Sizlere dýþtan tesir eden bütün duygulardan sýyrýlarak selim fýtratla bir düþününüz. Neler doðrudur? Neler doðru yanlýþtýr?.. Neler yapýlmalý, neler yapýlmamalý?..
Baþkasýnýn malýný zorla veya hileyle elinden almak, aklý baþtan alan, insaný rezilce davranýþlara sürükleyen, sýhhatini yok eden içkiler içmek, baþkasýnýn iffetine göz dikmek veya iffetsizlik örnekleri sergilemek, zayýf ve çaresizi ezmek, baþkalarýnýn acý ve sýkýntýlarýndan zevk almak, alýn terine, el emeðine dayanmayan, baþkalarýna hizmet sunmadan, karþýlýðýný vermeden kazanç elde etmek, cana kýymak, baþkalarý hesaba katmadan sýnýrsýz hürriyet kullanmak, çirkin kelimeler sarf etmek, büyükleri hiçe saymak, küçükleri korkutup ürkütmek, küstahlýk, hilekârlýk, sinsilik, bencillik ve saldýrganlýk
Güler yüzlü, tatlý sözlü olmak, insanlarla iyi geçinmek ve onlara güven duygusu vermek, alýn teriyle, el emeðiyle kazanmak, helal yemek, helal giymek, Allah'ýn bahþettiði nimetlerden istifade etmek ve onu lütfedene þükretmek, yardýma muhtaç insanlarýn yardýmýna koþmak, hayrý ve güzellikleri tavsiyeleþmek, iffetli ve güzel ahlâklý olmak, mazluma yardým etmek, zalimin zulmünü durdurmak, bunun için bir araya gelip yardýmlaþmak, yeryüzünde hakkýn hakim olmasý, iyiliðin yayýlmasý, kötülüklerin, çirkinlik ve çirkeflerin silinmesi için mücadele vermek… Ve daha niceleri… Bütün bunlarý tefekkür süzgecinden geçirin. Haklarýnda iyi veya kötü, doðru veya yanlýþ olarak hüküm verin. Bunu iyi niyetle yapýn. Gönlünüz gerçekten ne diyorsa ona hükmedin. Verdiðiniz hükümlerin çoðunun Ýslâm'ýn verdiði hükümlerle ayný yönde olduðunu göreceksiniz. Þimdi tekrar düþününüz, hangi çirkin ve yanlýþ þey vardýr ki Ýslâm ona güzel veya doðru demiþtir. Hangi güzel ve doðru olaný da çirkin veya yanlýþ olarak adlandýrmýþtýr… Eðer az da olsa zihninizin takýldýðý þeyler olursa geri dönünüz, bilgilerinizi ve duygularýnýzý yeniden gözden geçiriniz, saðlam bilgilere ulaþtýðýnýzda, duygularýnýzý dýþ tesirlerden kurtardýðýnýzda nice doðrularý yakalayacaksýnýz. Sonra dýþ dünyadaki zorlamalarý ve yanlýþ kanaatleri düþününüz. Ýblis'in kendisine ne kadar köle ve uþak bulduðunu, akýllarla, kalplerle ne kadar oynandýðýný göreceksiniz. Ýçki içmenin, bar ve pavyonlarý, plajlarý doldurmanýn, kucak kucaða dans edip edeb, iffet, ar duygularýný hiçe saymanýn, eþini, annesini, kardeþini, yakýnýný, sevdiðini kýskanma hissini gönüllerden silmenin çaðdaþlýk sayýlmasý, methedilmesi nasýl mümkündür!?. Allah için alný secdeye koymak, kula kulluk etmemek, Allah'ýn emirlerini hayata aksettirerek iki cihan saadeti için gayret göstermek, samimi duygular beslemek, iffetli olmak, Allah'ýn emirlerini yerine getirmek için çýrpýnmak, helal, haram çizgilerini korumaya çalýþmak