Ana Sayfa   |   Görüntülü Dersler  |  Sesli Dersler   |  Kur'an Araþtýrmalarý   |  Ýlmi YAZILAR   |  Aile Eðitim Yazýlarý   |  Çocuk Eðitimi Yazýlarý   |  Yazarlar  |  Ýletiþim

Kur`an-i Kerim ve Mealleri

Namaz Sureleri Tefsiri

Cuma (Tefsir) Dersleri

Hadis Dersleri

Cami Dersleri

Hz. Peygamberin Hayatý (s.a.v)

Ýnsaný Tanýmak (Radyo)

Tv Programlarý

Seminer ve Konferans

Kýsa Dersler

Özel Konular

Fýkhi Konular

Aile Eðitim Seminerleri

Foto Galeri

Üyelik Giriþi

Kull. Adı

:

Şifre

:
   

Ücretsiz Üyelik
Şifremi Unuttum

Güncel Videolar

Eðitimcilere ÖZEL
Gazze Duasý
Gençlerle Ýletiþim (Günýþýðý- Reþitpaþa​)
Uyumlu Evlilik Yöntemi (Bulgurlu)

Namaz Vakitleri

Sayaç

Sayac
Tekil (Bugün) 4334
Toplam 16410570
En Fazla 25928
Ortalama 2706
Üye Sayýsý 1193
Bugün Üye Olan 0
Online Ziyaretci
 

 
CAHÝLLERÝ, CEHÂLETEN KURTARMAK
28/06/2016 - 12:04
 
Abdullah Dai
Abbâd. b. Þurahbil  (r.a.) anlatýyor:
 
(Baþýmýza bir açlýk ve kýtlýk yýlý geldi. Bende Medine'ye gittim.) Ben yoksul ve açtým. Bunun üzerine Medine'nin bahçelerinden bir bahçeye girip, bir (miktar ) baþaðý ovalayýp yedim. ( Bir kýsmýný da) elbisemin içerisine koydum. Az sonra bahçenin sahibi çýkageldi. Beni dövdü ve elbisemi aldý.
 
Bunun üzerine Rasulullah (s.a.s.)'e vardým. (Durumu, O'na haber verdim.) Bunun üzerine Rasulullah ona ( hitaben):
 
" Sen, (bu adama) bir þey öðretmedin, o cahildi. Ve onu doyurmadýn, o açtý! " buyurdu.
 
Ona, elbisemi bana geri vermesini emretti. (bahçe sahibi de) bana bir vesk yahut yarým vesk buðday verdi.1
 
Bu hadisin þerhinde þunlar beyan edilmiþtir:
 
"Rasulullah (s.a.s.), bahçe sahibine:
 
"Sen, ona bir þey öðretmedin, o da cahildi. Sen, onu doyurmadýn, o aç idi." Sözleriyle:
 
Senin bahçene giren bu adam, sadece bahçeye giren bu adam, sadece bahçeye giren aç bir adamýn, bahçenin ürünlerinden yiyebileceðini biliyordu. Fakat yedikten sonra kalan kýsmýný yanýnda götüremeyeceðini bilmiyordu. Bunu, kendisine öðretmen gerekirdi. Oysa sen, bunu yapmadýðýn gibi, o fakiri doyurmaya yanaþmadýn, demek, istemiþtir.
 
Daha sonra bahçe sahibine sözü geçen fakirin elbisesini geri vermesini emretmiþ. Bunun üzerine bahçe sahibi, fakire elbisesini geri verdiði gibi yahut yarým vesk buðday vermiþti." 2
 
Abbâd b. Þurahbil (r.a.), açlýk ve kýtlýk bölgesinden, baðlarý, bahçeleri ve tarlalarý bereketli ürün ile dolu olan Medine'ye gelmiþ, aç ve ihtiyaç sahibi olduðu için böyle bir olayýn gündeme gelmesine vesile olmuþtu... Hem muhtaç bir durumdaydý, hem de bilgisizdi... Öyle bir hâlde idi ki , hem ihtiyacý giderilmesi gerekiyordu, hem de bilgisizliði!..
 
Rasulullah (s.a.s.)'in þu hadislerinden ve emirlerinden haberi yoktu:
 
Ýbn Ömer (r.a.) rivayet eder.
 
Rasulullah (s.a.s.) þöyle buyurdu:
 
" Meyve bahçesine giren, (meyvelerden) yesin ve (fakat) eteðini doldurmasýn!" 3
 
Amr b. Þuayb'ýn Dedesi (r.a.)'dan rivayet olundu.
 
Rasulullah (s.a.s)'e, dalýnda asýlý meyvenin hükmü soruldu.  Bunun üzerine þöyle buyurdu:
 
"Her kim ihtiyaç sahibi olup, etek doldurmaksýzýn o meyveden alýrsa, ona bir þey lâzým gelmez."4
 
Semûre b. Cundub (r.a.)' dan.
 
