Ana Sayfa   |   Görüntülü Dersler  |  Sesli Dersler   |  Kur'an Araþtýrmalarý   |  Ýlmi YAZILAR   |  Aile Eðitim Yazýlarý   |  Çocuk Eðitimi Yazýlarý   |  Yazarlar  |  Ýletiþim

Kur`an-i Kerim ve Mealleri

Namaz Sureleri Tefsiri

Cuma (Tefsir) Dersleri

Hadis Dersleri

Cami Dersleri

Hz. Peygamberin Hayatý (s.a.v)

Ýnsaný Tanýmak (Radyo)

Tv Programlarý

Seminer ve Konferans

Kýsa Dersler

Özel Konular

Fýkhi Konular

Aile Eðitim Seminerleri

Foto Galeri

Üyelik Giriþi

Kull. Adı

:

Şifre

:
   

Ücretsiz Üyelik
Şifremi Unuttum

Güncel Videolar

Eðitimcilere ÖZEL
Gazze Duasý
Gençlerle Ýletiþim (Günýþýðý- Reþitpaþa​)
Uyumlu Evlilik Yöntemi (Bulgurlu)

Namaz Vakitleri

Sayaç

Sayac
Tekil (Bugün) 4260
Toplam 16410496
En Fazla 25928
Ortalama 2706
Üye Sayýsý 1193
Bugün Üye Olan 0
Online Ziyaretci
 

 
Üstadýn 30. Seneyi devriyesi münasebetiyle…
10/06/2013 - 10:42
 
Yaþar Deðirmenci
Yazý hayatýnda boþluk býrakmadý. Yazmadýðý saha kalmadý.

Dün gibi hatýrlýyorum. Dersten çýktým. Teneffüste bir çay içeyim derken, “ziyaretçiniz var” dediler. Baktým bizim eski arkadaþlarýmýzdan birisi. Üstadýn vefatýný ve cenazenin Fatih camiinde kýlýnacaðýný, müteakiben Eyüp Sultan’a defnedileceðini söylerken kelimeler âdeta boðazýnda düðümleniyordu. Okuldan izin verilmemesine raðmen Fatih’e nasýl geldiðimizi, O mahþerî kalabalýðý, eller üstünde (ufak-tefek olaylara raðmen) polis kontrolünde Eyüp Sultan’a yürüyerek ne þartlar altýnda geldiðimizi, Üstad Necip FAZIL’ý Abdülhakim Arvasî Hazretlerinin eteðine defnettiðimizi sanki dün gibi hatýrlýyorum. Cenazeden sonra gönül dostlarýyla “Üstadla Hatýralar” bahsiyle uzun sohbetlerimizi, bize kazandýrdýklarý “öz güven”i heyecanlarýmýzý, imanýn bedel istediðini, her Müslümanýn bu bedeli ödemesi gerektiðini, kendisinin her türlü dünya nimetlerine; hapis hayatý ve iþkenceyi tercih ettiklerini, “imtihan dünyasý”nýn her çeþidine hazýr olunmasý gerektiðini, dâvâ adamlýðý” þartýný taþýyan bir adamdan nasýl korkulduðunu yaþanmýþ misallerle anlatmýþtýk birbirimize.

67-68’lerde Ortaokula giderken “Büyük Doðu” dergileriyle tanýþtým. Daha sonra konferanslarý, çeþitli gazetelerde yazdýðý makaleleri, yazý dizileri, kitaplarý… Bir diðer Üstad Sezâi KARAKOÇ’un “Diriliþ”i bizi o günlerde anne sütünü emen çocuklar gibi besliyordu. Zamanýnýn en güzel fikir ve sanat dergisi idi Büyük Doðu. Sahaflarý dolaþmamýz eski sayýlarýný temin için yapýlan pazarlýklar… Dönüþ paramýz kalmadýðý için eve yaya dönüþler, vs. Her sayýsýný incelerken “aþaðýlýk kompleksi”nden kurtulduðumuzu hissediyor, din düþmanlarýna karþý mücadeleye hazýrlanýyor, meþrû zeminde bilgili ve kültürlü yetiþerek muhataplarýmýzý susturuyorduk. Zamanla bu dergi fikrî mücadelenin kavga dergisi oldu. Eski sayýlarý bize “tarih þuuru” veriyordu. Meselâ; Bir sayýsýnýn kapaðýnda kocaman bir kulak resmi. Altýnda da þu yazý: “Baþýmýzda kulak istiyoruz.” Ýsmet Paþa’nýn dergiyi kapattýðýný ileriki sayýlarýndan anlýyoruz. Bakýyorsunuz bir baþka gün bir baþka kapak. Bir cennet ýrmaðý ve altýnda Yunus’un mýsrasýyla Anadolu’yu târif ediyor: “Þol cennetin ýrmaklarý akar Allah deyu deyu.” Bir baþka kapakta harikulâde güzel yüzlü bir kýz çocuðunun aðlayan resmi altýnda izahat: “Milletçe Aðlýyoruz.” Tabiî CHP’nin elinden.   

