Kendilerinin hâlini soracak, bir nebze olsun dertlerini paylaþacak evlatlar, akrabalar, dostlar zaman zaman ne kadar da aranýr. Þurasý bir gerçek ki, gün geçtikçe yalnýzlaþýyoruz.
Sýla-i rahim; gerek soy, gerekse evlilik vesilesiyle oluþan hýsýmlara, yakýnlara iyilikte ve yardýmda bulunma, onlarla ilgilenme, akrabalýk baðlarýný güçlendirip, koruma þeklinde tanýmlanabilir.
Yakýnlar arasýndaki bu baðýn koparýlmasý, Ýslâmdininde büyük günahlar arasýnda sayýlmýþtýr. Zira insanýn diðer insanlarla olan iliþkileri, yakýnlarý ile olan iliþkilerine göre þekillen mektedir. Buna göre yakýnlarý ile iyi iliþkiler içinde olmayan insan, diðerin sanlarla nasýl iyi iliþkiler içinde olabilir Toplumdaki sevgi ve dayanýþma baðlarýnýn çözülmesi aile-den baþlar, komþulara ve diðer kesimlere sirayet eder, neticede fert ve toplumsal bazda ahenk bozulur. Kur’an-ý Kerim’de, “Allah'a ibadet edin ve O'na hiçbir þeyi ortak koþmayýn. Ana-babaya, akra-baya, yetimlere, yoksullara, yakýn komþuya, uzak komþuya, yakýn arkadaþa, yolcuya, idare ve himayeniz altýnda olanlara iyi davranýn. Allah kendini beðenen ve daima böbürlenip duran kimseyi sevmez.” (Nisa, 36)ayeti, Müslümanlarýn yapmasý gerekli görevlerden bir kýsmýný dile getirmektedir. Allah’a ibadet dýþýnda baþta ana-baba olmak üzere toplumun ilgiye muhtaç diðer sýnýf ve bireyleri ile iyi iliþkiler kurulmasý bir görev olarak vurgulanmaktadýr. Ayete konu olan gruplarla iyi iliþkiler kurabil-menin yollarýndan birisi de sýla-i rahim kavramý içinde deðerlendirilen ve belki de onun özünü teþkil eden ziyarettir. Zira nice yalnýz anne babalar, akrabalar bir dost, evlat, yakýn yolu gözlemektedir. Kendilerinin hâlini soracak, bir nebze olsun dertlerini paylaþacak evlatlar, akrabalar, dostlar zaman zaman ne kadar da aranýr. þurasý bir gerçek ki, gün geçtikçe yalnýzlaþýyoruz. Gerek akrabalarýmýz gerekse diðer insanlarla iliþkilerimiz daha da zayýflýyor. Kendimizin dýþýndaki insanlarý ve onlarýn problemlerini gün geçtikçe umursamaz oluyoruz. Huzuru, sevinci, üzüntüyü, varlýðý, yokluðu bireysel olarak yaþamaya doðru hýzla ilerliyoruz. Oysa problemler, üzüntüler paylaþýldýkça hafifler, ayný þekilde de sevinçler de paylaþýldýkça bir anlam kazanýr. Ahlâkýmýz, ticaretimiz, sanatýmýz, dinlenme ve eðlence kültürümüz, insanî iliþkilerimiz gittikçe yozlaþmaktadýr. Bunun en önemli sebebi modern dünyanýn bizlere sunduðu hayat tarzý ve kendi deðerlerimizden uzaklaþmamýz olsa gerek. Kentlere doðru yaklaþtýkça akraba iliþkilerinin zayýfladýðýný, hatta kaybolma noktasýna geldiðini görmekteyiz. Oysa dinimiz, bir taraftan akraba iliþkilerini mümkün mertebe kuvvetlendirmemizi, onlardan muhtaç konumda olanlarý koruyup kollamamýzý emrederken, diðer taraftan da yakýnlarla iliþkilerimizi koparmamýzý yasaklamaktadýr.