ne zaman kötü oldu ve istenmeyen þeyler arasýnda yer aldý?.. Batýl ve yanlýþ zihniyetler birçok ülkede devlet güçlerini nasýl arkasýna almayý ve onlarý hakka karþý kullanmayý baþardý?!. Kötüye iyi, iyiye kötü denir oldu?!. Üzüm baðýndan kopardýðýnýz bir salkýmý düþününüz: Görünüþü ve tadýyla ne kadar güzeldir. Dünyada ne kadar çok çeþidi vardýr. Biz ondan ne kadar çok istifade ederiz. Yapraðýndan, ýþkýnýndan, henüz olgunluða ermemiþ tanelerinden bile… Salkýmýndan koparýp kendisini yeriz, kurutur kurusunu saklarýz, meyvesiz mevsimlerde onu yeriz, kompostosunu yaparýz, suyunu çýkarýr içeriz, pekmezini yapar yeriz, þýrasýný içeriz… Bütün bunlar lezzet ve gýda doludur. Onlarla yetinmeyip mayalandýrýp þarap haline getirmek, haramlaþtýrmak ve bu kadar nimeti bize bahþeden Allah'a isyan ederek onu içmek nankörlük deðil de nedir? Hayatýn bütünü bunun bir benzeri deðil midir? Sayýsýz nimetlere karþý ihanetler ve nankörlükler sergilenmiyor mu?.. Kimisi nimet sahibini unutup manasýz bir hayatýn girdaplarýnda dönüp durmuyor mu, kimi de iradesine hakim olamayýp nefis arzularýnýn peþinde sürüklenmiyor mu?.. Hayatýn içinde ne kadar isyan ve nankörlük örnekleri var?!. Ancak biz bu satýrlarda daha çok içki ve kumar çeþitleri, uyuþturucu, bar ve pavyonlara girip çýkma, sigara, hýrsýzlýk, yan kesicilik, þehvet peþinde koþma, okuldan evden kaçma gibi kötü alýþkanlýklarý kastediyoruz. Bu tehlikeleri sakýn evinizden, çocuklarýnýzdan çok uzak tehlikeler sanmayýn. Çoðu masumca sanýlan küçük kaçamaklarla baþlar ve gün gelir anne ve babayý þaþkýnlýk ve çaresizlikle kývrandýracak bir noktaya ulaþýr. Spor totoyu, lotoyu, iddiayý, piyango çekiliþlerini, tavla oyunlarýný, parasýna veya hediyesine yapýlan maçlarý, bayramlarda sigara paketlerine atýlan küçük kasnaklarý ve sonrasýný küçümsemeyiniz. Hatta ütmesine bilye oyunlarýndan baþlayýnýz ve basamak basamak çýkýnýz… Gizli gizli sigara çekiþlerini, büyükleri içki içerken görüp yaþanan özentileri ve diðer içilen musibetleri… Yalnýz iken, kendini dýþlanmýþ hissederken, bir baþarýsýzlýðýn burukluðu yaþanýrken tesellinin böyle þeylerde aranýþýný… Kötü arkadaþlarýn teþvikini… Ekranlardan yuvalarýn içine dökülen kirleri… Ýçkili balolarý, artýk birçok evde yer alan bar köþelerini, elde kadeh tutmanýn çaðdaþlýk sayýlýp özendirilmeye, teþvik edilemeye çalýþýldýðýný… Sabahlara kadar tepinip çýðlýklar koparmanýn marifet ve hayat zevki olarak zihinlere aktarýlýþýný… Yangýn içinde yürüdüðümüz bir gerçektir. Her þeye raðmen yanmayanlarý görerek hamd ettiðimiz, sevinç duyduðumuz da bir baþka gerçek. Selim fýtratlarýn hala varlýðýn koruduðu da… Ancak daima dikkatli, daima uyanýk, daima yüksek dirençli bir iradeye sahip olmak zorunda olduðumuz asla