Rasulullah (s.a.s.) þöyle buyurdu:
 
"Biriniz, (yolculuðu esnasýnda saðlýklý) bir hayvanla karþýlaþýrsa, (bir baksýn eðer) onun sahibi varsa (sahibinden) izin istesin. Eðer kendisine izin verirse (hayvaný) saðsýn ve (sütünü) içsin. Eðer sahibi yoksa üç (defa) seslensin. Eðer (sahibi) ona cevap verecek olursa, ondan izin istesin. Eðer cevap veren olmazsa (hayvaný) saðsýn, (sütünü) içsin ve (artaný) götürmesin."5
 
Abbâd b. Þurahbil (r.a.), ihtiyaç sahibi olduðu gibi, bu konuda bilgisiz idi. Bahçe sahibinin vazifesi, ona yumuþak davranmak onun ihtiyacýný gidermek ve bu konuda kendisini bilgilendirmek iken, o böyle yapmayýp muhtaç birisini dövmek ve elbisesini almak ile ona eziyet etmiþti...
 
Yegâne önderimiz ve hayat örneðimiz Rasulullah (s.a.s.), böyle durumlarda bilgisiz olanlarýn nasýl bilgilendirileceðini Ümmetine öðretmiþtir...
 
Ebu Râfi b. Amr el- Ðýfârî' nin amcasý Râfi b. Amr el- Ðýfârî (r.a.) anlatýyor:
 
Ben çocuktum. Ensar'ýn hurmalarýný taþlýyordum. Rasulullah (s.a.s.)'in huzuruna getirildim.
 
( Rasulullah:)
 
"Ey çocuk, hurmalarý niçin taþlýyorsun?" buyurdu.
 
Ben:
 
- (Açlýktan.) düþürdüklerimi yiyorum (da onun için taþlýyorum), diye cevap verdim.
 
( Rasulullah:)
 
" Hurma aðaçlarýný taþlama, altlarýna dökülenleri ye!" buyurdu.
 
Sonra baþýmý okþayýp:
 
"Allahým, bunun karnýný doyur." diye dua etti.6
 
Bilgisizi bilgilendirmek ve ihtiyaç sahibinin ihtiyacýný gidermek gerekir... Bu vazife, bilenlerin ve imkân sahibi olanlarýn üzerine ânýn vâcibi olduðu malumdur...
 
Þöyle buyurur Rabbimiz Allah Teâlâ:
 
"Öyleyse, sakýn yetimi üzüp kahretme.
 
Ýsteyip dileneni azarlayýp çýkýþma.
 
Rabbinin nimetini durmaksýzýn anlat." 7
 
Ýþgal edilen Ýslâm topraklarýnda egemen taðutlarýn esaretindeki onlarca milyon halk, yüz yýldan beridir taðutî kültür ile yetiþtirilip geliþtirilmektedir... Birer daru'l- cahiliyye hâline getirilen Ýslâm beldelerinde taðutî eðitim ile eðitilen insanlarýn tekrar ve yeniden Ýslâm'a davet edilmeleri için büyük bir sabýr ile çok iyi bir ilmî donaným gerekir... Aldatýlýp cahil býrakýlan kitlelerin, bu zulüm ve bu sömürüden kurtulmasý, bu esaretin hürriyete kavuþmasý için bilgilendirilmesi ve uyarýlmasý, her bilen iman ehli þahsiyetin ertelenmez, ötelenmez vazifesidir...
 
Egemen zalim taðutî güçlerin her türlü engellemesine ve her tuzaðýna raðmen, bütün sýkýntýlarý göðüsleyerek bu vazifenin yapýlmasý gerekir...
 
Rabbimiz Allah Teâlâ:
 
"Ey bürünüp örtünen,
 
Kalk (ve) bundan böyle uyar.
 
Rabbini tekbir et (yücelt)
 
Elbiseni temizle.
 
Pislikten kaçýnýp uzaklaþ."8
 
Kýyam edip uyarmak!.. Üzerine ölü topraðý atýlmýþ halk, yeniden ihyâ edip dirilmelerine, yüz yýllýk cehâlet ve gaflet uykusundan uyanmalarýna çalýþýp gayret etmek, birçok sýkýntýyý beraberinde getirdiði bilinen bir gerçektir... Buna raðmen, bu ihyâ hareketini devam ettirmek, hiçbir taviz vermeden Ýslâm Dâvâsý'ný sürdürmek, elbette bir çok ciddî bedeller ister... Cahil býrakýlmýþ Mustaz'af mazlum kitlelerin uyandýrýlmasý ve uyarýlmasý basit bir olay ve kolay bir iþ deðildir... Sýkýntýsý çok bedeli aðýr olmasýna raðmen her muvahhid mü'minin bu vazifeyi kuþanmasý ve kendi imkânlarýnca gerekeni yerine getirilmesi, kulluk vazifelerindendir... Sevabý bol, neticesi mutluluk veren bir vazifedir bu!..
 
Ýbn Abbas (r. anhuma)'nýn rivayetiyle þöyle buyurur Rasulullah (s.a.s.):
 
"Bilmelisin ki, hoþuna gitmeyen (sýkýntýlý) durumlarda sabretmende, senin için büyük hayýrlar vardýr. Bil ki zafer, sabýrla gelir. Ferahlýk, sýkýntýlardan sonra gelir. Her zorluðun yanýnda bir kolaylýk vardýr." 9
 
Ýbn Ömer (r.anhuma) rivayet eder.
 