Allah’a olan sýla
Sýla-i rahim denince ilk olarak akrabalarla yada yakýnlarýmýzla olan iliþkimizi sürdürme akla gelmekle birlikte insan, Yüce Yaratýcýsý olan Allah ilede sýlasýný/baðýný devam ettirmelidir. Zaten yakýnlarla olan sýla, Rab ile olan sýlanýn varlýðý durumunda daha da bir önem kazanmaktadýr. Ýnsan önce Yaratýcýsý’na baðlanmak zorundadýr. Yani o, öncelikle kendisine her türlü nimeti bahþeden yaratýcýsý ile sýlasýný kesmemekle yükümlüdür. Çünkü Rabbi ile muhabbet ve minnet baðlarý kopmuþ bir insanýn artýk tutunacak bir dalý, sýðýnacak bir yeri kalmamýþtýr. Böyle bir insanýn diðer insanlarla oluþturduðu bað ve birlik, özünde bir kýymet ifade etmez. Çünkü kurduðu aile ve toplum, ancak zaruretlerin, dünyevî menfaatlerin bir araya getirdiði bir topluluk hüviyetinde olabilir. Çaðýmýzda bu konumda olan fert veya toplumlarýnýn yaþadýðý büyük problem ve sosyal bunalýmlarýn asýl sebebi,Yüce Yaratýcý ile olan sýlanýn koparýlmasý deðilmidir O’nunla olan sýla (iman ve onun gereðini yerine getirme), sýlalarýn en güçlüsü ve insaný huzura ulaþtýran bir sýladýr. Kur’an-ý Kerim’de “…Putlarý inkar edip Allah’a inanan kimse, kopmak bilmeyen saðlam bir kulpa sarýlmýþtýr…” (Bakara, 256)buyurulmak suretiyle, Allah’a kulluða/imana yönelen kiþinin, en saðlam yolu seçtiði belirtilmektedir.
Yüce Rabbimiz, “Onlar, Allah’a verdikleri sözü, pekiþtirilmesinden sonra bozan, Allah’ýn korunmasýný emrettiði baðlarý (iman, akrabalýk, beþeri ve ahlâkî bütün iliþkileri) koparan ve yeryüzünde bozgunculuk yapan kimselerdir. Ýþte onlar ziyana uðrayanlarýn ta kendileridir.” (Bakara, 27)buyuruyor.Bir baþka ayette ise þu ihtar var: “Allah’a verdikleri sözü, pekiþtirilmesinden sonra bozanlar, Allah’ýn korunmasýný emrettiði þeyleri (akrabalýk baðlarýný)koparanlar ve yeryüzünde bozgunculuk çýkaranlar varya; iþte lânet onlara, yurdun kötüsü (cehennem) de onlaradýr.” (Ra’d, 25)Buna göre sýla-i rahimin çekirdeðini Allah’a olan kulluk ya da O’na olan iman baðý teþkil etmektedir. Ýmanýndan dönenler ise, Rabbi ile kalbî baðýný, yani “sýlasýný” kesenlerdir.
Yakýnlarla olan sýla
Dinimiz, akrabalar arasýndaki iliþkilerin saðlam, sýcak ve devamlý olmasýna, akrabalarýn birbirine maddeten ve manen destek olmalarýna çok önem vermektedir. Akrabalarýn haklarýný gözetmek, Allah ve Resulü'nün ýsrarla emrettiði þeylerdendir.Kur’an-ý Kerim’de, “…Birbirinin mirasçýsý olan akraba (rahim sahipleri), Allah’ýn Kitab’ýna göre birbirine daha yakýndýrlar.” (Enfal, 75; Ahzab, 6)ayeti,yaratýlýþ gereði akraba olanlarýn, yakýnlýk derecelerine göre birbirlerine diðer insanlardan daha çok ilgi duyacaklarýný, birbirlerini daha çok koruyacaklarýný bildirmektedir. Rahim baðý, kan baðý, aile ba-ðý gibi biyolojik ve sosyolojik faktörler, akrabayý birbirlerine yakýnlaþtýrmaktadýr. Ýnsanýn, önce kendi yakýnlarýna yardým etmesi, yaratýlýþ yasasýnýn gereðidir. Bu husus, Kur’an-ý Kerim’de deðiþik vesilelerle birkaç yerde dile getirilmiþtir. (Bakara, 83, 177;Nahl, 90; Enfal, 75; Ahzab, 6; Rûm, 38)“Akrabaya, yok-sula ve yolcuya hakkýný ver ama saçýp savurma!”(Ýsra, 26)Bu ayette önce akrabaya, sonra miskine, sonra yolcuya yardým edilmesi emredilmektedir.Bu durum, yardýmda akrabanýn önceliði bulunduðuna iþaret etmektedir. Zira herkes kendi kapýsýnýn önünü temizlerse, bütün sokak temizlenir.
