Mü'minler gerçek kardeþler, ümmet bir Tevhid ailesi, mensub olduklarý Millet ise, Ýslâm Milleti'dir. Muvahhid mü'minler, taðutu bütün kurum ve kuruluþlarýyla, teorisi ve pratiðiyle reddetmiþ, Allah'a katýksýz iman eylemiþ mü' min Müslüman kardeþleriyle Tevhid ailesini kurup, Ýslâm milletini oluþtururlar. Mekânlarý, Muvahhid aileler, vatanlarý ise, bütün yeryüzü… Yeryüzü Allah'ýn mülkü, Muvahhid mü'minler Allah'ýn kullarý… yeryüzünün varisleri ve halifeleri!..
Âlemlerin Rabbi Allah Teâlâ, yeryüzünde fitne oluþturup huzuru bozan, insanlarý ifsad eden, ekini ve nesli yok etmeye çalýþan her kim olursa olsun bertaraf edilmesini emretmektedir. Þirk koþarak en büyük zulmü iþleyen iþleyenlere ve yeryüzünde zulmü egemen kýlmak çabasýnda olanlara karþý mücadele ve mücahedeyi emreden yegâne Rabbimiz Allah Teâlâ þöyle buyurur: "Sen, o kâfirlere de ki: "Eðer (þirkten) vazgeçerlerse, onlara geçmiþ(günahlarý) maðfiret olunur. Eðer yine(þirke) dönerlerse, kendilerinden öncekilerin sünneti muhakkak devam etmiþ olur. Hiçbir fitne almayýncaya ve din(egemen düzen) bütünüyle Allah'ýn oluncaya kadar onlarla savaþýnýz. Eðer vazgeçerlerse muhakkak Allah, ne yaptýklarýný iyice görmektedir. Ve eðer yüz çevirirlerse, bilin ki Allah, sizin Mevlânýzdýr. O, ne güzel Mevlâdýr, ne güzel yardýmcýdýr." (1) "(Yeryüzünde) fitne kalkýncaya ve din(itaat ve egemenlik) yalnýz Allah'ýn oluncaya kadar onlarla savaþýn. Eðer vazgeçerlerse, artýk zalimlerden baþkasýna düþmanlýk yoktur." (2) Bu ayetin hükmü ve tefsiri için deðerli Ýslâm Ulemâsýna müracaat ettiðimiz zaman, bizlere þunlarý beyan ediyorlar. Ýmam Taberî(r.h.a.) þöyle der: "Ortada þirk kalmayýncaya, ibadet ve itaatin de, putlara ve taðutlara yapýlmayýp yalnýz Allah'a yapýlmasýna kadar müþriklerle savaþýn. Eðer onlar, sizinle savaþmaktan vazgeçer de sizin dininize girerlerse, hemen onlarla savaþmayý býrakýn. Zira düþmanlýk, ancak Allah'a ortak koþan zalimlere karþý geçerlidir. Ayette zikredilen fitneden maksad, Allah'a ortak koþmaktýr, inkâra düþmektir. Nitekim Katâde, Mücahid, Süddî, Ýbn Zeyd ve Abdullah Ýbn Abbas, bu kelimeyi bu þekilde izah etmiþlerdir. Ayette zikredilen din kelimesinden maksad ise, Allah'ýn emir ve yasaklarýna itaat etmektir. Bu izahlara göre ayetin baþ tarafýnýn mânâsý þöyledir: Ey Mü'minler, yeryüzünde Allah'a ortak koþma, inkâra düþme fitneli sona erinceye kadar ve yalnýz Allah'a kulluk edilip "Lâ ilâhe illallah" deninceye kadar kâfirlerle savaþýn! Bu hususta, Ýbn Ömer(r.anhuma)'nýn rivayetiyle Rasulullah (s.a.s.) þöyle buyurur: "Allah'dan baþka hak ilâh olmadýðýna ve Muhammed'in Rasulullah olduðuna þehadet, namazý ikâme, zekatý edâ edinceye kadar insanlarla savaþmam bana emrolundu. Onlar, bu iþleri yapýnca Müslümanlýk hakkýnýn gereði(olan hadler) müstesnâ Ýslâm hakký olmak üzere canlarýný ve mallarýný benim elimden kurtarýrlar.