Bir defasýnda yine Büyük Doðu’da, “Allah’a itaat etmeyene itaat olunmaz” hadîsini neþretmiþ ve tabiî kapatýlmýþtý.

Üstad, hayatýnýn aþaðý yukarý her þeyini Bâbýâli isimli kitabýnda büyük bir açýk kalplilikle, samimiyet içinde yazmýþtýr. Ruslarýn kültür ataþesi Mihailof ismindeki adamýn “Bize senin gibiler lâzým. Nazým’lar falan deðil. Komünist olsan Moskova’nýn yarýsýný verirdik” dediðini hatýrlayýnca, bugünün menfaatperestlerini, istismarcýlarýný, en küçük çýkar uðruna ezilip büzülen ‘ham yobaz kaba softalar’ýnýn hali, insaný dehþete düþürüyor. O DAVAsý için hapishaneyi, çileyi, zulmü,  servete tercih etmiþti. Ýmanýnýn, davasýnýn bedelini ödeyen adamdýr Necip FAZIL. “Fikir suçu olmaz” diyenlerin hepsi onun hapishanede kalmasý için seferber olmuþlardý. Üstad bunlarý, “elimde kibrit çöpü kadar bir neþir organý olduðu zaman kuyruklarýný apýþ aralarýna sýkýþtýrarak kaçarlar” diye tarif ederdi. Muhataplarýnýn hepsi basýn mensubu olan bu adamlar basýn hürriyetini bir tarafa býrakarak Büyük Doðu’nun sayýlarýnýn toplatýlmasýna sebep olmuþlar, en azýndan göz yummakta mahzur görmemiþlerdir.

Yazý hayatýnda boþluk býrakmadý. Yazmadýðý saha kalmadý. Þiir yazdý, makale yazdý, köþe yazýsý yazdý, deneme yazdý, tarih tezi olabilecek incelemeler yazdý, Çok zekiydi, çok kabiliyetliydi; mürþidinin ‘keþke bu kadar zeki olmasaydýn’ sözünü sýk sýk naklederdi.

Konferanslar verdi, tiyatro eserleri yazdý, dinî-fikrî eserler yazdý, ilmihal bile yazdý! “Yazmaktan, düþünmekten; beynimiz, kalemimiz kan revan içinde.” Diyordu. Polemiklere, siyasi kavgalara girdi. Bütün bunlar, “sosyal mesele” alanýnýn her yerinde ‘bizde varýz’ý göstermek, inanan insanýmýzý aþaðýlýk duygusundan kurtarýp, ona özgüven aþýlamak içindi. Mâziye ait her þeyin hoyratça kundaklandýðý bir ülkede yangýndan mal kurtarýyordu. ‘Din-dil-tarih þuuru’na sahip insanýmýzýn yetiþmesinde hamurkârlýk yapmýþtý. Aydýn geçinen, bilim sahtekârlarýnýn elinde millî ve manevî deðerlerin ayaklar altýna alýndýðý, yücelerin cüce, cücelerin yüce gösterildiði o dönemde kalemiyle, kelamýyla bu güruhun karþýsýnda ‘Durun kalabalýklar, bu cadde çýkmaz sokak!’ diye haykýran bir devdi o. Yazýlarýný milleti ve dini uðruna savaþýr gibi yazdý. Bütün fýtrî hasletlerini DAVAsýnýn neþrinde harcadý. Basýnda, kültürel ve sosyal hayatýmýzda örnek alabileceðimiz tezahürlerini göstererek Müslümanlarý ümitsizlikten kurtardý. Necip Fazýl olmasaydý, insanýmýz her þeyden ümit kesip aþaðýlýk duygusuna kapýlacaktý.

Üstad Necip FAZIL’ý, “belirli günlerde anmak” deðil, “anlamak”týr önemli olan. Necip Fazýl anlaþýlamazsa, belirli günlerde “anma” ne ifade eder? Gönül arzu eder ki, yýllarýný mahkeme koridorlarýnda, hapishanelerde geçiren Necip Fazýl'ýn hayat ve hatýralarýný,  yarýnlarýmýzý inþa etmek isteyen gençlerimiz bilsin, Üstad'ýn bütün eserlerini döne döne, düþüne düþüne okusunlar. Bu sayede hem halimizi, hem mazimizi hem de dünyayý tanýrlar.


Bu Makale 5030 defa okunmuþtur

 

Yazdýr

YAZARIN DÝÐER YAZILARI

©

29/02/2016 - 10:00 Mü’minler izzet ve þerefi nerede arýyorlar?

