeb 9

Bir Dua

Hz. Peygamber (sav) buyurdular ki:

“Allah’ým! Senden hayýrlý olan iþleri yapmayý, aklýn ve dinin çirkin gördüðü þeyleri terk etmeyi ve fakirlerin sevgisini istiyorum.”

(Mâlik, Duâ, No:508)

Hikmetli Söz

Buyurdular
"Muhabbet, bulanýk sularý berraklaþtýrýr, ölü kalpleri diriltir; padiþahlarý bile kul köle eyler!"


Canlý yayýn

Ýslam Ansiklopedisi

  Tasarým : Networkbil.NET

@2008 kuraniterbiye.Com