M. Emin YILDIRIM Hoca verdi vefat haberini. Takriben yirmi sene önce “Hayatým Ýbret Aynasý” adýyla hayatýný yazdýðý, Ertuðrul DÜZDAÐ Bey ile Necmettin TURÝNAY Bey’in neþre hazýrladýðý dört ciltlik eserini ailece çoðu zaman gözyaþlarýyla okumuþtuk. (Bu eser, muhtasar olarak tek kitap halinde yakýn zamanda Kaynak Yayýnlarýnda tekrar basýldý.) Ahmet Muhtar BÜYÜKÇINAR Hocamýzýn hayatý, hakikaten ibret vesikalarýyla doluydu. Neler yoktu ki… Yetim kalýþý, üvey anne elinde çektiði zulümler… Akranlarý çocukluðunu yaþarken akýl almadýk iþlerde çalýþmalarý, çileler, sýkýntýlar, iþkenceler… Ýlim tahsili esnasýnda yaþadýklarý ise þimdiki talebelerin akýl ve hayalinden geçiremeyecekleri cinsten. Ýdealist bir Dâvâ adamýnýn o imkânsýzlýklar içinde neleri yapabileceðinin de göstergesi. Filmlere konu olacak evlilik macerasý, talebe bulup okutmak için verdiði mücadele. Bu mücadele sýrasýnda öðrendiði bir sürü meslek. Tatlýcýlýktan, aþçýlýða, çocuk oyuncakçýlýðýndan, el araba yapýmýna kadar…
Klasik ekole baðlý kalmasýna raðmen bütün geliþmeleri yakýndan takip eden, ‘asrýn idrakine Ýslâm’ý söyletme’ derdinde ilmiyle âmil bir âlim. Din uðrunda bütün hizmetlerini ‘Allah Rýzasý’ için yapan hiçbir hizmetinde maddi-manevi ücret almayan, talebelerinin ihtiyacýný da kendisi karþýlayan müstesna insan. Öyle ki ihtiyaç ve masraflarýn karþýlanmasý için sabahlara kadar çalýþan, sabah namazýyla ‘okuma-okutma’ seferberliðine baþlayýp devam eden ‘hizmet ehli’ bir âlim. Çocuk yaþta büyüklerin iþini yapan hayat sahnesinin her bölümü; bilhassa ilim talebeleri ve dine hizmetlerle iþtigal eden herkese verilecek mesajlarla dolu. Ahmet Muhtar BÜYÜKÇINAR Hocamýzýn hayatý, derslerle, ibretlerle dopdolu. Hatta televizyonlara belgesel hazýrlayan tanýdýðým bazý arkadaþlara bu roman tadýnda yaþananlarý bir belgesel veya dizi olarak çekmelerini ýsrarla tavsiye etmiþtim.
Mütercimliðini yaptýðý "Hadislerle Müslümanlýk" adýyla neþredilen Hayatu's-Sahabe’yi kýþ geceleri not tutarak okumuþ, hocamýza da dua etmiþtik. Hakikaten ‘âlimin ölümü âlemin ölümü.’ Hele pek âlim yetiþtiremediðimiz asrýmýzda böyle âlimlerimizin kaybý, yerleri doldurulamayacaðý için bütün Müslümanlar nezdinde derin izler býrakýyor. Bir hocamýzýn ifadesiyle ‘gölgesinde serinlediðimiz bir "çýnar"dý. O çýnar da gitti.
Beþ ay önce kaybettiðimiz Abdülcelil CANDAN Hoca gibi. O da arkasýnda bir sürü eser býrakarak gitti. En çetrefilli meseleleri Müslümanlarý kýrmadan, dökmeden, incitmeden gerekli ikazýný (Kitaba ve Sünnete) uygun þekilde yapardý. Van’da 100. Yýl Üniversitesinde öðretim görevlisi olarak çalýþýyordu. Her görüþmemizde ‘Hocam beyin ameliyatý yapan doktor gibi azami hassasiyet ve dikkat içinde yazýyorsunuz’ demiþtim. O’na da Allah rahmet etsin. Makamý Cennet olsun.
Ahmet Muhtar Hoca 92 yýllýk, ilme adanmýþ bir ömür yaþadý. Yaþayan canlý birer tarihti. Ýki üç defa birkaç arkadaþla Yalova Esenköy’deki evlerinde ziyaretine gitmiþtik. Akranlarý ve arkadaþlarý Mahir Ýz, Ali Ulvi Kurucu, Abdurrahman Gürses ve hocalarýndan Þeyhülislam Mustafa Sabri Efendi ile ilgili hatýralarý, yakýn tarihimizle alakalý günümüze de ýþýk tutan tesbitlerini, deðerlendirmelerini dinler, yakýn tarihimizle alakalý sorular sorar, istifade ederdik. Konuþmalarýnda bugün hasret kaldýðýmýz þu hususa dikkat çekerdi: "Ders isteyen her talebeyi okutma ve bunun karþýlýðýnda da ücret talep etmeme." Bu sözüne halel getirmemek için birden çok meslek edinmiþ. Elli yýlý aþkýn hocalýk hayatý boyunca "elin" deðil "elinin" emeðini yiyerek geçinmiþ. Diyanet Ýþleri Baþkaný Mehmet GÖRMEZ ve daha birçok akademisyenin yetiþmesine vesile olan talebeleri onun canlý eserleri.
Ahmet Muhtar BÜYÜKÇINAR Hocamýz da lâyýký veçhile deðerlendirilemeden ebedî hayata göç etti. Onun vefatý, sadece bir âlimin vefatý deðil, ayný zamanda yakýn tarihin kýrýlmalarýný, son dönemde yaþananlarý bilen, yaþayan “çaðýn þahidi”nin kaybýdýr.
Muhmmed HAMÝDULLAH’tan, Ali Ulvi KURUCU’ya, Mustafa Asým KÖKSAL’dan diðer vefat eden âlimlerimize-âriflerimize kadar hangisinin deðerini bildik ki Ahmet Muhtar BÜYÜKÇINAR Hocamýzýn deðerini bilelim. Allah rahmet etsin. Mekaný cennet olsun. Geride býraktýðý eserleri de sadakayý câriye muamelesi görsün. Ruhu þad olsun.