Müslüman harp temennicisi deðildir. Saldýrgan tavýrlý, çevresini tedirgin eden, anlaþmalarýna sadakat göstermeyen, zulmeden, kan dökmeye meraklý, geçimsiz de deðildir. Savaþýn da kendisine ait bir ahlâký vardýr ve mü'min her durumda ahlâkýn güzelliklerini sergileyen insan olmalýdýr. Mü'min ayný zamanda cesurdur, ahirete, ebedî saadete ve þehitlik rütbesinin yüceliðine inanýr.
Allah Rasûlü(sav) hem Sahih-i Buhârî'de hem de Sahih-i Müslim'de yer alan bir
hadisinde; "Düþmanla karþýlaþmayý temennî etmeyin. Karþýlaþýnca sabredin, sebat
edin," (1) buyuruyor, savaþ çýkýnca cihadýn hakkýnýn verilmesini emrediyordu.
Sahih-i Müslim'de nakledilen bir rivayette bu cümlelerin arkasýndan þöyle
buyrulur: "Bilin ki Cennet kýlýçlarýn gölgesi altýndadýr." (2) Bir Müslüman
savaþ çýkmasýný, insanlarýn birbirini öldürmesini de temennî etmez. Ancak
zalimlerin, hainlerin varlýðýný unutmaz, gaflete düþmez, daima cihada hazýr
olur. Kýlýcýn lüzumunu unutmaz. Gerektiðinde Allah yolunda canýný, malýný ortaya
koymaktan çekinmez. Her þart durumda cihada hazýr güç bulundurur. Bu güç,
bütün cehdini ortaya koyan ve sebat eden mücahitlerden ve onun cihad için
hazýrlanan silahlardan meydana gelen bir güçtür. Olmasý gereken de budur.
Allah düþmanlarý, mü'min gönüllerin edeb, terbiye, ahlak güzelliði ve ibadet
düþkünlüðünü bildikleri gibi, gerektiðinde nasýl çelikten bir irade
kesildiklerini, birbirlerine baðlýlýklarýnýn, güç ve kuvvetlerinin nasýl önüne
geçilemez bir mertebeye yükseldiðini de bilmeli, hissetmelidir. Bu çerçevede
Rabbimizin þu buyruðuna dikkat ediniz ve hikmetleri üzerinde düþününüz: "Ey
iman edenler! Hemen yakýnýnýzda bulunan kâfirlere karþý savaþýn. Sizde sertlik,
güç ve kuvvet bulsunlar. Bilin ki Allah takva ehliyle beraberdir." (Tevbe 9/
123) Rabbimiz kafirlerin bizlerdeki gücün varlýðýný, bilmelerini,
hissetmelerini istiyor. Þayet saldýrýrlarsa veya aramýzda savaþ çýkarsa nasýl
bir yiðitler ordusuyla karþý karþýya geleceklerinin korkusunu, ürküntüsünü
taþýmalarýný istiyor. Savaþ gücünün yüksek tutulmasýný emrediyor. Açýk veya
gizli düþmanlarýn; "-Bu insanlar yýlmýyor, korkmuyor, çekinmiyor, gafil
avlanmýyorlar," demek zorunda kalmalarýný istiyor… Düþman, mikrop gibidir.
