Ana Sayfa   |   Görüntülü Dersler  |  Sesli Dersler   |  Kur'an Araþtýrmalarý   |  Ýlmi YAZILAR   |  Aile Eðitim Yazýlarý   |  Çocuk Eðitimi Yazýlarý   |  Yazarlar  |  Ýletiþim

Kur`an-i Kerim ve Mealleri

Namaz Sureleri Tefsiri

Cuma (Tefsir) Dersleri

Hadis Dersleri

Cami Dersleri

Hz. Peygamberin Hayatý (s.a.v)

Ýnsaný Tanýmak (Radyo)

Tv Programlarý

Seminer ve Konferans

Kýsa Dersler

Özel Konular

Fýkhi Konular

Aile Eðitim Seminerleri

Foto Galeri

Üyelik Giriþi

Kull. Adı

:

Şifre

:
   

Ücretsiz Üyelik
Şifremi Unuttum

Güncel Videolar

Eðitimcilere ÖZEL
Gazze Duasý
Gençlerle Ýletiþim (Günýþýðý- Reþitpaþa​)
Uyumlu Evlilik Yöntemi (Bulgurlu)

Namaz Vakitleri

Sayaç

Sayac
Tekil (Bugün) 4198
Toplam 16410434
En Fazla 25928
Ortalama 2706
Üye Sayýsý 1193
Bugün Üye Olan 0
Online Ziyaretci
 

 
Âyetlerin ýþýðýnda karnemiz!
25/06/2012 - 11:44
 
Yaþar Deðirmenci
Bu dünyadan giderken götürdüðümüz karnemizin ( hayat defterimizin) içindekiler, eðer "selim bir kalb"e tekabül ediyorsa, ve onun hayat haline gelmiþ izdüþümleri ise ne mutlu