Rasulullah (s.a.s.) þöyle buyurdu:
 
"Halk arasýna girip de eziyetlerine sabreden mü'min sevabý, halk arasýna girmeyen ve onlarýn eziyetlerine sabretmeyen mü'minin sevabýndan daha fazladýr (ve daha hayýrlýdýr.)" 10
 
 Muhtaç olanlarýn ihtiyacýný gidermek, cahil býrakýlmýþlarý bilgilendirmek, çaba ister, gayret ister, yýlmadan çalýþmak ve sabretmek ister... Gece, gündüz, açýktan ve gizliden hiç yýlmadan, býkmadan ve usanmadan nice ömürlerin sonuna kadar sürecek bu mukaddes dâvânýn bir ihyâ eri olmak,  her muvahhid mü'min gücü dahilindeki görevi olduðu asla unutulmamalýdýr... Peygamberlerin ve yeryüzünün vârisleri olan mü'min müslümanlar, bu mukaddes teblið, davet ve irþâd vazifelerini, birbirlerine destek vererek, yardým ederek yerine getirmelidirler...
 
Rabbimiz Allah Teâlâ þöyle buyurur:
 
"Siz, insanlar için çýkarýlmýþ hayýrlý bir Ümmetsiniz. Ma'ruf (iyi ve Ýslâm'a uygun) olaný emreder, münker olandan sakýndýrýr ve Allah'a iman edersiniz."11
 
"Mü'min erkekler ve mü'min kadýnlar birbirlerinin velîleri (yardýmcýlarý ve destekleyicileri) dirler.
 
Ýyiliði (ma'rufu)  emreden, kötülükten (münkerden) sakýndýrýrlar, namazý dosdoðru kýlar, zekatý verirler ve Allah'a ve Rasulüne itaat ederler."12
 
Katýksýz iman eden erkeði ve kadýnýyla Aziz Ýslâm Milleti'nin olmazsa olmaz özelliði ve ânýn vâcibi olan vazifesi budur!.. Taðutî zalim iþgalci egemenlerin cahil býraktýðý mazlum kitlelerin bilgilendirilmesi, uyarýlýp uyandýrýlmasý, kula kul olmaktan kurtarýlýp, yegâne Rabb ve Ýlâh Allah'a kul edilmesi, Allah'ýn kendisine hidayet verdiði ilim sahibi þahsiyetlerin üzerine  hemen ödenmesi  gereken  bir borçtur... "Emr bi'l- ma'ruf, nehyi ani'l- münker" yani, iyiliði emretmek, kötülükten nehyetmek ânýn vâcibi olan bir ibadettir... Gereðini yapmak saadet, ihmal etmek felâket getirir... Kadýn olsun, erkek olsun her muvahhid mü'minin imkânlarý ve þartlarý ölçüsünce bu vazifeyi elbirliði ederek gerçekleþtirmeleri, " merhamet olunmuþ vasat ümmete " saadet, kurtuluþ ve huzur saðlayacaktýr...
 
Bu ânýn vâcibi olan kulluk vazifesinin en önemli kýsmý, cahil býrakýlan mustaz'af kitleleri bilgilendirmek, kendilerine yegâne Rabb ve Ýlâh Allah Teâlâ'nýn verdiði haklarý hatýrlatmak taðutî zalimler tarafýndan gasbedilen bu haklarýn geri alýnma ve sahip çýkma yollarýný göstermek, dolayýsýyla kullara kul olmaktan kurtulmalarýna vesile olmaktýr...
 
Peygamberlerin vârisi olan muvahhid mü'minler, yegâne önderleri Rasulullah Muhammed (s.a.s.)'in izinden giden ve O'nun Sünneti'ni yaþamaya gayret eden deðerli þahsiyetlerdir..." Kalk ve uyar" emrinin muhatablarý olmuþ, Rasulullah (s.a.s.)'i örnek edinerek vazifelerinde kusur iþlemeden, en iyisini yapmaya gayret etmeye çalýþmaktadýrlar... Bu çalýþmalarý sýrasýnda dünyanýn neresinde olurlarsa olsunlar, taviz vermemeye, teblið, davet ve irþâd hareketinin daimî olmasýný hedeflerler... Rabbimiz Allah Azze ve Celle'nin sevdiði ve kulundan kabul buyurduðu ibadet, takva ile yapýlan azda olsa devamlý olan ibadet olduðunun þuuruyla hareket ederler... Bu devam ettirdikleri ibadetleri sýrasýnda, kullara kul olmuþ ya da kullara rab olmuþ taðutî güç sahibi olanlardan iþkence ve eziyet görürler... Tevhidî hareketi engellemek, þirk cephesinin deðiþmez karakteridir... Her olumsuz þartlarda sabretmesini, yani direnmesini baþaran muvahhid mü'minler, zafere ulaþmýþlardýr... Çünkü onlardan önce ve onlarýn önderleri olan Nebî ve Rasullere de, þirk cephesinin egemen güç sahibleri karþý çýkmýþ, davetlerini engellemeye çalýþmýþ, insanlarý uyarmalarýný ve uyandýrmalarýný istememiþ, eziyet etmiþ, iþkenceye tabi tutmuþlardý... O önder ve örnek yüce þahsiyetler, cahil býrakýlmýþ, þirk içinde olan kavminin bu eziyetine sabretmiþ ve onlarýn hidayet bulmalarýn saðlamaya çalýþmýþlardýr...
 