Nasýl mikroplar, virüsler bedenin içinde ve dýþýnda vücud direncinin düþmesini,
mukavemetinin zayýflamasýný beklerler, en küçük bir fýrsatta saldýrýya
geçerlerse düþmanlar da Müslümanlarýn direncinin düþük, zayýf anlarýný bekler,
içten ve dýþtan saldýrýya geçerler. Osmanlý Devletini zayýf günlerindeki
saldýrýlar, hýyanetler henüz tazeliðini koruyan ibret levhalarýyla doludur…
Günümüzde Ýslâm Ülkelerinin hali, iç ve dýþ düþmanlarýn tavrý, Müslüman halk
üzerinde oynanan oyunlar, gelecek günler için yapýlan planlar birer birer
incelenip deðerlendirilmeye muhtaçtýr. Dünyada barýþ, huzur ve kardeþlik
istediklerini, teröre karþý olduklarýný sýk sýk tekrar edenlerin Bosna'da
yaþanýlan katliamý nasýl seyrettikleri, için için destekledikleri, imkân
hazýrladýklarý, deðiþik yollarla yardým ettikleri, belki de yükselen
feryadlardan zevk aldýklarý asla unutulmamalýdýr. Sýrplara üst üste nasýl süre
verdikleri, zulümden yana görünmemek için, Sýrplara zaman kazandýrmak arzusuyla
nasýl ve ne þekilde rol yaptýklarý, Birleþmiþ Milletler bünyesinde görev yapan
askerlerin alýnan karar gereði; "-Sizi biz koruyacaðýz" diyerek nasýl Müslüman
Boþnaklarýn ellerinden silahlarýný toplayýp aldýklarý ve onlarý savunmasýz
olarak sýrp katillere teslim ettikleri de unutulmamalýdýr. Ýnkâr edilmesi mümkün
olmayan bu katliâmý hiçbir gizlilik çuvalýna sýðdýramayýnca, Sýrbistan Devleti
ve ordusu yerine fertlere yükleyerek iþin içinden sýyrýldýklarý da unutulmamasý
gerekenler listesine þahid olunan ibret sahneleri ile birlikte eklenmelidir.
Ayný acý ve dehþet farklý þekillerde Filistin'de kaç kere yaþandý ve kaç
kere daha yaþanacaða benziyor?!. Son Gazze saldýrýsý insanlýðýn kanýný bütünüyle
donduracak kadar iðrenç, bütün hukuk prensiplerini çiðneyecek kadar pervasýz,
saldýrganýn korkaklýðýna belge olacak kadar dengesiz, asýrlar boyunca
silinemeyecek kadar büyük bir ar kaynaðýdýr… Kadýn ve çocuklarýn bulunduðu
evlere, okullara, hastahanelere, hasta taþýyan arabalara, pazaryerlerine
saldýrýlarýn ortaya serdiði manzaralar hep gözlerimizin önünde. Bombalarýn
parçaladýðý, yaraladýðý insanlar ve diðer canlýlarýn yürek parçalayan halleri,
örtme çabalarýnýn örtemeyeceði, silme ve karartma gayretlerinin silemeyeceði,
karartamayacaðý kadar çok ve canlý. Yasak bombalar veya sivil halk ve çocuklar
üzerinde denenen silahlar tarihin unutamayacaðý kadar vahim… Uzun yýllardýr
deðiþmeyen bir hakikat yine sergilenecek, herkesin gözleri önünde sergilenen bu
cinayetler, Ýlâhî adalete kadar canîlerin yanýna kâr kalacak, Birleþmiþ
Milletler yine suskunluðu devam ettirmenin bir bahanesini bulacak veya
göstermelik manevralar ekranlarda boy gösterecektir. Kimse inanmasa, acý ve
buruk ifadelerle karþýlasa bile… * Acý Bir Gerçek Unutulmamasý gereken
acý bir gerçek daha vardýr: Bütün Ýslâm âleminin küçük çýrpýnýþlardan öte hiçbir
þey yapamadýklarý, zalimden merhamet bekleme aczinin içine düþtükleri…
Zalimlerin ve zalimlerin tahrik ve teþvikçilerinin gözlerinin içine bakarak
onlardan merhamet dilendikleri… Devlet olarak vicdaný sýzlatan
