"Kýyamet günü Allah katýnda en þerli insanlardan biri de, hanýmýyla bir çok mahrem sýrrý paylaþtýktan, arada perde kalmadýktan sonra kadýnýn mahrem sýrlarýný yayan insandýr." (1)
Ebu Saîd el-Hudrî den gelen bu hadisin yine Sahih-i Müslim de yer alan bir baþka rivâyetinde de karý koca arasýndaki mahrem sýrlar, kýyamet günü Allah katýnda emanetlerin en büyüklerinden biri sayýlmýþ, sýrrý yayýþ bir nevî ihanet kabul edilmiþtir. (2)
Âile içinde yaþananlarýn büyük bir kýsmý, âile mahremiyetinden sayýlýr. Bunlarýn dýþ dünyaya duyurulmasý veya bir þekilde sýzdýrýlmasý doðru deðildir.
Meþru bir nikah akdiyle bir araya gelerek yuva kuran karý-koca birbirine en yakýn iki insan haline gelirler. Birçok sýrrý ve geleceðe yönelik hayali paylaþýr, yuvalarýný yarýnlara hazýrlarlar. Þüphesiz yuvanýn temeli karþýlýklý sevgi, hürmet, merhamet ve þefkat üzerine kurulu olmalýdýr. Ancak rüzgârlar her zaman istenilen yönlerden, istenilen hýzlarda esmezler. Bazen hýrçýnlaþabilir, bazen ters yönden vurabilir, bazen yaðmur, bazen de tozla karýþýk olabilirler… Âile içinde yaþananlar da böyledir. Beklenmeyen fýrtýnalar çýkabilir, soðuk rüzgârlar esebilir… Elbette baharlar da yaþanýr, pýrýldayan güneþler de görülür.
Bunlarýn hangilerinin âile sýrrý olduðu iyi deðerlendirilmeli, nelerin baþkalarýyla paylaþýlabileceðine iyi karar verilmelidir. Âilede yaþanan her þey dýþ dünyaya aksetmemelidir. Dýþ dünyaya duyurulan sýrlar, âilenin ve âile fertlerinin deðer kaybýna sebep olurlar. Yaralarý büyütür, kötü emsal olurlar.
Anne ve babalara, âile büyüklerine nelerin anlatýlabileceði de iyi seçilmeli, onlarýn zihinlerinde bulanýklýk, kalplerinde tedirginlik býrakacak, yanlýþ kanaat edinmelerine, hatalý adým atmalarýna sebep olacak bilgiler verilmemelidir. Sözler yaylardan çýkan oklar gibidir, söylendikten sonra bir daha geri alýnamazlar… Açtýklarý yaralar, uzun zaman diliminde bile kapanmayabilirler.
Baþkalarýnýn duymadýðý hatalar, enfeksiyon kapmamýþ yaralar gibidir. Çabuk iyileþirler. Onlara sürülen piþmanlýk merhemleri tesirini çok çabuk gösterir.
Bir mü min, baþka bir mü min kardeþinin þahid olduðu, öðrendiði kusurlarýný bile örtmek, sýrlarýný saklamak için çýrpýnýr. Kusurlarýn tamiri ve tekrarlanmamasý için üzerine düþeni yerine getirmeye çalýþýr.
Allah Rasûlü(sav); “Kim, bir Müslümanýn kusurunu örter, ayýbýný, sýrrýný saklarsa, Allah da dünya ve âhirette onun kusurunu örter, ayýbýný saklar,” buyurur. (3)
Bir insan, baþka insanlarýn sýrrýný korumak zorunda ise kendi âile sýrlarý konusunda daha da titiz olmalýdýr. Âile sýrrý sayýlan þeyler, çok defa baþkalarýný ilgilendirmeyen, öðrenilmesi baþkalarýna fayda getirmeyen, âileye ciddî zararlar veren, belli bir mahremiyeti olan sýrlardýr. Bu tür sýrlarýn dertleþme manasýnda da baþkalarýna aktarýlmasý doðru deðildir.
Paylaþýlan sýrlar çok defa sýr olmaktan çýkar. Hz. Ali; "Sýrrýn senin esirindir, onu baþkasýna söylersen sen onun esiri olursun,"(4)
Hele de eþlerin birbirlerinin kusurlarýný baþkalarýnýn yanýnda dillendirmeleri, eþlerini çekiþtirmeleri ciddî bir hatadýr. Bu davranýþlarý sadece eþlerinin deðil, kendilerinin ve âilelerinin deðerini de düþürür. Zihinlerde, kusur ve zayýflýklarý ile yer etmelerine sebep olur.
Eþler birbirlerinin elbisesidirler. Haramdan korunmada, sadakat ve ahlâkî güzelliklerini korumada birbirlerine yardýmcý, sýrlarýný saklamada emin, hatalarý ve kusurlarý örtmede perdedirler.
Çocuklarýnýzý da âile sýrlarýný saklamaya alýþtýrýnýz. Onlara bazý þeylerin sýr olduðunu anlatýnýz, hissettiriniz. Küçük olsalar da bunu anlayacak ve hissedeceklerdir.
Yakýn ve dostlarýnýzýn çocuklarýnýn aðzýndan âile sýrlarýný almaya çalýþmayýnýz. Onlarý âile sýrlarýný korumaya teþvik ediniz.
Bununla ilgili bir hatýrayý Enes ten(ra) dinliyoruz: "Ben çocuklarla oynarken Rasûlullah(sav) yanýma geldi. Bize selâm verdi. Peþinden beni bir iþ için gönderdi. Bu yüzden annemin yanýna varmakta geciktim.Yanýna geldiðimde annem; “Seni geciktiren neydi?” diye sordu. “Rasûlullah(sav) beni bir iþ için göndermiþti,” dedim. “Ýþi neydi?” diye sordu. “–Bu sýr!” diye cevap verdim. Ben öyle deyince annem; “Allah Rasûlü’nün sýrrýný hiç kimseye söyleme!” dedi."
Hadisin devamýnda Enes’in(ra) kendisinden bu hadisi duyan ve nakleden Sâbit’e; “Allah’a yemin olsun ki Sâbit, onu birisine söyleyecek olsaydým sana söylerdim,” dediði yer alýr.(5)
Enes(ra) bir baþka rivâyetinde; “Allah Rasûlü(sav) bana bir sýr söyledi. Þu ana kadar onu hiç kimseye söylemedim. Ümmü Süleym bu sýrrý sordu ona da söylemedim,” der.(6)
"Ümmü Süleym" Enes in(ra) annesidir. Fazîlet yüklü, hayr ve takvâ dolu bir kadýndýr. Son derece zekî ve olgun birisidir. Oðluna Allah Rasûlü nün sýrrýný saklama konusunda yaptýðý tavsiye de çocuðun hayr ve salâhýný isteyen mü mine bir kadýnýn yapmasý gereken tavsiyedir. O, ne yaptýðýný bilen þuurlu bir annedir.
___________________________
(1) Sahih-i Müslim, Nikah (2/ 1060).
(2) Sahih-i Müslim, Nikah (2/ 1061).
(3) Sahih-i Müslim, Zikir (4/ 2074).
(4) Edebü d-Dünya ve d-Dîn, Mâverdî (s. 295)
(5) Sahih-i Müslim, Fedâilü’s-Sahâbe (4/ 1929).
(6) Sahih-i Buhârî, Ýsti’zân (18/ 327), Sahih-i Müslim, Fedâilü’s-Sahâbe (4/ 1930).