(Batýnlarýndan dolayý olan) hesablarýna gelince, O(hesabý görmek) Allah'a aiddir." (3) Ayet-i Kerimenin sonunda: "Eðer vazgeçerlerse bilin ki, düþmanlýk ancak zalimlere karþýdýr." buyrulmaktadýr. Bu ifadeden maksad þudur: Þayet size karþý savaþan kâfirler, savaþmaktan vazgeçer, dininize girer, putlara tapmaktan vazgeçer ve Allah'ýn size emrettiði þeyleri kabullenip boyun eðecek olurlarsa, artýk onlara karþý savaþmaktan vazgeçin. Zira ancak zalimlere karþý düþmanlýk yapýlýr. Onlar da Allah'a ortak koþanlardýr. Ayette ifade edilen "zalimlere karþý düþmanlýk" tan maksad, onun zulmüne dur demek ve karþý koymaktýr. Yoksa zalime cezasýný verdikten sonra haksýzlýk yapmak deðildir. Buradaki "zalim" ifadesinden maksad, Rebi b. Enes ve Ýkrime'ye göre "Lâ Ýlâhe Ýllallah" dememekte direnenlerdir. Mücahide göre ise, Müslümanlara karþý savaþanlardýr." (4) Ýmam Kurtubî(r.h.a.) de þunlarý beyan eder: "Yüce Allah'ýn: "Onlarla savaþýn" buyruðu, bunu neshedici buyruk olarak görenlerin görüþüne göre, her yerde, her müþrike karþý savaþmak emri vermektedir. Bu ayetin neshedici olmadýðýný kabul edenlere göre ise, mâna yüce Allah'ýn haklarýnda: "Sizinle savaþanlarla… savaþýn" diye buyurduðu kimselerle savaþýnýz, demektir. ancak birinci görüþ daha üstün bir görüþtür. Bu da, kâfirlerin savaþa baþlamalarý þartýna baðlý olmaksýzýn mutlak olarak savaþma emridir. Bunun delili ise, yüce Allah'ýn: "Ve din yalnýz Allah'ýn oluncaya kadar" buyruðudur. Ayrýca Ebu Hüreyre(r.a.)'ýn rivayetiyle Rasulullah(s.a.s.) þöyle buyurmuþtur: "Bana, insanlar, Lâ Ýlâhe Ýllallah deyinceye kadar onlarla savaþmam emrolundu." (5) Ýþte bu ayet-i Kerime ve hadis-i þerif, savaþmanýn sebebinin küfür olduðunu ortaya koymaktadýr. Çünkü yüce Allah, bu ayet-i Kerimede: "Fitne kalmayýncaya" diye buyurmaktadýr. Burada fitne, küfür demektir. buna göre savaþýn nihai hedefi, küfrün olmamasý diye gösterilmiþtir. Bu da açýkça anlaþýlan bir husustur. Ýbn Abbas, Katâde, er- Rabi, es-Süddî ve baþkalarý þöyle demektedir: Bu ayet-i Kerimede fitne, þirk ve ona baðlý olarak mü'minlere(müþriklerin) verdikleri eziyettir. Fitne, aslýnda denemek ve sýnamak demektir. Kaliteli olup olmadýðýnýn açýkça anlaþýlmasý için gümüþün ateþe sokulmasýný ifade etmek üzere kullanýlýr. "Eðer", ya bir nönceki ayet-i Kerimede geçtiði üzere Ýslâm'a girmekle veya ileride Tevbe Sûresi'nde açýklanacaðý üzere (6) Kitab Ehli