vurdumduymazlýklarýn sergileniþi, birbirini takip eden oyalayýcý cümleler,
tavýrlar… Hatta zalimin tavrýný hoþ gören, destekleyen, onlara cesaret veren
beyanatlar ve davranýþlar… Bunlara karþý fertlerin, cemiyetlerin gayretleri,
fedakârlýklarý, çýrpýnýþlarý… Bu acý sahnelerden yeniden vurgulamak
istediðimiz gerçeðe dönüyoruz: Ýç direncin ve gücün yüksekliði fýrsat
kollayan düþmanlar için caydýrýcý, saldýrýlarý önleyici, tuzaklarý ve planlarý
boþa çýkarýcý, tesirsiz hale getiricidir. Zikr-i Hakîmin buyruðuna kulak
veriyoruz: "Küffâra karþý gücünüzün yettiði kadar kuvvet hazýrlayýn. Cihad
için atlar besleyip eðitin. Böylece Allah düþmanlarýný, kendi düþmanlarýnýzý,
onlarýn dýþýnda sizin bilemediðiniz, ancak Allah'ýn bildiði düþmanlara korku
salarsýnýz. Allah yolunda ne infak ederseniz, bunun eksiksiz karþýlýðýný
bulur, asla haksýzlýða uðratýlmazsýnýz." (Enfal 8/ 60) Müslümanlar daima
güçlü ve hazýr olmalýdýr. Güç, kuvvet ve hareket kabiliyetlerini yüksek
tutmalýdýr. Dünyadaki geliþmeler takip edilmeli, yeni fikirler geliþtirmeli, en
basitinden en modernine kadar silahlar iyi tanýnmalý ve iyi deðerlendirilmeli,
onlarýn kullanýlmasý, onlara karþý nasýl korunacaðý, nasýl tedbir alýnacaðý,
nasýl hareket edileceði yönünde eðitilmelidir. Allah Rasûlü'ne(sav) âyet-i
kerîmedeki kuvvetten atýþ gücü olduðunu söylemiþ ve bunu iç kere tekrar
etmiþtir. (3) Günümüzde de savaþlarýn temel olarak atýþ gücüne dayandýðý
bilinen bir gerçektir. Ýnsanlýðýn hayrýný düþünenler, iki cihan saadetini
arzu edenler, þerlilerden, yeryüzünü fesada boðmaya çalýþanlardan daha güçlü ve
daha ilerde, daha iradeli, daha kararlý ve istikrarlý olmak zorundadýr.
* Küfür Tek Millettir Ýnançlarý, birçok duygularý ve düþünceleri
birbirinden farklý olsa da küfür tek millettir. Allah yolunun yolcularýna karþý
Ýblis'in tahriki ve teþvikiyle bir araya geldikleri, savaþ yürüttükleri tarih
boyunca çok görülen hadislerdendir. Dün Yahudîlerle müþriklerin ittifaký, bu
gün Haçlý zihniyetle, Siyonist zihniyetin Ýslâma karþý saldýrýlarý, bu
saldýrýlarda harp ahlâkýný ve ahkamýný hiçe sayýþlarý, her türlü silahý
kullanmaktan çekinmeyiþleri, satýn aldýklarý hainlerle, içten ve dýþtan tarifi
zor hücumlar tazeleyiþleri tarihin kaydettiði ve kaydetmeye devam ettiði bir
gerçektir. Bir savaþ, küfür önderleri göz önünde tutularak sürdürülür. Eðer
küfür önderleri ihmal edilir ve küfrün tek millet olduðu gerçeði unutulursa
mücadele arzulanan netîceyi vermeyecek, bataklýk tehlike üretmeye devam
edecektir. Yahudîler ile Hýristiyan dünya arasýnda Ýsa Aleyhisselam'ýn
gönderiliþinden bu güne kadar süren mücadeleyi, zulüm ve kýtalleri gözden
geçiriniz. Çok defa zulümden kaçarak Müslümanlara sýðýnýþlarý ve Müslümanlarýn
onlara tavýrlarý hakkýnda bilgi edininiz. Sonra dönünüz onlarýn bu günkü
durumlarýný göz önüne getiriniz… Küfrün ve zulmün hakikati örten zifiri bir
karanlýk olduðunu unutmayýnýz. Karanlýklar arasýnda koyuluk farký olsa da
hepsinin karanlýk olduðunu aklýnýzdan çýkartmayýnýz. Ýman nûru için hamd ediniz.
