Allah Rasûlü(sav) bir hadisi þerifinde þöyle buyurur: "Siz kardeþlerinizin yanýna geliyorsunuz. Güzel elbiseler giyinin. Binekleriniz de düzgün olsun. Kendinize öyle dikkat edin ki, diðer insanlarýn içinde, vücuttaki güzel ben gibi göze çarpýcý, (görünüþünüz ve ahlâkýnýzla) güzel olun. Þüphesiz Allah kabalýðý, kötülüðü, çirkinliði sevmez; çirkinleþmeyi de sevmez."
Evet, mü'min her þeyiyle güzel olmalýdýr. Davranýþlarýndaki cana yakýnlýkla, kullandýðý kelimelerle, taþýdýðý niyetle, güler yüzüyle, güzel giyimiyle, endamýnýn uygunluðuyla, yerinde hareketleriyle, olgunluðuyla… güzel olmalý, takdir ve sevgi toplamalýdýr. Güzel giyim denince ne yazýk ki günümüzde markalý, pahalý ve belli kalýplardaki giyimler anlaþýlmaya baþladý. Neredeyse bütünüyle dikkatini bu konuya yöneltenler ve insanlara bu açýdan bakarak hüküm verenler türedi. Böyle bir bakýþ ve deðerlendiriþ elbetteki sathî bir bakýþ, sýð bir deðerlendiriþtir. Ýnsan pahalý giyinmeyebilir, giyinemeyebilir; hatta giyinmemelidir. Ama temiz ve düzenli giyinmek hemen hemen her insanýn elindedir. Sadeliðin ayrý bir güzelliði, verdiði ayrý bir olgunluk hissi vardýr… Bu güzellik ve olgunluk diðer olgun insanlar tarafýndan derhal anlaþýlýr, gerçek mânâda takdir görür. Pahalý, markalý giyinme hevesinde belli bir hafiflik, gösteriþ meraklýlýðý, içteki eksiklik duygusunu dýþa yapýlan eklerle, þeklî gayretlerle kapatma arzusu vardýr. Ne kadar ustaca davranýlýrsa davranýlsýn, ne kadar perdelenmeye çalýþýlýrsa çalýþýlsýn bu da insanlar tarafýndan anlaþýlýr ve deðer kazanmaya çalýþan iþi deðer kaybýna uðrar. Ýnsanýn dýþ güzellik ve sadeliðini, davranýþlardaki güzellik, nezâket, edeb ve tevâzu takip ederse, þüphesiz, güzellikler kalýcý, duygular köklü, hasletler daha deðerli olur… Þimdi biraz daha esasa inelim: Ýbâdetler, gerçek mânâda Allah'a kulluðun, O'na olan yöneliþin gönülden gelen ifade tarzlarýdýr. Kulluk vazife ve þuurunun yerine getirildiði ibadetler, ayný zamanda, ibadet eden kiþiyi manevî kirlerden temizler, onu gönül berraklýðýna, ahlak güzelliðine, iç huzuruna ulaþtýrýr. Allah Rasûlü(sav); " Günde beþ vakit namaz, sizden birisinin kapýsýnýn önündeki gür suyla akan bir ýrmaða benzer. Bu ev sahibi günde beþ kere bu ýramakta yýkanarak arýnýr,"(2) buyurarak namazýn getireceði manevî temizliðe dikkat çekiyor. Eðer ibadetlerimiz meyvesini vermiyor, bizleri gönül temizliðine, ahlâk güzelliðine ulaþtýrmýyorsa, "nasýl" ve "niçin" ibadet ettiðimiz konusunda kendimizi ciddî bir muhasebeden geçirmemiz gerekir. Biz Ýslâmî kimliðiyle, ibadetiyle tanýnan bir insan isek, edeb ve ahlakýmýzda hoþa gitmeyen haller varsa, bunun insanlar üzerinde nasýl bir tesir uyandýrdýðýný çeþitli açýlardan deðerlendirerek muhasebe etmek, içinde bulunduðumuz durumun gerçek boyutlarýný idrak etmek ve kendimize gelmek zorundayýz. Her gün, -belki bir kaç kere- aynaya bakýp dýþ görünüþümüze çeki düzen veriyoruz. Acaba davranýþlarýmýza, edep ve terbiyemize, konuþma, hitap üslubumuza, duygu ve düþüncelerimizin dýþ dünyaya aksettiriþ tarzlarýmýza; bizi gören, bizimle komþuluk, arkadaþlýk, iþ arkadaþlýðý, yolculuk eden, bizimle alýþveriþ yapan, sohbet eden insanlarýn gözüyle de hiç bakýyor muyuz? Kendimizi dýþtan bakarak bütünüyle deðerlendiriyor muyuz? Dýþtan bakýnca ahlâkî görünümümüzün, iç dünyamýzýn dýþ dünyaya aksediþinin güzel olmasý, kýlýk kýyafetimizin güzelliði, uyumluluðu kadar deðer taþýmýyor mu!? Ceket yakamýzýn kalkýk oluþu, elbiselerdeki ütü eksikliði veya kýrýþýklýk, saçýmýzýn birkaç