unutulmamalý, ihmalin cansýz ellerine býrakýlmamalýdýr. Rabbimizin ikazý ve buyruðu gözden ve gönülden ýrak tutulmamalýdýr: "Ey iman edenler! Þarap, kumar, dikili taþlar, fal ve þans oklarý Þeytan iþi birer pisliktir. Bunlardan uzak durun ki felaha, kurtuluþa eresiniz. Kesin olarak bilmelisiniz ki Þeytan içki ve kumar yoluysa aranýza düþmanlýk, kin ve nefret sokmak, sizi Allah'ýn zikrinden ve namazdan alýkoymak ister. Artýk vazgeçtiniz, onlara son verdiniz deðil mi?" (Mâide 5/ 90-91) Þeytan iþi pislikler bu gün modern, çaðdaþ(!) þekillere büründüler, güzel ambalajlara sarýldýlar, süslendiler, pazarlandýlar… Ýþi gücü onlarý teþvik etmek, süslemek ve pazarlamak olanlar türedi… Bir gazetenin son sayfasýný bütünüyle kaplayan bir ilan görmüþtüm. Ortalarýnda uzaktan rahatlýkla okunabilecek þekilde büyük harflerle "Mangaldaki külü daldaki bülbüle çeviren Türk mucizesi" yazýyordu. Bu bir rakýnýn reklâmýydý. Mucize ne mucize, bülbül de ne bülbüldü! Demek ki bazý insanlarýn zevki böyle bülbülleri dallara kondurup dinlemekti. Þakýyan bu bülbüllerin söyledikleri, þahsiyetleri, âileleri, çocuklarý, yarýnlarý… Onlar ne olursa olsundu. Bu gün boþ arsalar, yýkýlmaya yüz tutmuþ, içi boþaltýlmýþ harabe evler, köprü altlarý, kuytu köþeler tinerci barýnaðý haline geldi. O çocuklar da bizim çocuklarýmýz Dün uðruna fedakârlýklar sergilediði imaný, ulvî hedefleri, gayesi olan, bütün dünyaya örnek olma þerefine eren, tarihe izzet ve þerefini nakþeden bir milletin çocuklarý… Dýþardan ithal edilmediler, uzaydan da inmediler… Rahman'ý unutarak yetiþtirilmeye çalýþýlan bir gençliðin kenar mahalleleri… Çaðdaþ marþlar ve þarkýlarla yetiþtiler… Aydýnlýðý bazen barlarda, pavyonlarda, bazen plajlarda, bazen kuytu köþelerde aradýlar… Onlarýn kalplerindeki imaný silerek yok etmek için gayret edenler artýk sevinebilir, iftihar edebilirler. Boþluk denizinde yüzen, bataklýklarda gezen, haktan yan çizen, heveslerinin, arzularýnýn peþinden sürüklenen bir nesil elde etmeyi, âile yuvalarýnýn temellerini sarsmayý baþardýlar… Sevinçleri yine de kursaklarýnda kalmalý. Ellerindeki bu kadar imkâna raðmen iman fidanlarýný hepten yok edemediler. Yeniden filizlendi, zor þartlara raðmen dallarýn ucunda tomurcuklar kendisini yine gösterdi. Kuþ sesleri yeni baharlarýn müjdesini veriyor. Ellerindeki týrpan bu çimleri biçmekten aciz kalacak. Zaman zaman tutuþturduklarý ateþ, enginlere uzanan ve giderek saf tutan bu ormaný yok etmeye yetmeyecek… * Çocuklarýnýzý kötü alýþkanlýklardan koruyunuz. Birçok kötü alýþkanlýðýn çok defa kenarlarda, köþelerde sigara içmekle baþladýðýný unutmayýnýz. Sigarayý küçük bir musibet olarak görmeyiniz. Nice büyük belalarýn temelini küçük musibetlerin hazýrladýðýný da unutmayýnýz. Þu hadis-i