Abdullah b. Mes'ud (r.a.) anlatýyor:
 
Þimdi ben, Rasulullah (s.a.s.)'in yüzüne bakýp görür gibiyim. O, Peygamberlerden bir Peygamberi hikâye ediyordu ki, kavmi O'nu dövmüþ de O'nun kanýný akýtmýþlardý. Fakat O, yüzünden hem kaný siliyor, hem de:
 
" Ya Rabbi, kavmimi maðfiret eyle, çünkü onlar bilmiyorlar!" diyordu. 13
 
Bilmez bir hâle getirilmiþ, þirk, küfür ve cahiliyet içinde olan kavmini uyarmak, bilgilendirmek, cehâletten, þirk ve küfürden kurtulmak, karanlýklardan nûra çýkarmak, hidayetlerine vesile olmak için teblið ile görevli olan Nübüvvet ve Risâle sahibi Nebiler ve Rasuller (Allah'ýn salat ve selâmý cümlesinin üzerine olsun), yegâne Rabb Allah tarafýndan öðretilip eðitilmiþlerdir...
 
Rabbimiz ve Ýlâhýmýz Allah Teâlâ þöyle buyurur:
 
"Böylece sana emrimizden bir ruh vahyettik. Sen, kitab nedir, iman nedir bilmiyordun. Ancak Biz, onu bir nûr kýldýk. Onunla kullarýmýzdan dilediklerimizi hidayete erdiririz. Þübhesiz sen, dosdoðru olan bir yola yöneltip iletiyorsun." 14
 
" Bundan önce sen hiç kitab okuyan deðildin ve onu sað elinle de yazmýyordun." 15
 
 " Sana okutacaðýz, sen de unutmayacaksýn.
 
Ancak Allah'ýn dilediði baþka. Çünkü O, açýkta olaný da bilir, saklý duraný da.
 
Ve seni, kolay olan için baþarýlý kýlacaðýz." 16
 
" Onu (Kur'ân'ý, kavrayýp belletmek için ) aceleye kapýlýp dilini onunla hareket ettirip durma.
 
Þübhesiz onu ( kalbinde ) toplamak ve onu (sana) okutmak bize aid (bir iþ ) dir.
 
Þu hâlde, Biz onu okuduðumuz zaman, sen de onun okunuþunu izle."17
 
"Hak olan, biricik hükümdar olan Allah yücedir. O'nun vahyi sana gelip tamamlanmadan evvel, Kur'ân'ý ( okumada) acele etme. Ve de ki: ' Rabbim, ilmimi arttýr."18
 
Ýbn Mes'ud (r.a.) rivayet eder.
 
Rasulullah (s.a.s.) þöyle buyurdu:
 
"Beni terbiye eden Rabbimdir ki, beni en güzel þekilde terbiye etti."19
 
Mü'minlerin annesi ve Rasulullah (s.a.s.)'in zevcesi Âiþe (r.anha) anlatýyor:
 
Rasulullah (s.a.s.)'in ilk vahiy baþlangýcý uykuda, doðru rü'yâ görmekle olmuþtur. Hiçbir rü'yâ görmezdi ki, sabah aydýnlýðý gibi apaçýk meydana çýkmasýn (yani, her gördüðü rü'yâ muhakkak sabah aydýnlýðý gibi apaçýk meydana gelirdi). Bundan sonra kendisine yalnýzlýk sevdirildi. Hýrâ maðarasýna gider, orada ailesinin yanýna dönmeden, sayýsý belli gecelerde tahanus ( ibadet) ederdi. Ýþte bunun için yanýna azýk alýr giderdi. Oradaki ibadet gecelerinden sonra Hatice'ye döner ve bir o kadar zaman için yine azýk tedarik ederdi. Nihayet O, Hýrâ maðarasýnda  bulunduðu sýrada  O'na ânsýzýn Hakk (emri, yani vahy) geldi. þöyle ki:
 
O'na, Melek (Cebrail ) geldi:
 
- Oku ! dedi.
 
Rasulullah:
 
" Ben okuyucu deðilim." diye cevap verdi.
 
Rasulullah (s.a.s.) buyurdu ki:
 
" O zaman melek, beni alýp takatim kesilinceye kadar sýkýþtýrdý. Sonra beni býrakýp yine 'oku!' dedi. Ben de O'na: Ben okuyucu deðilim, dedim. Yine beni alýp ikinci defa takatim kesilinceye kadar sýkýþtýrdý. Sonra beni salýverip yine 'oku!' dedi. Ben de: Okuyucu deðilim, dedim. Beni üçüncü kere tuttu ve yine takatim kesilinceye kadar sýkýþtýrdý. Sonra beni býraktý da:
 
" Yaratan Rabbinin adýyla oku.
 