Hadislerde sýla-i rahim
Peygamberimizin ilk tebliðleri arasýnda sýla-i rahim de yer almýþtýr. Sýla-i rahimin önemini vurgulayan hadislerden bir kýsmýný nakletmek istiyoruz:“Kim, rýzkýnýn Allah tarafýndan geniþletilmesini, ece-linin uzatýlmasýný isterse sýla-i rahim yapsýn.” (Buha-ri, Edeb 12)
Allah Teâlâ'nýn insan için takdir buyurduðu ömür ne artar ne de eksilir. Bu ve benzeri hadisi þeriflerde sadakalarýn ve güzel iþlerin ömrü artýracaðý ifade buyurulmuþtur. Bu artma, bizim anladýðýmýz manada bir artma deðildir. Allah Teâlâ, insanlarýn yapacaklarý ibadetleri ve güzel iþleri ezelde biliyor . Bunun için bunlarýn güzel iþleri sebebiyle ömürlerini artýrarak takdir buyuruyor. Yoksa ezelde takdir edilmiþ olan ömürleri, sonradan yapacaklarý ibadet ve güzel iþleri sebebiyle artýrýlacak deðildir.
Akrabadan muhtaç olanlara yardým etmek sýla-irahimin kapsamý içindedir. Zekât ve fitrelerimizi öncelikle akrabadan yoksul olanlara vermemiz, bu türmalî ibadetlerimizin daha çok kabulüne vesile olacaktýr. Zira Peygamberimiz; “Yoksula bir þey vermek sadakadýr. Akrabaya bir þey vermenin ise iki sevabý vardýr. Birisi sadaka sevabý, diðeri de akrabayý görüp gözetme sevabýdýr (Nesai, Zekât 82; Tirmizi, Ze-kât 26; Ýbn Mâce, Zekât 28)buyuruyor. Sýla-i rahiminen güzeli akrabadan muhtaç olanlarý ziyaret ederek onlara yardým etmek ve geçim darlýklarýný hafifletmektir. Sýla-i rahim görevini ihmal etmek, Allah’ýn rahmetinin üzerimizden kesilmesine sebeptir. Peygamberimiz buyuruyor: “Rahm Arþ’a tutunmuþ, akrabalýk Arþ’ýn Rabbine sýðýnmýþ ve þöyle demiþtir”;“Beni görüp gözeteni Allah gözetsin, benimle ilgiyi kesenden de Allah rahmetini kessin.''(Müslim, Birr, 8)
Yine Peygamberimiz, “Akrabadan gelen iyiliðemisliyle karþýlýk veren kimse tam mânâsýyla akrabasýna sýla etmiþ deðildir. Gerçek sýla, kendisiyle ilgiyi kesenleri görüp gözetmektir.” (Buhârî,Edep, 15)buyurmuþlardýr. Ýnanmýþ olan kimse artýk bu ayetve hadisler karþýsýn-da akrabalarý ile ilgi-sini kesemez. Onlarý rahatsýz edici ve kabul edilemez davranýþlarý karþýsýnda bile onlara iyilik etmek ve yardýmda bulunmak durumunda olmalýdýr.
Unutulmamanýn yolu unutmamaktan geçer.
