Merhamet yeri ve yönü doðru olduðunda her zaman güzeldir. Âile içinde daha da güzeldir. Sevgiyle yoðrulduðunda çok daha güzeldir. Hatta yuvalarýn temel taþýdýr. Þu âyet-i kerîmeyi dikkatle okuyunuz ve bizlere ne emrettiði, bizleri neye irþad ettiði üzerinde tefekkür ediniz:
“Kaynaþýp huzur duymanýz için size kendi cinsinizden eþler yaratýp aranýzda sevgi ve merhamet geliþtirmesi onun varlýðý ve yüceliðinin delillerindendir. Doðrusu bunda düþünen, tefekkür eden bir topluluk için gerçekten ibret vardýr.” (Rum, 30/ 21)
Yuvalarýn kuruluþuna dikkat ediniz. Kýsa bir zaman dilimi önce birbirini hiç tanýmayan nice kadýn ve erkek, gün gelir bir vesileyle tanýþýr, giderek birbirleriyle kaynaþýr ve yeni bir yuva kurarlar. Hayatýn geri kalan basamaklarýný birlikte týrmanmaya baþlar, böylece birbirlerine en yakýn iki insan haline gelirler. Acýda tatlýda, varlýk ve yoklukta berâber olmaya azmederler. Sýrlarýný birbirlerine açar, dertleþir, zorluklarý aþmak için dayanýþýrlar; ileriye yönelik hayaller kurarlar. Birbirlerinde huzur bulurlar. Aralarýnda sevgi ve rahmet oluþur. Onlar artýk bir âile olmuþlardýr. Onlarýn sayesinde önceki âileleri kenetlenir, kaynaþýr. Âilenin uzakta kalan fertleri zamanla birbirini tanýr, kaynaþýr. Önlerinde yeni bir dünya, yeni ufuklar açýlýr. Yeni dost halkalarý meydana gelir.
Hem kadýn hem de erkek, kendi kardeþleri, anne, baba ve yakýnlarý yanýnda davranamayacaðý kadar rahat davranabilir, onlara karþý açýlamayan perdeler açýlýr, sýrlar, hayaller, ümitler paylaþýlýr.
Anne-baba, kardeþ-akraba baðlarýnýn kýymeti oldukça büyüktür ve bu baðlar, üzerinde meþru ölçüler içinde titizlik gösterilmesi gereken baðlardýr. Ancak evlilik ve yuva baðý, diðerlerinden çok baþka, daha deðiþik bir baðdýr.
Diðer bir ifâde ile; "evlilikle bir erkeðe en yakýn varlýk kadýn,, bir kadýna en yakýn varlýk da erkek olur." Onlar birbirlerinin hasmý deðil, hayatta birbirlerini bütünleyicidirler.
Kadýn ve erkeðin her birine tek tek yaþama imkâný verilmiþtir ama gerçek saadet, bütünlüktedir. Yaratýlýþ böyledir ve böyle olmasý gerekir. Rabbimiz;
“Ey Ýnsanlar! Biz sizi bir erkek ve bir kadýndan yarattýk. Birbirinizle tanýþmanýz, kaynaþmanýz, belirgin niteliklerle bilinmeniz için sizleri kavimlere, kabilelere ayýrdýk. Þüphesiz Allah katýnda en deðerli olanýnýz, en takvâlý olanýnýzdýr.
Elbette ki Allah her þeyi bütün yönleri ve incelikleriyle bilir ve her þeyden haberdardýr."(Hucurât 49/ 13) buyuruyor.
Bu gerçek bütün yönleriyle idrak edilmeli, güzellik ve deðer takvâda aranmalý, kalplerin takvâ duygularý ile dolu olmasý için gayret gösterilmelidir.
Âyet-i kerîme "aranýzda sevgi ve merhamet geliþtirmesi" ifadesiyle dikkatlerimizi bir yuvanýn temelinin meveddet ve rahmet olmasý gerektiðine çekiyor. Meveddet karþýlýklý sevgi demektir. Rahmet ise, bilindiði gibi þefkat, acýma duygusu, merhamet demektir. Haksýzlýða, zulme uðratmama ve zulme rýza göstermeme þuurudur.
Hayatýn iniþleri ve çýkýþlarý, acý ve tatlýlarý, sevinçleri, kederleri, öfkeleri, hüzünleri, varlýk anlarý, yokluk anlarý vardýr. Hayatýn seyri içinde iþlenen hatalar da vardýr. Doðru yapýldýðý zannedilip de sonradan ciddî bir hata olduðu anlaþýlanlar da vardýr. Bir yuva içinde bütün bunlar yaþanabilir, her bir yuva bu merhalelerden geçebilir. Yaþanan bütün fýrtýnalardan, depremlerden, girilen bütün girdaplardan yuvayý kurtaracak olan temelinin meveddet ve rahmet üzerine saðlam bir þekilde kurulu olmasýdýr.
Gönül inceliði, zarafeti gerçek bir nimettir; kaybý da büyük bir kayýptýr. Allah Rasûlü(sav) bunu þöyle vurgular:
“Kim, incelik, edep ve terbiyeden mahrum edilmiþse, o kiþi bütün hayýrdan mahrum edilmiþtir.”2]
Eþlerden her biri, kendi üzerine düþeni yerine getirmeye gayret ettiði gibi, yaþanýlan dünyanýn her zaman güllük gülistanlýk olmadýðýný, rüzgarýn her zaman istenilen taraftan esmediðini bilmeli, sýkýntýlý, acýlý, gergin anlarýn, varlýk ve yokluk zamanlarýnýn olduðunu fark etmeli, zaman zaman kendini eþinin yerine koyarak yaþanýlanlarý onun açýsýndan da deðerlendirmelidir. Gergin ve sýkýntýlý anlarýnda eþinin üstüne gitmemeli, rahatlatýcý tavýr ve sözler sergilemeli, toplanan bulutlarý, þimþekleri yavaþ yavaþ daðýtmasýný bilmelidir. Ortalýk rahatlayýnca, gerginliðin sebebi sorulmalý, öðrenilince de ortadan kaldýrýlmasý veya sabýr ve tahammülle karþýlanmasý konusunda yardýmlaþýlmalýdýr.
Sevgi ve rahmet, karþýlýklý hukukun korunma kaynaðýdýr. Ýþlenecek hatalarý af edici olabilmek gönülde güzel duygular canlandýrýr. Af edene olgunluk verir, af edilene sevgi ve hürmet aþýlar. Yuvanýn devamý ve saadeti için bunlar gerçekten lüzumludur.
Sevgi ve rahmet, karþýlýklý fedakârlýklarýn, kalp kazanýcý, gönül alýcý davranýþlarýn da kaynaðýdýr. Yuvalar bunlarla çiçek açar, bunlarla yeni baharlar yaþar. Bunlarla gelecek günlere güvenle bakar, bunlarla ümitlerine ümit ekler. Hayat ýrmaðýnýn þýrýltýlarý böyle olunca daha güzel, çiçekler arasýndan ummana yol alýþý daha þirindir…
[1] Sünen-i Ebu Davud, Edeb (5/ 231), Sünen-i Tirmizî, Birr ve Sýla (4/ 323-324) .
[2] Sahih-i Müslim, Birr ve Sýla (4/ 2003), Sünen -i Ebu Davud, Edeb (5/157). |