hakkýnda cizye ödemek suretiyle "vazgeçerlerse, artýk zalimlerden baþkasýna düþmanlýk yoktur." Belirtilen þekillerde vazgeçmedikleri takdirde onlarla savaþýlýr. Ýþte sözü geçen zalimler bunlardýr ve bunlardan baþkasýna da düþmanlýk yapýlmaz. Zalimlere yapýlanlara "düþmanlýk" denilmesinin sebebi, onlarýn düþmanlýklarýnýn cezasý olmasý bakýmýndandýr. Çünkü zulüm, düþmanlýðý da ihtiva eder. O bakýmdan düþmanlýðýn cezasý, burada düþmanlýk diye adlandýrýlmýþtýr. Yüce Allah'ýn þu buyruðunda olduðu gibi: "Bir kötülüðün cezasý, bir kötülüktür." (7) Zalimler ise, konu ile ilgili iki te'vilden birisine göre fiilen savaþa baþlayandýr. Ýkinci tevile göre ise, küfür üzere kalmaya ve fitneyi sürdürmeye devam eden kimselerdir." (8) Ýmam Fahruddin er- Râzî(r.h.a.) ise, þöyle diyor: "Hakk Teâlâ'nýn "Ve din, Allah'ýn oluncaya kadar" buyruðuna gelince bu, fitnenin þirke hamledildiðine delâlet eder. Çünkü þirk ile dinin tamamýnýn Allah'a mahsus olmasý arasýnda, üçüncü bir hâl yoktur. Buna göre bundan maksad, Allah Teâlâ'dan baþka kendisine tapýnýlan ve itaat edinilen deðil, sadece Allah Teâlâ'nýn Ma'bud ve yegâne itaat edilen varlýk sayýlmasýdýr. Buna göre ayetin takdiri þöyle olur: Allah Teâlâ þöyle buyurmuþtur: küfür yok olup, Ýslâm kökleþinceye, ebedî cezaya götüren þeyler zâil olup, sevaba ulaþtýracak þeyler var oluncaya kadar onlarla savaþýn. Bunun bir benzeri de Cenâb-ý Hakkýn: "Onlar, Müslüman oluncaya kadar siz, onlarla savaþmaya çaðrýlacaksýnýz."(9) ayetidir. Bunda, Cenâb-ý Allah'ýn savaþý, ancak bu maksaddan dolayý emretmiþ olduðunun izahý ve açýklamasý bulunmaktadýr."(10) Ýmam Ýbn Kesir(r.h.a.) de, bu ayetten dolayý þunlarý kaydeder: "Vazgeçerlerse, artýk zalimlerden baþkasýna düþmanlýk yoktur." Eðer onlar, þirkten vazgeçerlerse, mü'minlerle savaþmazlarsa, siz de onlardan vazgeçin. Çünkü bundan sonra onlarla savaþan zalimdir. Ve düþmanlýk, ancak zalimleredir. Bu, Mücahid'in: -Ancak savaþanla savaþýlýr! Sözünün mânâsýdýr veya bu sözün takdiri böyledir! Eðer onlar savaþtan vazgeçerlerse, þirk demek olan zulümden kurtulmuþ olurlar ve dolayýsýyla artýk onlara düþmanlýk kalmaz. Buradaki düþmanlýktan maksad, savaþmak ve cezalandýrmaktýr. Nitekim Allah Teâlâ þöyle buyurur: "Kim size saldýrýrsa, onun saldýrdýðý gibi sizde ona saldýrýn."(11) "Eðer ceza verecekseniz, size verilen cezanýn misliyle ceza verin, ve eðer sabrederseniz, andolsun bu, sabredenler için daha hayýrlýdýr."(12) Bunun için Ýkrime ve Katâde: -Zalim, "Lâ Ýlâhe Ýllallah" demekten kaçýnan kimsedir, demiþlerdir."