Ýnsanlýðýn nûra kavuþmasý için gayret ediniz. * Bir Baþka Gerçek
Küfür ehli, çýðýrtkanlarý, dalâlet yolcularý ve saldýrganlarý, fitne, fesad
yayýcýlarý ve temsilcileri ile mücadelenin en temel yollarýndan biri onlarýn
güçleri, dirençleri, zaaf noktalarý, düþünceleri, planlarý, hamleleri hakkýnda
bilgi toplamak, toplanan bilgileri deðerlendirerek mücadele veya harp planý
hazýrlamak, onlarýn karþý istihbarat çalýþmalarýný önlemek dirençlerini kýrmak,
onlarý yanýltmak ve planlarýný boþa çýkartmak, iradelerini çökertmektir.
Zikr-i Hakîm tedebbürle okunduðunda her âyetin yeni bir ibret ve bilgi
pýnarý, yeni bir ufuk penceresi olduðu görülecektir. Âyet-i kerîmeler zaman
zaman bize Ýslâm düþmanlarýnýn iç dünyasýnda yaþadýklarýný, düþündüklerini,
arzuladýklarýný, nasýl bir hýrsa, duyguya sahip olduklarýný, içlerinde neler
beslediklerini, kendi adamlarýyla baþ baþa kaldýklarý zaman nasýl bir üslupla
konuþtuklarýný, taþýdýklarý duygularý zapt edemeyip kin ve nefretlerini zaman
zaman nasýl dýþa vurduklarýný, içlerinde sakladýklarýnýn çok daha büyük
olduðunu, ruh hallerini ve fýrsatý ele geçirince nasýl harekete geçtiklerini
dile getirir. Bir âyet-i kerîme var ki üzerinde uzun uzun durup düþünülmesi
gerekir. Âyet, bütün hýrs, hedef ve çalýþmalarýnýn sanki özetini dile getirip
bizi tehlikelere karþý ikaz etmekte, zalimleri tehdit etmektedir. Þimdi âyet-i
kerîmeyi dikkatle okuyoruz: "Onlar, dünya hayatýný (ve geçici zevklerini,
hýrslarýný) âhirete tercih ederler, bütün planlarýný dünya hayatýna göre
yaparlar, Allah yoluna sýrt çevirirler, Allah yoluna set çekmeye, insanlarý bu
yoldan alýkoymaya çalýþýrlar ve hak dininin eðriliðini isterler, onu çarpýtýp
çirkin göstermeye çalýþýrlar; iþte onlar, derin bir sapýklýk içindedirler."
(Ýbrâhim, 14/ 1-3) Bu âyet-i kerîme Ýslâm düþmanlarýnýn üç temel tavrýna
dikkat çekiyor: 1 - Onlar dünya hayatýný seçmiþlerdir. Âhireti yok sayarlar
ve bütün planlarýný dünya hayatýna göre yaparlar. Onun için dünya malýna,
zevkine, makam ve mevkiine düþkündürler, hýrslýdýrlar, hýrslarýnýn önüne geçen
her þeye karþý saldýrgandýrlar. Hayatlarý, arzularý, emelleri, hayalleri dünya
hayatýyla sýnýrlýdýr. Yaþatýþlarý, davranýþlarý da buna göredir. Ancak
üzerinde düþünmedikleri, düþünmeyi de istemedikleri bir baþka düþünce açýsý var:
Eðer gerçekler böyle olsaydý, insanlýk çýðýrýndan çýkardý. Özetle söylemek