©

07/04/2015 - 12:35 Modern dünya hepimizi yara bere içinde býraktý

©

17/03/2015 - 11:15 Ýtidal Notlarý

©

13/02/2015 - 16:15 Mü’mince bakýþa olan ihtiyaç

©

26/01/2015 - 14:07 Âlim bedel öder!

©

31/12/2014 - 15:56 Cinnet toplumunun figüraný olmayalým! Mesele yýlbaþý deðil, kimlik kiþilik meselesi

©

03/12/2014 - 16:11 Cihat eðitimi/Eðitimin cihadý

©

04/11/2014 - 19:03 Peygamberlerin yol gösterdiði hicret ve düþündürdükleri

©

13/10/2014 - 16:24 Kardeþlik zamaný!

©

02/09/2014 - 18:35 Dostane bir ikaz!

©

04/08/2014 - 13:32 Ramazan Bayramý sonrasý düþünceler

©

09/06/2014 - 13:56 Âlimler ne zaman celadet gösterecek?

©

06/05/2014 - 10:17 Dinimizi parçalayýp dünyamýza yamadýk!

©

03/04/2014 - 10:09 Mü’min bünyesinde açýlan yara!

©

04/02/2014 - 09:19 Tartýþmanýn galibi yoktur!

©

10/01/2014 - 10:18 Peygamberimize olan hasret ve düþündürdükleri

©

04/12/2013 - 13:13 Bir hadis-i þerif ve düþündürdükleri

©

06/11/2013 - 11:17 Mü’minler aman dikkat!

©

03/10/2013 - 14:06 Haccýn Þuuru

©

12/09/2013 - 12:49 Ýki Üstad Ýki Dergi Necip Fazýl KISAKÜREK Sezai KARAKOÇ Büyük Doðu ve Diriliþ

©

24/08/2013 - 14:12 Unuttuðumuz iki haslet: Dil ve Nezaket

©

08/07/2013 - 12:11 Ramazan ayýný hasret muhabbet ve hürmetle karþýlarken

©

10/06/2013 - 10:42 Üstadýn 30. Seneyi devriyesi münasebetiyle…

©

03/06/2013 - 12:05 Miraç bize ne söyler?

©

13/05/2013 - 18:28 Sessiz çýðlýk: ÖLÜM

©

18/04/2013 - 10:36 ‘Kutlu Doðum Haftasý’ Münasebetiyle

©

10/04/2013 - 11:04 Bir çýnarýn ardýndan

©

17/01/2013 - 11:37 Ümmetin Hastalýðý: Yolsuzluk

©

31/12/2012 - 13:43 Yýlbaþý deðil, kimlik, kiþilik, þahsiyet meselesi

©

20/12/2012 - 11:50 Yüksek binalar ve altýnda ezilen insanlýk!

©

20/11/2012 - 14:20 Hicret hayatýmýzýn neresinde?

©

04/10/2012 - 10:52 Ümmetin Hastalýðý: Dünyevîleþme

©

27/08/2012 - 12:49 Gönül dostlarýna kulak vermek

©

23/07/2012 - 11:44 Hepimiz yolcuyuz

©

25/06/2012 - 11:44 Âyetlerin ýþýðýnda karnemiz!

©

04/06/2012 - 11:45 Müslümanlarýn sorumluluðu ve düþündürdükleri

©

25/04/2012 - 14:32 Cömertliðin önemi ve düþündürdükleri

©

04/04/2012 - 14:27 Vahyin Dilinden
 
 

Site Ýçi Arama

19 Cemâziye'l-Evvel 1446 |  21.11.2024

Bir Ayet

Bismillahirramanirrahim

"Biriniz diðerinizi arkasýndan çekiþtirmesin (gýybetini yapmasýn). Biriniz, ölmüþ kardeþinin etini yemekten
hoþlanýr mý?

Elbette bundan tiksinirsiniz.

O halde Allah'tan korkun.

Þüphesiz Allah tövbeyi çok
kabul edendir, çok esirgeyicidir."

( Hucurat Suresi - 12)

Bir Hadis

Peygamberimiz (s.a.s.) þöyle buyurmuþtur:

“Allah’ým sen affedicisin, cömertsin, affetmeyi seversin, beni de affet.”

Tirmizî, “Deavât”, 89

Bir Dua

“Allah’ým! Gidip ebedî yaþayacaðým ahiret hayatýmý benim için hayýrlý eyle. Hayatýmda her türlü hayrý ziyadesiyle ihsan eyle. Ölümümü de her türlü þerlerden muhafaza eyle.”


(Müslim, Duâ, 71)

Hikmetli Söz

Müslümanýn coðrafi sýnýrý yoktur.

Bizim sýnýrýmýz, en son müslümanýn olduðu yerdir..

Canlý yayýn

Ýslam Ansiklopedisi

  Tasarým : Networkbil.NET

@2008 kuraniterbiye.Com