(13) Ýslâm Milleti'nin yetiþtirdiði dört deðerli Kur'ân-ý Kerim Müfessiri olan âlimden naklettiðimiz görüþlerden apaçýk anlaþýlan hakikat: Muvahhid Mü'minler, hep beraber Allah'ýn ipine sýmsýký sarýlacak, daðýlmayacak ve parçalanmayacaklar. Kendilerine emredildiði gibi kardeþler olacak, bir ümmet, bir ümmet, bir millet bütünlüðü içinde yeryüzünü ifsâd edenlere karþý savaþacak ve yeryüzünde Allah'ýn hükümleri egemen oluncaya kadar bu savaþý sürdüreceklerdir. Öyle bir zamana kadar zalim ve sömürürcülere karþý savaþlarýný sürdürecekler ki, yeryüzünde yalnýz Allah'ýn hükümleri geçerli olacak ve Ýslâm'dan baþka hiçbir nizamýn egemenliði söz konusu olmayacak! Çaðdaþ zalim müþrik taðutlarýn ve onlarýn yerli iþbirlikçi uþaklarýnýn iþgal edip egemen olduklarý Ýslâm topraklarýnda esaret altýnda yaþayan Müslümanlarýn acz içindeki hâllerine bakýp bu hakikatin asla gerçekleþmeyeceðini zannetmek, hakikati anlamamak ve idrak etmemek demektir. Allah Teâlâ'nýn deðiþmeyen Sünneti, hiç kimseye gücünün üstünde hiçbir teklifle buyurmamaktýr. Allah Teâlâ'nýn Muvahhid Mü'min kullarýna gerek ferd, gerekse cemaat olarak her ne buyurmuþsa, mutlaka onlarýn bu emri veya nehyi yerine getirmeleri için kendilerine güç, kuvvet ve imkân vermiþtir. Kullarýnýn o emri yerine getirmesi için her neye ihtiyaçlarý varsa, hepsini onlar için yaratýp verir, sonra o iþi yapmalarýný emreder! Þöyle buyurur Rabbimiz Allah Teâlâ: "Hiçbir nefse, gücünün kaldýrabileceði dýþýnda bir þey yüklemeyiz."(14) "Hiç kimseye güç yetireceðinden fazlasýný yüklemeyiz."(15) "Allah, hiçbir nefse ona verdiðinden baþkasýyla yükümlülük koymaz. Allah, bir güçlülüðün ardýndan bir kolaylýðý kýlýp verecektir."(16) "Allah, size kolaylýk diler, zorluk dilemez."(17) "Allah, size güçlük çýkarmak istemez."(18) "Allah adýna gerektiði gibi cihad edin. O, sizleri seçmiþ ve din konusunda size bir güçlük yüklememiþtir."(19) Asla deðiþmeyen "Sünnetullah" budur! Rabbimiz Allah Teâlâ, insanlar için çýkarýlmýþ en hayýr ümmete ve Tevhid Milleti olan Ýslâm Milleti'ne: "(yeryüzünde) fitne kalmayýncaya ve din(itaat ve egemenlik) yalnýz Allah'ýn oluncaya kadar onlarla savaþýn." diye emrederken onlarýn imkâný, gücü ve kuvveti bu emri yeri ile getirmeye yeteceði için emir buyurmuþtur. Ýslâm Milleti'nin güç yetiremeyeceði bir emir buyurmamýþtýr! Ümmet bir araya gelip güç birliði yaptýklarý zaman, bu va'd gerçekleþir. Zalim taðutlar tarafýndan topraklarý iþgal edilen ve esaret hayatý gündeme gelmiþ Ýslâm Milleti, genciyle yaþlýsýyla, kadýnýyla erkeðiyle yediden yetmiþe kendilerine emredilen amelleri, emrolunduklarý gibi yapacak olurlarsa, sonuçta Allah'ýn va'dý gerçekleþecek ve istenilen zafere ulaþacaklardýr. Ýslâm'ýn Mekke dönemi