gerekirse zâlim zulmünde, hýrsýz hýrsýzlýðýnda, arsýz arsýzlýðýnda, ahlaksýz
ahlaksýzlýðýnda, iffetsiz iffetsizliðinde, devlet ve millet malýný
hortumlayanlar hortumculuðunda, çeteler, katiller, þâkîler iþledikleri suçlarda,
hâinler hýyanetinde, reziller rezaletinde hiç de haksýz olmazlardý… Eðer âhiret
muhasebesi yoksa, ceza ve mükafât hak deðilse, dünyada yapýlan dünyada
kalacaksa, yapýlan zulüm ve iþkencelerin, gasp ve soygunlarýn cezasý
olmayacaksa, çaresizlerin çaresizlikleri, insanlarýn acýlarý, kan ve gözyaþlarý
üzerine zevk ve safâ çarký kuranlarýn, yeryüzünü fesada boðmak için gayret
gösterenlerin yaptýklarý yanlarýna kar kalacaksa hayat ne kadar mânâsýz ve
çekilmez hale gelirdi. Ýnsanlýk ne kadar deðerini yitirir, Allah'ýn mükerrem
kýldýðý insan ne kadar büyük bir rezalet bataklýðýnda sürünürdü… Bu düþünce,
çeþitli kalýplara bürünse de, çeþitli ambalajlar içinde sunulsa, boyansa,
süslense de, bütün deðerleri yerinden oynatacak, dünyayý canavarlarýn savaþ
alanýna çevirecek bir düþüncedir. Ýnsan fýtratýna da ters, bizi yaratan ve
hayatýmýzýn devamý için nimetlerle donatana da isyandýr… Ýçimizdeki bir sesin
durmadan yanlýþlýðýný haykýrdýðý, selim düþüncenin reddettiði bir anlayýþtýr.
Üzerine söylenecekler kitaplara sýðmayacak kadar geniþtir… 2 - Onlar, Allah
yoluna set çekmeye çalýþýrlar. Ýnsanlarý hak yoldan alýkoymak için gayret
ederler, ellerindeki imkânlarý bunun için seferber ederler. Bu yapýlarý da
üzerinde çok düþünülmesi, deðerlendirilmesi gereken bir husustur. Tarihte nice
örneklerinin görüldüðü, günümüzde de görülmeye devam edildiði bir gerçektir.
Ýleriye doðru da görülmeye devam edeceði her basiret ehlinin kabul etmesi
gereken bir baþka hakikattir. Üzerinde düþündükçe nice yaþanan misaller
gözlerde canlanacaktýr… 3 - Allah yolunun, hak yolun, doðru yolun
eðriliðini isterler. Günümüzde bu ayrýca dikkat çekilmesi, üzerinde
durulmasý, düþünülmesi, iyi teþhisler konulmasý, karþý tedbirler alýnmasý için
gayretlerin sarf edilmesi, düþüncelerin yoðunlaþtýrýlmasý gereken bir husustur.
Yukarýdaki cümleyi biraz daha açarsak muradýn ne olduðu, nasýl bir noktaya
dikkat çekildiði daha netleþecektir. Allah yolu, Zikr-i hakîm'de, hidayet
yolu, sýrat-ý müstakîm olarak isimlendirir. Dalalet ehli, bataklýk çýðýrtkanlarý
dosdoðru olan bu yolu eðri ve çarpýk, doðru bilgileri yanlýþ, güzellikleri
çirkin göstermek için gayret eder, hayret uyandýracak yol ve üslup denerler.
