Rabbimizin kendisi uðruna sarf edilecek her dakikayý ve her emeði zayi etmeyeceði bilinen bir hakikattir.
Kur ân-ý Kerîm, Allah ýn kitabý, Rabbimizin kullara hitabýdýr. Allah ýn vahy ettiði, Rasûlü nün bize teblið ettiði ilâhî nazmdýr. Bu ümmete sunulan en büyük mucizesidir.
Biz çocuklarýmýza Kitab ýmýzý Allah ýn vahyettiði, Rasûlü nün teblið ettiði þekliyle öðretmek zorundayýz. Bu bizim annelik, babalýk görevlerimiz arasýndadýr. Bu görevin yapýlmayýþý ciddî bir kusurdur. Kur an tilâvetini öðretmek bizim yavrularýmýza sunacaðýmýz en güzel hediyelerden biridir. Yavrularýmýz böylece Rabbimizin kitabýyla bað kuracak, onu okumanýn onurunu yaþayacak, ayrýca dil ve telaffuz kabiliyeti geliþecektir. Peþ peþe gelen farklý ses iniþ ve çýkýþlarýna, kalýnlaþma ve incelmelere, uzatma ve kýsalmalara dilleri alýþacak ve kendi dillerini de daha iyi ve net kullanýr hale geleceklerdir. Bu onlarýn kendine güvenlerini ve maneviyatlarýný yükseltecektir.
Bir mü minin Rabbinin kitabýný okumayý bilmemesi ciddî bir eksikliktir. Anne, baba tarafýndan bu imkân hazýrlanmamýþ ise bu da anne, babanýn ciddî bir kusuru, ciddî bir ihmalidir.
Abdullah Ýbn Abbas(ra), Allah Rasûlü vefât ettiðinde henüz çocuk denilecek yaþlardaydý.[2] Henüz on yaþýna gelmeden muhkem olan Kur ân ý hýfzettiðini söyler.[3]
Bir Müslüman, ibadetlerini sýhhatli olarak yerine getirebilecek derecede Kur an ezberlememiþse bu çok daha tehlikeli ve ciddî bir eksikliktir. Üzerinde her ferdin durup düþünmesi gereken, affedilmesi zor bir ihmaldir. Ömür varken bir an önce telafi edilmeli, hayatý bir çok açýdan mânâsýz hale getiren bu kusur yok edilmelidir.
Allah Rasûlü’nün(sav) ikazýna dikkat ediniz: "Hafýzasýnda Kur ân bulunmayan bir insan, harâbe bir ev gibidir."[4]
Harâbe bir ev olmak ve harâbe bir ev gibi hayat sürmek hiç de övgüye layýk olmayan bir hayat tarzýdýr.
Çocuklarýmýzýn, dolayýsýyla gelecek neslimizin hayatýný harabeye çevirmek isteyen zihniyet çirkin bir zihniyettir. Bu yönde atýlan adýmlarýn da Ýblis i razý etmeye yönelik adýmlar olduðu açýktýr. Ýblis in kendisine uþak olanlarý, Allah ýn gazabýndan kurtaramayacaðý, kurtarmaya da çalýþmayacaðý kesindir. O gün, en yakýn dostun bile dostu aramayacaðý, sormayacaðý, soramayacaðý gündür.
Her yapýlan þey, belli bir oranda emek ister. Sonu güzel olan þeyler, þüphesiz emek sarf etmeye deðer þeylerdir. Kur an öðrenmeye çalýþmak sonu en güzel olan þeylerdendir. Her türlü emeðe, her türlü sýkýntýya göðüs germeye, her türlü engeli aþmaya deðer.
Ve hepimizin bildiði bir hadis-i þerif: "Sizin en hayýrlýlarýnýz, Kur ân ý öðrenen ve öðretenlerinizdir."[5]
Kur an ýn fazîleti ve tilâvetiyle ilgili daha nice hadis-i þerif vardýr. Hadis kitaplarýnýn tefsir veya fedâilü l-Kur ân ile ilgili bölümlerine bakan kardeþlerimiz bu hadislerle karþýlaþacaklar ve onlardan istifade edeceklerdir. Kur ân tilaveti ne kadar teþvik edilse yeridir.
O, zikirlerin efendisi, iki cihan saadetini elde etme düsturudur. Onun emirlerini öðrenmek ve onlarý hayata aksettirmek her mü minin görevidir. Onun buyruklarýný anlama, onu müzâkere ise ayrý bir deðer taþýr. Onu müzâkere için bir araya gelindiði meclisler, sekînet ve rahmetin tecellî ettiði en hayýrlý meclislerdendir. buyurur.
Allah Rasûlü(sav); "Eðer bir topluluk, Allah evlerinden birinde toplanýr, Allah’ýn Kitâbý’ný okur, onu anlamaya çalýþýr, aralarýnda müzakere eder ilim ve irfanlarýný geniþletirlerse, üzerlerine huzur, sükûnet ve vakar iner, onlarý rahmet kaplar, melekler kuþatýr ve Allah onlarý katýndaki melekler arasýnda anar,” [6]
Çocuklarýmýzýn da ilâhî hitaptan feyz almasýný arzuluyorsak, meleklerle kuþatýlan meclislerde bulunmasýný istiyorsak, þartlar ne olursa olsun ihmalkâr davranmamalý, üzerimize düþeni yerine getirmeliyiz.
_________________________________________________________________
[1] Sahih-i Buhârî, Tefsîr (16/ 140-141), Sahih-i Müslim, Salât (1/ 549-550)
[2] Allah Rasûlü(sav) vefat ettiðinde Abdullah ýn kaç yaþlarýnda olduðu konusunda ihtilaf vardýr. Daha güçlü olan kanaat 13 yaþýný bitirip 14 yaþýna girdiði yönündedir. (Umdetü l-Kârî 16/ 224-225)
[3] Bak: Sahih-i Buhârî, Fezâilü l-Kur ân (16/ 224) ve Umdetü l-Kârî 16/ 224-225)
[4] Sünen-i Tirmizî, Sevâbü l-Kur ân (5/ 177). "Hadis, hasen sahihtir," der.
[5] Sahih-i Buhârî, Fezâilü l-Kur ân (16/ 226), Sünen-i Ebî Dâvud, Salât (2/ 147), Sünen-i Tirmizî, Sevâbü l-Kur ân (5/ 174).
[6] Sahih-i Müslim, Zikir (4/ 2074)