olan iþkence altýnda bulunduklarý dönem yegâne önderimiz Rasulullah (s.a.s.)'in en darda olduklarý zamanda Ümmetine müjdesi bu zafer olmuþtur! Habbab Ýbn Eret(r.a.) anlatýyor: Rasulullah(s.a.s.), Kâbe'nin gölgesinde kaftanýný yastýk yaparak dayandýðý bir sýrada yanýna geldim. Biz (Ýslâm'ýn o ilk günlerinde) müþriklerden þiddetle karþýlanmýþ hâldeydik. Rasulullah'a: -(Bunlarýn zulmünden kurtulmamýz için) Allah'a duâ edemez misin? dedim. Rasulullah, yüzü öfkeden kýpkýrmýzý olduðu hâlde hemen oturdu e þöyle buyurdu: "Yemin olsun, sizden önceki Ümmetler içinde öyle kimseler bulunmuþtur ki, müþrikler tarafýndan kemiklerinin üstündeki eti ve siniri demir taraklarla taranýrdý da bu iþkence, o mü'minin baþýnýn ortasýna büyük testere konulur, baþý ikiye bölünürdü de bu testere iþkencesi, o mü'mini dininden çeviremezdi. Yeminle söylüyorum ki Allah, bu Ýslâm Dini iþini muhakkak sûrette tamamlayýp kemâle erdirecektir. O derece ki, bir suvarî(yalnýz baþýna) San'a'dan Hadramevt'e kadar, Allah'dan baþka hiçbir þeyden korkmayarak(Selâmetle) gidecektir." Ravi Beyân, kendi rivayetinde: "Bir de sürüsü üzerine kurttan baþka bir þeyden korkmayacak." Fýkrasýný ziyade etmiþtir.(20) Muvahhidlerin ve Muttakîlerin imamý yegâne önderimiz Rasulullah (s.a.s.)'in, Âlemlerin Rabbi Allah Teâlâ'nýn bildirmesiyle vermiþ olduðu bu müjde on küsur yýl sonra gerçekleþen Mekke'nin fethiyle baþlayan huzur ve barýþ ortamýyla gündeme gelmiþtir. Rasulullah (s.a.s.) tarafýndan bu sözün söylendiði zaman Mekke, küfrün, þirkin ve taðutun egemen olduðu bir "Daru'l-Cahiliyye" bir "Daru'þ-Þirk", bir "Daru'l-Harb" idi. Müþrik zalim taðutlar egemen ve Mustaz'af Mü'min Müslümanlar esaret altýnda birer mahkûm idiler. Her biri egemen taðutlarýn zulmüne uðramýþ birer mazlum ve her türlü imkânlardan mahrum býrakýlmýþ birer mustaz'af konumuna düþürülmüþlerdi. Zulüm ve iþkence altýnda kimisi þehid ediliyor, kimisi yara-bere içinde býrakýlýyor, kimisinin vücûd organlarý sakat ediliyordu. Ýþte böyle bir anda, Rabbimiz Allah Teâlâ'nýn kendisine bildirmesiyle Rasulullah(s.a.s.) pek yakýn bir zamanda Muvahhid Mü' minlere Allah tarafýndan lûtfedilecek fetihleri ve zaferleri müjdeliyordu. Bu müjde, hakikatýn tâ kendisiydi ve pek yakýn bir zamanda da herkes tarafýndan hakikat olduðu görüldü. Ýman edenleri, imanlarý kuvvetlendi, inanmayanlar ise inanmaya baþladýlar. Bu hakikat, hayat nizamý Ýslâm'ýn tabiatýnda mevcuddur. Ýslâm Dini, yegâne hayat nizamýdýr. O, hayata hâkim kýlýnmak ve din gibi olmaya çalýþan her taðuti ideolojiye galib olmak için Allah tarafýndan beyan buyrulan Ýslâm, bütün yeryüzüne egemen olacaðý bir gün mutlaka gelecektir. Bu Allah'ýn va'dýdýr ve mutlaka gerçekleþir. Þöyle buyuruyor Rabbimiz Allah Teâlâ: "O, Rasulünü hidayet ile ve hak din ile gönderendir. Çünkü onu müþrikler hoþ görmese bile bütün dinlere üstün kýlacaktýr."