Bilgileri bulandýrýr, bakýþ açýlarýný deðiþtirir, adam satýn alýr, basýn ve
yayýný yanýltýcý bilgiler için kullanýrlar. Ýlmî çalýþmalarýn, araþtýrmalarýn
neticeleri ile oynar, boþ ve manasýz sözlere ilmî araþtýrma süsü verir, yanlýþý
doðru diye adlandýrýr, yanlýþlarý koruyan ve kollayan deyimler üretir hatta
kanunlar çýkartýr, var olanlarý istediði istikamete sündürürler. Doðrularý
küçümser, horlar, doðruyu dile getirenlere söz hakký vermez, yanlýþlarý da kabul
edilmiþ gerçekler olarak sunarlar… Âyet ve hadislerin asýl dile getirdiði
manayý örtmek için zikzaklar çizer, þer'î esaslarý sarsmak için eline geçen
fýrsatlarý kullanýr, gerçek deðerlerle alay eder, onlarý küçümseyici ifadelerle
dile getirir ve doðruluðunu savunma yollarýný keser, savunulamayan saldýrýr,
savunulamadýðý için haklýyý haksýz ilan ederler. Ve daha niceleri… Hak
düþmanlarýnýn, dünyayý fitne ve fesada boðmak isteyenlerin hedeflerini bilmek,
en çok kullandýklarý üsluplar hakkýnda bilgi toplamak, planlarýndan,
niyetlerinden, ne tarafa, nasýl bir hamle yapacaklarýndan haberdar olmak,
güçlerini, kabiliyetlerini, bir sonraki niyetlerini, eksiklerini, açýklarýný ve
zaaflarýný tespit etmek, ona göre tedbirler almak, üsluplar geliþtirmek, en
uygun zamanda veya onlar harekete geçmeden zayýf noktalarýndan vurmak,
çalýþmalarýný akamete uðratmak, morallerini bozmak, mü'min gönüllerin saflarýný
sýklaþtýrmak, dirençlerini artýrmak onlara karþý yürütülen mücadelenin
vazgeçilmez baþarý yollarýndan olmalýdýr. Bu yol ihmal asla edilmemesi gereken
bir yoldur. Ülkesini seven, Ýslâm âleminin, bütün dünyanýn güzel günlere yelken
açmasýný isteyen basiret sahiplerinin baþkalarýndan önde olmasý fitne ve
fesadlara fýrsat býrakmayacaktýr. Bu gün devletler bünyesinde istihbarat
çalýþmasý yürütecek birimler kurulmuþ, dünya çapýnda iyi veya kötü yönde amansýz
bir istihbarat savaþý cereyan etmeye baþlamýþtýr. Bu sadece bir bilgi toplama
savaþý da deðildir. Yönlendirme, organize etme, zemin hazýrlama, kundaklama,
bölüp parçalama, adam kazanma ve kullanma, þekillendirme ve daha neler neler…
CIA'nýn ve MOSSAD'ýn, OGPU, KGB, Ýngiliz Entelijans Servis, Çeka, Ohrana ve
diðer istihbarat servislerinin yaptýklarý dehþet uyandýracak boyutlardadýr.
Ýstihbarat örgütleri ve çalýþmalarý üzerine yapýlacak bir araþtýrma ortaya
akýllara durgunluk verecek bilgiler çýkaracaktýr. Son bir buçuk asýr içinde
istihbarat servislerinin petrol kaynaklarýný ele geçirme, pay koparma üzerinde
yürüttükleri savaþ, iþledikleri ve iþlettikleri cinayetlerle ilgili bilgiler
ciltler doldurur. Satýn aldýklarý veya çeþitli menfaatler karþýlýðý
kullandýklarý adamlar ve bu adamlarýn hýyanetleri insanlýk adýna tiksinilecek
bir yekûn tutar. Petrol kaynaklarýnýn çoðunun üzerinde oturan Ýslâm âlemini
parçalamak, daðýtmak, daðýtýlan parçalarý birbirine düþman etmek ve bir araya
geliþ yollarýný bütünüyle kapamak uðruna yapýlanlar yürekleri yakacak, içleri
daðlayacak, akýllara durgunluk verecek derecededir… Günümüzde hýzla
ilerleyen teknik dinleme, gözetleme ve takip etme alanlarýnda yeni ufuklar
açmýþ, müthiþ imkânlar sunmuþ, uzaya yerleþtirilen uydular da devreye girince
neredeyse bütün dünya dinlenilir ve gözetlenilir hale gelmiþtir. Biz bütün
bunlarýn acaba neresindeyiz? Ýslâm düþmanlarýnýn niyet, plan ve dirençleri
hakkýnda neler biliyoruz? Ne kadar biliyoruz? Bizim elimizdeki imkânlar nedir?