Her karne döneminde deðiþik duygulara kapýlýrým. Teþekkür/takdir belgeleri ellerinde olan öðrenciler karnelerini gösterme yarýþýna girer, tabii emeklerinin karþýlýðýný da gerek aile fertlerinden gerekse konu komþudan koparmaya çalýþtýklarý harçlýklarla almaya çalýþýrlar. Ýlköðretime gidenler baðýrarak biraz da aldýklarý güzel karneleriyle iftihar yarýþýna girerler. Karneleri düzgün olmayan, zayýflarla dolu veya umduðunu bulamayan öðrenciler mahcub, üzgün, tedirgin buruk ve hüzünlü. Harçlýk vermek için karnelerini sorduðumda geçiþtiriverirler o çocuk masumiyetleri içinde. Aman Allah’ým! Karne! Çalýþmalarýn/baþarýnýn yahut baþarýsýzlýðýn, sevincin veya üzüntünün belgesi. Nihayet geçici bir dünya, geçici bir belge! Fânilikler içinde ebedîliði, sýnavlar içinde “imtihan dünyasý” yaþayan, sonunda alacaðýmýz karneye göre ebedî saadet ya da ebedî felaket! Dünyada zayýf karnelerin telafisi mümkün, zayýf derslerin düzeltilmesi muhtemel. Ancak “Son dâvet” geldiðinde karnemiz düzgün deðilse, hazýrlýksýz yakalanmýþsak, “yarýn, yarýn” diyerek ertelemiþsek yapmamýz gereken amelleri. Âyetler bugün nâzil olmuþ gibi bize o karneyi ve o “karne günü”nü hatýrlatýyor: “O gün yargýlanmak üzere huzura çýkarýlacaksýnýz; en gizli sýrrýnýz bile gizli kalmayacak. Karnesi sað tarafýndan verilen kimseye gelince... O sevinçle þakýyacak: ‘Hey millet! Alýn iþte okuyun karnemi! Kesinlikle ben hesabýmla yüzleþeceðime gönülden inanmýþtým.’ O kendini mesut ve bahtiyar eden bir hayatýn içinde bulacak. Yüce bir cennette. Hemen yakýnýnda amellerinin meyveleri. (Kendilerine) Bu günler için geçmiþte peþinen takdim ettiklerinize karþýlýk yiyin için âfiyet olsun’ denilecek. Týpký teþekkür/takdir alan karnelerini gösterme yarýþýna giren öðrenciler gibi. Aman Allah’ým âyetler þimdi nazil olmuþ gibi. Karnesi sol tarafýndan verilen kimseye gelince... Sonunda o da þöyle sýzlanacak: ‘Eyvah! Keþke hiç karne almasaydým. Ve hesabýmýn ne olduðunu keþke hiç bilmeseydim. Ah! Keþke ölüm, iþi tamamen bitiren (mutlak bir yok oluþ) olsaydý. Malým baþýma gelen hiçbir belayý def etmedi. Gücüm elimde patladý.’ (69 Hâkka 18-29) C: Hak Kur’an-ý Keriminde “Kitabý, sicili sað eline tutuþturulan haykýracak ‘Gelin hepiniz gelin þu sicilimi okuyun. O kendini mesut ve bahtiyar eden bir hayatýn içinde bulacak. “Oku kitabýný” dendiðinde okuyacaðýmýz þeyler de, bizim dünyada iken yapýp ettiklerimiz olacak. “Bu kitap küçük büyük bir þey býrakmamýþ, her birini teker teker saymýþ” diyeceðimiz o karne gününde! Týpký zayýflarýmýzý kabullenmesek de karne yalan söylemiyor. Þaþýrýp hayret de etmiyoruz, kabulleniyoruz. Kabahati yok karnenin çünkü. O karneyi dolduran bizim notlarýmýz, amellerimiz... Saçýmýz, baþýmýz darmadaðýnýksa, bizi öyle gösteren aynanýn ne kabahati var? “Yevme lâ yenfeu malün vela benûne illâ men etallahe bi kalbin selîm” Yaratan’ýn “Orada mal ve evlat fayda vermez” dedikten sonra, bizlerden istediði “kalbi selim”in nasýl ortaya çýkacaðýna kafa yorduk mu hiç? Nedir o kalb-i selim? Acaba oraya gidip geldikten sonra bir “Hayat defteri” yazacak olsaydýk, bugün yazdýklarýmýzý yazarmýydýk? Ayný karneyi mi alýrdýk, ayný notlar mý olurdu karnemizde? “Herkes yarýna ne gönderdiðine baksýn.” diyor ölümü ve hayatý Yaratan Rabbimiz. Neyi yaptýðýna, neyi yapmadýðýna, neyi nasýl yaptýðýna baksýn. Çünkü yarýn, herkesin önüne neyi yapýp neyi yapmadýðý, neyi nasýl yaptýðý konacak. Herkes görecek, bilecek ne yapýp ne yapmadýðýný. Âhirette açýlacak ama bu dünyada doldurduðumuz sicilimiz, karnemiz gidecek öbür âleme. Ýþte bu “amel defteri” gidecek insanla birlikte... Hani þu “Nasýl bilirsiniz?” sorusuna verilen cevapta “Ýyi biliriz” cümlesini doðrulayacak veya doðrulamayacak amel defteri. Yâni karnemiz! Hükmün sadece ve sadece Allah’a ait olacaðý O gün karneler verilecek. O hayat defteri açýlacak. Evet, ‘nereye kaçmalý?’ diye düþünüldüðünde ‘kime sýðýnmalý, dayanmalý, güvenmeli?’ diye sorulduðunda O Büyük Gün hatýra gelecek. Öyle bir gün ki: Güveneceklerinizin de güvene muhtaç olduðu bir gün. Sýðýnacaklarýnýzýn da sýðýnacak delik aradýklarý bir gün. Kendilerini dayanak olarak lanse edenlerin dayanacak yer aradýklarý bir gün. Kur'an'da "O gün, kiþi kaçar kardeþinden, annesinden ve babasýndan..." denilen gün gelmeden, "Beþikteki bebelerin saçlarýný aðartan" diye nitelendirilen gün gelmeden, karnelerimiz ellerimize tutuþturulmadan, “Eynel mefer Nereye kaçmalý? Fefirru ilallah Kaçýnýz Allah’a” hitabýný unutmadan yaþamak varken iftihar edeceðimiz karnelerle Rabbimizin bize sunacaðý nimetlere konmak varken ‘bu periþan hale düþmeye deðer miydi?’nin hesabýný bugün yapamaz mýyýz. Daha karnemize son notlar yazýlmadan, iþ iþten geçmeden...  Ya karneleri gösterilemeyecek kadar kötü olanlar! Nereye kaçacak?

Dünyada, evinde, ailesi, kavmi içinde rahat ve refah yaþayýþýyla keyfinde zevk ve sefa içindeydi. Ahireti ve iþin sonunu düþünmezdi. Gam ve keder içinde sýkýntý çekenlere acýmazdý. Hiç azab çekmeyecek, yaptýklarýndan sorumlu olmayacaðýný zannetmiþti. Ne zaman ki “Ýkra kitabek! Oku kitabýný” (Dünyadan getirdiðin amelleri bulunduran sicilini, dosyaný ) denecek. Karnesindeki zayýflarý görenler saklayacak, kaçacak yer de bulamayacaklar. Ýnsanoðlunun, kardeþinden, annesinden, babasýndan, eþinden ve çocuklarýndan kaçtýðý ân hatýrlansaydý sicilimiz deðiþmez miydi? Kâinatý yaratanýn, bir gün gökleri düreceðini, daðlarý savuracaðýný, denizleri fýþkýrtacaðýný ve “Kýyamet” denen o dehþet verici günün mutlaka geleceðini unutmadan yaþasaydýk karnemiz böyle mi olurdu? “Eyne’l meferr - Kaçacak yer yok mu?” diye insanlarýn çýrpýndýðý ânýn gerçekleþeceðini düþünseydik karnelerimizdeki notlar bu mu olurdu?

