Namaz nurdur. Sadaka hesap gününde iyi niyete açýk delildir. Sabýr ve sebat ýþýk saçýcýdýr. Kur an okuyup amel edenler için lehinde, ondan uzak duranlar veya yüz çevirenler için alehinde delildir.
Her insan belli bir istikamete doðru koþar. Canýný bedel karþýlýðý satar; bu satýþýn sonunda ya onu azad edip hürriyetine kavuþturur yada helaka süsükler." [1]
Bu hadis, bir çok açýdan üzerinde durulmasý gereken bir hadistir. Diðerlerini merak ve gayretlerinize terk ederek temziliðin, nezahetin Ýslâmdaki daðerine vurgu yapan ve dillerde en fazla dolaþan "Temizlik imanýn yarýsýdýr" veciz ifadesinin üzerinde duruyoruz. Her fýkýh kitabý tahâretle ilgili bilgilerle baþladýðýný da unutmuyoruz..
Bu hassasiyeti paylaþmak için daha öncelere gidiyoruz. Rabbimizin, Rasûlü ne ilk emirlerinden olan þu emirleri ibret ve tefekkürle deðerlendirilmelidir:
“Ey örtüsüne bürünen!
Kalk ve insanlarý hakka uyandýr.
Sadece Rabb ýný yüce taný.
Temiz tut elbiselerini.
Yüz çevir, uzak dur, terket putlarý, bütün kötülükleri ve bâtýl zihniyetleri.
Çok görüp baþa kakma yaptýðýn iyilikleri!
Ve Rabb in için sabret, göster sebatýný .” (Müddesir 74/ 1-7)
Bu âyetlerde teblið emri var, tevhid vurgusu var, dýþ temizlik var, iç temizlik var, güzel ahlâka irþad var ve inanýlýp gönül verilen davada sabr ve sebat var.
Hýra Daðý nda nazil olan âyet-i kerîmeler "Yaratan Rabbinin adýyla oku!"emriyle baþlýyordu. Bunu "Ýslâm ýn ilk emri Oku! emridir," diye biraz eksiðiyle sýk sýk tekrarlýyoruz.
Ancak bilmemiz gereken bir gerçek daha vardýr. Hýra da nazil olan bu ilk âyet-i kerimelerden sonra bir süre vahyin geliþi durmuþ, daha sonra yukarýda zikredilen Müddesir Sûresinin ilk âyetleri nazil olmuþtur. Yeni emirler ve irþad gelmiþtir. Bir baþka ifadeyle söylemek gerekirse "Yaratan Rabbinin adýyla oku!" emrinden sonra tebliðde bulunma emri, maddî ve manevî temizlik emirleri nazil olmuþtur. Dolayýsýyla iç ve dýþ temizlik Ýslam ýn ilk emirlerindendir. Zikredilen hadis-i þerifte de bu vurgunun varlýðýna iyi dikkat ediniz.
Tevhid inancýnýn safiyet ve berraklýðýnda, ona zarar verecek kirlerden, bulanýklýklardan uzak durmanýn son derece mühim olduðunda þüphe yoktur. Ýki cihan saadeti temelde buna baðlýdýr. Onunla iç içe zikredilen dýþ temizliðin ehemmiyeti de gözlerden ve gönüllerden kaçmamalý, ihmale uðramamalýdýr. Bedenimizin, elbiselerimizin, evimizin, eþyamýzýn temizliði de bu temizlik çerçevesindedir. Bu âile fertlerimizin saðlýk ve sýhhati, huzur ve saadeti için de son derece lüzumludur.
Kýsaca mü minin bedeni, elbisesi, evi, iþ yeri, bulunduðu ortam temiz olmalýdýr. Görenin gönlüne ferahlýk verecek derecede temiz.
Elbise veya ev temizliði denilince de lüks ve pahalýlýk anlaþýlmamalýdýr. Sadeliðin kendine ait bir güzelliði ve olgunluðu vardýr. Temizlik, pahalýlýk ve lüksten çok farklý bir þeydir. Temizlik mü minin þi ârý olmalýdýr. Ýslâmýn emri budur.
Rasûlullah(sav) Efendimizin çevresinde bulunan ashabýna söylediði þu sözler bizleri dýþ görünüþe dikkatte, tertip, düzen ve temizlik konusunda irþad edicidir:
“Siz kardeþlerinizin yanýna geliyorsunuz. Güzel elbiseler giyin. Binekleriniz, üzerlerindeki eðerleriniz, semerleriniz, yükleriniz de düzgün olsun. Kendinize öyle dikkat edin ki, diðer insanlarýn içinde vücuttaki güzel ben gibi göze çarpýcý ve güzel olun. Þüphesiz Allah çirkinliði, kötülüðü sevmez; çirkinleþmeyi de sevmez.” [2]
Bir mü’min her zaman ve her yerde, giyiminin düzgünlüðü, endamýnýn uyumluluðu ve davranýþlarýnýn olgunluðu takdir toplamalýdýr.
Esasen mü’min her þeyiyle güzel olmalýdýr. Davranýþlarýyla, cana yakýnlýðýyla, kullandýðý kelimelerle, ifade gücüyle, taþýdýðý niyetle, güler yüzüyle, güzel giyimiyle… Sadelikte güzelliði yakalayýþýyla, zevk anlayýþýyla, fýtrata güzel gelen þeyleri seçiciliðiyle, yakalayýþlarý ve vurgularýyla takdir edilir, dostluðu istenilir ve arkadaþlýðý arzu edilir bir insan olmalýdýr.
Ayný þey evi için de geçerlidir. Evler düzenli, temiz ve hijyenik olmalýdýr. Elbette çocuklarýn hali ve çocuklu evlerin durumu bilinir. Ancak bu ihmale sebep gösterilmemeli, evde sýhhatli bir ortamýn daima varlýðý korunmaya çalýþýlmalýdýr. Bu, kendimiz ve çocuklarýmýz için son derece lüzumludur.
Bir þeyi daha düþününüz. Daha dün temizlik nedir bilmeyen, taharet nedir anlamayan, halen de asýl ruhunu yakalayamayan batýlýlardan temizlik ve düzenlilik dersi alýr, onlara imrenir hale geldiðimizi. Daha doðrusu neler kaybettiðimizi ve ne hale düþtüðümüzü.
Evlerimiz bizim ve çocuklarýmýzýn en çok vakit geçirdiði, oturduðu, yattýðý, kalktýðý, gülüp oynadýðý, yuvarlandýðý, namaz kýldýðý, yemek yediði yerdir. Yuva bizim yuvamýzdýr. O, bizlere yakýþýr þekilde olmalýdýr. Bu eþyanýn varlýðýyla deðil bizim duygu ve hassasiyetimizle ilgili bir konudur.
___________________________________________________
(1) Sahih-i Müslim, Tahâra (1/ 203).
(2) Bu hadisi Ebu Dâvud Sünen’inde, Libas (4/ 349-350), Ýmam Ahmet, Müsned’inde (4/ 180), Hâkim, Müstedrek’te, Libâs (4/ 183)’de rivâyet eder. Hâkim Ebu d-Derdâ dan(ra) rivayet ettiði bu hadis için; "Ýsnadý sahihtir" der. Zehebî de onu tasdik eder.