Onlarý nasýl deðerlendirebiliriz? Yarýnlar için neler hazýrlýyoruz?.. Uzun
vadeli büyük planlar ve hamleler için neler yapýlmalý, dar zamanlý, ufku,
çerçevesi, hedefi belli hamleler için neler yapýlmalý?.. Küfür önderlerinin
kirli dünyasýný gözler önüne sermek için neler yapýlmalý, fitne ve fesad
çalýþmalarý nasýl durdurulmalý?.. Yapýlan propagandalarýn tesiri altýnda kalarak
zihinlerini toparlayamayanlara, gözleri kamaþýp gerçekleri göremeyenlere, yanlýþ
bilgilerle zihinleri bulandýrýlýp iyiyi kötüden ayýrt edemeyenlere, basireti kýt
olup anlara onlarýn iç yüzleri nasýl gösterilmeli? Bunun için neler yapýlmalý?..
Toplanan bilgiler nasýl deðerlendirilmeli?... Bunlar hep üzerinde çalýþýlmasý
gereken hususlardýr. Ancak önce lüzumuna inanmak, üzerinde düþünmek, mü'min
gönüller olarak bütünleþip kaynaþmak, sarsýlmaz kaleler haline gelmek
zorundayýz. Bu alanda mütehassýslar yetiþmeli, prensipler konulmalý, imkânlar
birleþtirilmelidir. Ýçimizden istihbarat örgütlerinin oyuncaklarý veya maþalarý
olacak insanlar çýkmamalý, küçük emeller uðruna iki cihan saadeti heba
edilmemeli, mevkî makam hýrsýna kurbanlar verilmemelidir. Düþmanýn direncini
kýrmak da önemlidir, iç dünyasýný öðrenmek de, emellerini boþa çýkartmak da…
Ýslâm âlemi, hak ve adalet, þefkat ve rahmet güçlenmezse zulüm ve acýlar
güçlenecektir… § Dipnotlar: 1-Sahih-i Buhârî, Cihad (Umdetü'l-Kârî
12/ 95), Sahih-i Müslim, Cihad (3/ 1362 Hadis No: 1741) 2-Sahih-i Müslim,
Cihad (3/ 1363 Hadis No: 1742) 3-Sahih-i Buhârî, Ýmare (4/ 1522 Hadis No:
1917) Hadisi, Ukbe Ýbn Âmir(ra) minberden hitap eden Rasûlullah'tan (sav)
duyduðunu söyler. Ayrýca Ýbn Kesîr Tefsirinde âyetin tefsirine müracaat ediniz.
(Muhtasar 2/ 114) 4-Bak: Tevbe Sûresi, âyet 12.
Âyetlerimizi etkisiz kýlmak için çaba harcayanlar, (varya) iþte onlar da azabýn içine getirileceklerdir.
( Sebe sûresi - 38)
Bir Hadis
Sehl Ýbnu'l Muaz el-Cuheni Radiyallahu Anh anlatýyor:"Resulullah (Sallallahu Aleyhi Vessellem) buyurdular ki:
"Kim Kur'an'ý okur ve onunla amel ederse, kýyamet günü babasýna bir taç giydirilir. Bu tacýn ýþýðý, güneþ dünyadaki herhangi bir evde bulunduðu takdirde onun vereceði ýþýktan daha güzeldir. Öyleyse, Kur'an'la bizzat amel edenin ýþýðý nasýl olacak, düþünebiliyor musunuz?"
Ebu Davud, Salât 349)
Bir Dua
Bismillahirrahmanirrahim
“Ey Rabbimiz! Unutur ya da yanýlýrsak bizi sorumlu tutma! Ey Rabbimiz! Bize, bizden öncekilere yüklediðin gibi aðýr yük yükleme. Ey Rabbimiz! Bize gücümüzün yetmediði þeyleri yükleme!”
Bakara Suresi- 286
Hikmetli Söz
Gönül Çalab’ýn tahtý Çalab gönüle baktý Ýki cihan bedbahtý Kim gönül yýkar ise.