þerifin iþaretini de aklýnýzdan çýkartmayýnýz: "Rasûlullah(sav) her sarhoþluk vereni ve her insan bedenini zayýflatýp direncini kýraný yasakladý." (1) Hadisin "her sarhoþluk verenin nehyedildiðini" dile getiren ilk bölümü, bir çok kaynakta farklý rivâyet ve ifade þekilleriyle nakledilir. Bu genellikle bilinmektedir. Ümmü Seleme Vâlidemiz'in bize ulaþan bu rivâyet ise, Sünen-i Ebu Davud'da nakledilir. Rivayette yer alan "müfettir" kelimesinin iyi deðerlendirilmesinin, ifade ettiði mânânýn daha iyi anlaþýlmasýnýn gerektiðine inanýyoruz. Kelimeyi yukarýda "bedeni zayýflatýp direncini kýran" olarak tercüme ettik. Kelime esasen "beden direncinin kýrýklýðý, eklem yerlerinin halsizleþmesi, sinir sisteminin gerilip bedenin zayýflamasý" mânâsýna gelen bir kelimedir. Bedendeki halsizlik hissi "fütur" olarak ifade edilir. Zayýflýðýn, dirayetsizliðin, dirençsizliðin yaþandýðý devirler de, bu mânâda "fetret devri" diye adlandýrýlýr. "Müfettir" kelimesinin neyi vurguladýðý üzerine zihin yoran ilim ehli, uyuþturucularýn ortaya çýktýðý ve tanýnmaya baþladýðý andan itibaren kelimenin ona iþaret ettiðini dile getirmiþler, afyon, eroin, esrar gibi uyuþturucu maddelerin de bedeni zayýflattýðýna, mafsallarý gevþettiðine, iradeyi zaafa uðrattýðýna dikkat çekmiþlerdir. Kelimenin yapýsý bu mânâya yakýndýr. Ancak uyuþturucularý, "müskir" kelimesinin çerçeve içine aldýðý da bir gerçektir. Çünkü müskir, sarhoþluk veren, akýla dengesini kaybettiren, aklý perdeleyen, aklýn düzenli kullanýlmasýný engelleyen demektir. Dolayýsýyla biz "müfettir" kelimesinin daha açýk ve canlý bir þekilde sigarayý ve onunla ayný mânâda çiðnenen otlarý, burna çekilen enfiyeyi çerçevesi içine aldýðýna inanýyoruz. Akýl almaz boyutlarda yayýlan ve salgýn dünya musîbetleri arasýnda sayýlmasý gereken sigara alýþkanlýðý ile ilgili söylenebilecek elbette ki çok söz var. Saðlýða ve þahsiyete tesiri, sebep olduðu israf, en yakýnlardan baþlayarak çevrede yer alan insanlarýn haklarýnýn çiðnenmesi, irade zayýflýðý ve daha nice konuda… Bunlarýn çoðu bilinen ve giderek daha sýkça dile getirilen sözler. Giderek canlanan gayretler… Onlarý düþünce ufuklarýnýza býrakýyor, çalýþmalarýný daha çok âile ve çocuklar üzerine yoðunlaþtýran Prof. Dr. Zig Ziglar'ýn kötü alýþkanlýklar ile ilgili kendi yaþadýðý dünyadan aktardýðý bilgileri sizlerle paylaþmak istiyorum: "Amerikalýlar dünyanýn diðer ülkelerinde yaþayan 5 milyar insanýn toplamýndan daha yüksek düzeyde uyuþturucu kullanýyorlar. 