telinin isyan ediþi veya kýyafetlerimiz arasýnda yeterli renk uyumunun olmayýþý… mühim de bizim davranýþlarýmýz, çehremizin duruþu, kelimelerimizin kulaklara vuruþu… hareketlerimizin bir mü'mine yakýþýk tavýr ve edâ çerçevesinde olmayýþý mühim deðil midir?.. Kýsaca mü'min her þeyiyle güzel olmalý deðil mi? Bizler sadece söylediðimiz sözlerle, dile getirdiðimiz kelimelere mi teblið yapýyoruz? Diðer davranýþlarýmýzýn, genel ahlâkýmýzýn, insanlar üzerinde býraktýðý tesiri muhasebeden geçiriyor muyuz?!. Bunlarý dertleþirken çok defa birbirimize hak vereceðimize, ayný fikirlerde buluþacaðýmýza inanýyorum. Ancak fikirler amele dökülmeden, doðrular hayat akýþýna aksettirilmeden, inanýlan hakikatler, inanýldýðý gibi yaþanmadan çok mânâ ifade etmezler. Bu da inkar edilemeyecek bir gerçektir. Dîni Mübîn'in hayatýn hiçbir alanýný ihmal etmeyiþine, küçük-büyük, kadýn-erkek her þeyi ve herkesi manevî bir letafetle kuþatýþýna dikkat ediniz. Daðlar kadar aðýr dertlerin, tasalarýn, iþkencelerin görüldüðü, Ýslâm nûrunu yaþatmak için mücadelelerin verildiði, nice saldýrýlarýn, savaþlarýn, ölümkalým anlarýnýn yaþandýðý, nice þehidlerin verildiði, nice hükümlerin, temel esaslarýn öðrenilip hayata geçirildiði bir devrede Allah Rasûlü'nün(sav) nasýl selam verilmelidir, nasýl alýnmalýdýr, kapý nasýl çalýnýr, çalýnan kapýnýn neresinde durulur, hangi elle yemek yenilir, hangi elle su içilir, ayakkabý önce hangi ayaða giyilir, önce hangi ayak çýkarýlýr, yatarken nasýl duâ edilir, nasýl yatýlýr, bir mecliste konuþma âdâbý nasýl olur, ikram nereden, nasýl baþlar, büyükküçük hürmet ve sevgisi nasýl olur, baba dostlarýna nasýl ilgi gösterilir, sevgi, muhabbet nasýl ve ne uðruna olur, nasýl yayýlýr, komþu haklarý nelerdir, ev içi gönül sýcaklýðý nasýl yaþanýr, Ýslâm nûru hanelere nasýl yayýlýr… güzel hasletler nelerdir… öðretiþi, bilgi veriþi, teþvik ediþi, tatbik ederek sahâbîlere ve kýyamete kadar bütün mü'minlere örnek oluþu… üzerinde ibretle düþünülmesi gereken gerçeklerdir. Hadis, Fýkýh kitaplarýný, tefsirleri karýþtýrýnýz, bunun nice hayret verici örneklerini bulacaksýnýz. Henüz ergenlik devresine girmemiþ çocuklara bile annebaba odasýna girmenin âdâbýnýn öðretilmesi emrine Zikr-i Hakîm'de rastlayacaksýnýz. Kendini beðenmenin, büyüklük taslamanýn, gururun, cimriliðin, vefasýzlýðýn, kabalýðýn, kýrýcýlýðýn, çiðliðin, saldýrganlýðýn… ne derece çirkin ve iman erlerine yakýþmayan hasletler olduðunu âyet ve hadislerde göreceksiniz. Allah Rasûlü'nün(sav); "Üçüncü bir þahsýn bulunduðu yerde iki kiþi kendi arasýnda gizli konuþamaz"(3) buyruðundaki ince duyguya, edeb anlayýþýna, yalnýzlýða ve yanlýþ duygulara itilecek bir ferde gösterilen þefkate ve yakýn ilgiye dikkat ediniz… Enes'e(ra) hitap ederek; "Yavrum! Âilenin yanýna girdiðin zaman onlara selâm ver. Bu sana ve âilene bereket getirir,"(4) irþadýndaki terbiye ve tavsiye güzelliðine bakýnýz… Kaynaklarýmýz, böyle nice güzelliklerle doludur. Bu güzelliklerden örnekler görmek isteyen kardeþlerimiz, hadis, siyer, tefsir kitaplarýný, bu alanda zühd ve takvâya yönelik kaleme alýnan eserleri karýþtýrmalýdýrlar. Ýslâm tarihinde yaþanmýþ, kaynaklara geçmiþ nice hayranlýk celbedecek ibret levhalarýyla karþýlaþacaklardýr. Bizim bu kýsa yazýyla vurgulamak istediðimiz birkaç nokta var: - Edeb, terbiye, ahlak güzelliði bir mü'min için vazgeçilemez özelliklerdendir. Yapýlýnca sevabý alýnan, yapýlamayýnca hoþ görülen bir müstehab veya bir sünnet gibi deðildir. Belki her biri kendi çerçevesiyle