Hz. Aiþe anlatýyor: “Rasulullah’ý dinledim. Namazýnýn bazýsýnda ‘Allahümme hasýbnî hýsaben yesîra (Allah’ým! Beni kolay bir hesapla hesaba çek.)’ Diyordu. Namazdan çýkýnca, ‘Ey Allah’ýn Rasulü!’ dedim. Kolay hesap nedir? Buyurdu ki: Kitabýna bakýlýp da geçiþtirilivermesi, yâni günahlarýnýn af olunuvermesidir.”

Bu dünyadan giderken götürdüðümüz karnemizin ( hayat defterimizin) içindekiler, eðer “selim bir kalb”e tekabül ediyorsa, ve onun hayat haline gelmiþ izdüþümleri ise ne mutlu. Âyetlerde zikredildiði gibi neþe ve sürur içinde iftihar tablomuzu göstereceðiz hemen herkese. Ya karnemizdeki notlarýn karþýlýðý: Kýrdýðýmýz kalpler, darýlttýðýmýz gönüller, riayet etmediðimiz haklar/hukuklar... Habersiz yaþadýðýmýz komþuluklar... Kestiðimiz akrabalýk baðlarý, kopardýðýmýz dostluklar... Hal/hatýr bile sormadýðýmýz yetimler, öksüzler... Peygamber diliyle tehlikesinden haber verildiðimiz selin üzerindeki köpük ve çerçöp gibi olacaðýmýz hallerimiz... Hýrs ve ihtiraslar içinde birbirimizle çekiþmelerimiz... Makam ve saltanata düþkünlüðümüz... Kapýldýðýmýz menfaat, taklit ve dünyevîleþme hastalýðý... Kanaat/sabýr/þükür yoksunluðu... Hata, isyan ve günahlarýmýzý aleniyete döküp âdeta Rabbimize meydan okumalar... Nimeti vereni unutup, nimete sarýlanlar... Ettiðimiz gýybetler, istihzalar, suizanlar... Yaptýðýmýz hileler, hurdalar... Boþa çýkardýðýmýz umutlar, güvenler... Sarstýðýmýz saf ve temiz duygular... Bütün bunlarla dolu bir karneden ve onun gösterilmesinden korktuðumuz için böyle bir günün gelmesinden þüphe ediyorsak; Bir kere kesin olarak bilmeliyiz ki o “Bir gün” gelecek. Þek ve þüphe duyanýn sadece kendini aldatacaðý o gün muhakkak gelecek. ‘Bütün gelecekler yakýndýr’ der gibi gelecek. Ne mutlu ki iþ iþten geçmedi, karnemiz daha verilmedi. Yaþýyoruz çünkü. Tevbe ve istiðfara, salih ameller iþlemeye zamanýmýz var. Nefes alýyoruz, hissediyoruz, düþünüyoruz... Herþey bitmedi. Ölmedik çünkü... Çok þükür... Bir þükür de karneleri; sadece öðrencilerin almadýðýnýn, hepimizin bir karnesinin olduðunun, farkýna vardýðýmýz için de çok þükür...


Bu Makale 5039 defa okunmuþtur

 

Yazdýr

YAZARIN DÝÐER YAZILARI

©

29/02/2016 - 10:00 Mü’minler izzet ve þerefi nerede arýyorlar?

©

07/04/2015 - 12:35 Modern dünya hepimizi yara bere içinde býraktý

©

17/03/2015 - 11:15 Ýtidal Notlarý

©

13/02/2015 - 16:15 Mü’mince bakýþa olan ihtiyaç

©

26/01/2015 - 14:07 Âlim bedel öder!

©

31/12/2014 - 15:56 Cinnet toplumunun figüraný olmayalým! Mesele yýlbaþý deðil, kimlik kiþilik meselesi

©

03/12/2014 - 16:11 Cihat eðitimi/Eðitimin cihadý

©

04/11/2014 - 19:03 Peygamberlerin yol gösterdiði hicret ve düþündürdükleri

©

13/10/2014 - 16:24 Kardeþlik zamaný!