9 milyondan fazla Amerikalý kokaini denemiþ ve 25 milyonu ise herhangi bir tipte bir yasa dýþý uyuþturucu kullanmýþ. Günümüzde, doðan bebeklerin yüzde onu daha henüz rahimde iken uyuþturucu ve yüksek seviyede alkol kullanýmý ile yüz yüze gelmekte. Hamile bir kadýnýn kokain kullanmasý -bir kere dahi olsa- bebeðin üzerinde harap edici etkiler býrakabiliyor ve çok yüksek týbbî harcamalara sebebiyet verebiliyor. Her 12 Amerikalýdan birisi düzenli olarak uyuþturucu tüttürürken, 52 milyon kiþiden her biri günde ortalama 31 sigara içiyor. 100 milyondan fazla Amerikalý her gün içki içiyor ve bunlarýn 18,5 milyonunun ciddî alkol problemleri var. Ya mâliyetler? Bu konuda hiç kimsenin elinde kesin sonuçlar yok. Fakat bazý kaynaklardan, tahminlerden ve matematiksel formüllerden faydalanarak birkaç rakama ulaþýlabiliyor. Ýsterseniz iþe "uyuþturucuya baþlangýç" olan tütünden baþlayalým. Satýn alýþ fiyatý, týbbî harcamalar ve üretkenlik kaybý toplam 150 milyar dolarý geçmektedir. Bu rakam sigara içiminin sebep olduðu insan mutsuzluðunu, rahatsýzlýðýný içermiyor… Yýkýlan âileler ve mahvolan hayatlar iþin içine katýlmadan, alýþ fiyatý, týbbî harcamalar ve üretkenlik kaybý açýsýndan alkolün sebep olduðu zarar 250 milyar dolarý geçiyor. Yasa dýþý uyuþturucularýn alýþ fiyatlarý, týbbî ve rehabilitasyon harcamalarý, üretkenlik kaybý ve iþlenen suç faturalarý 200 milyar dolarý geçiyor. Tabi buna hesaplanmasý mümkün olmayan kiþisel yýkýmlar dahil deðil. Bu üç rakamý topladýðýnýzda 600 milyar dolardan daha fazla kayýpla karþýlaþýyorsunuz. Toplumumuzdaki bu üç kanseri ve beraberlerinde getirdikleri problemleri ortadan kaldýrarak, on yýl içerisinde yoksulluða bir nokta koyabilir ve dünyanýn en büyük kredi açan ülkesi haline gelebiliriz. Boþanmalarýmýzýn %90'ý temelde alkole dayanmakta. Alkol, kadýn ve çocuk tacizlerinin %70'inde etkin sebep olarak yer alýyor. Otoban ölümlerinin %50'sinden fazlasý alkol baðýmlýsý. Ýçki problemi olan kiþilerin %97'si evlerimizde, okullarýmýzda, fabrikalarýmýzda ve iþ yerlerimizde rastladýðýmýz kiþiler. Ýþin en korkunç yaný ise alkol baðýmlýsý olan kiþilerin %90'dan fazlasý bu konuda problemleri olduðunu kabullenemiyorlar. Yaklaþýk 10 ila 11 yaþýndaki 100.0 00 çocuk en azýndan haftada bir kere içki içiyor. Amerika'da 28,6 milyon çocuðun ebeveyni alkolik…" (2) Ýþte size yönünü ve yolunu þaþýrmýþlarýn imrendiði dünyadan bir yaprak. Peþinde sürüklendiklerimizin durumu bu olsa da, insanlarýmýzý çýlgýn bir gayretle onlarýn yuvarlandýðý uçuruma doðru sürüklemeye çalýþanlar bulunsa da diyarýmýz henüz bu bataklýðýn içine bütünüyle gömülmedi. Ancak alkolik olanlarýmýz öyle hýzlýlar ki onlarla aramýzdaki alkol litresi açýðýný bir hayli kapatýyor, çaðdaþlýk yolunda hýzla ilerliyorlar… Ecel duvarýna toslayýncaya kadar… Rabbimize hamd ediyoruz ki kalplerden sökülüp atýlamayan iman hala cemiyetimizi ayakta tutuyor. Bizim ulvî gayemiz, uðruna fedakârlýlar sergileyecek hedeflerimiz, hayallerimiz, ümitlerimiz, hesap