O, insaný bir alaktan ( kan pýhtýsýndan) yarattý.
 
Oku, Rabbin en büyük kerem sahibidir.
 
Ki o, kalemle (yazmayý) öðretendir.
 
Ýnsana bilmediðini öðretti." (Alak, 96/1-5)  ayetlerini söyledi."
 
Bunun üzerine Rasulullah, bu ayetleri alarak, korkudan vücûdunun etleri titreye titreye döndü ve Hatice'nin yanýna girdi de:
 
"Beni sarýp örtün, beni sarýp örtün!" buyurdu. 20
 
Kitab nedir bilmeyen, eliyle yazý yazmayan ve okumayan Rasulullah (s.a.s.), Melek Cebrail (a.s.)'ýn:
 
- Oku ! demesine karþýlýk:
 
"Ben okuma bilmem." diye cevap vermiþ ve "Ümmî " olduðunu beyan buyurmuþtu.
 
Âlemlerin Rabbi Allah, O'na vahyetti, öðretti ve eðitti... Ýnsan kullarý için yegâne örnek bir þahsiyet, eðitici ve öðretici kýldý...
 
Ve þöyle buyurdu Rabbimiz Allah Teâlâ:
 
"Öyle ki size, kendinizden, size ayetlerimizi okuyacak, sizi arýndýracak, size kitap ve hikmeti öðretecek ve bilmediklerinizi bildirecek bir Rasul gönderdik."21
 
"Onlar ki, yanlarýndaki Tevrat'ta ve Ýncil' de (geleceði) yazýlý bulacaklarý Ümmî haber getirici (Nebî) olan Rasul'e uyarlar. O, onlara Ma'rufu (iyiliði) emrediyor, Münkeri (kötülüðü) yasaklýyor, temiz þeyleri helâl, murdar þeyleri haram kýlýyor ve onlarýn aðýr yüklerini, üzerindeki zincirleri indiriyor. O'na inananlar, destek olup savunanlar, yardým edenler ve O'nunla birlikte indirilen nûru izleyenler, iþte kurtuluþa erenler bunlardýr.
 
De ki:' Ey insanlar, ben Allah'ýn sizin hepinize gönderdiði bir Rasulüyüm. Ki göklerin ve yerin mülkü yalnýz O'nundur. O'ndan baþka ilâh yoktur. O,diriltir ve öldürür. Öyleyse Allah'a ve ümmî Peygamber olan Rasulüne iman edin. O'da, Allah'a ve O'nun sözlerine inanmaktadýr. O'na iman edin ki, hidayete ermiþ olasýnýz."22
 
Kýyamete kadar insanlýk âleminin önderi baþ eðiticisi ve öðreticisi, âlemlere rahmet Rasulullah Muhammed (s.a.s.), hakký öðretti, hak ile eðitti, insanlarý þirkin ve küfrün karanlýklarýndan Tevhid'in imanýn ve Ýslâm'ýn apaydýnlýðýna çýkmalarýný saðladý... Cehâlet  içinde olanlarý bilgilendirdi, hakikatý kendilerine bildirdi... Ýnsanlar, bu apaydýnlýk ortamda dosdoðru yolu da gördüler, sapýk yollarý da!..  Ve tercih, imtihan içinde olan, hakký veya bâtýlý seçme hürriyetine sahib insanlarýndýr... Dileyen iman eder, dileyen küfür iþler... Ýsteyen muvahhid mü'min olur, isteyen müþrik olur...
 
Huzeyfe ibnu'l Yemân ( r.anhuma) anlatýyor:
 
- Rasulullah (s.a.s.), bize bir hutbede bulundu da bu hutbesinde, kýyamet kopuncaya kadar olacak mühim hiçbir þeyi terk etmeyip muhakkak zikretti. Bunu, belleyen belledi, bellemeyen cahil kaldý. Eðer ben, bir þeyi unuttum sanýp da þimdi onu hatýrlýyorsam, bu bilgim, kiþinin bildiði bir þey hafýzasýnda kaybolup da sonra onu görüp bilmesi gibidir!23
 
Ebu Zeyd (Amr b. Ahtab) el- Ensarî  (r.a.) þöyle der.
 
- Rasulullah (s.a.s.), bize sabah namazý kýldýrdý ve minbere çýkarak tâ öðle vakti gelinceye kadar bize hutbe okudu. Müteakiben inerek namazý kýldýrdý. Sonra (yine) minbere çýktý ve bize, ikindi vakti gelinceye kadar hutbe okudu. Sonra inerek namaz kýldýrdý. Sonra tekrar minbere çýktý ve bize, güneþ kavuþuncaya kadar hutbe okudu. Artýk bize, olmuþ ve olacak her þeyi haber verdi. Bunlarý en iyi bilenimiz, en belleyiþli olanýmýzdýr.24
 
Ýnsanlýk âleminin yegâne hidayet rehberi, baþ eðiticisi ve öðreticisi Rasulullah (s.a.s.), teblið, davet ve irþât hareketinde böyle davranmýþtý... Bu, O'nun Sünneti'dir... Katýksýz iman eden muvahhid mü'minler, Rasulullah'ýn Sünneti üzere hareket ederek, bu hareketi canlý bir þekilde devam ettirmeli, cahil býraktýrýlmýþ mustaz'af insanlara hakký öðreterek bilgilendirmeli ve cehâletlerini gidermelidirler... Ýhyâ erlerinin ertelenmez görevi budur!..
 