Kültürümüzde sýla-i rahime vesile olacak, onu etkin kýlacak çeþitli dinî ve geleneksel etkinlikler mevcuttur. fiüp-hesiz bayramlar bu etkinliklerin en baþta gelen örneklerin-dendir. fiu kadarýný ilâve etmek gerekir ki, bayramlar te-mel esprisini kaybetmediði sürece gerek akrabalar gerekse toplumun diðer bireyleri arasýnda kaynaþma ve dayanýþmanýn belirginleþtiði özel zaman dilimleridir. Bayramlar vesilesiyle yapýlan ziyaretler, kalplerin yumuþamasýna,sevginin paylaþýlmasýna ve bireysel bazdaki huzurun kitle-sel boyutta hissedilmesine katký saðlayan önemli günlerdir. Ancak ister istemez günümüzde bayramlarýn bu ruhhali içinde idrak edilip edilmediði sorusu akla geliyor. Çoðu iliþkilerin menfaat temeli üzerine inþa edildiði, insanlarýn çoðu zaman kendilerine saðlayacaðý menfaatler ölçü-sünde baþkalarýyla ilgilendiði, hatta kendinden önce baþkalarýný tanýmlamaya kalkýþtýðý, uhrevî ve inanç boyutundan uzaklaþmalarýn yaþandýðý, bunun sonucu olarakda çoðu kez üst kattaki komþunun alt kattakinden habersiz yaþadýðý, aileler, akrabalar arasýndaki irtibat ve iliþkilerin zayýfladýðý, nesiller arasýnda kalýn duvarlarýn örüldüðü, vefa, haya, iffet gibi bizi biz yapan deðerlerin kaybolmaya yüz tuttuðu bir dönemde yaþamaktayýz. Ýþte söz konusu olumsuzluklarýn giderilmesi veya asgariye indirilmesinde sýla-i rahimin baþka bir ifadeyle akrabalýk baðlarýnýn güçlendirilmesinin etkisi inkâr edilemez. Bu itibarla bayramlar, birbirimizden kaçýþ anlarý deðil birbirimize yakýnlaþmaanlarý olmalýdýr. Kur’an-ý Kerim’de deðiþik vesilelerle Allah’ý unutanlarýn Allah tarafýndan unutulacaðý vurgulanmaktadýr. (Örnek olarak bkz. Tevbe, 67; Câsiye, 34; A’raf, 51;Secde, 14) Nitekim, “Onlara denir ki: “Bugüne kavuþacaðýnýzý unuttuðunuz gibi Biz de sizi unuttuk; varacaðýnýz yer ateþtir yardýmcýlarýnýz da yoktur.” (Câsiye, 34)ayeti, Allah’ý unutaný, insanlarýn kendisine en fazla muhtaç ol-duðu günde Allah’ýn da unutacaðýný (yardým etmeyeceði)dile getirmektedir. Bu durum insanlar için de böyledir. Kendisi unutan insanýn, unuttuðu insanlar tarafýndan birþekilde unutulacaðý açýktýr. Ýnsanlarýn zor gününde onla-rýn yanýnda yer almayan, zor gününde kimseyi yanýnda bulamayacaktýr. Bu ve benzeri ayetlere kulak vererek, unutulmak istemiyorsak, ana-babamýzý, eþimizi dostumuzu unutmamalýyýz. Müslümanlar arasýnda kardeþlik haklarý bulunmasýnýn yanýsýra, akrabalar arasýnda bir de sýla-irahim kapsamýnda ele alýnacak haklar olduðunu hatýrýmýzdan çýkarmamalýyýz. Gerçekten de sýla-i rahim, insanlarý boncuk taneleri gibi bir araya getiren ipliðe benzer. Bu baðý koparmak hoþ görülmediði gibi, güçlendirmek övülmüþtür. Akrabalarýný ihmal edip, ziyaret etmeyen kimselerin bulunduklarý meclise Allah’ýn rahmetinin inmemesinden büyük tehdit olur mu?
|