Zikr-i Hakîm anlatmak istediklerimize þöyle ýþýk tutuyor: “Allah, içinizden îman eden ve kendilerine ilim verilenleri yükseltir, onlara dereceler verir. Allah, yaptýðýnýz her þeyden, her yönüyle haberdardýr.” (Mücâdele, 58/ 11)
“Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu? Doðrusu, selim akýl sahipleri düþünür ve ibret alýr.” ( Zümer, 39/ 9)
Bu âyet-i kerîmeler, anlayan gönüller için çok þey anlatýyor… Ýmanla ilmin birleþmesi, salih amellerle bütünleþmesi gerçek bir yüceliþtir. Bilerek ve þuurla hareket etmek, akýntýya kapýlýþla kýyaslanmayacak kadar ulvîdir. Ýlim, -elde edinilen bilginin derecesi ne olursa olsun- her insanýn ihtiyacýdýr. Ona duyulan susamýþlýk, en deðerli susamýþlýklar arasýnda yer alýr.
Rabbimiz, hiçbir beþere bahþetmediði derecede ilim, irfan ve ihlâs bahþettiði Rasûlü’nden(sav) þöyle duâ etmesini istiyor: “Rabbim! Benim ilmimi artýr, de.” (Tâhâ, 20/ 114) Bu duâ bizlere çok þey anlatmalýdýr.
Ýlim sevgisi, ilim ehlini takdir, ilim, amel ve edebi bir araya getiren hak yolcularýna hürmet ve gýpta, her mü’minin vazgeçilmez hasletlerinden olmalýdýr.
Öðrenmenin de dünyaya geliþle baþladýðýný azm, gayret, sabýr ve sebatla arttýðýný, her bilgi artýþýnýn ufuk geniþliðine vesile olduðunu, geniþ ufkun ve bilgi birikiminin anlama ve kavrama melekesini geliþtirdiðini ve böylece güzelliklere yelken açýldýðýný her selim fýtrat sahibi bilir.
Ýnsan beyni de geliþme açýsýndan kaslarýmýza benzer. Þuurlu ve istikrarlý bir þekilde çalýþtýrýlarak geliþtirilmesi, güçlendirilmesi, kývraklýk kazandýrýlmasý mümkündür. Srî düþünme ve doðru karar verme melekesi giderek geliþir. Her güç kazandýðýnda, daha da güçlendirilmeye, çalýþtýkça daha da maharetini artýrmaya müsâid hale gelir... Bu açýdan kaslarýmýzdan daha büyük bir kabiliyete sahiptir.
Çocuklar, düzenli öðrenme çaðýna girdikleri anlardan itibaren yaþ ve zekasýna uygun bir þekilde eðitim ve öðretimden geçirilerek hayata hazýrlanmalýdýrlar.
Çocuklara verilen elbette ki sadece kuru bilgi olmamalýdýr. Bilgi ile birlikte onlara ilim, irfan, okuma sevgisi, öðrenme arzusu aþýlanmalý, öðrenilen faydalý bilgilerin, ilim ile elde edilen geniþ ufkun ve onunla bütünleþen tecrübelerin nelere vesile olduðu gösterilmeli, tattýrýlmalý, böylece hayat boyu ilim elde etme, öðrendiklerinden istifade etme ve onlarý baþkalarýyla paylaþma isteði ve melekesi kazandýrýlmalýdýr.
Bu paylaþma hem onun diðer insanlar arasýndaki deðerini yükseltecek, hem de bilgilerinin kökleþmesine, saðlamlaþmasýna sebep olacak, ifade kabiliyetini artýracaktýr.
Bu da geleceðe hazýrladýðýmýz yavrularýmýzýn hem dünyasý, hem de âhireti için hayýrlara vesile olacaktýr. Çocuklarýmýzýn hayatta elde edecekleri en güzel kazançlardan biri þüphesiz budur.
Allah Rasûlü(sav); “Ýlim elde etmeye giden yola giren bir kiþinin, Allah Cennet’e giden yolunu kolaylaþtýrýr.” [1] buyuruyor.
Bir baþka hadis-i þeriflerindede; “Allah kimin için hayýr murad ederse, onu din-i mübînde ince ve derin anlayýþlý ilim ve amel sahibi kýlar,” [2] buyurur.
Allah Rasûlü’nün(sav) hayatýn basamaklarýný yeni týrmanmaya baþlayan Ýbn Abbas(ra) için; “Allah ým! Ona hikmeti öðret!”, “Allah ým! Ona Kitab’ý (Kur’ân’ý) öðret!”, “Allah ým! Onu dinde fakih kýl,” [3] diye duâ etmiþtir. Abdullah Ýbn Mes ûd u öðrenmeye olan meraký sebebiyle övmüþtür.
Faydalý ilim sahibi her zaman övgüye, gýptaya lâyýktýr. Allah Rasûlü nün (sav) þu teþvikine dikkat ediniz:
“ Ýki insan gerçekten gýpta etmeye deðerdir:
Allah’ýn kendine dünya malý nasib eyleyip bu malý hak yolda harcama dirâyet ve þuuru verdiði kimse.
Ve Allah’ýn kendisine ilim, hikmet verdiði, bu ilim ve hikmetle hükmeden ve onlarý baþkasýna da öðreten kimse.” [4]
Yavrularýmýza ilmi elde ediþ gayesi de öðretilmeli, aþýlanmalý, ilimle ulaþýlacak hedeflerin ulvî olmasý gerçeði kalplerine nakþedilmelidir. Kuru ve Allah rýzasýný baþ tacý etmeyen bilgiler kudurmaya, çýðýrdan çýkmaya ve sahibini de çýðýrdan çýkarmaya hazýr bilgilerdir. Sebep olacaklarý tahribat, nice güçlü silahlardan, dehþet uyandýran bombalardan hiç de az deðildir. Hatta onlar, bu tür bilgilerin eserleridir. Bu alanýn korku dolu girdaplarýna dalmadan, ilâhî bir ikazý hatýrlatmakla yetiniyoruz:
“Bizi anmaktan yüz çeviren, sadece dünya hayatýný isteyen kimselere yüz verme, onlardan uzak dur. Onlarýn ilim alanýnda eriþebileceði seviye budur.
Þüphesiz ki Rabbin yolundan sapaný en iyi bilendir. Hidayette olaný da en iyi bilen O dur.”(Necm 53/ 29-30)
Ýlim sevgisi, gayenin güzelliði yavrularýmýza Allah katýnda da, insanlar arasýnda da dereceler kazandýracaktýr.
Çýðýrýndan çýkmýþ, hatta kudurmuþ bir ilim anlayýþýnýn insanlýðý hangi mecraya doðru sürüklediðini gördükçe, faydasýz bilgi yýðýnlarýnýn insanlýða verdiði kayýplara þahid oldukça ilim, irfan ve edeble yoðrulu insanlara ihtiyacýmýz, gerçek ilme susuzluðumuz giderek daha da artýyor.
(1) Sünen-i Tirmizî, Ýlm (5/ 28)
(2) Sahih-i Buharî, Fedâil (13/ 320), Vudû (2/ 256), Sahih-i Müslim, Fedâilü’s-Sahâbe (4/ 1927).
(3) Sahih-i Buharî, Zekat (7/ 196), Sahih-i Müslim, Salât (1/ 559).
(4) Sahîh-i Buhârî, Ýlm (1/ 429), Sahîh-i Müslim, Zekât (1/ 718-7189), Ýmâre (3/ 1524)