Dipnot
 
1) Sünen-i Ebu Davud, Kitabu'l- Cihad B. 85, Hds. 2620.
 
 Sünen-i Ýbn Mace, Kitabu't- Ticâre, B.67, Hds.2298.
 
Sünen-i Nesâî, Kitabu Âdâbu'l- Kudât, B.21, Hds.5374.
 
Benzeri bir rivayet için bkz. Ýmam Ahmed b. Hanbel, Müsned, çev. Hüseyin yýldýz, vdð. Ýst 2014. C. 11. Sh. 371, Hds. 16213.
 
2) Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Þerhi, Hzr. Necati Yeniel, vdð. Ýst.1990, C. 10, Sh. 139.
 
3) Sünen-i Tirmizî Kitabu'l- Buyu, B. 54, Hds. 1303.
 
Sünen-i Ýbn Mace, Kitabu't- Ticâre, B.67, Hds.2310.
 
4) Sünen-i Tirmizî, Kitabu'l- Buyu, B. 54, Hds. 1304.
 
5) Sünen-i Ebu Davut, Kitabu'l- Cihad, B.85. Hds.2619.
 
Sünen-i Tirmizî, Kitabu'l- Buyu, 59, Hds.1312.
 
Sünen-i Ýbn Mace, Kitabu't- Ticâre, B.67, Hds.2300.
 
6) Sünen-i Ebu Davud, Kitabu'l- Cihad, B.85, Hds.2622.
 
Sünen-i Ýbn Mace,Kitabu't- Ticâre, B.67, Hds.2299.
 
Sünen-i Tirmizî, Kitabu'l Buyu, B.54, Hds.1305.
 
Ýmam Ahmed b. Hanbel, Müsned, C.11,Sh.371, Hds.16214.
 
7) Duha, 93/9-11.
 
8) Müddessir, 74/1-5.
 
9) Ýmam Ahmed b. Hanbel, Müsned, C.1, Sh. 337, Hds.447.
 
Beyhakî, Þuabu'l- Ýman, çev. Hüseyin Yýldýz, vdð. Ýst.2015, C.2, Sh.180-181, Hds.1043.
 
Kuzâî, Þihâbu'l- Ahbâr Tercümesi, çev. Prof. Dr. Ali yardým, Ýst. 1999, Sh.152, Hds.492.
 
10) Sünen-i ibn Mace, Kitabu'l Fiten, B.23, Hds.4032.
 
Sünen-i Tirmizî, Kitabu Sýfatu'l- Kýyame, B.20, Hds. 2625.
 
Ýmam Buhârî, Edebu'l- Müfred, B.181, Hds.388.
 
Ýmam Ahmed b. Hanbel, Müsned, C.16. Sh.204, Hds.23330-23331.
 
Beyhakî, Kitabu'z- Zühd, çev. Enbiya Yýldýrým, Ýst.2000, Sh. 213, Hds.741.
 
el- Hafýz Ýbn Hacer el-Askalânî, Metâlibu'l- Âliye, çev. Halil Ýbrahim Kaçar- Adem Yerinde,Ýst. 2006, C.3, Sh.309, Hds.2727. el- Hâris b. Ebu Usâme, Müsned'den.
 
11) Âl-i Ýmrân, 3/110.
 
12) Tevbe, 9/71.
 
13) Sahih-i Buhârî,Kitabu Ýstitâbeti'l- Mürteddin, B.4, Hds.11.
 
Kitabu'l-Enbiyâ, B. 56, Hds. 144.
 
Sahih-i Müslim, Kitabu'l- Cihad ve's-Siyer, B.37, Hds.105.
 
Sünen-i Ýbn Mace, Kitabu'l- Fiten, B.23, Hds.4025.
 
Ýmam Ahmed b. Hanbel, Müsned, C. 18, Sh.17, Hds.25451.
 
14) Þura, 42/52.
 
15) Ankebut, 29/48.
 
16) A'la, 87/6-8.
 
17) Kýyame, 75/16-18.
 
18) Taha,20/114.
 
19) Celâleddin es- Suyutî el-Câmiu's- Saðir min Ahâdisî'l- Beþiri'n- Nezîr, çev. Hüseyin Yýldýz, vdð. Ýst.2013, C.6, Sh.124, Hds. 9144(310). Ýbnu's-Semânî, Edebu'l- Ýmlâdan.
 
Aclunî, Keþfu'l- Hafa, C.1, Sh.70, Hds.164.
 
20) Sahih-i Buhârî, Kitabu't- Tefsir, B.352, Hds.477.
 