(21) Mýkdâd b. Esved(r.a.)'ýn rivayetiyle Rasulullah(s.a.s.) þöyle buyurur: "Ýster kerpiçten yapýlsýn, ister deve kýlýndan, Allah, yeryüzündeki her eve Ýslâm'ý hâkim kýlacaktýr. Bu da, ya yüce olan (dinin) izzeti/hâkimiyeti veya her olan(küfrün) boyun eðmesi ile gerçekleþecektir. Bundan sonra da Allah onlarý, ya yüceltir ve Ehl-i Ýslâm'dan kýlar, ya da boyun eðdirir ve Ýslâm'ýn hâkimiyetine mâni olamazlar, benimserler." (22) Temim ed-Dârî(r.a.)'dan, Rasulullah(s.a.s.) þöyle buyurur: "Gece ve gündüzün ulaþtýðý her yere bu teblið ulaþacak, ister kerpiçten yapýlsýn, isterse deve kýlýndan, Allah, her eve Ýslâm'ý hâkim kýlacaktýr. Bu da, ya Allah'ýn aziz kýldýðý Ýslâm'ýn kabul edilmesi veya Allah'ýn hor gördüðü küfrün boyun eðmesi ile gerçekleþecektir." Tamim ed- Dârî, þunu ilave etti: -Ben bunu, kendi yakýnlarýmda bizzat gördüm. Müslüman olanlara hep hayýr, þeref ve izzet, kâfir olanlara da hep zillet, aþaðýlýk ve cizye ulaþýr!(23) Rabbimiz, Melikimiz ve ilâhýmýz Allah Teâlâ ve O'nun Rasulü (s.a.s.) mutlaka doðru buyurdular. Yegâne hayat nizamý Ýslâm, bütün taðutî ideolojilere, doktrinlere ve felsefi anlayýþlara üstün gelecek, bütün cahiliye düzenleri alaþaðý edecektir. Ve öyle bir gün gelecek ki, bütün yeryüzü semâsýnda yalnýzca Ýslâm'ýn bayraðý dalgalanacak ve bütün gayr-ý Ýslâmî bayraklar indirilecektir. Gayr-i Ýslâmî taðutî bayraklarýn iniþi öyle bir iniþ olacak ki, bir daha asla yükselmeyecekler. Ýslâm'ýn bayraðý öyle yükselecek ki, Ýnþallah bir daha inmeyecek, Muvahhid Mü'min Müslümanlarýn oluþturduðu Ýslâm Milleti, onun gölgesinde bütün yeryüzünde iktidarda olup, Ýslâm egemenliðini gündeme getirecek ve "Allah'ýn indirdiði hükümlerle hükmedip adâleti saðlayacaklardýr. Fitne ve fitneciler yok edilmiþ, zulüm ve sömürüye son verilmiþ olacaktýr. Ve çaðdaþ müþrikler hoþlanmazlarsa da bu olacaktýr! Çünkü Allah ve Rasülü(s.a.s), bunu olacaðýný beyan buyurmuþlardýr. …………………………..........….. 1) Enfal, 8/38-40 2) Bakara, 2/193 3) Sahih-i Buhârî, Kitabu'l- Ýman, B.16, Hds.18 Kitabu's-Salât, B.28, Hds.44 Kitabu'z-Zekat, B.1, Hds.6 Kitabu'l-Ý'tisâm, B.28 (Bab baþlýðýnda) Sahih-i Müslim, Kitabu'l- Ýman, B.8, Hds.36 Sünen-i Tirmizî, Kitabu'l-Ýman, B.1, Hds.2733 Kitabb Tefsiru'l- Kur'ân, B.76, Hds.3561 Sünen-i Neseî, Kitabu'l-Ýman, B.15, Hds.4970 Kitabb'z-Zekat, B.3, Hds.2436 Sünen-i Ýbn Mace, Mukaddime, B.9, Hds.71-72 