©

02/09/2014 - 18:35 Dostane bir ikaz!

©

04/08/2014 - 13:32 Ramazan Bayramý sonrasý düþünceler

©

09/06/2014 - 13:56 Âlimler ne zaman celadet gösterecek?

©

06/05/2014 - 10:17 Dinimizi parçalayýp dünyamýza yamadýk!

©

03/04/2014 - 10:09 Mü’min bünyesinde açýlan yara!

©

04/02/2014 - 09:19 Tartýþmanýn galibi yoktur!

©

10/01/2014 - 10:18 Peygamberimize olan hasret ve düþündürdükleri

©

04/12/2013 - 13:13 Bir hadis-i þerif ve düþündürdükleri

©

06/11/2013 - 11:17 Mü’minler aman dikkat!

©

03/10/2013 - 14:06 Haccýn Þuuru

©

12/09/2013 - 12:49 Ýki Üstad Ýki Dergi Necip Fazýl KISAKÜREK Sezai KARAKOÇ Büyük Doðu ve Diriliþ

©

24/08/2013 - 14:12 Unuttuðumuz iki haslet: Dil ve Nezaket

©

08/07/2013 - 12:11 Ramazan ayýný hasret muhabbet ve hürmetle karþýlarken

©

10/06/2013 - 10:42 Üstadýn 30. Seneyi devriyesi münasebetiyle…

©

03/06/2013 - 12:05 Miraç bize ne söyler?

©

13/05/2013 - 18:28 Sessiz çýðlýk: ÖLÜM

©

18/04/2013 - 10:36 ‘Kutlu Doðum Haftasý’ Münasebetiyle

©

10/04/2013 - 11:04 Bir çýnarýn ardýndan

©

17/01/2013 - 11:37 Ümmetin Hastalýðý: Yolsuzluk

©

31/12/2012 - 13:43 Yýlbaþý deðil, kimlik, kiþilik, þahsiyet meselesi

©

20/12/2012 - 11:50 Yüksek binalar ve altýnda ezilen insanlýk!

©

20/11/2012 - 14:20 Hicret hayatýmýzýn neresinde?

©

04/10/2012 - 10:52 Ümmetin Hastalýðý: Dünyevîleþme

©

27/08/2012 - 12:49 Gönül dostlarýna kulak vermek

©

23/07/2012 - 11:44 Hepimiz yolcuyuz

©

25/06/2012 - 11:44 Âyetlerin ýþýðýnda karnemiz!

©

04/06/2012 - 11:45 Müslümanlarýn sorumluluðu ve düþündürdükleri

©

25/04/2012 - 14:32 Cömertliðin önemi ve düþündürdükleri

©

04/04/2012 - 14:27 Vahyin Dilinden
 
 

Site Ýçi Arama

19 Cemâziye'l-Evvel 1446 |  21.11.2024

Bir Ayet

Bismillahirramanirrahim

"Öyle insanlar da vardýr ki "Allah'a ve âhiret gününe inandýk" derler; Oysa iman etmemiþlerdir. Akýllarý sýra Allah'ý ve iman edenleri aldatmayý kurarlar. Kendilerinden baþkasýný aldatamazlar da farkýnda deðiller. Kalplerinde bir hastalýk vardýr. Allah da onlarýn hastalýklarýný daha da ilerletti. Bu yalancýlýklarý, bu samimiyetsizlikleri sebebiyle bunlara gayet acý bir ceza vardýr. "

( Bakara Suresi - 8)

Bir Hadis

Ka'b Ýbnu Mâlik (radýyallâhuanh) anlatýyor:

Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ýn þöyle söylediðini iþittim:

"Kim âlim geçinmek, sefihlerle münâzara yapmak ve halkýn dikkatlerini kendine çekmek gibi maksadlarla ilim öðrenirse Allah o kimseyi cehenneme atar."



Tirmizî, Ýlm 6

Bir Dua

“Allah’ým! Bizi baðýþla, bize merhamet eyle, (ibadetlerimizi, hayýr ve hasenatlarýmýzý, dualarýmýzý) kabul eyle, bizi cennete koy, bizi cehennemden azat eyle.”

(Ýbn Ebu Þeybe, Duâ, 135)

Hikmetli Söz

Dostlar! Size ‘Dünyayý olduðu gibi terk edin’ demiyorum. ‘Günahlarý terk edin’ diyorum. Dünyayý bir kenara itmek fazilettir, ama günahlarý terk etmek kaçýnýlmaz bir farzdýr.


Canlý yayýn

Ýslam Ansiklopedisi

  Tasarým : Networkbil.NET

@2008 kuraniterbiye.Com