Bed'i'l-Vahy, B. 2, Hds. 3.
 
Sahih-i Müslim, Kitabu'l-Ýman, B. 73, Hds. 252.
 
Ýmam Ahmed b. Hanbel, Müsned, C. 17, Sh. 262, Hds. 24897.
 
21) Bakara,2/151.
 
22) A'raf, 7/157-158.
 
23) Sahih-i Buhârî, Kitabu'l-Kader, B.3, Hbr.10.
 
Sahih-i Müslim, Kitabu'l- Fiten, B.6, Hbr.23-24.
 
Sünen-i Ebu Davud, Kitabu'l Fiten, B.1, Hbr. 42-40.
 
Hâkim en- Nîsâbûrî, el- Müstedrek Ale's- Sahihayn, çev. M. Beþir Eryarsoy, Ýst.2013, C.11, Sh.90, Hbr.8546.
 
24) Sahih-i Müslim, Kitabu'l- Fiten, B.6, Hbr.25.
 
Hâkim en-Nîsâbûrî, A.g.e. C.11, Sh. 89-90, Hbr.8545.

Bu Makale 5080 defa okunmuþtur

 

Yazdýr

YAZARIN DÝÐER YAZILARI

©

12/02/2024 - 11:04 HESABA ÇEKÝLMEK

©

03/07/2017 - 15:52 EN GÜZEL SÖZLÜ OLMAK

©

01/02/2017 - 11:24 KENDÝLERÝNE MÜHLET VERÝLEN ZALÝMLER

©

07/11/2016 - 11:47 ALLAH'IN VELÎLERÝ KÝMLERDÝR?

©

18/10/2016 - 14:06 KUDÜS VE MESCÝD-Ý AKSÂ HAKKINDA BÖYLE BUYRULDU

©

27/09/2016 - 11:22 AZ GÜLÜP ÇOK AÐLAMAK!

©

10/08/2016 - 13:03 KALBLERÝ ÝÞGALDEN KURTARMAK

©

28/06/2016 - 12:04 CAHÝLLERÝ, CEHÂLETEN KURTARMAK

©

02/05/2016 - 12:18 MÜ'MÝNLERÝN MÝSALÝ

©

09/03/2016 - 14:01 EN HAYIRLI NESÝL BÖYLE ÝDÝ!

©

01/02/2016 - 10:59 DOSDOÐRU YOLDAN SAPMAMAK ÝÇÝN

©

04/01/2016 - 11:38 BÜYÜK CÝHAD

©

01/12/2015 - 13:49 EN HAYIRLI NESÝL BÖYLE ÝDÝ!

©

31/07/2015 - 14:48 Dosdoðru Yolun Eþkiyasý

©

06/05/2015 - 14:28 KALBE DAÝR

©

16/12/2014 - 12:16 AHDE VEFÂ, KATIKSIZ ÝMANIN GEREÐÝDÝR

©

23/10/2014 - 15:41 “BÝZ, ÜMMÎ BÝR ÜMMETÝZ!”

©

01/09/2014 - 15:35 ÜMMETÝN HELÂK SEBEBÝ

©

04/07/2014 - 15:08 KÝM KAZANDI?..

©

09/06/2014 - 11:09 ALLAH’IN KULU VE RASULÜ MESÝH ÝSA (A.S.)’IN HÝKMETLÝ BEYANLARINDAN

©

05/05/2014 - 12:39 MÜSLÜMANLARDAN ÝLKÝ OLMAK

©

09/04/2014 - 13:03 ZULÜMLE ABÂD OLANLAR

©

01/02/2014 - 14:16 MUVAHHÝD, MÜCAHÝD VE ÖNCÜ BÝR ÝSLÂM ÂLÝMÝ

©

04/12/2013 - 13:50 RASULULLAH (S.A.S.) E ÝTAAT

©

04/10/2013 - 14:26 ALLAH’IN SEVGÝSÝNÝ KAZANMA YOLLARI

©

12/08/2013 - 16:04 BU VASÝYET HEPÝMÝZE!

©

16/07/2013 - 13:09 Þirk: En Korkunç Münker

©

19/06/2013 - 16:40 ÞÝRK CEPHESÝNÝN TUZAK TEKLÝFLERÝ

©

20/05/2013 - 15:24 MÜ’MÝNÝN DEÐERÝNÝ BÝL!

©

18/04/2013 - 11:30 SEVGÝNÝN BEDELÝ

©

19/03/2013 - 14:46 CENNETLÝK KULUN AMELÝ

©

19/02/2013 - 11:36 CEMAAT VE AYRILIK

©

28/01/2013 - 13:39 KUR'AN'DA ÝMAN ÝLKELERÝ

©

24/12/2012 - 15:50 EZELÎ VE EBEDÎ BÝR UFUKTAN BAKMAK

©

24/12/2012 - 15:36 KUR'AN'DA ÝMAN ÝLKELERÝ

©

21/11/2012 - 14:04 TOPLUMSAL DEÐÝÞÝMÝN ÝLKESÝ

©

25/09/2012 - 12:31 ALLAH YALNIZ ANILINCA

©

23/07/2012 - 12:38 EY FIKIH OKUYANLAR, FIKHEDÝN!