düþünüldüðünde böyle olabilir; ancak bütünüyle deðerlendirildiðinde böyle olmadýðý açýkça görülecektir. Ahlaký güzel olmayan,edep ve terbiyeden nasibi bulunmayan bir kiþide hayýr yoktur. Çirkefi devamlýdýr, hem kendine hem de mensubu olduðu dâvâya büyük zarar verir… Seyyiât defterine onu hudutsuz derecede piþman edecek kayýtlar düþülür… Kýsaca güzel ahlâk, mü'minin þiârýdýr. - Hiçbir maddi deðer onun önüne geçemez, ondan daha deðerli olamaz. Bu gerçek asla göz ardý edilmemeli, maddeler, mânânýn önüne geçilmemeli, dünya ve ahiret birlikte karartýlmamalýdýr. Bunu açýklamak niyetiyle birkaç kelime söylemek istersek þöyle bir misalle zihinlerde canlandýrabiliriz: Çocuklarýmýzý yarýnlara hazýrlýyoruz. Kýzlarýmýz daha küçük yaþlardan ileride kuracaklarý yuvalar için çeyiz yapmaya alýþtýrýlýyorlar. Bu belli oranlarda erkek çocuklarda da var. Zaman zaman komþular aralarýnda neler yaptýklarýný, neler hazýrladýklarýný konuþuyor, birbirlerinden fikir almaya, bilmedikleri bir yenilik, bir güzellik varsa onu öðrenmeye ve biran evvel yapmaya gayret ediyorlar. Söyler misiniz; Hangi çeyiz bir ahlak çirkinliðini örtebilir!?. Dahasý hangi kýz hangi erkek birlikte yuva kurduðu eþine, hayat basamaklarýný birlikte çýkmaya karar verdiði insana iffetinden, güzel ahlakýndan, güler yüzünden, samimiyetinden, hak yolda sonuna kadar Allah'ýn istediði çizgide yürüme azminden… daha güzel bir çeyiz sunabilir. Hangi perde, hangi tencere, hangi masa, hangi ayna, hangi dolap, hangi iþleme, hangi oya… Bu alandaki boþluðu, yokluðu doldurabilir. Hangi dâire, hangi araba iffetten daha kýymetlidir, güzel ahlaktan, edep ve terbiyeden önce gelir. Bizi biz yapan, Rahman'a kul, mü'mine kardeþ, Allah Resulü'ne ümmet, hak yol yolcularýna yoldaþ yapan hasletlerin kýymetleri mutlaka bilinmelidir. Edep ve terbiyenin has bahçesinde, gül kadrini bilenlerden olalým. Zibilliðe alýþan, çöp kokusundan haz alan kargalarý kendimize rehber edinmeyelim. Güzel ahlâký ve hasletleri, yön ve yol bilmeyenlerde aramayalým. Unutmayalým; "Allah iyilik yapanlarý, güzel davranýþlarda bulunanlarý, samimiyetini taþýyarak güzellikler aksettirenleri sever." (Âli Ýmran 3/134) *** Dipnotlar: 1-Hadisi Þerîfi Ebû Dâvud Sünen'inde, (Libâs 4/349), Ýmam Ahmed Müsned'inde (4/180) ve Hâkim Müstedrek'inde (Libâs 4/ 184), nakleder. Hadisin râvîsi Sehl Ýbn Hanzala (R.A)'dýr. 2- Hadis, muttefekun aleyh olan ve baþka lafýzlarla da nakledilen bir hadistir.3-Hadisi, Ebû Dâvud Sünen'inde, Hâkim Müstedrek'inde nakleder. 4-Hadis, imam Tirmizî'nin naklettiði bir hadistir.
"O, gökleri ve yeri, hak ve hikmete uygun olarak yaratandýr. Allah'ýn 'ol' deyip de her þeyin oluvereceði günü hatýrla. O'nun sözü gerçektir. Sûr'a üflendiði gün de mülk (hükümranlýk) O'nundur. Gaybý da, görülen âlemi de bilendir. O, hüküm ve hikmet sahibidir, (her þeyden) hakkýyla haberdardýr."
( En'âm Suresi - 73)
Bir Hadis
Allah Rasulü (s.a.v.) þöyle buyurmuþtur:
“Biriniz orucunu açtýðý zaman hurma ile açsýn. Hurma bulamazsa su ile açsýn. Çünkü su temizdir/temizleyicidir.”
Tirmizî, Savm, 10
Bir Dua
“Allah’ým! Senden hayýrlý olan iþleri yapmayý, aklýn ve dinin çirkin gördüðü þeyleri
terk etmeyi ve fakirlerin sevgisini istiyorum.”
(Mâlik, Duâ, No:508)
Hikmetli Söz
Komþuluðu korumak,
ahde uymak, iyiliðe
itaat, kibre karþý
çýkmak, fazileti almak,
aþýrýlýktan sakýnmak,
öldürmeyi büyük
suç olarak görmek,
insanlar için insaflý
olmak, öfkeyi yutmak
ve yeryüzünde fesat
çýkarmaktan sakýnmak
gibi övülecek hasletler
için mutaassýp olun.