"Küçüklerimize þefkat ve rahmet duymayan, büyüklerimize hürmet göstermeyen, hakký, iyiliði ve doðruyu yaymak, kötülükleri yok etmek için gayret etmeyen bizden deðildir." [1]
Bu hadis þüphesiz bir çok açýdan deðerlendirilmesi gereken bir hadistir. Küçüklerimize þefkat duyulmasýnýn ve merhametle muamele edilmesinin, büyüklerimize hürmet duyulmasýnýn ve bunlarýn davranýþlarýmýza aksetmesinin Ýslâm ahlâkýnýn bir parçasý olduðunu vurgulayýþý da kesin ve nettir.
Hadisin Sünen-i Tirmizî de yer alan bir baþka rivâyetinde; "Küçüklerimize þefkat ve rahmet duymayan, büyüklerimizin izzet ve þerefini bilmeyen bizden deðildir," buyrulur. [2]
Sünen-i Ebu Davûd da yer alan rivâyette ise biraz daha deðiþiklikle; "büyüklerimizin hakkýný, kadrini ve kýymetini bilmeyen," lafzý yer alýr. [3]
Her bir ifade farklýlýðýnda, bizlere hitap eden bir baþka incelik vardýr.
Küçüklere þefkat ve merhamet duygusu beslmek gibi büyüklerin büyüklüðünü, küçükler üzerindeki hakkýný bilmek, takdir etmek ve onlara hürmet göstermek de Ýslâmî ahlâkýn bir gereði olduðunda þüphe yoktur.
Böylece küçükler emniyet duygusu içinde ve huzurlu yetiþip filizlenirken büyükler de kendilerine düþeni yapmanýn huzurunu duyacaklar ve karþýlýðýný dünyada hürmet görerek, ihtiyaç halinde yardýmlarýna koþularak alacaklardýr. Ebedî hayatta ise yaptýklarý sebebiyle çok daha fazla sevinecekler, daha da yapmýþ olmanýn hasretini, isteðini, arzusunu derinden hissedeceklerdir.
Ayrýca çocuklarla yaþlý büyükler arasýnda çok güzel baðlar kurulur. Ýþ dünyasýnda boðuþan babalara göre büyük babalar ve annelere göre büyük anneler torunlarla ilgilenmeye daha müsait olabilirler. Onlara babalarýn, annelerin anlatmakta zorlanacaðý bir çok þeyi anlatabilirler. Çocuklar büyük babalara, büyük annelere hizmet ederek hem ahlâkî duygularýný geliþtirirler, hem de iþe yaramanýn, bir iþ baþarmanýn hazzýný duyarlar. Onlardan duyduklarý sözlerle, gördükleri davranýþlarla zekâlarý geliþir, ufuklarý geniþler.
Büyük babalar ve büyük anneler de, kendilerinden bir parça olan, üzerlerinde emeklerinin ve haklarýnýn olduðu bir aile yuvasýnda olmanýn veya onlarla buluþmanýn, torunlarýný sevmenin, onlarla ilgilenmenin, onlarýn geliþip filizlenmesine þahid olmanýn gönül huzurunu duyarlar.
Çocuklar müthiþ bir merak taþýrlar. Akýl almaz sorular sorarlar. Anne ve babalar çok defa çocuklarýn bu sorularýndan bunalýr ve onlarý baþlarýndan savmaya çalýþýrlar. Büyük babalar ve büyük anneler onlarýn bitmez, tükenmez sorularýna cevap vermekte daha sabýrlýdýrlar. Çok defa kendilerine verilen cevabý bütünüyle anlamasalar bile çocuklar ciddiye alýndýkça, sorularýna cevap verildikçe bundan hoþlanýr ve rahatlýk hissederler. Kendileriyle ilgilenilmesi ve ilgilenen insanlarýn olmasý ayrýca onlara güven duygusu verir. Fikren, bedenen ve ruhen geliþmelerine müsbet tesir eder.
Ömrü yeten her insan çocukluk, gençlik, olgunluk ve dinçlik ve yaþlýlýk devrelerinden geçer. Bu devrelerin hepsinde çevresinde yer alan yakýnlarýna, dostlarýna ihtiyacý vardýr. Bu ihtiyaç þüphesiz çocukluk ve yaþlýlýk devresinde çok daha büyüktür. Her insan kendisini karþýsýndakinin yerine koyabilmeli ve onun nasýl bir bekleyiþ içinde olduðunu çok iyi deðerlendirmeli ve bu ihtiyacý karþýlamada kusur etmemelidir.
Daha önce anne ve babalara hürmet ve hizmet üzerinde durmuþtuk. Büyüklere hürmet anneleri, babalarý, büyük anneleri ve büyük babalarý içine aldýðý gibi amcalarý, dayýlarý, teyzeleri, halalarý ve cemiyet içinde yaþça büyük olan her insaný içine alýr.
Allah a hamd ediyoruz ki bütün menfî geliþmelere raðmen bizim cemiyetimiz bu hassasiyeti kaybetmemiþtir. Mensubu olmakla izzet ve þeref duyduðumuz Ýslâm dininin ahlâk güzelliklerinden biri de budur.
Batý dünyasýndaki yaþlý insanlarýn kalabalýklar içindeki yalnýzlýðý esef vericidir ve ibretlik bir derecededir. Þefkatsizliðin, merhamet eksikliðinin, hürmet yokluðunun, akraba baðlarýndaki kopukluðun insanlarý nasýl bir ümitsizlik ve yalnýzlýk dünyasýna ittiðini görüp ibret almak isteyenler, batý dünyasýnda boþ bakýþlarla park ve bahçelerde dolaþan, balkonlarýndaki çiçeklerini sulayarak, ellerinde köpeklerini gezdirerek bu dünyadan göçünceye kadar zaman dolduranlarý ibretle seyretmelidirler.
Nasýl bir dünyaya imrenir duruma getirildiðimiz o zaman kendini daha iyi belli edecektir.
Bizim þiârýmýz büyüklerimize hürmet, küçüklerimize þefkattir. Büyüklerle istiþare etmek, onlarýn duygu ve düþüncelerine deðer vermek, onlarýn hayata iþtiraklerini saðlamak, rýzalarýný kazanmak, dualarýný almak, onlarý iki cihan saadetine vesile etmektir.
--------------------------------------------------------------------------------
[1] Sünen-i Tirmizî, Birr (4/ 322). Tirmizî, hadisin hasen olduðunu söyler.
[2] Sünen-i Tirmizî, Birr (4/ 322). Tirmizî hadis için hasen, sahih der.
[3] Sünen-i Ebu Davûd, Edeb (5/ 232-233)