©

04/06/2012 - 12:36 RASULULLAH (S.A.S.)’E MUHALEFET ETMEMEK

©

25/04/2012 - 15:42 DEÐERLENDÝRMEDE ÖLÇÜ

©

26/03/2012 - 12:43 "ÝSLÂM EN YÜCEDÝR!"

©

30/01/2012 - 11:45 TEVHÝD VE AHLÂK

©

02/01/2012 - 14:34 EHL-Ý SÜNNET’E GÖRE ULU’L-EMRE ÝTAAT

©

28/11/2011 - 14:02 AZ DA OLSA, DAÝMÎ ÝBADET

©

03/10/2011 - 12:32 ÂLÝMLER: TOPLUMUN ÖNDERLERÝ

©

05/09/2011 - 15:00 AMELLERÝ BOÞA GÝDENLER

©

01/08/2011 - 12:10 Zulmedenlere Meyletmeyin !

©

04/07/2011 - 14:25 YALNIZ ALLAH ÝÇÝN OLMAK

©

03/06/2011 - 15:01 Zilletlerini Düþünmeden Dinlerini Tartýþanlar

©

09/05/2011 - 12:25 Ümmet’in Diriliþi

©

11/04/2011 - 15:19 “Benim Rabbim Kim? Sorusuna Cevab Aramak

©

07/03/2011 - 14:31 Mü’minlerin Yolu

©

14/02/2011 - 13:30 ÜMMETÝN ZAYIF MÜ’MÝNLERÝ

©

06/01/2011 - 11:04 Felâketi Önlemek

©

02/12/2010 - 12:18 Allah’dan yardým dilemenin þartlarý: NAMAZ (2)

©

14/10/2010 - 18:18 Rasulullah (s.a.s.) Sevgisi

©

22/06/2010 - 12:49 Allah ve Rasulünden (s.a.s.) Müjde!

©

18/05/2010 - 11:42 Âl-i Cengiz Oyununa Gelmemek

©

16/04/2010 - 11:55 Allah’tan Baþkasýna Kulluk Yapanlar

©

22/03/2010 - 16:53 Þirk: En Korkunç Münker

©

21/01/2010 - 11:03 Mesuliyeti Ýdrak Etmek

©

23/11/2009 - 16:00 Batýla Tabi Olanlar

©

23/10/2009 - 09:56 Evla Olan Def-i Mefasiddir

©

24/09/2009 - 11:05 "Lâ Ýlâhe Ýllallah Deyin

©

24/07/2009 - 12:13 Mü’minlerin Yolu

©

25/06/2009 - 11:04 Tevhid Kalesine Sýðýnmak

©

01/06/2009 - 16:18 Ümmetin Hakemi : Kur’an Ve Sünnet

©

28/04/2009 - 16:47 Her Çaðda Deðiþmeyen Tavýr

©

07/04/2009 - 15:48 Deðerlendirmede Ölçü

©

09/03/2009 - 16:19 Allah ve Rasulü (s.a.s.)´in Lânetini Hak Edenler

©

17/11/2008 - 23:52 Tevhid ve Dünyevîleþmek

©

05/09/2008 - 13:36 Allah ve Rasulü(s.a.s.)’in Lânetlediði Toplum

©

30/05/2008 - 22:58 Allah’ýn Razý Olduðu Üç Þey

©

02/03/2008 - 16:19 Kur’ânî Sorumluluk
 
 

Site Ýçi Arama

19 Cemâziye'l-Evvel 1446 |  21.11.2024

Bir Ayet

Bismillahirrahmanirrahim

Yoksa (Biz), imân edip salih amel iþleyenleri yeryüzünde fesad (bozgunculuk) çýkaranlar gibi mi göreceðiz? Yoksa, muttakileri facirler (suçlular) gibi mi göreceðiz?

( Sâd sûresi - 28)

Bir Hadis

Resûlullah (s.a.s.) þöyle buyurdu:

“Müslüman Müslümanýn kardeþidir. Ona zulmetmez, onu düþmana teslim etmez. Din kardeþinin ihtiyacýný karþýlayanýn, Allah da ihtiyacýný karþýlar. Müslümandan bir sýkýntýyý giderenin Allah da kýyamet günündeki sýkýntýlarýndan birini giderir. Bir Müslümanýn ayýbýný örtenin, Allah da kýyamet gününde ayýplarýný örter.”

(Buhârî, “Mezâlim”, 3)

Bir Dua

“Allah’ým! Perçeminden tuttuðun þeylerin þerrinden sana sýðýnýrým. Her türlü hayrý
senden isterim ki bütün hayýrlar senin elindedir.”

(Ýbn Hibbân, Ed’ýye, No: 934)

Hikmetli Söz

Âlim, ölse de yaþar;
câhil yaþarken ölüdür.


Canlý yayýn

Ýslam Ansiklopedisi

  Tasarým : Networkbil.NET

@2008 kuraniterbiye.Com