Kitabu'l-Fiten, B.1, Hds.3927-3928 Sünen-i Ebu Davud, Kitabu'l-Cihad, B.95, Hds.2641 Sünen-i Dârimî, Kitabb's- Siyer, B.10, Hds.2450 4) Ebu Cafer Muhammed b. Cerîr et- Taberî, Taberî Tarihi, Çev. Hasan Karakaya- Kerim Aytekin, Ýst. 1996, C.1, sh.459-460 5) Sahih-i Buhârî, Kitabu'l- Cihad ve's- Siyer, B.101, Hds.155 Kitabu'l-Ýtisâm, B.28(Bab baþlýðýnda) Sahih-i Müslim, Kitabu'l-Ýman, B.8, Hds.32 Not: Hadisin devamýnda þöyle buyurur Rasulullah(s.a.s.): "Her kim Lâ Ýlâhe Ýllallah derse, Müslümanlýk hakkýnýn gereði(olan hadler) müstesnâ, canýný ve malýný benim elimden kurtarýr.(içlerindekilerden dolayý) hesabý ise Allah'a aiddir" 6) Rabbimiz Allah Teâlâ þöyle buyurur: "Kendilerine Kitab verilenlerden, Allah'a ve ahiret gününe inanmayan, Allah'ýn ve Rasulünün haram kýldýðýný haram tanýmayan ve hak dini(Ýslâm'ý) din edinmeyenlerle, küçük düþürülüp cizyeyi kendi elleriyle verinceye kadar savaþýn." Tevbe, 9/29 7) Þura,42/40 8)Ýmam Kurtubî, el-Câmiu Li Ahkâmi'l-Kur'ân, çev. M.Beþir Eryarsoy, Ýst. 1997, C.3, sh.15-16 9) Fetih, 48/16 10) Fahruddin er- Râzî, Tefsir-i Kebir_Mefatihu'l-Gayb, çev. Prof.dr. Suat Yýldýrým, Vdð. Ank. 1989, C.4, Sh.436 11) Bakara, 2/194 12) Nahl, 16/126 13) Ýbn Kesir, Hadislerle Kur'ân-ý Kerim Tefsiri, çev. Dr.Bekir Karlýða- Dr.bedrettin Çetiner, ist. 1984, C.3, sh.759 14) En'âm, 6/152 15) Mü'minun,23/62 16) Talak, 65/7 17) Bakara, 2/185 18) Mâide, 5/6 19) Hacc, 22/78 20) Sahih_i Buhârî, Kitabu Merakibi'l-Ensar, B.28, Hds.71 Kitabu'l-Menakib, B.25, Hds.116 Kitabu'l-Ýkrah, B.1, Hds.4 Sünen-i Ebu Davud, Kitabu'l-Cihad, B.97, Hds.2649 Ebu Nuaym et isfahârî, Hilyetu'l-Evliya-Sahabe'den Günümüze Allah Dostlarý, çev. Sait Aykut, vdð. Ýst. 1995, C.1, sh.299 Ýbn Kesir, El-Bidaye ve'n-Nihaye-Büyük Ýslâm Tarihi, çev. Mehmet Keskin, ist. 1994, C.3, sh.87-88 Ayrýca bkz Ahmed b. Hanbel, Müsned, C.5, sh.109-110 21) Saf, 61/9 22) Ýmam Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, çev. Rýfat Oral, Konya, 2003, C.1, sh.122-123, Hds.45/87 Bu hadis "Hasen'dir. 23)Ýmam Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, C.1, sh.123-124, Hds.46/88 bu hadis "Sahih" dir.
Ey kitap ehli! Artýk size elçimiz (Muhammed) gelmiþtir. O, kitabýnýzdan gizleyip durduðunuz gerçeklerden birçoðunu sizlere açýklýyor, birçoðunu da affediyor. Ýþte size Allah'tan bir nur ve apaçýk bir kitap (Kur'an) gelmiþtir.
( Maide Suresi - 15)
Bir Hadis
Hz. Ali (radýyallahu anh) anlatýyor:
"Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) bir miktar ipek alýp sað avucuna koydu, bir miktar da altýn alýp sol eline koydu sonra da:
"Þu iki þey ümmetimin erkek kýsmýna haramdýr!" buyurdu."