gününe imanýmýz var. Yolumuzu aydýnlatan hidayet rehberimiz var… Bunlarýn nasýl bir nimet olduðu, bize nasýl güç verdiði, ayaklar sürçünce elimizden nasýl tuttuðu üzerinde tekrar düþününüz. * Bunlarýn ardýndan bir gerçeði tekrar vurguluyoruz: Çocuklarýnýzý her türlü yanlýþ alýþkanlýklardan koruyunuz. Onlardan önce kendinizi… Ýslâmî hassasiyeti olan kardeþlerimizin sigara içmelerinin ayrý bir çirkinlik arz ettiðini unutmayýnýz. Tesettürlü bayanlarýn sigara içmelerinin ise çok daha çirkin bir þekilde göze battýðýný, görüp þahit olan insanlar tarafýndan ciddî bir eksiklik ve kusur olarak kaydedildiðini vurgulamak zorunda olduðumuza inanýyoruz… * Ayrýca aþýrý televizyon düþkülüðünün kötü alýþkanlýklardan sayýlabilecek bir duruma geldiðini unutmayýnýz. Saatlerce televizyon karþýsýnda kalmak, böylece bilgi ve ahlâk kirliliðinin hedefi haline gelmek veya boþ, faydasýz, ciddiyetten uzak, hedefsiz ve gayesiz programlara kilitlenip kalmak basite alýnamayacak derecede bir kötü alýþkanlýktýr. Televizyon neticede bir alettir. Aletler iyiye de kullanýlabilir, kötüye de… Ancak son derece faydalý olabilecek bu âletin çýlgýnlýk derecesinde kötüye kullanýldýðý, bir milleti, hatta bütün dünyayý ifsat etmek için silah haline getirildiði her akl-ý selim sahibinin kabul edeceði bir gerçektir. Bu konu üzerinde ayrýca durulacak ve incelenecek bir konudur. Televizyonun tehlikesi ve zararlarý bilinmekte, nasýl ve ne þekilde tedbir alýnacaðý, irade hakimiyeti için neler yapýlacaðý ise bilinmemektedir… Kendinizi ve çocuðunuzu ekranlarýn esiri olmaktan kurtarma irade ve þuurunu gösteriniz. * Ayný tehlike farklý bir þekilde bilgisayar tiryakiliðinde vardýr. Saatlerce süren bilgisayar oyunlarýna dalýp gitmek, býkýp usanmadan internette dolaþmak, kopuk cümlelerle bilgisayarlarý karþýlýklý dedi-kodu aleti edinmek ve daha neler evlerde daima görülen manzaralardan biri oldu… Çocuklar dýþ dünyayý, arkadaþlarý ile oynamayý, anne ve babasý, kardeþleri ile konuþmayý unutur hale geldiler… El kabiliyetleri kayboldu. Kaslarý geliþmez oldu, hatta eridi. Yüzlerinin rengi gitti. Arkadaþ edinme duygularý söndü… Tek yönlü bilgiler, çok bilgi sayýlýr oldu. "Bu günün çocuklarý çok farklý" denilerek, çok þey bildirdikleri zannedilir hale geldi. Çok þeyleri bilmedikleri, sunî bir dünyada yaþamaya baþladýklarý gözden kaçtý… Her þeyin aþýrýsýnýn zararlý olduðu da unutuldu. Bu tiryakiliðin üzerinde daha ciddî durulmalý, aletlere esir olmak yerine onlarý kullanmak ve onlara efendilik edebilme iradesine sahip olmak için çalýþýlmalýdýr. Bu yönde üsluplar geliþtirilmeli, araþtýrmalar yapýlmalýdýr… * * * 1. Sünen-i Ebu Davud, Eþribe (4/ 90) 2. Olumsuz Bir Dünyada Olumlu Çocuk Yetiþtirmek, Zig Ziglar (s. 252 - 254).